Etiket: mikrobu

  • Çocuklardaki Beta mikrobu, grip kadar sık görülüyor

    Beta mikrobunun çocuklarda grip kadar sık görülen bir hastalık olduğunu ve 5-15 yaş arsında daha fazla ortaya çıkan hastalığın, yutkunma güçlüğü, ateş ve ağız kokusu ile kendini gösterebildiği bildirildi.

    Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Uz. Dr. Kaan Kadıoğlu, beta mikrobunun bulaşma yolları ve tedavisi hakkında bilgi verdi. Özellikle kış aylarında kapalı ortamlarda bir arada bulunan çocuklarda boğaz enfeksiyonunun sık görüldüğünü kaydeden Kadıoğlu, Beta mikrobuyla ilgili; “5-15 yaş arsında daha fazla ortaya çıkan hastalık, yutkunma güçlüğü, ateş ve ağız kokusu ile kendini gösterebiliyor” dedi.

    Bu belirtilere varsa dikkat edin

    Beta mikrobu diye bilinen mikroorganizma boğazda iltihaplanma yapan bir çeşit bakteri olduğunu belirten Kadıoğlu, “Boğaz ağrısı ve ateşi olan çocukların yaklaşık yüzde 10 – 15´inde A Grubu Beta hemolitik streptokok iltihabı vardır. Boğazın ve bademciklerin iltihaplanmasıyla çocuğun yutkunması ve beslenmesi güçleşir, çocukta kötü ağız kokusu ve ateş olur. Bununla birlikte; titreme, vücut ağrısı ve iştahsızlık görülür. Ayrıca karın ağrısı, bulantı ve kusma gibi belirtiler de bulunabilir. Bakıldığında bademcikler ve boğazda kızarıklık, küçük dilde şişlik ve bademcikler üzerinde beyaz lekelenmeler görülür. Alt çene kemiğinin köşesinde ve boyunda lenf bezleri şişmiş olabilir” diye konuştu.

    Tedavi edilmeyen Beta mikrobu ciddi rahatsızlıklara neden olabilir

    Beta mikrobunun tedavi edilmemesi durumunda ciddi rahatsızlıklara neden olacağına vurgu yapan Dr. Kadıoğlu, şu bilgileri paylaştı: “Bazen, streptokok adı verilen bakteri iltihaplarında, mikropların salgıladığı toksinler deride yaygın kızarık bir döküntüye neden olur. Bu durumda oluşan hastalığa “kızıl” adı verilir ve genellikle boğaz iltihabının 2. gününden 6. gününe kadar sürer. Tedavi edilmeyen veya yetersiz tedavi edilmiş bu iltihap türleri, nadiren ateşli romatizma adı verilen ve kalp romatizması ile eklem iltihaplarına yol açabildiği gibi; böbrek iltihabına, sinüzite, orta kulak iltihabına, zatürreye ve deri iltihaplarına da neden olabilir”

    Taşıyıcı çocukların tedavi olmasına gerek yok

    Kadıoğlu taşıyıcı olan çocukların tedavisi ile ilgili de şunları söyledi:

    “Beta mikrobu toplumun yaklaşık yüzde 15 ila yüzde 20’sinin boğazında herhangi bir şikayete sebep olmadan bulunur ve bu kişilere taşıyıcı denir. Özellikle farenjit geçiren kişiler tedaviye rağmen %20 oranında taşıyıcı olmaktadır. Taşıyıcıların boğazındaki bakteri iltihapları hastalık yapıcı değildir ve taşıyıcıların hastalığı bulaştırma riski yoktur. Aynı zamanda taşıyıcılarda akut eklem romatizması riski de çok düşüktür. Bu nedenle AGBHS taşıyıcısı çocukların tedavisi yapılmamaktadır.”

    Taşıyıcılar nasıl tespit edilir?

    “Taşıyıcıların tespiti, hastalığın önlenmesinde önemli bir adımdır. Taşıyıcılar okul ve kreşlerde çocukların ve personelin boğazlarından alınan örneklerle tespit edilir. Örnek; pamuklu çubuğun boğaz ve bademciklere sürülmesiyle alınır ve bu işlem ağrı ya da acı vermez. Salgın veya riskli durumlarda o aileden de örnek alınmalıdır. Örnekler uygun ortamlarda çoğaltılarak boğaz kültürü içinde beta mikrobu olup olmadığına bakılır. SWAB test adı verilen hızlı tanı yöntemleri, taşıyıcıların tespitinde güvenilir bir yöntem değildir fakat hızlı yanıt almada yol göstericidir”

    Bademciklerin alınması gerekebilir

    “Taşıyıcılar, depo penisilin iğnesi yapılarak veya ağızdan ilaç verilerek tedavi edilir. Tedavi sonrası boğaz kültürünün tekrarı önerilmektedir.Bir yılda yedi veya daha fazla bademcik atağı ya da iki yıl boyunca her yıl beş veya daha fazla atak görülen tekrarlayan bademcik iltihaplarında, bademcikte nedeni bilinemeyen ve sinsi seyreden iltihapların olması halinde ve beslenme ve solunum şikayetleri ortaya çıkarsa bademciklerin alınması gerekebilmektedir”

    Bazı nadir durumlarda taşıyıcıların tespiti ve tedavisi gerekli olduğunu söyleyen Kadıoğlu ’ Beta enfeksiyonu salgını varsa veya salgın riski varsa, Çocuk veya aileden biri romatizmal ateş geçiren varsa, çocuk veya ailede glomerulonefrit geçiren varsa, aile içinde bireylerin birbirlerine tekrar tekrar bulaştırması durumu varsa, enfeksiyon varsa, çocukta veya yakınlarında kızıl hastalığı görülmüşse dikkatli olunmalıdır.’ diye konuştu.

  • Türkiye’de 15 milyon kişi verem mikrobu taşıyor

    Şehzadeler Toplum Sağlığı Merkezi Doktorlarından Ayşe Pınar Balcan Türkiye’de her yıl 13 bin kişinin verem hastalığına yakalandığını, 15 milyon kişinin de vücutlarında verem mikrobu taşıdığını söyledi. Manisa İl Halk Sağlığı Müdürü Engin Yıldırım ise veremin sinsi bir hastalık olduğunu dile getirerek, veremle mücadelenin devam edeceğini kaydetti.

    70. Verem Eğitim ve Propaganda Haftası çerçevesinde Manisa’nın Şehzadeler ilçesindeki Murat Germen İlköğretim Okulu Toplantı Salonunda Manisa İl Halk Sağlığı Müdürlüğü ve Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün düzenlediği etkinlikte öğrenciler verem hakkında bilgilendirildi.

    Manisa İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Engin Yıldırım, Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Ebubekir Ermiş, Halk Sağlığı ve Milli Eğitim Müdürlüğünün ilgili personellerinin de katıldığı programda öğrenciler Şehzadeler Toplum Sağlığı Merkezi görevlilerinden Dr. Ayşe Pınar Balcan’ın sunumuyla hem veremi tanıdı hem de merak ettikleri sorulara yanıt buldu.

    “Verem bütün filmlerin konusuydu”

    Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşının okunmasının ardından programın açılış konuşmasını yapan Manisa İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Engin Yıldırım, “Verem bizim çocukluluğumuzda en önemli hastalıklardan biriydi. Ben 46 yaşındayım. Bütün filmlerin konularından biri buydu. Genç kız yada genç erkek filmin bir sahnesinde öksürür ve mendilinde kanı görür, ‘Eyvah’ derdik ‘Verem oldu, kurtuluşu yok’ derdik eskiden. Şimdi çok şey değişti. Verem sayısını çok azalttık ama sinsi bir düşman gibi hep aramızda. Biz biran boş bulunsak tekrar alevlenmeye hazır bir hastalık.” dedi.

    Sunumu gerçekleştiren Dr. Ayşe Pınar Balcan ise, “Dünya genelinde her yıl yaklaşık 10 milyon kişi verem hastalığına yakalanıyor ve bir buçuk milyon insan da verem nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu insanlar maalesef düzensiz tedaviler nedeniyle yada hasta olduklarını kabul etmemeleri nedeniyle hayatlarını kaybediyorlar. Türkiye’de her yıl yaklaşık 13 bin kişi bu hastalığa yakalanıyor. 15 milyon nüfusun bu hastalığa enfekte olduğu yani mikrobu vücutlarında taşıdıkları tahmin edilmektedir. Ülkemizde maalesef gelişmiş ülkelere göre daha fazla verem hastalığı görülmekte.” şeklinde konuştu.

    Programın bitiminde bir açıklama yapan İl Halk Sağlığı Müdürü Dr. Engin Yıldırım, “Gençlerimizle Tüberküloz’un ne olduğunu, Tüberküloz ile ilgili nelere dikkat edilmesi gerektiği ve nasıl bulaştığı konularını paylaştık. Bize bu imkanı sağlayan Milli Eğitim Müdürümüz, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz ve diğer Müdürlerimize teşekkür ederiz .” derken, Şehzadeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Ebubekir Ermiş de şunları söyledi:

    “Tüberküloz Haftası Nedeni ile Halk Sağlığı Müdürlüğümüzle beraber öğrencilerimizi bilinçlendirme çalışması yaptık. Çocuklarımız konuyu gayet iyi anladı. Soruları da gayet güzeldi. Bu hafta boyunca diğer okullarımızda da öğretmenlerimiz bununla ilgili öğrencilerimizi bilinçlendirme yapacak. Aynı zamanda da toplum sağlığı ile ortak çalışarak bir çok projeye de imza atacağız. Bu çalışmalar neticesinde hem öğrencilerimizi hem de velilerimizi bilinçlendirip, daha sağlıklı bir toplum oluşturacağız.”