Etiket: Lazım”

  • MHP Amasya milletvekili aday adayı Sarı: “Bu memleketin FETÖ belasından kurtulması lazım”

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi (MYK) ve Amasya Milletvekili aday adayı Mehmet Sarı, Türkiye’nin FETÖ belasından kurtulması gerektiğini belirterek “Bunun yolu da herkes birbirini iyi tanımalı, çoluğuna çocuğuna iyi sahip çıkmalı, şer güçlere fırsat vermemeli, küresel güçleri iyi tanımalı, Amerika’nın tezgahına gelmemeli” dedi.

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi (MYK) ve Amasya Milletvekili aday adayı Mehmet Sarı, MHP Amasya İl Genel Meclis Üyesi Mesut Ünal, MHP Amasya Merkez İlçe Başkanı Şuayip Ak, Ülkü Ocakları Amasya İl Başkanı Altuğ Sivaslıgil ve beraberindekiler Merkeze bağlı Ezinepazar Köyünde düzenlenen yağmur duası etkinliğine katıldı.

    Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Merkez Yürütme Kurulu Üyesi (MYK) ve Amasya Milletvekili aday adayı Mehmet Sarı, burada gazetecilere yaptığı açıklamasında “Şimdi biz buraya niye geldik. Burası Selçuklu’dan kalma ve Selçuklu’ya dayanan ve ondan sonra Osmanlı ile bugünlerimize gelen bir tarihi var. Buranın aslına bakarsan da Selçuklu’dan kalma bin 500 nüfuslu bir köy, bugün niye geldik buraya? Yağmur duasına geldik” ifadesini kullanarak “Yani bu bin 500 insan aileleriyle beraber toplanmışlar gelmişler yağmur duasına, ben şimdi Sayın Başkana dedim ki: Başkanım bu memleket FETÖ belasından kurtulmadan bu memlekete rahmet yağmaz. Bu memleketin FETÖ belasından kurtulması lazım. Bunun yolu da herkes birbirini iyi tanımalı, çoluğuna çocuğuna iyi sahip çıkmalı, şer güçlere fırsat vermemeli, küresel güçleri iyi tanımalı, Amerika’nın tezgahına gelmemeli” diye konuştu.

    Sarı, “Yani düşünebiliyor musunuz, kendini idare etmekten aciz Amerika’da oturan bir adam nasıl oldu da Anadolu’nun çocuklarını kandırdı. İyi analiz edilmesi lazım” diyerek şunları kaydetti:

    “Bir daha bugünleri yaşamamamız için iyi tahlil edilmesi lazım, onun üzerine iyi çalışılması lazım. İleriye dönük çocuklarımızı bunların ağına düşürmemek için, bunlara fırsat vermemek için iyi çalışmak lazım. Ben yine sözümün eriyim ve sözümün üstündeyim. Bizim Anadolu’nun garip çocuklarını bursla, yurtla, parayla, evlilikle, makamla, sahte soruyla, mevkiyle sahte okullarla kandırdılar. Biz de şaştık baktık köyümüzün gariban, fukaranın çocuğu bir anda yükseliyor. Şaştık ya nasıl oluyor bu iş diye. Babasına soruyoruz, ne yapıyor oğlun, babası diyor valla bilmiyorum. Orada işte dostları var okutuyorlar. Babasından bir kuruş gitmiyor. Yani şaştığımız noktalar burasıdır. Şaştığımız noktalar bunları burada nasıl yetiştirip de devlet haini yaptıklarıdır, vatan düşmanı yaptıklarıdır. Bizim şaştığımız ve şaşkınlığımız budur. Onun için bunun iyi algılanması lazım. Onun için bu memleketin FETÖ belasından kurtulması lazım. O yanlış algıya sebebiyet olan sözümüzü iyi anlamaları lazım. Bizim Anadolu coğrafyamızın fakir, fukarasının insanlarımızın çocukları diyorum. Bunun için Türkiye’de bir kürsü kurmalılar. Sebeplerini iyi araştırmalılar, bunun sebeplerini araştırmak devletin işidir. Bizim çocuklarımız dedeleri Çanakkale’de yatan şimdiki ülkü ocaklarının cevval genç mensupları, kürşat duruşlu, bozkurt bakışlı delikanlılar, vatan için şehadet şerbetini içmeye hazırda bekleyen nöbet erleridir. Dik duruşlu vatan erleridir. Vatanına ihanet eden, devletine başkaldıran, vatandaşına kurşun sıkan küresel güçlerin oyuncağı, karakter yoksunlarının bizim çocuklarımız olması düşünce olarak bile kabul edilemez.”

  • “Maden ihracatçılarının da desteklenmesi ve önünün açılması lazım”

    Çin’in Türkiye’ye yaptığı en büyük yatırımlardan Kumport Limanı, 2018 yılında yeni yatırım planlarıyla büyümeye devam ettiğini duyurdu. Kumport CEO’su Özgür Soy, “Dünyada mevcut maden çeşidinin yarısından fazlası Türkiye’de. Bu noktada maden ihracatçılarının da desteklenmesi ve önünün açılması lazım” dedi.

    2015 yılında Çin kökenli COSCO, CMHI ve CIC’den oluşan üçlü konsorsiyumun çoğunluk hissesini satın aldığı Kumport Limanı, sunduğu ürün ve hizmetlerle Türk deniz ticaretine ve ihracat rakamlarına katkı sağlamaya devam ettiğini açıkladı. 2018 yılında gerçekleştireceği 50 milyon dolarlık yatırımla liman operasyonlarını daha da verimli hale getireceğini belirten Kumport, konteyner elleçleme iş hacmi ile de Türkiye’nin en büyük üç limanından biri olma konumunu güçlendirdiğini bildirdi.

    İhracatçıya yönelik yapılan yatırımlara dikkat çeken Kumport CEO’su Özgür Soy; “Jeopolitik konumuyla Türkiye dünya piyasasında çok önemli bir noktada. Ülke olarak yaşadığımız olumsuz durumlar ve küresel piyasalarda gözlemlenen dalgalanmalara rağmen 2017 yılında 7,4 gibi bir büyüme gerçekleştirebilen güçlü bir ekonomiye sahibiz. Elde ettiğimiz bu başarıda ihracat çok önemli bir paya sahip. Kumport olarak biz de ülke ekonomisine katkı sağlamak adına ihracata ve ihracatçıya destek olmaya çalışıyoruz. Son iki yılda limanımızdan ihraç ettiğimiz maden miktarı yüzde 200 artış gösterdi. İhracatçıların iş süreçlerini kolaylaştırdığımız hizmetlerle bu büyümenin hız kaybetmeden devam etmesini hedefliyoruz’’ dedi.

    İhracatçıya zaman kazandırıyor

    Kumport Limanı’nın son beş yılda yaklaşık 200 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirdiğini sözlerine ekleyen Soy, saha düzenlenmeleri, saha kapasitesi artırılması, kapıların genişletilmesi, tüm paydaşları bir araya getiren yeni müşteri hizmetleri binasının inşa edilmesi, depo kapasitelerinin artırılması gibi yatırımlara imza attıklarının altını çizdi.

    Türkiye’nin ekonomisine katkı sağlayan maden ihracatının potansiyeline değinen Soy; “Dünyada mevcut maden çeşidinin yarısından fazlası Türkiye’de. Bu durum maden ihracatının da büyük derecede önünü açıyor. Dünyaya ihracatını gerçekleştirdiğimiz madenlerin ekonomimize de önemli katkı sağladığını düşünüyoruz. Ancak bu noktada maden ihracatçılarının da desteklenmesi ve önünün açılması lazım. Kumport olarak biz maden ihracatı için gerekli yatırımları yapıyoruz. Bugün madenlerin doldurulduğu en geniş alana sahip olan limanımız, ihracatçının yer kaygısı yaşamamasını sağlıyor” dedi.

  • Ulupınar, “AK Parti olarak burada 3-0 almamız lazım”

    Çalık Holding Ankara Grubu Başkanı ve Temsilcisi Özgür Ulupınar 24 Haziran’da yapılacak olan genel seçimler milletvekili aday adayı olarak resmi başvurusunu yaparak, Karabük’te 3-0 yapmak istediklerini söyledi.

    AK Parti’nin çeşitli kademelerinde ve enerji sektöründe önemli kademelerde görev alan Özgür Ulupınar 24 Haziran’da yapılacak Genel seçimler için AK Parti Karabük Milletvekili Aday Adaylığı başvuru belgesini yoğun kalabalık eşliğinde AK Parti Karabük İl Başkanı İsmail Altunöz’e teslim etti.

    Karabük doğumlu olduğunu ve Karabük’ün doğup büyüdüğü memleket olduğuna vurgu yapan Ulupınar, “24 Haziran’da Karabük Milletvekili olarak parlamentoda Karabük’ü temsil etmek için yeni dönemde Karabük Milletvekili olarak bana düşen görevleri hizmetleri yapmak için elimden gelen gayreti mücadeleyi sonuna kadar sarf edip Karabük’ü en iyi şekilde temsil edeceğim. Karabük’ümüzün genel olarak sorunlarını biliyorum. Daha önce siyasetçilere sorunları sorardık. Bugün kentin sorunlarını çözmek için buradayız. Şahsım olarak 22 Mayıs’ta AK Parti’nin Genel Kurulundan sonra Binali Yıldırım’ın Başbakan olmasından sonra, Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımız ile yoğun çalışmalarımız başladı. Çalık Holding’te üst düzey göreve gelerek daha önce Genel Müdürümüz şuan Bakanımız Berat Albayrak’tan sonra holdingin Ankara Grubu Başkanlığı ve Temsilciliği görevini üstlenerek Çalık Holding olarak birçok hizmeti Türkiye’de başarmaya çalıştık. Özellikle enerji alanında uluslararası arenada 108 ülkede faaliyet gösteriyoruz. İnşaat sektöründe de aynı şekilde uluslararası arenada Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve özellikle Afrika bölgelerinde yatırımlarımız, çalışmalarımız oldu. Türkiye’de elektrik dağıtım şirketleri olarak YEDAŞ ve ARAS’ın başında yönetim kurulu üyesi olarak bulundum. Türkiye’nin tüm elektrik anlamındaki konuları bilgi, birikim ve tecrübe olarak destekledik. Yeniden yapılandırma sürecinde hem devlette hem özel sektörde görev almak ayrı bir duygu. Ben özellikle bizi bugüne getiren değerli büyüklerime, partimizin önderlerine çok teşekkür ediyorum. AK Parti’den aday olsam da olmasam da her zaman partimin emrindeyim. Geçmişte olduğu gibi bize düşen her ne görev varsa üstlenmeye hazırım. Türkiye çok kritik bir süreçten geçiyor dünyada. Dünya Liderimiz Recep Tayyip Erdoğan Bey’le çalışmak, onunla birlikte siyaset yapmak çok zordur. Zoru başarmak için bizde bu yolda bize düşen ne varsa Karabük olarak Cumhurbaşkanımızı çok yüksek bir oyla Cumhurbaşkanlığı’na tekrar getirmemiz lazım. Parlamentoda 2-0’dı. 3 olduk. 3-0 yapmamız lazım ve büyük bir oranla gelmemiz lazım. AK Parti olarak biz Karabük’te taşın altına elimizi koymamız lazım. Cumhurbaşkanımız bize çok güveniyor. Başbakanımız bize çok güveniyor. Karabük’e her zaman destek oluyorlar. Özellikle Cumhurbaşkanımızın Karabük’le geçmişten yana çok yakın ilgisi var. Başbakanımız da öyle. Her projede Karabük’ü her zaman ön sıralara aldı. Bende geçmişte proje ekibiyle beraber çalıştım. Türkiye’de yapılan değişim, dönüşüm yatırımları, yatırım çerçevesini iyi bilen bir insanım. Bu modelde bende Karabük’te değişim zamanı diyorum. Karabük’te değişim şart. Bu değişimi de Cumhurbaşkanımız dediği gibi gençlerin yapması lazım. Bende Karabük’ün bir genci bir ferdi olarak bu değişimde Karabük’te bize düşen neyse gereğini yapmak için buradayım. Özellikle söylemek istiyorum. AK Parti olarak burada 3-0 almamız lazım.” dedi.

    “Yüzü bin yapmak için buradayım”

    Çalık Holding Ankara Grubu Başkanı ve Temsilcisi Ulupınar, “Karabük’ün bir çok sorunu var. Yatırım sorunu var. İşsizlik sorunu var. Şimdiki milletvekillerimiz çok güzel hizmet etti. Karabük’te istihdam oluşturdu. Yüz istihdam oluşturduysa ben bin için buradayım. Yüzü bin yapmak için buradayım. Karabük’e 1 yatırım geldi, ben 10 yatırım için buradayım. Yatırım camiasının içinde uluslararası görev almış insanım. Çok devlet başkanıyla konuştum. Yatırım proje Türkiye için çok güzel düşüncelerim oldu. Ama Dünya Lideri Erdoğan’la çalışmak başka. Dünya Liderimiz Erdoğan’ın çevresinde gerçekten çok önemli isimler var. Biz de o önemli isimler arasında görev almak için çok yoğun mücadele veriyoruz. Karabük’te özellikle şehir hastanesi projesi çok önemli. İlk hedefim milletvekilliği sürecinden sonra Karabük’e şehir hastanesi şart. Bu projelerle ilgili bize düşen parlamentoda görevlerimizi sonuna kadar destekleyeceğiz. Öncelikle Karabük’ümüzü 3-0 alıyoruz, sonra projeleri Karabük’te tek tek uygulayacağız.” dedi.

  • Doğru: “Pire için yorganı yakmamak lazım”

    Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, TBMM Tarım Komisyonu’nda görüşülmekte olan Tarımsal Sulama Yasası ile sulama birlikleri özelleştiği takdirde çiftçinin üretim maliyetlerinin daha da artacağını bildirdi.

    Sulama Birlikleri’nin yerine yeni bir yönetim sisteminin getirilmesi konusuna yönelik açıklamalarda bulunan Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, Sulama Birlikleriyle bir araya gelerek soruna ilişkin kapsamlı bir rapor hazırladıklarını söyledi.

    DSİ tarafından hazırlanan rapora göre Türkiye’deki 378 Sulama Birliği’nin yüzde 65’nin düzgün bir şekilde görevlerini yaptıklarını vurgulayan Doğru, “Yani pire için yorganı yakmamak lazım. Yanlış yapan yüzde 35 için yüzde 65’i heba etmeyelim. ‘Sulama Birlikleri çiftçinin kontrolünde kalsın’ diyoruz. Çiftçiler olarak sistemin mevcut haliyle devam etmesinden yanayız. Konuyla ilgili bütün kesimlerin desteklerini bekliyoruz” dedi.

    “Su, kullananlar tarafından yönetilmeli”

    Sulama Birliklerinin önce belediyelere; daha sonra özelleştirilerek şirketlere veya holdinglere devrinin gündeme geldiğini ifade eden Doğru, “Burada şöyle bir tehlike var; özelleştirmeye karşı değiliz, tabi ki özelleştirme bazı kurumlarda olabilir. Ancak tarımsal sulamada (eğer suyu kullanan çiftçi ise) bu suyu kullananlar tarafından yönetilmesi en doğru sistemdir” şeklinde konuştu.

    Birliklerin dünyadaki örneklerinin de bu şekilde yürütüldüğünü dile getiren Mutlu Doğru, ülkede tarımda kullanılan suyun adil bir seçimle göreve gelen üreticiler tarafından kullanıldığını ve bu şekilde yönetildiğini kaydetti.

    Su yönetiminin üreticilerden alınıp özel sermayeye verilmesi halinde zaten yüksek olan maliyetlerin ve kronikleşmiş bazı sıkıntıların daha da büyüyeceğine dikkat çeken Doğru, şöyle devam etti:

    “Eğer sulamayı özelleştirirsek bunun çiftçinin maliyetlerini daha da yükselteceği inancındayız. Şu anda iktidar ve muhalefet milletvekillerimizle görüşme halindeyiz. TBMM’de geçen haftaki komisyon toplantısı iptal olmuştu. Önümüzdeki hafta yine toplanırsa gidip yine fikirlerimizi söyleyeceğiz. Üreteci kardeşlerimden ricam şudur; Konuyla ilgili muhataplara ulaşarak sulama birliklerinin özelleştirilmesine karşı çıkalım. Tabii ki Sulama Birlikleri arasında görevini yanlış yapan, kötü idare edilen olabilir. Ama raporlara bakacak olursanız toplam 378 birliğin yüzde 65’i doğru hizmet etmiş, doğru bir şekilde görevlerini yapmıştır. Yani pire için yorganı yakmamak lazım. Yanlış yapan yüzde 35 için yüzde 65’i heba etmeyelim. Sulama Birlikleri çiftçinin kontrolünde kalsın, diyoruz. Hazırlanan yasayla görevini iyi yapmayan veya mali açıdan iflas noktasına gelmiş, çiftçiye hizmet veremeyen sulama birliklerine DSİ tarafından el konulabilir veya kayyum atanarak yönetim değiştirilebilir. Ancak mali durumu iyi ve çiftçimize yeterli hizmet veren, bölge çiftçilerinin oyuyla seçilmiş sulama birliklerine ise görevlerine devam etme imkanı verilmelidir. Tarımsal sulamanın, gerçek suyu kullananlar tarafından idaresi İçin sulama birliklerinin seçim sistemi de değiştirilmeli ve suyu kullanan çiftçilerimize suladığı alan kadar oy hakkı, sınırlama koymadan tanınmalıdır.”

  • Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof Dr. Kavranoğlu: “Bilim, teknoloji ve sanayi sisteminde bir reform yapmamız lazım”

    Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof Dr. Davut Kavranoğlu, Bilim, teknoloji ve sanayi sisteminde reform yapılması gerektiğini söyleyerek, “Eğer bir girişimci bir Türk sanayisi bir şeyi yapabiliyorsa bir mühimmatı, bir silahı, bir İHA’yı, bir uçağı özel sektör yapabiliyorsa artık devletin oradan usulünce çekilmesi lazım ve o yapanları desteklemesi lazım” dedi.

    SAHA İstanbul, Savunma, Havacılık ve Uzay Kümelenmesi Derneği’nin 3. kuruluş yıldönümü geniş bir katılımla kutlandı. Kocaeli’nin Çayırova ilçesinde bulunan bir otelde gerçekleştirilen toplantıya, Milli Savunma Bakan Yardımcısı Şuay Alpay, TBMM Sanayi Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, Savunma Sanayi Müsteşarı Prof. Dr. İsmail Demir, Başbakanlık Baş Danışmanı Metin Yerebakan, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof Dr. Davut Kavranoğlu, SAHA İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Büyükdede, ROKETSAN Yönetim Kurulu Başkanı Emekli Korgeneral Emin Alpman ASELSAN Genel Müdürü Dr. Faik Eken, Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürü Dr. Cihan Kanlıgöz ve çok sayıda sanayici iş adamı katıldı.

    “Ülkemizde bir uzay ajansı kurulması ve uzaya yönelik faaliyetlerin özel bir programa tabi tutulması gerekiyor”

    Programda konuşan Havacılık ve Uzay Teknolojileri Genel Müdürü Dr. Cihan Kanlıgöz, “Bugün havacılık ve uzay teknolojileri anlamında kendi özgün teknolojilerini adım adım geliştiren, yerli ve milli ürünler üreten, dünyanın önde gelen üreticileri ile stratejik ortaklıklar kurarak, iş hacimlerini sürekli geliştiren firmalarımız var. Dünyanın pek çok ülkesinin yıllar öncesinden oluşturduğu gibi ülkemizde de uzay ve havacılık konusundaki çalışmaları destekleyecek ve koordine edecek, açık yasal yetkilerle donatılmış dinamik ve kurumsal bir yapıya ihtiyacımız var. Bu kapsamda ülkemizde bir uzay ajansı kurulması ve uzaya yönelik faaliyetlerin özel bir programa tabi tutulması konusunda gerek özel sekter gerekse kamuda güçlü bir mutabakat olduğunu görmekteyiz” dedi.

    “Eğer bir girişimci bir Türk sanayicisi bir şeyi yapabiliyorsa, devletin oradan usulünce çekilmesi lazım ve o yapanları desteklemesi lazım”

    Kanlıgöz’den sonra konuşan Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Prof Dr. Davut Kavranoğlu, “Eğer bir girişimci bir Türk sanayisi bir şeyi yapabiliyorsa bir mühimmatı, bir silahı, bir İHA’yı, bir uçağı özel sektör yapabiliyorsa artık devletin oradan usulünce çekilmesi lazım ve o yapanları desteklemesi lazım. Türkiye devlet, kamu veya vakfı şirketlerinin güçlenmesiyle, sanayici ile yarışması ile değil, sizler gibi sanayicileri daha büyümesi ile kalkınacaktır. Devletimizin bilim sanayi ve girişimcilik ekosisteminin öyle bir ayarlamamız lazım ki, bütün amaç Türk girişimcisini, sanayicisini her alanda desteklememiz lazım” ifadelerini kullandı.

    “Bilim, teknoloji ve sanayi sisteminde bir reform yapmamız lazım”

    Kavranoğlu, “ASELSAN, ROKETSAN çok değerli şirketlerimiz. Türkiye’nin bütün birikimi bunlarda. Bunları biz 30 sene önce kurulduğu şekilde değil, modernleştirmemiz lazım ama bu var olan düzenle bu olmaz. Bu düzeni mutlaka değiştirmek zorundayız. Bilim, teknoloji ve sanayi sisteminde bir reform yapmamız lazım. Bu Türkiye’nin en acil ihtiyaçlarından birisi. Bu reformu yaparken de devletin her kurumunun ayrı ayrı kendi bilim politikaları olması yerine, devletin en tepesinde bilim, teknoloji politikalarının belirlenmesi ve Türkiye’deki bütün girişimcilerin buna göre kendilerine dizayn vermesi esas olması gerekir” dedi.