Etiket: lazer

  • İdrar kaçırma lazer tedavisi ile son buluyor

    Kadınların en büyük sorunlarından biri olan idrar kaçırma lazer ile ameliyatsız ve acısız bir şekilde tedavi edilebiliyor.

    Kadınların yaklaşık yüzde 40’ında idrar kaçırma problemi olduğunu vurgulayan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Tamer Erel, çoğu kadının bu sorundan utandığı ve yeterince önemsemediği için tedavi olmaktan kaçındığını dile getirdi. İdrar kaçırma sorunu yaşayan kadınlara önerilen tedavilerin çoğunun cerrahi olduğunu belirten Erel, ameliyat korkusu olan kadınların tedaviden vazgeçtiklerini belirtti.

    İdrar kaçırma psikolojik ve sosyal sorunlara yol açıyor

    Bazı kadınlara verilen ilaç tedavisi veya egzersizler ise uzun süreli tedavilerdir. Yine çoğu kadın hayat boyu ilaç kullanmak veya egzersiz yapmak istemiyor. Diğer taraftan kullanılan ilaçların da ciddi yan etkileri var. Bu durumda hasta ümidini yitiriyor ve durumunu kabullenmeye başlıyor. Bunun sonucunda hayat kalitesi düşüyor kişiler günlük işlerini yapamaz hale geliyor, aile yapısının bozulmasının yanı sıra psikolojik ve sosyal problemler yaşamaya başlıyorlar. Yaş ilerledikçe daha çok artan idrar kaçırma şikayetleri, kişileri ameliyat olmaya mecbur kılıyor.

    İdrar kaçırma nedeni

    İdrar kaçırma şikayeti, sıklıkla mesane kasının ya da pelvis (leğen kemiği) kaslarının ve bağ dokusunun çeşitli nedenlerden dolayı yetersizliğinden kaynaklanıyor. Bunlar arasında, hatalı yaptırılan normal vajinal doğumlar, iri bebek doğurmak, şişmanlık, menopoz, sigara içmek, spor yapmamak, rahimde miyom veya yumurtalık kistlerinin olması gibi nedenler idrar kaçırma sorununu artıyor. Bunun sonucunda zayıflayan pelvis kaslarının en zayıf yeri olan vajinal açıklıktan mesane, rahim ve rektum gibi organlar aşağıya doğru fıtıklaşıyor. Böylece mesanenin fıtıklaşması ile idrar tutukluğu veya idrar tutamama gibi idrar şikayetleri, rahimin sarkmasıile cinsel ilişkinin yapılamaması veya ağrı olması, rektumun sarkması ile kabızlık ve tam dışkıyı boşaltamama gibi şikayetler meydana geliyor.

    İdrar kaçırma teşhisi

    İdrar kaçırma tiplerinde teşhis için ayrıntılı bir sorgulama ve dikkatli bir muayene çoğu zaman yeterli oluyor. Çok nadir olarak idrar basınç ve akım hızını ölçmek ve fikir vermek için bazı testler yapılıyor. Şişmanlık, menopoz ve vajinal doğum en önemli risk faktörleri arasında yer alıyor. Bunlardan özellikle vaginal doğum esnasında vakum ya da forseps kullanılması, çok genç yaşlarda doğum yapılması, doğumun uzaması ve iri bebek (4000 gr ve üzeri) doğurmak ilerideki yaşlarda stres tipinde idrar kaçırma olasılığını artırıyor.

    İdrar kaçırma sorunu lazer tedavisi ile son buluyor

    İdrar kaçırma şikayeti yaşayan kadınlar için doktorların yakın zamana kadar birçok ameliyat çeşitlerinden uygun olan birini hastalarına tavsiye ettiğini belirten Prof. Dr. Erel, bu problemin lazer ile ameliyatsız ve acısız bir şekilde tedavi edilebildiğini söyledi. Özel bir yöntemle kullanılan Lazer cihazının vajinal uygulaması artık idrar kaçırma şikayeti olan kadınlar için kesin çözüm olduğunu ifade eden Erel, yöntemin uygulanışı hakkında şu bilgileri verdi:

    “Özellikle erken yaşlarda olup gecikmeden doktora başvuran hastalarda 1 veya 2 seans lazer uygulaması sayesinde sorun yok edilebiliyor. Stres tipi idrar kaçırmanın lazerle tedavisi yaklaşık 20-25 dakika sürüyor genellikle bir ay ara ile yapılan en fazla 2 seansta başarı elde ediliyor. Lazer uygulaması, anestezi, kesi ve dikiş olmadan idrar kaçırma problemine yeni ve etkin bir çözüm getiriyor. Lazer, üretral bölgede ve mesanenin dayandığı vajen ön duvarında bağ dokusundaki kollajen liflerde, ısı etkisi ile yenileşme oluşturarak sıkılığı artırıyor. Damarlanma arttığı gibi beslenme zenginleşiyor. Sonuç olarak doku eski esneklik ve kuvvetini kazanıyor. Böylece bu bölgede kaybedilen desteği ve kontrol gücünü geri kazandırıyor. Karışık tipte olan idrar kaçırmalarda genellikle kombine tedavi yaklaşımları uygulanıyor. En kolay ve risksiz olanı lazer uygulaması ile birlikte uygun ilacın beraber kullanılması oluyor.”

    Lazer ile idrar kaçırma tedavisi avantajları

    Lazer ile idrar kaçırma tedavisini avantajları şöyle:

    Yüksek başarı oranı, muayene ortamında yapılıyor olması, uygulama sırasında ağrı, acı ve kanama olmaması, günlük yaşama hemen dönülebiliyor olması, uygulama 15-30 dakika sürmesi, uygulama öncesi bakım ve hazırlık yapmaya gerek olmaması, komplikasyon riski olmadığı için güvenli bir yöntem olması, genelde problemin tek seansta çözülmesi.

    En yaygın idrar kaçırma tipleri

    Stres tipi idrar kaçırma; en fazla görülen idrar kaçırma tipi. Genellikle genç hanımlarda (40-60 yaş arasında) görülüyor. Öksürmekle, aksırmakla, hapşırmakla, gülmekle, hareket ve eforla birlikte idrar kaçırma sorunu oluşabiliyor. Sıkışma tipi idrar kaçırma; İkinci sıklıkta görülen idrar kaçırma tipi. Yaşı 55-60’ın üzerindeki kadınlarda en sık görülüyor. Aniden sıkıştığını hisseden kadın tuvalete yetişmeğe çalışırken idrar kaçırdığı görülüyor. Karışık tip idrar kaçırma; bazı kadınlarda stres ve sıkışma tipi idrar kaçırma birlikte görülüyor. Taşma tipi idrar kaçırma; Genellikle ileri yaş idrar kaçırmalarda mesane kapasitesini geçen hacimlerdeki idrar mesaneden taşarak dökülüyor. Psikojenik idrar kaçırma; Sıklıkla çocuk ve gençlerde görülen idrar kaçırma bu tipte yer alıyor.

  • Lazer depilasyon ile ince tüylerden kurtulun

    Dermatoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Jale Yüksek, lazer epilasyon ile sonuç alınamayan kıllarda kullanılmaya başlanan tüy sarartma (lazer depilasyon) uygulamasının başarılı sonuçlar verdiğini söyledi.

    Dermatoloji Uzmanı Dr. Jale Yüksek, lazer depilasyon işlemi hakkında bilgiler verdi. Lazer depilasyon işlemi sayesinde söz konusu tüylerin dışarıdan bakanlarca görünemez duruma gelebildiğini ifade eden Dr. Yüksek, “Lazer epilasyon, günümüzde istenmeyen kıllardan kurtulmak için en sık tercih edilen yöntemler arasında gelmektedir. Lazer epilasyonun başarı sağladığı kıllar, siyah renkli kalın yapıya sahip kıllardır. Kişinin yüz bölgesi ve üst kol, sırt ve göbek gibi bölgelerinde ise ince yapıdaki tüyler daha yüksek oranda bulunur. Bu bölgeler için uygulanan lazer epilasyon tüm kılların ortadan kaldırılmasını sağlayamamaktadır. Günümüze kadar lazer epilasyon ile sonuç alınamayan söz konusu kıllarda iğneli epilasyon, iple ve ağda ile alma alternatif yöntemleri tercih edilmekteydi. Fakat günümüzde yeni bir lazer sistemi ile (Q switch NdYag lazer) ile tüy sarartma yöntemi de bu alternatif yöntemler arasında yerini aldı. Bu lazer sistemi kılın yapısında bulunan ve kıla rengini veren melanosit hücresinde hasarlanma yaparak, kılın siyah renginde sararma ve kıl kalınlığında incelme etkisi sağlamaktadır” diye konuştu.

    Lazerle tüy sarartma işleminin yaklaşık 10 dakika gibi kısa bir sürede gerçekleştirilebildiğine dikkat çeken Dr. Yüksek, işlemin herhangi bir ağrıya neden olmayacak kadar konforlu bir şekilde yapılabildiğini bildirdi.

    “İşlem koyu tende bile lekeye neden olmuyor”

    Dr. Yüksek, açıklamasını şöyle sürdürdü:

    “Lazerle tüy sarartmanın en önemli avantajlarını sıralamak gerekirse; koyu tende bile leke yapmadan rahatlıkla uygulanabilmesi ve epilasyon lazer sistemi olmadığı için tüyde artışa neden olmamasıdır. İşlemden sonra tüydeki sararma etkisi 3 hafta ila 2 ay arasında devam eder. Düzenli uygulama yaptıranlarda etki giderek daha uzun sürer ve giderek tüy yapısında incelme olarak tüylerde dökülmeler de izlenebilmektedir.”

    “Kişi iş ve sosyal yaşantısından kopmadan öğle tatilinde bile rahatlıkla işlemi yaptırabilir”

    Uygulamadan hemen sonra tüylerde sararma etkisi meydana geldiğini vurgulayan Dr. Jale Yüksek, böylece kişinin kendisini rahatsız eden görünümden kısa sürede kurtulmaya başladığını kaydetti. Dr. Yüksek, lazer depilasyon sayesinde tüylerin dışarıdan bakıldığında görünemez duruma geldiğini belirterek, “İşlemden sonra yüzde hafif bir kızarıklık dışında herhangi bir olumsuz etkisi yok. Kızarıklık 1 saat içinde tamamen kaybolur. Kişi iş ve sosyal yaşantısından kopmadan öğle tatilinde bile rahatlıkla işlemi yaptırabilir. İstenilen herhangi bir vücut bölgesinde uygulanabilir. Sıklıkla yüz, kol, sırt ve gövdedeki tüylerde tercih edilmektedir. İşlem yaz dönemi de dahil her mevsimde güvenle yapılabilmektedir. İşlem yaptıran kişinin dikkat etmesi gereken ön önemli nokta ise, işlemden sonra düzenli olarak 30 faktörün üzerinde bir güneş koruyucu krem sürülmesi gerektiğidir. Bunun dışında dikkat edilmesi gereken özel bir önlem yoktur. Güneş koruyucu krem kullanıldığında herhangi bir leke problemi ile karşılaşılmaz” şeklinde konuştu.

    “İşlem mutlaka uzman bir doktor kontrolünde yapılmalı”

    İğneli epilasyonun ciltte çukur şeklinde izler ve lekeler oluşturabildiğini ve acı verebilen uzun süreli bir işlem olması nedeniyle çok tercih edilmediğini ifade eden Dr. Yüksek, tüylere ağda uygulanamamasının da ağrılara, lekelenmelere ve sivilcelere neden olabildiği uyarısında bulundu. Dr. Yüksek, söz konusu işlemin mutlaka uzman bir doktor kontrolünde yapılması gerektiğinin de altını çizdi.

  • Lazer ile diş çürüklerine son

    Diş Hekimi Zafer Kazak, lazer teknolojisi ile dişlerdeki çürüklerin bir nevi buharlaştırılarak (Ablasyon) yok edildiğini söyledi. Lazerle çürük temizlenirken, döner aletler ile temizleme yapılmadığından dişte travma ve yüksek ısı oluşmadığını kaydeden Kazak, “Bu sebeple işlem sırasında ağrı minimum olmakta ve sonrası komplikasyon riski azalmaktadır” dedi.

    Global Diş Hekimleri Derneği Başkanı Diş Hekimi Zafer Kazak, lazerin, doğru ayarlar kullanıldığında derin çürüklerde doku seçici özelliğinden dolayı çok iyi sonuçlar elde edildiğini söyledi. Sadece çürük doku temizlenebildiği için kanal tedavisi gereksiniminin de azaldığını kaydeden Kazak, “Lazer ile yapılan diş eti tedavilerinde farklı konseptler vardır. Bu konseptler klasik cerrahi yöntemlerle karşılaştırıldığında işlem şekli, iyileşme süreçleri ve hasta konforu açısından farklılıklar gösterir. Estetik işlemler de daha hızlı ve konforlu bir iyileşme elde edilebilirken, kemik kaybı görülen ileri diş eti hastalıklarında tedavi yaklaşımları tamamen değişebilmektedir. Örneğin, cerrahi tedaviye ihtiyacı olan bazı hastalarda, diş taşları klasik yöntemle (titreşimli ve su soğutması ile çalışan aletlerle) temizlendikten sonra diş etindeki ve diş yüzeyindeki yabancı dokular kombine lazer cihazları ile (çift dalga boylu lazer sistemleri -Er:YAG ve Nd:YAG) uzaklaştırıp, dokularda derin dezenfeksiyon yapılabilir. (WPT yöntemi – Wavelength -optimized Periodontal Therapy). Bu yöntemle açık ameliyat gerektiren diş eti hastalıklarında bile (eğer ileri seviyede kemik desteği gerektirmiyorsa) ameliyatsız tedavi mümkündür. Bu sayede problemli diş etlerinin iyileşmesi hızlı, güvenilir ve ağrısız bir şekilde gerçekleşir” ifadelerini kullandı.

    Diş Hekimi Zafer Kazak, “Çift dalga boyu içeren sert doku ve yumuşak doku lazer cihazları, gelişmiş lazer cihazlarıdır. Bu sistemler yüksek maliyetleri sebebi ile standart olarak her klinikte kullanılamayabilir. Bu durumda lazer destekli çalışılmak isteniyorsa diyot lazer cihazları tercih edilirler. Daha düşük maliyetlerle temin edilebilen bu cihazlar da kısmen kombine cihazlar ile yapılan tedavileri yapabilirler. Diyot lazerlerle kemik, diş gibi sert dokularda çalışılmaması daha kısıtlı tedaviler yapılabilmesinin ana sebebidir” şeklinde konuştu.

  • Lazer ile göz kusuru tedavisi

    Lazer ile göze dokunmadan, kesi yapılmadan pek çok görme kusurunun tedavi edilebildiği Schwind ‘No-Touch’ teknolojisine yeni bir modül eklendi.

    VSY Biotechnology tarafından Schwind Amaris cihazları ile birlikte Türkiye’ye sunulan ve SmartSurfACE olarak isimlendirilen bu yeni teknoloji sayesinde yine korneaya temas, kesi ve insizyon olmadan, ince kornea yapısına uygun olarak yüksek miyop, astigmat ve hipermetrop tedavisi yapılıyor. Çok daha yüksek biyomekanik koruma ve korneal stabilitenin sağlandığı modül sayesinde tek bir adımla 1 dakikadan az sürede göz tedavi edilebiliyor ve sonucunda güvenli hızlı, ağrısız iyileşme sağlanıyor. Bu yeni modül özellikle sporla uğraşan aktif kişilere, keskin görüş gereken işlerde çalışanlara ve ince korneaya sahip hastalara tavsiye ediliyor.

    Yeni teknoloji ile ilgili açıklama yapan Dr. Bruce Allan, “Schwind’in güncel innovasyonu, kısa iyileşme süreleri ile çok daha pürüzsüz stromal yüzey ortaya koyan yeni atış algoritmaları yeni özellik ile ortaya çıktı. Terapötik korneal lazer tedavilerinde önde gelen cihazların bu yeni modülü, hem şu ana kadarki en konforlu yüzey ablasyon tekniği olmasından hem de hızlı ve uygulaması kolay olmasından dolayı hastalar ve cerrahlar tarafından çok sevildi. Rutin refraktif düzeltmedeki LASIK ve SMILE teknolojileri gibi interfasiyel yöntemlerin baskınlığını bitiriyor” şeklinde konuştu.

    Bu tedavi yöntemi ile dört günlük iyileşme süresinde hastanın en iyi şekilde konforunun sağlanması amaçlanıyor. Bu yenilik sayesinde hasta, ameliyat sonrası 5-30 dakika içerisinde günlük yaşantısına ağrısız olarak devam edebiliyor. Yeni teknolojiyi kullanan hastalardan gelen yorumlar ise şöyle:

    “Güvenlik sebebiyle flep cerrahisi olamayacağımdan dolayı SmartSurfACE, benim için tek seçenekti. Tedavi olmaya karar verdiğimde prosedür ben daha anlayamadan bitmişti ve hiç acı yoktu. Lazer ışınını gözümün üzerinde sadece bir esinti gibi hissettim. Görme keskinliğim hayat kalitemi inanılmaz derecede yükseltti. Artık akşamları gözlerim kuru ve yorgun değil. Bundan sonra iş, aile ve spor aktivitelerim için ayrı ayrı kontakt lens ve gözlük planlamaları yapmak zorun değilim.”

    ‘Ben bir optisyenim ve en güvenli kornea cerrahisi arayışımda internet üzerinden birçok bilgi okudum, bu sırada arkadaşlarıma da sordum. Topladığım tüm bilgilere ve aldığım tüm tavsiyelere rağmen itiraf ediyorum ki çok gergindim. Ancak sonradan tüm korkularımın yersiz olduğumu anladım. Prosedür çok kısa sürdü ve sonuçlar mükemmeldi.’

    ‘Uzak görme kusurum düzeltildi. Cerrahi seçeneklerimi araştırırken klinik sonuçlardan çok etkilendim ve doktorumun tavsiyesi beni daha da cesaretlendirdi. Çok gergin olmama rağmen tedavi boyunca hiç ağrı hissetmedim. Birkaç dakika içerisinde ameliyat tamamlanmıştı. Özellikle sportif aktivitelerde artık hayatım kolaylaştı. Basketbol favori sporum haline geldi ve artık kontakt lens kullanmadan eğlenebiliyorum.’

  • Erkeklerin Yeni Gözdesi Lazer Epilasyon

    Özel Ortadoğu Hastanesi Cildiye Uzmanı Dr.Hayriye Bilge Madak, son zamanlarda lazer epilasyona erkeklerin talebinin arttığını söyledi.

    Vücuttaki istenmeyen tüylerin lazer epilasyonla yok edilmesine yönelik açıklamalar yapan Uzm. Dr. Madak, uygulamanın mutlaka uzman dermatologlar tarafından yapılması gerektiğini vurguladı.

    Muayenede ilk olarak cilt tipine göre kıl yapısının belirlendiğini anlatan Dr. Madak, hormonal bozukluklar ve kullanılan ilaçların sorgulanmasının ardından işleme başlandığını dile getirdi.

    Ortadoğu Hastanesi Kozmetoloji Ünitesi’nde alexandrite, diod lazer ve nd yag lazer sistemlerinin bulunduğunu söyleyen Madak, “Cihaz seçilir ve gerekirse cihaz tipi değiştirilebilir. Lazer epilasyon afife alınacak, ucuz , basit teknololojilerle yapılabilen, dermatolog kontrolü olmadan yapılan bir yöntem değildir. Uygun cihaz seçimi, cilt tipi , kıl tipi, epilasyonun uygulanacağı bölge (en zor bölge yüzdür. Diod lazer en uygun lazerdir. Koltuk altı, genital bölge alt bacak lazer epilasyon açısından en iyi yanıt alınan bölgedir, Alexandrite tercih edilir, daha sonra NDYAG a da geçilebilir), kişinin sağlık durumu (hormonal bozukluğu varsa tedaviye dirençlidir), cinsiyet (kadınlar lazer epilasyon açısından daha avantajlıdır. Erkeklerde başarı şansı daha düşüktür), hatta mevsim bile etkiler” dedi.

    Lazer epilasyon uygulamasının nasıl yapılacağına dair bilgiler de aktaran Hayriye Bilge Madak, “Lazer ışınları bir el aleti ile cilde 8-15 mm lik alana her seferde tek tek atışlarla taranır, test atışı ile başlanır, kişinin duyarlılığına göre doz ayarlanır. Lazer epilasyon işleminde koruyucu gözlük takılmalıdır. Cilde uygulanan ışınlar kılın yapısındaki siyah rengi veren melanin isimli boya maddesi tarafından tutulur.Tutulan ışık enerjisi kılda ısı enerjisine dönüşür. Kıl köküne iletilen ısı , kıl kökünü tahrip eder, ancak çevre dokuda hasar yapmaz. Bu anda hafif bir iğne batmasına benzer bir his duyulur.Kıl kökünde kızarıklık ve kabarıklık gözlenir, bu kılların etkilendiğini gösterir, işlem sırasında soğutma sayesinde cilt korunur, acı ve yan etkiler azalır.Lazer epilasyon ayrıca batık kılların tedavisinde de etkilidir. Son zamanlarda lazer epilasyona erkek hastalardan da talep gittikçe artmaktadır. Özellikle yüz, kulak, ense, sakal çizgisi, boyun, sırt, göğüs bölgelerine yapılmaktadır” şeklinde konuştu.

    Seans aralıklarının yüzde ortalama 1 ay, vücut bölgesinde ise 1-2 ay olduğunu anlatan Uzm. Dr. Madak, seans sayısının ise ortalama 6-10 arası olduğunu kaydetti. Yüz, kol, sırt gibi bölgelerse seans sayısının 6-12 aralığına çıkabileceğini kaydeden Madak, “Vücut kılları anagen, katogen ve telogen olarak adlandırılan 3 gelişim evresinde bulunur. Lazer de daha çok anagen dönemindeki kılları etkilediği için tek seansda tüm kılları yok edemeyiz.Başarı şansı uzman ellerde, bilimsel verilere uygun parametrelerle yapıldığında yaklaşık yüzde 80 kadradır. Dudak üstünde birkaç dakika iken tüm bacak sırt gibi geniş alanlarda 30 dakika – 1 saat sürer” ifadelerini kullandı.

    Cildiye Uzmanı Dr. Madak, emzirenlerde, yüksek dozda A vitamini kullananlarda, enfeksiyon durumlarında, bağ dokusu hastalarına ve kanser tedavisi görenlere uygulama yapılamayacağının altını çizdi.

    Lazer tedavisi öncesi ve sonrası hakkında da uyarılarda bulunan Özel Ortadoğu Hastanesi Cildiye Uzmanı Dr.Hayriye Bilge Madak, şöyle konuştu:

    “Lazer enerjisi aktif kıllara etkili olduğundan ağda/sir ağda, cımbız, epilatör, cımbızla alma işlemleri 2-4 hafta önce kesilmelidir. Lazer epilasyondan en az 1 ay öncesi bronzlaşma veya solaryumdan kaçınılmalıdır. Diod lazer koyu tenlililere uygulanabilir ancak, tedaviden 6 hafta öncesinde güneşlenmemeli, solaryuma gidilmemeli, uygulamadan 1 gün öncesi kılların alınması uygundur. Alexandrite lazerde tüylerin 3-5 gün önce alınması uygun olur.Tüyler alınmazsa kıllar yanar, hem acı verir hem de lazer enerjisini emer ve kıl köküne gidemez enerji, etkinlik azalır. Peeling yapılmışsa veya peeling ürünü (retinoik asit/glikolik asit) kullanılıyorsa, 15 gün önce kesilmelidir. Uygulama yapılacak bölgeye makyaj yapılmamalı, parfüm sıkılmamalıdır.Ağrı eşiği düşükse işlemden 2 saat önce ağrı kesici alınabilir. Tedaviden hemen sonra günlük yaşama dönebilinir.ilk 24 saat çok sıcak su ile yıkanılmamalı. Güneş koruyucu kullanılmalı, 1-2 hafta güneşlenilmemeli. epile kıllar 3-10 gün içinde uzama ve dökülmeye başlar.Lazer sonrası geçici yan etikler olabilir: bunlar işlem yerinde görülen ve işlemin etkinliğini gösteren ,kabarıklık(birkaç saat sürer) ,kızarıklık ve kabuklanmadır(bir kaç gün), Lazer yanığı deride renk değişikliği şeklinde yan etki de görülebilinir. Uzman ellerde uygun cihazlarla bu risk minimaldir.”