Etiket: Mevlüt

  • Dışişleri Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, Haiti’de

    Dışişleri Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, Haiti’de

    PORT-AU-PRINCE (İHA)-Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, resmi ziyaret kapsamında Haiti’yi geldi.

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Dominik Cumhuriyeti’ne gerçekleştirdiği resmi ziyaretin ardından işbirliği imkanlarını ele almak ve anlaşmalar imzalamak üzere Haiti’ye geldi. Çavuşoğlu, başkent Port-au- Prince’de Haiti Dışişleri Bakanı Claude Joseph tarafından karşılandı. Basın mensuplarına poz veren iki bakan daha sonra ikili görüşmeye geçti. İkili görüşmenin ardından heyetler arası görüşme yapıldı.

  • Prof. Dr. Mevlüt Özben: “Kadın cinayetlerini sosyal medyalarda hızlıca tüketiyoruz”

    Prof. Dr. Mevlüt Özben: “Kadın cinayetlerini sosyal medyalarda hızlıca tüketiyoruz”

    Atatürk Üniversitesi Toplumsal Araştırmalar Merkez Müdürü Prof. Dr. Mevlüt Özben, şiddet ve cinayetin kadınlara yönelik bir tehdit ve olasılık olarak sosyo-kültürel bir zemin gerçekliğine sahip olduğunu söyledi.

    Prof.Dr. Mevlüt Özben, kadın cinayetleri hakkında değerlendirmelerde bulundu.

    Ülke de, zaman kesişmesi bakımından, internet ve sosyal medya araçlarının yaygınlaşmasıyla örtüşen ve Merve Karabulut cinayeti (2009) ile başlayan, Ayşe Paşalı (2010) ve Özgecan Aslan (2014) ile devam eden ve bugünlerde Emine Bulut (2019) cinayeti ile toplumsal öfkenin üzerine odaklandığı kadına şiddet ve kadın cinayetleri konusunda “kapitone noktası”na varılmış olduğunu ifade eden Prof.Dr. Özben, “Haberli olduğumuz ya da medyaya yansıyan kadın cinayetlerinin kimi ortak özellikleri var elbette, ancak bu özellikler arasında birisi diğerlerinden daha dikkat çekici Buna göre, ülkemizde ve aslında tüm dünyada, kadın cinayetleri Mrquez’in “Kırmızı Pazartesi” adlı romanının ana kurgusu olan, işleneceği açıkça duyurulmuş bir cinayetin hiçbir engele takılmaksızın gerçekleşmesine benziyor. Başka bir deyişle şiddet ve cinayet kadınlara yönelik bir tehdit ve olasılık olarak sosyo-kültürel bir zemin gerçekliğine sahip. Bu biliniyor, ancak engellenemiyor. Başta kadın bedeni olmak üzere, onunla ilgili pek çok şeyde belirleyici olmak isteyen ataerkil tavır ve eril baskı araçları politik, dinsel, kültürel ve ekonomik hedefler dolayımın da karşımıza çıkabiliyorlar. Bu alanlarda kadın bedenine ve kimliğine, kısacası kadının varlığına sahip olmayı tarihsel ve kültürel bir kazanım olarak sürdürme taraftarı olan bir erkek egemen kültür söz konusu. Bu kültürde baskı, sindirme ve tüm çeşitliliği içerisinde şiddet gözlemlenebilir bir olgu ne yazık ki. Şunu söylemek istiyorum; kadın, “organize bir kültürün” hem sahiplendiği, desteklediği (koruduğu-kolladığı) hem de baskı ve denetim altında tuttuğu bir varlık. Dikkat ederseniz şiddet gören ya da cinayete kurban giden kadınların failleri yakınları. Yani hem koruyan, kollayan hem de denetim ve baskı altında tutan erkek fail, kadının yakını. Benim iddiam şu; kadına şiddet ve bilhassa kadın cinayetleri konusunda ileri sürülen ve/veya görünen nedenler ne olursa olsun bu insanlar kadın oldukları için de kolayına şiddet görüyor ve daha kötüsü öldürülüyorlar. Şayet bu doğruysa, yani kadına şiddet ve kadın cinayetlerinde görünen nedenler dışında failin mağdur ya da kurbana yönelik edimini belirleyen temel olarak mağdurun/kurbanın kadın olmasıysa, cinsiyetçi terörle karşı karşıyayız demektir. Bu bağlamda denilebilir ki, cinsiyetçi terörün ilk ve en belirleyici özelliği kurbanlarının cinsel statüsüdür: kadın olmalarıdır” dedi.

    Öncelikle, kadına şiddet ve kadın cinayetlerinde failin özelliklerinin ve yaptığı şeyin hangi gerekçelerle yaptığından ziyade, onun yapılana eklenen bir kurgu olduğunu akılda tutmak, yani ‘yapılana’ odaklanma önerisinde bulunan Prof.Dr. Özben, “Başka bir deyişle, kadına yönelmiş olan şiddet ve kadın cinayetlerinde olayın detaylarına ve/veya kendi hususi hikayesine odaklanmaktan çok yapılana odaklanmak gerekmektedir. Çünkü ortada evrensel olarak “kadının güvenliği sorunu” duruyor. Evet, yanlış duymadınız; tüm dünyada ve Türkiye’de kadın özelinde bir güvenlik sorununa odaklanmanın vaktinin geldiğini düşünüyorum. Örneğin ABD’nin Güney Caroline eyaletinde Afrika kökenli Amerikalıların ibadet ettiği tarihi kiliseyi kana bulayan 21 yaşındaki (beyaz) Dylann Roff’un fail olarak kimliği ve özellikleri önemlidir elbette; ancak bundan daha önemlisi bu eylemin nefret duygusuyla gerçekleştirilmiş bir ırkçı saldırı olmasıdır. Tam da bu yüzden, tümüyle faile odaklanmaktan ziyade, failin de eklendiği kurguya, yani ‘büyük gerçeğe’ (yapılana) odaklanmak daha doğru olacaktır. Aynı şey, çoğunlukla, kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetleri için de geçerlidir. Nedenler değişse de, faillerin özellikleri başka başka olsa da, değişmeyen ya da ortak olan, kadınların, çoğunlukla, kadın oldukları için (de) şiddete uğradıkları ve/veya cinayete kurban gittikleridir. Kadına şiddet konusunda her kültürün bir takım defoları var. Örneğin bizim kültürümüzde, kadına şiddeti ‘olduğundan hafif göstermenin’ kimi aksiyomatik meşrulaştırım biçimlerinden söz edebiliriz. Buna göre, ‘babasıdır döver’, ‘abisidir döver’, ‘kocasıdır döver’ gibi kabullerin erkek ve kız çocuklarının kültürü içselleştirme süreçlerine dahil edilmeye devam edildiklerini biliyoruz. Bunları ve benzerlerini terk etmeliyiz” diye konuştu.

    “Sosyal medyalar bizleri, “bakan insan” durumuna indirgediler”

    Sosyal medya üzerinden gösterilen tepkilerin bazen olumlu olduğunu, ancak kimi sakıncalarının bulunduğunu kaydeden Prof.Dr. Özben, “Şöyle ki, bir olay, sosyal medya tarafından zapt edildiğinde, olayın kendisi, birçok durumda, olayın “aktarımına” kıyasla ikincil kalabilmekte ve böylece olay büyük ölçüde nesneye dönüştürülebilmektedir. Nesneye dönüştürülen ve özellikle sosyal medya teknolojileri aracılığıyla, sayısız tekrarlar içinde her yerde yansıtılabilen olaylar, ister istemez bir anlam erozyonuna da uğrayabiliyorlar. Örneğin kadın cinayetleri gibi tüm toplumun vicdanını kanatan olaylarda, kurbanların fotoğrafları/görüntüleri ve bunlara iliştirilen bir kaç kelime veya cümle etiketlenerek paylaşıldıkça, ‘yapılana’ dair anlam kaybolma riski ile karşı karşıya kalabilmektedir. Sayısız paylaşımlar ilgiyi kurbana acıma ve faili lanetlemede sabitleyebilmekte ve böylece “yapılan” anlam erozyonuna uğrayabilmektedir. Ayrıca bu türden olaylara ilişkin sayısız paylaşım ve tekrarlar, bir şekilde, “görevimizi yaptık” ya da “Ohh be! Hassasiyetimizi gösterdik” duygusunu da güçlendirerek, görülmedik derecedeki ilgi patlamasına rağmen, ‘yapılanın’ olduğundan hafif gösterilmesine, hatta algılanmasına yol açabilmektedir. Sosyal medyalar pek çok olumlu tarafları dışında bizler için şöylesi bir olumsuzluğu da beraberinde getirdiler. Daha açık söylemek getirirse, sosyal medyalar bizleri, “bakan insan” durumuna indirgediler. Biz sosyal medya kullanıcıları, bakan ama “göremeyen” insanlar haline geldik bir bakıma. Oysa bakmakla görmek aynı şey değil. Görmek için etkinlik, içsel açıklık, ilgi, sabır, samimiyet ve konsantrasyon gerekiyor. Buna karşılık bakmak daha nötr bir duruma göndermede bulunuyor. Bu durum kadına şiddet ve kadın cinayetleri için de geçerli gibi geliyor bana. Yani, kanımca, kadına şiddet ve kadın cinayetlerini, görmek ve görebilmekten ziyade, bakılan ve ‘gezilen’ yerler olarak sosyal medyada hızlıca tüketiyoruz? Bunların üzerinde düşünmemiz gerekiyor Çünkü tartışılan, konuşulan kadınların eşitlikçi hukuki hakları veya eğitim hakkı değil, ‘yaşam hakkı’ Bilinçli olarak tekrar etmek istiyorum: Kadınlar, güvenliklerini tehdit eden ataerkil kültür ve eril tahakkümün araçları olan eşitsizlikçi kurumlar ve elbette toplumlarda yaşadıklarından, bunun adının “güvenlik sorunu “olarak konulması ve gerekli tedbirlerin ivedilikle ele alınması gerekmektedir” açıklamalarında bulundu.

  • Mevlüt Uysal, Büyükçekmece İlçe Teşkilatı ve vatandaşlarla bir araya geldi

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından aday gösterildiği Büyükçekmece’de ilçe teşkilatı ve vatandaşlar ile bir araya geldi.

    Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün yapılan büyük bir törenle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı ve ilçe belediye başkan adaylarını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevini yürüten Mevlüt Uysal’ı da Büyükçekmece Belediye Başkan adayı olarak belirledi. Başkan Uysal da bugün AK Parti İlçe Teşkilatı’nı ziyaret ederek seçim çalışmalarına başladı.

    “Siyaset takım işidir”

    Büyükçekmece AK Parti İlçe Teşkilatı’nın önünde İlçe Başkanı Murat Çelik, diğer teşkilat üyeleri ve vatandaşlar tarafından Mevlüt Uysal büyük bir coşkuyla karşılandı. Yoğun katılımla gerçekleştirilen toplantıda konuşan Başkan Uysal, “Siyaset tek kişi ile yapılan bir şey değildir. Siyaset takım işidir. Bunun as oyuncuları da partinin teşkilatıdır. Takım oyunu güzel olursa netice alınır” dedi.

    “Her kesim ile görüşüp istişare yaparak karar almalıyız”

    Başkan Uysal, Büyükçekmece’de AK Parti’nin Türkiye’deki birçok ilçeden daha çok oy aldığını ve vatandaşların AK Partili bir belediye istediğini vurguladı. Uysal konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Büyükçekmece halkı AK Parti’ye belediyeyi vermek için o kadar çok gayret sarf ediyor ki, ama bizim bazı eksikliklerimizden dolayı bugüne kadar gerçekleşemedi. Eğer iyi tahlil yaparsak doğru teşhis koyarsak neticeyi güzel alırız. Her konuyu ayrı ayrı konuşmamız gerektiğine inanıyorum. Akıl akıldan üstündür. Her kesim ile görüşüp istişare yaparak karar almalıyız. Bunu yaparsak ben inanıyorum ki, Büyükçekmece’nin kaderini değiştiririz inşallah. Çünkü burada AK Parti’ye Türkiye’deki pek çok ilçeden daha çok oy verilmiş. O zaman bize görev düşüyor. Daha çok çalışıp daha çok kişiye ulaşmamız gerekiyor. Siyaset tek kişi ile yapılan bir şey değildir. Siyaset takım işidir. Bunun as oyuncuları da partinin teşkilatıdır. Takım oyunu güzel olursa netice alınır. Muhakkak takım oyununda yönetici kadar kadrodakilerin büyük etkisi vardır. Hep birlikte Büyükçekmece’yi hizmet belediyeciliği ile buluşturacağız inşallah.”

    “Ben inanıyorum ki AK Parti Büyükçekmece’de yüzde 50’nin üzerinde farkla seçimi kazanacaktır”

    31 Mart 2019 Yerel Seçimleri’ne üç ay gibi kısa bir süre kaldığını, ev ev, kapı kapı gezilerek her seçmene ulaşılması gerektiğini vurgulayan Başkan Uysal, “İnsanlara, Büyükçekmece’nin AK Partili olmadığında neler kaybettirdiğini anlatabilmemiz lazım. Büyükçekmece’de de halkımız bize yüzde 45 oy veriyor ama neden birinci parti burada olamıyoruz, diye düşünmeli ve bundan kendimize pay çıkarmalıyız. Daha çok kişiye ulaşmalı ve bu kişileri oy vermeye ikna etmeliyiz. Eğer bu işi yapıyorsak, emek veriyorsak neticesini de güzel sonuçlandırmak için çalışmamız gerekiyor. Aslında bu çok çok zor değil; herkes birbirine ‘yanlış yapma’ diyebilmeli. Doğruda destek olmalı. Vatandaşımıza anlattıklarımıza önce kendimiz inanacağız sonra da bu inandıklarımızı vatandaşımıza anlatacağız. Ben inanıyorum ki bu şekilde çalışarak Büyükçekmece’de AK Parti yüzde 50’nin üzerinde bir farkla seçimi kazanacaktır” ifadelerini kullandı.

  • AGC Başkanı Mevlüt Yeni’nin acı günü

    Antalya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı (AGC) Mevlüt Yeni’nin kayınbabası İsmail Çıtırgı hayatını kaybetti.

    AGC Başkanı Mevlüt Yeni’nin kayınbabası, Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kepez eski İlçe Başkanı ve 2014 Niğde Belediye Başkan Adayı Fikret Çıtırgı’nın babası İsmail Çıtırgı bir süredir tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi.

    İsmail Çıtırgı’nın cenazesi bugün Antalya Muratpaşa Camii’nde kılınacak ikindi namazını müteakip Kurşunlu Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

  • Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Antalya’da

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Alanya Fahri Konsolosluk açılış törenine katıldı. Ülkeler arası ikili ilişkilere değinen Çavuşoğlu, “Bu sene Alanya’ya 200 binden fazla Litvanyalı turist gelmiş olacak, bu yılın sonu itibariyle rakamlar onu gösteriyor” dedi.

    Çeşitli programlara katılmak için Antalya’ya gelen Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ilk olarak Alanya ilçesinde Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevicius ile birlikte Litvanya Alanya Fahri Konsolosluğunun açılışına katıldı. Fahri Konsolosluk açılışı Bakan Mevlüt Çavuşoğlu, Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevicius, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Alanya Belediye Başkanı Adem Murat Yücel, Litvanya Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi Audrius Brüzga, Litvanya’nın Alanya Fahri konsolosu ve Alanya Ticaret Odası Başkanı Mehmet Şahin’in katılımıyla gerçekleşti. Kurdele kesiminden sonra konsolosluk binasına giren Bakan Çavuşoğlu, burada anı defterini imzaladı. Ardından bir otelde Litvanyalılarla bir araya gelen Çavuşoğlu ve protokole, Alanya yöresine ait halk oyunu gösterileri yapıldı.

    Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, güzel bir havada bir arada olduklarını belirterek, Litvanya’nın Alanya Fahri Konsolosluğunun açılışını yaptıklarını kaydetti. Çavuşoğlu, “Sabah konsolosluğu açtık, şimdi ise kutluyoruz. Litvanya kıymetli ve dost bir ülkedir. Sadece devlet arasında değil, halklarımız arasında da güzel bir ilişki vardır. Çok sayıda Litvanyalı ülkemizi ziyaret ediyor. Birçok Litvanyalı dostumuz Alanya’yı yaşamak için tercih etmiş. Bu sene Alanya’ya 200 binden fazla Litvanyalı turist gelmiş olacak, bu yılın sonu itibariyle rakamlar onu gösteriyor. Halkların ilişkilerini güçlendirmek lazım. Bugün bunları konuştuk. Ticaret ve yatırımlarımız artıyor. Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevicius ile her fırsatta bir araya geliyoruz. Daha 3 gün önce Brüksel’de bir araya geldik, 2 gün önce ise Milano’da. Bugün de buradayız” dedi.

    Litvanya’nın, bağımsızlığın 100’üncü yılını kutladığını ifade eden Çavuşoğlu, Cumhuriyetin kuruluşundan sonra Litvanya ile diplomatik ilişkilerin başladığına dikkat çekti. Litvanya’nın bağımsızlığının 100’üncü yılını gönülden kutladığını bildiren Çavuşoğlu, Türkiye Cumhuriyeti ve Litvanya arasında diplomatik ilişkiler başladıktan sonra Litvanya’yı her zaman bağımsız bir devlet olarak gördüklerini söyledi.

    Çavuşoğlu şöyle konuştu:

    “Çeyrek asır, 27 sene tekrar bağımsızlığını kazandırdıktan sonra ilişkilerimizi güçlendirmek için gece gündüz çalışıyoruz. Tüm dünyada girişimci ve insani bir dış politika izlemeye çalışıyoruz. Dünyaya barış getirmek için çaba sarf etmek gerekiyor. Ama girişimci olduğumuz kadar, insanı olmamızda gerekiyor. Bugün dünyada ikili ilişkilerin gündemindeki konular dışında bir kaç konu var. İkili konuların yanında ise bölgesel konular var. Biz Türkiye olarak dış politikayı hep birlikte yürütmeye çalışıyoruz. Fahri konsolosluklar bugün ülkeler arasındaki ilişkileri geliştirmek için önemli görevler yapıyorlar.”

    Türkiye’de 6’ncı Litvanya konsolosluğunun Alanya’da açıldığının altını çizen Çavuşoğlu, “Dün onayını verdiğim Kapadokya Fahri Konsolosluk açılışını da inşallah dostum Linas ile beraber yaparız. Diplomaside her yerde Alanyalılar ve Antalyalılar var. Gelen insan sayısına baktığımızda, Alanya’nın dış politikaya önem verdiğini görebiliyoruz. Bugün resmen açılışını yaptığımız konsolosluk gelen tüm misafirlere hizmet edecektir. İki ülke arasındaki bağları güçlendirecektir. Yapılan temaslar ve çalışmalarla halklarımız arasındaki bağların güçlendirilmesine önemli katkılar sağlayacaktır” ifadelerini kaydetti.

    Litvanya Dışişleri Bakanı Linas Linkevicius ise Alanya’da olmaktan mutlu olduğunu belirterek, iki ülke arasındaki ikili ilişkilerin önemine değindi.

    “2. Fahri Konsolosluğun açılması son derece önemli”

    Başkan Menderes Türel ise Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Alanya, Antalya ve Türk bayrağının en şanlı şekilde dalgalanmasındaki katkıları için teşekkür etti. Başkan Türel, Litvanya’nın Antalya’da 2. fahri konsolosluğunu açmasının son derece önemli olduğunu belirterek Alanya’nın hem turizm ve tarım başta olmak üzere pek çok sektörlerde ortaya koyduğu performansın iftihar vesilesi olduğunu söyledi. Antalya’ya gelen Litvanyalı 95 bin turistin neredeyse yarısına yakınının tatillerini Alanya’da geçirdiğine dikkat çeken Türel, “Litvanyalı misafirlerimiz tatillerini bu güzel ilçemizde geçiriyorlar ve biz de onları en mutlu şekilde ülkelerine göndermenin gururunu yaşıyoruz. Alanya ve Antalya arasındaki mesafenin 100 kilometrenin üzerinde olması hizmetlerin yerinde ulaşması açısından yerinde hizmeti öncelik haline getiriyor. İşte bu yüzden Antalya’daki fahri konsoloslukla birlikte Alanya’mızda da Litvanya’nın bir fahri konsolosluk açılışına vesile olması iki ülke arasındaki dostluğun da en güzel göstergesidir” dedi.

    Başkan Türel Litvanya’nın Alanya Fahri Konsolosu olan Alanya Ticaret Odası Başkanı Mehmet Şahin’e görevinde başarılar diledi.

    Konuşmaların ardından Fahri Konsolos olan Mehmet Şahin’in Fahri konsolosluk beratı teslim edildi.