Etiket: mahkeme

  • Mahkeme başkanı bile dayanamadı

    Bolu’da 30 yaşındaki zihinsel engelli Erhan Gümüş’ü işkence yaparak öldüren Ömer Şancı (32), Gökhan Çakır (34) ve Ömür Baltacıoğlu (48) bugün görülen duruşmalarında işledikleri cinayeti soğuk kanlılıkla anlattılar. Zanlılar ifadelerinde öldürdükleri gence önce işkence yaptıklarını sonra boğazını kestiklerini ifadeler etitler.

    Bolu’da Şubat ayında zihinsel engelli Erhan Gümüş isimli vatandaşı ormanlık alana götürerek öldüren Ömer Şancı, Gökhan Çakır ve Ömür Baltacıoğlu’nun Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmalarına başlandı. Yoğun güvenlik önlemi altında adliyeye götürülen 3 zanlı çıkarıldıkları mahkemede işledikleri cinayeti kan donduran ifadelerle anlattılar.

    Duruşmada ifade veren zanlılardan Ömür Baltacıoğlu, suçlamaları kabul etmediğini ve sadece Erhan Gümüş’ün gömülmesine yardım ettiğini belirterek şunları söyledi; “Gökhan, ormanda Erhan’ın pantolonunu yarıya kadar indirip mahrem yerlerinde ki tüylerini yaktı. Ömer de, Erhan’ın kafasına sert bir şekilde tekme attı. Ben de ağzına viski döktüm. Viski döktükten sonra ağzından kan fışkırdı. Gökhan cebinden kendine ait bir bıçak çıkarıp bana verdi. Boğazına bir kesik attım fakat derin değildi. Benim kesemediğimi söyleyen Ömer, bıçağı elimden alıp şahdamarına kadar kesti. Olaylar 2 Şubat gecesi olmuştu. 19 Şubat günü bıraktığımız yerden alıp gömmeye karar verdik. Kıyafetlerini çöpe attık. Gömmek için cesedi soyduk ve cenin pozisyonunda toprağa gömdük.”

    Cesede cinsel istismar iddiası

    Duruşmada, Ömer Şancı hakkında Erhan Gümüş’ün cesedine cinsel istismarda bulunduğu iddiasına karşı mahkeme başkanı “17 gün sonra gidip de bir ölüye cinsel istismarda bulunacak kadar alçalmış olamazsınız herhalde” diyerek tepki gösterdi.

    “Adalet yerini bulacak”

    Bolu Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın ardından Erhan Gümüş’ün kardeşi Zekeriya Gümüş açıklama yapak şu ifadelerde bulundu; “Adalet yerini bulacak inanıyorum. Bunların yanına kalmayacak. Çok üzüldük ama dimdik ayaktayız. Ne olursa olsun zihinsel engelliydi. Ölüm hepimizin gideceği yer ama ben bu şekilde ölümü hak ettiğini düşünmüyorum kardeşimin. En ağır ceza alacaklarına inanıyorum. Adalet yerini bulsun istiyorum” ifadelerini kullandı.

  • FETÖ zanlıları için mahkeme kararını verdi

    Bilecik’in Pazaryeri ilçesinde, Fethullahçı Terör Örgütü/ Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında mahkemeye sevk edilen memurlardan 1’i tutuklandı, diğer 3’ü ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

    Geçtiğimiz hafta Bozüyük ve Pazaryeri İlçe Emniyet Müdürlüklerinin ortaklaşa düzenledikleri operasyon kapsamında Pazaryeri ilçesinde görev yapan 4 memur gözaltına alınmıştı. Daha sonra bu memurlardan eski Mal Müdürü B.D. yapılan sorgulamanın ardından çıkarıldığı mahkeme sonrasında denetimli olarak serbest bırakılmıştı. Diğer memurlar ise dün öğlen saatlerinde adliyeye sevk edilmişti. Cumhuriyet Savcılığınca ifadesi alınan memurlar daha sonra mahkemeye sevk edildi. Mahkeme sonrasında eski Pazaryeri Müftüsü Ramazan K. tutuklanarak Bilecik M Tipi Cezaevine gönderildi. Diğer iki memur F.K. ve A.G. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

  • Kızını kaybeden babanın acısı mahkeme kararıyla ikiye katlandı

    Ankara’da çalıştığı mağazada bayılarak hayatını kaybeden 19 yaşındaki kızına geç müdahale edildiği gerekçesiyle işyeri hakkında tazminat davası açan baba Celil Uslanmaz, kaybettiği davanın mahkeme masraflarının da kendisine yüklenmesiyle acısının ikiye katlandığını söyledi.

    Ankara’nın Sincan ilçesinde 8 Nisan 2014 yılında çalıştığı mağazada bir anda bayılan 19 yaşındaki Melike Uslanmaz hayatını kaybetti. Mağazada bulunanların kızına geç müdahale ettiklerini ve sağlık kuruluşuna götürmediklerini savunan baba Celil Uslanmaz, 700 lira maaşla sigortasız olarak çalışan kızının hayatını kaybettiğini, iş yeri yetkilileri ile mahkemelik olduklarını, davayı kaybettiğini ve mahkeme masraflarının da kendisine yüklendiğini söyledi. 2005 yılında kalp yetmezliği nedeni ile kaybettiği en büyük kızı gibi kendisi de kalp hastası olan ve emekli maaşı ile geçinmeye çalışan Celil Uslanmaz, komşularının yardımı ile geçindiklerini, üzerine yüklenen mahkeme masraflarını ödeyemedikleri için icra geldiğini ve çaresiz kaldıklarını kaydetti. Uslanmaz, “16.10’da çocuğum bayılıyor, 18 dakika sonra 112’yi arıyorlar. 16.35’de bana telefon geliyor ‘kızın bayıldı’ diye. Benim buradan Sincan’a gitmem 16.53, kızım çoktan ölmüş. Bir umut diye taksi ile tıp merkezine götürdüm, orada iki dakika müdahale edildi, oranın ambulansı ile Sincan Devlet Hastanesine getirdik ama çocuk ölmüş. Acil doktoru 45 dakika müdahale etti, ‘zaten geldiğinde ölüydü’ dedi. Hayatının baharında söndü gitti benim çocuğum” dedi.

    Mağaza yetkililerinin kendilerinin bir kusuru olmadığını söylediklerini belirten baba Celil Uslanmaz, “Çocuğum 12 saat çalışıyordu, SSK’sı yoktu. Mahkemelik olduk, tazminat davası açtım. Mahkemeyi kaybettim, birde üstüne bana icra geliyor. Karşı tarafın avukat masrafını bana yüklüyorlar. Avukatım vardı, para vermedim diye bıraktı. Ondan sonra davayı kaybettim. Çocuğum 700 lira para alıyordu. Öldükten sonra 50 gün sigorta yaptılar. Eşime maaş bağlanması için. 300 lira maaş bağlandı. Ortada kamera kayıtları varken nasıl böyle bir karar çıkıyor ben anlamadım. Çocuğum orada yatıyor, eczacıyı çağırıyorlar, eczacı ne yapabilir. 200 metre ilerde tıp merkezi var” diye konuştu.

    Ölen çocuğu dışında bir kız bir erkek olmak üzere 2 çocuğu daha olduğunu belirten ve çocuklarının komşularının yardımı ile okuduğunu söyleyen anne Nedime Uslanmaz, “Çocuğum öldü, öldüğü ile kaldı. Ceza bize geliyor. Böyle adalet olur mu? Komşuların yardımları ile geçiniyoruz, eşim çalışmıyor” dedi.

    İmkanları olmadığı için karara itiraz edemediklerini belirten Nedime Uslanmaz, “Dilekçe yazsak para istiyorlar, itiraz etsek para istiyorlar. Yapacak durumumuz yok. Çocuğumuz öldüğü ile kaldı” diye konuştu.

    Uslanmaz çifti, bu konuda kendilerine yardımcı olunmasını istedi.

  • Barolardan mahkeme heyetine tepki

    Manisa’nın Alaşehir ilçesinde canice öldürülen 4 yaşındaki Irmak Kupal cinayetinin ceza davasında mahkeme heyeti tarafından müdahillikleri kabul edilmeyen 8 baronun temsilcisi, mahkeme çıkışında tepkilerini dile getirdi. 8 baro adına konuşan Manisa Baro Başkanı Ali Arslan, mahkeme heyetinin yasalara aykırı karar verdiğini ifade ederken, Irmak Kupal’ın dedesi Bekir Ilgaz ise ailenin psikolojisinin bozulduğu için davaya katılamadığını açıklayarak tüm avukatlara teşekkür etti.

    Manisa’nın Alaşehir ilçesinde komşusu Himmet A. tarafından tecavüz edildikten sonra canice öldürülen 4 yaşındaki Irmak Kupal cinayetinin ceza davasına müdahillik talepleri kabul edilmeyen Manisa, İstanbul, Ankara, Antalya, Kütahya, Aydın, Diyarbakır ve İzmir olmak üzere 8 baronun temsilcileri mahkemenin 15 Şubat 2017 tarihine ertelenmesinin ardından mahkeme çıkışında basın açıklaması düzenledi.

    “Davanın takipçisiyiz”

    Davaya Irmak Kupal’ın dedesi Bekir Ilgaz’ın vekilleri olarak ancak müdahil olabilen avukatlar adına konuşan Manisa Baro Başkanı Ali Arslan, “Bugün Alaşehir ilçemizde bir facianın, küçük bir kızımızın hunharca, canavarca hislerle duygularla öldürülmesinin, ırzına geçilmesinin bir davasını gördük. Bugün ilk duruşması oldu. Türkiye’nin her tarafından barolarımız bu davayı takip etmek üzere buraya geldiler. Aramızda Ankara, İstanbul, Diyarbakır, Antalya, Aydın, Kütahya, İzmir ve Mersin Barolarından meslektaşlarımız var. Meslektaşlarımız ile birlikte olayın ilk meydana geldiği andan itibaren barolar olarak bu davanın takipçisi olduk. Tabi sanık işlemiş olduğu tüm suçları daha önce görsel medyada da itirafta bulunmuş, savcılıkta ve emniyette vermiş olduğu ifadeleriyle de bunları itiraf etmişti. Bugün yapılan yargılamada biz barolar olarak davaya müdahil olmak istedik fakat sayın iddia makamı ve mahkeme heyeti tarafından bu müdahilliğimiz, kendilerine göre düzenlemiş oldukları gerekçelerle reddedildi. Aslında hepimizin malumu olduğu gibi öldürülen kızımız toplum nezdinde büyük bir üzüntüye ve camianın bu olayla ilgili büyük bir öfke duymasına sebep olmuştur. Bu öfke neticesinde toplumun her kesiminden bu davanın sonucu beklenmekte ve bu dava yakinen izlenmektedir. Barolara da hem avukatlık yasası gereğince hem de uluslar arası mevzuat gereğince bu tür davalarda müdahil olma hakkı verilmiştir. Türkiye’nin birçok yerinde de barolar bu davalara müdahil olmakta ve mahkemelerce de bu müdahillikleri kabul edilmiştir. Sayın mahkeme tüm ısrarlı taleplerimize rağmen bu talebimizi bugün reddetmiştir ve ne yazık ki dolaylı olarak baroların davaya müdahil olması yolunu açmıştır. Burada yanımızda küçük Irmak’ın dedesi Bekir Ilgaz bulunmakta. Bekir Ilgaz’ın davaya müdahil olmasıyla birlikte tüm barolar da Bekir Ilgaz’ın şahsında küçük Irmak’ın düşmüş olduğu durumdaki zorluğu savunmak ve bir daha toplumda bu tür olayların yaşanmaması maksadıyla davaya müdahil olmuşlardır. Davaya katılmışlardır. Bundan sonraki süreçte de bu davanın yakinen takipçisi olacaklardır. Bekir dedemizle birlikte bu davanın her aşamasında ailenin yanında olmaya gayret göstereceğiz. Bugünkü duruşmada sanığın SEGBİS ortamında ifadesi alındı. Sanık ifadesinde, önceki beyanlarını aynen tekrar ettiğini belirterek, suçlamaları kabul etti. Mahkeme heyeti tarafından da sanığın akli dengesinin yerinde olup olmadığını tespiti anlamında sanığın İstanbul Adli Tıp’a sevkine karar verildi ve duruşma 15 Şubat 2017 tarihine ertelendi. Bizler sanığın akıllı tavırlarından zaten suçu işlerken yapmış olduğu eylem ve hareketlerden aslında ne kadar akıllı olduğunu biliyoruz. Çünkü hem bu suçu işlemek için küçük kızı evine götürürken hem de sonraki aşamalarda ve işlemiş olduğu suçu gizlemek için küçük kızımızı öldürmekten sonraki saklama sürecinde de ne kadar akıllı davrandığını biliyoruz. Bu aşamadan sonraki yapmış olduğu ’ben hastayım, rahatsızım’ şeklindeki beyanların hukuken hiçbir değeri olmadığını düşünüyoruz. Biz müdahil vekiller olarak bu talebin reddini istedik. Fakat mahkeme heyeti tarafından kabul edilerek duruşma 15 Şubat 2017 tarihine ertelenmiştir” dedi.

    “Ailesinin psikolojisi bozuldu”

    Minik Irmak’ın dedesi Bekir Ilgaz ise, “Bugün davayı takip eden tüm barolara teşekkür ediyorum. Bundan sonraki sürece hepsinin katılmasını istiyorum. Gereken ceza neyse devlet bu şahsa o cezayı versin. Anne ve babası hasta olması sebebiyle davaya katılamadı. Psikolojileri bozuldu. Burada durması biraz zor olurdu” şeklinde konuştu.

  • Mahkeme kararına kızınca evi yakmaya kalkıştı

    Ordu’nun Ünye ilçesinde iki gün önce aile içi kavgada oğlunu bıçaklayan baba serbest kalınca ağabey karara tepki göstererek oturdukları evi ateşe vermeye kalkıştı.

    Ünye ilçesi Çınarlık Mahallesi’nde iki gün önce meydana gelen olayda, aile içinde çıkan kavgada baba M.A., oğlu E.A’yı 12 yerinden bıçaklayarak ağır yaralamış ve E.A. geçirdiği bir dizi ameliyat sonucunda hayata tutunmuştu.

    Olay sonrasında baba M.A. çıkarıldığı mahkeme sonucunda serbest kalınca büyük ağabey Y.A. duruma tepki gösterip evdeki eşyaları dışarı atmaya başladı. Olayı duyan komşular hemen emniyeti aradı ve ardından itfaiyeye haber verildi. Olay yerine gelen ekip, ağabey Y.A.’nın sakinleşmesi için çaba sarf etmelerine rağmen Y.A. kendini muhtemel bir olaya karşı koruyacak olan itfaiyeyi ve olay yerine gelen 112 Acil Servis araçlarının geri çekilmelerini ve uzaklaşmasını istedi. Bir polis memuru şahsı sakinleştirmek için çaba sarf etmesine rağmen Y.A., “Bu nasıl adalet. Benim kardeşim hastanede ölüm döşeğinde, babam ise dışarıda. Ben buna isyan ediyorum. Bu olayı Cumhurbaşkanı da duysun, bu adaletsizliği görsün istiyorum” diyerek eline ne geçirdiyse balkondan atmaya devam etti.

    Bir ara evdeki tüpü ateşe vermeye kalkan Y.A., komşularının devreye girmesiyle vazgeçmesin,n ardından bu defa motorlu testereyi çalıştırıp evin çerçevelerini kesti. Bir saatlik uğraş sonunda yakın akrabalarının gelmesiyle savcıyla görüşmeyi kabul eden şahıs, polis eşliğinde araca bindirildi. Akrabaların da polisle kavgaya tutuşması üzerine emniyet güçleri kalabalığı dağıtmak için biber gazı kullandı. Araya giren mahalleliler olayın büyümesini önledi.

    Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.