Etiket: mikrop

  • Diyarbakır’da bir okul mikrop yuvasına döndü

    Diyarbakır’ın merkez Kayapınar ilçesinde tuvalet kapılarının bile olmadığı okul, temizlik yapılmadığı için mikrop yuvasına döndü. Çocuklarının sağlığından endişe duyan veliler, yetkililerin sorunu çözmesini istedi.

    Kayapınar ilçesinde bulunan Akif İnan İlk ve Ortaokulunda bir veli tarafından çekilen görüntüler, okuldaki sağlıksız ortamı gözler önüne serdi. Eğitim öğretimin aktif olarak devam ettiği okulda birçok tuvaletin kapısı bile bulunmazken, temizlenmeyen tuvaletler mikrop yuvasına döndü. Temizlik odasının kir ve kokudan geçilmediği okulda merdivenlerin üzerinde çöplerin olduğu görüldü. Tuvaletlerin kullanılamaz durumda olduğu okulda, temizlikte kullanılması gereken araçların da atık durumda olması dikkat çekti.

    “Çocuklar ihtiyaçlarını gidermek için eve gidiyor”

    Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan velilerden İsmail Doğru, kızının bu okulda okuduğunu, ilk dönemden beri burada hijyenin olmadığını söyledi. Doğru, “İlk dönemden bu yana okul yönetimine hijyensiz ortamı sormuştum. Arkadaşlar okulun temizleneceğini söylediler. Okulun tuvalet kapılarının hepsi kırık, musluklar kırık, tuvaletler leş gibi, lavabolar tıkalı. Yaklaşık 800 öğrenci var burada. Bazı öğrenciler tuvalet ihtiyaçlarını gidermek için zil çalmasını bekleyip, evinde ihtiyacını gideriyor. Birçoğu kokudan tuvaletlere giremiyor bile. Dört buçuk ay önce kızımı buraya kaydettiğimde burası leş gibiydi, ikinci dönem açıldı hala aynı. Yetkililerden isteğimiz, çocuklara hijyenik ortamda eğitim verilmesi” dedi.

    Öte yandan, konuyla ilgili görüşlerine başvurulmak istenen İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkililerine ulaşılamadı.

  • Kapı kolları mikrop taşıyor

    Hava alanlarındaki tuvaletlerdeki kapı kolları hastalık taşıyor. Dünyanın farklı coğrafyalarında yaşayan ve taşıdığı mikrobun bile farkından olmayan yüz binlerce kişinin kullandığı tuvaletlerin kapı kolların mikrop taşıdığı belirlendi. Almanya’nın Müster Westfalya Üniversitesi ve Berlin Robert Koch Enstitüsü ile ortaklaşa yaptıkları araştırmada, hava alalarında bulunan tuvalet kapı kollarından çok farklı ve tehlikeli virüs türlerine rastladıklarını açıkladılar.

    Müster Westfalya Üniversitesi ve Robert Koch Enstitüsü tarafından 2013 ile 2015 tarihleri arasında 59 ülkede, 136 hava alanında 400 ayrı kapı kolundan yapılan incelemelerde elde edilen değerleri yayınlayan Clinical Microbiology and Infection“ isimli ihtisas dergisi raporunda, hava alanlarındaki tuvaletlerin kapı kollarının tehlikeli mikrop saçtığı belirtildi. Dünyanın farklı coğrafyalarından gelen yolcuların kullandığı tuvaletlerde herkesin kapıyı açmak için kullandığı kapı kollarının kullanıldıktan sonra ellerin mutlaka yıkanması ikazında bulunuldu.

    Özellikle kış aylarından farklı virüs türlerinin ortaya çıkmasının nedenlerinin başında uluslararası insan hareketliliğinin yaşandığı havalimanlarında kapı kolları yoluyla insanların birbirlerine virüs bulaştırıldığı belirtildi. Elde edilen virüs türlerine göre verilen örneklerde, Hindistan’da yaygın olan ve bölge halkı üzerinde etkisi olmayan bir virüsün Avrupalı’daki etkisinin ölümcül olabileceği ikazı yapıldı. Önlem olarak geleneksel antibiyotiklerin yeterli olmayacağını belirten uzmanlar, hijyen kurallarına dikkat edilmesinin önemine vurgu yaptılar. Araştırmanın ardından bir çok uluslararası hava limanındaki giriş kapılarının kaldırıldığı gözlendi.

  • Mudanya’da dereler mikrop saçıyor

    Bursa’nın Mudanya ilçesinde şehir merkezinden akan dereler bakımsızlıktan çöplüğe döndü.

    Geçtiğimiz aylarda Mudanyalı vatandaşların pis olduğu gerekçesiyle tepki gösterdiği Güzelyalı Mahallesi içinden akarak denize dökülen dere, temizlik yapılmadığı için çöplüğü andırıyor. Yazın suyu azalan dere simsiyah bir renk alırken, içine atılan çöpler dikkati çekiyor. Güzelyalı feribot iskelesinin yanından akan dere, İstanbul’dan Bursa’ya deniz otobüsüyle gelen ziyaretçilerde Mudanya hakkında kötü bir intiba bırakıyor. Vatandaşlar, temizlenmesini yetkililerden talep etmelerine rağmen derenin bir türlü temizlenmediğini söyledi.

  • Kapalı alanlardaki mikrop bulaşmasına dikkat

    Soğuk algınlığı isminin aksine direk soğuk havayla ilişkili olmadığını belirten Kulak Burun Boğaz Uzmanı Yrd.Doç.Dr. Ayşe Sezim Şafak, en sık korona ve rinovirüslerin neden olduğu virüs kaynaklı bir üst solunum yolu hastalığı olduğunu söyledi.

    Uzman Yrd.Doç.Dr. Şafak, “Havaların soğuması ile kapalı ortamlarda daha çok vakit geçirilmesi, okulların açılması, stresin artması, burun mukozasının soğuması ile virüslerin yaşama alanının artması gibi faktörler nedeniyle virüsler daha kolay bulaşır, bağışıklık sistemimizi etkiler.” dedi.

    Her bireyin bağışıklık sistemi farklı güçte olduğu için herkeste aynı belirtiler gözükmediğini kaydeden Şafak, “Erişkinlerin yüzde 25 inde belirti olmayabilirken, çocuklarda ateş ön planda olur, yaşlılar da ise sekonder bakteriyel enfeksiyon riski daha fazla olur. En sık belirtiler, boğaz kuruluğu, boğaz ağrısı, öksürük, hafif ateş, hapşırma, boğuk ses, burun tıkanıklığı, hafif baş ağrısı, koku ve tat duyusunda azalmadır. Seyrekte olsa beraberinde kas ağrıları yorgunluk, iştahsızlık, titreme görülebilir. Belirtiler ortalama 7 gün sürer. Vakaların dörtte birinde bu süreç 2 haftaya kadar uzayabilir. Soğuk Algınlığı mevcutken özellikle çocuklarla bakteriyel ikincil enfeksiyonun eklenmesi ile grip, orta kulak iltihabı, boğaz enfeksiyonu eklenir. Bağışıklık sistemi zayıf bireyler ve yaşlılarda ise daha çok akut bronşit, zatürre, akut bakteriyel sinüzit ve eğer daha da ilerlerse menenjit gibi hastalıkların eklenme riski oluşur. Tüm bunlar istenmeyen komplikasyonlardır. Kronik obstrüktif akciğer hastalığına (KOAH) ve astıma sahip insanlar, soğuk algınlığına karşı savunmasız olabilir ve durumları daha da kötüleşmemesi için önlem almak zorunda kalabilirler.” ifadelerini kullandı.

    Soğuk algınlığı nasıl tedavi edilir?

    Soğuk algınlığının kesin bir reçetesi olmadığını belirten Şafak, “Antibiyotik komplikasyon belirtileri yoksa kesinlikle faydasızdır. Bol bol sıvı almak, bağışıklık sistemi, virüs ile savaşırken bolca dinlenmek ve yatak istirahati, baş ağrısı veya ateşi gidermek için aspirin, parasetamol veya ibuprofen almak (16 yaşından küçük çocuklara aspirin verilmemelidir). Buhar banyosu, tuzlu suyla bol burun temizliği burun tıkanıklığı belirtilerini hafifletmekte etkili olabilir. Bu tedavilere ek olarak, ABD’de hastaların üçte biri, Avrupa’da yüzde 40 – 70’i alternatif tedavi kullanmaktadır. Alternatif tedavi olarak sıklıkla esansiyel yağlardan oluşan mentol, içinde bir sülfür bileşiği olan “Ajoenc’in etkisinden yararlanmak için sarımsak, çinko ve yüksek dozlarda (günde 1 – 2 gram) C Vitamini alınarak antioksidan etkilerden yarar sağlayabilmektedir” şeklinde konuştu.

  • Süs havuzları mikrop saçıyor

    ERZURUM (İHA) –

     

    Yaz aylarının gelmesiyle birlikte süs havuzlarında serinlemek isteyen çocuklarr için uzmanlardan uyarı geldi.

     
    Süs havuzlarına giren çocuklara ve ailelerine uyarılarda bulunan uzmanlar, “Bu süs havuzları kontrolleri yapılmayan, ilaçlanmayan, bakımı yapılmayan, her türlü dışarıdan bakteri bulaşmaya açık havuzlar. Buralar bir anlamda mikrop yuvası. Çocukların kesinlikle bu süs havuzlarına girmemelerini öneriyoruz. Bu havuzların takibi bakımı yapılmadığı gibi güvenlik önlemleri de yok. Ailelerin bu konuda duyarlı olmaları gerekiyor. Çocuklarını bu havuzlardan uzak tutmaları gerekiyor. Havuzların sağlık açısından değerlendirilmesinin yapıldığı gibi emniyet açısından da değerlendirilmesi gerekiyor.” dediler.