Etiket: mobbing

  • Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı İşman’dan mobbing haftası mesajı

    Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı İşman’dan mobbing haftası mesajı

    Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı İlhan İşman mobbing haftasını yayınladığı mesaj ile kutladı.

    Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı İlhan İşman mobbing haftası ile ilgili yayınladığı mesajda, “Amacımız, Kamu ve özel sektör işyerlerinde gerçekleşen, çalışanların itibarını ve onurunu zedeleyen, verimliliği azaltan, çalışanların sağlığını kaybetmesine neden olan, çalışma hayatını olumsuz etkileyen mobbing ile mücadele etmektir. Kasıtlı ve sistematik olarak çalışanın aşağılanması, küçümsenmesi, dışlanması, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesi, kötü muameleye tabi tutulması, yıldırılması ve benzeri davranışlarla, işlem, eylem ve ihmallerle ortaya çıkan psikolojik taciz; bir insan hakkı ihlali olarak karşımıza çıkıyor. Henüz Türk Hukuk Sisteminde direk olarak Mobbingi tanımlayan, ceza ve yaptırımlarını ortaya koyan müstakil bir Mobbing ile Mücadele Kanunun bulunmaması, mobbing yapan zorbaları cesaretlendiriyor. Keyfi işlem, eylem ve ihmallerle, hak, hukuk, adalet ve hakkaniyet ilkelerini hiçe sayan zorbalar, deneyimli, birikimli insan kaynağımız olan beşeri sermayemizi günden güne eritiyor, sosyal sermayemizi zayıflatıyor, verimliliği azaltarak ülkemizin ekonomik yönden gelişimini de yavaşlatıyor. Ülkemizde mobbing ile ilgili ilk idari düzenleme olan ‘İşyerlerinde Psikolojik Tacizin Önlenmesi’ genelgesini imzalayan ve bu alanda ülkemiz adına önemli bir süreci başlatan, dönemin Başbakanı, günümüzün Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a teşekkür ediyoruz. Cumhurbaşkanımızın yine 190 sayılı İLO sözleşmesini de imzalayarak, çalışma barışının geliştirilmesi, onurlu çalışma hakkının korunması, işyerlerinde şiddet ve tacizin önlenmesine, ülkemiz ve insanımız adına katkı sağlayacağına yürekten inanıyoruz. Pandemi sürecini yaşadığımız bu günlerde her ne kadar yeterince etkinlik yapamasak da Türkiye KAMUSEN işbirliği ile yaptığımız ‘Memur Mobbing Anketi’ ve Para-Medya işbirliği ile yaptığımız ‘Bankacılık Mobbing Anketi’ sonuçlarını bu hafta içerisinde kamuoyuyla paylaşacağız. İşbirlikleri için paydaşlarımıza teşekkür ediyor, değerli destek ve katkıları için şükranlarımızı sunuyoruz” ifadelerini kullandı.

  • Rize’de üniversiteyi karıştıran mobbing iddiası

    Rize’de üniversiteyi karıştıran mobbing iddiası

    Rize’deki Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde (RTEÜ) akademisyen eşine mobbing uygulandığını iddia eden bir doktor ile bölüm başkanı arasında kavga çıktı. Çıkan kavganın ardından taraflar birbirlerinden şikayetçi oldu.

    Olay RTEÜ Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji Bölümü’nde yaşandı. Tıp Fakültesinde görev yapan Yrd. Doç. Dr. B.B. eşine mobbing uygulandığı gerekçesi ile Mikrobiyoloji Bölüm Başkanı O.B.Ö.’ün odasına girerek “Karı koca istifa ediyoruz, sizde rahatlayın” ifadelerini kullandı. Bunun üzerine başlayan tartışma bir anda büyüyünce araya diğer diğer doktorların girmesiyle taraflar sakinleştirildi. Darp edildiğini iddia eden Bölüm Başkanı O.B.Ö., karakola giderek B.B. ve eşi İ.B. hakkında suç duyurusunda bulundu.

    Kavganın iddiaya göre asıl sebebinin 15 Temmuz 2016 yılında yaşanan hain darbe girişiminin ardından kurulan komisyonlarla başlatılan soruşturmalara dayandığı öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, RTEÜ Tıp Fakültesinde görevli olan klinik şefi ve aynı zamanda öğretim görevlisi A.Ç.Ç., FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle o dönemde görevinden uzaklaştırıldı. Uzaklaştırılan öğretim görevlisinin görev yeri olan klinik şefliğine ise Dr. Öğretim Görevlisi İ.B. getirildi.

    RTEÜ Tıp Fakültesi Mikrobiyoloji bölümünde daha FETÖ/PDY kapsamında açığa alınan öğretim görevlisi göreve iade edilince sorunlar başladı. Göreve iade edilen A.Ç.Ç.‘nin akrabaları Rize’ye gelerek bölüm başkanı O.B.Ö.’ün makamında A.Ç.Ç.’nin görev yerine getirilen İ.B.’yi tehdit etti. Aynı fakültede bir başka birimde çalışan eşine olayı duyurmak istemeyen İ.B. ise çözüm yolunun yanlış olduğunu, her şeyin yargı ile halledilebileceğini dile getirerek odadan uzaklaştı. Bu sırada odada olan diğer öğretim görevlileri de İ.B.’nin bu tavrını haklı bularak bölüm başkanına uygulanan sistemin yanlış olduğunu söylediği öğrenildi.

    Tehdit olayının üzerinden bir süre sonra İ.B. bir tıp dergisinde yayınlanmak üzere bir çalışma yaptı ve çalışmayı gönderebilmek için bölüm başkanına sordu. İ.B. o esnada kurumda olmayan bölüm başkanı O.B.Ö.’nün ise kendisine telefonla “Mührü bas gönder” şeklinde ifade kullandığını, bunun üzerine söyleneni yaptığını dile getirdi. Sonrasında ise bilimsel bir dergide yayınlanan yazının kendi izni olmadan yayınlandığını iddia eden O.B.Ö. isimli bölüm başkanı, yazı sahibi İ.B. hakkında Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanlığı ve Rektörlüğü’ne şikayette bulundu. Gerçekleşen toplantıda üzerine çok gidildiğini düşünen İ.B.’yi ağlarken gören eşi Doç. Dr. B.B. ise kendisine ne olduğunu sordu. Tüm olayları öğrenen B.B. bunun üzerine bölüm başkanı O.B.Ö.’nün odasına girerek “Bir kadının üzerine bu kadar gidilmez. Sen odanda bir doktoru nasıl tehdit ettiriyorsun, bu nasıl yöneticilik. Karı koca istifa ediyoruz. Sizde rahatlayın” ifadelerini kullandı.

    B.B.’nin sözlerinden rahatsız olan Bölüm Başkanı O.B.Ö.’nin ifadeleri üzerine tartışma alevlenerek şiddete dönüştü. Darp edildiğini iddia eden Mikrobiyoloji Bölüm Başkanı O.B.Ö. karakola giderek B.B. ve eşi İ.B.’den şikayetçi oldu. Olayla ilgili adli soruşturma başlatılırken, Rektörlüğün konuyla ilgili henüz bir soruşturma başlatmadığı öğrenildi.

    Öte yandan olayda ismi geçen B.B. ve eşi İ.B.’nin istifasının RTEÜ Rektörlüğü tarafından kabul edildiği belirtildi.

  • Mobbing ile Mücadele Derneği 10 yaşında

    Mobbing ile Mücadele Derneği 10 yaşında

    Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı İlhan İşman, Mobbing Farkındalık Haftası dolayısıyla bir mesaj yayımladı.

    İşman, mesajında şu ifadelere yer verdi:

    “Mobbing ile Mücadele Derneği; sosyal diyaloğun sağlanması, sürdürülebilir çalışma barışının geliştirilmesi, onurlu çalışma hakkının korunması, beşeri sermayemiz olan deneyimli, birikimli insan kaynağımızın doğru kullanılmasının izlenmesi, insan haklarının korunması, işyerlerinde ayrımcılıkla mücadele edilmesi, toplumda mobbing farkındalığının artırılması, özel sektör ve kamu işyerlerinde etik kültürünün yerleştirilmesi, mobbing mağdurlarına hukuki ve psikolojik destek verilmesi amacıyla 2010 yılında kuruldu. Ülke genelinde “4-10 Şubat Mobbing Farkındalığı Haftası”nın ikincisini; genel merkezimizin bulunduğu Ankara’da ve illerdeki temsilciliklerimizde çeşitli etkinliklerle kutlayacak olmanın gururunu yaşıyoruz. Derneğimize ilgi gösteren katkı sağlayan, destek veren Başta TÜRK-İŞ olmak üzere KAMU-SEN, Türkiye Barolar Birliği, Üniversiteler, Kamu kurum ve kuruluşlarına, medya kuruluşlarına şükranlarımızı sunuyoruz. Mobbing ile Mücadele Derneği olarak, müstakil bir Mobbing ile Mücadele Kanununun çıkarılmasının, ülkemiz ve insanımız adına önemli faydalar sağlayacağına inanıyoruz. Ayrıca; İLO tarafından imzalanan 190 sayılı işyerlerinde şiddet ve tacizi önlemeyi amaçlayan sözleşmenin ve tavsiye kararının ülkemiz tarafından onaylanması ve etkin bir biçimde uygulanması için açık çağrımızı tekrarlıyoruz. Kutlamalar kapsamında; 5 Şubat 2020 tarihinde “Kamuda Mobbing ile Mücadele” paneli”nde; “Memur Mobbing Anketi” sonuçları açıklanacak ve kamuda bu konuda yapılan çalışmalar değerlendirilecektir. 12 Şubat 2020 de ise, Türkiye Barolar Birliği ev sahipliğinde Tüm Yönleriyle Mobbing Sempozyumunu gerçekleştireceğiz.”

  • Mobbing ile Mücadele Derneği’nden açık çağrı

    Mobbing ile Mücadele Derneği’nden açık çağrı

    Mobbing ile Mücadele Derneği Genel Başkanı İlhan İşman, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) bu yıl haziran ayında 187 üye ülkeden, hükümetlerin, işçi ve işverenlerin temsil edildiği 5 bini aşkın delegenin katılımı ile çok önemli bir sözleşmeyi kabul ettiğini belirterek, “190 sayılı sözleşme, işyerlerinde şiddet ve tacizi önlemeyi amaçlıyor. Sözleşmeyi onaylayan ülkelerin, işyerinde şiddet ve tacize yönelik olarak yasalarında önemli değişiklikler yapmaları gerekiyor” dedi.

    Ülkemizin; ILO’nun 190 sayılı sözleşmesini biran önce onaylayıp gerekli yasa değişikliklerini yapmasının yurt dışında Türk ihraç ürünlerimize yönelik olarak sürdürülebilir bir rekabet avantajı sağlayacağı kanaatini taşıdıklarını dile getiren İşman, “Bu sözleşmeyi imzalamak; “Şiddet ve tacize dur” diyerek, çalışma yaşamındaki zorbalara gözdağı verecek, mağdurlara da nefes aldıracak, topluma güçlü bir mesaj vereceğine inanıyoruz. 190 sayılı sözleşme, iş dünyasında şiddet ve tacizin önlenmesini amaçlamaktadır. Sözleşme, çalışma hayatında şiddet ve tacizin bir insan hakkı ihlali veya istismarı olduğunu, fırsat eşitliğine yönelik bir tehdit oluşturduğunu vurgulaması açısından da önemlidir. Bu sözleşmeyle çalışma hayatında yaşanan şiddet ve tacize karşı uluslararası standartların oluşturulduğunu görüyoruz. Şiddet ve tacizin uluslararası tanımının yapıldığı bir sözleşme olarak da büyük önem taşıyor” dedi.

    Sözleşme ile tanımlanan kapsama alanının oldukça geniş olduğunu ifade eden İşman, “Sadece işyerinde değil, işle ilgili gezi, seyahat, eğitim, etkinlik veya sosyal faaliyetler sırasında; işle ilgili; bilgi ve iletişim teknolojileri dahil iletişimde, işveren tarafından sağlanan konaklamada; işe gidiş-gelişte meydana gelen bütün şiddet ve tacizi de kapsama alanına alıyor. Yeni uluslararası çalışma standardı, statülerine bakmaksızın tüm işçi ve çalışanları korumayı amaçlıyor. Eğitimdeki kişileri, stajyer ve çırakları, istihdamı sonlandırılan işçileri, gönüllüleri, iş arayanları ve iş başvurusunda bulunanların da şiddet ve tacize karşı korunmasını öngörüyor. Şiddet ve tacize sadece alt düzey çalışanların değil, işveren yetkisini kullanan veya işverenin görev ve sorumluluklarını yerine getiren bireylerin de maruz kalabileceğini kabul ediyor.

    Toplumsal sorumluluğumuz gereği, pozitif bir yaklaşımla; Ülkemizin de katkı sağladığı 190 sayılı Uluslararası sözleşmeyi destekliyor, imzalanması ve sonrasındaki tüm aşamalarda sürecin takipçisi olacağımızı bildiriyoruz. Türkiye olarak imzalayan ilk ülkeler arasında öncü konumunda yer almamızın, uluslararası alanda itibarımızı artıracağına, ülkemizde sosyal diyaloğun geliştirilmesine katkı sağlayacağına, çalışma barışını geliştireceğine yürekten inanıyoruz” şeklinde konuştu.

    “Ne işyerinde ne de başka bir yerde şiddet ve tacize sıfır tolerans” diyen Başkan İşman, “Mobbing ile Mücadele Derneği olarak, 190 sayılı ILO sözleşmesinin ve tavsiye kararının Türkiye tarafından onaylanması ve etkin bir biçimde uygulanması için açık bir çağrı yapıyoruz” dedi.

  • Alcan: “Mobbing kadın çalışanlara hayatı dar ediyor”

    Alcan: “Mobbing kadın çalışanlara hayatı dar ediyor”

    Mobbing ile Mücadele Derneği Erzurum İl Temsilcisi Jale Özerzurumlu Alcan, 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Mobbing kadın çalışanlara hayatı dar ediyor” dedi.

    Şiddetin dünyada ve Türkiye’de yaşamın her alanında görülen olumsuz bir davranışken, zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz iş yerinde ise psikolojik şiddet (Mobbing) biçiminde kendisini gösterdiğini anlatan Jale Özerzurumlu Alcan, “ Mobbingi, şiddet ve iş yeri içerisindeki anlık ve geçici uyuşmazlık yahut çatışmadan ayıran taraf ise; Hedefteki çalışanın çalışma arkadaşları, astları ya da yöneticileri tarafından sistematik ve sürekli olarak kötü ve incitici muameleye maruz kalmasıdır. Ancak bu örtük şiddet davranışları çalışan, ailesi ve mesai arkadaşlarına daha fazla hasar verici olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.

    Mobbing mağdurlarında, psikolojik ve fiziksel sağlık problemleri meydana geldiğini dile getiren Alcan, “Kaygı düzeyinin yükselmesi en fazla gözlenen durumdur. Bununla birlikte bağışıklık sisteminde zayıflama, baş ağrıları, migren, sindirim sistemi problemleri, cilt rahatsızlıkları, uykuda diş sıkmaya bağlı çene ve diş ağrıları, kas ağrıları, bel ağrısı, halsizlik, keyifsizlik, çaresizlik hisleri, özgüvende düşüş gibi durumlar kendisini göstermeye başlar. Araştırmalar hem Türkiye’de hem dünyada kadın çalışanların erkeklere göre daha fazla mobbinge uğradığını gösteriyor” dedi.

    Mobbingin, iş yeri sorununun ülkemizde daha çok kadınlar açısından bir tehdit oluşturmakla birlikte; bunu kadına yönelik psikolojik, fiziksel, cinsel bir şiddet ve baskılama yöntemi olarak değerlendirilebileceğini kaydeden Alcan açıklamasını şöyle sürdürdü; “İşyerinde mobbinge maruz kalan kadınların bir kısmı cinsel tacizle karşı karşıya kalmakta, buna yönelik kişisel önlem alamadıkları gibi, çoğunlukla bu durumu gizlemek ve kendi başlarına mücadele etmek durumunda kalmaktadırlar. Çünkü mobbinge ve özellikle cinsel saldırıya uğrayan kadınların bu durumu açıklamak ve paylaşmaktan şiddetle kaçındıkları bilinmektedir. Zaten toplumsal yaşamda ve işyerinde cinsiyet ayrımcılığına maruz kalan kadın, birde kolay yıldırılabilecek zayıf karakterli olarak görüldüğü için dışlanmayla ve baskıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu sebeple erkekler kendilerine mağdur olarak daha çok kadınları seçmektedirler. Kadınların fiziksel ve düşünsel olarak hassas olmaları veya cinsiyeti onları mobbingci için ilk hedef olarak görmesine sebep olmaktadır.

    Ülkemizde mobbing kavramının ortaya çıkışının ve kavramsallaştırılmasının henüz yeni olması sebebiyle kadın çalışanlara ve dolayısıyla topluma ne derece zarar verdiği henüz anlaşılmamaktadır. 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde özellikle de kadın çalışanın verimliliği ve mutluluğu açısından, hiç yaşanmaması arzu edilen, yaşansa bile gerekli müdahalelerle derhal engellenmesi gereken bir olaydır.”