Etiket: Mısır

  • Emine Erdoğan ilk kez röportaj verdi

    Başbakan Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan, Mısır’ın ünlü kadın dergisi Nisf el-Dünya’ya röportaj verdi. Emel Fawzi adlı muhabirin sorularını yanıtlayan Emine Erdoğan, verdiği röportajla Arap medyasında hayranlık uyandırdı.

     

    Dergi, röportajın giriş kısmında Emine Erdoğan için, “En iyi kadın ‘Emine’… Kendisi de ismi gibi…” ifadelerini kulanırken “Bizim gibi ülkelerde bu tip eşlere neden rastlanmıyor?” sorusunu da gündeme getirdi.

     

     


    Yıllardır tüm röportaj tekliflerini geri çeviren Emine Erdoğan, ilk kez Mısır’ın ünlü kadın dergisi Nisf el-Dünya’ya konuştu. Emel Fawzi adlı muhabirin sorularını yanıtlayan Emine Erdoğan, kadın hakları konusunda hayli çarpıcı tespitlerde bulundu.

    İşte o röportaj:

     

    “BİZDE NEDEN YOK?”
    En iyi kadın ‘Emine’… Kendisi de ismi gibi…

    Türkiye Başbakanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan… Myanmar’ı ziyaret ettiğinde milyonlarca insanın önünde duygulanıp gözyaşlarını tutamayan bu kadın, bir soruyu gündeme getirmiş oldu: Bizim gibi ülkelerde bu tip eşlere neden rastlanmıyor? Şimdiye dek siyaset sahnesinde ya gölge eş modeli gördük ya da kocaları gibi despot ve kontrolcü kadınlar.

     

    Eşini seven, ona inanan ve destekleyen, ülkesinin katı kurallarına meydan okuyan, başörtüsünü takan, o zamanın kanunlarına göre başörtülerini çıkarmaları gerekince kızlarını eğitim için yurtdışına gönderen bir kadın. Emine Erdoğan, eşinin hükümete ayak bastığı andan beri kalbinde kendi milletinin ve İslam aleminin endişelerini taşıyor. Ama ülkesinin siyasi işlerine müdahale etmeden…

     

    Onunla, Arap dünyasının ilk basılı dergisinde belki de Ortadoğu’nun ilk röportajını yaptık. Mısır olaylarını, Arap devrimlerini, Türk kadınını konuştuk.

     

    “TÜRK KADINI ADALETSİZLİKTEN MUZDARİP”

    Türk kadınından başlayalım, bizler Türk dizilerine tutkuyla bağlandık, kültürel olarak yakınız, birçok örf ve adetimiz benziyor. Şunu öğrenmek istiyoruz: Türk kadınının toplumdaki pozisyonu ve en önemli sorunu nedir?

    Öncelikle Mısır’ın en önemli kadın dergisine başarılar diler ve Mısır’daki bütün kardeşlerime sevgilerimi sunmak isterim. Türk kadını bütün dünyadaki kadınlar gibi aslında. Sosyal problemler aynı. Mesela eğitim ve sağlık standartlarının düzeyini yükseltmek, eşitlik, tüm alanlarda eşit fırsatlar… Türk kadını da adet, gelenek ve görenek adı altında adaletsizlikten muzdarip.

    Ama biz Türkiye’de kadınların eşitlik hareketlerinde çok aktif olduğunu biliyoruz, bu yönden sonuç elde edilemedi mi?

    Evet, çok önemli kadın hakları reformları yapıldı. Kadın erkek eşitliği, yasal ve anayasal koruma altında. Ve kadına karşı şiddeti önlemek ve cezalandırmak için güçlü yasalar konuldu. Kadınların iş dünyasında daha aktif olmaları için ve iş hayatına katılmalarını sağlamak için krediler ve ikramiyeler uygulanıyor.

    “KADINLAR İNİSİYATİFİ ELİNE ALMALI”
    Geçmiş yıllarda Türk kadınlarının eğitimi için birçok kampanya yaptınız. Gerçekten bu tür kampanyalar verimli oldu mu?

     

    Türkiye’de kadınların eğitim düzeyini yükseltmek için özellikle çok çaba harcanıyor. Kız çocuklarının okula gitme oranının % 97’ye ulaşmış olmasından gurur duyuyoruz. Benim bizzat yürüttüğüm ülkenin her yerindeki kampanyalar, son on yıl içinde, yaptığımız teşviklerle kırsal kesimlerde yaşayan binlerce genç kızın eğitilmesine sebep oldu. Ve çok sayıda yaşlı kadın okuma yazma programlarına katılarak okuma yazma öğrendi. Kadınların siyasi alanda, kamu hizmetlerinde ve hükümet organlarında temsil oranı giderek artıyor.
    Ancak kadınlar inisiyatifi kendi ellerine almalı. Böylece sorunlar çok daha hızlı çözülür ve gelecek için şansımız ve umutlarımız artar.

     

    Çağırınız sadece Türk kadınına değil, tüm dünyada kadınlarının güçlendirilmesi gerektiğini vurguluyorsunuz…
    Biz aslında kadın sorunlarını yerel veya küresel meseleler diye ayırmıyoruz. Tüm dünyadaki kadınların ortak sorunları var ve biz bu sorunların kolektif eylem yoluyla daha kolay çözülebileceğine inanıyoruz. Bu bağlamda, Türk ve Mısırlı kadınlar arasında bu tür yakın ilişkiler olmasını bekliyoruz, ortak sorunlarımızın çözümünde bizim dayanışmamız ve yakın işbirliği yapmamız çok önemli.

     

    “ARAPLARLA AYNI ELİN PARMAKLARI GİBİYİZ”
    Önümüzdeki dönemde Türk-Arap ilişkilerinde bir patlama yaşanacak mı sizce?

     

    Türkler ve Araplar birçok bakımdan benzerlikler taşıyor. Tarihi, kültürel , dini ve etik bağlarımız var. Hatta dilimizin farklı olmasına ve farklı ülkelerde yaşamamıza rağmen birbirimize çok yakın, bir elin parmakları gibiyiz. Bizler akrabayız ve komşuyuz. Ne yazık ki, uzun yıllar aramızda bazı engeller oluştu. Son zamanda bu engellerin kaldırılması ve halkların yakınlaşması çok sevindirici. Bölgedeki halkların birleşmesi için Türkiye çok istekli .

     

    Bu yakınlaşmada Arap devrimleri ve özellikle Mısır devriminin payı olduğuna inanıyor musunuz?
    Mısır’da gerçekleşen devrim Türk vatandaşlarını çok mutlu etti. Yoğun işbirliği için önümüzü açtı. Türkiye ve Mısır bölgede çok güçlü ve etkili iki ülke. Türkiye ve Mısır arasındaki işbirliğinin, bölgedeki sorunların birçoğunu çözeceğini, barış, refah ve huzur sağlayacağını ve diğer ülkeler için bir ilham kaynağı olacağını düşünüyorum.

     

    Mısır’ı iki kere devrimden sonra ziyaret ettiniz. Gelişmeler hakkında ne yorum yaparsınız?
    Mısır gördüğüm kadarıyla ‘Dünyanın Anası’ lakabını hak etmiştir. Tarihiyle ve kültürel medeniyetiyle ziyaretçilerini büyülüyor. Devrimden sonra Mısır zor durumlarla karşılaşsa da Mısır halkı bu sınavı başarıyla atlatacak, bu zorlukların üstesinden gelecektir. Biz Türkiye’de Mısır’daki gelişmeleri yakından izliyoruz. Ümidimiz bu pozitif değişim devam eder ve çatışmaları geçmişte bırakır ve Mısır dünyada hak ettiği noktaya ulaşır.

     

    “SURİYE HALKINI DESTEKLİYORUZ”
    Yemen, Tunus ve Suriye… Genel Arap Baharı devrimleri için vizyonunuz nedir?

     

    Biz hangi ülke olursa olsun büyük bir ilgi ve dikkat ile bölgedeki bütün Arap uyanışlarını takip ediyoruz. Halkların meşru insani isteklerini destekliyoruz. Daha iyi bir yaşam için ayaktalar. Ne yazık ki, yıllarca bu bölgedeki kardeşlerimiz hükümetlerin zulmü ile ezildi. Bugün bu baskıcı rejimler halkın özgür iradesi ile değiştirildi. Biz Suriye halkına da destek veriyoruz. Daha önce dostluk bağlarımıza rağmen Esma Esad’ın sessizliğini eleştirmiştim. Türkiye insani yaşam için mücadele eden tüm kardeşlerimize yardımcı olmaya devam edecektir..

     

     

    “BÜTÜN DÜNYA FİLİSTİN’İ BIRAKSA DA BİZ BIRAKMAYIZ”
    Myanmar’ı ziyaret ettiniz ve milyonlarca insanın önünde duygulandınız ve gözyaşı döktünüz. Gazze’ye gittiniz, desteklediniz ve çeşitli toplantılara katıldınız. Sizce Müslüman kadınlar Müslüman dünyadaki ezilen toplumları savunmak için neler yapmalı?

     

    Trajedilere duyarsız kalmamalıyız. Ne yazık ki bu insanlık dışı ve utanç verici operasyonlara uluslararası toplum duyarsız. Ben Filistin’in gelişmelerini yakından takip ediyorum. Özellikle Gazze’yi. Dört yıl önce gerçekleşen katliamda bin 500 insan öldüğünden bu yana Gazze’ye yardım gönderiyoruz. Ben şahsen yardım teslimatında çalışıyorum, birçok dost ülkenin lider eşleriyle Filistin için çeşitli etkinlikler düzenledik. Bütün dünya Filistin’i ve Gazze’yi bıraksa da biz onları terketmeyiz ve yalnız bırakmayız. Gazze’yi hapishanesinden kurtarmaya çalışacağız. Myanmar’da da çok duygulandım ve üzüldüm. Özellikle kadınlara ve çocuklara karşı yapılan zulme şiddetle karşıyım..

     

    Son söz olarak ne söylemek istersiniz?

    Sizlere teşekkür ederim. Mısır kadınlarının devrimdeki ve genel olarak toplumdaki rollerine hayranlık duyduğumu belirtmek isterim ve hepsine sevgi ve saygılarımı sunarım.

    Çeviren: MBC.COM Muhabiri Abir Zaki

  • Gelecek Türkler’in

    Türkiye’nin gelecek için en büyük şansı genç nüfusu. Genç Türk nüfusu teknoloji alanında gerekli iş gücünü sağlayabileceği için Avrupa’nın önüne geçecekTürkiye demokrasi başarısıyla İslam dünyasında rol model olacak. Türkiye’nin 2023’e kadar siyasi alanda elde edeceği en büyük fırsatlardan biri bu olacak.

     

    Maya takvimine göre kıyametin kopacağı iddia edilen 21 Aralık herhangi bir felaket yaşanmadan geride kaldı. Gelecekte neler olacağına bilimsel açıklamalar getirmeyi amaçlayan “fütüroloji” bilimi giderek yaygınlaşıyor. Eski çağlardan kalan kehanetlere dayanmak yerine gelecekte dünyayı neler beklediğini fütüristlere sorduk. Ünlü ABD’li fütürist Ramez Naam ve Türkiye Fütüristler Derneği Başkanı Murat Şahin, atlatılan ‘kıyamet’ sonrasında Türkiye ve dünyayı bekleyen geleceği Milliyet’e anlattı.

     

    2023 TAHMİNLERİ
    Mısır asıllı ABD’li teknoloji uzmanı Ramez Naam Türkiye ve Dünya’nın 2023 yılında geleceği noktaya ilişkin tahminlerde bulundu. 13 yıl boyunca Microsoft için çalışan bilgisayar uzmanı, Los Angeles Times gazetesi tarafından gelecek bilimi üzerine müthiş bir araştırma olarak tanımlanan “More than human: Embracing the promise of biological enhancement” adlı kitabın da yazarı.
    Naam, Türkiye’nin 2023 yılında birçok alanda çok daha başarılı olacağını belirtti. Naam, Türk halkının en büyük şansının genç nüfus olduğunu söylüyor. Naam’a göre geleceğin en önemli iş kolu bugün olduğu gibi teknoloji olarak kalacak. Türkiye’nin büyümeye devam eden genç nüfusu ise teknoloji alanında gerekli iş gücünü sağlayabileceği için Avrupa’nın azalan genç nüfusunun önüne geçecek. Naam’ın 2023 yılına ilişkin siyasi alandaki tahmini, “Türkiye demokrasi başarısıyla İslam dünyasında bir rol modeli olacak. Türkiye’nin 2023 yılına kadar siyasi alanda elde edeceği en büyük fırsatlardan biri bu olacak” oluyor.

     

    TEKNOLOJİ PATLAMASI
    2023 yılında dünyada yaşanacak değişimlerden de bahseden Naam teknoloji alanındaki en büyük yeniliğin ‘güç’ üzerine olacağını söyledi. Naam’a göre telefon, bilgisayar ve tabletler 100 kat daha güçlü olacak. Siyasi alandaki en büyük değişim ise Asya’da, özellikle Çin’de yaşanacak.Hindistan ve diğer Asya ülkelerinin de siyasi ve ekonomik alanlarda güçleneceğini göreceğiz. ABD’nin askeri süper güç olarak kalmaya devam edeceğini söyleyen Naam, ülkenin ekonomik süper güç olma alanında yalnız kalmayacağını belirtiyor.
    Naam kötü haberi Avrupa’ya veriyor. Kıtada ekonomik durgunluğun artmaya devam edeceği konusunda uyarıyor. Gelecek bilimi uzmanına göre Avrupa yıllar geçtikçe küresel ekonomiden daha az pay alacak. 1970 yılında dünya ekonomisinin yüzde 35’ine sahip olan Avrupa bugünsadece yüzde 25’ine sahip. 2023 yılında bu oran yüzde 20’ye düşecek. Sonuç olarak dünya ekonomisine hükmeden ABD ve Avrupa yerine ABD ve Asya ülkeleri olarak değişecek.

     

    PETROL YİNE GÖZDE
    Naam 2023 yılına kadar dünyanın fosil yakıtlardan uzak durmaya çalışmaya devam etmesi gerektiğini belirtiyor. Yeni enerji kaynaklarına yönelinmesi gerektiğini söyleyen Naam, “Yine de petrol üretimi 2023 yılında bugüne göre biraz daha fazla olacak. Ama petrole talep üretilenden daha fazla olacak gibi gözüküyor” diye devam ediyor.
    Küresel ısınmanın artarak devam edeceği konusunda uyaran Naam yeşil enerji kaynaklarına yönelinmemesi durumunda dünyayı çevresel açıdan kötü bir geleceğin beklediğine dikkat çekiyor. Gelecek yüzyılla ilgili tahminlerde de bulunan Naam, “İnsan genetiğiyle ilgili bütün sırlar, beyindeki bağlantılar, neden yaşlandığımız ve daha fazlası çözülmüş olacak. Tüm bunları anlamak da değişiklikler yapabilmemize fırsat tanıyacak. Yani yaşlılıkla savaşıp, insanoğlunu daha zeki ve bilge hale getirebileceğiz. Nasıl göründüğümüz ve nasıl hissettiğimizi isteğimize göre değiştirebileceğiz” diyor.
     

    Büyük tehdit: Çöp!
    Türkiye Fütüristler Derneği’nin Başkanı Murat Şahin (41) Milliyet’e Türkiye’nin ve dünyanın yakın geleceği hakkındaki tahminlerini şöyle anlattı:
    “Türkiye 2023’e önemli hedeflerle gidiyor ancak daha büyük hedefler gerekli. Şu anda yaklaşık 120 milyon kişi uçakla seyahat ediyor. 2023’te hedefimiz 350 milyon. Bu 350 milyonu benzersiz şekilde seyahat ettirmenin yolarını bulabilmeliyiz. Sağlık konusunda hep ‘hastalığa çözüm’ üreten hedeflerimiz var oysa hedef hastalığı ortadan kaldırmak olmalı. Her pencerede bir saksı, her balkonda bir güneş veya rüzgar paneli ile elektrik üretimi gibi yepyeni bir çevre anlayışına ihtiyacımız var. Cumhuriyetin 100. Yılı için dünya çapında saygın 100 bilim insanı yetiştirmek gelecek 100 yıl için bizi daha yukarı taşıyacaktır. 2023’te 50 milyar cihazın birbiri ile konuşacağı, yılda 25 bin kişinin uzaya turist olarak gideceği, değişen mülkiyet anlayışı nedeniyle kullanıp sıkıldığımız eşyaları değiştirebileceğimiz dükkanların olacağı bir dünyaya doğru gidiyoruz. Üç boyutlu yazıcılar sayesinde yiyecekleri bile bilgisayar ortamında üretmek mümkün olacak. Ay ışığından enerji üretilecek, kadın girişimci sayısı en az 2 kat artacak, çöpün uluslararası tehdit konusu olacak ve kredi kartı ile nakit para tarihe karışacak. Ödemeler hava yolu milleri, market puanları, gsm dakikaları ile yapılabilecek.”

     

     

     

    ODTÜ’de de okutuluyor
    Ansiklopedilere 1940’lı yılların başında girmeye başlayan Fütüroloji (Gelecek Bilimi) terimi dünyanın önde gelen üniversitelerinde olduğu gibi Türkiye’de de bu yıl ders olarak okutulmaya başlandı. ODTÜ Enformatik Enstitüsü lisansüstü öğrencileri 20122013 ders yılında “Future Studies” adlı dersi alma hakkına sahip oldu. Gelecek bilimlerine giriş, bir bilim olarak fütürizm, değişim; değişimin belirlenmesi ve izlenmesi, kurumsal değişim planlaması, sosyal değişim, gelecekte sağlık ve liderlik gibi konuların işleneceği “Future Studies” programının liderliği ise Fütüristler Derneği üyesi Doktor Cenk Tezcan tarafından gerçekleştiriliyor. Bilim dalı Kadir Has Üniversitesi’nde de sertifika programı başlığı altında Fütürizm Okulu olarak harekete geçti. ABD’de bulunan Houston Üniversitesi’nde okutulan, Finlandiya Parlamentosu’nda bu konuda çalışan sürekli bir komisyon bulunan gelecek bilimi Türkiye’de aktif olarak 2005 yılında kurulan Fütüristler Derneği tarafından inceleniyor.

     

     

     

    1909’dan beri var
    İlk kez 1909 yılında, İtalyan şair Tomasso Marinetti’nin 1909 Fütürist Manifestosu ile duyulan gelecek bilimi konusu teknoloji ve gelecek konularına vurgu yapan modernist bir sanat hareketi olarak ortaya çıkmıştı. Dünyaya yayılması 1966 yılında Washington DC’de kurulan World Future Society (WFS) adlı kuruluş sayesinde olan bilim dalı, Fütüristler Derneği’nin tanımıyla ideal gelecek kurma arayışını sembolize ediyor. Bilim çerçevesinde günümüzdeki veriler dikkate alınarak insanlığın geleceğine dair tahminler yapılmaya çalışılıyor. MİLLİYET