Etiket: mahkeme

  • (Özel) Ağaç Kestiği İddia Edilen Engelliyi Mahkeme Affetmedi

    İzmir’in Torbalı ilçesinde, yüzde 80 engelli olan Ahmet Kuzucuk, zeytin ağacı kestiği gerekçesiyle 20 ay hapis cezasına çarptırıldı, tedavi gördüğü bakım evinden alınıp cezaevine konuldu.

    Edinilen bilgiye göre, olay 2014 yılında Kemalpaşa ilçesi Vişneli mahallesinde yaşandı. Arkadaşlarıyla beraber kaldığı bakım evinden izinli çıkan ve yüzde 80 engelli raporu bulunan Ahmet Kuzucuk (37), Vişneli mahallesinde dolaşmaya başladı. İddialara göre, Kuzucuk’un arkadaşları zeytin ağacı keserken olay yerine jandarma ekibi geldi. Jandarma apar topar Kuzucuk ve arkadaşları hakkında işlem başlatarak tek tek ifadelerini aldı.

    ENGELLİ OLDUĞU İÇİN KENDİNİ İFADE EDEMEDİ

    Yüzde 80 engelli olan Ahmet Kuzucuk ise ekiplerin sorgusunda kendini ifade edemedi. Diğer kişiler ağacı kesmediğini söyledi. Kuzucuk hakkında zeytin ağacı kestiği iddiasıyla dava açıldı. Yaklaşık bir yıl önce yaşanan olayda karar çıktı. Mahkeme, Kuzucuk’a, zeytin ağacı kestiği gerekçesiyle 20 ay hapis cezası verdi. Üç yıldır Torbalı bakım evinde kalan engelli vatandaş, karar gereği tutuklanarak Torbalı Cezaevine konuldu.

    BABA KARARA İSYAN ETTİ

    Olayın ardından Ahmet Kuzucuk’un ailesi şok oldu. Oğlunun ağaç kesme olayıyla bir ilgisi bulunmadığını iddia eden baba Cafer Kuzucuk, oğlunun cezevine konulmasına tepki şöyle tepki gösterdi: “Oğlumun ağaç kesmeyle uzaktan yakından bir alakası bulunmuyor. Ayrıca, yüzde 80 zihinsel engelli birisi nasıl cezaevine gönderilir anlamış değilim. Yetkililerden bu konuda yardım istiyorum. Bu nasıl bir adalettir, anlamış değilim. Arkadaşlarının işlediği suç tamamen onun üstüne kaldı.”

  • Zorbey Davası’nda Yerel Mahkeme Direnme Kararı Aldı

    Aydın’da Mart 2012 tarihinde cezaevine götürülürken annesi ile vedalaşma bahanesi ile polisin elinden kaçan ve kendisini yakalamak isteyen polis tarafından vurulması sonucu hayatını kaybeden Mahir Zorbey Demirkaya davası ile ilgili yerel mahkeme kararında ’direnme’ kararı aldı. Yargıtay 12. Ceza Dairesi Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin olayın faili polis memuru Murat Saylam’a verdiği indirimli hali 2 yıl 2 ay 20 gün olan hapis cezasını 12 yıl istedi. Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan duruşmada yerel Mahkeme eski kararında ısrar ederek direnme kararı aldı.

    Polis memuru Murat Saylam’ın avukatı Aydın Barosu Avukatlarından Savaş Akçöltekin, “Yargıtay’ın bozma ilamına uyulmamasını ve eski kararda direnilmesini” talep etti. Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki Başkan Mustafa Ümit, Üyeler Havva Aykut Özbay, Emel Bilgin Çelebi ve Cumhuriyet Savcısı Mehmet Demirel nezaretinde yapıldı. Olayda hayatını kaybeden Mahir Zorbey Demirkaya’nın yakınlarının da katıldığı duruşmada mahkeme direnme kararı verdi. Kararda “Mahkememizin 04-06-2013 tarih ve 2012/125-2013/269 sayılı kararı yerinde görülmekle 5320 S.Y.’nın 8. Maddesi dikkate alınarak uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK nun 326/3 maddesi gereğince ‘Israr Edilmesine” ifadelerine yer verdi.

    “OLAYIN GEÇMİŞİ”

    Aydın’da 5 Mart 2012 günü polis tarafından bir suçtan dolayı gözaltına alınan ve asker firarisi olduğu gerekçesi ile kesinleşmiş hapis cezası yüzüne okunarak Askeri Cezaevi’ne sevk edilen 21 yaşındaki Mahir Zorbey Demirkaya, adliye çıkışında polis memurlarından ricada bulunup yaşlı annesi ile vedalaşmak istemişti. Güvenlik güçleri tarafından Aydın Adliyesi’nden çıkarılan Mahir Zorbey Demirkaya, adliye kapısında beklemekte olan annesi Ş.Y.C. ile vedalaşmak ve annesine sarılmak için güvenlik güçlerinden yardım istedi. İddiaya göre annesi ile vedalaşması için kelepçesi çözülen Demirkaya, annesi ile vedalaşırken birden kaçmaya başladı. Aydın Adliyesi yanındaki bir numaralı sokağa girdikten sonra Ayakkabıcılar Çarşısı’na dönen Demirkaya ile polis arasında kovalamaca başladı. Kaçan şahsı durdurmaya çalışan polis önce havaya uyarı ateşi açtı. Kaçmaya devam eden Mahir Zorbey Demirkaya, Bedesten Çarşısı yakınlarında Murat Saylam isimli polisin tabancasından çıktığı belirtilen kurşunla başından yaralandı. Ağır yaralı olarak hastaneye kaldırılan Mahir Zorbey Demirkaya hayatını kaybetti. Polis gözaltına alındı ve bir süre tutuklu kaldı.

    Aydın 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, sanık polis memuru Murat Saylam’a taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan 4 yıl hapis cezasına çarptırılmasına, kastın aşılmadığı kanaatine varılarak cezanın 2 yıl 2 ay 20 gün hapis cezasına dönüştürülmesine, paraya çevrilmemesine karar verilmişti. Yargıtay 12. Ceza Dairesi’nin cezayı az bulup 12. Yıl istemesine karşın Aydın 1. Ağır Ceza Mahkemesi direnme kararı aldı.

  • Hanefi Bostan: “İstanbul Milli Eğitim Mahkeme Kararlarını Uygulamıyor”

    Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, İstanbul Milli Eğitim İl Müdürlüğünün mahkeme kararlarını uygulamadığını öne sürdü.

    Türk Eğitim-Sen İstanbul İl Başkanı Yrd. Doç. Dr. M. Hanefi Bostan, yazılı bir açıklama yaptı. Bostan yaptığı açıklamada eğitim sistemini konu alarak, Ülke genelinde olduğu gibi İstanbul’da da eğitimin sekteye uğradığını iddia etti. Bostan, Başbakanın son balkon konuşmasında “Herkesin hukuku, güvence altındadır. 78 milyon vatandaşın hukuku mutlak suretle korunacaktır” demesine rağmen kendisini dinleyenin olmadığını savundu. “Mahkeme kararlarını uygulamıyorum diyen veya diyebilen bir yönetici siz hiç tasavvur edebiliyor musunuz veya varlığından haberdar mısınız?” diyen Bostan, İstanbul Valiliği ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünün, haksız yere görevden alınan okul müdürü ve müdür yardımcılarını Danıştay ve idare mahkemesi kararlarına rağmen göreve başlatmadığını iddia etti.

    Bostan, “Bazı valilikler mahkeme kararlarını uygulamaya başladı. Uygulamayanlara ne oluyor? Halbuki idareler tesis ettikleri işlemlerde hukuk ve anayasa gereğini gözetmek ve ona göre hareket etmek durumundadırlar. Anayasa hükmü gereği; kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, kanun veya Anayasa hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez. İstanbul Valisi ve İstanbul İl Milli Eğitim Müdürü hakkında 11 Ağustos 2015 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına yaptığımız suç duyurusu ile ilgili henüz bir gelişme söz konusu değil. Mahkeme kararlarını uygulamamak, kurumlar için intiharın en belirgin göstergesidir” ifadelerini kullandı. İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğünün, eğitim sorunlarını çözme noktasında üzerine düşen görevi yapmadığını öne süren Bostan, “Öğrencilerin sağlıksız ve depreme dayanıksız okullarda eğitim sürdürmesi umurunda değil. Nitekim İstanbul’un Avrupa yakasında yıkım kararı verilen 41 okulda, İstanbul’un Anadolu yakasında da depreme karşı güçlendirme yapılması gereken 36 eğitim kurumunda eğitim devam ediyor” şeklinde konuştu.

    Hanefi Bostan sözlerini şöyle sürdürdü:

    “İstanbul’un Avrupa yakasında yıkım kararı verilen 41 okulla ilgili basında gerekli bilgi yer almıştı. Biz de İstanbul’un Anadolu yakasında depreme karşı güçlendirme yapılması gereken eğitim kurumlarını verelim ki, belki İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve diğer sorumlu kurumlar harekete geçerek gerekli tedbirleri alırlar. Depreme karşı güçlendirme yapılması gereken Anadolu yakasındaki eğitim kurumları; Adalar ilçesinde Büyükada Halk Eğitim Merkezi. Ataşehir ilçesinde T. Emlak Bankası Ataşehir İlköğretim Okulu. Beykoz ilçesinde Ahmet Akça İlköğretim Okulu, Beykoz Mesleki Eğitim Merkezi, Halk Eğitim Merkezi ve Aile Sağlık Ocağı, Tepetarla İlköğretim Okulu, Türker İnanoğlu İlköğretim Okulu, Yavuz Selim İlköğretim Okulu. Çekmeköy ilçesinde Erdal Yılmaz İlkokulu ve Ortaokulu, Sultançiftliği İlkokulu, Vatan Ortaokulu. Kadıköy ilçesinde Feneryolu Pratik Kız Sanat Okulu, Hayriye Kemal Kusun Özel Eğitim Okulu, İhsan Sungu İlköğretim Okulu, Kenan Evren Anadolu Lisesi. Kartal ilçesinde depreme karşı güçlendirildiği halde yıkılıp yeniden yapılması gereken okullar; Yüzüncüyıl Ali Rıza Efendi Ortaokulu, Kartal İmam-Hatip Ortaokulu, Medine Tayfur Sökmen İlkokulu. Maltepe ilçesinde; Maltepe Hülya Oğuz Anaokulu, TEV Abdullah Nezahat Erboz İlköğretim Okulu. Pendik ilçesinde Ballıca İlköğretim Okulu, Fethi Gemuhluoğlu İlkokulu ve Ortaokulu, Mahir İz İlkokulu. Sancaktepe ilçesinde 75. Yıl DMO Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi. Sultanbeyli ilçesinde Hamit Süreyya Eremsel İlkokulu. Şile ilçesinde Şehit Öğretmen Hüseyin Aydemir İlkokulu ve Ortaokulu, Şile Necda Moralıgil İlköğretim Okulu. Tuzla ilçesinde Rotary Vakfı İşitme Engelliler İlkokulu ve Ortaokulu. Ümraniye ilçesinde Birlik İlköğretim Okulu, Ümraniye Anadolu İmam-Hatip Lisesi. Üsküdar ilçesinde Burhaniye İlköğretim Okulu, Çengelköy İlköğretim Okulu, Fuat Baymur İlköğretim Okulu, Hilmi Çalıkoğlu İlköğretim Okulu, Lütfi Erçin İlköğretim Okulu ve Haydarpaşa Anadolu Lisesi-Pansiyon Binası.”

    Hükümetlerin görevinin toplumda huzuru tesis etmek, adaleti, eşitliği sağlamak ile anayasaya ve kanunlara uymak olduğunu ifade eden Hanefi Bostan, aksi bir durumda hukuk tanımazlığı, haksızlığı ve zulmü ilke edinecek bir tutum halinde çocuklarımızın ve gençlerimizin ahlaklı ve dürüst birer insan olarak yetiştirmesinin mümkün olmadığını dile getirdi.

  • Mahkeme, 77 Yıllık Toplu Mezarın Açılmasına Karar Verdi

    Tunceli Sulh Ceza Hakimliği, 1938 yılında öldürülen aynı aileden 9 kişinin gömüldüğü ileri sürülen toplu mezarın açılarak, incelemelerde bulunulmasına karar verdi.

    Tunceli Sulh Ceza Hakimliği, 2015 yılının Nisan ayında Hozat ilçesine bağlı Karabakır köyünde 14 Ağustos 1938 askeri harekatı sırasında Baran ve Canan ailelerinden 24 kişinin topluca öldürüldüğü alanda inceleme yapılması yönünde karar vermesinin ardından benzeri bir kararı da Nazımiye ilçesi Dallıbahçe köyünde bulunduğu ileri sürülen toplu mezar için verdi. Tuncelili Hüseyin Akgün, 1938 askeri harekatı sırasında aralarında bebek ve çocukların da bulunduğu ailesinden 9 kişinin topluca defnedildiği alanda inceleme yapılması talebiyle avukatı Cihan Söylemez aracılığıyla Nazımiye Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulundu. Başsavcılık Akgün’ün talebini zamanaşımını gerekçe göstererek kovuşturmaya yer olmadığına hükmederken, avukat Söylemez kararın kaldırılması için Tunceli Sulh Ceza Hakimliği’ne itirazda bulundu.

    İtirazı görüşen Tunceli Sulh Ceza Hakimliği, Türkiye’nin daha önce benzer davalarda mahkum olduğuna atıfta bulunarak, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi maddeleri ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarının bağlayıcılığını da dikkate alarak, mahalde cenazelerin bulunması amacına yönelik daha kapsamlı bir kazı ve araştırmanın yapılması, bulunması muhtemel kemikler üzerinde laboratuvar analizi yaptırılarak insan kemiği olup olmadığının tespit edilmesi, insan kemiği olması halinde muhtemel ölüm yılı ve nedenlerinin ve akraba DNA eşleştirmelerinin yaptırılarak kalıntıların yakın akrabalara teslim edilmesi gerektiği etkin soruşturma yapılmamasının hem ulusal hem de uluslararası hukuk kurallarına ve sözleşmelere aykırılık teşkil edeceğinden Nazımiye Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının kaldırılmasına karar verdi.

    “HUKUK ADINA SEVİNDİRİCİDİR”

    Avukat Söylemez, Tunceli Sulh Ceza Hakimliği’nin vermiş olduğu kararın Hozat için verdiği kararı da pekiştirdiğini belirterek, “Bu karar bundan sonra 1938 katliamında hayatını kaybetmiş Dersimlilerin toplu mezarlarının olduğu her yerde artık bir içtihat haline gelen bu mahkeme kararı dolayısıyla rahatlıkla adli tıp uzmanları eşliğinde kazı çalışması yapılabilecek. Akıbetleri ve ölüm sebepleri ortaya konabilecektir. Hukuk adına sevindiricidir” dedi.

    BAHÇELİ’Yİ TAZMİNATA MAHKUM ETMİŞTİ

    Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz yıl 4. Uluslararası Hacı Bektaş-ı Veli Aşure Günü’nde Tunceli’de yaşananlara ilişkin “Dersim modern Kerbela’ydı” sözlerinin ardından MHP lideri Devlet Bahçeli’nin katliamda öldürülenleri, canilik, ihanet, isyancılık, barışa kurşun sıkma ve zalimlikle suçlaması mahkemeye taşınmıştı. 1938 katliamında Tunceli’nin Nazımiye ilçesinde aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 9 aile ferdini kaybeden Hüseyin Akgün isimli vatandaş, avukatı Cihan Söylemez aracılığıyla Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi’nde 4.9 kuruşluk tazminat dava açmış, davayı karara bağlayan Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimi Onur Demir, Bahçeli’nin sarf ettiği sözler nedeniyle 4.9 kuruşluk tazminatın yanı sıra kınanmasına da karar vermişti.

  • Soma Davasında Mahkeme Heyeti Ara Karar İçin Toplandı

    Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde devam eden Soma davasında müşteki ve sanık avukatlarının talepleri mahkeme heyeti tarafından alındı. Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, ara kararı açıklamak üzere saat 18.40’ta yeniden toplanacak.

    Soma’da geçen 13 Mayıs’ta meydana gelen maden faciasında, hayatını kaybeden 301 işçinin ölümünde kusurları bulunduğu için haklarında “olası kastla öldürme”, “neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama”, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümü ile birlikte birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma” suçundan dava açılan ve Akhisar Ağır Ceza Mahkemesinde 8’i tutuklu 46 sanığın yargılandığı Soma davasında söz sırası mahkeme heyetinde. 7 gündür devam eden Soma davasında müşteki avukatları, sanıklar ve sanık avukatlarının talepleri alındı.

    Tutuklu sanıklardan hazırlık baş mühendisi Ertan Ersoy’un avukatı Zeki Çolakoğlu, “Müşteki avukatlarının mahkemeye çağrılmasını talep ettiği ilk bilirkişi heyetinin mahkemeye gelmesini istemiyoruz. Bu bilirkişilerin güvenilirliği kalmamıştır. Müvekkilimin sorumluluğunun olmadığını düşünüyorum. Tutuklu durumunun adli kontrol şartları dahilinde kaldırılmasını talep ediyorum” dedi.

    CEZA SORUMLULUĞU ŞAHSİDİR

    Vardiya amiri Yasin Kurnaz’ın avukatı Aytaç Yüksel ise, “Ceza sorumluluğu şahsidir. Kim ne kusuru varsa ona göre yargılanmalı. Sanıkların bilirkişilerin bile ayrıma düştüğü bir olayda olası kastla yargılanmaları anlamsızdır. Hala aynı bilirkişi ve müfettiş raporlarına göre müvekkillerimizin tutukluluk haleleri devam ediyor ve biz adli kontrol ile tahliye talep ediyoruz. Kamusal iddia makamı olan savcılık bilirkişi raporuna dayanarak olay yerine gidildiğini söylüyor ve tutukluluk hallerinin devamı istiyor ancak aynı bilirkişi raporu olay yerine ulaşılamadığını söylüyor. Adil yargılama gereği kişinin neyle suçlandığını bilmesi gerekir. Mahkeme heyetinden tahliye talep ediyoruz” diye konuştu.

    KUVVETLİ SUÇ ŞÜPHESİNDE SANIĞIN FİİLİ GEREKLİDİR

    Vardiya Amiri tutuklu sanık Hilmi Kazık’ın avukatı Kadir Er de, “Kuvvetli suç şüphesinde sanığın fiili gereklidir. Geldiğimiz aşama itibariyle müvekkilimin üzerine atıl bir fiil yoktur. İddianamenin hazırladığı tutukluluk halinin altı boş kalmıştır. Tutukluluk hallerinin devamı mümkün değildir. İlliyet bağı diğer sanıklarda olduğu gibi ortaya konulamadığından adli kontrolle tahliye talep ediyoruz” dedi.

    Tutuksuz sanık avukatları da müvekkillerinin mahkemeden bağışık tutulması ve haklarındaki adli kontrol kararının kaldırılmasını talep ettiler.

    Mahkeme heyeti müşteki, sanık ve sanık avukatlarının talebini aldıktan sonra ara karar vermek için toplandı. Mahkeme heyeti ara kararı 18.40’ta açıklayacak.