Etiket: memur-sen

  • Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “Önümüzdeki süreçte eğitim birinci önceliğimiz”

    Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Yalçın: “Önümüzdeki süreçte eğitim birinci önceliğimiz”

    Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Odaklanmamız gereken tek nokta çocukların alması gereken eğitimi vermemizdir. Çocukların nitelikli eğitim alma konusunda hepimiz üstümüze düşen görevi yerine getirmeliyiz” dedi.

    Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Covid-19 salgınının eğitim üzerinde oluşturduğu tahribatı en aza indirmek için gerçekleştirilen saha çalışması sonucunda hazırlanan “Pandemi Sürecinde Okulları Güvenle Açmak: Öğretmen ve Veli Araştırması” raporunu Eğitim-Bir-Sen Genel Merkezi’nde düzenlenen basın toplantısıyla açıkladı. Çin’in Vuhan kentinde ortaya çıktığı tarihten bu yana virüsün hala etkisini sürdürdüğünü belirten Yalçın, Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı açıklama doğrultusunda 21 Eylül tarihinde aşamalı ve seyreltilmiş olarak okulların açılacağını hatırlattı. Yalçın, “Geride bıraktığımız dönemde uzaktan eğitim sürecini test ettik. Uzaktan eğitim sürecini analiz etme konusunda yeterli çalışma yapılmamıştı. Türkiye’de örgütlü en büyük eğitim sendikası olarak bu konuya ilişkin bir çalışma yapmak, veriler, analizler ışığında yeni dönem politikalarına katkı sunma amacıyla bir gayretimiz oldu” diye konuştu.

    Yalçın, söz konusu raporda yer alan sayısal verileri de aktararak, çeşitli önerilerde bulundu. Türkiye’nin ileriki dönemde en önemli iki konusunun sağlık ve eğitim olduğunu söyleyen Yalçın, Türkiye genelinde toplam 9 bin 64 öğretmen ve 20 bin 52 velinin katıldığı istatiksel verileri şöyle açıkladı:

    “Araştırmada uzaktan eğitim sürecinde öğretmenlerin yüzde 75,7’si, öğrencileriyle belirli aralıklarla canlı ders yaptığını görüyoruz. Bu bağlamda öğretmenlerin öğrencileriyle canlı ders yapma oranlarının artması, öğrencilerin okula ilişkin aidiyetlerinin güçlenmesi açısından son derece önemli. Çocuğu ortaokulda olan veliler yüzde 77,8 ile, ortaöğretimde olan veliler yüzde 73,5, çocuğu ilkokulda olan veliler yüzde 63,3 ile bu anlamda sürece ilişkin değerlendirmelerini ortaya koyarken, çocuğuyla öğretmenlerinin belirli aralıklarla canlı ders yaptığını kayıt düşmüşlerdir. Bölgelere göre bakıldığında Batı Marmara’daki velilerin yüzde 81’i, Doğu Karadeniz’deki velilerin yüzde 78,3’ü, Batı Karadeniz’deki velilerin yüzde 74,3’ü ve Ege’deki velilerin yüzde 73,3’ü çocuğuyla öğretmenlerinin belirli aralıklarla canlı ders yaptığını ifade ederken, Orta Anadolu’daki velilerin yüzde 62,3’ü, Akdeniz’deki velilerin yüzde 65,3’ü ve İstanbul’daki velilerin yüzde 67,1’i çocuğuyla öğretmenlerinin belirli aralıklarla canlı ders yaptığını ifade etmişlerdir.”

    Öğretmenler ve velilerden alınan yanıtlar ışığında yüz yüze eğitim hakkında verileri açıklayan Yalçın, “Yüz yüze dersler konusu güvenli mi, kaygı var mı konusunu araştırdık ve araştırmaya katılan velilerin yüzde 14,5’i, öğretmenlerin yüzde 14,8’i bu sonbahar döneminde yüz yüze dersler için öğrencileri okula göndermeyi güvenli bulurken, velilerin yüzde 70,9’u ve öğretmenlerin yüzde 78,8’i okulların açılması konusunda kaygılarını ifade etmiştir. Fakat aynı araştırma bu süreçte velilerin yüzde 70,6’sı okullar açılmadığında ve uzaktan eğitim yapıldığında öğrencilerin eğitimlerinden geri kalacağını ifade etmiştir. Yüzde 13,8’i ise öğrencilerin eğitimlerinden geri kalacakları ifadesine katılmadıklarını belirtmiştir. Öğretmenlerin yüzde 63,8’i okullar açılmadığında ve uzaktan eğitim yapıldığında öğrencilerin eğitimlerinden geri kalacağını belirtirken, yüzde 18,9’u ise bu düşünceye katılmamıştır. Burada görünen bir gerçek var, okulların açılması konusu son derece önemli. Velilerde, öğretmenlerde okulların açılması konusunda bir beklenti söz konusu. Kaygılar boyutuyla da kaygılarının ortadan kaldırılması konusunda yetkililere sorumluluk yüklüyorlar” şeklinde konuştu.

    Canlı derslere katılmayan öğrencilere ek canlı ders konusunda da yapılan çalışmanın öneminden bahseden Yalçın, konunun cinsiyet, yaş, mesleki deneyim yönlerinden ele alındığını aktardı. Yalçın, “Canlı ders yapan erkek öğretmen oranı yüzde 78,2 olarak gözüküyor, kadın öğretmen oranının da yüzde 73,2 olduğunu görüyoruz. Belirli aralıklarla canlı ders yapma oranı 21 yıl ve üzeri deneyime sahip öğretmenlerde yüzde 73 iken, 16-21 yıl mesleki deneyime sahip olan öğretmenlerde yüzde 78,5’tir. İlkokullarda öğretmenlerin yüzde 65,9’u belirli aralıklarla canlı ders yaptığını ifade ederken, ortaokul öğretmenlerinde bu oran yüzde 82,3, ortaöğretim öğretmenlerinde ise yüzde 81,6’dır. Derse katılmayana ek canlı ders oranını ölçtüğümüzde 6-10 yıl arası mesleki deneyime sahip öğretmenlerin yüzde 92,3’ü canlı derslerine katılmayan öğrencilere yönelik olarak ek canlı ders yaptığını, ödev verdiğini, ders ile ilgili doküman gönderdiğini veya diğer yöntemleri kullandığını belirtmiştir. Kademelere göre bakıldığında ilkokul öğretmenlerinin yüzde 95,7’si, ortaokul öğretmenlerinin yüzde 90,4’ü ve ortaöğretim öğretmenlerinin yüzde 88,3’ü canlı derslerine katılmayan öğrencilere yönelik olarak ek canlı ders yaptığını, ödev verdiğini, ders ile ilgili doküman gönderdiğini veya diğer yöntemleri kullandığını ifade ediliyor” diye konuştu.

    Öğretmenler ve veliler konusunda etkin bir bağ kurulması gerektiğine inandığını belirten Yalçın, tarafların virüsün bulaşma konusunda kaygıları olduğunu vurguladı. Yalçın, “Burada yapılması gereken kaygı nedeniyle okulları kapalı tutmak değil, virüsün yayılımını engelleyici önlemleri katı bir şekilde almak ve okulları güçlü kılmak. Bunun için öncelikli olarak okulların ihtiyaç duyduğu hijyen malzemeleri ve ek temizlik personeli hiç geciktirilmeden sağlanmalıdır. Alınan tüm önlemler konusunda veliler ve öğretmenler ayrıntılı olarak bilgilendirilmeli, velilerin ve öğretmenlerin kaygıları giderilmelidir” diye konuştu.

    Yüz yüze eğitimin mutlaka yapılması gerektiğine dikkat çeken Yalçın, dünyada da yüz yüze eğitimin birinci öncelik olduğunu belirtti. Yalçın, “Artık bu konu halk sağlığı konusudur. Hiçbir bahane ve hiçbir gerekçe yüz yüze eğitimi engellememeli. Devlet üstüne düşeni bütün yükümlülüğüyle yerine getirmeli. Dün Milli Eğitim Bakanı önümüzdeki haftaya ve gelecekteki süreçle ilgili yayınlarla bazı önemli hususları paylaştı. Sınavların mutlaka ölçme ve değerlendirmenin sağlanacağı ortamlarda yüz yüze yapılacağını ifade etti. Bunu son derece önemli buluyoruz. Çünkü çocuklar, dersi takip etme noktasında o derse ilişkin ölçme yapılmayacaksa o dersi önemsiz görmektedir. Derslerin tüm müfredatın uygulanacağı şekilde yüz yüze eğitimse yüz yüze, pandeminin arttığı bölgelerde uzaktan eğitim, televizyondan canlı yayın şeklinde yapılmasını istiyoruz. Odaklanmamız gereken tek nokta çocukların alması gereken eğitimi vermemizdir. Çocukların nitelikli eğitim alma konusunda hepimiz üstümüze düşen görevi yerine getirmeliyiz. Önümüzdeki süreçte eğitim birinci önceliğimiz” dedi.

  • Memur-Sen Başkanı Çelebi “Açlık sınırı 2 bin 455 lira oldu”

    Memur-Sen Başkanı Çelebi “Açlık sınırı 2 bin 455 lira oldu”

    Sen tarafından her ay düzenli olarak yapılan “açlık-yoksulluk” araştırmasının sonuçlarını Memur-Sen Düzce Şube Başkanı Ömer Faruk Çelebi açıkladı. Buna göre, Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2 bin 455 lira 7 kuruş, yoksulluk sınırı ise 7 bin 123 lira 4 kuruş olarak belirlendi.

    Memur-Sen Konfederasyonu tarafından her ay düzenli olarak yapılan açlık-yoksulluk araştırmasını belirledi. Memur-Sen Düzce Şube Başkanı Ömer Faruk Çelebi, Ağustos ayında yapılan araştırmanın sonuçlarını açıkladı. Çelebi, “ Ağustos ayında Türkiye’deki 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2.455,7 TL, yoksulluk sınırı ise 7.123,4 TL olarak tespit edildi. Yapılan araştırmaya göre Ağustos ayında Temmuz ayına göre gıda madde fiyatlarında ortalama yüzde 0,62’lik bir artış yaşandı. Ağustos ayında göze çarpan en büyük artışlar yüzde 25,17 artışla salatalık, yüzde 21,86 artışla limon, yüzde 17,26 artışla kiraz, yüzde 14,83 artışla patlıcan; en çok göze çarpan düşüşler ise yüzde 19,62 azalışla erik, yüzde 17,38 azalışla patates, yüzde 16,08 azalışla armut, yüzde 14,11 azalışla domates madde fiyatlarında yaşandı. Aydınlanma madde fiyatında ise Ağustos ayında Temmuz ayına göre herhangi bir değişim gözlemlenmedi. Ağustos ayında Temmuz ayına göre ısınma madde fiyatlarında ortalama yüzde 0,84’lük bir artış gözlenirken; Ağustos ayında Temmuz ayına göre barınma madde fiyatlarında yüzde 1,02’lik bir artış oldu.

    Giyim madde fiyatlarında düşüş yaşandı

    Ağustos ayında Temmuz ayına göre giyim fiyatlarında ise ortalama yüzde 0,66’lık bir düşüş gözlendi. Giyim madde fiyatlarında Temmuz ayına göre en göze çarpan değişimler yüzde 2,86 artışla sweatshirt, yüzde 2,54 artışla kemer, yüzde 2,41 artışla eşofman madde fiyatlarında oldu. Bununla birlikte giyim madde fiyatlarında Temmuz ayına göre yüzde 5,64 azalışla kadın tişörtü, yüzde 4,9 azalışla terlik, yüzde 3,75 azalışla elbise, yüzde 3,72 azalışla erkek gömleği madde fiyatında düşüş gözlemlendi.

    Eğitim-kültür madde fiyatlarında yüzde 0,32’lik bir artış oldu. Eğitim-kültür madde fiyatlarında Temmuz ayına göre değişimin yüzde 18,64 artışla yurtiçi bir hafta ve daha fazla süreli turlar, yüzde 3,29 artışla bilgisayar madde fiyatlarında olduğu gözlendi. Bununla birlikte eğitim-kültür madde fiyatlarında yüzde 12,42 azalışla magazinler ve dergiler, yüzde 3,82 azalışla yurtiçi haftasonu turları fiyatlarında düşüş olduğu tespit edildi. Kişisel temizlik ve bakım madde fiyatlarında yüzde 0,89’luk bir artış gözlendi. Kişisel temizlik ve bakım madde fiyatlarında Temmuz ayına göre en göze çarpan değişimin yüzde 5,33 artışla parfümler, yüzde 4,35 artışla makyaj madde fiyatlarında olduğu tespit edildi. Bununla birlikte kişisel temizlik ve bakım madde fiyatlarında Temmuz ayına göre yüzde 1,71 azalışla tuvalet kağıdı, yüzde 0,89 azalışla mendil madde fiyatında düşüş gözlemlendi.

    Ulaşım ve haberleşme madde fiyatlarında artış yaşandı

    Ağustos ayında Temmuz ayına göre ulaşım madde fiyatlarında yüzde 1,29’luk bir artış olduğu belirlendi. Temmuz ayına göre en göze çarpan değişimlerin yüzde 8,18 artışla araba kiralama ücreti, yüzde 4,66 artışla araçların tamirine ve bakımına ödenen ücretler fiyatlarında olduğu gözlendi. Bununla birlikte ulaşım madde fiyatlarında Temmuz ayına göre yüzde 1,28 azalışla şehirlerarası otobüs ücreti madde fiyatlarında düşüş gözlemlendi. Ağustos ayında Temmuz ayına göre haberleşme madde fiyatlarında ortalama değişim yüzde 1,23’lük bir artış olarak yansıdı. Haberleşme madde fiyatlarında Temmuz ayına göre en göze çarpan değişimlerin yüzde 4,83 artışla telefon ekipmanları, yüzde 0,71 azalışla telefon görüşme ücreti madde fiyatlarında olduğu gözlendi.

    Ağustos ayında Temmuz ayına göre sağlık madde fiyatlarında ortalama değişim yüzde 1,04’lük bir artış olarak gözlenirken, en göze çarpan değişimlerin yüzde 2,37 artışla ameliyat ücreti, yüzde 0,8 azalışla kontakt lens fiyatlarında olduğu tespit edildi. Çevre ve su madde fiyatlarında yüzde 1,53’’lük bir artış yaşandı. Çevre ve su madde fiyatlarında Temmuz ayına göre en göze çarpan değişimlerin yüzde 2,71 artışla pencere(pvc), yüzde 2,69 artışla su faturası madde fiyatlarında olduğu gözlendi.

  • En fazla üyeye sahip Memur-Sen yine lider

    En fazla üyeye sahip Memur-Sen yine lider

    Memur-Sen, “4688 Sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu Gereğince Kamu Görevlileri Sendikaları ile Konfederasyonların Üye Sayılarına İlişkin” Resmi Gazetede yayınlanan tebliğe göre, bağlı sendikaları ile birlikte 1 milyon 13 bin 920 üye sayısı ile bir kez daha başı çekti.

    Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi ve Sağlık-Sen Şube Başkanı Gökan Yünkül yaptığı açıklamada, “2020 yılının hemen bütününe hakim olan Pandemi ve Covid-19 nedeniyle sahaya, alana, işyerlerine dönük çalışma yapma imkanının kullanılamadığı, üye kayıt çalışmaları ile sendikal mücadele noktasında önem ve değere sahip bir çok diyalog sürecinin işletilemediği, toplu pazarlık sürecine destek mekanizması hükmündeki (KPDK vb.) kurul, komisyon toplantı ve çalışmalarının yapılamadığı sendikal örgütlenme ve emek mücadelesi yılını geride bıraktık. Bütün bu zorluklara ve hayatın olağan akışını dahi değiştiren Pendemi kaynaklı sınırlılıklara rağmen Memur-Sen’in ve bağlı sendikaların tamamının üyeye, ülkeye, insana, dünyaya ve bütün bunlar üzerinden çözüme dair hassasiyetlerini sergileyecek, hayata geçirecek, önemseyip, önceleyecek yollar, yöntemler bularak uygulaması “sendikal örgütlenmede ve zirvede rakipsizliğinin” ve “emek mücadelesindeki emsalsizliğinin” gerekçesini de oluşturmaktadır. 2020 yılı verileriyle kamu görevlileri sendikacılığında Türkiye’nin en büyük, kamu görevlilerinin yetkili konfederasyonu olmak onurunu Memur-Sen’in bir kez daha yaşamasının arkasındaki en büyük güç; hizmet kollarında, hizmet koluna dahil kurum ve kuruluşlarda, o hizmet kolunda görev yapan kamu görevlilerinin nezdinde “yetkili sendika” sıfatını gereklerini bihakkın yerine getirerek “toplu sözleşme masasını”, akademik hizmet sendikacılığı” sahnesine ve “kamu görevlilerine kazanım üretecek nitelikli gayret” zeminine dönüştüren “Memur-Sen’e bağlı sendika olmak” vasfının da hakkını veren on bir sendikamızdır. Memur-Sen 5 bin 909 üyesiyle yetkide 7. yıl konumuna erişerek sendikacılığın emeğe, insana, iyiye, güzele, doğruya, insana, refaha ve felaha dair gayret olduğunu ispatlamıştır. Bu itibarla, güvenleriyle gücümüze güç katan, üyelikleriyle örgütlülük noktasında kararlı tavır ortaya koyan kamu görevlilerine şükranlarımızı arz ediyoruz” dedi.

  • Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen 2 nolu şube başkanından asılsız ithamlara sert tepki

    Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen 2 nolu şube başkanından asılsız ithamlara sert tepki

    Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen 2 nolu şube başkanı Mustafa Karataş, öğretmenler hakkındaki asılsız ithamlara sert tepki gösterdi.

    Pandemi Sürecinin uzaması ve hali hazırda vaka sayılarının azalma yerine günlük aynı seviyelerde seyretmesi hayatın birçok alanında olduğu gibi Eğitim-Öğretim alanında da sonuçları itibariyle etkili olduğunu dile getiren Karataş, “Mart ayından itibaren Eğitim-Öğretime verilen ara ve 2020-2021 Yılında,Eğitim Öğretimin örgün mü yoksa uzaktan online mı devam edip etmeyeceği konusunda Milli Eğitim Bakanlığının henüz netleşmiş bir yol haritası mevcut değildir.Her ne kadar Sayın Bakanımızın 4 alternatifli bir çalışmanın hazır olduğunu söylese de netleşen bir durumun olmadığını biliyoruz” dedi.

    Okulların kapalı tutulması, öğrencinin okula gelememesi, ders yapılmaması öğretmenlerin ve eğitimcilerin suçu imiş gibi Öğretmenler ve Eğitim çalışanları eleştiri oklarına hedef edildiğini ve acımasız eleştirire maruz kaldıklarını anlatan Karataş, “Türkiye Cumhuriyetinin her kurumunda çalışan fedakar ve cefakar çalışanları gibi Öğretmenler, akademisyenler ve bu kurumların diğer çalışanları kazandıklarını helal etmek ve ailelerine helal lokma yedirmek için samimi, gayret içinde ve en üst düzey performansla görevlerini ifa ediyorlar. Sürecin şartlarını ileri sürerek öğretmenlerin ve akademisyenlerin işe gitmeden çatır çatır maaşlarını alıp yemek istediklerini ileri sürmek, hatta sağlıkçılar ölsün, Emniyet çalışanları ve diğer kurumlarda çalışanlar her türlü risk altında çalışsın ama okullar açılmasın biz tatili sahillerde keyifle geçirelim diye düşünecek ve bunu ifade edecek bir aymazlığın içinde olduklarını söylemek, öğretmenlere ve akademisyenlere hakarettir, iftiradır. hakkaniyeti ketmetmektir. Ayrıca farklı kurum çalışanları arasına nifak tohumları ekmektir.

    Erzurum’da en fazla üyesi olan bir Sendikanın Şube Başkanı olarak, bir milyonluk bir eğitim ordusu hakkında her ne kadar kısmi muaf tutmalar yaparak da olsa hiç kimsenin öğretmenleri ve akademisyenleri nefsi hesaplar üzere kimsenin itham etme hakkı yoktur” diye konuştu.

  • Memur-Sen den, ’müfettiş’ tepkisi

    Memur-Sen den, ’müfettiş’ tepkisi

    Memur-Sen Samsun İl Temsilcisi ve Samsun Eğitim-Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Hamdi Yıldız, “Bir okulda, üç tane idareci birbirine giriyor ve okulun iklimini yerle yeksan ediyor, müfettiş birini bırakıp, diğer ikisini görev yeri değişikliği ile gönderiyor. Bir yerde hata, kasti bir eylem var ise karşılığı adama göre değil, yapılan işe fiile göre uygulanmalı” dedi.

    Memur-Sen Samsun İl Temsilcisi ve Samsun Eğitim-Bir-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Hamdi Yıldız yaptığı açıklamada, Samsun İl Milli Eğitim müfettişlerinin verdiği kararlara eleştiriler yöneltti. Olayla ilgili yapılan teftişe duygu, siyasi düşünce ve ideolojilerin karıştırılarak karar verildiğini iddia eden Hamdi Yıldız, “Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde teftişte görevini hakkıyla yapanları hariç tutuyorum. Ancak işini yaparken duygularını, siyasi düşüncelerini, ideolojilerini, bağlantılarını karıştıran sahiplerine göre karar çıkartanlara son kez söylüyorum işinizi adam gibi yapın. Bir idareci memurla tartıştı diye nerdeyse memuriyetten mene gidecek disiplin cezası ve yöneticilik görevini üzerinden alma idari teklifinde bulunuyorsun ve karar uygulanıyor. Diğer tarafta, okul müdürünü müdür yardımcısı odasında kilitleyerek tehdit ediyor, yetmiyor bahçede saldırıyor, okul müdürü can güvenliği tehlikesi yaşıyor. Ama ilçenin yürüttüğü soruşturma sonucu müdür yardımcısı için verilen ceza kararı uygulanmıyor” diye konuştu.

    Yapılan eyleme verilecek karşılığın kişiden kişiye değişmemesi gerektiğini söyleyen Başkan Yıldız, “Bir tarafta okul müdürü, öğrencinin notunu karne verdikten sonra değiştirip sınıf geçiriyor, ildeki müfettişler hükmü açık bir konuyu adama göre değerlendirdiği için sonuçlandırmıyor, sonuçlandıramıyor, bakanlıktan gelenler aklayıp gidiyor. Diğer tarafta öğrencinin devamsızlığını değiştirdiği için müdür yardımcısının görevi sonlandırılma cezası hemen yapıştırılıp adli olarak yargılanma teklifi getiriliyor. Bir okulda üç tane idareci birbirine giriyor ve okulun iklimini yerle yeksan ediyor müfettiş birini bırakıp diğer ikisini görev yeri değişikliği ile gönderiyor. Bir yerde hata, kasti bir eylem var ise karşılığı adama göre değil, yapılan işe fiile göre uygulanmalı” şeklinde konuştu.

    Olanları “rezillik” olarak niteleyen ve bir son verilmesini isteyen Yıldız, “Bu işin muhataplarına defalarca söyledik. Okullarda idarecilerin itimadını, güven duygularını sarsan, vicdanları yaralayan kararlar çıkartıyorsunuz. Şu anda üyemiz olsun ya da olmasın büyük risk ve sorumluluk yüklenmiş olan idarecilerimizin yaptıkları işlerin karşılığında tek beklentileri güven. Bunları defalarca dile getirdik ancak nezaketimizi suistimal edip anlamayanlara hukuki olarak kuracağımız cümleler olacağı gibi, artık kamuoyunun da yapılan bu rezillikleri bilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.

    İl Milli Eğitim Müdürlüğü ise konuyla ilgili açıklama yapmadı.