Etiket: mahkeme

  • Hgs Cezalarında Mahkeme Emsal Niteliğinde Karar Verdi

    Nevşehir’de özel bir nakliye firması sahibi olan, bugüne kadar 50 bin TL ceza ödeyen Zafer Çetinel, gelen cezalar sonrasında soluğu mahkemede aldı. Nevşehir’de HGS cezası için Pazarcık Sulh Ceza Mahkemesine itiraz eden Zafer Çetinel’in Avukatı Fazlı Koç’un itirazını yerinde bulan mahkeme, dorselere kesilen cezaların iptaline karar verdi. Avukat Fazlı Koç, “Bu karar Türkiye’de emsal gösterilecek bir karar” dedi.

    Konuyla ilgili açıklamada bulunan Av. Fazlı Koç, “Bizim açtığımız dava TIR ve dorseler ile ilgili olarak kaçış geçişler ile ilgili bir davaydı. Biliyorsunuz TIR’lar ve dorseler geçişlerde iki plakaya sahiptir. Çekicilerin geçiş esnasında her ne kadar HGS okunuyorsa da arkadaki dorselerin plakaları HGS sistemi tarafından da okunuyor. HGS’lerde kaçak geçiş olarak görünüyor. Bundan dolayı bir çok nakliyeci ve şoför arkadaşlarımıza ceza gelmektedir. Buna ilişkin olarak biz Pazarcık Sulh Ceza Hakimliği’ne başvuruda bulunduk. Pazarcık Sulh Ceza Hakimliği dorselere ilişkin olarak verilen cezayı iptal etti. Burada kanaatimce idari bir hata vardır. Dorseler motorlu araç niteliğinde değildir. Dorseler çekiciler ile birlikte bir motorlu araçtır. Bundan dolayı kesilen cezaların iptaline ilişkin olarak Pazarcık Sulh Ceza Mahkememizin verdiği bir karar var. Vatandaşlarımız da dorseler ile ilgili verilen cezayı Sulh Ceza Mahkemelerine başvurduklarında iptaline ilişkin bir karar çıkarttık. Bu emsal bir karardır. Bu kararı tüm şoför arkadaşlarımız kullanabilirler. Bunu kendi yöntemleriyle yapabilecekleri gibi internet sitemizden de ulaşabilirler’’ diye konuştu.

    Müvekkilinin bugüne kadar 50 bin TL üzerinde ceza ödediğini belirten Koç, “Müvekkilim 50 bin TL üzerinde bir HGS geçiş cezası ödedi. Bu HGS geçiş cezalarında HGS kartlarının dolu olmasına rağmen ödedi. En sonunda bundan idari başvuruları yaptı. İdari başvurularında bir sonuç alamamış ve sonra bize geldi. Biz bugüne kadar 200’ün üzerinde HGS geçiş cezalarına itirazda bulunduk” şeklinde konuştu.

    Araç sürücülerine de uyarılarda bulunan Av. Fazlı Koç, “Gelen ihbar kağıdının üzerinde de belirtildiği gibi belli bir sürenin içerisinde dava açmaları gerekmektedir. Sulh Ceza Mahkemeleri bu konuda yetkilidir” dedi.

  • Evde Kedi Beslemeye Mahkeme Onayı

    13 yıldır beslediği kedisinden ayrılmamak için yaşadığı şehirden ayrılmak zorunda bırakılan Ayşegül Yetiş, beslediği sokak kedilerine ve evdeki kedisine verilen tahliye kararını temyize taşıdı. Son görülen duruşmada mahkeme, Türkiye’de emsal teşkil edecek, “Sokak hayvanını beslemek insani bir zorunluluktur, kedinin ortak alanda yada evde beslenmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Kedi insanlara zarar verebilecek bir yapıya sahip değildir, kedi tahliye edilebilecek bir canlı değildir” kararını verdi.

    Bursa Hamitler TOKİ’de oturan hemşire 34 yaşındaki Ayşegül Yetiş, 2 yıl önce site yönetimi ile evinde ve site içinde beslediği kediler yüzünden mahkemelik oldu. Açılan dava üzerine evde keşif yapan Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi, ’Toplu Yapı Temsilciler Kurulu izin vermediği müddetçe müstakil veya ortak yerlerde ticari maksatla dahi olsa kedi, köpek ve kümes hayvanları beslenemez’ şeklindeki hükmü esas alarak, davalı Yetiş’in evde ve site içinde kedi beslemesinden men edilmesine karar verdi. 10 yıldır birlikte yaşadığı kedisini sokağa atmaktansa yeni aldığı evini satan hemşire Yetiş, tayinini istediği Antalya’ya yerleşti.

    Avukatı Nilay Parlar Ateş aracılığıyla kararı temyize taşıyan Yetiş, Yargıtay, Sulh Hukuk Mahkemeleri’nin evden tahliye yönünde karar vermesinin söz konusu olmadığını, bu alanda yetkili mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu ifade ederek, kararı usulden bozdu. Son görülen davada ’Sokak hayvanını beslemek insani bir zorunluluktur, kedinin ortak alanda ya da evde beslenmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Kedi insanlara zarar verebilecek bir yapıya sahip değildir’ denildi ve kedinin tahliye edilebilecek bir canlı olmadığına karar verildi.

    Kararı değerlendiren Ayşegül Yetiş, kedi sevgisinin doğuştan geldiğini belirterek, kedilerin içinde büyüdüğünü belirtti.

    Meslek sahibi olmasıyla birlikte kendi hayvanlarını beslemeye başladığını aktaran Yetiş, kediler ile yaşamayı tercih ettiğini kaydetti. İran Şinşila cinsi kedisi Maviş’in arkadaşları tarafından kendisine hediye edildiğini dile getiren Yetiş, “İlk beslemeye başladığım kedi terastan düşüp ölünce çok üzüldüm. Mesai arkadaşlarım da bana destek olmak için 1 yaşındaki Maviş’i hediye ettiler. 13 yıldır benimle birlikte yaşıyor. Ve bugüne kadar hiç ayrılmayı düşünmedim” dedi.

    “SİTE YÖNETİMİ TEPKİ GÖSTERDİ”

    Bursa’ya ilk tayini çıktığında Hamitler TOKİ’de yaşamaya başladığını aktaran Yetiş, “Ablamlar da oradaydı. Oraya taşındığımda hayvanlarım vardı, Maviş de 7 yaşına gelmişti. Yeni yerimde sokak hayvanlarına da sokakta bakmaya başladım. Hayvanlara çok kötü davranan insanlar vardı. Evde kedime bakarken sokaktaki canlıyı aç bırakamazdım. Çevrede yaşayan kişiler, benim sokak hayvanlarına bakmamı istemedi. ’Hayvandır kendisi beslenir, kendisi bulur, biz hayvanların beslenmesini istemiyoruz’ diye beni dava ettiler” diye konuştu.

    “KEDİ BESLEDİĞİM İÇİN DAVA AÇILDI”

    Kedi beslemesinin kimseyi rahatsız etmediğinin altını çizen Yetiş, “Hayvanların yaşam alanı sokaktı ve mama ve su veriyordum. Kimseye rahatsızlık veren canlılar değildi. Bir iki kişi dışında rahatsız olan yoktu. Küçük bir hayvanın taşkınlığı ve saldırganlığı yoktu. Ama hayvanlar sevilmediği için dava açıldı. Sokak hayvanının beslenmesini istemiyoruz, site yönetimine göre ortak alanda ticari maksatla dahi olsa tavuk, keçi, evcil hayvan beslenemez şeklindeki bir maddeye güvenerek dava yoluna gittiler. İlk davada biz kaybettik ve evdeki beslediğim kediye de tahliye kararı verildi. Kedimi bırakamadığım için TOKİ’den aldığım evi ucuz bir şekilde geri iade ettim. Maddi manevi bütün zararları göze alarak Antalya’ya yerleştim” ifadelerine yer verdi.

    “EVİMDEKİ KEDİYE DAHİ TAHLİYE KARARI VERİLMİŞTİ”

    Davaya evde beslenen bir köpeğin emsal gösterildiğini belirten Yetiş, “Ben de duruşmada benim evimde beslediğim kedi ile ilgili bir durum yok. Ev köpeği ile sokak kedisi kıyaslanarak emsal gösterildi. Bunun üzerine evdeki kedinin de tahliyesi gündeme geldi. Site yönetimi bu yönde karar değiştirdi. Bunun üzerine evdeki kediye de sokaktaki kediye de tahliye kararı verildi. Bunun üzerine bende evimi şehrimi bırakım Antalya’ya geldim” dedi.

    “EMSAL BİR KARAR VERİLDİ”

    Tahliye kararı verildiğinde kedisi Maviş’i 10 yıldır beslediğini ifade eden Yetiş, “Bütün hayatımı paylaştım. Sokağa atamazdım. Bu kararın ardından Bursa’dan yakınlarımdan, iş ortamından ayrılmak çok zor oldu. Yeni bir hayat ve düzen kurmak zorunda bırakıldım. Biz ilk davanın tahliye kararını temyize götürdük. İlk kararda, Ayşegül Yetiş’in sokak hayvanını ve evdeki kediyi beslemesinin men edilmesine karar verildi. Bunun üzerine temyizde karar bozuldu. Yeniden dava asli hukukta görüldü. Biz kazandık. ’Sokak hayvanını beslemek insani bir zorunluluktur, kedinin ortak alanda yada evde beslenmesinde herhangi bir sakınca yoktur. Kedi insanlara zarar verebilecek bir yapıya sahip değildir’ denildi. Kedinin tahliye edilebilecek bir canlı olmadığına karar verildi” ifadelerini kaydetti.

    “BÜYÜK MÜCADELE VERDİK”

    Kararın tüm Türkiye’de emsal olacağını vurgulayan Yetiş, “Diğer kediler aynı kaderi yaşamasın diye büyük mücadele verdik. Maviş için dünyanın öbür ucuna da giderdim. Ama benim gibi yapabilecek imkanı olmayan insanlar var. Onlar için haklarını savunmaya devam ettim. Ve sonuçta kazandık. İyi olan kazanacaktı. Adalet yerini buldu. Olması gereken buydu. İyilikten yanayız diyoruz ama küçücük bir canlının varlığına tahammül edemiyoruz. Böyle olmaması gerektiğini adalet de gösterdi. Davanın da devamını getirmeyi düşünüyorum. Çünkü hiçbir kötülük cezasız kalmamalıdır. İnsanlar yaptıklarıyla rahat rahat oturmamalıdır” dedi.

    “BURSA’YA DÖNMEYECEK”

    Karar ile başka kedilerin de evden atılmasının önüne geçildiğini kaydeden Yetiş, “Kararın sevincini yaşıyoruz. Maviş çok mutlu, bahçeli bir evde yaşıyor. Önemli olan maviş benim yanımda. Kazanmama rağmen eski yaşadığım yere geri dönmeyi düşünmüyorum” diye konuştu.

    “ARTIK KİMSE TEDİRGİN OLMASIN”

    Yetiş, “Sokak hayvanlarını unutmayın. Onların yaşam hakkına saygı göstersinler. Bunu insanı görev olarak yapalım. Bir kap yemek ve su bırakalım. Kimse sokak kedisini veya köpeğini kedisini evinde beslerken tedirgin olmasın. 3 yıldır maddi manevi beni yıpratan bir davayı kazandık. Biz bunun hukuk yönünden başardık. Adalet yerini buldu emsal bir karara imza attık” ifadelerini kullandı.

  • Kayseri’de Mahkeme İsrail’i 251 Bin TL Tazminata Mahkum Etti

    Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, Mavi Marmara yolcusu Ahmet Aydın Bekar için açılan davanın karar duruşmasında İsrail Devleti’ni 250 bin TL manevi, bin TL maddi tazminat ödemesine hükmetti.

    Avukat Ersin Umman tarafından yapılan açıklamada, Mavi Marmara yolcusu iken İsrail’in saldırısıyla yaralanan Ahmet Aydın Bekar için açılan davada kararın verildiğini ve İsrail’e 250 bin TL manevi, bin TL de maddi tazminat ödenmesine hükmedildiğini söyledi. Av. Umman, “İHH İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı öncülüğünde Gazze’ye insani yardım amacıyla yola çıkan ve sadece yardım gönüllüleri ile insani yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara gemisi ve filodaki diğer gemiler, 31 Mayıs 2010 günü tüm dünyanın gözleri önünde İsrail askeri güçlerinin hukuk dışı saldırısıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu vahşi ve akıl almaz saldırı esnasında ve devam eden süreçte 10 insani yardım gönüllüsü hayatını kaybetmiş, onlarca insan gözaltına alınmış, yaralı insanlara kelepçe takılarak günlerce hücrelerde alıkonulmuş ve kendilerine işkence edilmiş, malları yağmalanmış, gemilere zarar verilmiştir. İsrail’in yıllardır Gazze’de ve Ortadoğu’da faili olduğu zalimliklerin devamı niteliğinde olan bu saldırının mağdurları adına adalet arayışı başlatılmış ve mümkün olan her mecrada İsrail’in haksızlığının tescil edilmesi için çaba sarf edilmiştir. Tüm bunlara ek olarak İsrail Devleti’nin Mavi Marmara’da yapmış olduğu eylemlerin haksız fiil niteliğinde olduğu ve bu nedenle tazminat sorumluluğu bulunduğundan hareketle Türkiye’de çeşitli illerde tazminat davaları açılmıştır. Bu bağlamda Kayseri’de ikamet eden Mavi Marmara yolcusu Ahmet Aydın Bekar için açmış olduğumuz tazminat davasında Kayseri 8. Asliye Hukuk Mahkemesi 2013/236E sayılı dosyası ile İsrail Devleti’nin haksız fiil sorumluluğunu bir kez daha tescil etmiş ve İsrail’in 250 bin TL manevi, bin TL maddi tazminat ödemesine hükmetmiştir. Bu karar Türkiye’nin değişik illerinde açılmış ve devam eden davalara emsal teşkil edecek niteliktedir. Özellikle İsrail Devleti ile yapılan anlaşma görüşmelerinden sıklıkla bahsedildiği bir dönemde haklılığımızı tescillemesi açısından son derece doğru, yerinde ve önemli bir karardır” diye konuştu.

    “MÜCADELE ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ”

    İHH Kayseri Yönetim Kurulu Üyesi Mahmut Satıcı ise mücadele etmeye devam edeceklerini ifade ederek, “Kayseri İHH İnsani Yardım Derneği olarak bizlere o dönemde yurt içinden ve yurt dışından birçok insan adalet anlayışımızın hayal bile edilemeyeceğini, gereksiz bir mücadele verdiğimizi söylüyorlardı. Ancak biz gördük ki doğru olduğuna inanıyorsanız, mazlum ve haklıysanız, tek başınıza kalsanız bile bu mücadelenin yapılması gerekiyordu. Yaptık. Mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi.

  • (Özel Haber) Paşa Torununun Mahkeme Zaferi

    Sadr-ı Esbak Melek Mehmed Paşa’nın 3. kuşak torunu 73 yaşındaki Nedim Mehmet Akdoğan, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile dedesinin kurmuş olduğu Sadr-ı Esbak Vezir Melek Mehmed Paşa Vakfına açtığı ‘Galya Fazlası’ davasını kazandı.

    57 YIL SONRA GELEN ZAFER

    Paşa torunu Nedim Mehmet Akdoğan, babası Emin Sebahattin Akdoğan’ın dedesinin kurduğu vakfın gelirinden galya fazlasını alabilmek için 1950 yılında verdiği hukuk mücadelesini 57 yıl sonra kazandı. Akdoğan şimdi temyiz için Yargıtay’a giden kararın sonuçlanmasını bekliyor.

    BABASININ ARZUSUNU YERİNE GETİRMEK İÇİN

    Babasının Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından vakıf evladı olarak görüldüğünü ifade eden Nedim Mehmet Akdoğan, “Rahmetli babam 1950 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğüne bir dilekçe verir, dilekçeye verilen cevapta vakıf evladı olduğu ve şartlara uygun olduğu kabul edilir ancak annesi Cemile Akdoğan hayatta olduğu için galya fazlası verilemeyeceği beyan edilmiştir. 2005 yılında elime geçen evrakla babamın bu arzusunu yerine getirip tamamlamak üzere 2011 yılında vakfa dava açtım” dedi.

    “HAK TALEP ETTİĞİM PAŞALAR ORTADADIR”

    Akdoğan, “Babaannem Cemile Akdoğan’ın babası İstanbul temyiz ve İstinaf Müddeumimisi Mehmet Cemalettin Bey’in babası Mehmet Reşit Paşa’dır. Mehmet Reşit Paşa, Vezir melek Mehmet Paşa’nın torunudur. Dolayısı ile hak talep ettiğim paşalar ortadır. Bunun neresine itiraz etmektedirler hala anlamış değilim” diye konuştu.

    “AKDOĞAN AİLESİNİN SOYU KURUMAMIŞTIR”

    Sadr-ı Esbak Vezir Melek Mehmed Paşa Vakfının başına geçmesi gerektiğini belirten Akdoğan, “Vakıf 1947 yılında Babaannem Cemile Akdoğan’a yönetilmesi için veriliyor. Babaannemin ölümü 1957 yılına kadar da vakıf Akdoğan ailesine devrediliyor. Ancak vakfın yönetimi 1957 yılından 1981 yılına kadar muallakta kalıyor. Daha sonra da Siyavuşoğlu ailesine veriliyor. Halbuki Akdoğan ailesinin soyu kurumamıştır. Bu nedenle dava açtım ve davamda da haklıyım” şeklinde konuştu.

  • Mahkeme Kararını Kutladılar

    Muğla’nın Bodrum ilçesinde yapılmak istenen Rüzgar Elektrik Santralleri için Muğla 2. İdare Mahkemesi yürütmeyi durdurma kararı verirken, bu karar Bodrumlular tarafından sevinçle karşılandı.

    İlçeye bağlı Yalıkavak Mahallesinde yapılması planlanan ve geçtiğimiz haftalarda inşaat çalışmaları başlayan rüzgar elektrik santralleri ile ilgili, bölgede arazisi olan ve yaşanan bazı vatandaşlar adına açılan davada mahkeme yürütmeyi durdurma kararı verdi. Karar üzerine Bodrum Belediye Meydanında toplanan bölge halkı mahkemenin kararını davul zurnayla kutlarken, kutlamaya CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir ve Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon başta olmak üzere çok sayıda sivil toplum örgütü üyesi katıldı.

    Yerel kıyafetler giyen kadınların davul zurna eşliğinde yöresel oyunları oynamasının ardından bir açıklama yapan Bodrum Yarımadası Çevre Koruma Platformu üyesi Mustafa Tanışık şunları söyledi;

    “RES şirketi, yargı kararlarını yok sayarak izinsiz şekilde Geriş tepelerinin bağrını deşmeye, tarım alanlarını ve SİT alanlarını yok etmeye başladı. Bodrumlularca açılan davalarda Muğla 2. İdare Mahkemesi uzun süreden beri beklenen kararını verdi. 5 ayrı üniversiteden 9 ayrı uzman tarafından her dava için hazırlanan 80’er sayfalık bilirkişilik raporlarına dayanmaktadır. Bu bilirkişilerin tamamı oy birliğiyle Geriş RES projesinin insan sağlığı ve çevreye zarar vereceğini kamu yararı olmadığını belirtmiştir. Açılan davalarda şirket lehine sonuçlanan tek bir dava bile yoktur”.

    Mustafa Tanışık’ın ardından bir konuşma yapan Bodrum Belediye Başkanı Mehmet Kocadon ise şunları söyledi;”Bodrum halkının medeni ve hoşgörülü oluşu bu firmaya biraz da ev sahipliği yapmıştır. Bugün de bu kararla bu mutluluğu yaşıyoruz. Bu dava bundan sonra da devam edecek. Önümüzdeki hafta Yalıkavak meydanında bu direnişi bir kez daha göstereceğiz. Biz RES’lere değil Bodrum’un kentsel kimliğinin bozulmasına karşıyız”

    CHP Muğla Milletvekili Prof. Dr. Nurettin Demir ise, “Biz enerjiye karşı değiliz, hele yenilenebilir enerjinin hep yanındayız. Ama gelip de evimin tepesinde, limanda, turistlerin başında böyle birşeyin yapılmasına karşıyız” dedi.

    Bölgedeki arazi sahiplerinin avukatı Remzi Kazmaz ise, bir yıldan bu yana RES’lerle mücadele ettiklerini belirterek, “HES’lerin de, RES’lerin de kurulduğu alanlar hep insanların yaşadığı alanlardır. Canlıların yaşadığı alanlar olmasından dolayı, bu güzel ülkeyi ve dünyayı korumak adına hep hukuki mücadele yaptık. Bu karar sadece benim değil, Bodrumlu sivil toplum kuruluşlarının, halkın mücadelesiyle alınan karardır. Geriş halkının kararıdır. RES’ler Bodrum’dna gidene kadar hep omuz omuza olacağız. Türkiye’deki tüm çevre dostlarını Yalıkavak’a bekliyorum. Türkiye bir hukuk devletidir. Ama ben bu karar şüpheyle bakıyorum, yarın ne olacağı belli olmaz. Bir yıl 20 gündür bu olayla uğraşıyoruz. Mahkeme kararlarına rağmen firma bölgeye girdi. Bodrum halkı bölgede çadır kurdu Bodrum Kaymakamı faaliyeti durdurmak zorunda kaldı” dedi.

    Öte yandan mahkemenin verdiği bu ara karar üzerine, yatırımı yapan firma olan Rüzgar Elektrik Üretim A.Ş., inşaat faaliyetine şimdilik ara verdiğini yazılı bir basın açıklamasıyla duyurdu.