Etiket: Memur-sen’den

  • Memur-Sen’den Gelir Vergisi Düzenlemesinin Torba Tasarı’dan çıkarılmasına ilişkin açıklama

    Çalışanlar için vergi kesintisi oranının yüzde 27 yerine yüzde 30 olarak uygulanmasına ilişkin hüküm torba yasadan çıkarıldı. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Oranlar konusunda atılan doğru adım matrahlarla da devam ettirilmeli, matrahlar MTV’deki artış oranı kadar (yüzde 25) arttırılmalı” dedi.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın’ın eleştirdiği ve Memur-Sen’in, 81 il temsilcilikleri tarafından yapılan basın açıklamalarıyla tepki gösterdiği “Gelir Vergisi Düzenlemesi” torba tasarıdan çıkarıldı. Yapılan açıklamaya göre; “Gelir Vergisi Kanunu’nun üçüncü dilimindeki ücretler için yapılacak vergi kesintisi oranının yüzde 27 yerine yüzde 30 olarak uygulanmasına” ilişkin madde, verilen önergeyle, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen ‘torba tasarı’dan çıkarıldı. Üçüncü dilimdeki vergi kesintisi oranı, mevcut durumdaki gibi yüzde 27 olarak uygulanacak.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, bu gelişmenin Memur-Sen’in teklifle kazanım üretme maharetinin yanında tepkiyle kayıp engelleme maharetinde olduğunu tescillediğini belirtti.

    “Vergi kesintilerine verdiğimiz tepki adaletsizliğin giderilmesine kaynak olmalı”

    Yalçın, konuya ilişkin sosyal medya üzerinden yaptığı açıklamada, “Gelir Vergisi 3. dilimdeki artış hazırlıklarından vazgeçilmesini doğru buluyoruz. Bu sonucu demokratik sivil tepkinin yanlıştan vazgeçilmesi örneği olarak görüyoruz. Nihayet ‘yanlış hesap’ komisyondan döndü. Memur-Sen olarak gerçekleştirdiğimiz tepki eylemleri ‘gelir vergisi’ mağduriyetinin artmasına engel oldu, tüm teşkilatlarımıza teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı.

    Matrahlar, MTV’deki artış oranı kadar yüzde 25 arttırılmalı

    Oranlar konusunda atılan adımın matrahlarla da devam ettirilmesi gerektiğini ifade eden Yalçın, “Matrahlar, MTV’deki artış oranı kadar (yüzde 25) arttırılmalı. Gelir Vergisinde hedef daha az mağduriyet değil, vergi kaynaklı kayıplara son verecek adalet olmalı. Ayrıca, Toplu Sözleşme tekliflerimiz arasında yer alan ve hayata geçirilmesinin gerekliliğini gerekçeleriyle ortaya koyduğumuz kamu görevlilerinin gelir vergisine ilişkin yüzde 15’i aşan kısmının kamu işverenince karşılanması teklifimizin de bir an önce karşılık bulmasını bekliyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

  • Memur-Sen’den gelir vergisi oran artışına tepki

    Memur-Sen Adana İl Başkanı Mehmet Sezer, gelir vergisinde yapılan oran artışına tepki gösterdi. Sezer, gelir vergisinde oranların değil matrahların artırılması gerektiğini söyledi.

    Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Adana Şubesi gelir vergilerinde yapılan değişikliklerle ilgili bir basın toplantısı düzenledi.

    Başkan Mehmet Sezer, salt ücret sendikacılığı yapmadıklarını belirterek, özellikle emek kavramını en geniş anlamda değerlendirip, sosyal maliyetin üzerinde durduklarını ve çözüm odaklı sendikacılık anlayışlarını da bu ilkenin belirlendiğini söyledi.

    Sezer, gelir vergisine ilişkin tarifelerin, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 103. maddesinde yer aldığını ifade ederek, “Söz konusu maddede gelirin vergilendirilmesinde iki temel parametreye yer verilmiştir. Bunlardan ilki oran, ikincisi ise oranın uygulanacağı matrahtır. İçinde bulunduğumuz süreçte her iki parametre açısından ücretli çalışanlar aleyhine sonuçlar doğuracak gelişmeler söz konusudur. Teknik ayrıntıdan uzak durmaya özen göstermekle birlikte bir husus ifade etmeden gelir vergisinde matrah üzerinden oynanan oyunu anlatamayız, anlayamayız” dedi.

    Maliye Bakanlığı’nın gelir vergisine yönelik değişiklik çalışmalarında iki teknik bilgiyi de kamuoyuyla paylaşan Mehmet Sezer, “Bunlardan birincisi oranla ilgilidir ki yüzde 27 oranının uygulandığı üçüncü dilimde oran yüzde 11 arttırılmak istenmektedir. İkinci sorun geçmişten bugüne gittikçe derinleşen matrah sorunudur ve bu sorun oran artışına denk gelecek mağduriyetler üretmiştir ve eğer gereken müdahale yapılmazsa üretmeye de devam edecektir. Gelir vergisinde oranların uygulanmasına esas alınan matrahları artırırken cimri davranılmakta ve böylece kamu görevlilerinin gelir vergisi ödemelerinde cömert davranma dayatması yapılmaktadır. Matrahtaki bu oyunun üzerine de şimdi yüzde 27’lik oran yüzde 30 çıkarılmak suretiyle emek kesiminin vergi kaynaklı gelir kaybı artırılmak istenmektedir” diye konuştu.

    Başkan Sezer, gelir vergisi matrahlarının, her yıl “yeniden değerleme oranı” üzerinden artırıldığını hatırlatarak bu oranın temel parametresinin üretici fiyat endeksi olduğunu söyledi.

    Memur-Sen İl Başkanı Sezer, gelir vergisi matrahlarının belirlenmesine etki eden yeniden değerleme oranında, TÜFE değil ÜFE’nin esas alındığını kaydederek, “Gelirleri üretici fiyatlarına göre vergilendirilen fakat giderleri TÜFE’ye göre artan çalışan-ücretli kesim tablosu ortaya çıkmaktadır. Bu tablonun özeti ise gelir vergisine esas matrahlarda cari enflasyondan daha düşük artış ve buna dayalı olarak da daha yüksek vergi ödeme yükümlülüğünün oluşmasıdır. Enflasyona bağlı olarak harcamaları artan, matrah artışındaki cimriliğe bağlı olarak gelirleri azaltılan ücretle çalışan kesimin, vergi yükünü yansıtma imkanı bulunmamaktadır. Bu nedenle, vergi kaynaklı gelir kaybını gidermek ve gelir vergisi noktasında adaleti tesis etmek, sosyal maliyeti minimize etmek için son derece önemlidir. Yapılacak ilk değişiklik ve mağduriyeti gidermeye dönük hamle, gelir vergisi matrahlarının, ÜFE’ye göre değil TÜFE esas alınarak belirlenecek yeniden değerleme oranıyla artırılmasıdır. Özellikle, ücret kazancına dayalı olarak gelir vergisi mükellefi olan kişiler için uygulanması gereken endeks tüketici fiyat endeksi olmalıdır” ifadelerini kullandı.

    Başkan Sezer, kendi hesaplarını yaptıklarını ve Maliye Bakanlığı’nın matrah oyununu açık seçik ortaya koyduklarını iddia ederek, “2010 yılını baz alır ve o yıldan bugüne değin matrah artışları ÜFE’ye değil de TÜFE’ye dayalı olarak yapılsaydı 2010 yılında yüzde 15’lik oran için geçerli olan 8 bin 800 TL’lik matrah 13 bin TL değil 15 bin 62 TL olacaktı. Bunun doğal sonucu olarak da başta kamu görevlileri olmak üzere ücretli çalışanların yüzde 20’lik ikinci vergi dilimi üzerinden gelir vergisi ödeme yükümlülüğü yılın sonuna doğru gerçekleşecek ve yüzde 20 oranından gelir vergisi ödeyen kamu görevlisi sayısı daha az olacaktı. Somut rakamlarla ifade edersek; TÜFE’ye dayalı vergi matrahı artışı yapılmamasıyla ilk dilim için 2.62 TL tutarında düşük matrah belirlenmiş ve bunun sonucunda da ücretli çalışanlardan sadece ilk dilim açısından 103,10 TL fazla vergi tahsil edilmiştir” şeklinde konuştu.

    Toplantıya Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen yönetim kurulu üyeleri ile sendikaya bağlı kuruluşların temsilcileri ve basın mensupları katıldı.

  • Memur-Sen’den Arakan’daki zulmü durdurma çağrısı

    Memur-Sen Kayseri İl Temsilcisi Aydın Kalkan son 3 günde Arakan’ın çeşitli köylerinde en az 2-3 bin Müslüman’ın katledildiğine ve 100 binden fazla Müslüman’ın yerinden edildiğine dair vahim haberler geldiğini dile getirdi. Kalkan: ”Bugün Myanmar Arakan’da kelimenin tam anlamıyla soykırıma dönüşmüş korkunç bir zulüm ve insanlık trajedisi yaşanmaktadır. Ordu güçleri ve Budist Rahipler öncülüğünde şiddeti giderek artan ve yaygınlaşan saldırılar yapılıyor” dedi.

    Kalkan, Müslüman kardeşlerimize eğer bugün destek vermez isek ne zaman destek verileceğini bunun ağır bir yükümlülük olduğunu belirtirken konuşmasını şöyle sürdürdü:”Aile bütünlükleri parçalanarak evlerinden sökülüp atılan, sınırlar ötesine sürgün edilen, zenginliklerine el konulan kardeşlerimize acımasızca öldürüldükleri bugün değilse ne zaman yardım edeceğiz? İslâm kardeşliğinin hayatı saran, kucaklayan yakınlığı, içtenliği ne zaman yaşanacak? Türkiye Dönem Başkanlığını yaptığı İslam Ülkeleri İşbirliği Teşkilatı’nı hemen aktif olarak devreye sokmalıdır. İslâm ülkeleri kendilerini teslim alan ataletten bir an önce kurtulmalı, tarihi, siyasi, ekonomik sorumluluklarını acilen yerine getirmelidir. Sivil toplum örgütleri kardeşlerimizin sorun ve ihtiyaçlarıyla daha yakın, daha yoğun ilgilenmeli, gittikleri her yerde bu zulümlere karşı farkındalık oluşturacak etkinlikler yapmalı, demokratik eylemler yapmalıdır. Bu konu yoğun, etkin bir diplomasi yürütülerek başta BM olmak üzere, uzak yakın tüm ülkelerin gündemine sokulmalıdır. Gerekli önlemler, çareler, çözümler, yaptırımlar hayata geçirilmelidir. “ ifadelerini kullandı.

    ‘Gittiğimiz her yerde, bulunduğumuz her platformda mazlum ve Müslümanların meselelerini gündeme taşıyacağız’

    “Sadece Arakan’da değil, bütün ümmetin bütün coğrafyasında Müslümanlar küresel emperyalizmin saldırısı altında perişan durumdadır. İnancımız, kültürümüz, kültür değerlerimiz, medeniyet eserlerimiz, kurumlarımız, benliğimiz, özetle bütün bir varlığımız işgal ve yok edilmek istenmektedir. Biz adaleti, insan hak ve özgürlüklerini savunmayı temel ilke edinmiş Memur-Sen olarak haksızlığa, hukuksuzluğa, zulme, sömürüye asla rıza göstermedik, göstermeyeceğiz. Gittiğimiz her yerde, bulunduğumuz her platformda mazlum ve Müslümanların meselelerini gündeme taşıyacak, insanlık vicdanını uyandıracağız. Ayrıca buradan, başta siyasi otoriteler olmak üzere Türkiye’de etkili ve yetkili herkesi, sınırları ve sınıfları aşan aidiyet ve kardeşlik duygularımızı hatırlayarak bu zulmü durdurmak, kalıcı barışı sağlamak için ellerinden gelen tüm gayreti göstermeye çağırıyoruz” şeklinde konuştu.

    Basın açıklamasının ardından Arakan’da ki Müslümanlar için yapılan dua ile basın açıklaması son buldu.

  • Memur-Sen’den hükümetin yeni zam teklifine ilişkin açıklama

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Mevcut durum itibariyle, müzakereye hazır, imzaya uzağız. Adım atılır ve birkaç puan masaya sunulursa; müzakere süreci biter ve karşılıklı olarak süreç imzayla mutabakata bağlanır. Atılan imzalarla, huzurlu ve mutlu insanlar kitlesine doğrudan 5 milyon 100 bin dolaylı olarak 20 milyon insan katılmış olur” dedi.

    Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, toplu sözleşme sürecine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Hükümet tarafından sunulan teklifin kamu görevlilerini memnun etmekten uzak olduğunu anlatan Yalçın, “Masaya gelmesi gereken 4-5 puan söz konusu. Bu noktada masanın hazırlanması kaleme mürekkep konulması için yeterli bir süre var ve bu birkaç puanla birlikte birleştirilerek yeniden bir araya gelinebilir. Puan yerine ek ödeme ya da taban aylık noktasında artış öngören tutar ya da toplu sözleşme ikramiyesine iyileştirme gibi kalemler devreye alınabilir çünkü tekliflerimizi alternatifli sunmuştuk. Bu yüzden kamu işveren heyetinin müzakere sürecinin son günü itibariyle deklare ettiği teklif müzakereye uygun ama imza atmaya uygun değil. Bu teklif kamu görevlilerinin beklentilerine dönük bir bakışın yapıldığını fakat beklentilerinin tam olarak görülmediğini de bir anlamda gösteriyor” diye konuştu.

    “Mevcut durum itibariyle, müzakereye hazır, imzaya uzağız”

    Amaçlarının uzlaşmak olduğuna dikkati çeken Yalçın, “Bütün bunlar için masaya yeni oranların gelmesi gerekiyor. Çok yüksek oranlardan bahsetmiyoruz. Türkiye’nin gücünün birikiminin potansiyelinin bizim ifade ettiğimiz rakamları karşılayabilecek düzeyde olduğu bunun daha üstünü de karşılayabilecek kapasiteyi barındırdığı ülke olarak ortadadır. Kamu işveren heyetinin bugün sunduğu teklife karşı bizim durduğumuz nokta bu anlamda anlaşıldı diye düşünüyorum. Yeni adımı beklerken bir şeyi ifade etmek istiyorum. Önümüz bayram kamu görevlileri çifte bayram yapsınlar ve 5 milyon 100 bin insan doğrudan masanın muhatabı olan dolaylı olarak 20 milyon genelde bütün ülkeyi ilgilendiren bu süreç çifte bayramla sonuçlanabilir. Biz, inanıyoruz ki; Türkiye’nin geleceğine yön veren yakın tarihin mimarları, kamu görevlilerinin önümüzdeki iki senedeki maaşlarını adalet ve hakkaniyetle uyumlu bir değişime evirecektir ve masaya ilave puanlar getirecektir. Mevcut durum itibariyle, müzakereye hazır, imzaya uzağız. Adım atılır ve birkaç puan masaya sunulursa; müzakere süreci biter ve karşılıklı olarak süreç imzayla mutabakata bağlanır. Atılan imzalarla, huzurlu ve mutlu insanlar kitlesine doğrudan 5 milyon 100 bin dolaylı olarak 20 milyon insan katılmış olur” ifadelerini kullandı.

    “Gelen rakamın 4-5 puan üzeri bir rakam masada düzgün bir sonuç çıkarır, mutluluk üretir”

    Basın mensuplarının sorularını cevaplayan Yalçın, “Sizin altına imza atacağınız rakam nedir?” sorusuna, “Gelen rakamın 4-5 puan üzeri bir rakam masada düzgün bir sonuç çıkarır, mutluluk üretir, çifte bayrama vesile olur. Onun için de 4-5 puanı çeşitli kalemlerden verebilirler. Yüzdelik zam olarak sunabilirler. Taban aylıktan, ek ödemeden, toplu sözleşme ikramiyesinden, hangisinden verirlerse bu neticede aynı noktaya gelecek” değerlendirmesinde bulundu.

    Uzlaşılmazsa eğer sürecin ne zaman sonuçlanacağı sorusuna Yalçın, şunları kaydetti:

    “Masada uzlaşma irademizi ifade ettik. Biz ülkede üzüm yeme derdinde olan bir kitleyiz. Bağcı dövme derdi bu kitlenin hiçbir zaman olmadı. kamu işveren heyeti bizi kamu hakem heyetine zorlarsa bu konuda da geri adım atmayacağımızı ve bizi yönlendirdikleri noktada kamu hakem heyetine gidebileceğimizi ifade ediyoruz. Onun için bu süreç bu gece 00.00 itibariyle mutlu sonla bitebilir. Kamu hakem heyetine giderse 3 günlük süre var. 3 gün sonra da başlayacak olan süreyle bayram öncesi bu nokta kamu hakem heyetinde neticelendirilmiş olacaktır. Ben hakem heyetine gitmeyi Memur-Sen olarak asla tasvip etmediğimizi, buna mecbur bırakılırsak bu konuda imtina etmeyeceğimizi ifade ediyorum.”

  • Memur-Sen’den toplu sözleşme masasında “Helal Gıda Sertifikalı” dondurma ikramı

    Memur-Sen, hizmet kolları tekliflerinin müzakere edildiği toplantıda, helal gıda sertifikalı dondurma ikramında bulundu. Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın konuya ilişkin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu’nun da bulunduğu oturumda, Memur-Sen’in teklifleri arasından bulunan “Helal gıda sertifikalı” ürünler kullanılması şartının gerekliliğine değindi.

    4. Dönem Toplu Sözleşme teklifleri arasında, memurlara verilen öğle yemeklerinde ‘Helal gıda sertifikası’ şartı uygulanmasına yer veren Memur-Sen, hizmet kolları tekliflerinin müzakere edildiği toplantıda, helal gıda sertifikalı dondurma ikramında bulundu. İkram masada şaşkınlığa sebep olurken, Yalçın, konuya ilişkin açıklamada bulunarak, “Helal gıda sertifikalı” ürünler kullanılması şartının gerekliliğine değindi.

    4. Dönem Toplu Sözleşme süreci kapsamında görüşmeler, hizmet kolları komisyon çalışmalarının ardından, Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı, Diyanet-Sen, Bem-Bir-Sen, Enerji Bir-Sen, Birlik Haber-Sen, Ulaştırma Memur-Sen ve Kültür Memur-Sen tekliflerinin müzakeresiyle devam etti. Böylelikle geçtiğimiz hafta boyunca süren hizmet kolları komisyon toplantıları neticesinde oluşturulan raporların ardından müzakere sürecine geçilmiş oldu.

    Kamu İşveren Heyeti adına Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu’nun başkanlık ettiği oturumda, Kamu Görevlileri Sendikalarına ise Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın başkanlık etti. Oturumda, 11 hizmet kolunun tümünde yetkili olan Memur-Sen Konfederasyonu’na bağlı sendikaların genel başkanları ve Maliye Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığı bürokratları da hazır bulundu.

    “Helal gıda uygulaması, aynı zamanda hijyen ve kaliteye işaret ediyor”

    Dondurma ikramı esnasında konuşan Yalçın, toplu sözleşme masasında, kamu kurum ve kuruluşlarında sunulan yemek hizmetlerinde kullanılan malzemelerde “Helal Gıda Sertifikalı” ürünler kullanılması zorunluluğuna ilişkin bir şartın uygulamaya geçirilmesini istediklerini belirtti. Yalçın, “Konfederasyon olarak böyle bir teklifi yapmayı hem görev hem de onur sayıyoruz. Biz, helal gıda konusundaki hassasiyetin kamu yönetimi, kurum ve kuruluşları tarafından dikkate alınması ve hayata geçirilmesi için kamu personel sistemi üzerinden bir başlangıç yapmak istiyoruz. Kamu görevlilerimizin, helal gıda noktasında tahminen değil tescilen bir teminata sahip olmasını istiyoruz. Bu amaçla, 4. Dönem Toplu Sözleşme masasına; ‘helal gıda sertifikalı ürünler kullanan kamu yemekhaneleri’ ve ‘helal gıda noktasında tescillenmiş ürünlerle yapılmış yemeklerle yemek servisinden faydalanan kamu görevlileri’ sonuçlarını üreten bir teklifi taşıyoruz” dedi.