Etiket: Mercimek

  • Narman’da fasulye ve mercimek hamlesi

    Narman’da fasulye ve mercimek hamlesi

    Narman’da baklagil üretiminin artırılması çalışmaları kapsamında fasulye ve mercimek üretiminin yaygınlaştırılması için kurumlar adeta seferber oldu.

    Konu hakkında açıklama yapan Narman Tarım ve Orman İlçe Müdürü Erhan Çiftgül, “İlçemizde tarımsal üretimin en önemli ayağı büyükbaş hayvancılık olmasına rağmen, küçükbaş hayvancılıkta özellikle ’romanov ırkı’ koyun üzerinde ciddi çalışmalar yürütüyoruz. 100 tonun üzerinde üretim yaptığımız Narman bal’ı nin patent ve markalaşması çalışmalarına devam ediyoruz. Beraberinde Narman Şeker Fasulyesi için coğrafi işaret çalışmalarımız devam ederken ilçemizde üretiminin artırılmasını sağlamak istiyoruz. Mercimek konusunda ise bilindiği üzere Mercimekli adıyla mahallemiz var, ve büyüklerin ifadesiyle yıllar önce kamyonlarla ilçemizden mercimek satıldığı söylenmekte. Mercimek ve fasulye için iklimin çok müsait olduğunu biliyoruz ve yıllar içerisinde Ülkemizin her tarafına markalı ürün göndereceğimizi düşünüyoruz. Çalışmalarımıza İl Müdürlüğümüz, Doğu Anadolu Tarımsal Araştıma Enstitüsü Müdürlüğü, Kaymakamlığımız ve Belediyemiz destek olmakta. Kurumlarımızın yöneticilerine İlçemizin bu kalkınma hamlesine desteklerinden dolayı şükranlarımı arz ediyorum” dedi.

  • Büyükşehir’den çiftçilere bu kez mercimek tohumu

    Gaziantep’te çiftçilere buğday, nohut, biber, domates, arı otu tohumu gibi birçok alanda hizmetler veren Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı, bu kez çiftçilere mercimek tohumu dağıttı.

    Oğuzeli’nde Ziraat Odası Başkanlığı önünde çiftçilere mercimek tohumu dağıtan Tarımsal Hizmetler Daire Başkanı İbrahim Yılmaz, Oğuzeli’nde 450 çiftçiye 90 ton mercimek tohumu dağıtıldığını söyledi. Dünya genelinde 12 bine yakın bitkinin bulunduğunu, bunların 4 bin tanesinin merkezinin Anadolu’da olduğunu tahmin ettiklerini belirten Yılmaz, “Bunu arkeolojik kazılardan anlıyoruz. Mercimek bizim öz kültürümüz. Mercimek soğuğa ve kuraklığa dayanıklı bir bitkidir. Bu nedenle bölgemizde tercih edilmektedir. Bu doğrultuda yola çıkarak projelerimizi uygulamaya koyduk. Bazı ilçelerimizde nohut bazı ilçelerimizde de mercimek üretilmesine karar verdik. Mercimek bizim öz kültürümüz ve malımızdır, bunu kaybetmemiz gerekiyor” dedi.

    Mercimeğin dünya genelindeki üretimine bakıldığı zaman; dünya genelinde 4,8 milyon ton mercimek üretildiğini dikkat çeken Yılmaz, “Bizim ülkemize bakıldığı zaman 350 bin ton dolaylarında mercimek üretimi var. Bu da dünya mercimek üretiminin sadece yüzde 7-8’ni karşıladığımızı gösteriyor. Gaziantep’e baktığımız zaman ise 12 bin ton dolayında mercimek üretiyoruz. Bu rakamların yeterli olmadığını gördük ve daha çok mercimek ekilmesi gerektiğini düşündük” diye konuştu.

    Yılmaz, Oğuzeli ve Şahinbey ilçelerinde dağıtılan mercimek tohumlarının maliyetinin yüzde 70’lik kısmını Büyükşehir Belediyesi’nin karşıladığını kaydetti. İbrahim Yılmaz, Fırat-87 çeşidi olan mercimeğin 13 bin dekara ekileceğini ve bin 700 ton dolayında üretimin olacağını tahmin ettiklerini sözlerine ekledi.

  • (Özel Haber) Türkiye’nin mercimek üretiminde yüzde 20 artış bekleniyor

    Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Mahmut Arslan, bu yıl Türkiye’nin kırmızı mercimek üretiminde yüzde 20 artış beklediklerini belirterek, “Geçen yıl mercimek üretimimiz 300 bin ton civarındaydı. 50 bin ton stokla bu yıl Türkiye’de 410-420 bin ton mercimek olacak” dedi.

    Bakliyat üretiminde son yıllarda dünyada 10’uncu sıraya gerileyen Türkiye, buna rağmen iç tüketime yetecek miktarda mercimek üretimini gerçekleştiriyor. Son dönemde çiftçilerin daha fazla verim ve kar elde edebilecekleri ürünlere yönelmeleri nedeniyle mercimek ekimi azalsa da bu yılki üretimde yüzde 20 artış olması bekleniyor.

    Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı ve Akdeniz Hububat Bakliyat Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan, Türkiye’nin mercimek ve nohut üretimindeki son durumunu İHA muhabirine değerlendirdi. Mercimek ve nohut işleme fabrikasında yaptığı açıklamada Arslan, son yıllarda Türkiye’nin mercimek ve nohutta neden ithalatçı konumuna geldiğine açıklık getirdi.

    “Çiftçimiz daha fazla verim ve kar elde edeceği ürünlere yöneliyor”

    “Türkiye’deki problem şu; geleneksel tarım ürünlerimizden olan ve anayurdu Türkiye olan mercimek ve nohutta Türkiye neden ithalatçı ülke oldu” diyen Arslan, bunun nedenini şöyle açıkladı:

    “Türkiye’de çiftçimiz, dünyadaki bütün çiftçiler gibi hangisinin verimi yüksekse, hangi üründen daha çok para kazanacaksa onu ekiyor. Bundan 15-20 yıl önce sulanabilir arazilerimiz yüzde 20 civarındaydı ama şu anda yüzde 60-70’e ulaştı. Harran Ovası, Nusaybin’e kadar sulama kanallarıyla donatıldı. Mercimeğin ana ekim alanı orasıydı. Şimdi ekmiyorlar, çünkü sulanabilir yerde bakliyat yerine mısır, pamuk, buğday ekiyorlar. Birim başına buğdayda 600-700 kilogram, mısırda 1,5 ton ürün alıyor. Mercimekte ise maksimum alacağı 200 kilogram. Dolayısıyla çiftçilerimiz mercimeğin satış fiyatı yüksek olsa bile 600 kilogram alacağı buğdayı tercih ediyor. Bu hesabı yapanlar piyasanın ürün çeşidini değiştiriyorlar.”

    Kanada’yı örnek gösteren Arslan, Kanada’nın çok bereketli topraklarına mercimek ektiğini dile getirerek, “Kanadalı Bakana, ‘neden mercimek ekiyorsunuz’ diye sordum. ‘Biz topraklarımızı kazanmak, kuvvetlendirmek, korumak zorundayız. Bakliyat ekerek toprağı kuvvetlendiriyoruz, çünkü toprağa azot bırakıyor. Bakliyat, Kanada’nın topraklarını kurtaracak tarım ürünüdür’ dedi. Yani ‘neden ithalatçı olduk’ sorusunun cevabı, bu anlattıklarımda yatıyor” diye konuştu.

    “Bu yıl mercimek üretiminde yüzde 20 artış var”

    Türkiye’nin, özellikle mercimekte bu yıl kendine yeter miktarda ürün yetiştirebildiğini vurgulayan Arslan, fiyatlar yükseldiği için bu yıl mercimek ekiminde geçen yıla oranla yüzde 20 civarında bir artış olduğunu bildirdi. Türkiye’nin mercimek tüketiminin yıllık 300-350 bin ton civarında olduğuna işaret eden Arslan, “2016’da mercimek üretimi 300 bin ton civarındaydı. 2017 yılında yüzde 20 daha fazla. Fiyat beklentileri nedeniyle geçen seneden de 50 bin ton stok var. Yani bu yıl Türkiye’de 410-420 bin ton mercimek var. Bu da hem iç piyasaya yeter hem bir miktar ihracat olabilir ama ihracat için dışarıdan mal getirmemiz lazım. Biz zaten 400-500 bin ton mercimek üretebiliyoruz. Üretilen mercimek Türkiye’yi doyurabiliyor. Ama biz buna rağmen Türkiye’ye bir miktar ithalat yapıyoruz. Bizim tesislerimiz boş durmasın diye malı alıyoruz, işliyoruz, ihtiyacı olan ülkelere satıyoruz. Hem müşterilerimizi kaybetmiyoruz hem de işletmelerimizi çalıştırıyoruz ve ülkeye bir katma değer sağlıyoruz. O nedenle ithalat doğuyor” ifadelerini kullandı.

    “Türkiye, bakliyat üretiminde 10. sıraya geriledi”

    Dünyada en fazla bakliyat üretimi yapan ülkenin Hindistan olduğunu kaydeden Arslan, dünyadaki bakliyat oranının da 75 milyon ton olduğunu söyledi. Bunun yüzde 25’inin Hindistan tarafından üretildiğine dikkat çeken Arslan, “Ama çoğu da tüketiliyor, yetmiyor. Dünyada en fazla ihracat yapan ülke ise Kanada. Dolayısıyla bazen dünyanın en büyük üreticisi olmak yetmiyor. Hindistan gibi dışarıdan almak zorunda kalıyorsunuz” şeklinde konuştu.

    Türkiye’nin dünya bakliyat üretimi payının ise yüzde 2,5 olduğu bilgisini veren Arslan, “Türkiye, bakliyat üretiminde dünyada 10’uncu sırada. Gittikçe geriledi. Daha önce 2’inci, 3’üncü sıradaydı ama 1990’lı yıllardan sonra Kanada, ABD, Arjantin gibi ülkeler oldukça mesafe kat ettiler” dedi.

    “Nohutta bu yıl beklentimiz 200 bin ton civarında”

    Nohut üretimi ve Türkiye’nin son durumuna ilişkin de bilgi veren Arslan, dünyada geçen yıl nohutta antraknoz hastalığı nedeniyle bir kıtlık olduğunu söyledi. “Nohutta durum daha kötü” diyen Arslan, şöyle devam etti:

    “Çünkü nohut antraknoz hastalığından ötürü Türkiye’de artık fazla ekilmiyor, toprağa zarar veriyor. O nedenle çok yağmur yağdığı yıllarda o bölgelerde nohut üretimi olmuyor. Hassas bir bitki, onun için de maalesef geçen yıl 125 bin ton civarında bir üretim vardı. Bu yılki beklentimiz ise 200 bin ton civarında.”

    Türkiye’nin ikliminin ufak boy nohut yetiştirmeye uygun olduğuna işaret eden Arslan, ancak halkın talebi iri nohut olduğu için Meksika, Hindistan gibi ülkelerden ithal ettiklerini belirtti. Arslan, “Mercimekte geçen yıl 300 bin tonun üzerinde, nohutta da 100 bin tonun üzerinde ithalat yaptık. Bunlar korkulacak rakamlar değil. Üreticinin de sanayicinin de ihracatçının da kaygılanacağı bir durum yok. Eskiden bakliyat üvey evlat olarak görülüyordu. Basında çıkan haberlerden sonra bunun teşvik edilmesi gerektiği anlaşıldı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı artık bakliyat üzerinde daha ciddi duruyor. Bu yüzden basına çok teşekkür ediyorum. Bu sorunları irdeledikleri için Bakanlığı da doğru yönde yönlendiriyorlar. Bakliyatta teşvikler arttı. Daha önce 100 kuruş olan teşvikler bu yıl 300 kuruş oldu” diye konuştu.

    Bakliyatta ihracat hedeflerinin, 2023 yılında 1,5 milyar ton olduğunu anımsatan Arslan, sözlerini şöyle tamamladı: “Şimdi bu hedefi tutturmaya çalışacağız. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın teşvikleriyle inşallah o noktaya geleceğimize inanıyoruz.”

  • Mercimek üretiminde yüzde 15 artış bekleniyor

    Ulusal Baklagil Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Arslan, 2017 üretim sezonunda Türkiye’de kırmızı mercimek üretiminin yüzde 15 artışla 380 bin ton civarında olmasını beklediklerini bildirdi.

    Aynı zamanda Akdeniz Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı da olan Arslan, yazılı bir açıklama yaparak, kırmızı mercimek üretiminde bu yılki beklentileri değerlendirdi. Mercimek üretim alanlarındaki bitki gelişimi, artış, azalış ve rekolte tahmini amacıyla sektördeki uzmanların katılımıyla her yıl üretim alanlarında gerçekleştirdikleri incelemeleri tamamladıkları bilgisini veren Arslan, Güneydoğu Anadolu Bölgesinindeki üretim alanlarını değerlendirdi.

    “Kırmızı mercimek üretiminde bu yıl yüzde 15 artış bekliyoruz”

    Türkiye’nin 2016 yılında 244 bin ton mercimek ihracatı gerçekleştirdiğini belirten Arslan, ithalatın ise 338 bin ton olarak kaydedildiğini ifade etti. Arslan, “Aynı dönemde 330 bin ton olduğu düşünülen mercimek üretiminin 2017 yılında yüzde 15 artış göstererek 380 bin ton civarında olacağını bekliyoruz. Fiyat beklentileri nedeniyle 2016 sezonunda satışa arz olmayan yaklaşık 50 bin ton stok-devir mahsulü de olduğu tahmin edildiğinde, 2017 üretim sezonunda Türkiye’de 420-430 bin ton kırmızı mercimeğin pazara arz olması bekleniyor” dedi.

    Mercimek üretiminde en verimli bölgelerin sırasıyla Siverek, Batman ve Bismil olduğunu kaydeden Ulusal Baklagil Konseyi Başkanı Arslan, Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki mercimek üretim alanları içerisinde en düşük verimlilik oranının Gaziantep-Kilis ovasında beklendiğine işaret etti. Bu bölgede mercimek üretiminden nohut üretimine doğru bir geçişin görülmekte olduğuna dikkat çeken Arslan, “Ayrıca sıcaklardan kaynaklanan yanma ve sonbahar yağışlarının az gerçekleştiği bu bölgelerde verimlilik oranını tahminen 100-120 kg/da olarak düşük oranda bekleniyor. Üretim alanları içerisinde en iyi iki bölgeden birinin Şanlıurfa Silvan bölgesi olacağını bekliyoruz. Geçen yıl da verim ve fiyatların iyi olması ekim alanlarını genişletmiştir. Bakla içerisinde çift tane oluşumunun en fazla olduğu bölgelerden biri olması ve incelenen alanlar içerisinde tane iriliğinin daha belirgin olması, buranın en iyi iki bölgeden biri olmasını sağlamıştır. Viranşehir’e kadar devam eden üretim alanlarındaki artışın yüzde 15 civarında olduğunu söylemek mümkündür” ifadelerini kullandı.

    Diğer en iyi bölgenin ise Batman bölgesi olduğunun altını çizen Arslan, bu bölgede son bir kaç yıl içerisinde üretim alanlarında sürekli artış kaydedildiğini ve genel olarak değerlendirildiğinde Batman bölgesinin verimliliğinin 180-190 kg/da miktarına ulaşmasının mümkün olacağını kaydetti. Arslan, bölge genelindeki verimlilik artışının dikkat çekici olmasının yanında son bir kaç yılda tavan seviyelerde ekimin gerçekleştiğini de belirtti.

    Diyarbakır bölgesini de değerlendiren Arslan, “Özellikle Silvan’dan Hazro’ya doğru genişleyen üretim alanları Bismil’e kadar devam etmektedir. Diğer bölgelere göre daha büyük parsellerden oluşan bu hat boyunca bitkilerde son yağışlara bağlı yatma problemleri gözlemlenmiştir. Mevcut durumda taneler olgunlaştığı için ağırlaşan mercimek dallarının bükülmesi neticesinde oluşan bu durumun verimliliğe en fazla yüzde 5 oranında etki edebileceği düşünülmektedir. Bölge ortalaması olarak ise 150 kg/da olması beklenen bu bölgede hasat zamanı oldukça önem arz etmektedir. Gecikecek hasat zamanı ve haziran ayındaki sağanak yağmur geçişleri üretim miktarına direk etki edecek hususlardır” dedi.

  • (Özel Haber) İşçilerin 40 derecede mercimek hasadı

    Güneydoğunun mercimek hasadı Şanlıurfa’da başladı, işçiler tarlalara indi.

    Güneydoğunun tahil ambarı olarak adlandırılan Şanlıurfa’da mercimek hasadı başladı. Çiftçiler mercimek hasadının başladığını belirterek, bu yılki mercimek veriminin bol yağış nedeniyle geçen seneki verimden daha fazla olduğunu söylediler.

    Sıcak havada çalışan işçiler ramazan ayından önce tarladaki işleri bitirmeye çalışıyor. Sabahın erken saatinde işe başlayan işçiler, günün en sıcak olduğu saatte ise buldukları gölgelere sığınıp dinleniyor. Kısa süreli bir yemek ve çay molasının ardından yine mesaiye başlayan işçiler, yaklaşık 40 dereceyi bulan sıcak havanın altında çalışmaya devam ediyor.

    Tarladaki tüm işlerini yoğun bir mesai ile bitirmeyi hedeflediklerini söyleyen çiftçi Aziz Başkurt, bu yılki mercimeğin veriminden memnun olduklarını dile getirerek, “Kasım ayında ektiğimiz mercimeğin bu ay verimini almaya başladık. Bizim 100 dönümlük tarlamız var. Eskiden tarlada tırpanlarla çalışıyorduk, bu da çok zor oluyordu ama şimdi imkanların iyileşmesiyle traktörün arkasına bağladığımız mercimek biçme makinesiyle yapıyoruz. Bu da bizim için çok rahat oluyor. Bu senenin verimi geçen seneye göre daha fazla. Geçen sene dönüm başına 450 ile 500 kilogram verim elde ederken bu sene dönüm başına 600 ile 700 kilogram gibi bir beklentimiz var. Bu artış bölgedeki düzenli yağışlardan kaynaklandı. Ramazan öncesi hasadı toplamazsak bayram sonrasına kalacağından hepsi bozulacak. Bu yüzden yoğun bir mesai harcayarak mercimekleri topluyoruz. Ramazan ayı başlamadan tüm işlerimizi bitirmeyi hedefliyoruz” dedi.

    Yıllarca köyde tarım işiyle uğraştığını ifade eden Veysi Sana “Bu yılki mercimeklerin iyi ve bereketli olacağını umuyoruz. Şu an tam mercimeklerin hasat zamanıdır. Bu yüzden ramazan ayı gelmeden yoğun bir çalışmayla bıçak ve patos işlerimizi bitireceğiz. Çiftçilerin işleri çok zordur. Gerçi eskiden tarlada tırpanlar ile çalışıyorduk ve bu da çok daha zor oluyordu ama şimdi imkanların iyileşmesiyle traktörün arkasına bağladığımız mercimek biçme makinesiyle yapıyoruz. Bu da işimizi rahatlıyor. Çiftçiler olarak devletin desteklerine her zaman ihtiyaçlarımız var. Allah-ü Teala tüm çiftçilere bol mahsul nasip etsin” şeklinde konuştu.

    Tarlada günlükçü olarak çalışan işçiler ise “Biz de burada günlük yevmiye karşılığında çalışıyoruz. Havaların sıcak olmasından dolayı işimiz biraz zor oluyor ama ekmek parası için bu zorluğa katlanmak zorundayız” ifadelerini kullandılar.

    Sabahın erken saatinde işe başlayan işçiler, günün en sıcak olduğu saatte ise buldukları gölgelere sığınıp dinleniyor.