Etiket: Mahkum

  • Firari Mahkum Yakalandı

    Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde Devrek Cezaevi’nden firar eden bir kişi polis ekipleri tarafından evine yapılan operasyonla yakalandı.

    Kdz. Ereğli ilçesinde uyuşturucu ve hırsızlık gibi suçlardan 9 yıl 4 ay hapis cezası bulunan Ö.Ç. geçtiğimiz yıl Ekim ayında cezasının infaz edildiği Devrek Cezaevi’nden firar etti. Uzun süredir aranan Ö.Ç.’nin evine geldiği istihbaratını alan Kdz. Ereğli İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube ekipleri yakın bir noktada pusu kurarak beklemeye başladı. Cezaevi firarisinin evde olduğunu belirleyen polis ekipleri operasyon düzenleyip kendisini gözaltına aldı. Ö.Ç. emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Beycuma Kapalı Cezaevine gönderildi.

  • Mahkum Domuz Gribinden Öldü

    Kahramanmaraş’ta cezaevinde bir mahkum, domuz gribi nedeniyle hayatını kaybetti.

    Edinilen bilgiye göre, Kahramanmaraş Kapalı Cezaevi’nde cinayet suçundan 16 yıldır tutuklu bulunan İslam Maraklı, kan kanserine yakalandı. 1 aydır kan kanseri tedavisi gören Maraklı bir anda fenalaştı. İslam Maraklı kaldırıldığı Necip Fazıl Şehir Hastanesi’nde domuz gribi şüphesiyle karantinaya alındı. İslam Maraklı’dan alınan kan örneklerinde yapılan incelemede H1N1 virüsü olduğu tespit edildi. Teşhisin konulmasıyla yoğun bakımda tedavisi süren İslam Maraklı bugün hayatını kaybetti. Maraklı’nın cenazesi ailesine teslim edilmek üzere hastane morguna kaldırıldı.

  • Zirve Yayınevi Cinayetinde Mahkeme İçişleri Bakanlığı Ve Valiliği Tazminata Mahkum Etti

    Yaklaşık 9 yıl önce Malatya’da 3 kişinin öldürüldüğü Zirve Yayınevi cinayeti ile ilgili ailelerin başvurusu üzerine mahkeme, olayda sorumlu tuttuğu İçişleri Bakanlığı ve Malatya Valiliğini tazminata mahkum etti.

    18 Nisan 2007 tarihinde Malatya’da Zirve Yayınevi’nde Tilman Ekkehart, Necati Aydın ve Uğur Yüksel’in öldürülmesi olayı ile ilgili aileler Malatya İdare Mahkemesi’ne başvurarak tazminat talebinde bulundu.

    Öldürülenlerin aileleri tarafından açılan davada, İçişleri Bakanlığı savunmasında, Zirve Yayınevi ve çalışanlarından baskı ve tehdit aldıkları gerekçesi ile bir başvuruları olmadıkları bu nedenle olayın yaşanmasına idarelerin hizmet kusuru bulunmadığı belirtildi. Olayın sanıklarının halen Malatya 3.Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarının devam ettiği belirtilerek üçüncü şahısların suç niteliği taşıyan eylemlerinin idari hizmetin işleyişi ve ortaya çıkan sonuç arasındaki illiyet bağını kestiği, kusursuz sorumluluk ilkesi gereğince tazminle yükümlü tutulmasını gerektirecek hukuki nedenlerin de bulunmadığı ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunuldu.

    Aynı şekilde Malatya Valiliği de yaptığı savunmada, davaya konu cinayet olayında kendilerine yükletebilecek biz hizmet kusurunun varlığından söz edilemeyeceği belirtti. Zira güvenlik kuvvetlerine tehdit alındığına dair bir bildirimin söz konusu olmadığını ifade eden Valilik, bu nedenlerle idarenin oluşan zararların tanziminden sorumlu tutulamayacağı belirtilerek davanın reddi istedi.

    Malatya İdare Mahkemesi’nde görülen son duruşmada karar verildi. Mahkeme, ailelerin başvurularını haklı bularak İçişleri Bakanlığı ve Malatya Valiliğini kusurlu buldu. Davada, öldürülen 3 kişinin de aile bireylerine yasal faizleriyle birlikte 800 bin ile 1 milyon TL arasında maddi ve manevi tazminat verilmesine hükmetti.

    Zirve Yayınevi’nde öldürülen Alman Uyruklu Tilman Ekkehart Geske’nin aile avukatı İbrahim Kalı, mahkemenin kararı sonrası Malatya Gazeteciler Cemiyeti’nde açıklamalarda bulundu.

    Davanın halen sürdüğünü belirten Avukat Kalı, mağdurların aileleri tarafından idarenin hizmet kusurları olduğu gerekçesiyle Malatya İdare Mahkemesine maddi ve manevi tazminat davası açıldığını söyledi. Davanın bugün sonuçlandığını belirten Kalı, “Suzanna Geske ve çocuklarının vekili olarak açmış olduğumuz maddi ve manevi tazminat davasında mahkeme Tilman Geske’nin eşi Suzanna Geske ve 3 çocuğuna 100’er bin liradan toplam 400 bin TL manevi 17 bin TL’de maddi tazminat verilmesine hükmetti” diye konuştu.

    Avukat Kalı, mahkemenin olayda sorumlu olarak İçişleri Bakanlığı ve Malatya Valiliği’ni gördüğünü belirterek tazminat kararının gerekçesini açıkladı. Mahkemenin Avrupa İnsan Hakları sözleşmesinin 9. maddesine istinaden tazminat kararını verdiğini ifade eden Kalı, “Bu madde bilindiği gibi ‘herkes düşünce vicdan ve din özgürlüğü hakkına sahiptir. Bu hak dinini yada inancını değiştirme özgürlüğünü ister tek başına isterse de başkalarıyla birlikte topluluk içinde, aleni yada gizli olarak, ibadet etmek, öğretmek, uygulamak ve bunlara uymak şeklinde dinini ya da inancını açıklama özgürlüğü içerir’ hükmü yer alır. Keza 10’uncu madde de benzeri ifadelere yer verilmiştir” şeklinde konuştu.

    Benzer maddelerin Anayasa’da da yer aldığını ifade eden Kalı, mahkemenin tazminat kararını 5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması hakkındaki Kanun kapsamında verdiğini dile getirdi. Mahkemenin manevi tazminat kararını ise Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre verdiğini belirten Kalı, Zirve Yayınevi’nde öldürülen Necati Aydın ve Uğur Yüksel’in de ailelerinin başvurularının mahkemece aynı şekilde karara bağlandığını ifade etti.

    Avukat Kalı, mahkemenin kararı doğrultusunda her bir aileye yasal faiziyle birlikte 800 bin TL ile 1 milyon TL arasında tazminat verileceğini söyledi.

    OLAYIN GEÇMİŞİ

    18 Nisan 2007 tarihinde Malatya’da Zirve Yayınevi’nde çalışan Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geske, Necati Aydın ve Uğur Yüksel boğazları kesilerek ve bıçaklanarak öldürülmüştü. Olay yerinde yakalanan Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Abuzer Yıldırım ile Emre Günaydın tutuklanmıştı.

    Cinayetten 2 yıl sonra sanıklardan Emre Günaydın’ın cezaevinde savcılığa verdiği ifade üzerine davanın seyri değişmiş ve olayın azmettiricisi olduğu gerekçesiyle Varol Bülent Aral ile Zirve Yayınevi çalışanı Hüseyin Yelki de tutuklanmıştı. Yelki’nin sonradan tahliye edilmesi ile ilk etapta 6 sanığın yargılandığı davada ikinci 19 sanıklı iddianame hazırlanış ve aralarında emekli Orgeneral Hurşit Tolon, eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger’in bulunduğu şüpheliler hakkında tutuklama kararı çıkarılmıştı.

    Olayın ilk sanığı olan 5 zanlı için uzun tutukluluk süresi kanunu kapsamında 8 Mart 2014’te tahliye kararı çıkmış ve sanıklara adli kontrol tedbirleri doğrultusunda elektronik kelepçe takılmıştı. Emekli Orgeneral Hurşit Tolon’un 10 Haziran 2014’te tahliye edildiği davada şuan tutuklu yargılanan kimse bulunmuyor.

  • Cezası 6 Ay Ertelenen Hasta Mahkum Hayatını Kaybetti

    Denizli’de resmi evrakta sahtecilik gibi suçlardan 6 yıl ceza alan ağır siroz ve karaciğer hastası Mehmet Kurttaş hayatını kaybetti.

    Denizli’nin Adalet mahallesindeki Umut Evleri’nde yaşayan 50 yaşındaki Mehmet Kurttaş, 3 yıl önce cezaevine girdi. Resmi evrakta sahtecilik, tehdit gibi suçlardan 6 yıl ceza alan Mehmet Kurttaş, 2 yıl boyunca Kocabaş D Tipi Cezaevi’nde kaldı. Daha sonra Manisa E Tipi Cezaevi’ne nakledilen Mehmet Kurttaş, alkol kullanımına bağlı olarak siroz ve karaciğer rahatsızlıkları yaşadı. Cezaevindeyken sık sık hastaneye kaldırılan Mehmet Kurttaş, 4 günlük izin ile cezaevinden çıkarılarak Denizli’deki ailesinin yanına getirildi. Evinde ailesiyle birlikte 4 günü de yatakta geçiren Kurttaş’ın yakınları, ağır hasta olan Mehmet Kurttaş’ın cezasının ertelenmesi ya da tamamen affedilmesi için yetkililerden yardım istemişti. Bu süreçte cezası 6 ay ertelenen Kurttaş’ın durumu bir anda ağırlaştı. Kurttaş, yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

    50 yaşındaki Mehmet Kurttaş’ın cenazesi, Ulu Cami’de kılınan cenaze namazının ardından Çakmak Mezarlığı’nda toprağa verildi.

  • Teşhisi Konulamayan Hastalık Konservatuvar Öğrencisini Yatağa Mahkum Etti

    Antalya’da 24 yaşındaki üniversite öğrencisi Halil Özçelik, teşhisi konulamayan hastalığı nedeniyle önce kör, ardından da yatağa mahkum oldu. Anne Gülsüm Özçelik, “Sürekli bağırıyor, artık dayanamıyorum. Teşhisinin konulması için yardım edilmesini istiyoruz” dedi.

    Antalya’da yaşayan Gülsüm ve İbrahim Özçelik çiftinin 24 yaşındaki oğulları Halil Özçelik, üniversite öğrencisiyken bir anda yatağa mahkum hale geldi. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde konservatuvar okuyan ve üniversiteye de dereceyle giren talihsiz genç, 4 enstrüman çalıp dans edebilen hayat dolu bir gençken 2 yıl önce görme kaybı yaşamaya başladı. Görme kaybını takip eden konuşmada zorlanma ve istem dışı hareketleri fark eden aile, oğulları için hemen hastaneye başvurdu. Yatağa mahkum hale gelen Özçelik, sadece sevdiği müziklere elleriyle ritim tutarak tepki veriyor.

    Gence ilk olarak kullandığı bir ilacın yan etki yapmış olabileceği teşhisini koyan doktorlar, hastanın durumu ağırlaşınca çocuklukta geçirilen kızamığın beyinde hasara neden olduğu Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) teşhisini koydu. Özel hastanelere de başvuran aile ise, hastalığın tam olarak SSPE olmadığını, başka bir hastalık olabileceğini söyledi.

    SÜREKLİ BAĞIRIYOR SADECE TEPKİ VERİYOR

    Yatalak olarak evde bakıma muhtaç olan gencin iki gözü de görmüyor ve sadece müziğe karşı tepki veriyor. Sevdiği türkülere eşlik edebilen ve eliyle ritim tutan Halil Özçelik’in annesi Gülsüm Özçelik, çocuğunun bu hale gelmesinin kendisini yıktığını söyledi. Çocuklarının hastalığına tam teşhis koyulabilmesi için yetkililerden yardım beklediklerini belirten anne Özçelik, “İki gözü birden kör oldu. Tabi bizim bu arada gitmediğimiz hastane kalmadı. Subakut Sklerozan Panensefalit (SSPE) teşhisi konuldu. Bu tanıya da soru işareti konuldu doktorlar tarafından. Çocuğum 2 yıldır sürekli bağırıyor gözleri görmediği için. Ben onun bağırmalarına artık dayanamıyorum. Hastalığı neyse gerçek bir teşhis konulmasını istiyorum. Bizim sesimizi duyan olursa yardım etsin. Denemediğimiz bir şey kalmadı. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde konservatuvar okuyordu. 300 kişinin içinden 4’üncü olarak girdi. 4 enstrüman çalıyordu, Latin dansı yapıyordu. Hayat dolu bir çocuktu. Birden böyle yıkılması beni çok yıktı. Şu anda tek isteğimiz hastalığının tam teşhisi. Gün içerisinde sürekli müzik dinletiyorum. Müziği duyunca ritim tutuyor. Sevdiği bir türküyü duyunca gerisini söyleyebiliyor. Acıktığı zaman hafızasını tam toparlarsa acıktığını söyleyebiliyor” dedi.

    Gencin iyi olduğu dönemden geriye ise hastanede tedavi görürken gitar çalıp şarkı söylediği görüntüsü kaldı. Görüntülerde gitar çalan Özçelik, “Evvelim sen oldun ahirim sensin” parçasını seslendiriyor.