Etiket: Meclisi

  • Erzurum Büyükşehir Meclisi, Kâbe-i Muazzama’ya yönelik saygısızlığı lanetledi

    Erzurum Büyükşehir Meclisi, Kâbe-i Muazzama’ya yönelik saygısızlığı lanetledi

    Erzurum Büyükşehir Belediye Meclisi, Boğaz içi Üniversitesi’nde Kâbe-i Muazzama’ya yönelik gerçekleştirilen saygısızlığı lanetledi.

    Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Fevzi Polat’ın başkanlığında toplanan mecliste AK Parti ve MHP Grup Başkanvekilleri hazırladıkları bildiriyi kamuoyuyla paylaştı. Büyükşehir Belediye Meclisi AK Parti Grup Başkanvekili Ömer Faruk Yarba, okuduğu bildiride şu görüşlere yer verdi:

    “Temelleri bundan 98 yıl önce atılan Türkiye Cumhuriyeti, geride bırakmaya hazırlandığı neredeyse bir asırlık zaman dilimine kuşkusuz çok şeyi sığdırdı. Umudu yaşadı, coşkuyu yaşadı, sevinci yaşadı hüznü gördü matemi gördü kederi gördü. Bu milletin ve yine bu milletin evlatları olarak bizlerin onlarca yıl boyunca sadece bir tek hedefi oldu o da güçlü, müreffeh ve tam bağımsız bir Türkiye idealiydi. Bu bağlamda yolumuz, yönümüz ve istikametimiz hep birlikten geçti, dirlikten geçti, beraberlik, dayanışma ve kardeşlikten geçti. Ve ne yazık ki kendilerini bu aziz milletin bir parçası olarak görmeyenler, bugün olduğu gibi, tarihin hemen her döneminde pusuya yattılar, karanlık güçlerle sürekli iş tutular Millete düşmanlık eden soyu ve sopu karışık nesebi ve nesli karmaşık kurgucu, komplocu, tuzakçı, kumpasçı ve tezgahçı ne kadar hain ve yine ne kadar alçak varsa, hep ortak bir tek paydada buluştular Kimi zaman “demokrasi” dediler kimi zaman “hak ve hürriyet” tamburları çaldılar bazen “hukuk” dediler bazen “huzur” dediler bazen “istikrar” dediler. Yeri geldi milli yeri geldi manevi değerlerimize saldırdılar. İşte onlar hangi anlama geldiğini kendilerinin dahi bilmedikleri bu kavramları sözde savunuculuğunu yaparken bile en büyük hukuksuzluğu, en büyük ahlaksızlığı, en büyük huzursuzluğu ve kaos tellallığını da yine kendileri yaptılar İşte bu atık ve artık zihniyetin kirli mensupları, bugün yeni bir oyunu Boğaz içi Üniversitesi’nde sahnelemeye çalışıyorlar, yeni dümenler çeviriyor ve hileler peşinde koşuyorlar. Şuursuzlukta, izansızlıkta ve akılsızlıkta deyim yerindeyse birbirlerine bile depar atıyor, yarış veriyorlar Üstelik gözlerini öyle bir kin öyle bir nefret ve öyle bir hırs bürümüş ki, Kâbe-i Muazzama ’ya el uzatanların, belalarını öncelikle Allah’tan bulacakları gerçeğini dahi görmüyorlar. Bilinmelidir ki pespaye, rezil, sapkın, iğrenç ve tiksinç bir sergi organizasyonuyla Kâbe-i Muazzama ‘ya ait fotoğrafları yere sermek; ifade edebilecek en hafif tabirle alçaklıktır. İlaveten böyle bir yaklaşım, çürümüşlüğün ve kokuşmuşluğun daniskasıdır. Dolayısıyla “Çukur” kavramının bile bunların yanında yüksek bir seviyeyi temsil ettiği ahlak yoksunu bu figüranlara diyoruz ki üniversiteler sizin gibi şuursuzların dilediği gibi at koşturabileceği zeminler değildir. Hele hele üniversiteler, senaryosunun dış güçlerle birlikte yazdığınız kaos ve karmaşa filmlerinin çekim setleri hiç değildir! Üniversiteler, ilim yuvasıdır, bilim membaıdır Üniversiteler, aydın ocağıdır, fikir bucağıdır, irfanın ve tefekkürün kucağıdır. Sizin derdiniz de bellidir karın ağrınız da belli, içten içe çektiğiniz sancıda bellidir. Sizin tek ama tek hedefiniz; tahrip etmeye çalıştığınız aziz milletimizin milli ve manevi değerleridir Kâbe-i Muazzama üzerinden sergilediğiniz tavır ise; ihlal etmeye çalıştığınızı çok iyi bildiğimiz kırmızı çizgimizdir! Ebrehe’ye özenmiş olabilirsiniz. Sürekli arkanızda ve yanınızda duran emperyalist fillere de güvenebilirsiniz. Ama şunu unutuyorsunuz! Bu millet, siz ve sizin gibilerin kurduğu kaos ve karmaşa tuzağına asla düşmez, düşmeyecek. Bu millet, üniversite olayları üzerinden yeni Gezi Parkı devşirme planınıza asla geçit vermeyecek! En önemlisi ise, göğsündeki sarsılmaz imanıyla bu millet; Kabe’deki putları birer birer deviren Hz. İbrahim’in kıssasında anlattığı üzere, siz ve sizin gibi İblis’e uşaklık eden kim varsa, Allah’ın izni ile hepsine karşı galip gelecek. Hakk’ın gelişi batılı nasıl zayi ettiyse, sizlerde bu milletin feraseti, basireti, güç ve kudreti karşısında ser sefil olup gidecek, yer alacağınız tarih çöplüğünde geri dönüşüm fırsatı bile bulamayacaksınız! Mevcut şartlarda siz ve sizin gibileri kınamak hafif kalacağından ve mukaddesatımıza saygısızlıkta sınır tanımadığınızdan; kalplerimizden kopup gelen ve dudaklarımızdan dökülen cümle sadece şu kadar olacaktır: Allah’ın laneti üzerinize olsun”.

    Burada vurgu yapmak istedikleri bir başka hususun da ülkede sürekli tırmandırılmak istenen siyasi gerilim olduğunu belirten Yarba, “Türkiye, 15 Temmuz’da yaşananları unutmamıştır Milli hafızalar, millet iradesine kast edenlerle birlikte azmettirenleri de kaydetmiş bu Ülkenin uçurumun kenarından nasıl kurtarıldığına milyonlar tanıklık etmiştir İşte böyle bir ortamda vücut bulan Cumhur İttifakı; sevdası millet, sesi ve soluğu devlet olanların kuşkusuz ikamet adresi olmuştur. Hal böyle iken Cumhur İttifakı’nı hırpalamaya ve örselemeye yönelik girişimler akamete uğrayacak, bu sarsılmaz birlikteliği bozma amacı güden her türlü şarlatanlığa aziz milletimiz kesinlikle ve kesinlikle pirim ermeyecektir. Ve yine bilinmelidir ki 2023 vizyonuna uzanan yol Cumhur İttifakı’ndan geçecek; milletimiz huzurda, istikrarda, refahta, gelişimde, değişimde, dönüşümde ve “Güçlü Bir Türkiye” hedefinde her daim ittifak edecektir” dedi.

    “Bilime sırt dönenler karanlığa yüz çevirirler”

    Büyükşehir Belediye Meclisi MHP Grup Başkanvekili Yusuf Demircioğlu da, okuduğu bildiride şöyle dedi: “Yaklaşık bir aydır Türkiye’nin gündemini meşgul eden Boğaziçi Üniversitesi’nin demokratik hak anlayışına ve masum bir öğrenci itirazına sahne olmadığına daha ilk günden rektör atamasına verilen tepkilerin hızla bir denkleme gideceği tartışma, bir öğretim üyesi atanması konusu olmaktan öteye geçmiştir. Amerika Birleşik Devletleri ve emperyalist ülkelerden gelen “endişe” açıklamaları ve onlara verilen destekler konunun vahametini de ortaya çıkarmaktadır. Sayın Cumhurbaşkanımızın diğer üniversitelerde de olduğu gibi rektör ataması yasal sürece uygun olmasına rağmen, atanan rektörün çalışmasını imkânsız hale getirme planları yapan art niyetli öğretim üyesi direnci ve bazı öğrenci kılığındaki iş birlikçilerin protestoları Boğaziçi Üniversitesinin seçkinliğini kalite ve özgünlük iddialarını gündeme taşıyarak protestoların kısa süre içerisinde radikal ve marjinal gruplar tarafından esir alınması olayların ciddiyetini ortaya çıkarmıştır. Mesele öğrenci ya da rektör atanması mevzusu değildir. Asıl mesele üniversiteleri kapsayacak olası bir dalgalanmayı toplumsallaştırıp siyasallaştırmadır. Ülkemizde de hepimizin yakından takip ettiği ilgili şer ittifakları ve bunların yandaşları oynanan oyuna direk iştirak etmişlerdir. Üniversiteye sırtlarını dönen sözde akademisyenler ise bu sakat tutumları ile başka bir açıdan Türkiye düşmanlarına kucak açmışlardır. Bilime sırt dönenler karanlığa yüz çevirirler. Üstelik bazı çapulcuların kutsallarımıza hakaret etmelerine ses çıkarmazlar. Millet ve maneviyata sövenleri el birliği edip övenler, emel birlikteliğine heves edenler akademisyen değil beyinlerini kiraya vermiş asalaklardır. Türkiye’nin boğazını sıkmak isteyen provokatörler Boğaziçi’ne tutunma arayışındadırlar. Milletin hassasiyeti ile oynamayı özgürlük, mukaddesatını hedef almaya demokrasi, toplumsal huzur ve sükûnatı baltalamayı da eğitim hakkı gibi lanse ve servis eden iç ve dış şer odakları devşirdikleri piyonlarla yasa dışı protestoları yaygınlaştırmak istemektedirler. En son vuku bulan olaylarda 108 kişi emniyet güçlerimiz tarafından gözaltına alınmış, bunlardan 101 kişinin ilgili üniversitede öğrenci olmadığı tespit edilmiştir. Üstelik 79’u DHKP- CTKP ve ML örgüt üyesidir. Bu sebeple bizde diyoruz ki asla ve kata devletimizin gücünü sınamayın. Şayet sınamaya yeltenirseniz karşınızda başınızı ezecek kudrete sahip devletin gücünü bulursunuz. Kıymetli Genel Başkanımız Dr. Devlet Bahçeli Bey’in 3 Şubat tarihinde protestolara ilişkin sosyal medya hesabından yaptığı, “sırtlarını ajanlara, zalimlere ve karanlık çevrelere dayamış olanlar evlat değil başı ezilmesi gereken zehirli yılanlardır yasa dışı eylemleri diğer üniversitelere teşmil etmek için kuyruğa girenler bunun bedelini acılı şekilde ödemelidir” Ne yazık ki bu ifadeler Twitter tarafından nasıl bir gaye düşünülmüştür ki engellenmiştir. Bu tarz Ülkemizin önünü kesmeye yönelik içerden ve dışardan gelen saldırılar mücadele azmimizi güçlendirmekte, kararlılığımızı daha fazla artırmaktadır. Zaferlerle dolu şanlı mazimizden cesaret alarak birlik, beraberlik ve kardeşlik içinde ortak geleceğimize doğru Cumhur İttifakı ile yürümeye devam edeceğiz.”

  • MTSO Meclisi: “Polipropilen tesisine karşı değiliz, ancak yer seçimi yanlış”

    MTSO Meclisi: “Polipropilen tesisine karşı değiliz, ancak yer seçimi yanlış”

    Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Meclis Toplantısında, Mersin’de yapılması planlanan polipropilen tesisi masaya yatırıldı. Yatırımı değerlendiren meclis üyeleri, böyle bir yatırıma karşı olmadıkları, ancak yatırım yeri seçiminin yanlış olduğu görüşünde birleşti.

    MTSO Ocak Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Hamit İzol başkanlığında gerçekleşti. Toplantıda Mersin’de yapılması planlanan polipropilen tesisi yatırımını değerlendirdi. Yapılan görüşmelerde “Mersin, polipropilen tesisi yatırımına karşı değildir. Yatırım için seçilen yerin Mersin Yeni Konteyner Limanı ve Serbest Bölge genişleme alanı olarak planlanmış olması nedeniyle yer seçimi yanlıştır” görüşü oy birliği ile kabul edildi.

    Polipropilen yatırım yeri olarak seçilen ve özel endüstri bölgesi olarak ilan edilen alanın, daha önceki planlarda Mersin Serbest Bölge Gelişme Alanı, Sanayi Depolama Alanı, Mersin Ana Konteyner Limanını da kapsayıp kent merkezine yürüme mesafesinde olmasından dolayı MTSO Meclisi yatırım yerinin doğru yer olmadığını savundu. Kararda, Mersin’in yatırımlara karşı olmayıp kentin kapısının yatırımcılara her zaman açık olduğu vurgulandı. Bu yatırımın ise yerini onaylamayıp böylesi önemli yatırımlarda kent dinamiklerinin de görüşüne başvurulması gerektiği tüm meclis üyelerince kabul edildi. Meclis üyeleri, bu bölgenin 10. ve 11. Kalkınma Planında belirtildiği gibi Mersin Konteyner Limanı olarak değerlendirilmesi halinde kentin lojistik gücünü artırarak hem ekonomik gelişimine hem istihdama daha fazla katkı sunacağını vurguladı. Aynı zamanda tesisin şehir merkezine ve yerleşim yerlerine çok yakın bir mesafede yapılacak olmasının kent için büyük bir tehlike olduğunu belirten meclis üyeleri, böylesi bir sanayi tesisi yatırımının yerleşim yerlerinden uzakta yapılmasıyla kentin gerek çevresel gerekse fiziksel tehditlere karşı korunmuş olacağını dile getirdi.

    Mecliste, Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesinde (MTOSB), MTSO ve MTOSB işbirliğinde yapımı tamamlanan Yenilik ve Dijital Dönüşüm Merkezini (Model Fabrika) işletmek üzere şirket kurulması kararı da alındı.

    “Kent sorunlarına karşı ortak kararlar alacağız”

    Meclis Başkanı Hamit İzol, yaptığı açılış konuşmasında, önümüzdeki süreçte MTSO Meclisi olarak her ay kent ile ilgili bir konu üzerinde değerlendirme yaparak konuyla ilgili oluşan görüşlerini kamuoyuyla paylaşacaklarını dile getirdi. Bu konuların meclis olarak takipçisi olacaklarını da vurgulayan İzol, ilk olarak Mersin’de yapılması planlanan polipropilen yatırımını ele alacaklarını söyledi. Sonraki aylarda Alata Bahçe Kültürleri ve Araştırma Enstitüsünün durumu, Mersin’de öncü ve örnek bir turizm yatırımıyla ilgili yürütülen çalışmaları ve diğer konuları da ele alarak devam edeceklerini kaydeden İzol, konunun uzmanlarıyla görüşüp, kentin ihtiyaçlarını gözeterek gerekli tavsiye kararlarını bilimsel veriler doğrultusunda alacaklarını bildirdi.

    “Yatırım kararları alınırken yerel dinamikler karar süreçlerine dahil edilmeli”

    MTSO’nun gücünü meclisinden aldığını vurgulayan Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Kızıltan ise “Her ne kadar başkan olarak ben ya da yönetim kurulu üyeleri Mersin’i ilgilendiren konularda görüşlerimizi açıklasak da meclis iradesi olmazsa bu görüşler şahsi görüşlerimiz olarak kalır. Bu nedenle ortak karar almamız önemli” değerlendirmesini yaptı.

    Mersin’de bugün herkesin kente yatırım yapılması için büyük istek duyduğunu kaydeden Kızıltan şunları söyledi:

    “Ancak yatırım kararları alınırken yerel dinamikler karar süreçlerine dahil edilmeli. Böyle olursa şehrin hazmedeceği, şehre daha büyük katma değer sağlayacak yatırımlar yapılabilir. Çünkü bu kenti en iyi bilen bizleriz. Konjonktürel ya da jeopolitik olarak bakıp bizim bilgimiz dışında kararlar alınırsa böyle tartışmalar çıkıyor. Polipropilen yatırımını yapacak holdingin Adana Yumurtalık’ta işlettiği serbest bölgesi ve limanı var. Hatta o bölgede bir de kimya endüstri merkezi var. Oralar değerlendirilebilir. Mersin’deki seçilen alan Mersin Konteyner Limanı yatırımını engeller. Bu alana konteyner limanı yapılması için devlet söz verdi ve sözünü yerine getirmesini istiyoruz. Başka şehirlerin, şirketlerin bu konuda lobi yapıp Mersin’in yatırımlarını başka yerlere kaydırmasına izin vermeyeceğiz. Bunu kabul etmeyiz. Polipropilen yatırımının yeri Kimya Endüstri Bölgesidir.”

    “Petrokimya tesislerinin altyapısı da özel olmalı”

    1970’lerde aynı bölgede yapılan Akdeniz Gübre yatırımının tarihçesi hakkında bilgi veren Meclis Üyesi Ahmet Akın da “Burası doğrudan yabancı sermaye yatırımıydı. 50 yıl önce çevre bilinci olmadığından karşı çıkılmadı ve yıllarca asitli, kirli duman başta Karaduvar ve Kazanlı mahalleleri olmak üzere Mersin’i perişan etti. Zehir soluduk. Bugün de yine aynı bölgeye bir petrokimya tesisi yatırımı düşünülüyor. Oysaki petrokimya tesisleri altyapısı ona göre hazırlanmış özel ekonomik bölgeler ilan edilmiş alanlarda inşa edilir. Evet, ülkemiz bugün polipropilen ihtiyacının yüzde 95’ini ithalatla karşılıyor. İthalatın önüne geçmek adına önemli bir yatırımdır. Yatırıma kesinlikle karşı değiliz ama bu devasa tesisi, şehir merkezine çok yakın, serbest bölge genişleme alanı ve ana konteyner limanı alanının başucuna yapmak doğru değildir” dedi.

    “Yatırım yaparken teknik konulara dikkat edilmeli”

    Geçmiş yıllarda mevcut bölgenin Mersin Serbest Bölgesinin genişleme alanı olarak işaretlenmesine yönelik çok mücadele verdiklerini hatırlatan Meclis Üyesi Ekrem Sağlam da yaptıkları çalışmaları özetledi. Verdikleri uzun ve zorlu mücadele sonunda 330 dönümlük alanı planlarda “Serbest Bölge Genişleme Alanı” olarak işaretlettirdiklerini kaydeden Sağlam, “Mersin Serbest Bölgesi bugün yüzde 100 dolulukla, yani tam kapasiteyle çalışıyor. Oysa yatırım talebi de bir o kadar fazla. Serbest Bölgenin genişleyebilmesi de teknik olarak sınır bütünlüğü varsa mümkün. Yani bölgenin genişleyebilmesi için başka bir alternatifi yok. Eğer o alan Serbest Bölge Genişleme Alanı olarak kalmazsa yeni yatırım talepleri karşılanamayacak. Bu da en az 5 bin kişinin istihdam şansını kaybetmesi anlamına geliyor. Polipropilen üretmek ülke için önemli ama gelip de serbest bölge genişleme alanına yapmak, şehrin göbeğine oturtmak doğru değil. Bir yatırım yaparken teknik konulara bakarak hareket edilmeli” değerlendirmesini yaptı.

    “Konteyner limanı ihalesi yapılsın”

    Polipropilen tesisi konusunu zaman zaman dile getirdiklerini, her ortamda anlattıklarını ifade eden Hasan Engin, bu bölgede yapılması planlanan yatırımın tarihçesi hakkında bilgi verdi. Engin, “Petrokimya ürünlerini ithal eden bir ülkeyiz. Böyle bir tesise karşı değiliz. Mersin’de başka bir yerde yapılabilir ya da götürüp aynı tesisi Yumurtalık’ta yapabilirler. Yer konusu ciddi sorun. Çevre faktörü olarak da şehrin ortasında böyle bir yatırıma sıcak bakmıyoruz. Geçen aylarda Beyrut’ta bir patlama yaşandı. Patlamaya sebep olan ürünler Ak Gübrenin ürettiği ürünler. Güvenlik önlemleri alınması gerekirken Akgübre’nin mevcut yatırımına ek olarak ikinci ve daha büyük bir tesisin kurulmak istenmesi akıllara zarar. Bizim ikinci limana da ihtiyacımız var. Mevcut limanın işlem hacmi 2 milyon TEU’yu geçti. Her geçen gün artmakta olan işlem hacmini karşılayabilmek için ikinci limana ihtiyacımız büyük. Bu limanın ihale edilip kentimize kazandırılmasını istiyoruz” diye konuştu.

    “Elimizdeki şansı kaybetmeyelim”

    Meclis Katip Üyesi Orhan Kemal Yüksel de istihdamın önemine dikkat çekti. İlgili alanda liman yatırımı gerçekleştirilmesi halinde gerek çevrenin korunacağı gerekse istihdama ciddi katkı sunulacağını vurgulayan Yüksel, “Polipropilen yatırımına izin verilirse ikinci liman şansını tamamen kaybetmiş oluruz. Oysa limandan birçok sektör faydalanıyor. Lojistik sektörü olarak liman sayesinde büyüdük. Bu Kentte önemli bir lojistik altyapısı gelişti. İkinci limanın yapılmasıyla bu altyapı çok daha fazla gelişecek, paralelinde iş hacmi ve istihdam da artacak. Bu şansı kaybetmeyelim” ifadelerini kullandı.

  • ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi: “Bu isyancılar yurtsever değildi, yerli teröristlerdi ve adalet hüküm sürmelidir”

    ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi: “Bu isyancılar yurtsever değildi, yerli teröristlerdi ve adalet hüküm sürmelidir”

    ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi, Başkan Donald Trump’ın azil oturumunda yaptığı açıklamada, “Bu isyancılar yurtsever değildi. Onlar hitap edilecek ve yönetilecek bir siyasi tabanın parçası değillerdi. Onlar yerli teröristlerdi ve adalet hüküm sürmelidir” dedi.

    ABD’de 6 Ocak’ta Başkan Donald Trump’ın destekçilerinin Kongre Binası’nı basmasının ardından çıkan olaylardan Trump’ı sorumlu tutan Demokratlar, Başkan Trump’ın görevden alınması için bir araya geldikleri oturum devam ediyor. ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Pelosi oturumda yaptığı konuşmada, “Fakat onlar bir anda ortaya çıkmadılar. Onlar buraya gönderildiler. Başkan tarafından buraya ‘cehennem gibi savaşmak için’ gibi sözlerle gönderildiler. Kelimeler önemlidir. Gerçek önemlidir. Sorumluluk önemlidir. Başkan, isyancıları oldukları gibi, özgürlüğün düşmanı olarak değil, korkunç bir hedef, kişisel olarak iktidara tutunma hedefi olarak gördü. Halkın iradesini engelleme hedefi. Neredeyse iki buçuk asırlık demokrasimizin ateşli ve kanlı bir çatışmada sona erme hedefi” dedi. Pelosi, “ABD Başkanı’nın bu ayaklanmayı, bu silahlı isyanı ülkemize karşı kışkırttığını biliyoruz. O gitmeli, o hepimizin sevdiği ulus için açık ve mevcut bir tehlike. Başkan suçlanmalı” diye konuştu.

    Başkan Pelosi, “Başkan’ın Senato tarafından suçlanması gerektiğine, değer verdiğimiz ve bizi bir arada tutan şeyleri tereddüt etmeden parçalamaya kararlı olan bu adama karşı cumhuriyetin korunmasını sağlayacak Anayasal bir çareye inanıyorum” ifadelerini kullandı.

    Demokratlar, sabah saatlerinde Başkan Yardımcısı Mike Pence’e, Anayasanın 25. ek maddesini kullanarak Trump’ı görevden alınması çağrısında bulunmuştu. Sunulan tasarıyla 223 “evet”, 205 “hayır” oyu kullanılmıştı. Ancak Pence oylamadan saatler önce yaptığı açıklamada, 25. ek maddeyi devreye sokmayacağını duyurmuştu. Bu nedenle Temsilciler Meclisi’ndeki oylama “sembolik” olarak kalmıştı.

    Meclisin oylayacağı görevden alma kararında Başkan Trump, geçen hafta yaşanan Kongre Binası baskınındaki rolü nedeniyle “ayaklanmayı kışkırtmak” ile suçlanıyor. Meclis görevden alınma kararını onaylansa bile Başkan’ın görevden alması için ABD Senatosu’nun kararı gerekiyor. Bu nedenle Trump’ın büyük ihtimalle 20 Ocak’ta görev süresi dolana kadar Başkanlık görevine devam etmesi bekleniyor.

  • Kosova meclisi, yurtdışına asker gönderilmesine izin veren teskereyi onayladı

    Kosova meclisi, yurtdışına asker gönderilmesine izin veren teskereyi onayladı

    Kosova meclisi yurt dışına asker göndermesine izin veren teskereyi onayladı.

    Kosova meclisi, olağanüstü toplanarak Kosova Güvenlik Kuvvetleri (FSK) birliklerinin barışı koruma misyonunda yer alabilmek için ABD’nin Iowa Eyaleti’ne gönderilmesine izin veren teskereyi onayladı. Teskere, 93 evet oyu ile meclisten geçti. Teskere, FSK’nin ABD birlikleriyle birlikte yurtdışında barış korunma görevlerine gönderilmesine izin veriyor.

    Tarihi olarak nitelendirilen oylama öncesinde milletvekillerine hitap eden Kosova Başbakanı Avdullah Hoti, Kosova hükümetinin KSF’yi Iowa’ya göndermek için tüm usul ve hukuki işlemleri üstlendiğini belirtti. Kosova hükümetinin yasal gereklilikleri uyarınca kararını Kosova meclisine gönderdiğini kaydeden Hoti, “Bugün hep birlikte, üzerimize düşen sorumluluklarımızı üstlenebileceğimizi dünya dostları önünde tasdik etmeye davet ediyorum. Bu öneriye oy vererek, Kosova Cumhuriyeti’nin uluslararası güvenliği yolunda yeni ve son derece önemli bir sayfa yazacaksınız” dedi.

    Başbakan Hoti, Kosova halkının da barışı koruma misyonlarının önemini anladığını vurguladı.

    Savunma Bakanı Anton Quni de oylamadan önce yaptığı açıklamada, ABD’nin barışı koruma misyonlarında FSK ile işbirliği talebine övgüde bulundu.

  • Atakum’da ’Çocuk Meclisi’ kurulacak, bütçenin bir kısmını onlar yönetecek

    Atakum’da ’Çocuk Meclisi’ kurulacak, bütçenin bir kısmını onlar yönetecek

    Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci, “Çocuk Meclisi” kuracaklarını, belediye bütçesinin belli bir kısmını çocukların kararına bırakacaklarını açıkladı.

    “20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü” nedeni ile Atakum Belediyesi Eğlence ve Kültür Merkezi’nde panel düzenlendi. Panele çocuk istismarının önlenmesi için verdiği mücadele ile ismi dünya genelinde simgeleşen ve ABD’den Uluslararası Cesur Kadınlar Ödülü alan aktivist öğretmen Saadet Özkan konuk oldu.

    “Belediye bütçesinin belli bir kısmını çocukların kararına bırakacağız”

    Panelde konuşan Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci, “Çocuk Meclisi’ni baştan beri istiyorduk. Korona biraz buna engel oldu. Çocukları riske atmak istemedik. Milli eğitimle görüştük, ortaokul ve ilkokul öğrencisi 30 meclis üyesi seçeceğiz. Belediye bütçesinin belli bir kısmını çocukların kararına bırakacağız. Atakum Belediyesi bütçesinden çocukların isteklerine uygun projeler oluşturacağız. Bütçemizin kayda değer bir miktarını çocukların istedikleri alana ve çocukların meclisinin aldığı kararlar doğrultusunda uygulayacağız” diye konuştu.

    Eğitimin önemini belirten Saadet Özkan ise, “Biz çocukları nasıl koruyacağız. Onlar için nasıl ses çıkaracağız. Bir şeyleri tümden değiştirmemiz lazım. Bu zorlu bir mücadele. Dünyaya Finlandiya ve Hollanda’yı örnek veriyoruz. Peki, niçin Türkiye örneği oluşturmuyoruz. Bir şeyleri değiştirebiliriz. Kuruluş aşamamıza baktığımız zaman Çanakkale’de o genç nesilleri şehit verdiğimizde onlar bizim topraklarımız ve bütünlüğümüz için mücadele ederken canlarını hiç düşünmeden verdiler. Peki, biz onlara ne veriyoruz. Bir şeyleri kökten değiştirmeliyiz. Yapmamız gereken o kadar önemli“ şeklinde konuştu.

    Yapılan konuşmaların ardından panele geçildi. Panelde, Atakum Belediye Başkan Yardımcısı Şeref Aydın, Avukat Gülay Deveci, Psikolog ve Aile Danışmanı Gamze Sırmalı Karabulutve Sosyal Hizmet Uzmanı Cesur Ceylan konuşma yaptı.

    Ceren Özdemir Dans Atölyesi

    Atakum Belediyesi Eğlence ve Kültür Merkezi’nde yapılan Ceren Özdemir Dans Atölyesi’nin açılışında konuşan Başkan Cemil Deveci, “Yas mı tutulması gerekir ya da özür mü dilenmesi gerekiyor bilemiyorum. Dilerim siz onun sanatını, sanata olan sevgisini, onun hayata olan bağlılığını burada yaşatırsınız. İçinizdeki enerji ile Cerenlerin aramızdan ayrılmasına izin vermezsiniz” ifadelerini kullandı.