Etiket: Moda

  • Saraçoğlu: “Moda dünyasında marka olmak uzun ve meşakkatli bir yol”

    İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi (İKBU) ve İstanbul Moda Akademisi (İMA), Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi öğrencilerini tasarım dünyasının başarılı modacıları ile bir araya getirdi. Gamze Saraçoğlu’nun da konuk olarak katıldığı söyleşide ünlü moda tasarımcısı, “Moda dünyasında marka olmak uzun ve meşakkatli bir yol” dedi.

    İKBU Fatma Altınbaş Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen etkinliğe “İlham Veren Hayatlar” kapsamında Moda Tasarımcısı Giray Sepin, Gamze Saraçoğlu ve İMA Tekstil ve Moda Tasarımı Bölüm Başkanı Gülin Girişmen konuşmacı olarak katıldı. İKBU Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Fatma Altınbaş Sarıgül moderatörlüğünde keyifli bir sohbet havasında geçen söyleşide konuklar hem kendi deneyimlerini ve hikâyelerini öğrencilerle paylaştı hem de merak edilenleri cevapladı.

    “Üniversite olarak her zaman sektör ile öğrencilerimizi bir araya getiriyoruz”

    Yrd. Doç. Dr. Fatma Altınbaş Sarıgül üniversite olarak öğrencilerin sektör ile buluşmasına çok önem verdiklerini söyleyerek, “Biz moda bölümü olarak alanında başarılı tasarımcılarla öğrencilerimizi düzenli olarak bir araya getirmek istiyoruz. Çünkü öğrencilerimizin gerçek hayatta akademik olarak öğrendikleri bilgileri nasıl kullanabileceklerini bilmeleri gerektiğinin önemine inanıyoruz. Burada tasarımcılarımız kendi hikâyelerini öğrencilerimizle paylaşıyorlar ve bir marka oluşturmak için gereken birikimin nasıl oluştuğunu, tecrübenin önemini öğrencilerle paylaştıklarında öğrencilerimiz de gerçek hayata uyum sürecini tamamlayarak üniversiteden mezun oluyor” dedi.

    Özellikle moda dünyasında marka olmanın çok uzun ve meşakkatli bir iş olduğuna değinen Gamze Saraçoğlu da, “Ben de çok yavaş ilerleyen ve çok zorlu bir süreç sonrasında markamın şu anda olduğu noktaya ulaşabildim. Bunun için de çok emek vermek, çok fazla çalışmak ve hayatın birçok kısmında ödün vermek gerekiyor. Bizim sektörde hayat ile işi bir arada yaşamak başarıyı getiriyor. Çok planlı ve programlı davranılırsa marka haline gelinebilecek bir sürece girilmiş olunur” diye konuştu.

    “Hızlı değişen moda dünyasına ayak uydurmak şart”

    Yeni nesil modacılara da tavsiyelerde bulunan Saraçoğlu, “Moda çok çabuk değişen bir sektör. Bu yüzden dünyayı takip etmek, farklı disiplinleri takip etmek, dünyada ne olup bittiğini görmek ve bunları doğru yorumlamak, hayatı seyretmek ve hayatı seyrettikten sonra bununla alakalı bir bakış açısıyla yorum katabilmek çok önemli. O yüzden hiç durmadan çalışmak ve hayatı doya doya yaşamak ve içinde olmak gerekiyor. Bizim en çok beslendiğimiz nokta aslında sokaklar. Sokaklar hayatın gidişatını, dünyanın nereye gittiğini, neler beklediğimizi çok net anlatabiliyor. Bunun yanı sıra kendi farkımızı da ortaya koymamız gerekiyor. Bir de yaptığımız işe gerçekten en iyi, en doğru ve en dürüst şekilde yapmamız gerekiyor ki bu şekilde modada farkımızı ortaya koyabiliriz” diye konuştu.

    “Sadece geleceğin modacılarından değil tüm gelecekten ümitliyim”

    “Ben sadece geleceğin modacılarından değil geleceğin gençlerinden ümitliyim” diyen Saraçoğlu son olarak da, “Ben aynı zamanda üniversitede ders veriyorum ve öğrencilerimden gördüğüm kadarıyla çok güçlü bir gençlik geliyor. Ben onlardan çok şey öğreniyorum. O yüzden sadece moda tasarımı öğrencileri olarak değil de genel olarak çok güçlü ve ne istediğini bilen bir yeni nesil geliyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.

    İMA Moda ve Tekstil Bölüm Başkanı Gülin Girişmen de özelikle moda dünyasında profesyonel yetiştirmek istediklerini dile getirerek, “İKBU ile yapmış olduğumuz bu etkinlikle öğrencilere tasarımcı olma, profesyonel bir noktadan nasıl hareket etmeleri gerektiği ile ilgili moda tasarımcıları ve eğitim kurumlarının sektörle olan ilişkisini anlatmak üzere buradayız. Çünkü onlara bir yol göstermek istiyoruz yani bu süreci nasıl yaşamaları gerektiğine ve nasıl farkındalık yaratmaları gerektiği ile ilgili bir etkinlik bu” ifadelerini kullandı.

    “Profesyonel olmak için istemek ve eğitim şart”

    Profesyonellik için önce bu mesleği yapmak istediklerine dair gerçek bir isteğin olması gerektiğine de değinen Gülin Girişmen aynı zamanda, “Bu işe isteyerek başladığınızda beraberinde birçok farklı disiplinini getirecektir. Öz disiplin, araştırmacı ruh ve uygulama gibi. Tüm bunları sürekli olarak aynı dinamikler içerisinde aynı heyecanla devam ettirmeleri gerekiyor. Profesyonel olmak bütün bu birimleri beraber hareket ettirmek anlamına geliyor. Bu yüzden iş birliklerimizin devam etmesi, genç tasarımcıların eğitimlerini mutlaka almaları gerektiğinin altını çizmek istiyorum. Çünkü moda tasarımı genel olarak çok daha farklı şekilde algılanıyor. Fakat moda tasarımın içerisinde çok farklı alanlar var. Bunların arasında araştırma, teknik birimler ve uygulama kısımları ve bütün bunları birleştirip yönetebilmek için de yönetim anlamında da yetişmeleri gerekiyor. Moda tasarımı sadece üzerinize giydiğinizi yakıştırmak anlamına gelmediğini ve eğitimin şart olduğunu altını çizmek istiyorum” diye konuştu.

  • İstanbul Moda haftası başladı

    Moda dünyasının her yıl heyecanla beklediği Mercedes-Benz İstanbul Fashion Week bugün başladı. Ünlü tasarımcıların yeni kreasyonlarını sergilediği İstanbul Fashion Week bu yıl dokuzuncu kez moda severlerle buluşuyor. Moda haftasının açılış defilesini Cihan Nacar yaptı.

    Nacar’ın defilesinde ünlü manken Tülin Şahin baş manken olarak yürüdü. İstanbul Fashion Week 24 Mart’a kadar İstiklal Caddesi’ndeki Grand Pera binasında gerçekleşiyor.

  • Erkeklerde burun estetiği moda oldu

    Son yıllarda özellikle erkeklerin en çok yaptırdığı estetik operasyonunun ’burun estetiği’ olduğuna dikkat çeken Op. Dr. Baran Aydemir, “Erkek hastalar, genelde belli olmayan çok doğal sonuçlar istiyorlar” dedi.

    Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de, estetik burun ameliyatlarında kadın ve erkek oranı birbirine yaklaştı. Özelikle erkeklerde burun estetiği operasyonunda artış yaşandı. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Op. Dr. Baran Aydemir, erkeklerin yetişkin yaşlarda şekil ve nefes alma sıkıntılarına sık rastlandığını ifade ederek, “Ülkemizde özellikle erkek çocuklarda küçük yaşlarda alınan travmalarla, yetişkin yaşlarda şekil ve nefes alma sıkıntılarına sık rastlanmaktadır. Yapılacak müdahale ile şekil bozukluğu düzeltilirken, nefes sorunu da aynı zamanda çözülmektedir. Bunun yanında özellikle İzmir’de her geçen gün erkeklerin dış görünüşlerine daha fazla özen gösterdiklerine ve estetik burun ameliyatı taleplerinin arttığına şahit oluyoruz” diye konuştu.

    İzmir erkeği görünüme önem veriyor

    Erkek hastaların doğal ve erkeksi görünümü koruması gerektiğini belirten Dr. Aydemir, estetik operasyonuna da değindi. Aydemir, “Burun ucu kaldırılmamalı, burun aşırı inceltilmemelidir. Kadınlarda estetik kaideler daha net olmakla birlikte, erkeklerde yakışıklı olmanın net bir tanımı yoktur ve kişiler arasında ciddi fikir farkları vardır. Bir kişinin çok beğendiği bir burun diğeri için sevimsiz olabilir. Bu noktada 3D Vectra sayesinde, konsültasyon sırasında ameliyat sonrasında ortaya çıkacak sonuçları görüntüleme ve değerlendirme imkanı buluyoruz. Sistem ayrıca hastanın tedavi planlamasına aktif olarak katılmasına ve hastaya sunulan seçenekler içinden tercih yapabilmesine olanak sağlıyor. 3D Vectra hastanın istediği sonucu doktor ile eksiksiz paylaşabilmesi, düşüncelerini aktarabilmesi için iyi bir yöntemdir” şeklinde konuştu.

    İzmir’de erkek hastaların en çok burun estetiğine önem verdiğini dile getiren Op. Dr. Aydemir, şöyle devam etti:

    “Burun estetiği sonrasında botoks ve dolgu uygulamaları gibi estetik talepler gelebiliyor. İzmir erkekleri her daim dış görünüşlerine önem verdiklerinden daha bakımlı, genç ve sağlıklı görünüyorlar.”

  • Burunda ‘light’ moda

    İzmir Üniversitesi Hastanesi Estetik Cerrahi Uzmanı Cem Aslan, burun estetiğine olan ilginin son yıllarda artış kaydettiğini belirterek, kişilerin ‘ilk bakışta anlaşılmayan’ doğal bir burun şekli istediğini söyledi.

    Uzman Doktor Cem Aslan, “Sosyal etkileşimin arttığı çağımızda estetiğe ve dış görünüşe olan ilgi artıyor. Bu nedenle estetik ve yüz ile uyumlu olmayan burun, psikolojik ve sosyal strese neden oluyor. Estetik operasyon isteyen kişiler artık yüzüne uygun, estetik ve de doğal görünümlü burun yapmamızı istiyor. Önceki dönemlerde yapılan kavisli ve kalkık burun talebi yerini, halk arasında ‘light burun’ olarak adlandırılan ve ilk bakışta anlaşılmayan burun estetiğine bıraktı” dedi.

    Özgüven artıyor

    Estetik operasyonların kişiye özgüven sağladığını kaydeden Cem Aslan, “Bütün estetik ameliyatlar kişilerin benlik saygısını artırır. Ancak burun kişilerin sosyal ortamda daha aktif olmasını sağlıyor. Burnun yüz ile uyumlu hale getirilmesi sadece sağlık ve estetik açısından değil, özgüven açısından olumlu etki ediyor. Elde edilen özgüven eğitim, kariyer ve sosyal yaşamda başarıyı getiriyor” diye konuştu.

    İki saat sürüyor

    Estetik Cerrahi Uzmanı Cem Aslan, şunları söyledi: “Burun estetiği ameliyatı yaklaşık 2 saat sürüyor. Aynı seansta nefes problemleri ve estetik cerrahi işlemini birlikte yapabiliyoruz. İyileşme süreci ortalama bir ay sürüyor. İlk etapta şişlikler oluyor ancak birinci hafta sonunda büyük ölçüde bu sorunlar ortadan kalkıyor. 10 günlük süreçte iyileşme büyük oranda sağlanmış oluyor. Ameliyattan sonra sert sporlardan uzak durulmalı, gözlük kullanılmamalı. Uyarılar dikkate alınırsa iyileşme süreci daha da hızlanır.”

    Light burun modası

    İzmir Üniversitesi Hastanesi Estetik Cerrahi Uzmanı Cem Aslan şöyle devam etti: “Burun estetiğinde amaç, yüze yakışan, nefes alan, estetik ve fonksiyonel bütünlüğün sağlandığı doğal bir burun elde etmektir. Doğal ve yüz ile uyumlu bir burun elde edilebilmesi için her hastanın yüz yapısına göre burnun şekillendirilmesi gerekmektedir. Yüze bakıldığında estetiğin anlaşılması artık istenmiyor. Önceki dönemlerde daha kavisli bir burun sırtı ve kalkık bir burun ucu isteniyordu. Artık halk arasında ‘light burun’ olarak adlandırılan ve yüze uygun ve anlaşılmayan burun tipi isteniyor.”

  • Yeni Moda Kaş Ekimi

    Saç Ekim Koordinatörü Engin Sönmez, Türkiye’de son zamanlarda kaş ekiminin büyük ilgi gördüğünü belirtti.

    Hairestetik Turkey Saç Ekim Koordinatörü Engin Sönmez, “Kaşlar, gözlerin ve yüzün güzelliğini ortaya çıkaran, yüz bütünlüğünü ve ifadesini sağlayan, estetik açıdan çok önemli yapılardır. Kaşlarımız duygu ve düşüncelerimizi belirtirken yüzümüzde oluşan jest ve mimiklere büyük bir katkı sağlamaktadır. Sadece kaş hareketleri ile duygu dışa vurulabilir, bazen söze gerek kalmadan söylenilmek istenilen şey anlatılabilir. Öyle ki, kişinin karşısındaki kişi veya topluluğa olan inandırıcılığında ve etkisinde kaş büyük rol oynamaktadır” dedi.

    Hairestetik Turkey Saç ekim koordinatörü Engin Sönmez, şu bilgileri verdi.

    Kaşlar, gözlerin ve yüzün güzelliğini ortaya çıkaran, yüz bütünlüğünü ve ifadesini sağlayan, estetik açıdan çok önemli yapılardır. Kaşlarımız duygu ve düşüncelerimizi belirtirken yüzümüzde oluşan jest ve mimiklere büyük bir katkı sağlamaktadır. Sadece kaş hareketleri ile duygular dışa vurulabilir, bazen söze gerek kalmadan söylenilmek istenilen şey anlatılabilir. Öyle ki, kişinin karşındaki kişi veya topluluğa olan inandırıcılığında ve etkisinde kaşlar büyük rol oynamaktadır.

    Kaşlar travmalar, yanıklar, kazalar ve bazı cilt rahatsızlıkları sonucu kaybedilebilirler. Günümüzde kaşların şekillendirilmesi moda akımlarının etkisinde de kalmaktadır. Bu akımların etkisiyle kaşlar alınarak şekillendirilmektedir ancak bir müddet ve sıkça alınma sonucu, kaş zarar görebilmekte ve kaşın bazı bölgeleri daha sonra kalınlaştırılmak istense dahi başarılı olunamamaktadır.

    Geçirilmiş travmalar, yanıklar ve bir takım cilt rahatsızlıkları sonucu kaybedilmiş, alım sonrasında tekrar yerine gelmeyen kişiler ve daha kalın kaş sahibi olmak isteyenler için kaş ekimi etkili bir yöntemdir. Kaş ekimi ense bölgesindeki dökülmeye dirençli saç köklerinin kaş bölgesine naklinden ibaret bir işlemdir. Kaş ekiminde kaşa verilecek yeni şekil anatomik sınırlar içerisinde kalarak, hastanın istekleri de dikkate alınmak sureti ile çizilerek planlanır.

    KAŞ EKİMİNDE DOĞALLIK

    Kaşlar göz kapaklarının iç hizasından başlamalı ve göz kapaklarının dış kenarlarının birkaç mm. dışına kayacak şekilde devam etmelidir. Bu anatomik sınırlar içerisinde kalınmak koşulu ile mümkün olduğunca hastanın arzu ettiği kaş şekline yakın bir şekilde girişim planlanır ve gerçekleştirilir. Ense bölgesinden alınan bu kökler nakil edilecekleri bölgeye belli bir açı ve belli bir yönde yerleştirilmelidir. Kaşların açısı ve yönü kaşın 3 ayrı bölgesinde ayrı yönlerde ve ayrı açılarda dizilir. Saç kökleri cildimizden genellikle 45 derece açı ile çıkar. Kaşlarımız ise cildimize paralel sayılabilecek bir şekilde ciltten yaklaşık 10-15 derecelik bir açı ile çıkarlar ve kaşın iç bölgesinde yukarıya doğru, ortaya geldikçe yere paralel ve kaşın dış kısmında ise hafifçe aşağıya yönelmiş bir şekle sahiptirler.

    KAŞ EKİMİ NASIL YAPILIR?

    Kaş ekimi operasyonu FUE saç ekimi mantığı ile yapılmaktadır. 1,5-2 saat süren kaş ekimi işlemi lokal anestezi altında gerçekleştirilmektedir. Operasyon sonrasında hasta taburcu olur. Ekim bölgesinde 1 haftaya kadar çok küçük toplu iğne başı büyüklüğünde kabuklanmalar meydana gelir. Bu kabuklar döküleceğinden hasta sıklıkla hiçbir şey belli olmadan günlük iş ve sosyal hayatına dönebilir. 15 gün süre ile denize girmek, sauna, solaryum, hamam, kızgın güneşe çıkmak ve ağır sporlardan kaçınılmalıdır. Ekilen kaşlar 3 ay sonra çıkmaya başlar ve 7-8 ay içerisinde çıkışını tamamlayarak son şeklini alır. İlk 1 yıl içerisinde kaşlar alındıkları bölgenin özelliklerini göstereceklerinden saç gibi hızlı uzayacaklardır. Uçlarının 15 günlük aralar ile kesilerek düzeltilmesi gerekir. 1 yıldan sonra kaşlar nakil edildikleri yerin özelliklerini kazanmaya başlayacaklarından uzama hızları yavaşlayacak ve bu kesilerek düzeltme ihtiyacı giderek azalacaktır.