Etiket: memurlar

  • Memurlar enflasyon farkının biran önce maaşlara yansıtılmasını istiyor

    Memur-Sen Manisa İl Temsilcisi ve Sağlık Sen Manisa Şube Başkanı Mustafa Irgatoğlu, enflasyon rakamlarının beklentilerin çok üzerinde olduğunu belirterek, “Krizi fırsata çevirmek isteyenlerin zam üstüne zam yaptığı günlerde ücretli kesimin hakkı olan enflasyon farkı yıl sonu beklenmeden ödenmelidir” dedi.

    Memur Sen Manisa İl Temsilcisi Mustafa Irgatoğlu, “2018 yılı eylül ayı enflasyon verisinin yüzde 6,30 olarak gerçekleşmesi sonucunda 2018 Ocak-Eylül dönemi enflasyonu yüzde 19,30’a, yıllık enflasyon oranı ise yüzde 24,52’e yükselmiş oldu. Bütün bu veriler birlikte değerlendirildiğinde, enflasyon bağlamında son 16 yılın en yüksek oranlarıyla karşı karşıya olduğumuz gerçeği yanında yeni ekonomik programın açıklanmasıyla hükmünü yitiren son orta vadeli programda yer verilmiş 2018 yılsonu enflasyon hedefleri-beklentileri-tahminleri ile gerçekleşen enflasyon oranı arasında önümüzde henüz açıklanmamış üç aya ait enflasyon verisi olmasına rağmen yaklaşık 4 katlık bir fark oluştuğunu da kabul etmek gerekiyor. Enflasyon noktasında ortaya çıkan bu tablo, yüzleşmek zorunda olduğumuz bazı gerçekleri de bize hatırlatmaktadır. Özellikle 2017 yılında açıklanan Orta Vadeli Program (OVP) çerçevesinde öngörülen yıllık enflasyon oranının neredeyse dört katına tekabül eden gerçek rakamlar, özellikle dar ve sabit gelirli kesim açısından ekonomimizin öngörülebilir olmaktan çıktığını gösteriyor. Bu çerçevede, Hükümet bunun farkında olarak ve olası riskleri bertaraf edecek şekilde Orta Vadeli Program’da isim, içerik, hedef ve tahminler noktasında değişikliğe gitmek suretiyle açıkladığı Yeni Ekonomik Program’la; hem 2018 yılsonu parametrelerini hem de önümüzdeki iki yılın öngörülerini, hedeflerini ve bu çerçevede gerçekleştirilecekleri kapsayacak şekilde deyim yerindeyse aksiyoner ve rasyonel bir revizyon gerçekleştirdi. Eylül ayı enflasyon verisinin açıklanmasıyla birlikte oluşan gerçek rakamlar üzerinden bakıldığı, enflasyon hedefi-beklentisi konusunda, OVP’nin 4 kat, YEP’in ise 4 puan üzerinde bir enflasyon realitesi ortadadır. Bu tablo, toplumun büyük kesimi tarafından gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler içermesi nedeniyle olumlu karşılanan ve umut yüklenen Yeni Ekonomik Program’ın bu konumunu koruması ve sürdürmesi amacıyla, genelinde siyasi iradenin özelde ise kamu işvereninin ilave bazı yükümlülükleri üstlenmesi gerektiğini işaret etmektedir” dedi.

    “Maaş ve ücretler enflasyonun altında kaldı”

    Kamu görevlilerinin 2018 ve 2019 yıllarına ait mali-sosyal haklarını, özellikle de maaş ve ücretlerine yapılacak artışların karara bağlandığı 4. Dönem Toplu Sözleşme’nin pazarlık süreçlerinde Kamu İşvereninin dayanak aldığı OVP verilerinin ve hedeflerinin, geçerliğini ve gerçekliğini yitirdiğini dile getiren Irgatoğlu, “Bu, hem Yeni Ekonomik Programla hem de Eylül enflasyon verisinin açıklanması sonrasında ortaya çıkan gerçek rakamlarla da teyit edilmiştir. Dolayısıyla, YEP üzerinden ortaya konan enflasyon hedefi ve beklentileri ile gerçekleşen enflasyon birlikte değerlendirmek suretiyle; 4. Dönem toplu sözleşmeyle hüküm altına alınan maaş ve ücretlere ilişkin artış oranlarının, ’kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinin enflasyona ezdirilmemesi’ hedefi ve sözü üzerinden güncellenmesi gerekmektedir. Zira, sadece Eylül ayında gerçekleşen enflasyon, kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerine 2018 yılı ikinci altı aylık dönemi için yapılan yüzde 3,5 artışın 2.80 puan üzerindedir. Temmuz, Ağustos ve Eylül ayı enflasyon oranlarının toplamı 9,15 puandır ve 2018 yılı ikinci altı ayı için maaş ve ücretlere yapılan artışın neredeyse 6 puan üstündedir. Bu noktada; aksi iddia edilemez bir şekilde; ’kamu görevlilerinin maaş ve ücretleri, Eylül ayı sonu itibariyle enflasyonun oldukça altında kalmıştır’ tespiti kabul edilmeli ve bu durumu tersine çevirmek için yıl sonu beklenmeden gereği yapılmalıdır.” diye konuştu.

    “Maaş artışları enflasyonla değil masada belirlenmeli”

    Memur-Sen olarak, geçmişten bugüne “Maaş artışları enflasyonla değil masada belirlenmeli” bakışlarını deklare ettiklerini ifade eden Irgatoğlu şunları söyledi: “Buna ilave olarak da kamu görevlilerinin asıl beklentisi ve haklı talebi; refahtan pay almaktır. Bugün gelinen noktada; küresel ölçekte yaşanan ticaret savaşları, uluslararası tetikçilerin eliyle gerçekleştirilen kur operasyonları ve bunlara bağlı olarak manipülasyonlarla yaşanan fiyat artışları, kamu görevlileri de dahil ücretli kesimin alım gücünü önemli oranda azaltmıştır. Bugün açıklanan enflasyon rakamları da bizim bu tespitimizin teyidi niteliğindedir. Dolayısıyla, bu tablo bir zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğunu göstermektedir. İçinden geçtiğimiz sürecin bu yönde bir imkan sunacağına inanıyoruz. Bu noktada; Yeni Ekonomik Plan’da dile getirilen tasarruf hedeflerine ve üretim ekonomisine ilişkin yaklaşımı önemli ve değerli buluyor, destekliyoruz. Bununla birlikte her iki hedefin gerçekleşmesi için ücretli kesimin alım gücünün korunması, ekonominin durgunluktan ve daralmadan uzak tutulması için de kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerinin enflasyona karşı koruma yükümlülüğünün gereğinin altı aylık dönem sonunda değil enflasyon oranı açıklanan ayı takip eden ayın ilk gününden geçerli olmak üzere yerine getirilmesine yönelik uygulamanın hayata geçirilmesini hem teklif hem de talep ediyoruz. Bu çerçevede kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerine 1 Ekim’den geçerli olacak şekilde gerçekleşen enflasyon farkı kadar zam yapılması yönünde karar ve uygulama bekliyoruz.”

  • Türk Kültür Sanat Sen üyesi memurlar iftarda bir araya geldiler

    Malatya Kültür ve Turizm Müdürlüğündeki çeşitli birimlerde görev yapan Türk Kültür Sanat Sen üyesi memurlar iftarda bir araya geldiler.

    Türk kültür Sanat Sen Malatya temsilcisi Hakan Güllüoğlu İftar programına katılımlarından dolayı sendika üyelerine bir teşekkür konuşması yaptı. Güllüoğlu konuşmasında, yaşadıkları sıkıntılara dikkat çekti. Güllüoğlu, “Özelikle ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik durum ve artan enflasyon ve döviz kurlarına bağlı azalan alım gücü en çok bizleri olumsuz yönde etkilemiştir. Geride kalan süreçte bütün kesimlerin geliri enflasyonun üzerinde artış gösterirken memur maaşları enflasyona bağlı olarak yükselmiştir. Buda büyüyen ekonomide memurlara yeterince pay bırakmamıştır. Bu nedenle memurların alım gücü azalmıştır” diye konuştu.

  • Toplu sözleşme görüşmelerinden memurlar müjde bekliyor

    Türk Ulaşım-Sen Gaziantep Şube Başkanı Baler Fidan, 1 Ağustos Salı günü başlayan ve 3 milyon kamu çalışanı ve memur emeklisini yakından ilgilendiren 4. Toplu Sözleşme görüşmelerinden müjde beklediklerini söyledi.

    Şube Başkanı Baler Fidan, 2018 ve 2019 yıllarını kapsayan 4. Toplu Sözleşme Görüşmelerinin tüm kamu çalışanlarına hayırlı olmasını diledi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu’nun eski sendikacı olduğunu hatırlatan Fidan, müjdeli haber beklediklerini söyleyerek, “Bakan Sarıeroğlu’nun bu görüşmelere farklı bir anlam ve değer katacağına inanıyorum. 1 Ağustosta başlayan görüşmeler 5 milyonu ilgilendiriyor, sendikaların tekliflerini kamu oyu ile paylaştı, ülkede sabit gelirlilerin yaşam standartları düşerken bu görüşmelerden memur ve memur emeklilerine müjdeli haberler bekliyoruz. Enflasyonun yükseldiği bir dönemde verilecek ücret zamlarının enflasyon rakamlarının üzerinde olması gerekir, aksi taktirde memurlar enflasyon ve vergi canavarına yenik düşecekler. Ülkenin en kritik mevkilerinde bulunan kamu çalışanlarının refah seviyesinin düşürülmemesini istiyoruz. Ekonomik büyümeden bahsedilirken bu büyümeye katkı sunan memurların yoksulluk sınırının altında ücret alması ülkemiz adına ayıplı bir durumdur. Türkiye Kamu-Sen olarak en hassas olduğumuz konu giderde olduğu gibi gelirde de adalet. Vergi yükünü en çok hisseden memurlar için yapılacak iyileştirmeler ülke ekonomisine de can suyu demektir, fedakarlığı hep çalışanlardan beklemeyi kabul etmiyoruz. Kamu-Sen Genel Başkanımız İsmail Koncuk’un toplu sözleşme masasında aldığı pozisyon, sorumlu sendikacılık anlayışı hepimizin ortak duruşudur” dedi.

    Ulaşım hizmetlerinde çalışanların da toplu sözleşme masasında çözüm beklediğini kaydeden Fidan, “İş kolumuzda TCDD ile bağlı ortaklıklar , DHMİ ve Bakanlık Çalışanlarının çözüme muhtaç sorunları toplu sözleşme masasında çözüm bekliyor, masaya memurları temsilen oturan sendika yetkililerinden verdikleri sözlerin ve taahhütlerin arkasında durmasını bekliyoruz. Toplu sözleşme masasında daha önce olduğu gibi memuru şahsi çıkarları uğruna satanların sendikacılık yapamayacağını, kamu çalışanlarının bunun bedelini ağır ödeteceğinin bilinmesini istiyoruz. Masaya getirilen sorunlar ortak sorunlardır bunların giderilmesi iş kolumuzda ki memurların sıkıntılarının bir nebze iyileştirilmesi anlamına gelmektedir, Hükumet üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmez yetkili sendikalar çalışanların desteğine ihtiyaç duyarsa, olası anlaşmazlıklarda Türkiye Kamu-Sen ve Türk Ulaşım-Sen olarak çalışanlar lehine inisiyatif alacağımızın, her türlü fedakarlığı yapmaya hazır olduğumuzun kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz. Genel Merkezimiz Genel Başkanımız Şerafettin Deniz’in belirttiği gibi ’biz onurlu dik durabilenlerin sendikasıyız’, bari bu defa yetkili sendikaların kendileri lehine ahlaksız tekliflerden vazgeçip tüm kamu çalışanları adına mücadele vermesini umut ediyor 4. toplu sözleşme görüşmelerinin ülkemize ve kamu çalışanlarına hayırlı olmasını diliyorum” diye konuştu.

  • Sivil memurlar artık sandık kurullarında görev alabilecek

    Sivil Memurlar Sendikası (SİME-SEN) tarafından Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) yapılan başvuru olumlu sonuçlandı. Buna göre artık sivil memurlar ilçe seçim kurulu üyesi olabilecekler.

    Jandarma ve sahil güvenlikte çalışan sivil memurlar, artık genel veya yerel seçimlerdeki sandık kurullarında görev alabilecek. Sivil Memurlar Sendikası (SİME-SEN)tarafından YSK’ya gönderilen yazıda, referandum halk oylamasının 16 Nisan 2017 Pazar günü yapılması ile ilgili olarak, görevli memurlarla ilgili değişiklik yapılması istendi. Türk Silahlı Kuvvetleri iç hizmet kanununda yer alan madde değişikliğinden dolayı Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı kadrolarında yer alan sivil personellerinde artık sandık görevlisi olabileceğinden dolayı YSK’nın ilgili değişikliği yapması istendi. Ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli sivil ve devlet memurlarının diğer kamu kurum ve kuruluşlarında görevli devlet memurları gibi, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında olduğu göz önünde bulundurularak yapılacak tüm seçimlerde, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinde çalışan sivil memurların ilçe seçim kurullarında ve sandık kurullarında başkan veya üye olarak görev alabilmeleri için, il ve ilçe seçim kurulu başkanlıklarının bilgilendirilmesi istenildi.

    Yüksek Seçim Kurulu’na SİME-SEN’in yapmış olduğu başvurunun cevabı, YSK internet sitesinin duyurular kısmında yayınlandı. Cevapta, “681 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 1. maddesi ile 211 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 1. maddesinde tanımı yapılan Türk Silahlı Kuvvetlerinden Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı çıkarıldığından, 1632 Sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 3. maddesinde tanımlanan Türk Silahlı Kuvvetleri kadrosuna Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığı dahil olmadığından, Jandarma Genel Komutanlığı ve Sahil Güvenlik Komutanlığında görevli sivil memurların, 298 sayılı kanun kapsamında askeri şahıs olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığından 298 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 2. bendinde

    belirtilen koşulları sağlamaları durumunda, ilçe seçim kurulu üyesi olarak görev yapabileceklerine karar verilmiştir” denildi.

    SİME-SEN’den konuyla ilgili yapılan açıklamada ise, “SİME-SEN, sivil memurların sandık başında görev alabilmelerini hukuka taşıyarak Türkiye’deki hak arama mücadelesini tamamlamıştır. Konuyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine Serdar Dursun ve Mustafa Yalçınkaya üzerinden dava dosyasını ulaştırmıştır. Türkiye’de bu davayı açmış ve yurt dışına taşımış tek sendika olan SİME-SEN, yurt içinde de bürokratik kanalların tamamına bildirimlerini yapmış ve yapmaya devam etmektedir. Cumhuriyet tarihinden itibaren demokrasinin gereği olan seçme ve seçilme hakkına ipotek konulmuş sivil memurlar diğer 657’ye tabii olan devlet memurları gibi ülkesine sandık başında da hizmet etmek istemektedirler. 2012 tarihli Anayasa Mahkemesi kararında da sivil memurların sivil kişi olduğu belirtilmesine rağmen 211 Sayılı İç Hizmet Kanununda ve 1632 Sayılı Kanunda yapılmayan düzenlemeler sonucunda sandık görevlisi olunması engellenmektedir. Sivilleşme ve demokratikleşme adımlarında aşılması gereken engellerden biriside budur. Yeni Türkiye adımlarında darbe mahsulü özgürlüklerin önüne geçen önemli konulardan birisidir. 30 bini aşkın sivil memurun demokrasinin dışında tutulmaması gerektiğini, bu engellemenin kalkması öncelikli taleplerimiz arasındadır” denildi.

  • (Özel haber) Sivil memurlar, 15 Temmuz’da darbeci pilotlara yakıt vermemiş

    Sivil Memurlar Sendikası Genel Başkanı Serdar Dursun, Eskişehir’de katıldığı bilgilendirme toplantısında özel açıklamalarda bulundu. Başkan Dursun, “Darbe gecesi uçaklara yakıt vermeyenler, Sivil Memurlar Sendikası üyeleriydi. Yakıt sağlanmış olsaydı, onlarca uçak daha kalkacaktı” dedi.

    Sivil Memurlar Sendikası (SİME-SEN) üyeleri, Eskişehir’de düzenlenen bilgilendirme toplantısında bir araya geldi. Toplantıya, SİME-SEN Genel Başkanı Serdar Dursun, Genel Sekreter Levent Bardak, Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yalçınkaya’dan oluşan bir heyet katıldı. Toplantı öncesi açıklamalarda bulunan SİME-SEN Genel Başkanı Serdar Dursun, darbe girişimi gecesine yönelik çarpıcı açıklamalarda bulundu. Darbe girişiminin yaşandığı kara gecede, sivil memurlar olarak uçaklara yakıt desteğinin verilmediğini belirten Başkan Dursun, onlarca uçağın bu sayede havalanamadığını aktardı.

    Milli Savunma Bakanı Fikri Işık’ın kendilerini onure edecek bir açıklamada bulunduğunu kaydeden Başkan Serdar Dursun, darbe girişiminin ilk saatlerinden itibaren yaptıkları çalışmalardan bahsetti. Başkan Dursun, “Kalkışma bizim için çok üzücü, çok vahim bir olaydı. Hainlerin, yabancı güçlerin etkisiyle bu ülkeyi peşkeş çekme çabalarına karşı, o gece yönetim kurulu olarak telekonferans sistemiyle birbirimize bağlandık. ’Darbeye kesinlikle karşı gelinecek, demokrasinin yanında olunacak, seçilmişlerle birlikte hareket sergilenecek’ diye bir yönetim kurulu kararı aldık. O gece il başkanlarımız, şube başkanlarımız ve yetkili arkadaşlarımızın tamamına bir mesaj çektik. ’Darbeye destek verilmeyecek, hiçbir sivil memur tam yüklü, cephane yüklü ani müdahale mangalarına ve komutanlara hizmet etmeyecek’ şeklindeki beyanattan sonra, darbeden sonraki ihraç sürecinde hemen hemen hiçbir üyemiz bu konuyla ilgili zarar görmedi. Bunun vatan açısından kazanımı nedir? Biz Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki birçok birimde lojistik hizmet desteği sağlıyoruz. O gece Ankara’da 2 tane F-16 üstümüze uçtu. Bize, devletin uçağıyla terörü yaşattı. Orada bu yakıtı vermeyenler Sivil Memurlar Sendikası üyeleriydi. İşçiler ile birlikte el birliği yaptılar. Eğer orada o yakıt sağlanmış olsaydı, defaten onlarca daha uçak havaya kalkacak ve bu terörün boyutunu arttıracaktı. Sayın Milli Savunma Bakanımız Fikri Işık, bunun bilincinde. Bu bilgiler kendilerine ulaştırıldı. O da tüm sivil memurları onure edecek açıklamayı yaptı. Şimdi bu gelişmenin, vatanına karşı hassasiyetin veya vatanseverliğin karşılığı kesinlikle olmaz. Bir beklenti söz konusu değil. Fakat sivil memur arkadaşlarımızın aynı zamanda şöyle bir görüşü var, eğer devletimiz, demokrasiye olan inancımızı kanıksadıysa, benimsediyse bunu da diğer şekillerde yaptığı gibi ödüllendirmeli, özlük hakları düzenlemelerinde bize destek olmalı. Ordu içerisindeki sivil demokrasiye inanan insanların mutluluğunu perçinlemeli ve yükseltmeli” dedi.

    “Askeri mahkemeye şu ana kadar açmış olduğumuz 236 tane davamız var”

    Referandum sürecinde tüm üyelerin karar vermekte özgür olduklarını dile getiren Başkan Dursun, yeni anayasa ile birlikte Askeri Mahkemelerin kaldırılmasına da yorum yaptı. Şu anda Askeri Mahkemelerde 236 tane sonuçlanmayı bekleyen dava olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Dursun, “Sivil Memurlar Sendikası, Türk Silahlı Kuvvetlerindeki sivil memurların haklarını savunan ve onlarla ilgili gelişmeler, özlük hakları düzenlemeleri yapılması istenen bağımsız bir sendikadır. Askeri mahkemeye şu ana kadar açmış olduğumuz 236 tane davamız var. Bunlar dışarıda idari mahkemelerinde yer almış olsalardı sonuca bağlanmış, sonuca gelmiş ve anayasa mahkemesine çıkarak birçok hakkı, özlük hakkımız bizde kalmış olacaktı ve bunla ilgili süreçler bilerek ve isteyerek geciktirildi. Kalkışmadan sonra askeri mahkemeden alınan birçok yargı mensubunun da bunu geciktirme sebebi ve sivil memurun idaresiyle barışamama sebebi açık olarak, net olarak ortaya koymuş oldu. Şimdi askeri mahkemenin kalkmasıyla birlikte bizim davalarımızın tamamı sivil mahkemelerde ve yargıtayda, oradan da anayasa mahkemesine çıkmak suretiyle yönetmelikler, yönergeler ve askeri kanunların içerisindeki bir takım kısıtlamalar ve güncele uygun olmayan durumlar ortadan kalkacak. Dışarıda bakanlıklarda çalışan arkadaşlarımız kadar tazminatlarını alan, özlükleri ayarlanmış sivil memur kişiliği perçinlenmiş bir insan grubu ortaya çıkacak. Mesele bunların, hasretiyle veya isteğiyle bekleyen arkadaşlarımız artık beklentilerine cevap bulabilecek” şeklinde konuştu.