Etiket: Mahkum

  • Eşcinsel Hakem Davasında TFF Tazminata Mahkum Edildi

    Eşcinsel hakem Halil İbrahim Dinçdağ’ın, cinsel kimliği nedeniyle hakemlikten atıldığını iddiasıyla açtığı tazminat davasında, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), 23 bin lira tazminata mahkum edildi. Sonucu, homofobiyle mücadele ve LGBT hareketi için bir zafer olarak nitelendiren Dinçdağ, rakam yönünden kararı temyiz edeceklerini söyledi.

    14 yıl hakemlik yapan Halil İbrahim Dinçdağ, eşcinsel olduğu gerekçesiyle askerlik yapmamak için rapor almıştı. Dinçdağ, bu konuyla ilgili TFF’ye gönderdiği dilekçesinin basına sızdırıldığı ve cinsel tercihi nedeniyle hakemlikten atıldığı iddiasıyla 2010 yılında TFF’ye 110 bin liralık tazminat davası açmıştı.

    İstanbul 20. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davanın karar celsesine Dinçdağ avukatı Fırat Söyle ile birlikte katılırken, davalı TFF’yi avukat Selda Çiçek temsil etti.

    “ANNEMİ KANSERDEN KAYBETTİM, BEN DE KANSERE YAKALANDIM”

    Duruşmada söz alan şikayetçi Halil İbrahim Dinçdağ mağdur olduğunu ve TFF’nin tazminata mahkum edilmesini talep etti. Cinsel kimliğinin deşifre edilmesinin ardından annesini kanserden kaybettiğini belirten Dinçdağ, “Ben de kansere yakalandım. Yıllardır hiçbir yerde çalışamıyorum. Mağdurum. Bu olay sebebiyle hakemlik yapamıyorum, radyo ve televizyonlarda program yaparken, yapamaz oldum. TFF’nin maddi ve manevi tazminata mahkum edilmesini istiyorum” dedi.

    23 BİN LİRA TAZMİNAT

    Söz alan TFF vekili avukat Selda Çiçek ise suçlamaları reddettiklerini belirterek davanın reddedilmesini istedi. Kararını açıklayan mahkeme davanın kısmen kabulüne karar verdi. Mahkeme 3 bin Lirası maddi, 20 bin Lirası manevi olmak üzere TFF’yi toplamda 23 bin lira tazminata mahkum etti.

    “LGBT HAREKETİ İÇİN TÜRKİYE’DE BİR ZAFER”

    Kararının ardından şikayetçi Dinçdağ avukatı ile birlikte adliye önünde kısa bir açıklama yaptı. Miktar nedeniyle karara itiraz edeceklerini belirten Dinçdağ, davanın kabulünün ise sevindirici olduğunu nitelendirdi.

    29 Aralık 2015 futbolda homofobiyle mücadele ve LGBT hareketi için Türkiye’de bir zafer olduğunu ifade eden Dinçdağ, “Futboldaki homofobi tabularını yıkmış olduk bu kararla birlikte. Manevi tahribatı kesinlikle karşılayacak bir miktar değildir. Bunun için temyize gideceğiz, gerekli bütün hukuki yollara.başvurmaya devam edeceğiz. Hakkımızı sonuna kadar arayacağız. Evet haklı olduğum mücadelede mahkeme bir kez daha haklılığımı tescillemiştir” dedi.

    “HAKEM KURULUNA MÜRACAAT EDECEĞİZ”

    Kararla birlikte TFF Merkez Hakem Kurulu’na yazılı bir dilekçeyle müracaat edeceklerini açıklayan Dinçdağ, “Şayet yine bu şekilde duymamazlıktan, görmemezlikten gelmeye devam ederlerse tekrar onlarla ilgili de hukuki işlemi başlatacağız” şeklinde konuştu.

    “ADALETİN YERİNİ BULDUĞUNU GÖRÜYORUZ”

    Dinçdağ’ın avukatı Fırat Söyle ise davanın kabul edildiğini ancak tazminatın az olduğunu belirtti. 2009 yılında TFF gönderdiği bir dilekçe üzerine cinsel eğilimi ve kimliği Federasyondaki çalışanlar tarafından deşifre edildiğini aktaran avukat Söyle, “2009‘dan bu yana kurumsal bir işe giremedi. Sigortalı bir işe giremedi. Bununla ilgili maddi ve manevi tazminat davası açmıştık. 10 Bin Lirası maddi 100 bin lirası manevi olmak üzere 110 bin liralık dava açmıştık. Bugün mahkeme kısmen kabul kararı verdi. Kısmen kabul davanın tam anlamı ile kabul edilmesi demektir. Manevi tazminat küçük bir rakamdır ancak bu davanın kabul edilmesi söz konusudur. Ayrımcılığa uğrayan bir insanın haklarını araması nedeniyle adaletin yerini bulduğunu görüyoruz. Rakamla ilgili bir temyiz söz konusu olacaktır. Bunca yıllık yaşanılan sıkıntının karşılığı bu kadar düşük bir manevi tazminat olmaması gerekir” dedi.

  • Kayseri’de Mahkeme İsrail’i 251 Bin TL Tazminata Mahkum Etti

    Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, Mavi Marmara yolcusu Ahmet Aydın Bekar için açılan davanın karar duruşmasında İsrail Devleti’ni 250 bin TL manevi, bin TL maddi tazminat ödemesine hükmetti.

    Avukat Ersin Umman tarafından yapılan açıklamada, Mavi Marmara yolcusu iken İsrail’in saldırısıyla yaralanan Ahmet Aydın Bekar için açılan davada kararın verildiğini ve İsrail’e 250 bin TL manevi, bin TL de maddi tazminat ödenmesine hükmedildiğini söyledi. Av. Umman, “İHH İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı öncülüğünde Gazze’ye insani yardım amacıyla yola çıkan ve sadece yardım gönüllüleri ile insani yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara gemisi ve filodaki diğer gemiler, 31 Mayıs 2010 günü tüm dünyanın gözleri önünde İsrail askeri güçlerinin hukuk dışı saldırısıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu vahşi ve akıl almaz saldırı esnasında ve devam eden süreçte 10 insani yardım gönüllüsü hayatını kaybetmiş, onlarca insan gözaltına alınmış, yaralı insanlara kelepçe takılarak günlerce hücrelerde alıkonulmuş ve kendilerine işkence edilmiş, malları yağmalanmış, gemilere zarar verilmiştir. İsrail’in yıllardır Gazze’de ve Ortadoğu’da faili olduğu zalimliklerin devamı niteliğinde olan bu saldırının mağdurları adına adalet arayışı başlatılmış ve mümkün olan her mecrada İsrail’in haksızlığının tescil edilmesi için çaba sarf edilmiştir. Tüm bunlara ek olarak İsrail Devleti’nin Mavi Marmara’da yapmış olduğu eylemlerin haksız fiil niteliğinde olduğu ve bu nedenle tazminat sorumluluğu bulunduğundan hareketle Türkiye’de çeşitli illerde tazminat davaları açılmıştır. Bu bağlamda Kayseri’de ikamet eden Mavi Marmara yolcusu Ahmet Aydın Bekar için açmış olduğumuz tazminat davasında Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/236E sayılı dosyası ile İsrail Devleti’nin haksız fiil sorumluluğunu bir kez daha tescil etmiş ve İsrail’in 250 bin TL manevi, bin TL maddi tazminat ödemesine hükmetmiştir. Bu karar Türkiye’nin değişik illerinde açılmış ve devam eden davalara emsal teşkil edecek niteliktedir. Özellikle İsrail Devleti ile yapılan anlaşma görüşmelerinden sıklıkla bahsedildiği bir dönemde haklılığımızı tescillemesi açısından son derece doğru, yerinde ve önemli bir karardır” diye konuştu.

    “MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    İHH Kayseri Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Satıcı ise mücadele etmeye devam edeceklerini ifade ederek, “Kayseri İHH İnsani Yardım Derneği olarak bizlere o dönemde yurt içinden ve yurt dışından birçok insan adalet anlayışımızın hayal bile edilemeyeceğini, gereksiz bir mücadele verdiğimizi söylüyorlardı. Ancak biz gördük ki doğru olduğuna inanıyorsanız, mazlum ve haklıysanız, tek başınıza kalsanız bile bu mücadelenin yapılması gerekiyordu. Yaptık. Mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

  • Başbakan Davutoğlu: “Sizi Dağlara, Barikatlara Mahkum Etmeye Çalışanları Dinlemeyin”

    Başbakan Ahmet Davutoğlu, Genç İş Adamları Kongresi’nde gençlere çağrıda bulunarak, “Sizi sokaklara atarak ölüme gönderen kirli zihinleri oyunlarına gelmeyin. Hayatlarını karartarak sizleri dağlara, barikatlara mahkum etmeye çalışanları dinlemeyin. Yüreklerinize sevgi yerine nefret ekenlere fırsat vermeyin. Gençlerimizin geleceğini çalanlara bugün hep birlikte ‘yeter artık’ diyelim” dedi.

    Başbakan Ahmet Davutoğlu Genç MÜSİAD tarafından düzenlenen 5. Uluslararası Genç İşadamları Kongresi’ne katıldı. Kongrede genç iş adamlarına seslenen Davutoğlu, “Sizler ne 28 şubat, ne koalisyon hükümetlerini yaşadınız. 1990’da kurulan abilerinizin kapısını çalın ve tecrübelerini dinleyin. Eski Türkiye kendi kabuğuna çekilmiş bir Türkiye idi. Koalisyonlarla sürekli kriz yaşayan bir Türkiye idi. Yeni Türkiye ise kabuğunu kırdı, yüzünü dünyaya çevirdi” diye konuştu.

    “HER KOMPLOYU DENEDİLER, OLMADI”

    AK Parti’nin 1 Kasım seçimlerinde oyunu yüzde 9 oranında arttırdığına dikkat çeken Davutoğlu, “7 Haziran’da bütün ülkeye seslenmiştim. Demiştim ki ‘sizin mesajınızı aldık. Biliniz ki bunu doğru okuyacağız. Sakın ola kimse kaygı duymasın bir an dahi bu ülkede yönetim boşluğuna izin vermeyeceğiz demiştim. Başka ülkelerin siyasi gelişmelerine bakın. Hiçbir ülkede herhangi bir parti 5 ayda yüzde 9 puan artışı sergileyemez. Bunun sırrı nerede diye sorarsanız. 7 Haziran akşamı paniğe kapılmadan halkımıza ‘merak etmeyin kim kaos planı yaparsa yapsın bu planları boşa çıkaracak kadrolar emrinizde’ dedik. 1 Kasım’a kadar nasıl komplolara karşı karı kaldığım biliyorsunuz. Suruç saldırısı, Ankara saldırısı, Ceylanpınar’da polislerimizin şehit edilmesi, her komployu denediler. Olmadı olmayacak. 7 Haziran 1 Kasım arasında verdiğimiz sözü tuttuk. Halkımıza bırakın kısa bir yönetim boşluğunu 1 dakika dahi yönetim boşluğu hissettirmedik. Teröre karşı mücadele yürüttük, ekonomik kriz ile boğuştuk. Bir çok uluslararası karşı kampanyalarla uğraştık ama sırtımızı ne millete döndük ne de içimize kapandık. Milletimize güvendik ve Türkiye’yi 1 Kasımda herkesin hayranlıkla izlediği demokrasi zaferi ile buluşturduk. Yüzde 49.5 oy desteği herkese nasip olmaz” şeklinde konuştu.

    “HERKESE 2 ANAHTAR VERECEĞİZ’ DEDİLER, ELDEKİ ANAHTARLAR DA GİTTİ”

    Gençlerle ilgili vaatleri bir bir hayata geçirdiklerini anlatan Davutoğlu, “Artı Türkiye’de genç olmak başlı başına bir onur. Gençlerin genel sağlık sigortası pirim borçlarını sıfırlıyoruz. Öğrencilerin staj yapmalarını özendirici tedbirler alıyoruz. Bütün gençlerimize taahhüdümüz vardı. Gençlere ücretsiz internet erişim imkanı getirecek ve her gencimizin internete ücretsiz erişimini sağlayacağız. Bir haftada baktım ki gençler sosyal medyada daha doğrudan hareket geçiyorlar dün Facebook’tan anlı yayın yaptık. Bundan sonra basın mensupları üstlerine alınmasın ama kendi yayınımızı kendimiz yapacağız. Öyle görünüyor. Seçim öncesinde gençlerle bir sohbette bir araya gelmiştim. Gençlerle kütüphane sohbetlerine devam edeceğiz ama arada sırada Facebook sürprizleri yapacağız. Gençlerimizin bursunu 330’dan 400 TL’ye çıkaran kararı aldık. Gençlerimiz için GENÇDER programını hayata geçiriyoruz. Sanatsal faaliyet ve sportif etkinliklerde bulunan gençlerimize proje bazlı destek vereceğiz. Genç kabiliyetlerin ortaya çıkması için her türlü engeli kaldıracağız. Dünyayı tanımak için pasaport lazım. Taahhütlerimizden biri idi. Öğrenim gören gençlerimizin pasaport harcını kaldırıyoruz. Ayrıca THY ile konuştuk gençlerimizin yurt dışı seyahatlerinde yüzde 20 indirim sağlıyoruz. Allah’ın izni ile bunların bir kısmını hayata geçirdik. Türkiye’de artık her şey çok daha kolay olacak. Allah’ın izni ile yerine getirdiklerimiz dışında bütün vaatlerimiz 3 ayda hayata geçecek. Eskiden vaatler seçim öncesinde yapılır unutulurdu. Şimdi vaatler seçimden 3 ay sonra hayata geçiriliyor. Türkiye geçmişte ne vaatler gördü. ‘Herkese 2 anahtar vereceğiz’ dediler sonra eldeki anahtarlar da gitti” ifadelerini kullandı.

    “SİZİ DAĞLARA, BARİKATLARA MAHKUM ETMEYE ÇALIŞANLARI DİNLEMEYİN”

    Konuşmasında gençlere çağrıda da bulunan Davutoğlu, şunları söyledi:

    “Sınırlarımızın dört bir yanında savaşın yaşandığı, çocukların derin sularda hayalleri ile vedalaştığı, eline taş tutuşturulan gençlerimizin kendi topraklarını yakması için kandırıldığı şu günlerde kardeş olmaya, örnek olmaya ihtiyaç var. Sokakta savaş itilen çocuklarımızı geri kazanmaya ihtiyacımız var. Şu anda hayatların nasıl kararttıklarını göremeyen gençlerin yeniden doğuşlarını görmeye ihtiyaçlarımız var. Sizi sokaklara atarak ölüme gönderen kirli zihinleri oyunlarına gelmeyin. Hayatlarını karartarak sizleri dağlara, barikatlara mahkum etmeye çalışanları dinlemeyin. Yüreklerinize sevgi yerine nefret ekenlere fırsat vermeyin. Gençlerimizin geleceğini çalanlara bugün hep birlikte ‘yeter artık’ diyelim. Hendek kuranlara, tuzak kuranlara, cami yakanlara ‘yeter artık’ diyelim. Uğun temiz bembeyaz bir sayfa açalım. Devlet her zaman bu ülkenin güzel gençlerinin yanında. Yeter ki atın elinizdeki taşları sopaları. Ailenizin yuvalarını yakmayın, yıkmayın. Kulağınıza fısıldanan yalanlar uğruna geleceğinizi bir kenara atmayın. Sizin iyiliğiniz için ne gerekiyorsa yapmaya devam edeceğiz”

    “HER BİRİNİZ DİYARBAKIR’DA BİR GENÇ ESNAFI CAN KARDEŞİ EDİNİN”

    Davutoğlu, genç işadamlarından da Doğu ve Güneydoğu Anadolu’daki esnaflara sahip çıkmalarını isteyerek, “Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da hendeklerden, barikatlardan etkilenen, iş dünyasında önemli engellerle karşılaşan genç esnaflara sahip çıkın. Her biriniz Diyarbakır’da, Şırnak’ta, Van’da bir genç esnafı kan kardeşi, can kardeşi edinin. Ekonomi bakanlığımız devreye girebilir. MÜSİAD devreye girebilir. Buradaki her kardeşimin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da bir helal lokma kardeşi olsun. Biz ülkenin doğusu batısını kuzeyini güneyini kavuşturmaya geldik. 1 Kasım akşamı söylediğim gibi biz bu bereketli topraklara sadece muhabbet ekmeye geldik” dedi.

  • Balıktan Zehirlenen 4 Mahkum Tedavi Altına Alındı

    Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda balık yedikten sonra rahatsızlandıkları ileri sürülen 4 mahkum tedavi altına alındı.

    Alınan bilgiye göre, Eskişehir H Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda 4 mahkumun yedikleri balıktan sonra rahatsızlandıkları ileri sürüldü. Mahkumların rahatsızlanması üzerine İnfaz Kurumu yetkilileri, 112 Acil Servis’i aradı. 4 mahkum, cezaevine gelen sağlık ekiplerince Eskişehir Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Kusma ve mide bulantısı şikayetleri bulunan mahkumların hayati tehlikelerinin bulunmadığı öğrenildi.

  • Madde Bağımlısı Çocuk Yatağa Mahkum Oldu

    Şanlıurfa’da 15 yaşındayken girdiği arkadaş ortamında uyuşturucu madde kullanmaya başlayan çocuk, yatağa mahkum hale geldi.

    Edinilen bilgiye göre, Şanlıurfa’da girdiği arkadaş ortamında madde kullanmaya başlayan ve beyninde hasar oluştuğu için yatağa mahkum olan 16 yaşındaki Yasin Uygar, görmüyor, duymuyor, konuşamıyor ve yürüyemiyor. Akciğerleri tamamen iflas eden çocuk, diyaliz ve solunum cihazına bağlı olarak hayata tutunmaya çalışıyor.

    Haliliye ilçesine bağlı Bağlarbaşı Mahallesi’nde oturan aile ise yaklaşık bir yıldır yatağa mahkum olan çocuklarının tedavisi için her yola başvuruyor. Şanlıurfa ve Ankara’da belli bir süre tedavi gören çocuk, sağlığına kavuşamadı. Ailenin içinde bulunduğu maddi durum ise tedavide en büyük engel. İnşaat işçisi baba, sağlık sigortası olmadığı için Yasin’in tedavisine devam edemiyor. Yetkililerden yardım isteyen Hasan Uygar, devletin kendilerine maddi yardımda bulunduğunu fakat maddi yardım değil, çocuğunun tedavisi için yardım istediğini söyledi.

    Gece gündüz çocuğuyla ilgilenmek zorunda olduğunu belirten Uygar, “Oğlum madde kullanan kişilerin ortamına girdi. Çakmak gazi içtikten sonra tamamen madde bağımlısı oldu. 13 aydır yatıyor. Oğlumun tedavi edilmesini istiyorum. Doktorlara gidiyoruz sahip çıkmıyorlar. Sağ olsun devlet bize yardım ediyor ama yardım istemiyorum, çocuğumun iyileşmesini istiyorum. Oğlum makinelere bağlı yaşıyor. Biz 3 ay Ankara’da kaldık. Yapabileceğimiz bir şey yok diyerek bizi geri gönderdiler. Şu anda şuuru yerinde değil. Makinelere bağlı olarak yaşıyor. Karnından besleniyor. Duymuyor, görmüyor, konuşamıyor, yürüyemiyor. Biraz yattıktan sonra uyanıp kendisini kasar. Ben de masaj yaparım. Daha önce inşaatta çalışıyordum ama şimdi hiçbir iş yapamıyorum. Yetkililerden çocuğumun iyileştirilmesini istiyorum. Sosyal Dayanışma ve Yardımlaşma Vakfı bize yardım ediyor. Allah onlardan razı olsun ama ben yardım istemiyorum, çocuğumun iyileştirilmesini istiyorum” diyerek yetkililerden yardım istedi.