Etiket: manevi

  • Erzurum’un manevi değerlerinden Hacı İsmail Fakirullah Bilgin hayatını kaybetti

    Erzurum’un manevi değerlerinden Hacı İsmail Fakirullah Bilgin hayatını kaybetti

    Erzurum’un manevi önderlerinden olarak görülen Hacı İsmail Fakirullah Bilgin tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybetti.

    Son devrin büyük alimlerinden Çöğenderli Hacı Salih Efendi’nin oğlu, İslam alimi İsmail Fakirullah Bilgin tedavi gördüğü Atatürk Üniversitesi Araştırma Hastanesinde hayatını kaybetti.

    Hacı İsmail Fakirullah Bilgin 1935 yılında Trabzon’un Çaykara ilçesinde dünyaya geldi. İlmi tahsilini Çaykara ulemasından Hacı Hasan Efendiden aldı. Manevi terbiyesini Alvarlı Efe Hazretlerinden almış olup yıllarca İstanbul merkez vaizliği görevine devam ettikten ettikten sonra ilim hizmetlerine Erzurum’da devam etti.

    Hacı İsmail Fakirullah Bilgin 15 Temmuz gecesinde Erzurum Polisevinin balkonundan binlerce Erzurumluya dua ettirmişti.

    Bilgin’in cenazesi yarın öğle namazına müteakip Narmanlı Camisinde kılınacak.

  • Dolandırıcı olduğu iddia edilen Azeri gelin, maddi ve manevi dava açmaya hazırlanıyor

    KOCAELİ(İHA) – Sivaslı damat adayını 60 bin TL zarara uğrattığı iddialarını reddeden Azeri Gülnar Daşdemirova, evlenip boşandığının erkek tarafınca bilindiğini, damadın kendisine kötü davranması nedeniyle evlenmekten vazgeçtiğini söyledi. Avukatı aracılığıyla dava açacağını da belirten Azeri gelin gözyaşları içinde, damat adayının tüm Azeri kadınlardan özür dilemesi gerektiğini belirtti.

    Sivas’ta yaşayan 32 yaşındaki İsmail Doğan, akraba tavsiyesi üzerine Kocaeli Karamürsel’de yaşayan 26 yaşındaki Gülnar Daşdemirova ile iki ay önce dini nikah yaparak evlendi. Doğan’ın iddiasına göre, evlendikleri günden sonra Daşdemirova sürekli çeşitli sebeplerle para talep etti. Doğan, resmi nikah yapmak istediğinde ise iddiaya göre, Daşdemirova hastalandığını iddia edip evini terk etti. Daşdemirova’ya ödediği paralar ile 60 bin TL zararı olduğunu ileri süren Doğan, Cumhuriyet Savcılığına giderek suç duyurusunda bulundu. Olayın ardından hakkındaki iddiaları reddeden Gülnar Daşdemirova ise işi var denilen damat adayının işinin olmadığını ve kendisine sık sık hakaretler ettiğini görünce evlenmekten vazgeçtiğini iddia etti.

    Verilen sözler gerçekleşmeyince ayrılmak istedi tehdit edildi

    Düğün öncesinde Doğan’ın işinin olduğunu, maddi olarak iyi durumda olduğunu, dini bütün bir insan olduğunun söylenerek tanıştırıldığını söyleyen Daşdemirova, Sivas’a gittikten sonra söylenen her şeyin yalan olduğunu gördüğünü ifade etti. Doğan’ın işsiz olduğunu ve ailesiyle aynı evde kaldıklarını söyleyen Daşdemirova, kendisine sürekli hakaret ettiği için girdiği psikolojik bunalım sonrası evlenmekten vazgeçtiğini iddia etti. 9.5 yıllık evliliği sonrası boşandığını erkek tarafına bildirdiğini ve Doğan’ın ailesinin buna rağmen evlilikte ısrar ettiğini anlatan Daşdemirova, ayrılmak istediğinde kendisi ve ailesinin tehdit edildiğini söyledi.

    “Hiçbir insan karısına hakaret etmez, küfürler etmez”

    Bir yakını vasıtasıyla Doğan ile tanışmaya ikna olduğunu söyleyen Gülnar Daşdemirova, “’Senin gibi, sana uygun aileler’ denildi. Ben de resmi olarak evlenip ayrıldığımı daha önce bildirdim. ‘Bu bizim için problem değil. Seni beğendik, seni istiyoruz’ dediler. 20 gün kendisiyle telefonla görüştük, birbirimizi tanımaya çalıştık. Sakin birine benziyordu. Ben ne istediysem sorduysam ‘Ben de var’ dedi. Sonunda zaten her şey yalan çıktı. Dediği gibi bir insan da değilmiş. Hiç sakinliği yoktu asabiydi. Hiçbir insan karısına hakaret etmez, küfürler etmez. Müslüman insan bunu böyle yapmaz. Durup dururken bana iftiralar, ağır laflar söylüyordu. Kendisinin ibadeti yerinde dediler, karıncayı bile incitmez dediler. Ben gittikten sonra bir Cuma namazına bile gittiğini görmedim” dedi.

    “60 bini olan insanlar, oğullarına normal bir düğün yapamıyor mu?”

    Karamürsel’de yapılan nişanın ardından Sivas’a götürüldüğünü belirten Daşdemirova, “Ben buradan gitmek isteyemiyordum erken. ‘Zaten evlenip ayrıldın, bu kadar beklemeye gerek yok’ dediler. Nişan yapıldı Ağustos’un 5’inde. Ailesi geldi, 9’unda beni Sivas’a götürdüler. Sonra düğüne hazırlık vardı. Ben zaten düğün falan istemiyordum. Normal nikah olsun, benim resmi nikahım olsun istiyordum. Eylül’ün 15’inde düğünümüz oldu. Normal bir kafede düğün yapıldı. 60 bin TL alıp yemiş diyorlar. Bu 60 bini olan insanlar, bir oğullarına normal bir düğün yapamıyor mu? Kafede 30-40 kişiyle düğün yapıldı” diye konuştu.

    “6-7’de de çıkıp iş bakmaya gittiğini söylüyor, buna çocuk bile inanmaz”

    İsmail Doğan hakkında kendisine anlatılan her şeyin yalan olduğunu iddia eden Daşdemirova, “İşi var, oğlumuz çalışıyor, sıkıntımız yoktur’ dediler. Bir insan öğlen kalkıyor, akşam 6’ya kadar da oturuyor. Sigarası, telefonu evden çıkmıyor. 6-7’de de çıkıp iş bakmaya gittiğini söylüyor. Buna kim dayanır, buna çocuk bile inanmaz. Zaten soğuk bir ile götürdüler beni. Bütün elbiselerim eşyalarım Azerbaycan’da götürün gideyim onları alıp geleyim diyordum, ona bile götürmediler. Benim boşanma belgem, bekarlığa dair belgem gelmedi ki burada resmi nikahım olsun. Burada ailesine herkese söyledik, buna rağmen göndermediler. Bahaneler uydurdular, eski eşin bizi görür kavga çıkar dediler” şeklinde konuştu.

    “Çık, defol git yanıma gelme’ dedi annesinin zoruyla benden özür diledi”

    Doğan’ın kendisine hakaret ettiğini anlatan Daşdemirova sözlerini şöyle sürdürdü: “Bazen yanına gittiğimde bile, ‘Çık, defol git yanıma gelme’ diye beni uzaklaştırırdı yanından. Sonra annesinin zoruyla benden özür dilerdi. Ailesine ‘Beni sevdiniz, ben de sizden kötülük görmedim ama bazı şeyler var. Verdiğiniz şeyler, olan şeyler tutmuyor, istemiyorum ben. Bu insanla yaşamak zorunda mıyım’ dedim. ‘Yok bizden ayrılamazsın, biz seni sevdik. Olamaz biz bu kadar masraf yaptık’ dediler. ‘2 tane altın yaptınız bunu da istiyorsanız alın dedim. Bırakın da gideyim’ dedim. Yok dediler ama yine de annemlere haber verdim.”

    “Benim halime bakın, gelin beni kurtarın ya da ben kendimi öldüreceğim”

    “Para verilmesin diye görümcemin ismiyle beni hastaneye götürdüler. Onun ismine bana ilaçlar yazdırdılar. Doktora kendimi anlattığımda bana ağır depresyondasın dedi. İlaçları içtikten sonra da çenem titredi, iştahım kesildi, yataktan kalkamadım. Annemi arayıp konuşmak istedim, telefonu elimden aldılar. Lavaboya girdim telefonumu alıp kız kardeşime mesaj yazdım. Resmimi çekip attım. ‘Benim halime bakın, gelin beni kurtarın ya da ben kendimi öldüreceğim’ dedim.”

    “Babam ve annemin üstüne yürüdü, ‘Götür, götürebiliyorsan’ dediler”

    “Ailem geldi, ‘Kızımızı görmeye geldik’ dediler. Doğan’ın ailesi, babam ve annemin üstüne yürüdü, ‘Götür, götürebiliyorsan’ dediler. Ben kötü olunca yeniden hastaneye götürdü ailem. Orda da serum bağladılar. Babam da gitti hastane polisine haber verdi. Herkes geldi toplandı. Polise şikayet ettim. Polis, ‘Senin resmi nikahın yok. Kimse de seni zorla tutamaz’ dedi. Sonra işimiz bittikten sonra oradan çıkarak Karamürsel’e geldik.”

    “Ben para isteyen bir insan olsam o bilezikleri de çıkarıp vermezdim”

    “Düğünden önce 2 tane bilezik takılmıştı bana. Nişan yüzüm vardı. O bilezikleri de verdim ben. Hatta onun kanıtı var bende video olarak. Eşim olacak o insan annemin elinden telefonu çekip alıyor, ‘Niye çekiyorsun’ diye. Bunlar maddi durumları iyi olan insanlar olsaydı gelin aracını bile kendi babamın arabasıyla, kardeşim bizi her yerde götürdü. Ben para isteyen bir insan olsam, en iyi arabayı da kiralardım, en iyi düğünü de yaptırırdım, o bilezikleri de çıkarıp vermezdim.”

    “Bizim halkımızdan, Azeri kadınlardan hepsinden özür dilemesi lazım”

    “Hakkımda yalan yanlış ifadeler, haberler çıkarıldı doğru olmadan. Bunun için mağdur durumdayım. Bu insanlardan bunu beklemezdim şok oldum. Yalova’dan bir avukatım var, onunla görüştüm gerekli işlemleri yapacak. Bütün kadınlardan, bizim halkımızdan, Azeri kadınlardan hepsinden özür dilemesi lazım.”

  • “Sabah namazı, bir şehrin manevi kalbidir”

    Kütahya’nın Hisarcık ilçesindeki ’sabah namazı buluşmaları’ etkinliği, Kütahya İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar’ın da katılımıyla gerçekleştirildi.

    Programa Kütahya İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar, Müftü Yardımcısı Mehmet Aslaner, Kaymakam Furkan Başar, Belediye Başkanı Fatih Çalışkan, İlçe Müftüsü Mustafa Arda, Kütahya Ulu Cami din görevlileri, gençler ve vatandaşlar katıldı.

    Sabah namazından sonra başlayan programda din görevlileri tarafından sureler ve aşrı şerifler okundu.

    Programda konuşan Kütahya İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar, Peygamber efendimizin, kış mevsimi müminin baharı olarak nitelendirdiğini belirtti.

    Bugün kışın kapıdan kendisini gösterdiği bir günü yaşadıklarını ifade eden Hazırlar, ”Bedenlerimiz üşüyor, ama kalplerimiz ısınıyor. Kış mevsimi müminin neden baharıdır? Çünkü geceleri uzundur, sabah namazı kolaydır, teheccüdü kolaydır, günü kısadır, oruç tutmak, nafile ibadetlerle hayatımızı zenginleştirmek mümkündür. Bugün Hisarcık ilçemizde adeta manevi bir bahara, manevi bir sabaha tanıklık ediyoruz. Kaymakamımızla, İlçe Müftümüzle, Belediye Başkanımızla “Bismillah” diyerek sabah namazı buluşmalarına başlıyoruz. Bizde Ulu Camideki din görevlilerimizle, Müftü Yardımcımızla, İlçe Müftümüzle, buradaki hocalarımız ve cemaatimizle birlikte olalım, hasbihal edelim düşüncesiyle çıkıp geldik. Bizlerde o coşkuyu sizlerle yaşamanın heyecan ve mutluluğunu yaşıyoruz ”dedi.

    Sabah namazının bir şehrin manevi kalbi, manevi sigortası olduğunu dile getiren Hazırlar, ”Bu gün hamt olsun camimizi kadınıyla, erkeğiyle, genciyle İmam Hatip gençliğiyle, büyükleriyle camimizi doldurmanın, camimize teşrif etmenin güzelliğini, bahtiyarlığını yaşıyoruz. Sabah namazı günün en feyizli, en bereketli, en değerli vaktidir. Bizim için ’sabahın körü’ diye bir vakit yoktur değerli kardeşlerim. Sabahın seheri vardır, sabahın bereketi vardır. Bugün artık namaza, sabah namazına daha da yoğunlaşma zamanı. Günlük hayatın koşturmacası, iş, aş telaşı içerisinde gönüllerimiz yoruluyor, çoraklaşıyor. Gönüllerimizin manevi gıdaya ihtiyacı var” diye konuştu.

    Program sonunda cemaate, çorba ikram edildi.(MA-EFE)

  • Başkan Karaosmanoğlu; “Camiler, hoşgörünün ikram edildiği manevi evlerimizdir”

    Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Kocaeli Cami Dernekleri Federasyonu’nun düzenlediği buluşmaya katıldı.

    Türk Dünyası Belediyeler Birliği (TDBB) ve Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, Kocaeli Cami Dernekleri Federasyonu’nun düzenlediği buluşmaya katıldı. Antikkapı Restorant’ta yapılan buluşmada bir konuşma gerçekleştiren Karaosmanoğlu, “Bizler aynı coğrafya içinde farklı görevleri ortak duygular ve kentlilik bilinciyle üstlenmiş kişileriz. Hepimizin ortak derdi, gayesi Kocaeli ve kent insanı adına yararlı işler yapabilmek ve faydalı olabilmektir. Bu noktada herkesin üzerine düşen görevi layıkıyla yaptığı kanaatindeyim. Allah birlik ve beraberliğimizi daim eylesin. Çünkü camiler, İslâm ülkelerinin aidiyet sembolüdür. Hoşgörünün ikram edildiği manevi evlerimizdir. Allah’ın rızasını almak, onun farzlarını yerine getirmek, dinimizin temel kurumlarını çalıştırmak, eğitimini öğretimini yaymak camilerin yaygınlaştırılmasıyla mümkün olur. Peygamber Efendimiz; kim dünyada bir mescit yaparsa, Allah O’na Cennet’te bir ev yapar, buyurarak cami inşa etmenin ve onarmanın önemini müjdelemişlerdir. Cami yapmak ya da yaptırmak mukaddes ve çok hayırlı bir görevdir. Bizler de Büyükşehir Belediyesi olarak bugüne kadar hep yanınızda olduk, olmaya da devam ediyoruz. Cami inşaatımızın bir harcını bile birlikte karabildiysek ne mutlu bize” diye konuştu.

    Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Zekeriya Özak ve Kocaeli Cami Dernekleri Federasyonu Başkanı Yüksel Özdemir’in de yer aldığı programda, “Elhamdülillah Müslüman doğduk, müslüman öleceğiz. Ebedi dünyamıza bir camiden uğurlanacağız. Bu nedenle camilerimiz bizlerin ortak evidir. Yurdumuzun bize vatan olmasının en bariz göstergelerinden birisi, kentlerin siluetinde görülen minareler ile o minarelerden günde beş defa yükselen mübarek ezan sesidir. Camilerimiz manevi huzur ve gönül iklimini asırlarca cemaatine sunan yegâne meskenlerdir. Rabbim bizlerin, “Allah’ın mescitlerini ancak Allah’a ve ahiret gününe iman eden, namazı dosdoğru kılan ve zekâtı içinden gelerek veren dahası Allah’tan başka hiç kimseden korkmayan kişiler ziyaret edip onarabilirler” ayetine nail olmayı nasip etsin” şeklinde konuştu.

    Başkan Karaosmanoğlu, Cami derneklerinin hizmetlerinden dolayı başkan ve yönetimlerine kendilerine teşekkür etmeyi de ihmal etmedi. Karaosmanoğlu’na günün anlam ve önemi içeren bir hediye de takdim edildi.

  • Kaymakam Öner ”Camilerimiz manevi huzura kavuştuğumuz mekanlardır” dedi.

    Burhaniye ilçesinde, Müftü Hacı Öz, 1-7 Ekim tarihleri arasında kutlanmakta olan Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle, beraberinde din görevlileri ile birlikte Kaymakam Hüseyin Öner’i ziyaret etti. Konuklarını makamında kabul eden Öner, camilerin manevi huzura kavuştuğumuz mekanlar olduğunu söyledi.

    Camiler ve Din Görevlileri Haftası kapsamında gerçekleştirilen etkinlikler hakkında bilgi alan Kaymakam Öner, konuklarına ikramlarda bulunurken, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Kaymakam Öner, “Camilerimiz, manevi huzura kavuştuğumuz, birlik ve beraberliğimizi, dostluk ve kardeşlik duygularımızı güçlendirdiğimiz; hoşgörüyü, paylaşmayı ve dayanışmayı öğrendiğimiz, omuz omuza saf tuttuğumuz kutsal mekanlardır. Toplumumuzda birleştirici ve bütünleştirici bir misyona sahip din görevlilerimiz ise, dini konularda halkımızın en iyi şekilde aydınlatılması, dinimizin gelecek nesillere aktarılması gibi önemli görevler üstlenmiştir. Bu vesileyle tüm din görevlilerimizin Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nı kutluyor, cami yapan, yaptıran, yapımında emeği bulunan hayırsever vatandaşlarımıza şükranlarımı sunuyor, din görevlilerimize çalışmalarında başarılar diliyorum.” dedi.