Etiket: Moda

  • Hadise, İzmir’de Moda Tutkunlarıyla Buluşacak

    Ünlü şarkıcı Hadise, uzun bir aradan sonra İzmir’e geliyor. Agora Alışveriş Merkezi’nde 12 Kasım Perşembe günü sevenleriyle buluşacak olan sevilen şarkıcı Hadise, Twist mağazasında moda tutkunlarına Hadise for Twist koleksiyonunu sunacak.

    Agora Alışveriş Merkezi çok renkli bir etkinliğe ev sahipliği yapacak. Sıra dışı tasarımları ve yenilikçi tarzıyla fark yaratanların markası Twist, başarılı sanatçı Hadise işbirliği ile “Hadise for Twist” adlı yepyeni bir koleksiyona imza attı. Hadise ve Twist tasarım ekibinin uzun süren çalışmalarının ardından hazırlanan, modern siluetlerin farklı kumaşlarla birleştiği rock esintileri ve feminen tasarımların ön planda olduğu 44 parçalık Hadise for Twist Koleksiyonu, İstanbul’da düzenlenen bir toplantı ile tanıtılırken şimdi de İzmirli moda tutkunları Hadise’yle buluşacak.

  • Hadise Başkentli Moda Tutkunlarıyla Buluştu

    Ünlü şarkıcı Hadise, “Hadise for Twist” koleksiyonunun tanıtımı kapsamında Başkent’te hayranlarına imza dağıttı.

    Hadise, “Hadise for Twist” koleksiyonunun tanıtımı kapsamında bir alışveriş merkezinde düzenlenen imza törenine katıldı. Hadise’nin Ankaralı hayranları imza almak ve fotoğraf çektirmek için birbiriyle yarıştı. Uzun kuyrukların oluştuğu imza töreninde Hadise’ye ulaşabilen hayranları büyük mutluluk yaşadı. Minik hayranlarının Hadise’ye ilgisi dikkat çekti.

    Modern siluetlerin farklı kumaşlarla birleştiği rock esintileri ve feminen tasarımların ön planda olduğu koleksiyon, “Rock Şıklık, Cool Leopar, Kırmızı Etkisi ve Yıldız Işıltısı” olmak üzere dört ayrı temada toplam 44 parçadan oluşuyor. Koleksiyonun en gözde parçaları arasında trok ve kuşgözleri ile zenginleştirilmiş süet uzun pardesü, metal tokalı deri kemer aksesuarlı skater elbise, biker deri pantolon, inci detaylı biker deri ceket, kırmızı şeritli leopar desen kürk, uzun leopar desen hırka, leopar desenli payet ile işlenmiş mini elbise, kırmızı wrap büstiyer ve pantolon takımı, omzu bantlı kırmızı skater elbise, kırmızı kuşgözü detaylı mayo, gümüş rengi pardesü, gümüş rengi deri korseli mini elbise, parlak boncuk püsküllü kalem elbise yer alıyor.

  • Körüklü Çizme Yeniden Moda Oldu

    Aydın’da havaların soğuması ile birlikte başlayan deve güreşleri ve geleneksel sanat festivalleri öncesi Körüklü Çizme Ustaları hummalı bir çalışma içine girdi.

    Tamamen sipariş üzerine ve kişiye özel yapılan körüklü çizme siparişlerini yetiştirebilmek için Efeler Diyarı Aydın’daki az sayıdaki çizme ustası gece gündüz çalışmaya başladı. Aydın’ın en genç Körüklü Çizme Ustalarından Kemal Erkaç, eskiden sadece erkeklerin giydiği körüklü çizmeleri artık bayanların da giymeye başladığını belirterek “Bir zamanlar bu mesleğin ve kültürün unutulmaması için ciddi mücadele verildi. Şu unutulmasın ki İnsanlık var olduğu sürece Yörük kültürü de unutulmaz. Eskiden sadece erkekler giyerdi, şimdi kadınlarımız da körüklü çizme giymeye başladı” dedi.

    Aydın Efeler İlçesi Ayakkabıcılar Çarşısı’nda faaliyet gösteren Körüklü Çizme ustası Kemal Erkaç’ın üretim atölyesinde hummalı bir çalışma var. Uluslar arası halk dansları yarışmasına girecek efelerden, arenada güreşen devesi ve boğası ile geçit törenine katılacak ağaya, son model otomobil ile dolaşmaktansa gıcırdayan körüklü çizme ile dolaşmayı tercih eden Aydınlı vatandaştan Yörük şenliklerine körüklü çizme ile katılan hanımlara kadar Aydın’da herkes körüklü çizme sahibi olabilmek için adeta sıraya girdi. Yapımı oldukça meşakkatli olan bir çizmenin dışının dana derisi, içinin keçi derisi, tabanının ise manda derisinden yapıldığını ve tamamen el emeği ile yapılan bu sanata eserinin ortaya çıkabilmesi için yaklaşık 20-25 gün süre gerektiğini belirten Kemal Erkaç, “Eskiden unutulacak diye endişe edilirdi. Şimdi yeniden moda oldu. Ege Yörüklerinin yanı sıra yurtdışından ve Karadeniz’den bile sipariş almaya başladık. Çifti 500 TL olmasına rağmen herkes sıraya girip körüklü çizme diktiriyor. Mesleği icra eden en genç ustalardan biriyim. Benimle çalışan ve mesleği öğrenmek isteyen yaşlılar da var. Allah bereket versin emeğimizin karşılığını alıyoruz. Ve satışlar da gayet iyi, siparişleri yetiştirmeye çalışıyoruz” dedi.

    Aydın Efelerinin giysilerini tamamlayan zenginlik ve yiğitliğin sembolü ‘Körüklü Çizme’nin tarihinin oldukça eski olduğunu belirten Aydın Efelerinden Mustafa Şen, “Heybetin, efeliğin ve yiğitliğin göstergesi haline gelen Aydın yöresine has efe çizmelerinin en önemli özelliği yürürken gıcırdama sesi vermesidir. Efeler diyarı Aydınımızın kentsel güzelliği yanında Efeleri ile de ünlüdür. Efelerimizin giymiş olduğu efe kostümlerinin bir parçası ve tamamlayıcısı olan körüklü çizmeler orta Asya’dan göç eden Yörüklerin Batı Anadolu’da Türkleşmesi ile çoban çizmesi olarak da giyilmeye başlamış. Zeybek kültüründe Körüklü Çizmenin yeri oldukça farklı ve hala özel. Zenginlik ve yiğitliği simgeleyen Körüklü Çizme, asaleti ve gösterişiyle dünyanın dört bir yanından da talep alıyor. Yazın gurbetçilere, kışın da Yörüklere çalışıyoruz” dedi.

  • Evden Kaçmak Moda Oldu

    Çok sayıda gerilim filmine konu olan ‘evden kaçış’ oyunları büyük ilgi görüyor.

    En az 2, en fazla 5 kişiyle oynanan oyunun maksadı, 60 dakika içinde ipuçlarını bulup, gizli şifreleri çözüp evden çıkmak. Şimdilik çok bilinmese de gittikçe yaygınlaşan ve her geçen gün bilinirliği artan oyun evleri Bursa’da da hizmet veriyor. Oyun evlerinin güvenilirliği de çok önemli. İsmi duyulan ve marka olmuş yerlerin tercih edilmesi, katılımcıların güvenliği açısından oldukça önem arz ediyor.

    Evden kaçış oyunu, belli kurallar çerçevesinde oynanıyor. Bu kurallardan bazıları şöyle; oyun alanına kesici, delici, yakıcı ve benzer aletlerle girmek, yiyecek, içecek getirilmesi ve içeride sigara içilmesi, kamera, cep telefonu ve benzeri cihazlarla oyun alanını görüntülemek ve bu görüntüleri paylaşmak kesinlikle yasak. Rezervasyon işlemlerini oyunun resmi internet sitesinden yapmak mümkün. Oyun 60 dakika sürüyor ve 160 metrekarelik bir alanda gerçekleşiyor. 60 dakikalık bu benzersiz eğlencenin fiyatı da oldukça makul. 2 kişilik grup fiyatının 100 lira olduğu oyunda, 3 kişilik fiyat 120, 4 kişilik 140 ve 5 kişilik grup fiyatı ise 150 lira. Sabah 9’da başlayan eğlence, yarım saatlik aralarla 10 seans halinde gece yarısına kadar sürüyor.

    Bu deneyimi Bursalılara sunanlardan biri ise ’Bursa Exit’ markasıyla Alper Atar ve Mutlu Özpiro ikilisi. Bursa Görükle’de evden kaçış oyunu hizmeti veren ‘Bursa Exit’in kurucusu Mutlu Özpiro, “Bu işe Alper Atar ile birlikte girdik ve geliştirdik. Senaryosu bize ait. Bursa’da bu alanda ilk olduk. İşimizi severek yapıyoruz, Bursalıların da il dışından gelen öğrencilerin de olumlu tepkilerini aldık. Yeni oyun alanımızı da yakın zamanda hizmete sunduk” diye konuştu.

    Franchise verdiklerini belirten Özpiro, “belli bir ücret karşılığında, bayilik kapsamında hizmet veriyoruz. Bunlar isim kullanma hakkı, tam donanım oyun, konsept kullanımı ve dekor montajı, kurumsal kimlik ve reklam hizmetleri, personel eğitimi, Exit bünyesinde yeni kurulan oyun ve senaryolarla güncellenmesi gibi hizmetler veriyoruz” şeklinde konuştu.

    Ayrıca Özpiro, Exit’in ikinci oyunu Exit Hostel’in de önümüzdeki hafta hizmete gireceğini ifade etti.

  • Eşiyle ilgili ilginç çıkış

    Başbakan Erdoğan, NTV-Star yayınında önemli açıklamalarda bulundu. Derin devletin hala temizlenmediğini açıklayan Başbakan, yardımcısı Arınç’la farklı düşündüğünü de söyledi

     

    Başbakan Erdoğan, Ergenekon davasıyla ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine şunları söyledi: “Ben Sayın Kılıçdaroğlu kadar cesur değilim, Anayasa’nın ilgili maddesini göz göre göre çiğneyemem. Yargıya müdahale yetkim yok. Silivri Cezaevi en uygun şartlarda yapılmıştır. Silivri bir açık hava hapishanesi değildir. Konuyla ilgili yargı ne karar verirse ona saygı duyarız. Benim Silahlı Kuvvetler mensupları için tutuksuz yargılanma isteğimi söylemişimdir. Ama bunun ötesine geçmem. (…) Biz tutuklu vekillerin tahliyesi yönünde bir söz vermedik. CHP Genel Başkanı verilmemiş bir sözü verilmiş gibi yaparak bizi zan altında bırakıyor. Bu insanlar seçildiklerinde tutuklu muydu, değil miydi? Siz dışarda hiç mi aday bulamadınız da bunları aday gösterdiniz? Bu CHP ve MHP’nin mantığını ters çalıştığını gösterir. Eğer bunu kullanırsanız yarın başkaları da bu yoldan girer. Devletteki derin yapı tamamen temizlendi iddiasında olmadık. O kadar büyük iddiada bulunamam. Derin yapının sıfırlandığı bir ülke yoktur. Her ülkede bu tür yapılanmalar vardır. Önemli olan bu tür yapılanmaların darbelere neden olup olmadığıdır. Biz bu yapıların zararını en aza indirdik.”

    Başbakan, Hozat’daki fişlemeler konusunda ise şu açıklamalarda bulundu: “Devletin bazı kurumlarında ’derin devlet’ten kalma kötü alışkanlıklar var. Ben dahil bu dinlemeler bitmemiştir. Derin devlet denen olay boş durmuyor. Evimin altındaki ofisimde dinleme cihazı bulundu. Önemli olan bunu kimin koyduğunu bulmak. Deniz Baykal’la ilgili kaseti de kimin yaptığı bulunamadı.”

    Lafım sağa sola çekilmesin

    Başbakan kuvvetler ayrılığı tartışmalarının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:

    Bu gerçeği 75 milyonun benden dinlemesini istiyorum. Türkiye’de kuvvetler ayrılığını en güçlü savunan partinin lideriyim. Kimse bunu eğip büküp sağa sola çekmesin. Yargı öle zamanlar oldu ki yasamanında alnına müdahale etti, yürütmenin alanına da müdahale etti. 411 olayı yaşadık. Tarihi bir olaydır. Anayasa mahkemesi yargı buna müdahale etti. Yargı hukuka uygun mudur değil midir diye bakar. Kendisinin yasama organın yerine koyamaz. Glataport’un satışını biz yapıyoruz ama bunu yargı engelliyor. Eksik olanı söyler ben o eksiği gidermek sureti ile yine yaparım. Erkler arası yetki ihlaline karşıyız. Biz kuvvetler ayrılığını en güçlü savunan ülkeyiz. Çünkü bunun bedelini ağır ödedik. Bu engellemelerde kaybeden millet oluyor.”

    Sadece yargı ile alakalı değil

    Erdoğan, “Yargı hükümetin beklentilerine uygun mu hareket etemeli? Başbakan bunu mu söylüyor?” sorusunu şöyle yanıtladı:

    “Yargının yürütmenin yasalara aykırı aldığı bir karar varsa bunları denetleme hakkı vardır. Buna söyleyecek herhangi bir şeyimiz yok. Benim bakanım bir müdürü tayin edecek. Ama siz bunu durduruyorsunuz. 11-12 kez bir şube müdürünü ataymazsa, bu kişi orada 14 yıl aynı yerde kalabiliyorsa burada ne ararsınız? Demek ki, bunların içeride dayıları var, bir şeyler var ki, onları orada tutuyor. Veyahut orada bir hukuk oluşturuyor ve birileri koruyor. Böyle asla idare güç kazanamaz. Bir mekanizmayı başarılı bir şekilde yürütecekseniz, işletecekseniz, burada verimliliği esas almak zorundasınız. Bu sadece yargı için değil. Konya’daki konuşmaya bürokratik oligarşiden geldim. Bu sadece yargı ile alakalı değil. Kent hastaneleri projemiz var. Bunu 5 yıldır hayata geçiremiyorum.

    Eşimden önce öleyim

     

    Başbakan Erdoğan, ”Sizin yemek yönteminiz nedir? Bir tadımcınız var mı?” sorusu üzerine de Osmanlı dönemindeki çeşnici başını hatırlatarak, kendisinin yemekhanesiyle ilgilenenlere çeşnici başı denildiğini ancak bir alakası olmadığını söyledi. ”Eski bir Genelkurmay Başkanı, zehirleneceği ihbarını alması üzerine yemeğini aylarca evinden getirmiş. Size ya da Sayın Abdullah Gül’e buna yönelik bir şey var mı?” sorusuna karşılık Erdoğan, Cumhurbaşkanı Gül’ün de bu konuda hassasiyetleri olduğunu anlattı. Erdoğan, ”Eşi mi kontrol eder acaba yemekleri? Sizde kim kontrol eder? Önce kime tattırıyorsunuz, Emine Hanım’a mı?” sorusuna cevaben de ”O kadar da değil. Eşim zehirlenecekse ben zehirleneyim. Olur mu öyle şey? Benim Rabb’imden temennim, eşim benden önce ölmesin. Ben eşimden önce öleyim. Çünkü eşim benden önce ölürse bana kim bakacak?” dedi.

    Gündemi ben oluştururum

    ERDOĞAN, bazı açıklamalarının günlerce tartışıldığı, söylediklerinin anlaşıldığı şekilde olmadığının ortaya çıktığı hatırlatılarak, bunu bilinçli yapıp yapmadığının sorulması üzerine, bu tartışmaların olmaması durumunda başbakan olamayacağını söyledi. Erdoğan, ”Gündem birilerinin elinde kalırsa, o zaman siz başbakan olarak onun peşine takılırsınız. Ben peşine takılmamalıyım. Bir şeyi yaparken, bunun enine boyuna tartışmasını yapmışsam, en yakın çevremdeki bazı arkadaşlarımla bunun görüşmesini yapmışsam, onlar bile bunun zamanlamasını bilmeyebilir, bir zamanı gelir ki onu gündeme oturturum, oturtmam lazım. Bu kabiliyeti sergileyemezsem o zaman böyle bir neticeyi de elde edemezsiniz” dedi.

    Uludere olayı kullanılıyor

    “BİZ AK Parti olarak yaşatmanın gayretindeyiz. Uludere’nin soykırım olduğunu söyleyen kişi Başbağları konuşmuyor, Yeditepe’yi, Bingöl’ü konuşmuyor. Buralarda askerlerimiz topluca şehit edildi. Bu ülkede TSK bazı imtihanlardan geçti. Yeditepe’yi yaşayan komutanla dalga geçtiler. Uludere’ye ilişkin görüntülerde sadece hareketler görünüyor. Burada 2 gerçek var: Bir kaçakçılığı meşrulaştıralım, iki terör adına yapılıyorsa buna göz yumalım. Uludere’yi bu kadar basite indirgemeyelim. Sonuçta terörist de sivildir. Biraz sabredelim ölen 34 kişiyle ilgili yargı kararını bekleyelim. Sürekli sivil denmesini bir beyin yıkama hamlesi olarak görüyorum.”

    Fotoğraf değil 1 milyon ilmekli halı

    Vanlı işadamı Mustafa Acar, Başbakan Erdoğan’ın annesi Tenzile Erdoğan’nla çekilen bir fotoğrafını internetten indirip, ipek duvar halısı yaptı. Acar, Başbakan Erdoğan’ın anneler gününü kutlamak için annesini ziyaret ettiği sırada annesinin elini öptükten sonra, “Kaldır ayaklarının altını öpeyim” demesinin kendisini çok duygulandırdığını; ülkenin 10 yılına damgasını vurmuş güçlü bir kişiliğin, bu anlamda tevazu gösterip bu sözü söylemesinin de kendisini etkilediğini, bu nedenle böyle bir halı yapmaya karar verdiğini ifade etti.

    Acar, ebatları 1 metreye 70 santimetre olan ipek halının yapımının da oldukça zorlu geçtiğini belirtti. 6 kişilik ekiple 13 ayda tamamlanan ipek duvar halısında 200 farklı ton kullanıldığını, yüzleri ipekte düzgün görünmediği için Yeni Zelanda’dan getirilen yünleri kullandıklarını söyledi. Acar, fotoğrafı kare kare motiflendirdiklerini, milyona varan dokuma düzeneğine getirdiklerdikten sonra halının dokunmaya başlandığını ve her santimetrekarede 140 ilmek bulunduğunu da anlattı.

    “Cumhurbaşkanı ile aynı düşünüyoruz”

    “Meclisi fesih yetkisi kuvvetler ayrılığına aykırı” denmesinin üzerine Erdoğan, “Başkanlık sisteminde kuvvetler ayrılığı kalkmıyor. ABD’ye baktığınızda inceleme sistemi çok güçlü. Gazi Mustafa Kemal Atatürk döneminde yetkiyi Meclis’e bağlanmıştı. Gazi o zaman kuvvetler ayrılığından bahsetmiyor. Gazi kuvvetler birliğinden bahsediyordu. Burası çok minidardır. Belki bunu savaş şartları nedeniyle yaptı ama uzun süre kullanıldı” şeklinde konuştu. Benim arzum parlamentonun gücünü daha da artırmak. Referanduma daha da açık yapıyı güçlendirmemiz lazım” şeklinde konuştu.

    Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kuvvetler ayrılığı konusunad yaptığı açıklama hakkında ise Başbakan Erdoğan, “Cumhurbaşkanı ile aynı düşünüyoruz” dedi.

    “Adalet sistemi hız kazandı”

    ’Tutuklama sayısı artmaya başladığının hatırlatılması üzerine Erdoğan, “Şu anda cezaevlerine giriş tutuklama sayısı artmaya başladı. Bunun nedeni, adalet sisteminin hız kazanmasıdır” dedi.

    Arınç’ın anlayışı yanlış

    Bülent Arınç ve İdris Naim Şahin’in açıklamalarının hatırlatılması üzerine Başbakan Erdoğan, “Ben herkesin yerli yerinde bazı kanaatlerini sergilerken, eğip bükmeden bunları konuşmamız lazım. Yani terör konusunda, terörle mücadelede ittifak sağlayamıyorsak bu bizim için büyük bir açıktır. Burada bir kan varsa kanla temizleyemezsiniz” dedi ve sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz terörle mücadeleye devam edeceğiz, ama meclis içerisindeki uzantılarıyla müzakere de ederiz. Bizim değerlerimizde anlatmak, konuşmak ikna etmek var. Ama Meclis’te etkinliği olmayan uzantılarla görüşmeyiz, teröristleri kucaklayanlarla görüşmeyiz. Yani bizim yolumuz ’bana da işkence yapılsaydı dağa çıkarım’ değil. Dağa çıkışı engelleyebilirsek ne mutlu bize. Dokunulmazlık nasıl kalkar? Bu yasalarla belirlenmiştir. Bununla ilgili yargının attığı adımlar var. Bu fezleke olarak Meclis’e geldiğinde bu konularla ilgili olarak biz grup olarak çalışırız. Terörle mücadelede ittifak sağlayamıyorsak bu bizim için büyük bir açıktır. İçerikle ilgili çok çalışma yaptık. Bir yere geldik. Ancak bakın bir yanlış başka bir yanlışla temizlenemez. Burada bir kan varsa kanla temizleyemezsiniz. Bu adımı iyi atmamız lazım. Diyarbakır cezaevi hakkında görüşlerimiz çok önceden açıklanmıştır. O işkenceleri ben de gördüm. Biz bunu meydanlara taşımadık oralarda söylemedik.”