Etiket: Mide

  • Mide küçültme ameliyatı sonrası kahreden ölüm

    Mide küçültme ameliyatı sonrası kahreden ölüm

    İngiltere’nin Londra şehrinde yaşayan ve tüp bebek tedavisi öncesi zayıflamak amacıyla İzmir’deki özel bir hastanede mide küçültme ameliyatı olan 28 yaşındaki Özge Mitoğlu, ameliyattan birkaç gün sonra hayatını kaybetti.

    Olay, İzmir’in Konak ilçesinde meydana geldi. İngiltere’nin Londra şehrinde yaşayan 28 yaşındaki Özge Mitoğlu, tüp bebek tedavisi öncesi fazla kilolarından kurtulmak için akrabalarının bulunduğu İzmir’e geldi. Burada özel bir hastanede mide küçültme ameliyatı olan Mitoğlu, ameliyattan iki gün sonra rahatsızlanarak hastaneye yeniden başvurdu. Yapılan tedaviye cevap vermeyen genç kadın, ameliyattan dört gün sonra hayatını kaybetti. Aile, olayda hastanenin ihmali olduğunu iddia ederken, Mitoğlu’na otopsi yapıldı. Talihsiz kadının cenaze töreni, Konak ilçesinde bulunan Kahramanlar Camisi’nde düzenlenecek.

    “Abisinin gördüğü rüya üzerine ameliyatı üç kez iptal etti”

    Yeğeni Mitoğlu’nun hayatını kaybettiği haberi alınca Almanya’dan İzmir’e gelen Nuri Taşarsu, “Yeğenim Özge Mitoğlu, Londra’da yaşıyordu. Kendisi tüp bebek tedavisi öncesi zayıflama amacıyla mide ameliyatı olmak üzere İzmir’e geldi. Ameliyat oldu, iki gün sonra şikayetlerinin olması sebebiyle hastaneye başvurdu. Ancak ameliyatı gerçekleştiren doktor o gün hastanede olmadığı için serum verip eve göndermişler. Ertesi gün yine rahatsızlanmış. Bu kez doktor gelip müdahale etmiş ve operasyona almışlar. Bakıyorlar ki bazı sıkıntılar var. Bir gün beklenmesi gerektiği söylenmiş ve ertesi gün tekrar ameliyata alınmış. Yeğenimi ikinci kez ameliyata aldıklarında iç organlarını kaybettiği fark edilmiş. Biz ihmal olduğunu düşünüyoruz. 28 yaşında bir genci kaybettik. Allah böyle acı kimseye vermesin. Otopsi yapıldı. Sonuçlarını bekliyoruz. Bundan sonra eğer bir ihmal varsa adli süreç başlayacak. Gurbete yaşadığı için ’çocuğum olsun, ona sarılarak gurbetliği yaşamayayım’ diyordu. Hayat dolu biriydi. Ameliyat öncesi korkusu yoktu ama abisi gördüğü rüya üzerine arayıp ’ameliyata girme bizim evin yandığını gördüm’ demiş. Bu yüzden üç kez randevuyu iptal etti ama sonra karar alıp ameliyata girdi. Özge’nin eşi Mehmet Mitoğlu da 10 gün sonra aynı hastanede mide küçültme ameliyatı olacaktı. İhmal varsa gerekli mevkiler araştıracaktır” dedi.

    Hastaneden konuyla ilgili herhangi bir açıklama yapılmadı.

  • Mide küçültme ameliyatı 2 çocuk babasının sonu oldu

    Bursa’da aşırı kilolarından kurtulmak için mide küçültme ameliyatı olan genç baba hayatını kaybetti. Adli Tıp Kurumu, ameliyatı yapan doktoru kusurlu buldu.

    Mehmet Dal (24), uzun yıllar kilolarından şikayetçi olduğu için zayıflamaya karar verdi. Uzun süre mide küçültme ameliyatları yapan uzmanları araştıran Dal, internet sitelerinden yaptığı araştırmalar sonucu İzmir’de özel bir hastanede görev yapan Doktor M.K’ye mide küçültme ameliyatı olmaya karar verdi. Burada ameliyata alınan genç adam, ameliyatın ardından evine gönderildi. Ameliyat olduğu günün ertesi günü rahatsızlanan genç, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine kaldırıldı. Burada Dal’ın ameliyat olması gerektiği söylenince aile, ameliyatı yapan doktoru durumdan haberdar etti. Doktor M.K., hastayı kendilerine getirmeleri gerektiğini söyledi. Aile çocuklarını Bursa’dan araca bindirerek İzmir’de ameliyat olduğu hastaneye götürdü. Burada sızıntı olduğu gerekçesiyle ameliyat yapan doktorlar tarafından tekrar ameliyat edilen Mehmet Dal, uzun süre yoğun bakımda kaldıktan sonra durumu kötü olduğu için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk edildi. Burada tedaviye alınan genç adam hayatını kaybetti. Aile, ameliyatı yapan doktorun ihmali olduğu gerekçesiyle otopsi talebinde bulundu. İstanbul Adli Tıp Kurumu, yapılan otopsi sonucu doktoru “tamamen kusurlu” buldu.

    Oğlunu kaybeden baba Ömer Dal, “Oğlum aşırı kiloluydu, zayıflamak istiyordu. Sürekli mide küçültme ameliyatı yapan doktorlar hakkında araştırma yapıyordu. İnternetten videolarını gördüğü Doktor M.K.’ya ameliyat olmaya karar verdi. İzmir’de bu doktor oğlumu ameliyat yaptı. Ameliyattan sonra bizi sevk ettiler. Biz de Bursa’ya evimize döndük. Çocuğum taburcu olduğu gün alması gereken bir ilaç yazdılar. (Bu ilacı bugün mutlaka alması lazım) dediler. Biz de eczaneye gittik, sistemde oğlum hastanede yatıyor gözüküyordu. Hastaneyi aradık. Sistemde yanlışlık olduğu söylendi ve çıkışımızı yapamadıkları için ilacı o gün alamadık, ertesi gün aldık. Ertesi günün sabahı oğlum rahatsızlandı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine kaldırdık. Burada bize ameliyat olması gerektiği söylendi. Biz de ameliyatı yapan doktoru aradık. O da (Bunun ilmini ben biliyorum, çocuğunuzu bana getirin) dedi. Çocuğumuzu ameliyat eden doktora, İzmir’e götürdük. Burada sızıntı olduğu gerekçesiyle ikinci ameliyata alındı ve daha sonra çocuğum yoğun bakım ünitesine kaldırıldı. Biz çocuğumuzu başka bir hastaneye sevk etmek istedikçe Doktor M.K., ’Ben bu işte bir numarayım’ gibi sözler söyledi. Biz de çocuğumuzu burada bıraktık. Çocuğum yoğun bakımda kötüleşti. Çocuğumu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesine kaldırdılar. Çocuğum burada hayatını kaybetti. Doktor hakkında suç duyurusunda bulunduk. Çocuğuma İstanbul Adli Tıp Kurumunda otopsi yapıldı. Yapılan otopside ameliyatı yapan doktor yüzde yüz suçlu bulundu. Mahkememiz var. En büyük dileğimiz çocuğumuzun ölümüne sebep olan doktorun ceza alması” dedi.

  • Mide küçültme ameliyatı 2 çocuk babasının sonu oldu

    Bursa’da aşırı kilolarından kurtulmak için mide küçültme ameliyatı olan genç baba hayatını kaybetti. Adli Tıp Kurumu, ameliyatı yapan doktoru kusurlu buldu.

    Mehmet Dal (24), uzun yıllar kilolarından şikayetçi olduğu için zayıflamaya karar verdi. Uzun süre mide küçültme ameliyatları yapan uzmanları araştıran Dal, internet sitelerinden yaptığı araştırmalar sonucu İzmir’de özel bir hastanede görev yapan Doktor M.K’ye mide küçültme ameliyatı olmaya karar verdi. Burada ameliyata alınan genç adam, ameliyatın ardından evine gönderildi. Ameliyat olduğu günün ertesi günü rahatsızlanan genç, Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine kaldırıldı. Burada Dal’ın ameliyat olması gerektiği söylenince aile, ameliyatı yapan doktoru durumdan haberdar etti. Doktor M.K., hastayı kendilerine getirmeleri gerektiğini söyledi. Aile çocuklarını Bursa’dan araca bindirerek İzmir’de ameliyat olduğu hastaneye götürdü. Burada sızıntı olduğu gerekçesiyle ameliyat yapan doktorlar tarafından tekrar ameliyat edilen Mehmet Dal, uzun süre yoğun bakımda kaldıktan sonra durumu kötü olduğu için Ege Üniversitesi Tıp Fakültesine sevk edildi. Burada tedaviye alınan genç adam hayatını kaybetti. Aile, ameliyatı yapan doktorun ihmali olduğu gerekçesiyle otopsi talebinde bulundu. İstanbul Adli Tıp Kurumu, yapılan otopsi sonucu doktoru “tamamen kusurlu” buldu.

    Oğlunu kaybeden baba Ömer Dal, “Oğlum aşırı kiloluydu, zayıflamak istiyordu. Sürekli mide küçültme ameliyatı yapan doktorlar hakkında araştırma yapıyordu. İnternetten videolarını gördüğü Doktor M.K.’ya ameliyat olmaya karar verdi. İzmir’de bu doktor oğlumu ameliyat yaptı. Ameliyattan sonra bizi sevk ettiler. Biz de Bursa’ya evimize döndük. Çocuğum taburcu olduğu gün alması gereken bir ilaç yazdılar. (Bu ilacı bugün mutlaka alması lazım) dediler. Biz de eczaneye gittik, sistemde oğlum hastanede yatıyor gözüküyordu. Hastaneyi aradık. Sistemde yanlışlık olduğu söylendi ve çıkışımızı yapamadıkları için ilacı o gün alamadık, ertesi gün aldık. Ertesi günün sabahı oğlum rahatsızlandı. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesine kaldırdık. Burada bize ameliyat olması gerektiği söylendi. Biz de ameliyatı yapan doktoru aradık. O da (Bunun ilmini ben biliyorum, çocuğunuzu bana getirin) dedi. Çocuğumuzu ameliyat eden doktora, İzmir’e götürdük. Burada sızıntı olduğu gerekçesiyle ikinci ameliyata alındı ve daha sonra çocuğum yoğun bakım ünitesine kaldırıldı. Biz çocuğumuzu başka bir hastaneye sevk etmek istedikçe Doktor M.K., ’Ben bu işte bir numarayım’ gibi sözler söyledi. Biz de çocuğumuzu burada bıraktık. Çocuğum yoğun bakımda kötüleşti. Çocuğumu Ege Üniversitesi Tıp Fakültesine kaldırdılar. Çocuğum burada hayatını kaybetti. Doktor hakkında suç duyurusunda bulunduk. Çocuğuma İstanbul Adli Tıp Kurumunda otopsi yapıldı. Yapılan otopside ameliyatı yapan doktor yüzde yüz suçlu bulundu. Mahkememiz var. En büyük dileğimiz çocuğumuzun ölümüne sebep olan doktorun ceza alması” dedi.

  • Mide kanseri hastası PAÜ’de kapalı ameliyatla sağlığına kavuştu

    Denizli’de mide kanseri olan hasta, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Hastanesinde, kapalı ameliyat olarak bilinen laparoskopik yöntemle ağrısız ve izsiz müdahale ile sağlığına kavuştu.

    PAÜ Hastanesi Genel Cerrahi bölümüne iştahsızlık, karın ağrısı, kilo kaybı şikayetleri ile başvuran 55 yaşındaki Binali Yiğit’e yapılan endoskopik değerlendirme neticesinde mide kanseri teşhisi kondu ve gerekli ön hazırlıklar yapılarak operasyona alındı.

    Laparoskopik yçntemle ameliyat edilen Yiğit, sağlığına kavuştu.

    PAÜ Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Kağan Gökakın, genel anestezi altında yapılan ve karın üzerinde küçük delikler açılarak iç organların görüntülenmesi prensibine dayanan bir ameliyat şekli olan laparoskopik ameliyatların artık birçok kanser hastalıklarında başarıyla uygulandığını ifade etti. Hastanın sağlığına kavuştuğunu ifade eden Gökakın, “Günümüzde karın içi organlarımızda mide, kolon, karaciğer ve böbrek gibi organların kanserleri yoğunluklu olarak açık ameliyat yapılmaktadır. Ama ilerleyen teknoloji ve deneyimler sayesinde bu tür vakalara açık ameliyata gerek kalmadan laparoskopik cerrahiyle müdahale edilebiliyor. PAÜ Hastanesinde başarıyla yapılmış olması, Türkiye’de tıp bilimi ve sağlık alanında katedilen mesafenin öneminin çok açık göstergesi” dedi. Kapalı ameliyatların, tüm dünyada hekimler ve hastalar tarafından çok tercih edildiğini vurgulayan Gökakın, sağlık kuruluşunda belli bir teknik alt yapının gerekliliği yanında, operasyonu yapacak ekibin de deneyim sahibi olması gerektiğini bildirdi” dedi.

    “Hasta 7 gün sonra taburcu edildi”

    Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Muhammed Raşid Aykota, mide kanserinin özellikle son yıllarda sigara, beslenme alışkanlıkları ile ortalama yaşam süresinin uzaması, tanı yöntemlerinin artması ve düzenli sağlık kontrollerine ağırlık verilmesi gibi çeşitli nedenlere bağlı olarak görülme sıklığının arttığını söyledi.

    Kapalı cerrahi ile kötü huylu mide tümörü ameliyatlarının artık PAÜ Hastanesinde de başarılı bir şekilde gerçekleştirildiğini kaydeden Aykota, “Ülkemizde son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi cerrahi işlemlerin kapalı yani laparoskopik yöntemlerle yapılması, hem hasta konforu açısından hem de ameliyat sonrası iyileşme döneminin kısalığı ve iş gücü kaybının az olması nedeniyle tercih edilmektedir. Kapalı yöntemlerle kalın bağırsak kanserleri dahil çok sayıda ameliyat halihazırda zaten ülkemizde ve kliniklerimizde başarıyla yapılmaktadır. Biz, Japonya ve Amerika’da son yıllarda başarıyla yapılan yöntemi PAÜ Hastanesi Genel Cerrahi Kliniğinde gerçekleştirdik, Total Gastrektomi operasyonu sonrası hasta 7’nci gün sağlıklı bir şekilde taburcu edildi” diye konuştu.

  • Mide ülseri meslek seçiyor

    Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Serkan Uysal, mide ülserine vardiyalı gece çalışan iş kollarında, bantlarda çalışan işçilerde, sosyal mesleklerde, yargı ve güvenlik mensuplarında, öğretmen, doktor, gazeteciler ve ev hanımlarında sık rastlandığını söyledi.

    Medicana Samsun Hastanesi Gastroenteroloji Bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Serkan Uysal, “helicobacter pylori” ve ülserler konusunda bilgi verdi. Dr. Uysal, “Birçok ülser helicobacter pylori mikrobunun varlığı ile meydana gelir. Duodenal (onikiparmak bağırsağı) ülserlerde helicobacter pylorinin varlığı yüzde 100’e yakın oranla yüksek bulunmuştur. Bazı hastalarda helicobacter pylori vardır ancak ülser görülmez, bu yüzden helicobacter pylori varlığı yanında başka faktörlerde -örneğin irsiyet-kalıtım- olması gerektiği düşünülmektedir. Helicobacter pylori varlığı ülser yapması dışında müzmin gastrit yaptığı kesindir, ileriki yaşlarda mide kanserlerine yol açtığı da iddia edilmektedir” dedi.

    Ülserin nedenleri

    Ülserin nedenleri hakkında bilgi veren Dr. Öğretim Üyesi Serkan Uysal, “Mide ve duodenal ülserlerinin başlıca nedenleri; kan grubu 0 olan kimseler, psikolojik stres, travma, cerrahi operasyon gibi çeşitli fiziksel stresler, alkol, kafein ve sigara kullanımı, uzun süreli aspirin, kortizon veya antienflamatuvar – naproxen sodium ve benzerleri – ilaç kullanımı sayılabilir. Duodenal ülserlerin yüzde 95’ inde h. pylori bulunur ve organizma yok edilmezse, ülser nükseder. Bu nedenle, günümüzde helicobacter pylorinin yok edilmesi, ülser tedavisinin önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bunun için çok çeşitli antibiyotikler kullanılmaktadır. Az da olsa dirençli mikrop grupları vardır. Sonbahar ve ilkbaharda mide ağrılarının ve diğer yakınmaların sıklığı artar. Vardiyalı – gece çalışan- iş kollarında, bantlarda çalışan işçilerde, sosyal mesleklerde, yargı ve güvenlik mensuplarında, öğretmen, doktor, gazeteciler ve ev hanımlarında sık rastlanır” diye konuştu.

    Peptik ülseri belirtileri

    Peptik ülserine değinen Uysal, “Yemek sonrası ya da açlıkta karnın üst kısmında kemirme ve yanma şeklinde ağrı, geceleri bulantı ve mide ağrısıyla uykudan uyandıran ağrı – özellikle duodenum ülserinde, yiyecek alımıyla kaybolan ağrı, kusma ve ağrının kusmayla ortadan kalkması, gaz, aşırı acıkma ya da iştahsızlık, kansızlık ve kilo kaybı gibi belirtileri sayabiliriz. Ülserlerin tehlikeli sonuçları vardır: Mide kanamaları, mide delinmeleri -perforasyon- ve barsak tıkanmalarıdır. Tedavi de operasyon zorunlu hale gelebilir” şeklinde konuştu.

    Dr. Öğretim Üyesi Serkan Uysal, açıklamasını şöyle tamamladı:

    “Sindirim sistemi kanamalarının en büyük nedeni ülserlerdir. Bazen daha önce hiç mide ağrısı yakınması olmayan kişilerde bile görülebilir. Bu kişiler ‘kahve telvesi’ gibi renkli bir materyal kusarlar ya da ‘katran renkli’ siyah, kötü kokulu, yumuşak kıvamda gaita- dışkı- dışkılarlar. Başka belirti olmadan, dışkısının siyah renkli olduğunu fark eden kişilerin mutlaka bir sağlık kurumuna acil olarak başvurması gereklidir. Kusma ve siyah renkli feçes olmadan önce aniden fenalık gelmesi, soğuk soğuk terleme halinde de üst gastrointestinal kanamadan kuşkulanılmalıdır.”