Etiket: Kurumsal

  • Atatürk Üniversitesi’nden Kurumsal Akreditasyon hamlesi

    Atatürk Üniversitesi’nden Kurumsal Akreditasyon hamlesi

    Üniversitelerin yıllık hazırlanan Kurum İç Değerlendirme raporları ile 2015 yılından bu yana takip edilen kurumsal bilgiler, kalite güvence, eğitim-öğretim, araştırma, toplumsal katkı ve yönetim kategorilerinde hazırlanan göstergelerin incelenmesi neticesinde karar verilen 2020 Yılı Kurumsal Akreditasyon Programına (KAP) Atatürk Üniversitesi dahil edildi.

    Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından hazırlanan Kurumsal Akreditasyon Programına başvuran 54 üniversiteden Atatürk Üniversitesinin de içerisinde yer aldığı 10 üniversite akredite sürecine alınmaya hak kazandı.

    2020 yılında Kurumsal Akreditasyon Programına dahil edilen 10 üniversitenin Rektör, Rektör Yardımcıları ile kalite süreçlerinden sorumlu öğretim üyelerinin katılımıyla çevrimiçi gerçekleştirilen toplantıya, Atatürk Üniversitesinden Rektörü Prof. Dr. Ömer Çomaklı, Yardımcısı Prof. Dr. Medine Güllüce ve Kalite Koordinatörü Prof. Dr. Bilal Yılmaz katıldı.

    Toplantıda üniversite yöneticileriyle bir araya gelen YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, 2020 yılında Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında 10 üniversitenin değerlendirileceğini belirterek, üniversitelerin akreditasyon konusundaki çalışma ve isteklerinden ötürü katılımcılara teşekkür etti. Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sibel Aksu Yıldırım tarafından 2020 yılında Kurumsal Akreditasyon Programı kapsamında yapılacak işlemler ve yöntem ile ilgili teknik bilgilerin verildiği toplantının ikinci bölümünde ise üniversiteler adına söz alan Rektörler, süreç içinde kurumlarının gelişmeye açık yönleri konusunda yaptıkları çalışmaları paylaştılar.

    “KAP ile çok değerli kazanımlar elde edeceğiz”

    Sürecin benimsenmesi, geliştirilmesi ve örnek uygulamalar konusunda görüş alışverişinin yapıldığı toplantıda söz alan Rektör Prof. Dr. Çomaklı, bu sürecin üniversitelere değer katacağını ifade ederek, eğitim, araştırma ve toplumsal katkı sürekliliğinin sağlanmasında akreditasyon uygulamalarının etkili olacağını söyledi.

    Rektör Çomaklı: “2020 Ocak ayından bugüne kadar Üniversitemiz yönetim bilgi sistemi aracılığı ile 55 programın akreditasyonu için öz değerlendirme raporunu kanıtları ile hazırladık ve 30 program için resmi akreditasyon başvurumuzu yaptık. Hedefimiz 2021 Ocak ayı itibari ile ülkemizdeki üniversiteler arasında akredite olan program sayısı bakımından ilk 5 üniversite arasına girmektir. Bu yönde attığımız adımların kurumsal akreditasyon süreci için de oldukça önemli olduğu kanaatindeyim.”

    KAP sürecine üniversite olarak her türlü katkıyı vereceklerini ve alt yapı anlamında da hazır olduklarını belirten Rektör Çomaklı, Atatürk Üniversitesinin Kurumsal Akreditasyon Programına dahil olması ile çok değerli kazanımlar elde edeceğini vurgulayarak, bu başarıda emeği geçen tüm çalışanlara teşekkür etti.

    Kurumsal Akreditasyon Programı Nedir?

    Kurumsal Akreditasyon Programı (KAP) yükseköğretim kurumlarındaki kalite güvencesi, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme, toplumsal katkı ve yönetim sistemi süreçlerinin “planlama, uygulama, kontrol etme ve önlem alma” döngüsü kapsamında değerlendirilmesini sağlayan bir dış değerlendirme yöntemidir. KAP Yükseköğretim Kalite Kurulu tarafından oluşturulan değerlendirme takımları tarafından Kurumsal Dış Değerlendirme ve Akreditasyon Ölçütleri ile Kurumsal Dış Değerlendirme ve Akreditasyon Kılavuzu kapsamında yürütülmektedir.

    Her yıl KAP’a dâhil edilecek yükseköğretim kurumları YÖKAK tarafından belirlenmekte ve belirlenen bu yükseköğretim kurumlarının yapısına uygun olarak değerlendirme takımları oluşturulmaktadır. Değerlendirme takımları tarafından Kurumsal Akreditasyon Raporları (KAR) hazırlanmakta ve bu raporlar göz önünde bulundurularak YÖKAK tarafından akreditasyona ilişkin karar verilmektedir.

  • “Kurumsal müşterilerimize 7/24 esasına göre kesintisiz hizmet vermek için var gücümüzle çalışıyoruz”

    “Kurumsal müşterilerimize 7/24 esasına göre kesintisiz hizmet vermek için var gücümüzle çalışıyoruz”

    Uzaktan veri yönetiminin şirketler için büyük önem taşıdığını belirten Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata, “Sanal veri merkezi hizmetimiz ile müşterilerimize nerede olurlarsa olsunlar; ister evlerinden ister dünyanın herhangi bir noktasından verisini yönetebilme imkanı sunuyoruz. Bununla birlikte yeni nesil veri merkezlerimizle de müşterilerimizin 7/24 esasına göre yanında olmak için var gücümüzle çalışıyoruz.” dedi.

    Türkiye’nin verisini korumak için gece gündüz çalışan Turkcell, geliştirdiği çözümlerle uzaktan erişim imkanlarını kullanarak her türlü duruma karşı önlemini aldığını bildirdi. Bu alanda 2 milyar TL yatırım yaptığını açıklayan şirket, şirketlere ve kamu kurumlarına bulut ve veri merkezi hizmetleriyle tamamen kendi kendilerine ve uzaktan yönetebildikleri çözümler sunduğunu belirtti. Bu kapsamda sunduğu sanal veri merkezi hizmetiyle Turkcell, kurumsal müşterilerine uçtan uca tüm altyapı servislerini içeren sanal bir kaynak havuzu sağlayarak mekandan bağımsız veri merkezi yönetimi sağlarken, bununla birlikte iş sürekliliği ve yedekleme servisleriyle de şirketler 7/24 kesintisiz hizmet alarak çalışmalarını evden de sürdürebilecek.

    Uzaktan veri yönetiminin şirketler için büyük önem taşıdığını belirten Turkcell Kurumsal Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ceyhun Özata, şunları söyledi: “Tüm dünyayla birlikte ülkemizin de bu zor günleri atlatmasının yolu son derece tedbirli olmaktan geçiyor. Bu noktada Turkcell olarak bir yandan iş sürekliliğini sağlamak bir yandan da müşterilerimizin yanında olarak onları hayata bağlamak bizim en büyük önceliğimiz. Bireysel müşterilerimizin yanı sıra şirketlerimize ve kamu kurumlarımıza sunduğumuz en kritik hizmetlerimizden biri olan veri merkezi işimizde tüm önlemleri önceden almış olmamız bugün onlara kesintisiz hizmet sunmamızda önemli rol oynuyor. Tam da bu noktada sanal veri merkezi hizmetimiz ile müşterilerimize nerede olurlarsa olsunlar; ister evlerinden ister dünyanın herhangi bir noktasından verisini yönetebilme imkanı sunuyoruz. Bununla birlikte yeni nesil veri merkezlerimizle de müşterilerimizin 7/24 esasına göre yanında olmak için var gücümüzle çalışıyoruz.”

    Yapılan bilgilendirmede; Türkiye’nin en büyük şirketlerinin de aralarında olduğu bin 600’e yakın kuruma sunduğu uzaktan yönetilebilen bulut ve veri merkezi hizmetinin yanı sıra Turkcell, olağan dışı durumlarda da artırılmış gerçeklik teknolojisiyle uzaktan müdahale imkanı tanıyor. Bu sayede alanında uzman Turkcell mühendisleri olası sorunları uzaktan bağlantı ile tespit ederek saniyeler içerisinde çözüm yolu geliştiriyor.

    Yeni nesil veri merkezlerinde coğrafi yedeklilik ile iş sürekliliği sağlanıyor

    Öte yandan kurumsal müşterilerine sunduğu yeni nesil veri merkezlerinde dünya standartlarının üzerine çıkan şirket, veri merkezlerinde hayata geçirdiği yeni nesil teknolojilerin yanı sıra kesintisiz hizmet deneyimi için coğrafi yedeklilik de sağladığını, bu sayede şirketlerin iş sürekliliğine de katkı sunan Turkcell veri merkezleri, her türlü felaket kurtarma ihtiyaçlarını da karşıladığını kaydetti.

  • ASUS Türkiye, kurumsal pazar için gelecek planlarını paylaştı

    ASUS, iş odaklı yapıya uygun kurumsal ürün serisini düzenlediği toplantıyla tanıttı.

    ASUS, iş odaklı yapıya uygun kurumsal ürün serisini düzenlediği toplantıyla tanıttı. Marka, tanıtımda kurumsal ürün serisi içinde yer alan dizüstü, masaüstü ve hepsi bir arada (All-in One) bilgisayarlarını tanıttı.

    Açılış konuşmasında; ASUS EEMEA Genel Müdürü Benjamin Yeh, Türkiye’de bulunmaktan dolayı memnun olduklarını ve Türkiye pazarına çok önem verdiklerini ifade ederek, “Türkiye bizim için en büyük potansiyele sahip ülkeler arasında yer alıyor. Türkiye’nin genç nüfusa sahip oluşu, gelişen ve büyüyen bir pazara sahip olması bizim için çok değerli. Şirket olarak; hem günlük yaşamda, hem de profesyonel iş dünyasında öncü teknolojilerle tüketicinin karşısına çıkıyoruz ve karşılaştığımız ilgi, Türkiye’deki kullanıcının teknolojiyi tümüyle benimsediğini ve hayatının tüm alanında etkin biçimde kullandığını çok net bir şekilde gösteriyor. 2020 yılında kurumsal serimizde de yeni nesil ürünlerimizi iş ortaklarımızla buluşturmaya devam edeceğiz.” dedi.

    Güler: “Kurumsal pazarda hedef; 3 yıl içinde yüzde 20 pazar payı”

    Toplantıda Türkiye pazarı ve ASUS’un yeri konusunda bilgi veren ASUS Türkiye Sistem İş Birimi Ülke Müdürü Özge Kılıç Güler ise, “ASUS Türkiye olarak; 2020 yılında diğer ürün gamımızdan aldığımız güçle kurumsal ürünler pazarında da etkin bir oyucu olmak hedeflerimiz arasında.” şeklinde konuştu.

    Teknoloji dünyası son 30 yılda eşsiz bir dönüşüm geçirdiğini kaydeden Güler, “Türkiye pazarında uzun yıllardır faaliyet gösteren ve bu ülkenin potansiyeline inanan küresel bir şirket olarak, Türkiye’deki teknolojik gelişimin yaşamı kolaylaştırma ekseninde gerçekleştiğini memnuniyetle söyleyebilirim. Kurumsal pazarda, 2020 yılından başlayarak takip eden 3 yıl içinde pazar payımızı yüzde 20 seviyelerine çıkartarak EEMEA bölgesindeki gücümüzü Türkiye kurumsal pazarında da göstermek istiyoruz ve tüm planlarımızı buna yönelik yapıyoruz.” ifadelerini kullandı.

    20 kurumsal ürün tanıtıldı

    Tanıtımda, stant alanında sergilenen kurumsal ürünleri görme ve deneyimleme imkanı bulurken, 20 kurumsal ürün tanıtıldı.

  • “Türkiye’de kurumsal sosyal sorumluluk bilincinin oluşmasına katkı sağlıyoruz”

    “Türkiye’de kurumsal sosyal sorumluluk bilincinin oluşmasına katkı sağlıyoruz”

    DeFacto, Brüksel’de düzenlenen Corporate Social Responsibility & Sustainability Summit 2019’da sosyal sorumluluk vizyonunu başarıyla yansıtan Mutlu Kadın Hareketi ve Kumaştan Hayaller projeleriyle büyük ilgi gördü.

    Türkiye hazır giyim sektörünün lider markalarından DeFacto CFO’su Önder Şenol, Brüksel’de düzenlenen Zirve’de “Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Filantropi ile İlişkisi’ adlı panelde DeFacto’nun ulusal ve uluslararası operasyonel gücü ve yenilikçi çalışmalarının yanı sıra, hayata geçirdikleri kurumsal sosyal sorumluluk projelerini dünyanın dört bir yanından gelen katılımcılara aktardı.

    24-25 Ekim tarihlerinde Brüksel’de gerçekleştirilen Kurumsal Sosyal Sorumluluk & Sürdürülebilirlik Zirvesi 2019’da (Corporate Social Responsibility and Sustainability Summit 2019) kurumsal sosyal sorumluluk alanının dünyada geldiği nokta ve iş dünyasına ilham veren örnek projeler masaya yatırıldı. Zirveye konuşmacı olarak katılan DeFacto CFO’su Önder Şenol, ’Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Filantropi (Hayırseverlik) ile İlişkisi’ adlı panelde, Kumaştan Hayaller ve Mutlu Kadın Hareketi projelerinin çıktılarını paylaştı. İki örnek projenin başarı hikâyeleri zirveye katılan Pepsico, Jacobs, ING Bank, Atkins gibi çok uluslu şirketlerin sürdürülebilirlik birim başkanları, başkan yardımcıları, direktör ve yöneticileri tarafından büyük ilgi gördü.

    DeFacto olarak insana yatırımın her zaman öncelikli olduğuna dikkat çeken Şenol, “Tüm çalışanlarımızın mutluluğunu önemsiyoruz. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasına katkıda bulunmayı, kadın istihdamını arttırmayı, kadınların hayallerinin gerçekleşmesini ayrıca önemsiyor, bu alandaki çalışmalarımıza ağırlık veriyoruz. Sürdürülebilir kalkınma için toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması büyük önem taşıyor” açıklamasında bulundu.

    Türkiye’de kurumsal sosyal sorumluluk kavramının şirketlerin gündeminde giderek daha yoğun şekilde yer almaya başladığını belirten Şenol, “DeFacto, hayata geçirdiği projelerle bu bilincin oluşmasında katkıları bunun şirketler arasında yer alıyor. Günümüz iş dünyasında bir şirketin sadece kar odaklı iş yaparak başarıya ulaşması mümkün değil. Bu bakış açısıyla Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’na (KAÇUV) destek olmak üzere Kumaştan Hayaller’i hayata geçirdik. Bu projeye büyük bir coşku ve birçok hayalle başladık. Projenin tüm süreçleri bizi oldukça heyecanlandırıyor; çünkü yaptığımız çalışmaların tamamı DeFacto kurumsal kültürünün temel bileşenlerini oluşturan gönüllülük, yardımseverlik ve duyarlılık ilkelerine dayanıyor. Temel olarak projemiz, üretim fazlası kumaşların, kanserli çocuklar için umut olacak şekilde kullanılmasına dayanıyor. Bu projemizle DeFacto fabrikalarından elde edilen üretim fazlası kumaş ve aksesuarları İl ve İlçe Milli Eğitim Müdürlükleri aracılığıyla meslek liselerine gönderiyoruz. Ürünlerin tasarım ve üretimi bu okullarda okuyan kız öğrenciler tarafından yapılıyor. Ürünleri alıyoruz, paketliyoruz ve sirkülasyonu en yoğun olan DeFacto mağazalarında satışa sunuyoruz. Elde edilen gelirle de KAÇUV projeleri destekleniyor” dedi.

    “DeFacto olarak çalışanlarımızın mutluluğuna ve gelişimine yatırım yapıyoruz”

    “Küresel bir moda markası olma yolunda dünya standartlarına uygun stratejilerle hareket ederken DeFacto’da özellikle kadın çalışanlarımızın mutluluk ve gelişimine sürekli yatırım yapılıyor. Evden çalışma olanakları, mutluluk odaları, spor merkezi ve Mutlu Kadın Hareketi gibi projelerimiz sayesinde çalışan mutluluğu oluşturacak bir ortam oluşturuyoruz” ifadelerini kullanan Şenol, ayrıca DeFacto Akademi ile çalışanlarının mesleki gelişimlerini sürekli olarak desteklediklerinin altını çizdi.

    Şenol, “Çalışanlarımızın kişisel performanslarına, verimlilik ve üreticiliklerine katkı sunuyoruz. Kurumsal değerleri benimseyen ve sosyal sorumluluk bilinciyle çalışmalar yürüten, ekip bilinci ve teknik bilgisi yüksek birer birey olmalarına katkı sunuyoruz. Değişim Yönetimi, Sürdürülebilir Büyüme ve Sosyal Fayda değerlerini iş yapış biçimimizin merkezinde yer alıyor. Bu anlamda üzerimize düşeni yapmak için 2011’de DeFacto Mutluluk Müdürlüğü’nü kurduk. Ardından 2015 yılında kadın çalışanlarımıza pozitif ayrımcılığın ötesinde uygulamalar sunan ve ekstra imkanlar tanıyan ‘Mutlu Kadın Hareketi’ni başlattık. Aynı yıl iş dünyasında kadınları desteklemeye devam edeceğimizi taahhüt ettiğimiz Birleşmiş Milletler Kadını Güçlendirme İlkeleri’ni (WEPs) imzaladık. Bugüne kadar Türkiye’de ilk olan birçok uygulamayı hayata geçirdik. Mutlu Kadın Hareketi, sektörümüze öncülük ettiğimiz ilk çalışmalarımızdan biri. Bununla birlikte, eşit iş ve eşit ücret politikasını, tüm sektörlerin ve sektör oyuncularının öncelik vermesi gereken temel koşul olarak görüyoruz. Bugün çalışanlarımızın yüzde 53’ünü kadınlar oluşuyor. Kadın çalışanlarımızın oranının bu denli yüksek oluşu, refahlarını ve şirketimize bağlılıklarını sağlamada başarılı bir yolda ilerlediğimizi gösteriyor” dedi.

    “Kendi dijital iş modelimizi geliştiriyoruz”

    Şenol, “DeFacto olarak Türkiye’de moda ve hazır giyim sektöründeki en büyük markalardan biri konumundayız. Bugün için 30 ülkede 14 binden fazla çalışanımız ve 500’den fazla mağazamız ile faaliyetlerimize devam ediyoruz. DeFacto’nun faaliyetlerine başlamasından kısa süre sonra bir tane teknoloji şirketi kurduk. Yüzden fazla Türk mühendisin görev yaptığı Ar-Ge şirketimiz DeFacto Teknoloji ile küresel hedeflerimize ulaşmak için kendi dijital iş modelimizi geliştiriyoruz. Bugüne kadar yapay zekayı kullandığımız perakende yazılımlarını oluşturduk. Omni-channel, e-ticaret ve mağaza entegrasyonu, tam otomatik depo gibi yerli projelere imza attık” açıklamalarıyla beraber, DeFacto’nun bu sayede moda üreten bir şirket olmanın yanı sıra ihtiyaç duyduğu teknolojiyi kendi bünyesinde üreten bir yapıya kavuştuğunu belirtti.

    DeFacto, İstanbul’da açtığı ilk akıllı mağazasında akıllı aynalarla misafirlerine hızlı, kolay ve rahat bir alışveriş deneyimi sunuyor.

  • ETSO’da, “Kurumsallaşma ve Kurumsal İletişim” eğitimi

    ETSO’da, “Kurumsallaşma ve Kurumsal İletişim” eğitimi

    Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası (ETSO) bünyesinde yürütülen, ‘ETSO İş Okulu’ projesi kapsamında ilk eğitim programı düzenlendi.

    ETSO İş ve Endüstri İlişkileri Birimi’nin çalışmaları neticesinde hayata geçirilen ‘ETSO İş Okulu’, oda organları ve üyeleriyle daha sıkı işbirliği yapmak, bölgesel, ulusal ve uluslararası ticaret fırsatlarını, eğitim, fuar, tedarik, organizasyon vb. mesleki ve sektörel kapasitenin geliştirilmesini sağlamayı amaçlıyor. ETSO İş Okulu’nun gerçekleştirdiği ilk eğitiminin konusu; ‘Kurumsallaşma ve Kurumsal İletişim’ oldu. Kişisel Gelişim Uzmanı, Eğitimci-Yazar Dinçer Barutçugil tarafından verilen eğitime ETSO üyeleri katıldı. Meclis Salonu’nda düzenlenen eğitim programının açılışında konuşan ETSO Yönetim Kurulu Üyesi Vakur Alemdar, ETSO İş Okulu’nun ticaretin içinde olan herkese yeni ufuklar açacağına ve firmaların, işyeri sahiplerinin vizyonlarını geliştirmelerine destek olacağına inandığını dile getirdi.

    Alemdar konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Oda idari yönetimi sizleri, grubunuzdan ve bir yıl sonra web portala dönüşecek bu işbirliği platformu vasıtasıyla tedarik, eleman ihtiyaçlarınızı, sektör sorunlarınızı, fuar, iş gezisi, eğitim taleplerinizi ayrı ayrı değerlendirecek ve çözüm sunmak amaçlı sizlerin hizmetine sunacaktır. ETSO Stratejik Planı kapsamında; İş Okulu vasıtasıyla eğitimlerimiz, etkinliklerimiz ücretsiz olacak, üniversiteler, kamu kurum ve kuruluşları ile işbirliklerimiz, ayrıca yapılan protokoller ve akreditasyona sahip 5 yıldızlı Oda olma gereği sürekli gelişen bir vizyonla şehrinizle, bölgenizle daha sıkı işbirliği ile ticaret yapma imkanı bulacaksınız. Sizleri, önce şehrimizle sonra Doğu Anadolu Bölgesi ile ve tabi ki ulusal ve uluslararası firmalarla ticaret ve yatırım fırsatları adına bir arada tutmayı hedefliyoruz. Kurumsal kapasitenizi güçlendirecek bu işbirliği platformumuza verdiğiniz destekten dolayı hepinize teşekkür ediyoruz.”

    Alemdar’ın konuşmasının ardından, Kişisel Gelişim Uzmanı, Eğitimci-Yazar Dinçer Barutçugil tarafından katılımcılara, ‘Kurumsallaşma ve Kurumsal İletişim’ konulu seminer verdi. Seminerde, şirketlerin en önemli yönetsel sorunlarının başında kurumsallaşamama, yönetimde yetersizlik ve profesyonelleşememek, İletişim sorunu, ortaklar arasında geçimsizlik, yetki ve sorumluluk dengesinin olmayışı gibi konuların geldiğini ifade eden Barutçugil, “Her kurum yaşayan bir organizmadır. Kurum kültürü, bu organizmanın DNA’sı, onu ayakta tutan, taşıyan iskeletidir. Kurum kültürü; bir kurumun temel değer ve inançlarının bütünüdür. Bir organizasyonun yazılı olmayan kurallar bütünüdür” dedi.

    Eğitimin ardından katılımcılara sertifikaları verildi. Programa, ETSO Yönetim Kurulu Üyesi Vakur Alemdar’ın yanı sıra, Meclis Üyesi Cevdet Ağyürek, Genel Sekreter Vekili Kürşat Karagöl, TOBB Kadın Girişimciler Kurulu (KGK) Doğu Anadolu Temsilcisi ve ETSO KGK Başkanı Feride Eda Çalıkuşu ve firmaların temsilcileri katıldı.