Etiket: Meyvede

  • Kuru meyvede ihracat hedefi için URGE Projesi devrede

    Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Ticaret Bakanlığının desteğiyle ’Turkish Dried Fruits URGE Projesi’ni başlatırken, 3 milyon doların üzerindeki projeyle kuru meyve sektörünün 2023 ihracat hedeflerine ulaşmak amaçlanıyor.

    Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği, Türk Kuru Meyve Sektörünün 2023 yılı için ortaya koyduğu 3 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak için Ticaret Bakanlığının desteğiyle, ’Turkish Dried Fruits URGE Projesi’ne start verdi. Projeyle Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu, geleneksel ihraç ürünlerinden Çekirdeksiz Kuru Üzüm, Kuru Kayısı ve Kuru İncirde katma değerli ürün ihracatını arttırmak, üretim süreçlerini iyileştirmek ve Türk Kuru Meyve Sektörünün 2023 yılı için ortaya koyduğu 3 milyar dolar ihracat hedefine ulaşmak amaçlanıyor. Bütçesi 3 milyon doların üzerinde olan ‘Turkish Dried Fruits URGE Projesi’nde devlet yüzde 80’ini üstleniyor. Yüzde 20 ise projede yer alan 21 firma karşılıyor. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, Turkish Dried Fruits URGE Projesi’nin Türk Kuru Meyve Sektörüne sağlayacağı katkıları anlatmak için basın toplantısı düzenledi. Turkish Dried Fruits URGE Projesi’ne danışmanlık hizmeti verecek olan Albert Solino Yönetim Danışmanlığı Hizmetleri firmasından Danışmanlar Erden Tüzünkan ve Kadir Ayaz da toplantıda yer alarak projede nasıl bir rol üstleneceklerini anlattı.

    Toplantıda 3 yıl süreli projenin yol haritasını oluşturacak ’İhtiyaç Analizi’ faaliyeti çalışmalarına start verdiklerini açıklayan Celep, proje kapsamında sektörlerinin en önemli ürünleri olan, üretim ve ihracatında dünya lideri oldukları Çekirdeksiz Kuru Üzüm, Kuru İncir ve Kuru Kayısının daha katma değerli ihracatı için çalışmalar gerçekleştireceklerini belirtti.

    URGE Projesiyle yol haritası

    Son 5 yıldır kuru meyve ihracatının 1,3-1,4 milyar dolar düzeylerinde tıkanmış durumda olduğunu dile getiren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Birol Celep, ihracat miktarın da 450 bin ton civarında seyrettiğini söyledi. 2023 yılı ihracat hedefi içinde kuru meyve sektörüne düşen paydan her geçen gün uzaklaşıldığını dikkat çeken Celep, Türkiye’de üretilen ortalama 70 bin ton kuru incirin yüzde 85-90’ını, ortalama 140 bin ton kuru kayısının yüzde 90’ından fazlası, ortalama 300 bin ton çekirdeksiz kuru üzümün yüzde 85’inin ihraç edildiğini dile getirdi. Sektörün sahip olduğu potansiyelden daha verimli bir şekilde faydalanması için yürütme oldukları faaliyetlerden birisinin de URGE projesi olacağını vurgulayan Celep, “Bu projeye ayrı bir önem vermemizin nedeni iş birliğini zorunlu kılmasıdır. Proje üyesi firmalarımızla omuz omuza vererek önce ortak sorunlarımızı tespit edeceğiz ve üç yıllık bir yol haritası ile bu sorunlara yine ortaklaşa çözümler geliştireceğiz. Startını vereceğimiz İhtiyaç Analizi faaliyeti ile 21 üye firmamızı Danışman firmamızla işletmelerinde derinlemesine inceleyeceğiz ve bu incelemeleri ulusal ve uluslararası sektör verileri ile harmanlayarak özelden genele tüm süreçleri göz önünde bulunduran nokta atışı hedeflere sahip bir yol haritası oluşturacağız” diye konuştu.

    “Uzak doğu ülkelerine özel bir önem atfediyoruz”

    Projeyi 2 temel hedef doğrultusunda oluşturduklarını aktaran Celep, “Bunlardan birincisi işletmelerimizi daha verimli ve düşük maliyetli bir yapıya dönüştürmek ve daha katma değerli ürün üretecek hale getirmek. İkincisi ise daha kaliteli ve katma değerli ürettiğimiz ürünlerimizi sadece mevcut pazarlarımızda değil potansiyel barındıran ancak yeterince değerlendiremediğimiz yeni pazarlara ihraç etmektir. Bu noktada Uzakdoğu ülkelerine özel bir önem atfediyoruz. Zira Uzakdoğu ülkelerini geleceğin değil, bugünün pazarları olarak görüyoruz. Bunda yüksek nüfus oranları ve sürekli artan kişi başı gelirleri ve değişen tüketim alışkanlıklarının önemli bir payı vardır. Bu hedeflere ulaşmak için öncelikle firmalarımızın mevcut üretim maliyetlerini yüzde 15 – 20 oranında düşüreceğini öngördüğümüz yalın üretim anlayışının işletmelerimizce benimsenmesini sağlayacak bir danışmanlık faaliyeti gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Yalın üretim felsefesinin işletmelerde hakim kılınması sayesinde sektörel anlamda gözle görülür bir değişimin yaşanacağına inanıyorum” ifadelerini kullandı.

    Çözüm katma değerli ürün

    Başkan Celep, pazarlama ve tanıtım faaliyetlerine de yenilikçi bir yaklaşım geliştireceklerini, hedef pazarlarda etkin tanıtım ve pazarlama faaliyetleri gerçekleştirerek, kısa bir süre içerisinde ihracatta sıkışmış olan 1,3-1,4 milyar dolar direnç bandını 2023 hedef olan yönünde güçlü bir şekilde kıracaklarını dile getirdi. İşletmelerde verimliliği artırmak ve hedef pazarlarda tanıtım yaparak satışları artırmakla iş birliğinde ilk adımın atmış olacaklarını belirten Celep, gerçek çözümün katma değerli ürün üretmekten geçtiğini vurguladı. Kuru meyve sektörü firmalarının önemli bir kısmının henüz yabancı oldukları AR-GE projelerinin yürütülmesi ve hatta AR-GE Merkezi oluşturulması konularına dikkat çeken Celep, “Sektördeki tüm aktörlere faydalar sağlayacak olan bu çalışmaların bireysel çabalarla hayata geçirilmesinin neredeyse imkansız olması nedeniyle URGE projesinin önemini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Ayrıca, proje üyesi olan 21 firmamızın, proje konusu ürünlerin toplam ihracatında temsil ettiği oranları göz önünde bulundurduğumuzda, proje çıktılarının sadece bölgesel değil, ulusal seviyede olacağını belirtmek isterim” şeklinde konuştu.

    Dünya genelinde şeker tüketimine karşı bir refleks geliştiğini dile getiren Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Işık ise “Dünya Sağlık Örgütü, bunun en doğru tüketim şeklini kuru meyve olarak açıklıyor. Bizim bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım. Önce ürünümüzü sağlıklı üreteceğiz, pestisit, aflatoksin, kükürt kontrol altında olacak. İhracatçı firmalar olarak birlikte çalışacağız ve ürünümüzü dünyaya hak ettiği değerle pazarlayacağız” dedi.

  • Yaş sebze ve meyvede kayıp

    Antalya Ticaret Borsası(ATB) Başkanı Ali Çandır, meclis toplantısında ihracatta yılın ilk 6 ayında geçen yılın ilk 6 ayına göre yüzde 21’lik artış olduğunu ancak, yaş meyve sebzede 2013 yılına göre yüzde 15 düzeyinde bir kayıpla karşı karşıya olduklarını söyledi.

    Antalya Ticaret Borsası’nın(ATB) Temmuz Ayı Olağan Meclis Toplantısı Ticaret Borsası binasının toplantı salonunda gerçekleştirildi. ATB Başkanı Ali Çandır, ihracatın bu yılın ilk yarısında geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 21 artış gösterdiğini söyleyerek, “Artış ilk bakışta iyi bir performans olarak algılansa da ihracattaki en iyi yılımız olan 2013’e göre toplam ihracatta yüzde 2 ve yaş meyve sebzede ise yüzde 15 düzeyinde bir kayıpla karşı karşıyayız” dedi.

    “Uygulamalar darboğazdaki iş dünyasına bir nebze de olsa direnç kazandırmıştır”

    Festival Çarşısı’nda meydana gelen yangında zarar gören tüm esnaflara geçmiş olsun dileklerini ileterek konuşmasına başlayan ATB Başkanı Çandır, “Geçen yıldan bu yana dile getirdiğimiz ‘Antalya Yaklaşımı’ önerilerimiz oldu. Finansmana erişim engelleriyle ilgili nefes ve can suyu kredi destekleri gibi tedbirler, ödenemez yük oluşturan vergi cezalarıyla ilgili yeniden yapılandırmalar, işveren açısından büyük yük oluşturan SGK prim ödemeleriyle ilgili kolaylıklar ve destekler, bazı sektörlerdeki KDV indirimlerinin uygulamaya konmasından memnunuz. Bu uygulamalar darboğazdaki iş dünyasına bir nebze de olsa direnç kazandırmıştır. Fakat sürdürülebilirlik açısından özellikle, Geçici vergi uygulamasının iptali ve KDV mahsuplaşma süresinin en az üç aya çıkarılması, birikmiş KDV’lerin düzenli olarak ödenmesi taleplerimiz hala geçerliliğini korumaktadır. Bu iki talebimiz bir taraftan kamuya herhangi bir yük getirmezken, diğer taraftan iş dünyamızı ciddi bir yükten kurtaracak ve sürdürülebilir özelikte olacaktır” dedi.

    “Oluşturulan toplam yeni istihdam bir milyon 488 bin kişi olmuştur”

    2017 yılı başında ‘2 milyon artı istihdam seferberliği’ adı altında tarihlerinin en büyük ‘Milli İstihdam Seferberliğini’ başlattıklarını dile getiren Çandır, yılın ilk 4 ayında bir milyon 488 bin yeni istihdamın olduğunu belirtti. Ali Çandır, “Yılın ilk dört ayındaki gerçekleşmeleri, bu ay itibariyle Türkiye İstatistik Kurumu’ndan(TUİK) öğrenmiş bulunmaktayız. Buna göre yılın ilk dört ayında oluşturulan toplam yeni istihdam bir milyon 488 bin kişi olmuştur. İlk bakışta iki milyonluk yeni istihdam hedefine yaklaşıldığı söylenilebilir. Ancak unutulmaması gerekir ki bu seferberliğin net etkisini görmek için geçtiğimiz yılın aynı dönemindeki yeni istihdam artışına bakıp aradaki farkı değerlendirmeliyiz. Nitekim 2016 yılı ilk dört ayında toplam bir milyon 190 bin kişi yeni istihdam olarak çalışma hayatına katılmıştır. Aradaki fark olan 298 bin kişi ‘Milli İstihdam Seferberliğinin’ net etkisidir” diye konuştu.

    “Ekonomimiz hızlandırıcı olarak inşaatın etkisi altındadır”

    ‘Milli İstihdam Seferberliğinin’ net etkisini tarım, sanayi, inşaat ve hizmet sektörlerinin katkılarıyla incelendiğinde en büyük katkıyı yüzde 48 ile inşaat sektörünün sağladığını ifade eden ATB Başkanı Çandır, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Tarım ve hizmet sektörleri yüzde 20’lik oranla ikinci sırada katkı sağlamıştır. Sanayi sektörü ise yüzde 12’lik oranla en düşük katkıyı sağlamıştır. Toplam istihdamın yüzde 19’unu oluşturan tarım sektörü, toplam istihdamın yüzde 54’ünü oluşturan hizmet sektörü ile ‘Milli İstihdam Seferberliğine’ aynı oranda katkı sağlamıştır. Reel ekonominin temeli diye anlatılan sanayi sektörü ise yüzde 12’lik bir katkı sağlamıştır. Buradan anlaşılmaktadır ki, hala ekonomimiz hızlandırıcı olarak inşaatın etkisi altındadır. Reel ekonominin sürdürülebilirliği bakımından inşaatı bu kadar görünür yapmak doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü bu sektör reel ekonomiye belirli süreli etkiler yapma özelliğine sahiptir. Yeni kabineden ekonomik büyümeye dair en büyük beklentimiz, bu ayırıcı özelliği dikkate alan bir anlayışla sürdürülebilir büyümeyi sağlayıcı politikaları önceliklendirmesidir.”

    “Senet ve karşılıksız çek rakamlarında geçen yılın ilk 6 ayıyla yüzde eksi 8’lik bir azalma söz konusu”

    Antalya’da protesto edilen senet ve karşılıksız çek rakamlarına bakıldığında geçen yılın ilk 6 ayıyla yüzde eksi 8’lik bir azalmanın söz konusu olduğunu belirten Çandır, tutar itibariyle yüzde eksi 42’lik bir azalış olduğunu dile getirdi. Ali Çandır, “Karşılıksız çek rakamlarına baktığımızda ise geçtiğimiz yılın ilk altı ayına göre adette ve tutarda benzer düzeyde ciddi bir düşüş olduğu görülmektedir. Adet olarak yüzde eksi 41, tutarda ise yüzde eksi 46 oranında azalışlar gerçekleşmiştir. Protestolu senet oranlarına göre karşılıksız çek oranlarında ciddi düşüşler yaşanmıştır. Çek ödemelerinde daha hassas davranmıştır” dedi.

    “Yaş meyve sebzede 2013 yılına göre yüzde eksi 15 düzeyinde bir kayıpla karşı karşıyayız”

    İhracatın bu yılın ilk yarısında geçen yılın ilk yarısına göre yüzde 21 artış gösterdiğini söyleyen ATB Başkanı Ali Çandır, yaş meyve sebzede ihracatın yüzde 26’lık artış yaşadığını dile getirdi. Çandır, “Artış ilk bakışta iyi bir performans olarak algılansa da ihracattaki en iyi yılımız olan 2013’e göre toplam ihracatta yüzde eksi 2 ve yaş meyve sebzede ise yüzde eksi 15 düzeyinde bir kayıpla karşı karşıyayız. İhracatımızın en iyi olduğu 2013 yılında yaş meyve sebzenin toplam ihracattaki payı yüzde 38 iken, bu yılın ilk altı ayında payımız yüzde 33’e gerilemiş durumdadır. Her iki göstergeye göre de yaş meyve sebze ihracat performansımız, toplam ihracattakinden geriye düşmüş durumdadır” şeklinde konuştu.

    “Gümrük vergisinin düşürülmesi buğday fiyatlarının 20 kuruş azalmasına neden oldu”

    ATB Başkanı Ali Çandır, Antalya’nın buğday rekoltesinin geçen yıla oranla, ilkbahar yağışlarının da etkisiyle yaklaşık yüzde 20 oranında daha iyi durumda olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

    “Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) buğday alım fiyatlarını geç açıklanması gerek üreticimizi gerekse tüccarımızı zor durumda bırakmaktadır. Buğdayda gümrük vergisinin hasat döneminde yüzde 130’dan yüzde 45’e düşürülmesi ise kilogram fiyatında 20 kuruşa kadar gerilemeye neden olmuştur. Fiyatların geç açıklanmasını geçtiğimiz yıllarda defalarca ilgili kurumlara yazılı olarak iletsek de, bu konudaki yanlış uygulama halen devam etmektedir. Gümrük vergileri konusunda yapılan düzenleme ise üretici ve tüccarın bir yıllık emeğini zayi etmiştir.”

    “YÖREX 13-17 Eylül’de gerçekleşecek”

    Yöresel ve geleneksel ürünlerin yok olmasını engellemek ve üretimini teşvik etmek için 10 yıl önce yöresel ürünler projesini hayata geçirdiklerini sözlerine ekleyen Başkan Ali Çandır, “Projemizin en önemli ayağı olan YÖREX’i bu yıl 13-17 Eylül tarihlerinde 8’inci kez düzenleyeceğiz. YÖREX’in bugünlere gelmesine ve yöresel ürünlerimizin yaygınlaşmasına destek olanlara teşekkür ederim. Antalyalıları ve misafirlerimizi fuarımıza bekliyoruz” dedi.

  • Kuru meyvede hedef, Hindistan

    2023 yılı için 3 milyar dolar ihracat hedefi belirleyen Türk kuru meyve sektörü, Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Kuru Meyve Tanıtım Grubu (KMTG) öncülüğünde kuru meyve tüketim alışkanlığı olan ancak Türkiye’nin ihracatının az olduğu pazarlarda yürüttüğü tanıtım çalışmalarına Hindistan’ı da ekliyor.

    Dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi olan Hindistan’ı, Türk kuru meyve sektörü hedef pazar olarak belirledi. Türkiye’nin üretim ve ihracatında dünya lideri olduğu çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, kuru kayısı ve Antep fıstığının dünya genelinde tanınması için çaba gösteren KMTG, Hindistan’da tanıtım atağı başlattı. Hindistan’ın Mumbai şehrinde 22-24 Eylül tarihleri arasında düzenlenen Annapoorna World Of Food 2016 Fuarı’na katılarak Türk kuru meyvelerinin tanıtımını yapan KMTG, 2017 yılında Hindistan pazarında yoğun tanıtım çalışmaları yapacak.

    “Yıllık 150 milyon dolarlık kuru meyve ithalatları var”

    Her yıl bir ülkede tanıtım çalışmalarında yoğunlaştıklarını belirten Kuru Meyve Tanıtım Grubu Başkanı Osman Öz, 2015 yılında Çin’de, 2016 yılında Güney Kore’de yaptıkları tanıtım çalışmalarını 2017 yılında Hindistan’da yapma kararı aldıklarını kaydetti. Hindistan’ın 1 milyar 300 milyonluk nüfusu ve hızla gelişen ekonomisiyle cazip bir pazar konumunda olduğuna işaret eden Öz, “Bütün bu olumlu verilerin yanında Diwali adını verdikleri festivallerinde birbirlerine kuru yemiş ve kuru meyve hediye kutuları hazırlayıp verme gibi bir gelenekleri var. Yıllık 150 milyon dolarlık kuru meyve ithalatları var. Türkiye’nin ihracatı ise çok sınırlı. Hindistan’a orta vadeli bir tanıtım çalışmasıyla başarılı sonuç alabileceğimize inanıyoruz” diye konuştu.

    Tanıtım çalışmalarında neler yapılacak?

    Annapoorna World Of Food 2016 Fuarı sırasında KMTG Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öz ve KMTG Yönetim Kurulu Üyesi Yurtcan Biryol, KMTG’nin 2017 yılında Hindistan’da yürüteceği tanıtım çalışmalarını koordine edecek PR şirketini belirlemek için çalışma yürüttü. Beş PR şirketi ile görüşen ikili, Hindistan’da yapılacak tanıtım çalışmalarının ana başlıklarını ise; pazar araştırması, medya yönetimi, yerel dilde web sitesi, Hindistan’da büyük market zincirlerinde tadım aktiviteleri, sosyal medya hesapları açılması ve yönetimi, yerel fikir öncüleri aracılığıyla algı yönetimi ve Hintli gurme ve gazeteciler için Türkiye’ye basın gezisi düzenlenmesi olarak tespit etti. Hint kültüründe büyük yer tutan Diwali adı verilen festivallerde Hintliler birbirlerine kuru meyve sepeti hediye ediyor. KMTG, bu festivalde Türk ürünlerinin hediye olarak verilmesi için de tanıtım yapacak.

    Annapoorna World Of Food 2016 Fuarı’nda Kuru Meyve Tanıtım Grubu’nu KMTG Yönetim Kurulu Başkanı Osman Öz, yönetim kurulu üyesi Yurtcan Biryol ve EİB Sektörel Tanıtım Grupları Şefi Gökçe Tol temsil etti. KMTG standını Türkiye’nin Mumbai Başkonsolosu E. Sabri Ergen ve Mumbai Ticaret Müşaviri Salih Ünver ziyaret etti.

  • Kuru Meyvede İhracat Artışını Sürdürüyor

    Güneydoğu Anadolu Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (GAİB), Abdulkadir Çıkmaz Başkanlığında GAİB hizmet binasında toplandı. İhracat rakamlarının değerlendirildiği toplantıda sektörle ilgili çeşitli sorunlar ve 2016 yılı içerisinde gerçekleştirilecek çalışmalarla ilgili de karşılıklı görüş alışverişinde bulunuldu.

    GAİB Başkanı Başkan Abdulkadir Çıkmaz, 1 Ocak 22 Mart tarihleri arasında kuru meyve ihracatında bir önceki yıla oranla yüzde 34,5’lik bir artış gerçekleştirilerek, 54 milyon 900 bin dolarlık ihracat gerçekleştirildiğini belirterek, bu artışın önümüzdeki dönemlerde de devam edeceğini belirtti. Kuru Meyve sektöründeki ihracat artışının sevindirici olduğuna da dikkat çeken Başkan Abdulkadir Çıkmaz, Şubat ayı içerisinde 56 ülkeye ihracat gerçekleştirildiğini ve ülke bazında en fazla ihracatın ABD, İtalya, Almanya, Irak, Fransa, İran, İsrail ve Rusya Federasyonuna gerçekleştirildiğini sözlerine ekledi. Başkan Çıkmaz bu dönemde en fazla ihracatı gerçekleştirilen ürünler arasında ise antep fıstığı, çam fıstığı, kuru kaysı, çekirdeksiz kuru üzüm, kuru incir, kaysı ve zerdali çekirdeği, çeşitli mamul ürünler olduğunu sözlerine ekledi. Kuru meyve ihracatında yeni Pazar arayışlarının da devam ettiğini ifade eden Başkan Çıkmaz uluslararası fuarlarda gerçekleştirilen tanıtım çalışmalarının sektördeki ihracatın arttırılmasında önemli rol oynadığının da altını çizdi.

    GAZİANTEP’İN İHRACATI 1 MİLYAR 360 MİLYON DOLAR

    GAİB Koordinatör Başkanı Abdulkadir Çıkmaz Gaziantep ihracatına bakıldığında 1,4 oranında artış kaydedildiğini belirtti. Çıkmaz, genel ihracatın 1 Ocak/22 Mart 2016 tarihleri arasında 1 milyar 360 milyon 215 bin dolar olarak gerçekleştirildiğini ifade etti. Çıkmaz, aynı süreçte Güneydoğu Anadolu İhracatçı Birliklerinin bölgeden 1 milyar 758 milyon 873 bin dolarlık ihracat gerçekleştirdiğini de sözlerine ekledi.

  • Kırağı Meyvede Yüzde 35 Zarara Yol Açtı

    Meyve çiçeklerine zarar veren kırağıyla ilgili çalışma başlattıklarını ifade eden İnegöl İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Mahmut Doğru, meyvecilikle uğraşan tüm ova mahallelerinde meyve ağaçlarında yüzde 30-35 civarında hasar meydana geldiğini bildirdi.

    İnegöl’ün tarımda riskli bir bölge olduğunu belirten Müdür Mahmut Doğru, “18 Mart’ta hava sıcaklığının eksi 3’e düşmesi neticesinde ilçemizde kırağı meydana geldi. Meyve ağaçlarının çiçek açma dönemine denk geldiği için zararlar söz konusu oldu. İnegöl bu anlamda riskli bölgede. Daha önceki yıllarda da bu riskleri yaşadık. Meyvecilikle uğraşan tüm mahallelerimizde, özellikle şeftali ve erik kırağıdan zarar gördü. 18 Mart’tan önce hava sıcaklıkları yüksekti. Meyve ağaçları da buna aldanarak erken uyandı. Bu erken uyanmanın olduğu bütün meyveci mahallelerimizde ortalama yüzde 30-35 civarında hasar meydana geldi. Bu ön bilgiler, ekiplerimiz şuanda sahada. Salı gününde itibaren başlayan çalışmalarımız Perşembe gününe kadar devam edecek. Tarama çalışmaları sonunda Bakanlığımıza rapor göndereceğiz. Şuanda ilçemizde ortalama olarak yüzde 30-35 civarında bir hasar gözüküyor. Özellikle şeftali ve erikte bu hasar var” dedi.

    Yaşanan kırağı olayıyla birlikte TARSİM’in de öneminin ortaya çıktığını ifade eden Doğru, “TARSİM’le ilgili biz bütün çiftçilerimizi bilgilendirmeye çalıştık. Mutlaka çiftçilerimizi ürünlerini TARSİM’le sigortalatmalarını tavsiye ediyoruz. Yaptığımız toplantıların ardından umuyorum ki, çiftçilerimizin sigorta konusunda duyarlılık göstermişlerdir. Bilindiği üzere İnegöl riskli bir bölgede. Tarım ise, riskli bir sektör. Hava şartları, iklimsel özellikler her şeyi etkiliyor. Hava olaylarına son derece açık bir iş kolu. Devletimiz 2005 yılında TARSİM kanununu çıkardı. Primlerin yüzde 50’sini devlet ödüyor. İnegöl’de güzel rakamlara ulaştık ama daha iyisi de olabilir” şeklinde konuştu.