Etiket: Leyla

  • Leyla Aydemir’in cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı

    Leyla Aydemir’in cinsel istismara uğradığı ortaya çıktı

    Ağrı’da 2018 yılında kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’le ilgili şok edici bir gelişme yaşandı. Avukat Ayşegül Aydoğan, “Bugün şok edici bir evraka ulaştık. 2018 tarihli bir adli tıp raporunda geçen bir ibare neticesinde Leyla kızımızın üzülerek cinsel istismara maruz kaldığını açık bir şekilde söyleyebiliyoruz” dedi.

    Ağrı şehir merkezinde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6’ncısı olan Leyla Aydemir, 2018 yılında Ramazan Bayramı dolayısıyla geldikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde 15 Haziran günü kayboldu. Tüm Türkiye’nin bulunması için seferber olduğu Leyla’nın 18 gün sonra, köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde cansız bedeni bulundu.

    Bilirkişi raporunda ’istismar yok’ denilmişti

    4 yaşındaki Leyla Aydemir’in ölümünün ardından hazırlanan bilirkişi raporunda, otopside cilt bütünlüğünün korunduğu, kafa, göğüs ve batın boşluğunda kanama, iç organ ve büyük damar yaralanmasının tanımlanmadığı ifade edilmiş, cesedin iskelet sisteminin sağlam bulunduğu ancak çürüme nedeniyle yumuşak dokularda ayrıntılı travmatik değişim analizi yapılmadığı, istismara ve farklı bir DNA’ya yönelik herhangi bir bulguya rastlanmadığı belirtilmişti.

    Ancak bugün ortaya çıkan Adli Tıp Raporu’nda “Anal ve genital bölge muayenesinde hymen açıklığının 1 cm olduğu, duhule müsait olmadığı, hymen üzerinde belirgin yırtık yada çentik gözlenmedi, posterior forşette (genital bölgede) zorlama izi olabilecek kırmızı renkli lezyonlar olduğu görüldü” ibaresi yer aldı.

    “Leyla kızımız cinsel istismara uğramış”

    Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Genel Başkan Danışmanı Avukat Ayşegül Aydoğan, “Ağrı’da katledilen Leyla kızımızın davası için UCİM avukatları olarak elbirliğiyle çalışıyoruz ve bugün şok edici bir evraka ulaştık. 2018 tarihli bir adli tıp raporunda geçen bir ibare neticesinde Leyla kızımızın üzülerek cinsel istismara maruz kaldığını açık bir şekilde söyleyebiliyoruz. Dosyadaki adli tıp raporunda açıkça diyor ki ‘posterior forşette zorlama izi olabilecek kırmızı renkli lezyonlar olduğu’ genital bölge muayenesinde yani açık bir şekilde Leyla’nın cinsel istimara gözler önüne sermekte. Bu evrakı detaylı bir şekilde incelerken fark ettik” diye konuştu.

    “Bu resmen bir hukuk faciasıdır”

    Bu konunun takipçisi olacaklarını ifade eden Av. Aydoğan, “Neden bu evrak sonrasında, böyle bir ibare sonrasında, böyle bir muayene sonrasında neden tüm sanıklardan DNA örneği alınmamış? Neden bu dosyanın içerisinde hiçbir şekilde geçmemiş? Neden diğer adli tıp raporunda ‘suda ki erime sebebiyle hiçbir bulgu bulamadı’ ibaresi geçmekte? Neden savcımız mütalaasında buna yer vermemiş? Biz bunun peşini hiçbir şekilde bırakmayacağız. Leyla davası bizler sayesinde aydınlanmak üzere. Burada bir cinsel istismar var, Leyla’ya kim ne yaptı? Belki de cinsel istismara meyil edip, zorlama gerçekleştirip, bunu gerçekleştirememiş olsalar dahi Leyla’nın genital bölgesinde bir zorlama olduğu ibaresi varken, neden bununla ilgili bir araştırma yapılmamış. Bu resmen bir hukuk faciasıdır. Biz sorumluların ilgili şekilde soruşturulmasını düşünüyoruz. Tüm Adalet Bakanlığına, hakimlere, savcılara sesleniyoruz bunun peşinin bırakılmaması ve buna sebep olanların, bunun dosyaya girmemesine sebep olan herkesin de soruşturulması gerektiği kanaatindeyiz. Leyla istismara uğramış ve biz çok üzgünüz” dedi.

    “Sanıklardan DNA örneği alınıp, yeniden otopsi yapılmalı”

    Hızlı bir şekilde bununla ilgili bir soruşturma yapılması gerektiğini kaydeden Av. Aydoğan, “Çünkü bu örtbas edilecek, üzeri örtülecek bir konu değil. Yaklaşık 2,5 senedir süren yargılama neticesinde Leyla’nın açlıktan öldüğüne dair ibareler verilmişti, basında da geniş çaplı yer bulmuştu ve hepimiz böyle zannediyorduk ki ta ki bu ibareyi görene kadar. Şimdi yeni bir soruşturma yapılmalı, hızlı bir şekilde sanıklardan DNA örneği alınmalı ve gerekirse de yeniden otopsi yapılmalıdır. Leyla’nın katilleri, Leyla’yı bu iğrenç şekilde ölüme götüren herkesin cezalandırılması ve dosyanın bu hale gelmesine sebep olanlarında soruşturulması gerekmektedir” açıklamalarında bulundu.

    Ne olmuştu?

    Ağrı şehir merkezinde yaşayan Şükran ve Nihat Aydemir çiftinin 7 çocuğundan 6’ncısı olan Leyla Aydemir, 2018 yılında Ramazan Bayramı dolayısıyla geldikleri dedesinin yaşadığı Bezirhane köyünde 15 Haziran günü kayboldu. Tüm Türkiye’nin bulunması için seferber olduğu Leyla’nın 18 gün sonra, köye 3 kilometre uzaklıktaki Kurudere mevkiinde cansız bedeni bulundu. Su içinde bulunan küçük kızın babası Nihat Aydemir’in kuzeni Mehmet Ali Aydemir (33), 18 Temmuz günü ’kasten öldürme’ suçundan tutuklandı.

    7 sanığa dava açılmıştı

    Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığınca Mehmet Ali Aydemir’in de aralarında olduğu 7 sanık hakkında çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet, iştirak halinde kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da 14’er yıla kadar hapis cezası istemiyle 1’inci Ağır Ceza Mahkemesinde dava açıldı.

    Davanın 20 Eylül 2019 günü görülen ilk duruşmasında, baba Nihat Aydemir sanıklardan şikayetçi olmamış anne Şükran Aydemir ise şikayetçi olmuştu. Mahkeme heyeti, Leyla’nın amcası Yusuf Aydemir’i ’suçu işlediğine yönelik somut deliller bulunduğu ve dinlenilmeyen tanıklar üzerinde baskı kurma ihtimali olduğu’ gerekçesiyle tutuklarken, 19 Aralık 2019 günü, dosya üzerinden yapılan tutukluluk değerlendirmesinde ise Mehmet Ali Aydemir, ’mevcut delil durumu ile tutuklulukta geçen süre ve dosyanın geldiği aşama’ dikkate alınarak, adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı.

    Korona virüs tedbirleri kapsamında 3 Temmuz 2020’ye ertelenen davada cumhuriyet savcısı, esas hakkında mütalaasını mahkemeye sundu. Baba Nihat Aydemir ile sanık Besim Dursun’un oğlunun Kanada’ya gönderilmesinden kaynaklı para meselesi olduğu anlatılan mütalaada, sanık Dursun’un olaydan birkaç yıl önce Aydemir’e, “Yemin olsun ben sana ciğer acısını yaşatacağım, ben seni ciğerinle terbiye edeceğim” diye sözler söylediği kaydedildi. ’Yiğit’ kod adlı gizli tanığın, taziye ziyareti sırasında Yusuf Aydemir ve Besim Dursun’un evden sık sık çıkıp, geri döndüklerini bildirdiği ifade edilen mütalaada, Leyla’nın sanık Dursun’un evinin önünden kaybolduğunun diğer tanıkların ifadeleriyle de sabit olduğu vurgulandı. Mütalaada, “Yapılan HTS incelemesinde, sanık Yusuf ve Besim’in maktul Leyla’ya ait cesedin bulunduğu sırada görüşme gerçekleştirdikleri tespit edilmiştir” denildi.

    Baba ile amca arasında husumet

    Baba Nihat Aydemir ile Leyla’nın amcası Yusuf Aydemir arasında da miras ve alacak meselesi yüzünden husumet olduğu ifade edilen mütalaada, tutuklu amcanın teknik takibe takılan telefon kayıtlarına da yer verilirken şöyle denildi:

    “Sanık Yusuf Aydemir’in sanık Besim Dursun ile yakın arkadaşlığının olduğu, maktul Leyla’nın kaybolduğu gün taziye evinde sanık Yusuf ve Besim’in sürekli bir yerlere gidip tekrar döndüğü, maktul Leyla’yı, sanık Yusuf’un ortadan kaybolduğu yere doğru yönlendirdiği ve Leyla’nın kaybolmadan önce sanık Yusuf’un yanında olduğu tanık beyanlarından anlaşıldığı, Yusuf’un tape kayıtlarında, kolluk görevlilerine bir şey anlatmadığını, diğerlerinin de anlatmamaları ile kolluk ekiplerine dikkat etmeleri yönünde konuşmalar yaptığı saptandı.”

    “Sanığın maktulün bulunması için çalışan görevlileri yanılttığı ve yanlış yönlendirdiği de sabittir”

    Sanık Mehmet Ali Aydemir’in ise Leyla’yı ablası Ayşe Artam’ın evine bıraktığı kaydedilen mütalaanın devamında, “Maktulün cesedine ulaşıldığı sırada kolluk ekiplerince tutulan tutanağa göre, cesedi jandarma ekipleri dışında kimsenin görmemesine rağmen sanık Mehmet Ali, Leyla’nın kıyafetsiz olduğunu ve kıyafetlerini arayacağını ekiplere bildirdi. Sanık Mehmet Ali’nin maktulün kıyafetsiz bulunduğunu bilmesi, hayatın olağan akışına aykırıdır. Sanığın ayrıca maktulün bulunması için çalışan görevlileri yanılttığı ve yanlış yönlendirdiği de sabittir” denildi.

    Cumhuriyet savcısı amca Musa Aydemir ile ilgili olarak da mütalaada, “Her ne kadar sanık Musa’nın telefonunda, maktulün videosu olsa da sanığın müştekilerin evinde yaşamış olduğu, aralarında hiçbir husumet bulunmayışı, sanığın videoyu çekmekteki amacının sosyal medyada paylaşmak olduğu, bu hususun aleyhte delil olarak kullanılmasının olağan hayat akışına uygun olmadığı, sanık hakkında diğer sanıkların aksine ve olay tarihinde 3 yaşında olan ve yargılama aşamasındaki uzman raporuyla beyanına itibar edilemeyecek olan Üzeyir’in ifadeleri dışında aleyhine hiçbir tanık beyanının bulunmayışı dikkate alındığında sanık hakkında şüpheden sanık yararlanır ilkesi doğrultusunda, delil yetersizliğinden beraatına karar verilmesi gerektiği değerlendirilmiştir” dedi.

    Tutuklanmaları istendi

    Yargılama aşamasında müştekilerin şikayetlerinden vazgeçtikleri ancak söz konusu suçun şikayete bağlı olmadığının hatırlatıldığı mütalaada, Yusuf Aydemir, Mehmet Ali Aydemir ve Besim Dursun’un fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ettikleri, üzerlerine atılı ve eylemlerine uyan ’kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı kasten öldürme’ suçlarını iştirak halinde işledikleri bildirildi. 3 sanığın ağırlaştırılmış müebbet ve 4 yıldan 14’er yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları talep edildi.

    Ayşe Artam ve Yıldırım Artam’ın da ’cinayete ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçuna yardım’ suçlarından 29 yıl 4’er ay hapisle cezalandırılmalarını isteyen savcı, amca Musa Aydemir ve Hatun Dursun hakkında ise delil yetersizliğinden beraat kararı verilmesini talep etti. Cumhuriyet savcısı, tutuksuz sanıklar Mehmet Ali Aydemir, Besim Dursun, Ayşe Artam ve Yıldırım Artam’ın, hükümle birlikte tutuklanmalarına karar verilmesini de talep etti.

    Amca Yusuf Aydemir ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almıştı

    Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde 2 Ekim 2020 günü görülen Leyla Aydemir öldürülmesi ile ilgili karar davasında tutuklu sanık amca Yusuf Aydemir hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilirken, tutuksuz 6 sanık hakkında beraat kararı verildi.

    3 ay sonra amca Aydemir’e tahliye

    Minik Leyla’nın karar davasından 3 ay sonra ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla tutuklanan amca Yusuf Aydemir tahliye edildi. Verilen karar dilekçesinde “Yusuf Aydemir’in tutukluluk halinin devamına karar verilmesinin ileride telafisi güç mağduriyetine sebebiyet verebileceği, tutuklamanın bir ceza değil tedbir niteliğinde olduğu gözetilerek tahliyesine, başka suçtan hükümlü veya tutuklu değilse derhal tahliyesinin sağlanması için Ağrı Cumhuriyet Başsavcılığı Esas Masasına müzekkere yazılmasına, karar kesinleştiğinde dosyanın mahkemesine gönderilmesine, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, (I) bendindeki red kararı ve tahliye kararı yönünden kararın tebliğinden itibaren 7 gün içinde Dairemize dilekçe verilmesi veya tutanağa geçirilmek üzere zabıt kâtibine beyanda bulunulması, bir başka Bölge Adliye Mahkemesi Ceza Dairesi veya İlk Derece Ceza Mahkemesi aracılığıyla dilekçe gönderilmesi suretiyle, nihai olarak Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından incelenmek üzere Dairemiz nezdinde itiraz yolu açık, bozma kararı yönünden ise Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 286/1 maddesi gereğince kesin olmak üzere 21/12/2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi” denildi.

  • Minik Leyla davasında flaş gelişme, duruşma yeniden görülecek

    Minik Leyla davasında flaş gelişme, duruşma yeniden görülecek

    Ağrı’da 2018 yılında kaybolduktan 18 gün sonra cansız bedeni bulunan Leyla Aydemir’in davası yeniden görülecek. Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM), Leyla’nın davasının başka şehirde görülmesi için Adalet Bakanlığına dilekçe ile müracaat etti.

    Ağrı’da 2018 yılında dedesinin köyüne geldikten sonra kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amcası Yusuf Aydemir, istinaf mahkemesinin kararıyla tahliye edildi. Türkiye genelinde başlattıkları kampanyayla UCİM üyeleri Leyla Aydemir davasının Ağrı ilinden alınarak daha sağlıklı bir yerde görülmesi için CİMER’e başvuruda bulundu. Toplamda 54 başvuru dosyada yerini alırken, davanın yeniden görüleceği belirtildi.

    Konuyla ilgili açıklama yapan Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği Genel Başkan Danışmanı Avukat Ayşegül Aydoğan, “Leyla 2.5 sene önce katledilmişti ve Ağrı’da yargılaması halen devam ediyor. Şu an itibariyle dosya Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesinde ve duruşma gününün verilmesi bekleniyor. UCİM avukatları olarak dosyayı detaylı bir şekilde incelemeye devam ediyoruz. Dün itibariyle dosyaya UCİM yapmış olduğu CİMER başvuruları girdi. CİMER başvurularında biz dosyanın Ağrı’da görülmemesi gerektiğini, Ağrı ilinden başka bir yerde yargılamanın yapılmasının daha sağlıklı olacağını iletmiştik. Dosya kapsamında 54 tane CİMER başvurusu içeriğe girmiş durumda. Umuyoruz ki Adalet Bakanlığının da derin incelemeleri sonucunda yargılamanın Ağrı’dan başka bir yerde Erzurum Ağır Ceza Mahkemesinde görülmesi için detaylı bir şekilde beklemelerimizi yapıyoruz” dedi.

    “Sanıkların yurt dışına kaçma ihtimali var”

    Sanıkların yurt dışına çıkma yasağı alması için başvuru da bulunacaklarını ifade eden Avukat Aydoğan, “Bu süreçte önemli olan bir konu var. UCİM avukatları olarak bunun için tekrardan başvuruda bulunacağız. Dosyada 7 sanık var ve bu sanıklar için herhangi bir şekilde yurt dışına çıkmaya yasakları yok. Hem ailenin hem de Ağrı’nın yaşam koşulları göz önüne alındığında bu kişilerin yurt dışına çıkış yapabilecekleri düşüncesindeyiz. Hızlı bir şekilde hem savcının hem de hakimlerin karar vererek sanıklar hakkında yurt dışına çıkış yasağı verilmesi kanaatindeyiz. Yargılama uzun sürdükçe Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi madde 6 gereğince adil yargılanma hakkı ihlal ediliyor. Dosyalar bu kadar uzun sürmemeli. Ortada katledilen bir çocuk var, halen faili ortada yok. Bu faili meçhul bir cinayet değil. 7 sanığın el birliğiyle Leyla’yı katlettiğine dair derin ibareler var. biz hakimlerin ve savcıların vicdanlı bir şekilde karar vereceğine inanıyoruz. UCİM Avukatları, UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan, Genel Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan ve gönüllüler olarak duruşma gününde kalabalık bir şekilde Leyla’yı savunmak için orda olmaya devam edeceğiz” diye konuştu.

    “Duruşma yeniden görülecek”

    Duruşmanın tekrardan görüleceğini belirten Avukat Aydoğan, “Biz şu an duruşma gününü bekliyoruz. Süreç uzadı, uzamasını olumlu bir şekilde değerlendirmek istiyoruz. Çünkü dosyaya yeni giren CİMER başvuruları var. Belki de CİMER başvurularını bakanlık dikkate alarak dosyanın hızlı bir şekilde başka bir yerde görülmesini isteyecek. Duruşma yine Ağrı’da görülecekse hızlı bir şekilde gününün hızlı bir şekilde verilmesi kanaatindeyiz. Peşini bırakmayacağız” açıklamalarında bulundu.

  • Leyla davasında müdahil olan avukatların da amca Yusuf Aydemir’in tahliyesine itirazları reddedildi

    Leyla davasında müdahil olan avukatların da amca Yusuf Aydemir’in tahliyesine itirazları reddedildi

    Ağrı’da 2018 yılında cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amca Yusuf Aydemir’in tahliye kararıyla ilgili davaya müdahil olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ağrı Baro Avukatları ile Erzurum Barosu ve UCİM’in itirazı mahkeme tarafından reddedildi. Konu ile ilgili açıklama yapan UCİM Erzurum Hukuk Koordinatörü Av. Oğuzhan Akyüz, “Kamuoyunun vicdanı rahatlayana kadar dosyanın peşini bırakmayacağız” dedi.

    Ağrı’da 2018 yılında dedesinin köyüne gittikten sonra kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in ölümüne ilişkin davada yerel mahkemece “kasten öldürme” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılan amca Yusuf Aydemir tahliye edildi. Tahliye kararı üzerine Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcılığı’nın ardından davaya müdahil olan Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ağrı Baro Avukatları ile Erzurum Barosu ve UCİM avukatları tarafından da, sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sanık hakkında mahkumiyete yeter deliller, atılı suçun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddede yer alan katalog suçlardan olması, sanık tarafından yaşadıkları çevre ve ailevi durumları da dikkate alınarak tanıklara yönelik baskı, delilleri gizleme faaliyetlerinde bulunma ihtimali de dikkate alınarak verilen tahliye kararının kaldırılması yönünde itirazda bulunuldu. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin istinaf incelenmesi sonucu sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine yönelik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ve Ağrı Baro Avukatlarının itirazı Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi tarafından reddedildi.

    Konu ile ilgili açıklama yapan Erzurum Barosu Çocuk Hakları Komisyonu Üyesi ve Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneği (UCİM) Erzurum Hukuk Koordinatörü Avukat Oğuzhan Akyüz, “Ağrı’da vahşice katledilen Leyla Aydemir davasına Ağrı Barosunun katılma kabulü talebi üzerine müdahil olduk. Yargılama boyunca davaya ilişkin birçok çalışma yürüttük. En son yerel mahkemenin vermiş olduğu karara karşı Erzurum Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf incelemesi talebinde bulunduk. Bölge Adliye Mahkemesince yapılan istinaf incelemesi sonucunda tutuklu sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine ve daha önce kabul edilmiş olan Ağrı Barosu Başkanlığının katılma talebinin de kaldırılması yönünde karar verildi. Bölge Adliye Mahkemesince tahliyeye ilişkin verilen karara karşı savcılık, Erzurum Barosu, UCİM ve Aile Sosyal Politikalar Bakanlığınca itiraz edildi. Bu itirazlarımız yine mahkeme tarafından reddedildi. Tahliyeye ilişkin itirazlarımız, şu aşamada tutuklama tedbirinin ağır olacağı gerekçesiyle reddedildi. Yerel mahkemece yürütülen yargılamada ailenin insan kaçakçılığı konusu da gündeme gelmişti. Yine yerel mahkemede dinlenen tanıkların ifadelerini tamamen değiştirdikleri görüldü. CMK 100. Maddesine göre tutuklamayı gerektiren suçlardan olduğu ve ailenin daha önce insan kaçakçılığı yaptığından kaçama şüphesi barındırdığı, tanıkların beyanlarını değiştirmesinden dolayı delilleri karartma şüphesi olacağından tutuklama tedbirinin yerinde olduğu kanaatindeyiz. Buna ilişkin itirazımız Bölge Adliye Mahkemesince

    reddedildi” diye konuştu.

    “Kamuoyunun vicdanı rahatlayana kadar dosyanın peşini bırakmayacağız”

    UCİM olarak kamuoyu güvenliğini tehlikeye sokacağından yargı yerinin değiştirilmesi talebinde bulunduklarını ifade eden Av. Akyüz, “Bu talebimiz henüz değerlendirmeye alınmadı. Yargılama ister Ağrı’da ister başka bir mahkemede devam etsin biz bu davanın sonuna kadar takipçisi olacağız, Leyla’nın katillerinin mahkemece tespit edilip cezalandırılmasını sonuna kadar talep edeceğiz. Kamuoyunun vicdanı rahatlayana kadar dosyanın peşini bırakmayacağız” açıklamalarında bulundu.

    Öte yandan, UCİM Genel Başkanı Saadet Özkan ve Genel Başkan Yardımcısı Yücel Ceylan da bu işin sonuna kadar takipçisi olacaklarını, Leyla’nın katillerinin dışarıda ellerini kollarını sallayarak gezmemeleri için ne gerekiyorsa tüm UCİM avukatları olarak yapacaklarını belirttiler.

  • Minik Leyla davasında amca Yusuf Aydemir’in tahliyesine itiraz reddedildi

    Minik Leyla davasında amca Yusuf Aydemir’in tahliyesine itiraz reddedildi

    Ağrı’da 2018 yılında cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amca Yusuf Aydemir’in tahliye kararıyla ilgili cumhuriyet savcısının itirazı mahkeme tarafından reddedildi.

    Ağrı’da 2018 yılında dedesinin köyüne gittikten sonra kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amca Yusuf Aydemir, istinaf mahkemesinin kararıyla tahliye edildi. Tahliye kararı üzerine cumhuriyet savcısı tarafından, sanığın üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, sanık hakkında mahkumiyete yeter deliller, atılı suçun Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100. maddede yer alan katalog suçlardan olması, sanık tarafından yaşadıkları çevre ve ailevi durumları da dikkate alınarak tanıklara yönelik baskı, delilleri gizleme faaliyetlerinde bulunma ihtimali de dikkate alınarak verilen tahliye kararının kaldırılması yönünde itirazda bulunuldu. Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin istinaf incelenmesi sonucu sanık Yusuf Aydemir’in tahliyesine yönelik kararında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından cumhuriyet savcısının itirazı Bölge Adliye Mahkemesi 2.Ceza Dairesi tarafından reddedildi.

    “Sanık Yusuf’un üzerine atılı suçları işlediğine dair kesin delil elde edilemediği için tahliyesine karar verilmiştir”

    Karara ilişkin yapılan açıklamada, “02.07.2018 tarihinde maktulün dere kenarında bulunduğunun ihbar edilmesi üzerine görevlilerce köye yaklaşık 3 km, köy yoluna ise 1 km uzaklıkta olan olay yerine gidildiği, maktulün cesedinin Bezirhane Köyünde bulunan ve halk arasında kuru dere olarak bilinen Eşkik Deresindeki su birikintisinde yüz üstü yatar şekilde ve çıplak halde bulunduğu, suyun çocuğu sürükleyebilecek bir hızda akmadığı, Adli Tıp Kurumu Başkanlığı 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen raporlarda, kafa, göğüs ve batın boşluğuna nafiz olacak herhangi bir yaralanma tanımlanmadığı, kafa içi kanama, beyin doku harabiyeti, beyin kanaması, iç organ ve büyük damar yaralanması tanımlanmadığı, iskelet sisteminin sağlam olduğu, otopside genital bölgede anüs ve vajen çevresinde travmatik değişim tanımlanmadığı, mevcut verilerle çocuğun ölüm sebebi ve mekanizmasının bilinemediğinin belirtildiği, Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 21.12.2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 sayılı kararı ile tutuklu sanık Yusuf’un üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin delil elde edilemediği ve bu nedenle sanığın tahliyesine karar verildiği, Dairemizce dosya üzerinde yapılan incelemede; gizli tanık beyanlarının duyuma dayalı olduğu, maktulün sanık tarafından alıkonulduğu ve akabinde öldürüldüğüne ilişkin görgüye dayalı doğrudan, açık ve kesin herhangi bir beyanlarının olmadığı, gizli tanıkların somut olayın gerçekleşme şeklinden ziyade aile içerisindeki husumete dair ayrıntılı beyanlarda bulundukları, katılan Şükran, mağdur Nihat ve diğer tanıkların olayın gerçekleşme şekline dair iddiayı destekler mahiyette herhangi bir beyanda bulunmadıkları bu nedenle Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesinin 21.12.2020 tarih, 2020/2803 Esas ve 2020/2781 Kararı ile sanık hakkında verilen tahliye kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, cumhuriyet savcısının itiraz dilekçesinde belirttiği hususların dosya kapsamına uymadığı ve maddi delillerle desteklenmediği anlaşılmakla; itirazın reddine karar vermek gerekmiştir” denildi.

  • Minik Leyla davasında yaşanan gelişmeyle ilgili UCİM’den açıklama

    Minik Leyla davasında yaşanan gelişmeyle ilgili UCİM’den açıklama

    Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği (UCİM) Kurucusu ve Genel Başkanı Saadet Özkan, Leyla Aydemir davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amca Yusuf Aydemir’in tahliye edilmesiyle ilgili, “Leyla için mücadele bitmedi. Hep birlikte Leyla için adaletin yerini bulmasını sağlayacağız” dedi.

    Ağrı’da 2018 yılında dedesinin köyüne geldikten sonra kaybolan ve 18 gün sonra cansız bedeni bulunan 4 yaşındaki Leyla Aydemir’in davasında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan amca Yusuf Aydemir bugün tahliye edildi. Tahliyenin ardından davayı takip eden UCİM Kurucusu ve Genel Başkanı Saadet Özkan sosyal medya hesabından bir video paylaşarak davanın takipçisi olacaklarını söyledi. Alınan karara 7 günlük itiraz süresi bulunduğunu ve bu süre içerisinde gerekli mercilere itirazda bulunacaklarını kaydeden Özkan, “Boncuk gözlü hepimizin kızı Leyla’nın katledildiği davayla ilgili bugün bir üst mahkemeden aldığımız haber soruşturmanın eksik yürütüldüğü yönünde ve karar bozuldu. Yerel mahkemede, Ağrı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde davamız yeniden görülecek. Amca Yusuf Aydemir tahliye edildi, diğer sanıkların beraatıyla ilgili karar da bozuldu. Bu davanın takipçisi olacağız. Başından beri bu davanın peşini bırakmadık, yine bırakmayacağız. Evladımız için mahkeme günü yine orada olacağız. 7 günlük bir itiraz sürecimiz var. Gerekli itirazlarımızı yapacağız. Leyla için mücadele bitmedi. Hep birlikte Leyla için adaletin yerini bulmasını sağlayacağız. Sizleri de davanın tüm celselerinde yeniden desteğe çağırıyoruz. Çocuk için adalet yeniden sağlanacak” dedi.