Etiket: mahkeme

  • Eski Vergi Rekortmeni İş Adamına Mahkeme Çıkışında Bıçaklı Saldırı

    Manavgatlı iş adamı ve eski vergi rekortmeni Mehmet Dursunoğlu, otomobiline binmek üzereyken arkasından yaklaşaran saldırgan tarafından bıçaklı saldırıya uğrayarak ağır yaralandı.

    Manavgat’ta bulunan ve 2006 yılı Manavgat vergi rekortmeni olan Dursev inşaatın sahibi olan Mehmet Dursunoğlu’nun, hemşehrisi ve arkadaşı olan Mehmet K.’yı inşaatlarında kalıpçı ustası olarak çalıştırdığı, ikilinin arasının bir süre sonra bilinmeyen bir nedenle açıldığı iddia edildi.

    Mehmet K.’nın bir süre önce otomobiline binmek üzere iş yerinden çıkan Mehmet Dursunoğlu’na saldırdığı ve otomobiline zarar verdiği gerekçesiyle Dursunoğlu tarafından hakkında dava açıldığı, olayın meydana geldiği gün bu mahkemenin son duruşmasının yapıldığı bildirildi. Manavgat Adliyesinde görülen davaya Dursunoğlu katılırken Mehmet K.’nın ise katılmadığı öğrenildi. Mahkemeden çıkan Dursunoğlu otomobiline binmek üzereyken arkasından saldıran Mehmet K. tarafından bıçaklı saldırıya uğradı. Olayın ardından vücudunun değişik yerlerinden yaralanan Mehmet Dursunoğlu ambulans ile Manavgat Devlet Hastanesine kaldırıldı. Burada ameliyata alınan Dursunoğlu, ameliyatın ardından Alanya Başkent Hastanesi Yoğun Bakım Servisine sevk edilirken, suç aleti bıçakla birlikte yakalanan Mehmet K., çıkarıldığı mahkeme tarafından tutuklanarak cezaevine gönderildi.

  • Ergenekon’da sıcak gelişme

    ” davasında, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, esasa ilişkin mütalaasını mahkemeye sundu.

     

    Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral , CHP milletvekilleri ve Mehmet al ile emekli Tuğgeneral Veli Küçük’ün de aralarında bulunduğu 67’si tutuklu 275 sanıklı ”” davasının 281. duruşmasında, Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, davayla ilgili, esas hakkındaki mütalaayı tamamladıklarını bildirdi.

     

     


    İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince, Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi’nde oluşturulan salonda görülen duruşmada Pekgüzel, mahkemeye sunduğu mütalaasında, ”Ergenekon terör örgütünün varlığının sabit olduğu anlaşılmıştır” ifadesine yer verdi. Savcı Pekgüzel, 2 bin 271 sayfadan oluşan mütalaayı, özetleyerek okudu.

     

     

     

    BAŞBUĞ’A AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET

    Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilmesini isteyen savcı Pekgüzel, sanıklar emekli Orgeneral Hasan Iğsız, YAŞ üyesi Orgeneral Nusret Taşdeler, Alaattin Sevim, Hıfzı Çubuklu, Hasan Iğsız, İsmail Hakkı Tekin, ve Dursun Çiçek’in de örgüt yöneticiliği suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet hapse çarptırılmasını talep etti.

    Savcı, bu sanıklar hakkında örgüt üyeliği suçlamasıyla dava açılmış olmasından karşın, örgüt yöneticiliğinden ceza verilmesi için ayrıca üyelikten ceza verilmesine gerek olmadığı yönünde görüş bildirdi.

     

     

    TOLON VE ÖZKAN’A MÜEBBET

    Tutuklu yargılanan emekli Orgeneral Hurşit Tolon ve gazeteci Tuncay Özkan’ın cebir ve şiddet kullanarak hükümeti yıkmaya teşebbüs etmek suçundan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.

     

     

    96 SANIĞA ÜYELİK SUÇLAMASI

    Mütalaada aralarında Sedat Peker, Semih Tufan Gülaltay, Mehmet Bora Perinçek, Ali Yasak, Emin Şirin, Güler Kömürcü Öztürk ve Tanju Güvendiren’in de bulunduğu 96 sanığın ”Ergenekon terör örgütüne üye olmak” suçundan 7.5 yıldan 15’er yıla kadar hapisle cezalandırılmaları istendi.

    Emekli Albay Arif Doğan’ın ‘Ergenekon terör örgütü üyeliği’nden 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapsi istendi.

     

     

    ÜMRANİYE BOMBALARINA BERAAT

    Cumhuriyet Savcısı Pekgüzel, haklarında yakalama kararı bulunan firari sanıklar Bedrettin Dalan, emekli Tümgeneral Mustafa Bakıcı, Turan Çömez, Emrah Gönenci ve Saipir Deblevidze’nin ise yakalanamadığını belirtti.

    Firari 5 sanığın dosyasının ayrılması istenilen mütalaada, Danıştay dosyasın sanıkları Süleyman Esen ve Salih Kurter ile Ümraniye’deki gecekonduda ele geçirilen el bombalarının bulunduğu evde kalan Ali Yiğit’in beraatına karar verilmesi talep edildi.

     

    Savcılık mütalaasında, yargılama sürecinde hayatını kaybeden Cumhuriyet Gazetesi eski imtiyaz sahibi ve başyazarı İlhan Selçuk hakkındaki davanın düşürülmesi talep ederken, firari sanıklar hakkındaki dava dosyasının ayrılmasına karara verilmesini talep etti.

    Danıştay saldırısını gerçekleştiren Alparslan Arslan hakkında ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek’, ‘kasten adama öldürmek’ ve başka suçlardan 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

     

     

    PERİNÇEK’E MÜEBBET

    İşçi Partisi (İP) Genel Başkanı Doğu Perinçek’in ‘Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’ni ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs’ suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi.

    Tutuklu yargılanan eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr.  için TCK’nın 312/1 maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

     

    Tutuksuz yargılanan eski YÖK Başkanı Prof. Dr.  için TCK’nın 312/1 maddesi gereğince ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istedi.

    Ergenekon davasında, eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili ‘in ağırlaştırılmış müebbet hapsi istendi. Duruşma savcıları, İbrahim Şahin’in rahatsızlığından dolayı cezasının 25 yıl olarak uygulanmasını talep etti.

     

    Tutuksuz yargılanan eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. ‘nun TCK’nın 312/1 maddesi gereğince, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi.

    Tutuklu sanıklarından emekli Tuğgenerel Levent Ersöz’ün, TCK’nın 312/1 maddesi gereğince, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılmasını istedi.

     

     

    HABERAL’A DA MÜEBBET

    “Ergenekon” davasının tutuklu sanıklarından CHP Milletvekili ‘ın “Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmek” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi.

     

    Tutuksuz sanıklardan emekli Orgeneral ‘un, TCK’nın 312/1’inci maddesi uyarınca, ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi.

    Tutuklu sanıklardan CHP Milletvekili Mustafa Balbay’ın, TCK’nın 312/1’inci maddesi uyarınca, ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istendi.

     

    Emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin hakkında ‘Danıştay saldırısını azmettirmek’ ve ‘cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçlarından iki kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.

  • Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya AYM’ye başvurdu

    12 Eylül döneminin Genelkurmay Başkanı Yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Tahsin Şahinkaya, 12 Eylül davası nedeniyle haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulundu.

     

    Alınan bilgiye göre, Evren ve Şahinkaya, avukatları aracılığıyla dün Yüksek Mahkemeye bireysel başvuru yaptı.

    Başvuruda, Kenan Evren ile Tahsin Şahinkaya hakkında açılan 12 Eylül dönemine ilişkin dava nedeniyle haklarının ihlal edildiği ileri sürüldü.

     
    Dilekçede, Evren ve Şahinkaya’nın, 12 Eylül 1980-6 Aralık 1983 arasında kanunun açıkça suç saydığı eylemlerinin bulunmadığı savunularak, TCK’nın 146’ncı maddesindeki ‘TBMM’yi ortadan kaldırma suçunu işledikleri’ iddiasıyla açılan kamu davasının hukuken yok hükmünde olduğunun tespiti için yapılan başvurular hatırlatıldı.

     

    Davanın görüldüğü Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’ne, ’12 Eylül iddianamesinin ve kamu davasının hukuken yok hükmünde olduğunun’ tespiti için dilekçe verildiği, ancak mahkemece bu istemin reddedildiği belirtildi.

     

    Dilekçede, mahkemenin verdiği ret kararı gereğince iç hukuk yolları tüketildiğinden bireysel başvuru hakkının kullanılmasına karar verildiği kaydedildi.

  • Ayşenur’un hayatına 14 bin lira!

    İzmir’de, alkollü kullandığı aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen kazada, otomobilde bulunan Ayşenur Yanık’ın ölümüne neden olan Ali T.’ye 18 ay hapis cezası verildi.Ayşenur Yanık için sigorta şirketinin 14 bin lira değer biçtiği öğrenilirken, sürücünün aldığı cezayı az bulan Yanık ailesi duruma tepki gösterdi.

     

    Ayşenur Yanık, 12 yaşındayken İzmir‘in ilk kadın futbol takımı Elit Spor’a katıldı. Takımın kalesini koruyan Ayşenur, 2009 yılının Ağustos ayında Kuşadası’ndan arkadaşlarıyla İzmir’e dönmek için yola çıktı. İzmir Aydınotoyolunun Buca kavşağında meydana gelen trafik kazasında, barmenlik yapan 33 yaşındaki Ali T, 1.37 promil alkollü olarak direksiyonuna geçtiği ve aşırı hız yaptığı 35 AJ 3476 plakalı otomobilin direksiyon kontrolünü yitirdi. Hızla bariyerlere çarpan otomobil daha sonra savrularak ormanlık alana girdi. Kazada otomobilde bulunan Ayşenur Yanık öldü, sürücü Ali T ile birlikte 4 kişi yaralandı. Bu sırada tedavisinin ardından 45 gün tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılan sürücü Ali T hakkında, Dokuzuncu Asliye CezaMahkemesi’nde, ‘Taksirli olarak ölüme sebebiyet vermek’ suçundan dava açıldı. Yaklaşık 3 yıl süren yargılama sonrasında sürücü Ali T, 18 ay hapis cezasına çarptırıldı.Ayşenur Yanık için sigorta şirketinin 14 bin lira değer biçtiği öğrenilirken, sürücünün aldığı cezayı az bulan Yanık ailesi duruma tepki gösterdi.

  • İki genç kızın hayatına 60 bin TL

    İki genç kızın hayatına 60 bin TL

    OSMAN AKIN
    BURSA (İHA) –

     

    Bursa’da okul yolunda ölen iki kızın hayatına sigorta şirketi 52 bin 600, bilirkişi ise 59 bin 800 lira değer biçti. Şok yaşayan aileler, 520 bin liralık maddi manevi tazminat davası açtı. Duruşma çıkışında konuşan aileler, “Derdimiz para değil, trafik kazalarındaki ölümleri bitirmek” dedi.
    Edinilen bilgiye göre kaza, 25 Kasım 2010’da merkez Nilüfer ilçesi İzmir yolu üzerinde meydana geldi. Fatih Lisesi Fen Bölümü 2’nci sınıfta okuyan Didem Zeynep Çakar ve Ezgi Nil Topuz, gece boyu sınava çalışıp okullarına gitmek için evden çıktı. İzmir yolu üzerinde yolun karşısına geçmek isteyen iki arkadaşa, G.Ç. idaresindeki 16 GD 730 plakalı minibüs çarptı. Liseli kızlardan geriye, okula giderken asansör kameralarında yaptıkları son makyajın görüntüleri kaldı. Açılan ceza davasında sanık sürücüye toplam 5.5 yıl hapis cezası verildi.
    Cezayı az bulup Yargıtay’a temyize giden aileler, sigorta şirketinin Didem için 27 bin 900, Ezgi için 24 bin 700 lira olmak üzere toplam 52 bin 600 lira, bilirkişinin ise Didem için 31 bin 900, Ezgi için ise 27 bin 900 olmak üzere toplam 59 bin 800 liralık değer biçtiğini söyledi. Bunun şokunu yaşayıp, kabul etmeyen Çakar ve Topuz aileleri, ölen kızları için 10’ar bin lirası maddi, 250 biner lirası da manevi toplam 520 bin liralık tazminat davası açtı. 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen dava çıkışında konuşan kızların babaları adalete veryansın ederek, “Ölen kızlarımızın canının bedeli 30 bin lira olmamalıydı” diye konuştu.

     

    “İNSANLAR KAZALARDA ÖLÜRKEN ADALET ÇOK YAVAŞ İLERLİYOR”
    Uzun zamandır bekledikleri davaya yine girdiklerini ifade eden Ezgi Nil Topuz’un babası Saffet Topuz, “Duruşma yine bizim beklediğimiz ivedilikle sonuçlanmadı. Biz sürekli izliyoruz. Ölümler sürekli devam ediyor. Bu bizi son derece rahatsız ediyor. Biz davaya, adalete güvenmek istiyoruz. Şu anda bizim güvenimiz henüz oluşmadı. Sadece oyalandığımızı düşünüyoruz. Halen bizleri tatmin edecek bir kararlar çıkmadı. Çıkmıyor ve insanlar halen hızla ölmeye devam ediyorlar. Buna karşı adalet son derece ağır bir şekilde ilerliyor” dedi.

     

    “EN BÜYÜK TEMENNİMİZ KAZALARA CAYDIRICI CEZALAR VERİLMESİDİR”
    Ceza davasında sanığa 15 yıl hapis verilmesini beklerken 5.5 yıl hapis verildiğini hatırlatan baba Saffet Topuz, “Biz bunu önce bir şaka gibi algıladık çünkü 5.5 yılın iki zeki insanın ya da bu ülkeye yararlı olacak iki insanın ölümünün karşılığı olmaması gerekiyordu. Ne yazık ki öyle bir karar çıktı. Biz temyize gittik. Temyizin sonucu ne olacak bilmiyoruz ama halen daha bizi tatmin edecek bir karar çıkmadığı gibi sonucunda çok tatmin edecek bir karar da beklemiyoruz aslında. Bizim tek beklentimiz, Meclis’ten çıkacak kanunların biraz daha bu tür davalarda caydırıcı olması. Ölümlerin azaltılması en büyük temennimiz çünkü bu ülkede trafik kazalarında çok büyük sayıda insanımızı kaybediyoruz. Bunların karşılığında verilen cezalar ise yok gibi ya da çok komik miktarlarda” diye konuştu.

     

    “ÖLÜME SEBEP OLAN SÜRÜCÜNÜN DE EHLİYETİNE EL KONULSUN”
    Ayrıca alkollü araç kullanan insanların yakalandığında ehliyetine el konulmasına rağmen trafik kazasında bir kişinin ölümüne sebep olan sürücünün ehliyetine el konulmamasının ayrı bir çelişki olduğunu kaydeden Topuz, özellikle milletvekillerinden kanun çıkarırken bunu dikkate almasını istediğini de sözlerine ekledi.
    Kazada hayatını kaybeden Didem Zeynep Çakar’ın babası Sinan Çakar, “Bu yeni çıkacak trafik yasalarında ölümlü kazaların bir an evvel aşağıya çekilmesi için gerekli tedbirlerin alınmasını istiyoruz. Sigorta şirketinin 30 bin lira vermesi çok gülünç. Kızımın bedelinin bu olmaması lazımdı. Hayat parayla ölçülmez fakat resmen bizimle dalga geçiyorlar. Başka bir şey değil. Verilen cezalar daha caydırıcı olmalı. İnsanların bilinçlendirilmesi gerekir. Ceza da iş değil. Bunlara kökten bir çözüm üretilmesi gerekir. Bizim daha önce yaptığımız imza kampanyaları Meclis’e sunuldu. Bunlar hiç dikkate alınmadı. Bize de bilgi verilmedi. Bu imzalar çöpe mi atıldı? Ya da göz önünde mi alınmıyor? Hiçbir bilgimiz yok. Tüm çabamız bu kazaların sıfıra indirilmesidir” dedi.