Etiket: mahkeme

  • Yüzbaşı Öztürk, Mahkeme başkanının ‘Maç 90 dakika’ notu sorusunu cevapsız bıraktı

    Cumhurbaşkanı’na süikast davasında yargılanan Yüzbaşı Mehmet Öztürk, mahkeme başkanının ‘Maç 90 dakika’ notu sorusunu cevapsız bıraktı.

    Muğla 2’nci Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Cumhurbaşkanına suikast girişimi davasının 10’ncu gününde, Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, duruşmada sanıklardan Yüzbaşı Mehmet Öztürk’e, elindeki not kâğıdını göstererek, “Sen Sincan cezaevinde iken aynı suçtan tutuklu olan başka bir askeri personele ’15 Temmuz bir son değil. Başlangıç olduğunu düşünüyorum. Maç 90 dakika. Daha bir şey bitmedi…’ şeklinde not göndermişsin. Bu konuda ne diyeceksin?” diye sordu.

    Sanık Yüzbaşı Mehmet Öztürk, mahkeme başkanının sorusu üzerine bir süre düşündükten sonra “Avukatım burada değil. Daha sonra beyanda bulunacağım’ diyerek soruyu cevapsız bıraktı.

    Mehmet Öztürk’ün soruşturma kapsamında tutuklu olduğu Sincan cezaevinde, aynı suçlardan tutuklu olan başka bir askerî personele “Komutanlarım, tekrar günaydın. Bir önceki mesajımız kısa düştü. Sizin attığınız gayet iyiydi. Biz malum 15 Temmuz’da Marmaris’e giden gruptaydık. Başımızda Şükrü Binbaşı 23 kişiydik (ÖK+MAK) Kısacası Allah bizi o kadar kalabalık bir polis grubunun içinden sağ salim çıkardı. Ayrıca 15 gün (15 Tem-01 Ağustos) süren arazide aç ve susuz bırakmadı. Hiç olmadık yerlerde su kuyuları çıktı karşımıza (şimdi gitsek bulamayacağımız düşünüyoruz) Sonuçta buradayız. 19 Ağustos’tan bu yana. Toplam 18 gün nezaret-sorgu filan. 15 Temmuz’un bir son değil bir başlangıç olduğuna inanıyoruz. Sürecin bu şekilde devam etmeyeceği ortada. Maç 90 dakika, henüz bitmedi:) Şaka bir yana sizin sesinizi duyduk çok sevindik. Bir önceki odamıza (c-13) göre burası çok iyi. Kıymetini bilmeye ve hakkını vermeye çalışacağız. Mesajlaşmaya devam” şeklinde bir mesaj gönderdiği tespit edilmişti.

  • Çam ağaçlarının kuruma nedenini mahkeme tespit etti

    Muğla’nın Marmaris ilçesinde 5 yıldızlı bir otelin çevresindeki çam ağaçlarının kuruması üzerine otel sahibinin delil tespiti için başvurduğu mahkeme heyetinin çalışması sonuçlandı.

    Bilirkişi ve orman mühendislerinin eşliğinde alınan numune sonuçlarına göre, ağaçların yüksek miktarda zararlı Akdeniz kabuk böceği, topraktaki tuz oranının fazlalılığı ve inşaat çalışmaları sırasında zarar görmesi sonucu kuruduğu ortaya çıktı. Kuruyan 50 çam ağacı Orman İşletme Müdürlüğü tarafından kesildi.

    Mahkeme heyetinin raporunda şu ifadelere yer verildi:

    “İçmeler Pamucak mevkii Orka Sentido Beach Otelin bahçesinde çok sayıda çam ağacının bulunduğu görülmüştür. Birtakım kişiler tarafından bu ağaçların kuruması için ağaç köklerine asit ve zehir döküldüğü iddia edilmiştir. Otel bahçesinden alınan ağaç ve toprak numuneleri analiz için Üniversite laboratuvarına gönderilmiş ve çıkan sonuçlarda ağaçların kök topraklarında herhangi bir kimyasal veya asit özelliği taşıyan bir maddeye rastlanmamıştır. Topraktaki sodyum oranının yüksek düzeyde çıktığı görülmüştür. Ağaçların kurumasına neden olan diğer bir etken ise özellikle çam ve orman ağaçlarında zarar yapan Akdeniz Kabuk Böceği. Bu zararlı kitle üremesi yaptığı için kısa sürede yayılım gösterir ve ağaların tamamının kurumasına neden olduğu anlaşılmıştır.”

    Öte yandan, otel bahçesinde kuruyan 50 ağaç Orman İşletme Müdürlüğü ekiplerince kesilerek kaldırıldı. Otel sahibi kesilen ağaçların yerine Kars ilinde 210 bin metrekare alanı ağaçlandırdı.

  • Mahkeme başkanından darbeciye tokat gibi cevap

    Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Cumhurbaşkanına suikast duruşmasında MAK timinde görevli eski Astsubay Erkan Çıkat ifade verdi. Çıkat ifadesinde devletin kendilerini öldürmek istediğini ileri sürünce Mahkeme başkanı “Devlet sizi istese sonra da öldürürdü” diyerek cevap verdi.

    MAK’çı Erkan Çıkat, “suçlamaları okudum, anladım. Hiç birini kabul etmiyorum” diyerek başladığı ifadesinde, “15 Temmuz esnasında MAK okulunda Astsubay öğretmen idim. Daha önce birçok göreve katıldım. 15 Temmuz’da da bayram izninden yeni dönmüştük. Cuma günü hazırlıklar vardı. Malzeme hazırlanıyordu. Ancak bu hazırlığın niçin yapıldığını bilmiyordum. Olay günü Taner Binbaşı terör elebaşısının alınacağını söyledi. Daha sonra Özel Kuvvet timleri geldi. Malzemeleri kuşandılar. Sıkıyönetim ilan edildiğini duydum. Bunu arkadaşlardan öğrendim. Bunu öğrendikten sonra helikoptere binerek hareket ettik. Bir yere vardık, geldiğimiz yerin Marmaris olduğunu sonradan öğrendim. Ben grupta emniyetçi olan 6 kişiden biriydim. Diğer grup ile telsiz istihbaratımız yoktu. Bu nedenle ne olup bittiğini bilmiyorduk. Gelen iki polisten birini ben kelepçeledim. Hatta kelepçenin fazla sıkı olmamasını bile kontrol ettim” dedi.

    “Yaptığımız işin mantıklı olup olmadığını düşünme fırsatım olmadı”

    Operasyon sırasında sadece emirlere uyduğunu, ancak yaptığı işin mantıklı olup olmadığını düşünme fırsatının bile olmadığını ifade eden Çıkat, “Bana getirilen polisler sağlıklı idi. Polislerde darp görmedim, darp da etmedim. Ancak bölgede karşılıklı ateş oldu. Bir süre sonra kırsala gelince polislerin ateşi hızlandı. Polis ile karşılaştığımızda olayın terör operasyonu olmadığı belli oldu, ama net olarak anlayamadım” diye konuştu.

    Soru üzerine ‘İzli mermi kullanıldı mı?” sorusuna “Atılan 5 mermiden biri zaman zaman izcidir. Ateş oldu, ama neye ateş ettiklerini bilmiyorum. Daha sonra sahaya çıktık. Bizi bırakan ekip gelir bizi alırlar diyorduk, ama gelen giden olmadı. Bir süre sonra açlık ve susuzluk baş gösterince sıkıntı yaşadık. Bizim niyetimiz öldürmek değildi. Bu nedenle kaçtık” dedi.

    Polislerin parasının alınması olayı ile ilgili soruya sanık Erkan Çıkat, “Bu konu ile ilgili bilgim yok. Ben de 65 lira para vardı. Onu paylaştık. FETÖ ile hiçbir bağlantım olmadı. Ben ailemin ve akrabalarımın muhasebesini tutmuyorum. Konya’dan personelin biri FETÖ ile bağlantım olduğunu söylemiş. Benimle mesai yapmayan birinin böyle ifade vermesini mantığım almıyor” dedi.

    “Biz sadece emirleri yerine getirdik”

    İfadesine “Askerliğin mantığı yok” diye devam eden Çıkat, “Ben kimsenin malına zarar verdiğimi düşünmüyorum. Buraya gitmezsem emre itaatsizlik yapmış olacaktım. Bu da ceza yememe neden olacaktı. Geçimimi askerlikten sağlıyorum” dedi.

    “Bizi öldürüp vatan haini ilan edeceklerdi”

    İfadesinde “Benim kanaatim bizi orada infaz edip bizi vatan haini ilan edeceklerdi” deyince mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, “Kişilerin yokluğunda burada böyle konuşmayın. Müdahale etmek durumundayım. Devlet sizi isteseydi sonra da öldürürdü’ diye cevap verdi.

    Mahkeme başkanın ‘Depoya gittiniz ne yaptınız’ sorusunu cevaplandıran Çıkat, “Taner Binbaşının emri ile depoya gittik. MG-4 için 15 bin civarında mermi aldım. Helikopterde MG-4’ü Selman Çankaya kullanıyordu” dedi.

    İfadesine devam edilen Çıkat’a mahkeme başkanı ‘Karakolda kandırıldık diye ifade vermişsin. Doğru mu?’ sorusuna “Ben Emniyette ve savcılıkta Sönmezateş tarafından kandırıldık diye bir ifade vermedim. İddianamede böyle yer almış. Ben bu iddiayı kabul etmiyorum” dedi.

  • (Özel Haber) İran, Türk tırlarını mahkeme kararına rağmen 11 aydır bırakmıyor

    Mersin’den İran’a hurma götüren 9 tır, Bazargan Gümrük Kapısı’nda yaklaşık 11 aydır rehin tutuluyor. Sadece bir paletteki hurmada İsrail etiketi bulunduğundan dolayı tırları rehin alan İranlı yetkililer, bir ay önce mahkeme kararı çıkmasına rağmen tırları bırakmıyor. 9 tırdan 4’ünün sahibi olan Güleç Transport Genel Müdürü Ahmet Can, “2 mahkeme kararını da tanımadılar, arkadaşlarımız orada rehin tutuluyor. Dışişleri Bakanımızdan, Başbakanımızdan, Cumhurbaşkanımızdan yardım istiyoruz” dedi.

    Mersin Limanı’ndan 1 Nisan 2016 tarihinde aldıkları hurmaları İran’a götüren 9 tır, İran’da mahsur kaldı. Bazargan Gümrük Kapısı’nda bir tırda bir paletteki hurmanın üstünde İsrail etiketi bulan İranlı yetkililer, hurma taşıyan 9 tırın tamamını rehin aldı. Yaklaşık 11 aydır İran’da rehin tutulan tırlarla birlikte şoförler, kurtarılmayı bekliyor. 2 mahkeme tarafından tırların hurmalarla birlikte Türkiye’ye iadesi kararı çıkarken, İranlı yetkililer mahkeme kararını yok sayıp, tırların iadesini gerçekleştirmiyor.

    “9 tır hiçbir gerekçe gösterilmeksizin, orada tutuluyor”

    Konuyla ilgili İHA muhabirine açıklama yapan Güleç Transport Uluslararası Nakliyat Genel Müdürü Ahmet Can, İran’da bekletilen 9 tırdan 4’ünün kendilerine ait olduğunu söyledi. Mersin Limanı’ndan İran’a sürekli taşıma yaptıklarını ifade eden Can, “Mersin’de faaliyet gösteriyoruz. Biz 11 ay önce Mersin Limanı’ndan İran’a gitmek üzere 4 tırımızı yükledik. Araçlarımızı buradan İran Bazargan Gümrüğüne gönderdik. Araçlarımız 1 Nisan 2016 tarihinden beri orada. 11 ay olmasına rağmen araçlarımız, şoförlerimizle beraber Bazargan Gümrük Kapısı’nda rehin tutuluyor. Sadece bir palette İsrail etiketinden dolayı. Bu etiketten dolayı mahkeme kararı ile araçlarımız rehin alındı. Bizim 4, başka firmaların da 5 tırı var. 9 tır orada mahsur durumda. Bu 9 aracın 9’u da hiçbir gerekçe gösterilmeksizin, orada tutuluyor. Sadece bir palette çıkan bir etikete bakarak orada tutuyoruz. Olaydan sonra hemen hemen her yere başvuru yaptık. Şu anda Dışişleri Bakanlığımız konuyla ilgileniyor. İran’dan kaynaklı bir türlü sonuç alamıyoruz” diye konuştu.

    “2 mahkeme kararını tanımadılar, arkadaşlarımız orada rehin tutuluyor”

    Hurmalardan İran yetkililerinin numune de aldığını kaydeden Can, şöyle devam etti:

    “Analize götürdüler, baktılar. Bunun dışında mahkeme kararı dediler. Mahkeme kararı da yaklaşık 1 ay önce çıktı. Mahkeme, bu araçların hurmalarla birlikte geldiği ülkeye iade edilmesine karar verdi. Ancak gümrük ve orada istihbarat ’bu mahkeme kararını da tanımıyoruz’ dediler, araçlarımızı, şoförlerimizle birlikte orada rehin tutuluyorlar, mahsur bırakıyorlar. İranlı yetkililer bir üst mahkemeye başvurdu. Üst mahkeme de bu araçların geldiği ülkeye hurmalarla birlikte iade edilmesine karar verdi. Bu sonuç çıkmasına rağmen tırlar geri bırakılmadı. 2 mahkeme kararını da tanımadılar, arkadaşlarımız orada rehin tutuluyor. Neden dolayı bekletiyorlar, gerekçe de yok. Biz Dışişleri Bakanımızdan, Başbakanımızdan, Cumhurbaşkanımızdan yardım istiyoruz. Bu işi çözemesek bizim şoförlerimiz orada çok zorluklar çekiyor ve çok sıkıntılar içindedir. Bize bir el atmalarını istiyorum.”

    “Şoförlerimiz eksi 20 dereceyi bulan soğuklarda yaşam mücadelesi veriyorlar”

    Şoförlerin durumunun da artık iyice kötüleştiğini kaydeden Can, “Şoförlerimiz çok zor şartlarda yaşıyorlar. Şoförlerimiz eksi 20 dereceyi bulan soğuklarda yaşam mücadelesi veriyorlar. Artık araçların ısıtıcıları çalışmıyor. Yiyecek, içecek ihtiyaçlarını çok zor şartlarda karşılayabiliyorlar. Bizim de artık gücümüz tükendi. Bu şoförlerimizin ailesine de biz bakıyoruz. Biz de zor durumdayız. Bir an önce bu araçların bırakılmasını istiyoruz. Zaten mal sahibi de ürününden vazgeçti. ’Yeter ki bu şoförler, bu araçlar geri bırakılsın’ diyor. Biz diyoruz ki malları orada imha edin ya da soğuk hava deposuna alın orada bekletin, tırlarımızla birlikte şoförlerimizi geri bırakın” dedi.

  • Başkan Sözlü’den mahkeme başkanına tepki

    Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Hüseyin Sözlü, kendisine 5 yıl hapis cezası veren mahkeme heyetinin başkanını Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) bağlantılı olmakla suçladı.

    Başkan Sözlü’nün Ceyhan Belediye Başkanlığı döneminde parke taşı ihalesinde iş tamamlanmamasına rağmen tüm ödemeleri yaptığı ve eksik kalan işi de Büyükşehri Belediye Başkanı olduktan sonra ASKİ marifetiyle tamamlatmaya çalıştığı iddiasıyla ’Edimin ifasına fesat karıştırmak ve rüşvet almak’ suçlamalarıyla hakkında 19 yıl istenen davada bugün karar açıklandı.

    Adana 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, mahkeme heyeti tüm sanıkların rüşvet suçlamalarına beraat verdi. Başkan Sözlü’ye ise ‘edimin ifasına fesat karıştırmaktan’ 5 yıl hapis cezası verildi.

    Duruşma sonrasında kendisini karşılayan kalabalığa Adana Adliyesi ve Adana Büyükşehir Belediyesi önünde açıklama yapan Sözlü, “Hüseyin Sözlü faktörünü bertaraf ederek kendilerine alan açmak isteyenler hüsrana uğrayacaktır” diye konuştu.

    Siyasi hayatının hep mücadeleyle geçtiğini söyleyen Hüseyin Sözlü, daha önce 3 seçime aday olduğunu ve hep iktidar güçlerinin önüne engeller koyduğunu iddia etti. Son yerel seçimde Ceyhan Kaymakamı ve dönemin Adana Valisi Hüseyin Avni Coş’un da engeliyle karşılaştığını öne süren Hüseyin Sözlü, Ceyhan’ın mevcut Belediye Başkanı Alemdar Öztürk’ün Coş ve Kaymakam ile birlikte kendisine bu davayı hazırladıklarını iddia etti.

    Partililerine seslenen Sözlü şunları söyledi:

    “İçi boşaltılmış bir bilirkişi raporu ki bilirkişi raporuna imza atanlar bunu aslında bilerek yapmadıklarını itiraf ettiler duruşmada. Açık ve net söylüyorum. Adana Cumhuriyet Başsavcısı Ali Yeldan, 2 hafta önce Ottoman Otel’de AK Parti Adana İl Başkanı Fikret Yeni ile tatil yapmıştır. Yeni, onun telkinleriyle Adalet Bakanlığı’nda temizlik hareketinin görüşmelerini yapmıştır. Mahkemenin başkanı Eray Doğan, 2010 referandumundan sonra FETÖ’cüler tarafından kurulan özel mahkemelerin başkanlarından kalanlardan bir tanesidir ve kendi meslektaşları bilir ki çocuklarını orada okuttuğu için korkan, aciz bir adamdır. Ya talimatlarla bunu yaptı ya da bağlılığı devam ediyor. Mücadelemiz bitmedi. Hiç kimse endişeye kapılmasın. Sözlü yalnız değildir. Sözlü Adana’dan, MHP’li belediye başkanıdır. Bundan sonra pes edeceğimizi sanmasın. Cumhuriyetin memleket çocuklarının hukukçuluğunu icra ettiği üst mahkemeler var. Camiam arkamda. Adanam arkamda.”

    Öte yandan, Yargıtay’ın cezayı onaması halinde Başkan Hüseyin Sözlü’nün belediye başkanlığı görevi düşecek.