Etiket: Meselesi”

  • “Suriye Türkmenleri Meselesi” Konferansı

    Suriye Türkmen Milli Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tarık Sülo Cevizci, Türkmenlerin, Suriye’de 100 yıldan beri zulme maruz kaldığı bir topluluk olduğunu söyledi.

    Alperen Ocakları, Alperen Eğitim Kültür Merkezi ve Karadeniz kardelen Eğitim Kültür Derneği ortaklaşa “Suriye Türkmenleri Meselesi” konulu konferans düzenledi. Konferansa Suriye Türkmen Milli Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tarık Sülo Cevizci konuşmacı olarak katıldı.

    Konferans öncesi açılış konuşması yapan Alperen Eğitim Kültür Merkezi Başkanı Coşkun Arslan, “Türk-İslam dünyası zor bir süreçten geçiyor. Bu dönemde aslolan düşmanın ne yaptığı değil, bizim düşmanın tavırları karşısında nasıl bir tavır aldığımızdır” dedi.

    Daha sonra ‘Suriye Türkmenleri Meselesi’ konulu sunumunu yapan Suriye Türkmen Milli Hareket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Tarık Sülo Cevizci, “Türkmenler, Suriye’de 100 yıldan beri zulme maruz kalmış bir topluluk. Bugün Suriye Türkmeni dediğimiz topluluk Türk dünyasından ya da Türk milletinden ayrı bir ırk değil. Suriye sınırları oluştuktan sonra o sınırlar içerisinde kalmış Türklere, Suriye Türkmenleri diyoruz. Bugün Gaziantep’te, Hatay’da konuşulan dil neyse, Halep’te, Bayırbucak’ta konuşulan dil odur. Arada hiçbir fark yoktur. Hatta öz Türkçe kelimelerinin Suriyeli Türkmenlerde bulabilirsiniz” diye konuştu.

    Suriye’nin durumu hakkında bilgi veren Cevizci, “Suriye’de Hama ve Humus bölgesi Türkmen bir bölge, 3 senedir abluka altında. Neredeyse dört bir tarafı Esad güçleriyle sarılmış bir durumda ve bu bölge 3 seneyi aşkın bir şekilde orada direniyor. Dışarıdan herhangi bir şeyin girmesi mümkün değil. Çok kaçak yollarla ancak nakit para ulaştırılabiliniyor. İnsanların orada bugüne kadar nasıl dayandıklarına biz bile hayret ediyoruz. 30 Eylül’den sonra Rus uçaklarının ilk bombaladığı yer de orasıdır. Şu anda Suriye’de gelinen bilanço 300 bin ölü, 5 milyon dış göç, 8 milyona yakın da iç göç olmak üzere toplamda 13 milyonu aşmış bir göç var. Esad zindanlarında 250 bine yakın tutuklu var. 100 bine yakın insan kayıp, 120 bine yakın aile kimsesizdir” şeklinde konuştu.

  • Hamitler TOKİ’de Yönetim Meselesi Çözüldü

    Bursa’da, Hamitler TOKİ 2. Etap’ta yılan hikayesine dönen site yönetimi yetki tartışmasında zafer hak sahiplerinin oldu.

    Hamitler TOKİ’de 2 yıldır TOKİ ve hak sahipleri arasında site yönetimi tartışması sürüyordu. Hak sahipleri verdikleri mücadeleyi kazanarak gülen taraf oldu. 2013 Mayıs ayında TOKİ tarafından hak sahiplerine seçme ve seçilme hakkı verilmeden bir yönetim oluşturulmaya çalışılmıştı. Fakat site sakinleri bunu kabul etmeyerek, kendi oluşturdukları yönetimle burada 2 yıl faaliyetlerine devem etti. TOKİ’nin seçtiği ve tapu sahiplerinin seçtiği bir yönetim sürüyordu. Bu iki başlılığın 6 Aralık 2015 tarihinde bitirilmesi için TOKİ’den hak sahiplerine seçme ve seçilme hakkı verildi. Olağan üstü genel kurulda vatandaşların kullandığı oylarla tek aday olarak katılan Sinan Yalçın, Hamitler TOKİ 2 Etap Yönetim Kurulu Başkanı seçildi. Hak sahipleri verdikleri mücadeleyi büyük bir sevinçle karşıladı.

  • Fransadaki Göçmen Meselesi Bursafotofestte Konuşuldu

    Magnum Photos’dan dünyaca ünlü fotoğraf sanatçısı Patrick Zachmann, 5. Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali’nde (BursaFotoFest) Fransa’daki mülteci sıkıntısını ve insanların farklı kültürler arasında yaşadığı süreci çarpıcı fotoğraf kareleriyle anlattı.

    Bu sene 5.’si yapılan ‘Bursa Uluslararası Fotoğraf Festivali’, Merinos AKKM’de devam ediyor. Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi (BKK) ve Bursa Fotoğraf Sanatı Derneği (BUFSAD) işbirliğiyle düzenlenen festival, sanatçı söyleşileri, portfolyo değerlendirmeleri, seminerler ve panellerle sürüyor. Magnum Photos’dan dünyaca ünlü Fransız fotoğraf sanatçısı Patrick Zachmann, fotoğraf tutkunlarıyla bir araya geldi. Fransa’da göçmenlere yönelik yaptığı çalışmalarından bahseden Patrick Zachmann, sosyal grupların ve toplulukların karmaşık kimlik ve kültürlerini, senelerce içerisinde insanların kültürler arasında gidip gelen hayatlarını en özel fotoğraf kareleriyle anlattı.

    1980’li dönemlerde Fransa’da göçmenlerin yaşadığı bölgelerde çalışmalar yapan, sosyal hayatları hakkında bilgiler sunan Zachmann, Malili mültecilerin yaşadığı kültür çatışmasını, adaptasyon sürecini, aile yaşantılarını, kendi kültürlerinden kopmamak için verdikleri mücadeleyi fotoğraf kareleriyle aktardı. 1982-1985 seneleri arasında Marsilya’daki göçmen gençlerin yaşamları üzerine yaptığı çalışmalarını da paylaşan Zachmann, büyük bir kısmını Müslümanların oluşturduğu bölgedeki zor şartları fotoğraflarla gözler önüne serdi. Seneler sonra aynı yere giderek aynı insanlarla tekrar görüştüğünü anlatan Zachmann, iki dönem arasındaki farkları da fotoğraf kareleriyle anlattı. Fotoğraflarıyla insanların kafasındaki olumsuz göçmen algısını değiştirmeye çalıştığını anlatan Zachmann, “Mültecilerin, Avrupa’ya geldiklerinde yaşadıkları şoku anlayabiliyordum. Fransa’da yaşayan Malili göçmenler ile Mali’de yaşayanların fotoğraflarını karşılaştırma imkanı sundum. Malili göçmenler kendilerini entegre etmişlerdi. Ancak giyim ve yaşam tarzları hala kendi ülkelerine hastı. Bütün göçmenlerin yaşadığı sıkıntıyı onlarda yaşıyordu. Bulundukları ülke onlara yabancı gözüyle bakıyordu. Geriye döndükleri kendi topraklarında ise Fransız olarak görülüyorlardı. Bu yüzden kendilerini çift kimlikli olarak tanımlıyorlardı. Aileler kendi ülkelerinden uzaktayken çocuklarının kültürlerinden kopmasından korkuyor. Bu yüzden bazen kültür yaşantılarını abartıyorlar. Bu elbette geleneklerini yaşatmayı da sağlıyor” dedi.

    Fotoğrafçılığın çok güçlü bir araç olduğunu, ancak onun da bir sınırı bulunduğunu anlatan Zachmann, fotoğrafın sunabileceği pek çok şeyden faydalandığını, bir noktada sıkıştığını, farklı formatlar denedikten sonra sınırı aşmak için filmler çektiğini dile getirdi. Zachmann, “Fotoğraf çekenler olarak insanların hayatından çok şeyler alıyor. Ancak bir şey vermiyoruz. İnsanlarda bizlerden karşılık bekliyor. Eskiden internet olmadığı için çektiğim fotoğrafları çıktı alıp onlara gönderiyordum. Çok mutlu oluyorlardı. Seneler sonra gittiğimde gönderdiğim fotoğrafları duvarlarından asılı görüyordum. Böylece insanlar arasında güven oluşuyordu” diye konuştu.

    Zachmann, söyleşi sonunda hazırladığı kısa filmi gösterdi.

  • Ak Partili Muş: “Bu Seçim Memleket Meselesi”

    AK Parti İstanbul Milletvekili ve İstanbul 3. bölge milletvekili adayı Dr. Mehmet Muş, Güngören Şoförler Odasını ziyaret etti. Muş, burada yaptığı konuşmada, “Bu seçim farklı. Bu seçim memleket meselesi” dedi.

    AK Parti Milletvekili Mehmet Muş, bugün Güngören Şoförler Odası’nı ziyaret etti. Burada bir konuşma yapan AK Partili Muş, “Bu diğer seçimlerden farklı bir seçim. Bu artık bir memleket meselesi. Ülkemizin, geleceğimizin oylaması. Gelin hep beraber istikrarı tesis edelim. Daha önce hangi partiye oy verdiğiniz önemli değil. Ama bu seçimde bize destek verin. Güçlü hükümet her zaman güçlü reform yapar. Tek başına iktidarı çıkaralım. Ülkemizde ciddi reformlara ihtiyaç var“ şeklinde konuştu.

    AK Parti’nin çok güzel şeyler yaptığını söyleyen Mehmet Muş, “Yapacaklarımız var, yapamadıklarımız var. Yeni anayasa yapamadık mesela. Ama reformcu bir partiyiz. Toplumun tüm kesimlerini kucaklıyoruz“ ifadelerini kullandı.

    Oy kullanma konusunda da vatandaşlara seslenen Muş, “Lütfen sandığa her vatandaşımız gitsin. Siz de bu konuda kanaatinizi belirtin. Tercihimiz AK Parti’ye oy vermesi ama vermiyorsa da sandığa gidip vatandaşlık görevini yapmasını, oy kullanmasını tercih ettirelim. İnşallah tek başına AK Parti iktidarına az kaldı. Biraz daha oyumuzu arttırmamız lazım. Biraz daha desteğinizle beraber tek başına iktidarı inşallah tesis ederiz” şeklinde konuştu.