Etiket: Milyar

  • Erciyes Anadolu Holding’in Kayseri’den tedariği yaklaşık 1 milyar TL

    Erciyes Anadolu Holding’in Kayseri’den tedariği yaklaşık 1 milyar TL

    Erciyes Anadolu Holding CEO’su Alparslan Baki Ertekin; holdingin büyürken Kayseri ekonomisini de büyüttüklerini, ürün alımında önceliklerinin Kayseri ve Türkiye olduğunu söyledi. Ertekin çalışma arkadaşlarına; “Kaliteli alın, dünyayla rekabet ediyorsunuz unutmayın, iyi malı iyi fiyata alın, alabiliyorsanız Kayseri’den alın, alamıyorsanız yurt içinden alın, olabildiğince ithalatı azaltın diyorum” dedi.

    Holdingin Kayseri ekonomisine katkısını açıklamak için düzenlenen basın toplantısında konuşan Erciyes Anadolu Holding CEO’su Alparslan Baki Ertekin; holdingin büyürken şehrin ekonomisini de büyüttüğünü söyledi. Ürün alımında önceliklerinin Kayseri ve Türkiye olduğunu vurgulayan Ertekin; “Biz holding olarak büyüyoruz. Sadece biz büyümüyoruz. Biz büyürken beraberimizde Kayseri Organize’de birçok kurumu büyütüyoruz. Yani Kayseri ekonomisine ciddi katkılarımız ve faydalarımız var. Biz; eğer bir mal ithal ediliyorsa onu muhakkak yerli kaynaktan bulmaya gayret ederiz. Eğer bir mal yerli olarak üretilebiliyorsa önceliği Kayseri’ye veririz. Kayseri’de üretilemiyorsa yakın çevrede bulmaya gayret ederiz. Yakın çevrede bulamıyorsak nereden bulursak oradan alırız. Biz şampiyonlar ligindeyiz. Biz sadece Kayseri’deki ya da Türkiye’deki firmalarla değil dünyada aynı işi yapan firmalarla rekabet ediyoruz. O yüzden bizim rekabetimizi sürdürebilmemizin koşulu mal tedariğinde kullandığımız ürünlerin en az dünyadaki rakiplerimiz kadar kaliteli olması. Yani biz Kayseri ekonomisine ‘arkadaş bize daha çok üretin, daha çok mal satın’ derken bize mal satmak dünyaya mal satmaya eş değerdir. Çünkü biz dünyadaki rakiplerle rekabet ediyoruz. Kayseri tedarikçilerinin de dünya piyasalarına açılabileceği standartları da kendilerine getiriyoruz. Bu standartlara uyabilenlerle de olabildiğince yol yürümeye devam ediyoruz. Onlara destek olmaya devam ediyoruz. Doğal olarak bizler buraya emanetçi olarak yollandık, yollayan mahkemeler basiretli tacir gibi olmamızı istediler. Biz bir malı Kayseri’den hem kalite hem de aynı fiyatlarla almak durumundayız. Yani aynı kalite ve aynı fiyatta mal üretildiği zaman bu malları her zaman Kayseri’den aldık. Bununla ilgili olarak kendimizi hep sorumlu hissettik. Kayseri Sanayi Odası Başkanımız ve Kayseri Ticaret Odası Başkanımıza rica ettik, dedik ki; ‘Biz Kayseri dışından bazı malları almak zorunda kalıyoruz. Lütfen meclis üyelerinizi toplayın, gelelim bir sunum yapalım, şu malları Kayseri dışından alıyoruz. Bu mallar Kayseri’de üretilebilir deyin, biz alım garantisiyle bu malları Kayseri’den tedarik edelim’ toplantıları yaptık. 30-40 bine yakın tedarikçimiz varsa ezbere 5 tanesini sayamam, nereden alındığını bilmem, fiyatını bilmem. Çünkü bu konularla ilgili bütün vakitlerini şirketlerinde geçiren, koca koca şirketleri emanet ettiğimiz arkadaşlarımız doğal olarak satın almaları da en iyi onlar yaparlar. Benim yaptığım sadece çerçeveyi çizmek. Kaliteli alın, dünyayla rekabet ediyorsunuz unutmayın, iyi malı iyi fiyata alın, alabiliyorsanız Kayseri’den alın, alamıyorsanız yurt içinden alın, olabildiğince ithalatı azaltın diyorum” dedi.

    Kablo ve Demirçelik Grubu adına sunum yapan Hes Kablo Genel Müdürü Levent Yılmaz Hes Kablo’nun ve Boyçelik’in sektörlerinde Türkiye’nin en büyüğü olduğunu aktardı. Hedeflerinin ithal malların azaltılması olduğunu söyleyen Yılmaz; “Hes Kablo biliyorsunuz Türkiye’nin gururu, sektörünün en büyüğü. Hem kablo hem bakır tesisi anlamında iki büyük üretim tesisini bir arada bulunduran bir şirketimiz. Boyçelik; yine sektöründe Türkiye’nin en büyüğü. Boru profil üreten, ekonomimize katkıda bulunan bir şirketimiz. Erciyes Çelik Halat; aynı şekilde her cins çelik halat ve tel üreten bir firmamız. Serko; daha çok ihracata çalışan tesisimiz. Bu tesislerde yaklaşım 2 bin kişi 3 milyarın üzerinde bir ciro yapıyor. Üretim faaliyetlerinde kullanılan malzemelerin önemli bir bölümü özel nitelikli, Kayseri ve Türkiye’de üretimi zor olan ürünler. Bu konuda elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Oran, mobilya grubuna göre biraz daha düşük olabilir. Bunun sebebi kullanılan hammaddelerin nitelikleriyle alakalı” şeklinde konuştu. Türkiye’nin sünger talebinin yüzde 30’unu karşıladıklarını kaydeden Form Sünger Genel Müdürü Metin Uğur de; “Form Sünger 80 bin metrekarelik kapalı alanda İncesu ve Kayseri OSB’deki iki fabrikasıyla faaliyet göstermektedir. Sünger sektöründe yurdumuza ve dünyaya hizmet vermektedir. Kapasite olarak Türkiye’nin yüzde 30’unu Form Sünger karşılamaktadır. 453 kişilik çalışanla hizmet etmektedir” ifadelerini kullandı. Pandemi yılı olan 2020’de 136 milyon doların üzerinde ihracat yaptıklarının altını çizen Boyteks Genel Müdürü Mehmet Yıldız ise; “Boytekste bildiğiniz gibi yatak kumaşı üretiyoruz. Ürettiğimiz yatak kunmaşlarını dünyanın 110 ülkesine ihracat yapıyoruz. Dünyada tek çatı altında en büyük kapasiteye sahip tesisiz. Gümüşsuyu halı firmamız kendi markasıyla halı sektöründeki en değerli ve en eski markayla devam eden, her gün yenilenen bir markamızdır. Vellteks firmamız çözgülü örme, döşemeli kumaş üreten ve kalitesiyle hem grubumuzu hem de diğer firmaları destekleyen firmamız. Weavers yine döşemeli kumaş üreten Bursa’da faaliyet gösteren bir firmamız. Pandemi yılı olmasına rağmen 100 ülkeden fazla ülkeye ürünlerimizi sevk ettik, tekstil gurubu olarak da 136 milyon doların üzerinde ihracat yaptık bu yıl. En uygun ürünü en uygun maliyetle alıp tedarikçilerimize sunmayla alakalı aksiyonumuz var” diye konuştu.

    “İthal malzemeyi yüzde 74 oranında azalttık”

    Bellona, İstikbal ve Mondi’nin yırt içinde bin 600 satış noktası, yurtdışında 250’yi aşkın destinasyonla devam ettiklerini aktaran Bellona Mobilya Genel Müdürü Mustafa Karamemiş; “3 markamız bin 600 noktaya yakın satış noktası Türkiye’de domine ediyor, 250’ye aşkın yurt dışında farklı destinasyonla devam ediyoruz. Yine 3 markamızın özellikle son 4 yılına baktığımızda yüzde 20’nin üzerinde büyüme gerçekleştirerek sektörde hem Kayserimize markaların değer kazanma anlamında, diğer markaların büyümesini tetikleyen öncü faaliyetini yürüttüğü ve ülkemize döviz girdisiyle ön planda olmaya devam ediyor. 3 markamız yerli ve milli olma yolunda ne yaptı? Özellikle 2014 yılında 59 milyon dolar olan ithal malzemeyi 2020 yılına geldiğimizde 15 milyon dolara düşürdü. Yüzde 74’lük iyileşme sağladık. Burada bir detaya girmek gerekiyor, bütün bu çalışmalar İstikbal, Bellona ve Mondi’de 200’ün üzerinde oluşturulmuş projelerle bu noktaya geldi. Bu projeler gerek şirket içerisinde gerçekleştirilen aynı zamanda TÜBİTAK’la yapılan ortak projeler, üniversite işbirliğiyle uyuşturulan projeler. Bu projeler sayesinde birçok hizmet aldığımız, özellikle yurtdışından ithal ettiğimiz malzeme grubunu burada üretmenin veya mühendislik ve teknik çalışmalarının birlikte yapılarak gelinen nokta. Tabi markalarımız iyileştirmelerine halen devam ediyor. Şehrimize döndüğümüzde 2014 yılındaki toplam 3 markamızdaki satın alma rakamı 1.3 milyar TL. Bunun 585 milyon TL’si şehir dışı, 715 milyon TL ile şehir içi olarak gerçekleşti. 2020 yılına döndüğümüzde toplam alımımız 3.2 milyar TL, şehir dışı 1.1 milyar yüzde 34, şehir içi 2.1 milyar ile yüzde 66’lık dilime sahip. Burada şehrimizin ticaretine 350 milyon TL’lik bir kaynak oluşturduğumuzu ifade etmek istiyorum” dedi.

    “Rakamları görünce rahatladım”

    Toplantıya katılan AK Parti Kayseri Milletvekili Mustafa Elitaş ise holdingin sunduğu rakamları beklemediğini ve içinin rahatladığını aktardı. Mobilya grubunun ihtiyacını karşılayacak bir tesisin Türkiye’de olmadığını dile getiren Elitaş konuşmasını şöyle sürdürdü;

    “Arkadaşlarımız çok güzel veri hazırlamış. Böylesine bir rakamı beklemiyordum. Grup, gerçekten gurur verici şekilde büyük bir tüketime sahip. Şehirlerarası yaptığım ziyaretlerde ifade edilen şu; ‘İstikbal, Bellona, Mondi’nin tek başına kumaş ihtiyacını karşılayabilecek Türkiye’de fabrika yok’. Öylesine büyük hammedde ihtiyaçları var ki Bursa’da 15 tane fabrika bir araya geldiği taktirde kumaş temin edebiliyorlar veya İstanbul’da 10 tane fabrika bir araya geldiğinde onlardan temin edebiliyorlar. Grup, kendi ihtiyaçlarının tesislerini kurabilecek kapasitede olduklarından dolayı mecburiyetten tekstil, kumaş sektörüne girdiler. Aynı şekilde kendi ihtiyaçlarını karşılamak için tesis kurduklarını da biliyorum. Sadece bir firmanın bu grubun ihtiyaçlarını karşılayabilecek üretim kapasitesine sahip olamadığından dolayı kendi ihtiyaçlarını karşılayabilecek durumdalar. Alparslan Baki Ertekin’e teşekkür ediyorum; ‘Önce Kayseri, sonra Türkiye’den, bulamazsanız yurt dışından en uygun yerden’ ifadesi çok önemli. 2014-2016 yılları arasındaki gelişimle 2016-2020 arasındaki gelişme arasında önemli bir gelişme olduğunu, bir Kayseri milletvekili olarak içimin rahatladığını ifade etmek istiyorum”. Öte yandan holdinge bağlı şirketler, ihtiyaçlarını şöyle sıraladı;

    “Yüksek mukavemetli sarım kağıdı, metal klips ve çemberleme malzemesi, hadde ve hadde sabunu, tutkal, kimyevi hammadde, kablo izole malzemeleri, ambalaj malzemeleri, atık bertaraf ve geri dönüşüm sistemleri, kanepe/baza makas üretimi, cam/ayna işleme tesisi, kenar bandı üretimi, tutkal ve yapıştırıcı üretimi, panel mobilya kullanımında kulp üretimi, ahşap panel levha üretimi, metal aksesuar üretimi ve kaplaması, menteşe ve gizli ray üretimi, polyester iplik, pamuk iplik, ahşap palet ve aksesuarları, plastik masura, kağıt masura, ambalaj ve shrink naylon malzemeler, yapıştırıcı ve tutkal malzemeler, tela, ahşap palet ve aksesuarları, rolik, ambalaj ve shrink naylon malzemeler, yapıştırıcı ve tutkal malzemeler.”

  • Bakan Pakdemirli: “2021’de 24 milyar TL tarımsal destek ödeyeceğiz”

    Bakan Pakdemirli: “2021’de 24 milyar TL tarımsal destek ödeyeceğiz”

    SAMSUN (İHA) – Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, 2021 yılında 24 milyar TL tarımsal destek ödeyeceklerini söyledi.

    Bir dizi ziyaret ve programlar için Samsun’a gelen Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Tarım-Orman Sektör Toplantısı’na katıldı. Samsun Büyükşehir Belediyesi Ömer Halisdemir Toplantı Salonu’nda yapılan sektör toplantısında tarım ve orman faaliyetleri hakkında bilgiler veren Bakan Pakdemirli, önemli açıklamalarda bulundu.

    Toplantının açılışında konuşan Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, “Bakanlığım boyunca illere gidip, oradaki sıkıntıları dinlemeyi tercih ettik. Söz sizde dediğimiz sözün illerde olduğu formatı oluşturduk. 2,5 yılda da bunun çok büyük faydasını gördük. Bugün tarımda bir başarı sağladıysak, hep üreticiyi, besiciyi, çiftçiyi dinleyerek bu başarıyı sağladık. Her zaman dertlendik. Zaman zaman derdinizi çözük zaman zaman da derdinizi çözemedik ama şundan emin olun eğer bir derdiniz varsa, gece ışıklarınız yanıyorsa, siz uyumadıysanız biz de uyumadık. Böylelikle il il dolaşarak sizlerin dertlerini alarak, bunları da ya yerinde çözüm ya da Ankara’da çözüm sağlamaya çalıştık” dedi.

    “Pandemi sürecinde bazı günler 13 misli daha fazla talep oldu”

    Pandemi sürecindeki tedarik zinciri konusuna değinen Bakan Bekir Pakdemirli, “Bu günlerde yine gıda fiyatları ve birçok konu konuşuluyor. 2020’de öyle bir yıl yaşadık ki dünyada bütün ülkelerde market raflarının boşaldığı, gıda arz güvenliğinin kırıldığı ve ülkelerin de kendi içlerine dönük ülke milliyetçiliği politikaları uygulamalara başladığı, ihracatla ilgili kısıtlamalar getirdiği, ithalat ile ilgili gerekli düzenlemeleri yaptığı bir dönemi yaşadık. Marketlerin raflarının boşaldığını gördük. Ama Türkiye’de görmedik. Niye? Hakikaten bu hükümet ve elbette ki bakanlığımız çok ciddi çalışmalar yaptı. İlk vakanın görülmesinden aylar önce ‘sektör toplanmalı’ dedim. Gıda sektörü, perakende sektörü ve lojistik sektörü. ‘Lütfen stoklarını arttırın’ dedik. Lojistikçilere kendinizi artacak olan talebe göre ayarlayın uyarısında bulunduk. Hatta o günlerde bize; ‘Hayrola, bir şey mi var? Bizden mi saklıyorsunuz’ dediler. Biz de, ‘Hayır vaka da yok, hiçbir şey yok ama gelecek, hiç merek etmeyin’ dedik. Bütün hazırlığımızı yaptık. Raflara bir hücum başladı. Ne zaman? İlk vakaların gelmesiyle beraber. Bazı günler 100’de 400 yani 4 misli, bazı günler 13 misli daha fazla talep oldu. Hepsinin üstesinden geldik. Bu 4-5 defa tekrar edildi. 4-5 defa yapıldıktan sonra tüketici psikolojisi dedi ki ‘Bizim bir problemimiz yokmuş, boşuna evime ürünleri yığmamın anlamı yokmuş’ dedi. Türkiye bu sınavı çok iyi verdi. Biz bunu BM dahil olmak üzere birçok yerde bu başarıyı anlatıyoruz. Bizim gıyabımızda da BM’ye dahil ülkeler diğer ülkelere de bunları anlatacak” diye konuştu.

    “Tarımsal hasılanın 300 milyar TL’nin çok ötesinde olacağını düşünüyoruz”

    Tarımsal hasılanın pandemiye rağmen arttığını dile getiren Bakan Pakdemirli, “Bugünlerde de ciddi bir işte pandemi belirsizliğinin üzerine Güney Amerika’da bir kuraklık, Karadeniz’de bir kuraklık ve 2 büyük ülkenin Hindistan ve Çin’in emtialara hücum etmesini yaşıyoruz. Bundan dolayı dünyadaki emtia fiyatlarında bir miktar artış var. Ama özellikle bu yılın 2. yarısında emtia fiyatlarında da göreceli olarak bir iyileşme olacağını da düşünüyoruz. 101 tedbir aldık. Tedbir sadece perakende ile sınırlı değildi. Biz, özellikle geçen sene şunu yaptık. Çiftçimize aldığımız majör tedbirlerin en önemlisi de şuydu. Herkes evinde otururken biz çiftçimizin eline bir pasaport verdik. Bu pasaport ne demek. ‘Herkes evdeyken sen çık üretimini yap, hasadını, ekimini, dikimini yap.’ Bunların hepsini söyledik. Bunun neticesinde pandemiye rağmen cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Geçen yıl meteorolojik bir kuraklık yaşıyorduk. Meteorolojik kuraklığın tarımsal bir kuraklığa dönüşmemesini sağladık. 124 milyon ton ile Cumhuriyet tarihinin rekorunu kırdık. Büyükbaş varlığımız 800 bin arttı. Küçükbaş varlığımız 6,6 baş milyon arttı. Tarımsal hasılamız 2 senede 277,5 milyara geldi. 2020’nin rakamları henüz açıklanmadı ama 300 milyar liranın çok ötesinde olacağını düşünüyoruz. Şimdi, ‘Sayın bakanım fiyatlarda arttı, sizin de ciroların artması normal.’ Tarımsal hasılada Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin başından bugüne kadar da 44 milyardan 48.6 milyar dolara geldi. Böylelikle Türkiye dünyada tarımsal hasıla olarak ilk 10’da ve Avrupa’daki lider yerini de tekrar garantilemiş oldu. Son 3 yılda kesintisiz olarak tarım büyüyor. 2020’nin ilk çeyrek verileri var elimizde sonrasının bölümü yok ama ilk 3 çeyrekte Türkiye ekonomisi 0.5 büyürken tarım 5.3 büyüyor. Bunun anlamı şu, bu sektörde bazı şeyler doğru yapılıyor. Türkiye ithalatçı ülke oldu gibi her zaman konuşulur. Ama Türkiye, Cumhuriyet tarihinin başından beri ihracatı arttırmış, hep üretimi arttırmıştır. Kendi kendine yeterli olmakla beraber birde dünyayı doyuran bir ülke olmuştur” şeklinde konuştu.

    “2021 yılında toplam 24 milyar tarımsal destek ödeyeceğiz”

    Bu yıl 24 milyar TL tarımsal destek ödeyeceklerinin altını çizen Pakdemirli, “Başta Cumhurbaşkanımızın verdiği çok büyük destekler var. Son 3 yılda tarımsal destekler yüzde 65 arttı. 2021 yılı toplam 24 milyar tarımsal destek ödeyeceğiz. 2021 yılında ise Bakanlığımızın 17,5 milyar lira yatırım bütçesi var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’yle beraber hem üreticiye destek verirken hem de müdahale alımları yapmaya başladık. Müdahale alımlarını yaparken de artan maliyetler yani mamuldeki ani değişikliklerde üreticiyi ezdirmeyecek bir şekilde fiyat politikası yaptık. Bunu da hasat öncesi açıklayacağız dedik. Son 3 senedir bunu yapıyoruz. Özellikle Toprak Mahsulleri Ofisimizin almış olduğu tüm ürünlerde çiftçimiz Edirne’den Kars’a, Samsun’dan Adana’ya kadar herkes memnun. Geçen yıl yüzde 22 buğdaya zam, mısıra yüzde 15, çeltikte yüze 18, fındıkta yüzde 33 zam. Yani hep enflasyonun çok çok üzerinde zamlar hedeflenerek çiftçimizi üreticimizi memnun etmek. Tüm rakamlarda zaten bunu gösteriyor. Girdi fiyat endeksi yüzde 8-9’larda artmışken tarım ürününde yüzde 15 artmış yani çitçinin gelirinin arttığı görülmektedir” ifadelerini kullandı.

    Samsun’daki yatırımlar hakkında da bilgi veren Bakan Pakdemirli, şunları söyledi:

    “Samsun’da şu anda lisanslı depo yok. Lisanslı depo yatırımlarına faiz indirimli kredi ve teşvik var. Samsun’da lisanslı depo yatırımına davet ediyoruz. Karadeniz’in bereketli toprakları var. Bakanlığımızın da ülkemizin de göz bebeği. Samsun kenevir, fiğ, lahana, kırmızı pancar üretiminde Türkiye’de 1. sırada. Çeltiğin yüzde14’ü, fındığın yüzde 18’i Samsun’da. Manda varlığında da Türkiye birincisi. Su ürünleri üretimimizin yüzde 10’u Samsun’da. Son 18 yılda Samsun’da tarım ve kırsal kalkınma yatırımları kapsamında 10,1 milyar TL tarımsal destek ve yatırım yapıldı. Son 3 yılda 1,3 milyar TL tarımsal destek ve yatırım yapıldı. Kırsal kalkınma destekleri kapsamında; 267 projeye 42 milyon TL hibe, 2 bin 842 kişiye istihdam sağlandı. 11 bin 835 dekar mera ıslahı yapıldı. 210 milyon TL yem bitkileri desteği yapıldı. 55 bin 670 gıda denetimi yapıldı. Ormancılık yatırımları kapsamında Samsun’da son 18 yılda 400 bin dekar alanda 22 milyon fidan diktik. Son 3 yılda ise 32 milyon TL yatırım yapıldı. 7,4 milyon fidanı dikimi gerçekleştirildi. 52 milyon TL ORKÖY kredisi ve hibe desteği verildi. Samsun orman varlığı 18 yılda yüzde 5 arttı.”

    Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli ve beraberindeki heyet, toplantının ardından alt kattaki tarım stantlarını gezdi. Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) tarafından kurulan kenevir standına büyük ilgi gösteren Bakan Pakdemirli, Samsun’da üretilen ürünler hakkında bilgi aldı.

    Toplantıya ayrıca Samsun Valisi Doç. Dr. Zülkif Dağlı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, AK Parti Samsun Milletvekilleri Ahmet Demircan, Fuat Köktaş, Orhan Kırcalı, Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir, OMÜ Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın ve protokol üyeleri katıldı.

  • Mercedes-Benz Türk’ten 1 milyar euroluk ihracat

    Mercedes-Benz Türk’ten 1 milyar euroluk ihracat

    Mercedes-Benz Türk, otobüs ihracatından 422 milyon euro, kamyon ihracatından 479 milyon euro, AR-GE ve diğer alanlardaki hizmet ihracatından da 41 milyon euroyu aşkın gelir elde etti. Şirket, 2020 yılında yaklaşık 1 milyar euroluk ihracat gelirine ulaştı.

    Türkiye’deki faaliyetlerinde 53 yılı geride bırakan Mercedes-Benz Türk, 2020 yılında, Türkiye’de üretilen ve ihraç edilen otobüslerin yarısını, üretilen her 10 kamyondan 6’sı ve ihraç edilen her 10 kamyondan 8’ine imza attı. Şirket, 2020 yılında üretim haricinde AR-GE ve diğer alanlardaki hizmet ihracatı sayesinde 41 milyon euro’yu aşkın gelir elde etti.

    2020 sonu itibarıyla Türkiye’deki faaliyetleri için toplamda 1.3 milyar euroyu aşkın yatırım değerine ulaşan şirket, pandeminin etkisine rağmen otobüs ihracatından 422 milyon euro, kamyon ihracatından 479 milyon euro, AR-GE ve diğer alanlardaki hizmet ihracatından da 41 milyon euroyu aşkın gelir elde etti. Mercedes-Benz Türk, 2020 yılında yaklaşık 1 milyar euroluk ihracat gelirine ulaştı.

    Türkiye şehirlerarası otobüs pazarında liderlik

    Mercedes-Benz Türk Hoşdere Otobüs Fabrikası, 2020 yılında 3 bin 611 adet otobüs üretti. Türkiye iç pazarında 2020 yılında 347 adet şehirlerarası ve 29 adet şehir içi olmak üzere toplamda 376 adet otobüs satışı gerçekleştiren şirket, bir kez daha Türkiye şehirlerarası otobüs pazarının lideri oldu. Şirket, başta Batı Avrupa ülkelerine olmak üzere üretiminin yaklaşık yüzde 89’unu ihraç ederek 2020 yılında 3.209 adetlik otobüs ihracatı gerçekleştirdi. 1968 yılından 2020 yılı sonuna kadar Mercedes-Benz Türk’ün ürettiği otobüs sayısı 96 bin 287 adede ulaşırken, 1970 yılında başlayan otobüs ihracat rakamında ise 60 bin 713 adede ulaşıldı.

    Kamyon satışlarını yüzde 141 artırarak liderliğini devam ettirdi

    Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası 2020 yılında 13 bin 492 adet kamyon üretti. 2020 yılında Türkiye iç pazarında kamyon satışlarını 2019 yılına göre yüzde 141 arttırarak 6 bin 932 adede ulaşan şirket, bir kez daha Türkiye kamyon pazarının lideri oldu. Mercedes-Benz Türk, kamyon üretiminin yaklaşık yüzde 59’unu ihraç ederek 2020 yılında 7 bin 947 adetlik kamyon ihracatı gerçekleştirdi. 1986 yılından 2020 yılı sonuna kadar Mercedes-Benz Türk’ün ürettiği kamyon sayısı 289 bin 194 adede ulaşırken, yine 1986 yılında başlayan kamyon ihracat rakamında 76 bin 147 adede ulaşıldı.

    Süer Sülün: “Ekonominin aşısı üretimdir”

    Mercedes-Benz Türk İcra Kurulu Başkanı Süer Sülün; “Mart 2020 itibarıyla ülkemizde etkilerini hissettiğimiz Covid-19 pandemisine rağmen; ‘Ekonominin aşısı üretimdir’ diyerek Aksaray Kamyon Fabrikamız ve Hoşdere Otobüs Fabrikamızda sürdürülebilir üretime odaklandık. 2019 yılına kıyasla şehirlerarası otobüs satışlarımızda yüzde 90, kamyon satışlarımızda ise yüzde 141’lik artış ile 2020 yılını zirvede tamamladık. Pandemi döneminde müşteri memnuniyetini odağımıza alarak, müşterilerimize kesintisiz hizmet sağlamak amacıyla satış sonrası servis ağı faaliyetlerimizi bu zorlu koşullara rağmen aralıksız sürdürdük. Eylül 2020’de 95.000’inci otobüs ve Ekim 2020’de 285.000’inci kamyon üretimine imza attık. 53 yıllık toplam yatırımlarımız 1.3 milyar Euro’yu aşarken, 2020 yılında üretim, AR-GE ve hizmet ihracatımızla ülkemize yaklaşık 1 milyar Euro’luk gelir sağladık.” dedi.

    Süer Sülün; “2020 yılında 347 adet şehirlerarası otobüs sattık. Türkiye’de 2020 yılında üretilen 7 bin 267 adet otobüsten, 3 bin 611 adedini, yaklaşık yarısını, üretmenin gururunu yaşıyoruz. Bir diğer gurur kaynağımız ise; 2020’de Türkiye’den ihraç edilen her 2 otobüsten 1’inin Mercedes-Benz Türk imzası taşıması. Hayatın devamlılığının sağlanmasında büyük bir önemi olan kamyon ürün grubunda, bu yıl da liderliğimizi sürdürdük. Türkiye’deki her 10 kamyondan 6’sını üreten Mercedes-Benz Türk Aksaray Kamyon Fabrikası; üretimiyle, istihdamıyla, AR-GE faaliyetleri ve ihracatı ile Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasına önemli katkılar sağlıyor. Şirketimiz, 2020 yılında Türkiye’den ihraç edilen her 10 kamyondan 8’inin üretimine imza atarak bir kez daha gururlanmamızı sağladı. 2021 yılında şehirlerarası otobüs ve kamyon pazarlarındaki liderliğimizi üretim, ihracat ve AR-GE alanlarında sürdürmek öncelikli hedefimiz.” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Doğalgaza yatırım 27 milyar lirayı buldu”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Doğalgaza yatırım 27 milyar lirayı buldu”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bugün 54,5 milyon vatandaşımız doğal gazın konforundan yararlanıyor. Doğal gazın ulaştığı toplam nüfus ise 68 milyondur. Göreve geldiğimizden bu yana Türkiye genelinde doğalgaz dağıtımına yapılan yatırım toplamda 27 milyar lirayı buldu” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Vahdettin Köşkü’nden canlı bağlantıyla Manisa Enerji ve Tabii Kaynaklar Projeleri Toplu Açılış Töreni’ne katıldı.

    Erdoğan yaptığı konuşmada, “Göreve geldiğimizden bu yana doğal gaz dağıtımına yapılan yatırım 27 milyar TL’yi buldu.

    Bizden önce sadece 5 ülkede doğal gaz varken biz bunu 81 ilimize yaygınlaştırdık. Bugün 54,5 milyon vatandaşımız doğal gazın konforundan yararlanıyor. Doğalgazın ulaştığı toplam nüfusumuz ise 68 milyondur. Bugüne kadar pek çok badire atlattık. Cumhuriyet mitinglerinden gezi olaylarına, 15 Temmuz kanlı darbe teşebbüsüne kadar bir çok saldırıya uğradık. Sadece medya ile çeteler ile değil, 80 senedir Türkiye’nin başına musallat olan takoz muhalefetle de mücadele ettik. ’Asrın projesi’ Marmaray’ı engellemeye kalktılar. Avrasya Tüneli’nin daha proje aşamasında mahkemeye taşıdılar. İstanbul Havalimanı’nın inşaasından bizi vazgeçirmek için sokak şiddeti dahil her türlü provokasyonu denediler. Salgınla mücadelede elimiz ayağımız olan şehir hastanelerini karalamak için kurgu-yalan nice, haber uydurdular. Uluslararası yatırımcıyı ürküterek, bu ülkenin kalkınmasına çelme takmaya kalktılar. Vatan yansa ateşinde ısınacak bu güruha rağmen Türkiye’ye Cumhuriyet tarihinin en başarılı 18 yılını yaşattık. Sessiz bir devrime imza attık. Biz muhalefet gibi yalanla günü kurtarmaya çalışmıyoruz. Türkiye’nin kaosa sürüklenmesini umanlara inat ülkemizi aydınlık bir geleceğe hazırlıyoruz. 83 milyon insanımızın huzuru, güvenliği, refahı için yapıyoruz. Asla rehavete kapılmadık. Sağlıktan ulaşıma, çevreye kadar projelerimize hız verdik.

    Karadeniz’deki 405 milyon metreküplük doğal gaz keşfimizin ardından enerji yatırımlarımıza yoğunlaşmaya başladık. Bağımsız enerji güçlü Türkiye diyerek yerli kaynaklarımıza dayalı enerji sektörü kurmaya çalışıyoruz” dedi.

    Örnek olacak dev tesisi bugün açtıklarını belirten Erdoğan, “510 mega watt gücündeki Soma-Kolin termik santrali yerli kömürün yüksek teknoloji ile buluştuğu güzel bir örnektir. Bu proje ile yıllık 4.7 milyon ton linyiti işleyerek enerjiye dönüştüreceğiz. Dev termik santrali bunun ispatıdır. Maden sahası ve santralle birlikte yatırım tutarı 1.1 milyar doları bulan proje ile yıllık yaklaşık 150 milyon dolarlık gaz ithalatını engelleyeceğiz. Toplam 1500 insanımıza istihdam sağlayan bu yatırım tek başına Manisa’nın elektrik tüketiminin 4’te 3’ünü üretecek kapasiteye sahiptir. Türkiye’nin büyümesi için olmazsa olmaz gördüğümüz elektrikte kurulu gücümüzü 18 yılda 3’e katlayarak 96 bin megavata ulaştırdık. 2002’de sadece 18 megavat olan jeotermal kurulu gücümüz, bugün 1613 megavata ulaşmıştır. Bu rakamla Türkiye jeotermalde Avrupa’da ilk, dünyada dördüncü sıraya yükselmiştir. Sadece üretimde değil, yenilenebilir enerji teknolojilerinde de merkez ülke olmayı hedefliyoruz. Bugün kurulu gücümüzün yüzde 63,5’i yerli kaynaklardan oluşuyor. Bu oranın yüzde 51,7’si ise yenilenebilir enerji kaynaklarına aittir yani temiz enerji. Gayret gösteren özel sektörümüze şükranlarımızı sunuyorum” dedi.

  • Cumhurbaşkanı Erdoğan “2020 yılı bütçe açığı 173 milyar ile program hedefinin altında kaldı”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan “2020 yılı bütçe açığı 173 milyar ile program hedefinin altında kaldı”

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2020 yılına ilişkin merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçlarını açıkladı. Erdoğan geçen yıl bütçe harcamalarının 1 trilyon 202 milyar liraya ulaştığını vurgulayarak, “Yıl sonu bütçe açığımız 173 milyar lirayı bile bulmayarak, program hedefi olan 239 milyar liranın altında kaldı” dedi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Yönetim Kurulu üyelerini kabul etti. Toplantıda konuşan Erdoğan, 2020 yılına ilişkin merkezi yönetim bütçe uygulama sonuçlarını da kamuoyuyla paylaştı.

    2020 yılında toplam bütçe harcamalarının 1 trilyon 202 milyar liraya ulaşarak program hedefinin gerisinde gerçekleştiğini vurgulayan Erdoğan, “Gelir tarafında ise 1 trilyon 29 milyar TL’ye ulaştık. Böylece yıl sonu bütçe açığımız 173 milyar lirayı bile bulmayarak, program hedefi olan 239 milyar liranın altında kaldı. Programda bu sene için öngördüğümüz büyüme oranının gerçekleşmesi durumunda bütçe açığı milli gelirin yüzde 3.6’sı oranına gerileyecektir. Böylece yılı yüzde 4.9’luk bütçe açığı hedefinin altında kapatmış olacağız. Gelişmekte olan ülkelerde yüzde 10.7’lik bütçe açığı verildiği bir dönemde bu başarı takdire şayandır” ifadelerini kullandı.

    Geçtiğimiz yıl Eylül ayında 2021 yılı için 4.3’lük bir bütçe açığı hedefi koyduklarının altını çizen Erdoğan, “Ekim’in ikinci yarısından itibaren vaka sayılarımız tüm dünyada olduğu gibi hızla artmaya başladı ve ikinci dalgayı yaşadık. Önce sağlık ve insan diyerek salgının önünü kesmek için gereken tedbirleri yeniden uygulamaya geçirdik. Eylül sonu itibariyle duyurduğumuz programın makro ve mali dengeleri tabii olarak bu gelişmelerden etkilendi. Küresel salgının etkilerinin 2021 yılında da hissedileceği anlaşılıyor. Aşı ile ilgili gelişmelerin beklenenden daha uzun bir sürece yayılması tüm dünyada ekonomileri ve bütçe açıklarının toparlanmasını geciktiriyor. Bu tablo ülkemizde de 2021 yılı için bütçe öngörülerimize yönelik bir takım riskleri beraberinde getiriyor. Salgının uzamasına bağlı olarak 2020’de bütçe gelirlerinden feragat edip hayata geçirdiğimiz düzenlemelerin bir bölümünü bu senenin ilk çeyreğine ve hatta bazılarını 2021 ilk yarısına kadar uzattık. Buna ilaveten salgın tedbirleri sebebiyle ekonomik aktivitede ortaya çıkan yavaşlama, vergi ve vergi dışı gelirlerimizin düşme ihtimalini beraberinde getiriyor. Bütçemizin harcama tarafında da kısa çalışma ödeneği, ücretsiz izin desteği, esnaf destek paketi gibi ekonomiyi ve istihdamı desteklemeye yönelik artışlar söz konusudur. Sağlık harcamalarındaki ilave artışlar da program hedeflerimizin üzerindeki rakamlara işaret ediyor. Bütçeye gelen bu ilave yüklere rağmen mali disiplinden taviz vermemekte kararlıyız. Bir taraftan maliye politikasını aktif bir biçimde kullanırken, diğer taraftan bütçe açığını aşağıya çekecek tedbirleri hayata geçireceğiz. Böylece mali disiplini 18 yıldır yaptığımız gibi ekonomimizin en önemli çıpası olarak kullanmayı sürdüreceğiz. Bu amaçla 2021 yılı için bütçe açığını milli gelirin yüzde 3.5’u seviyesinde tutmayı hedef olarak belirledik. Bütçede oluşturacağımız mali alanı gerekmesi halinde salgın kaynaklı ilave harcama ihtiyaçlarını karşılamak üzere kullanacağız” şeklinde konuştu.

    2021 yılı bütçesi için tasarruf vurgusu yapan Erdoğan, “Özellikle kamu harcamalarını daha verimli hale getirecek bir tasarruf programını hayata geçireceğiz. Özellikle cari harcamaların daha tasarruflu bir biçimde yapılmasına özen göstereceğiz. Taşıttan lojmana, temsil ağırlamadan hizmet binası yapımına kadar tüm harcamaları asgari seviyede tutarak tasarruf tedbirlerine azami riayet edeceğiz. Yatırımlarda kısa sürede sonuç alacağımız üretken alanlara öncelik vereceğiz. AR-GE, dijitalleşme, insan kaynakları, lojistik, enerji gibi yatay alanların yanı sıra savunma sanayii ve sulama başta olmak üzere tarımdaki yatırımları hızlandıracağız. Kamuda tasarrufları arttırmanın etkili bir yolu da dijital dönüşüme hız vermekten geçiyor. Bu kapsamda elektronik tebligat, uzaktan eğitim, çevrimiçi toplantı ve elektronik belge yönetim sistemleri gibi uygulamaların kullanımını yaygınlaştıracağız. İdarelerimizin ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik alımlarının ölçek ekonomilerinden yararlanılarak daha düşük maliyetlerle karşılanmasını temin edeceğiz. En büyük gider kalemlerimizden olan sağlık alanında koruyucu sağlık hizmetlerini arttırarak tedavi harcamalarını azaltacağız. Kamu finansmanının daha etkin bir biçimde sağlanabilmesi amacıyla tek hazine kurumlar hesabı kapsamındaki kurum sayısını arttıracağız. Kamu harcama programlarını düzenli olarak gözden geçirerek, verimsiz olanları tasfiye edeceğiz. Maliye politikasının önemli ayaklarından biri de vergi politikalarının ekonominin ihtiyacı doğrultusunda tasarlanması ve etkili bir şekilde uygulanmasıdır. Bu kapsamda vergi politikalarımızı adil, öngörülebilir, sade, yatırımı üretimi istihdamı teşvik edecek bir temele oturtacağız. İdare alacaklarının zamanında tahsilinin sağlanması için daha etkili bir tahakkuk tahsilat mekanizması kuracağız. Kayıt dışılık ile etkin mücadelemizi devam ettireceğiz.