Etiket: Mesleği

  • Kadınların Gözde Mesleği Bakkallık

    Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanı Bendevi Palandöken,“Erkek mesleği olarak bilinen şoförlük mesleği de artık kadınların tercih ettiği ilk 10 meslek içerisinde ön sıralarda yer aldı” dedi.

    Türkiye’de 2015 yılın gözde meslekleri olan bakkallık, bayilik ve büfecilik kadınların da gözde mesleği oldu. 2015 yılında 5 bin 241 kadın bakkallık, bayilik ve büfecilik mesleğini tercih ederken 2016 yılının ilk 3 ayında 2 bin 117 kadının tercihi olan bakkallık, bayilik ve büfeciliğin bu yılda revaçta olacağını gösteriyor.

    “2015 YILINDA TESCİL YAPTIRAN 46 BİN 298 KADIN ÜYEMİZ VAR”

    2015 yılının tamamı ile 2016 yılının ilk 3 ayında en fazla tercih edilen ilk 10 meslek incelendiğinde şoförlük mesleğinin de kadınların ilk 10 tercihi içerisinde yer aldı. TESK Verilerini değerlendiren Genel Başkan Bendevi Palandöken, erkek mesleği olarak bilinen şoförlük mesleğinin de artık kadınların tercih ettiği ilk 10 meslek içerisinde ön sıralarda yer aldığını vurgulayarak, “2015 yılında tescil yaptıran 46 bin 298 kadın üyemiz bulunmaktadır. Bunlardan 5 bin 241 Bakkallık, Bayilik, Büfecilik, 2 bin 976 kişi kuaförlük, 2 bin 86 kişi Lokantacılık, 2 bin 720 kişi Taksicilik ve servis aracı işletmeciliği, 1.435 kişi konfeksiyon imal satıcılığı, 1.316 kişi kafe, kafeterya, Kahvaltı salonu İşletmeciliği, 1.295 kişi Pazarcılık, 1.247 kişi Aperatif yiyecek Maddeleri İmal ve satıcılığı ve 1.123 bayanda Tuhafiyecilik için tescil yaptırmıştır” şeklinde konuştu.

    “BAKKALLIK, BAYİLİK, BÜFECİLİK BİRİNCİ SIRADA GELİYOR”

    Palandöken mahalle kültürümüzü yaşatan Bakkallık mesleğinin 2016 yılı içinde gözde olacağını belirterek şunları söyledi:

    “2016 yılının ilk 3 ayında toplam 17 bin 687 kadın üyemizin tescili yapıldı. Bu meslek içerisinde Bakkallık, Bayilik ve Büfecilik 2 bin 117 kişi ile birinci sırada geliyor. Bakkallığı 996 kişi ile kuaförlük, 809 kişi ile lokantacılık, 599 kişi ile pazarcılık, 592 kişi ile konfeksiyon imal ve satıcılığı, 526 kişi ile tuhafiyecilik, 481 kişi ile kafe, kafeterya ve kahvaltı salonu işletmeciliği, 474 kişi ile Aperatif Yiyecek maddeleri İmal ve satıcılığı, 432 kişi ile terzilik ve 389 kişi ile Taksicilik ve Servis aracı işletmeciliği gelmektedir.”

    “ŞOFÖRLÜKTE DE KADINLAR ÖN PLANDA”

    Türkiye genelinde hatta en fazla kadın üyeye sahip olduklarının da altını çizen Palandöken, “31 Mart 2016 itibariyle toplam 1 milyon 632 bin 178 esnaf ve sanatkâr üye sahibiz. Bunların içerisinde 239 bin 385’i kadın üyedir. Toplam üye içerisindeki oranı yüzde 14,67’dir. Son 10 yıl içerisinde TESK olarak kadın girişimcilik kurslarımız sayesinde yüzde 4-5 civarında olan kadın üye sayımız bugün yüzde 15’ler seviyesine gelmiştir. Bu da Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu olarak kadınlarımıza verdiğimiz önemi göstermektedir. Kadın girişimcilere daha fazla imkânlar verilmesi halinde bu rakamlar yüzde 30-40’lar ile anılmaya başlanacaktır. Bugün erkeklerin mesleği olarak bilinen şoförlük mesleğinde dahi kadınlarımız bu derece ön plana çıkıyorsa imkân verilmesi halinde daha çok başarılara imza atılacaktır” ifadelerini kullandı.

  • Saat Tamirciliği Mesleği Teknolojiye Yenildi

    Yıllardır Samsun’da saat tamirciliği yapan Ali Candan(50), teknolojinin gelişmesiyle birlikte tamircilik mesleğinin bitme noktasına geldiğini ifade etti.

    Ali Candan, babasından öğrendiği saat tamirciliği mesleğini yıllardır ara vermeden Samsun’un en eski çarşılarından biri olan Bedestan Çarşısı’nda sürdürüyor. İnsanlar için saat taşımanın bir araç olmadığını belirten Candan, teknolojiyle beraber saat kullanımının da insan hayatından çıktığını vurguladı.

    Aile olarak uzun yıllardır tamircilik mesleği ile uğraştıklarının altını çizen Candan, “Eskiden saat tamirciliği bize getirisi olan bir meslekti. Gözde bir meslekti. Son yıllarda saat tamirciliği devamlı ivme kaybeden, günden güne yok olan meslekler statüsüne girmiştir. Biz de bu piyasa koşullarına göre meslekten nasibimizi alıyoruz. Geçimimizi zor ve güç şartlarda yerine getiriyoruz. Teknolojik gelişmeler başlı başına büyük bir yenilikler getirmiştir. Eskiden masa saati, kol saati insanlar için çok önemli bir ihtiyaçtı. Masa saatinin alarmı vardı, insanların uyanmasını sağlıyordu. Şimdi ise akıllı saatler ve telefonlar var. İnsanlar artık uyanmak için de zamanı öğrenmek için de teknolojiden yararlanıyor. İnsanlar saate bakmak için kol saati yerine cep telefonuna bakıyor. Şimdiki teknoloji, insanları üretime dayalı değil de tüketime dayalı hale getirdi. İnsanlar saati kullanıp atıyor. Tamir ettirmeye bile değer görmüyor. Şu anda mesleğin son dönemleri gelmiştir desek doğru olur. Bu meslekte artık çırak bile yetişmiyor. Bugün en genç saat tamircisi 55-60 yaşının üzerindedir. İnsanlar artık saat tamiratı için değil, pil değiştirmek, susta taktırmak, kordon değiştirmek veya cam taktırmak için bize geliyor. Bunlar da zaten çok ucuz işler. Bu şartlarda saat tamirciliği mesleği bir insanın geçimini sağlayamayacak bir meslek olmuştur” dedi.

    Ali Candan, 25 senedir Bedestan Çarşısı’nda saat tamirciliği yaparak geçimini sağlamaya çalışıyor.

  • “Eleştirmenlik Kusur Arama Mesleği Değil Kusur Görme Mesleğidir”

    Bu yıl 12.si düzenlenen Uluslararası Kar Film Festivalinde ünlü sinema eleştirmeni Yeni Şafak yazarı Suat Köçer öğrenciler ile bir araya geldi. Film eleştirmenliği konusunda tecrübelerini paylaşan Köçer, eleştirmen olmanın inceliklerini anlattı.

    12. Kar Film Festivaline konuşmacı olarak, Yeni Şafak gazetesi ve Film Arası Dergisi yazarı Suat Köçer katıldı. ‘Film Eleştirmenliği’ konulu söyleşide Köçer, öğrencilerin sorularını yanıtladı. Sinema yazarlığının kusur arama değil kusurları görme mesleği olduğunu belirten Köçer, “Film çekmek yönetmenin hakkıdır, senaryo yazmak senaristin hakkıdır, filmi de eleştirmek eleştirmenlerin işidir” şeklinde konuştu. Yeryüzünde hiçbir insanın tamamen kendi düşüncelerinden arındırılmış şekilde bir iş yapacağını düşünmediğini belirten Suat Köçer; “Yazılarımda dengeyi ve bunun dozunu ayarlamaya çalışıyorum, en azından kendi adıma hakkaniyetli olduğumu düşünüyorum. Beni eleştiren yönetmenleri yazılarımda çarşaf çarşaf övdüm, çok yakın arkadaşlarımın filmlerini de küsmelerini göze alarak yerdim. Bir eleştirmenin vicdanı ne kadar iyi çalışırsa başarılı olma oranı o kadar artar” diye konuştu. Suat Köçer ‘Türk film ve dizilerinin en büyük sorunu nedir’ sorusu üzerine kendi kültürlerine yabancı olmaları cevabını verdi verdi. Lütfi Akad’ın idolü olduğunu söyleyen Köçer, sinemayla ilgilenme serüveninin Akad’ın ‘Gelin’ filmiyle başladığını vurguladı. Köçer; “Sinemayı çok seviyorum ve zaman zaman kendime sinema olmasa ben ne yapardım diye soruyorum. Şuanda yazdığım uzun metrajlı bir film senaryom var ve eğer bu filmi çekme sürecim hızlanırsa eleştirmenliği bırakabilirim çünkü iki alanın birlikte olması etik değil“ dedi.

  • Kadınlar Mesleği Geliştiriyor

    Manisa Kahveciler Odası Başkanı Mehmet Çetin, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla odalarının kadın üyelerini ziyaret etti. Yaklaşık 700 üyenin bulunduğu Manisa Kahveciler Odasının 80 üyesi kadınlardan oluşuyor. Kahveciler Odası Başkanı Mehmet Çetin de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla kadın üyelerini ziyaret etti. Manisa’da oda üyesi olan ve Tiryaki Cafe işletmecisi Süheyla Soytürk’ü ziyaret eden Çetin, kadınların mesleği geliştirdiğini belirterek şunları söyledi: “Mesleğimize bayan üyelerin girmesi ürün kalitemizi ve hizmet kalitemizi arttırmıştır. Bu vesileyle kendilerini tebrik ediyoruz. İşlerinin devamında hayırlı işler diliyoruz. Bayan üyelerimiz arttıkça bizim hizmet kalitemiz artacaktır.”

    Mesleğinde yaklaşık bir yılını dolduran Soytürk ise, eski bir eğitimci olduğunu ve mutfağı çok sevdiği için bu mesleği seçtiğini söyledi. Bir kadının göz zevkiyle erkeklerin bir olmadığını anlatan Soytürk, “Mesleğimde bir yıla yaklaştım mesleğimde. Emeklilik sonrasında bir hobi olarak mesleğime başladım. Mutfağı çok sevdiğim için başladım. Ürünlerimin bir kısmını ben evde kendim yapıyorum. Bir kısmını hazır tedarik ediyoruz. İnsan ilişkilerini ve insanlarla muhabbet etmeyi çok seviyorum” dedi.

    Başkan Çetin, oda üyesi Soytürk’e çiçek takdim etti.

  • Savaşta Her Şeyini Kaybetti, Mesleği Kar Kaldı

    Suriye’de, yakınlarının büyük bölümünü, evini, işyerini ve arsalarını kaybeden 55 yaşındaki Ali Hanke, Halep’te öğrendiği mesleği ile Gaziantep’te zengin olmaya başladı. Hanke, mesleği sayesinde kendisiyle birlikte iç savaştan kaçarak Gaziantep’e gelen 12 kişilik ailesine bakıyor.

    Suriye’nin Halep kentinde 10 yaşındayken başladığı baba mesleği olan bakırcılığı 52 yaşına kadar sürdüren Ali Hanke, Halep’te mesleği sayesinde 3 dükkan sahibi oldu. Ev ve arsa da satın alan Ali Hanke, Halep’in zengin tüccarlarından biri haline geldi. Suriye’deki iç savaşta iş yerleri harap olan Hanke, birçok yakınını da kaybedince, ailesinden geri kalanlarla birlikte 3 yıl, 3 ay önce Türkiye’ye gelerek, Gaziantep’e yerleşti. Ailesinden 12 kişi ile birlikte 2 odalı evde yaşayarak, yeniden hayata tutunmaya çalışan Henke, Gaziantep’teki Bakırcılar Çarşısında bakırcı ustalarına çıraklık yaparak, ihtiyaçlarını karşılamaya başladı. 3 çocuğu da bakırcı ustalarının yanına kendisi gibi çırak olarak veren Hanke, mesleği ve çalışkanlığı ile yavaş yavaş geçimini sağlamaya başladı.

    TÜRKİYE’NİN DÖRT BİR TARAFINDAN SİPARİŞ ALIYOR

    Hanke, savaştan önce tanıştığı Gaziantepli arkadaşı Ali Cengiz’in desteği ile bir iş yeri açarak, kendisi gibi meslekten anlayan oğlu ile birlikte kendi işlerini yapmaya başladı. Kısa sürede çalışkanlığı ve dürüstlüğü ile bakırcılar çarşısındaki esnafların da takdirini kazanan Hanke, Gaziantepli ustaların yetiştiremediği işlerin de aranılan meslek erbabı oldu. Oğlunun biriyle kendi iş yerinde mesleğini sürdüren Hanke, şu anda İstanbul, Kahramanmaraş, Malatya ve Erzincan gibi Türkiye’nin dört bir tarafından sipariş alıyor. Zaman zaman siparişleri yetiştirmekte zorlanan Hanke, 12 kişilik ailesi için daha geniş 3 ayrı ev kiraladı.

    Henke, “Benim babam bakırcıydı. Halep’te ticaret yapardım durumum çok iyiydi. Ancak Halep’te ticaret yapamaz hale geldik, dükkanlar kapandı, herkes kaçmaya başladı. Zaten uçaklar burayı bombalayarak sağlam hiçbir yer bırakmadı. Birçok yakınımızı da saldırılarda kaybettik. Ben 15 sene Gaziantep’le ticaret yaptım. Buraya geldim. 15 kişiydik iş yok yemek yoktu. Arkadaşlarım çoktu Gaziantep’te, Allah onlardan razı olsun. Hepsi de bana yardımcı oldular. Önce eski bir bakırcı arkadaşının yanında çalıştım. 2 çocuğum da başka ustaların yanında çalışmaya başladı. Yavaş yavaş geçinmeye başladık. Daha sonra tekrar Suriye’ye giderek, dükkanlarımda kalan birkaç parça bakır malzememi aldım. Burada Ahmet Cengiz diye bir arkadaşım bana, bu dükkanı tuttu. Eski işimi yapmaya başladım. Allah razı olsun Türkiye’den, hiçbir şeye ihtiyacım yok. Türkiye Suriye’ye göre daha pahalı, dolayısıyla daha çok çalışmak gerekiyor. Biz de Allah’a şükür çalışıyoruz. Buradaki Gaziantepli ustalar yetiştiremedikleri malları bana getiriyor. Ben de onları tamamlayıp kendilerine veriyorum buradaki bakırlar daha güzel işletiliyor burada 10 fabrika varken Halep’te 1 fabrika var” dedi.

    ATEŞKES SAĞLANIRSA VATANINA DÖNMEK İSTİYOR

    İç savaş sürecinde yaşadıkları sıkıntıda Türkiye, Ürdün ve Lübnan’ın kendilerine sahip çıktığını belirten Ali Hanke, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve devlet yetkililerine teşekkür etti. Erdoğan’a her fırsatta dua ettiğini belirten Ali Henke, eğer ateşkes sağlanırsa yeniden vatanına dönmek istediğini söyledi. Türkiye’yi de çok sevdiğini belirten Ali Hanke, “Türkiye bir numaralı vatanım Gaziantep çok güzel Allah onlardan ve Türkiye’den razı olsun. Bizi kimse almazken Türkiye kucak açtı, bu ülkenin Cumhurbaşkanı bize sahip çıktı. Bizi ailesi gibi gördüler, bu iyiliklerini asla unutmayacağız. Ürdün, Lübnan ve Türkiye bize sahip çıktı ama en önemlisi Türkiye, Türk halkı ve hükumetinin bize yaptıklarıydı. Bu nedenle minnettarız. Gaziantep’te çok rahatız. İş var, aş var, elektriğimiz var, suyumuz var. Ama bir gün ülkem düzelirse, tekrar ülkeme döneceğim” diye konuştu.

    Hanke ve ailesi, umutlarının ateşkesin sağlanmasının ardından ülkelerindeki iç savaşın bitmesi olduğunu belirterek, ülkelerine dönmesi halinde Türk insanına her zaman kapısının açık olacağını ifade etti.