Etiket: Memur-sen’den

  • Genç Memur-sen’den Bayırbucak Türkmenlerine Yapılan Saldırıya Tepki

    Genç Memur-Sen Sivas Şube Başkanlığı, Bayırbucak Türkmenlerine yönelik yapılan saldırılara tepki gösterdi.

    Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan yaklaşık 100 kişilik Genç Memur-Sen ve AK Parti’li grup, Rusya ve Esed güçlerinin Bayırbucak Türkmenlerine yönelik gerçekleştirdiği saldırılara tepki gösterdi. Grup adına konuşan Genç Memur-Sen Sivas Şube Başkan Vekili Kamil Koç, ”Vahşet saltanatını sürdürmek için ülkesini cehenneme çeviren, kendi halkına zulmeden Esed, sözde DAEŞ’le mücadele için bölgeye gelen emperyalist Rusya’nın bölgeyi kendi inancı doğrultusunda tahkim etmek isteyen İran’ın desteğini alıyor, hep birlikte Bayırbucak Türkmenlerinin yaşadığı köylere fosfor ve misket bombaları yağdırıyorlar. Üstelik kadın, çocuk, yaşlı demeden sivilleri öldürüyorlar” dedi.

    “SALDIRILARI VE KATLİAMLARI KINIYORUZ”

    Bayırbucak Türkmenlerine yönelik saldırıları kınadıklarını söyleyen Koç, ”Mazlumun dinini, ırkını, mezhebini hiçbir zaman sormadık. Kimden gelirse gelsin zulmün karşısında kim olursa olsun mazlumun yanında olduk. Bu anlayışla Bayırbucak Türkmenleri başta olmak üzere Suriye’de hayatını kaybeden Türkmen, Arap, ve Kürt kardeşlerimize masum ve mazlum insanlarımıza Allah’tan rahmet ve yaralılara şifa diliyoruz” diye konuştu.

    Dua edilmesinin ardından grup dağıldı.

  • Memur-sen’den ’Bayırbucak’ Açıklaması

    Memur-Sen Ankara İl Başkanı Mustafa Kır, “Bayırbucak Türkleri kınama değil kurtarılma bekliyor” dedi.

    Memur-Sen Ankara İl Başkanı Kır, yaptığı yazılı açıklamada, Selçuklunun ve Osmanlının ümmete emaneti olan Bayırbucak Türkmenleri’nin Rusya’nın havadan ve denizden İran, Irak, Afgan ve Lübnan milis güçlerinin desteğiyle Esed’e bağlı Suriye ordusunun karadan yürüttüğü acımasız saldırılarla tarihten silinme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu belirtti.

    Selçuklular ve Osmanlılar döneminde Müslümanların hac yollarında güven ve emniyeti sağlamak amacıyla Hama, Humus, Rakka, Şam ve Lazkiye’ye yerleştirilen Suriye Türkleri’nin tarih boyunca başta hac yolcularının güvenliğini sağlamak ve Haçlı orduları ile savaşmak gibi pek çok önemli görevleri ifa ettiklerini belirten Kır, “Tarih boyunca Arap sosyalizmi tarafından asimilasyona tabi tutulan Türkmenler, dillerini ve kültürlerini kaybetmemek için büyük zorluklar içinde yaşam mücadelesi vermişlerdir. Hatay, Gaziantep, Kilis, Adana, Kayseri’de akrabaları bulunan ve bölgedeki sayısı 100 binleri bulan Bayırbucak Türkmenleri 15 günden beri havadan ve denizden Rus, İran, Irak, Afgan ve Lübnan destekli Esed ordusunun karadan başlattığı saldırılar sebebiyle kendilerine yardım ulaşmadığı takdirde topyekun bir soykırımla karşı karşıyadırlar” ifadelerini kullandı.

    “İKİSİ DE IŞİD KARŞITI, İKİSİ DE PYD YANLISI”

    Kır, Hatay’ın hemen güneyinde ve Yayladağı ilçesinin karşısında yer alan Lazkiye sınırları içinde bulunan Bayırbucak Türkmenleri’nin Lazkiye’ye 20 kilometre uzaklıktaki Gımam tepesinin ve 27 Türkmen köyünün bulunduğu Türkmen Dağı’nın Esed güçlerinin eline geçmesiyle birlikte yapılan saldırılar neticesinde çok sayıda soydaşın öldürüldüğü veya yaralandığı, 18 Türkmen köyünün boşaltıldığı, 20 binden fazla Türkmen’in ise Lazkiye’nin Yamada Köyü’nde bulunan çadır kente sığınmak üzere yollara düştüğünü belirtti.

    Sadece DAEŞ’e karşı operasyon amacıyla Suriye’ye Hava Kuvvetlerini gönderen Rusya’nın içlerinde herhangi bir IŞİD militanını barındırmadıkları halde saldırılarında Bayırbucak Türkmenlerini ve sadece Esed muhaliflerini hedef almalarının son derece manidar olduğunu vurgulayan Kır, “Diğer taraftan yeryüzünün iki jandarması orak bilinen ABD’nin Esed karşıtı ve Rusya’nın Esed yanlısı olduğu bilindiği halde ikisinin de IŞİD karşıtlığında, ikisinin de PYD yandaşlığında birleşmeleri de son derece düşündürücüdür. Bugün ABD’nin ve Rusya’nın Suriye’de bulunmaları Esed’in daha da güçlenmesini ve kalıcı hale gelmesinden başka bir işe yaramamaktadır” dedi.

    “ABD VE RUSYA SİYONİZMİN UŞAĞI”

    ABD ve Rusya’nın birbirlerine karşı düşmanlıklarının değişken olduğuna dikkat çeken Kır, “Merhum Erbakan Hocamızın ifadesiyle her ikisi de Siyonizm’in uşağıdır. ABD ve Rusya tıpkı bir timsah gibidir. Timsahın üst çenesi Amerika alt çenesi ise Rusya’dır. Kuyruğu İsrail, gövdesi bir takım Müslüman ülkelerinin işbirlikçi yöneticileridir. Her ikisinin ortak düşmanları Müslümanlar, dostları ise çıkarlarıdır. Her ne kadar dünya kamuoyu önünde işgaller ve savaşlar konusunda ’it dalaşı’ yapar gibi görünseler de birbirlerini asla ısırmazlar” ifadelerini kullandı.

    “İDEOLOJİLER DÜŞMANSIZ YAŞAYAMAZ, YENİ DÜŞMAN İSLAM”

    Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’ın söylediği, “Sovyetler birliği dağıldı ve düşman olmaktan çıktı. Oysa ’Düşmanı olmayan ideoloji yaşayamaz. Bizim yaşayabilmemiz için onun yerine mutlaka yeni bir düşman koymamız lazımdır. Bu yeni düşman da İslam’dır” sözü hatırlatan Kır, şunları kaydetti:

    “Sözü bile biz Müslümanları uyandırmadı. Aksine İslam düşmanlarının işlerini daha da kolaylaştırma adına hep birbirlerinin boynunu vurmak için acımasızca mücadele ettik. Ne körfez savaşı ne ABD’nin Irak işgali ne Libya’nın hali ne Mısır’ın pür melali ne de Suriye’de beş yüz bine yakın insanın hunharca katledilmesi ve 5 milyondan fazla Suriyelinin muhacir konumuna düşürülmesi akıllarımız başımıza getirmedi. Kurtuluşu inanç değerlerimizde arama yerine, cellatlarımızın insafında arama gayreti içine girdik.”

    “BAYIRBUCAK TÜRKMENLERİ KINAMA DEĞİL, KURTARILMA BEKLİYOR”

    İslam coğrafyasında olup bitenleri kınamanın çözüm getirmediğini vurgulayan Kır, şöyle devam etti:

    “Sivil toplum kuruluşları olarak Irak’ın işgalini, Kaddafi’nin devrilmesini Libya’nın yıkılmasını birlikte kınamadık mı? Mısır’ın seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin darbeyle görevden uzaklaştırılmasına, Bangladeş’te Cemat-i İslami liderlerinin bir bir idam edilmesine birlikte karşı çıkmadık mı? Esed’in kendi halkına karşı işlediği katliamları birlikte lanetlemedik mi? Sonuç biz kınamaya zalimler zulmünü işlemeye devam ettiler. Artık sözün bittiği, bıçağın kemiğe dayandığı noktadayız. Kınamak halkın ve kanaat önderlerinin işi, zulmü önlemek ve ölümlere engel olmak ise devletlerin görevi ve sorumluluğudur. Geldiğimiz noktada devletimizden kınama değil soydaşlarımızın can ve mal güvenliğinin sağlanmasını bekliyoruz.

    Şu hadisi şerifi hatırlayalım. Peygamberimiz: ’Bir kötülük gördüğünüzde onu elinizle, elinizle gücünüz yetmiyorsa dilinizle gideriniz. Ona da gücünüz yetmez ise kalbinizle buğuz ediniz.’ Elle düzeltmenin devletin, dille düzeltmenin alimlerin, kalben buğuz etmenin de bunun dışında kalanların işi olduğu ifade ediliyor. Ne yazık ki ne İslam ülkelerinden ne de insanlık aleminin nizamını sağlamakla mükellef olan Birleşmiş Milletlerden (BM) savaşların önlenmesi, göçlerin durdurulması adına elle kötülükleri önlemek için ciddi bir adımın atıldığını görmek mümkün olmuyor.”

    “ÜLKELERİ İŞGAL EDEN KATİL DEVLETLERLE BOMBACI TERÖRİSTLER AYNI”

    Ankara’nın göbeğinde, Fransa, Mali, Suruç, Gaziantep ve Reyhanlı’da teröristlerin tarafından masum insanları hunharca katleden teröristlerle şu an Bayırbucak Türklerinin tepesine denizden, havadan ve karadan bomba yağdıran katillerin birbirinden farkı olmadığını belirten Kır, “Çıkarlarını Müslümanların ölümünde, İslam coğrafyasının parçalanmasında gören ülkelerin terörü önlemesi mümkün müdür? IŞİD, PKK, PYD gibi terör örgütleri İsrail’in Ortadoğu’daki varlığını sürdürebilmesi için ortaya çıkarılan başta ABD olmak üzere terörist devletlerinin beslemeleridir. Şunu iyi bilelim ki kurtuluş İslam’da ve İslam kardeşliğindedir. Ya kardeş oluruz kurtuluşa ereriz. Ya da cellatlarımızın insafına sığınarak zillet içinde ölümümüzü bekleriz. Şimdi hükümete düşen görev tıpkı Süleyman Şah Türbesi’ni alıp getirdiği gibi ya kardeşlerimizi savaşın ortasından çekip almalı ya da ne pahasına olursa olsun onların yok olmaması için gereğini yerine getirmelidir. Allah bütün İslam camiasına önce hidayet ve dirayet versin” açıklamalarında bulundu.

  • Memur-sen’den AK Parti’ye Ziyaret

    Memur-Sen’e bağlı sendikalarının Çorum Şube başkan ve yöneticileri, AK Parti’ye tebrik ziyaretinde bulundular.

    1 Kasım 2015 Pazar günü yapılan 26. Dönem Milletvekilliği Genel Seçimlerinden zaferle çıkan ve 5 aylık bir sürenin ardından yeniden tek başına iktidar olan AK Parti’nin teşkilatlarına yönelik kutlama ziyaretleri devam ediyor.

    Memur-Sen’e bağlı sendikalarının başkan ve yöneticileri AK Parti’yi ziyaret etti. Ziyarete Memur Sen Başkanı Ahmet Saatçi ve Yönetim Kurulu Üyeleri Sağlık Sen, Eğitim Bir-Sen, Diyanet-Sen, Toç Bir-Sen, Bem Bir-Sen, Burs Bir-Sen, Birlik Haber Sen, Bayındır Memur-Sen, Enerji-Sen, Kültür Memur-Sen, Emekli Memur-Sen, Genç Memur-Sen şube başkanları katıldı.

    İl Başkanı Av. Rumi Bekiroğlu ile görüşen sendika yöneticileri, 1 Kasım 2015 Pazar günü yapılan seçimlerden dolayı kutladılar ve AK Parti’nin yeniden tek başına iktidar olmasından duydukları memnuniyeti ifade ettiler.

    AK Parti Çorum İl Başkanı Av. Rumi Bekiroğlu da Memur-Sen Şube başkanlarına yapılan seçimlerde yanlarında olmalarından ve verdikleri destekten dolayı teşekkür etti. Bekiroğlu, elde edilen seçim zaferinde topluma önderlikler eden sivil toplum kuruluşlarının da açık desteklerini deklare etmesinin de katkısının büyük olduğunu vurguladı.

    İl başkanı Bekiroğlu, özellikle de Memur-Sen’in ülkede 13 yıldır süre gelen istikrarlı ve güvenli ortamın bozulmaması ve istikrarın sürmesi için verdiği desteği unutmalarının mümkün olmadığını vurgularken, tüm sendika başkanlarına ve yöneticilerine bir kez daha teşekkür etti.

    ASILLAR GÖREVİNİ YAPTI SIRA VEKİLLERDE

    Memur-Sen İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Çorum Şube Başkanı Ahmet Saatçi, 1 Kasım seçimlerinde asılların görevini yaparak AK Parti’yi tek başına iktidara taşıdığını belirterek, artık sıranın vekillerde olduğunu söyledi.

    AK Parti İl Başkanlığı’na gerçekleştirdikleri ziyarette bir konuşma yapan Saatçi, “Memur-Sen Çorum İl temsilciliği ve hizmet kollarımızla birlikte 1 Kasım seçimlerinin başta ülkemiz olmak üzere Çorum’umuza, siz değerli vekillere ve teşkilat yöneticilerine hayırlı olmasını diliyoruz. Çıkan sonuç bizim açımızdan sevindirici. Şimdi Cuma Namazı için izin süresinin arttırılması, sözleşmeli ve 4/C’lilerin kadroya geçişi, ek gösterge adaletsizliklerinin düzeltilmesi, silahlı kuvvetler ve emniyet bünyesindeki sivil memurların mağduriyetlerinin giderilmesi başta olmak üzere 3. Dönem Toplu Sözleşmenin içeriğinde yer alan çalışma konularındaki uzlaşmayı kazananıma dönüştürme vaktidir. Vakit demokratik hukuk devleti noktasında sırtımızda kambur olan kamu görevlilerine yönelik grev ve siyaset yasaklarını sona erdirme vaktidir. Hepsinin takipçisiyiz” dedi.

    MİLLET ESKİ TÜRKİYE’YE DÖNÜŞE HAYIR DEDİ

    Eski Türkiye arayışlarına sandıktan çıkan sonuç ile hayır denildiğini kaydeden Memur Sen Başkanı Ahmet Saatçi, “Şimdi geçmişle yüzleşilmeli, vesayet ile tamamıyla hesaplaşılmalıdır. Hiç vakit kaybeden sivil, özgürlükçü Yeni Anayasa yapılarak, darbelerin tüm tortuları silinmelidir. Seçim sürecine girerken algı operasyonları çok güçlüydü. Ama millet cevabını verdi. Türkiye, kendi sınırlarının dışarısında beyaz taşların ötesindeki olaylara da müdahil olabilen, mazluma-mağdura kol kanat geren, dünya 5’ten büyüktür diyerek küresel aktörlere, egemen güçlere tavır alabilen bir tavır ortaya koyuyor. Emperyalizm ise Türkiye’nin dışa açılmasını istemiyor. Bunun içinde vesayet ve terör araç olarak kullanılıyor. Seçimden önce terör olayları tırmandırılarak, Türkiye’ye diz çöktürülmek istenmiştir. Bölge halkı yatırımı, huzuru, geç saatlere kadar şehir içinde dolaşabilmeyi ve seyahat edebilmeyi istiyor. Eski Türkiye’nin geride kalması, yeni Türkiye’ye ilişkin umut verici gelişmelerin yaşanması bölge halkında memnuniyetle karşılandı. Ama terörün yeniden sahaya sürülmesi ister istemez bölgede tedirginliği beraberinde getirdi. Şimdi o barış ortamını yeniden tesis etme vaktidir. Seçimi “Ülke kazandı, mazlumlar kazandı, mağdurlar kazandı, Anadolu çocukları, Anadolu sermayesi kazandı, kardeşlik kazandı ve burada emekçi kesim kazandı. Eğer seçim sonuçları ilk açıklandığında ilk tebrik Filistin’den, Gazze’den, Nahta’dan, Bosna’dan Suriye’den, Mısır halkından, Özgür Suriye’den geliyorsa, mazlum coğrafyalar kutlamalar yapıyorsa demek ki doğru yoldayız demektir. Allah yolunuzu açık etsin, yardımcınız olsun.” şeklinde konuştu.