Etiket: Kurtulmak

  • Kocasından şiddet gören Iraklı kadın kurtulmak için kendini pencereden attı

    Samsun’da kendisini eve kilitleyen kocasının darp ettiği Iraklı kadın kendini pencereden aşağı attı.

    Olay, Samsun’un İlkadım ilçesi Zeytinlik Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, Iraklı uyruklu 2 çocuk annesi Baydah Idrıs Hasan Hasan (34), kocası Farıs Mahmoood Ahmed Al Saloomı’nın kendisini eve kilitleyip darp etmesi üzerine elinden kurtulmak için kendisini evlerinin penceresinden aşağı attı. Yaralanan Iraklı kadın, 112 acil servis ekiplerince ambulansla Gazi Devlet Hastanesine kaldırılarak tedavi altına alındı. Iraklı koca ise polis tarafından gözaltına alınarak İlyasköy Polis Merkezine götürüldü.

    Komşular ve görgü şahitleri ise kocasının kadını pencereden aşağı attığını iddia etti. Hastanede tedavi altına alınan Baydah Idrıs Hasan Hasan, kocasının kendisini sürekli darp edip şiddet uyguladığını, kendisini eve kilitlediğini ve yine şiddet uygulayınca elinden kurtulmak için pencereden atladığını söyledi.

    Olayla ilgili soruşturma devam ediyor.

  • Saniyeler içinde bazı hastalıklardan kurtulmak mümkün

    Dermatoloji Uzmanı Mediha Yılmaz, sedef, vitiligo, saç kıran, kronik kaşıntılar ve hatta bazı deri kanseri türlerinin fototerapiyle tedavisinin mümkün olduğunu söyledi.

    Dermotoloji pratiğinde fototerapi tedavisi uzun süredir uygulanmakta olduğunu belirten Hayat Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Dr. Mediha Yılmaz, “Fototerapi tedavisinde birçok cilt hastalığı tedavi edilebilir. Bu tedavi yönteminde kullandığımız ışık ultraviyole ışığıdır. Güneş ışığının sun’i formunu hastalar kabin içerisinde florasan lambalarla almaktadır. Işık tedavisinde ultraviyole deri hücrelerini etkileyerek hastalıkları tedavi etmektedir. Fototerapi de en çok görülen deri hastalıkları olan sedef, vitiligo, saç kıran, kronik kaşıntılar hatta bazı deri kanseri türleri tedavi edilebilmektedir. Hastalığın türüne göre ışığın türüne karar veriyoruz. Ultraviyole tedavisi seans gerektiren ve en az haftada 2 bazen de haftada 5 kez girilmektedir. Bu ayları bulabilen bir tedavi şeklidir. Hastalar haftada 2 ya da 3 kez gelip kabinde birkaç saniye kalmaktadır. En güvenilir tedavi yöntemlerinden biridir” dedi.

    Fototerapinin sun’i güneş ışığı olduğunu için güneş ışığıyla hemen hemen aynı yan etkilere sahip olduğuna dikkat çeken Mediha Yılmaz, “Eğer doz uygun verilmezse akut güneş yanığına benzer kızarıklıklar ve yanıklar oluşabilir. Fakat bu kontrol edilebilir bir yan etkidir. Hastanın deri tipine göre ışık ayarlanırsa hasta sıkıntı yaşamaz. Aynı uzun süre güneş ışığına maruz kalan hastalarda beklediğimiz bir diğer yan etki de deri kanseri riskinde artış olabilmesidir. Zaten fototerapi tedavisinin uygulanamayacağı hasta grubu deri kanseri hikayesi olan hastalardır. Kanser çeşidine göre değişmekte. Bunu hastanın muayene olduğu hekim değerlendirip uygun olup olmadığına karar verecektir” diye konuştu.

    Yaz veya kış aylarının tedavi için fark etmediğini belirten Yılmaz, “Çünkü güneş ışığının uygun dalga boyu hastaya verildiği için doğal güneş banyosuna göre çok daha etkili bir tedavi. Dolayısıyla yazın da tedaviye devam ediyoruz. Ama burada hastalardan istediğimiz en önemli nokta yazın güneşten korunmaları. Burada zaten yeterli miktarda ultraviyole dozunu almış olacaklar. Geri kalan zamanlarda güneş kremi ve uygun kıyafetlerle güneşten korunmalarını tavsiye ediyoruz” şeklinde konuştu.

  • Varisten kurtulmak mümkün

    Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Muhammed Fatih Yılmaz, varisin meydana gelmesinde bilinen en önemli faktörün ailesel yatkınlık olduğunu belirtti. İleri yaş, obezite, sigara kullanımı, dar kıyafetler ve topuklu ayakkabı giyilmesi ve uzun süre ayakta çalışma zorunluluğu olan meslek gruplarının risk altında olduğunu dile getiren Yılmaz, “Özellikle kuaförler, öğretmenler, tezgahtarlar, eczacı ve kalfaları bu meslek gruplarına örnektir. Ayakta uzun süre hareketsiz kalmak toplardamar basıncını çok yüksek tutacağı için varise davetiye hazırlar” dedi.

    Medical Park Ankara Hastanesi Kalp Damar Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Muhammed Fatih Yılmaz, “Varis, çeşitli nedenlerle toplardamarların işlevini yitirerek uzaması, genişlemesi ve kıvrıntılı hale gelmesi durumudur. Varis sıklıkla bacaklarda görülür. Bunun nedeni toplardamarlar kirli kanı kalbe taşımaya çalışırken bir taraftan yer çekimi etkisine maruz kalırlar. Ayakta uzun süre kalındığında bu etki nedeniyle toplardamarlarda aşırı bir basınç oluşacaktır. Artan basınç toplardamarların kapakçıklarında bozulmaya ve işlevini kaybetmesine neden olmaktadır” dedi.

    Varisin genel anlamda insanların yaşam konforunu olumsuz etkileyen estetik görünümde de sorun oluşturan bir hastalık olduğunu ifade eden Op. Dr. Yılmaz, açıklamasında şunları kaydetti:

    “Çok küçük çaplı örümcek ağı şeklinde kılcal damarlardan daha büyük çapta cilt yüzeyinde çok rahat görülen kabarık lezyonlara kadar varis hastalığı tanımına girer. Dışarıdan göz ile görülen hiçbir damar lezyonu olmasa bile varise sebep olan toplardamarda yetmezlik görülebilir. Bu hastalar ayakta kaldıkça ağrı, ayak bileğinde şişlik, ayak tabanında yanma, gece krampları gibi şikayetler ile baş etmek zorunda kalırlar. Ailesel yatkınlığı olmayan hastalarda dahi en çok meslek hastalığı olarak görülmektedir. Ayakta uzun süre çalışmak zorunda olan meslekler en yüksek risk grubundadır. Bayanlarda dar kıyafetler ve yüksek topuklu ayakkabı kullanımı yine en sık varis sebebidir.”

    “Sigara ve alkol kullanımı yine varis oluşumunda çok etkili faktörlerden biridir”

    Varis hastalığını artıran veya oluşturan birebir etkili gıda yoktur. Ancak genel olarak yağlı ve şekerli beslenme ve bunun sonucu olarak aşırı kilo alınması varis oluşumunu tetikler ve hızlandırır. Ayrıca sigara ve alkol kullanımı yine varis oluşumunda çok etkili faktörlerden biridir. Bayanlarda daha fazla görüldüğü için dar kıyafetler giymek ve yüksek topuklu ayakkabı kullanmakta varis oluşumunda etkilidir. Varise iyi geldiği söylenen gıdalar arasında başlıca bol yeşillikli salata, kiraz, böğürtlen gibi kırmızı meyveler sayılabilir. Ekmek tercih edilecekse mutlaka tam buğday, kepekli ekmek tercih etmek gerekir.

    Varis teşhisinde kullanılan en temel tanı yöntemi doppler ultrasonografidir. Dopplerde varise sebep olan damarın genişliğine ve kaçak seviyesine bakılarak teşhis edilir. Varisin hangi aşamada olduğunu bize gösteren ve çok kolay uygulanabilen bir yöntemdir.

    Varis tedavisin temel prensibi varise sebep olan damarın ortadan kaldırılması, devre dışı bırakılmasıdır. Çünkü bu damar işlevi yitirmiş ve vücuda zarar vermektedir. Bu amaçla tedavi prensibi açık cerrahi ve kapalı yöntemler olarak ikiye ayrılabilir. Açık cerrahide kesi uygulanarak damar komple çıkartılır. Kapalı yöntemlerde ikiye ayrılır; ısıya dayalı yöntemler ki bunun en çok bilinenleri lazer, radyofrekans, buhar gibi yöntemlerdir. Bu yöntemlerin tamamında kesi uygulanmadan damar içerisine yüksek ısı verilerek damarın yakılması amaçlanır. Son zamanların en popüler ve tercih edilen tedavi yöntemi olan Venablock yönteminde ise damarın her iki duvarının birbirine yapıştırılması yöntemidir.

    Venablock yöntemini daha detaylı anlatacak olursak; bu yöntem varis tedavisinde gelinen son noktadır. Yüksek teknoloji içeren tamamen milli ve yerli kaynaklar ile üretilen biyolojik bir yapıştırıcı kullanılarak yaklaşık 3 dakikada varisi tamamen ortadan kaldırabilen bir yöntemdir. Bu yöntemde damarın içine ultrasonografi yardımı ile iğne ile girilerek özel bir katater kullanılarak damar içine biyolojik yapıştırıcı ilaç uygulanır. Çok hızlı bir şekilde damarın birbirine yapışarak ortadan kaybolduğu görülür. Bu yöntemin diğer kapalı yöntemlerden farkı ısıya dayalı olmadığı için anestezi gerektirmez, işlem sonrası elastik bandaj ve varis çorabı kullanımı gerektirmez.”

  • Yaz sonrası kuru cilt probleminden kurtulmak mümkün

    Yaz sonrası oluşan kuru cilt probleminden kurtulmanın mümkün olduğunu belirten Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Sönmez, aslında kimsenin bir yaz mevsiminde birdenbire kırışmadığını, sadece uzun yıllara bağlı ortaya çıkan sonucun daha çarpıcı bir şekilde göründüğünü söyledi.

    Yaz sonrası oluşan kuru cilt problemi hakkında açıklamalarda bulunan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Sönmez, Eylül ayında en çok rastladığı sorulardan bir tanesinin “Ben bu yaz kırıştım, ne yapmak gerek?” sorusu olduğunu belirterek, aslında kimsenin bir yaz mevsiminde birden bire kırışmadığını söyledi. Sönmez, sadece uzun yıllara bağlı ortaya çıkan sonucun daha çarpıcı bir şekilde göründüğünü ifade etti.

    Oluşan kuru cilt probleminin sebebinin, yazın daha fazla açık havada zaman geçirildiğini vurgulayan, Doç. Dr. Ahmet Sönmez, rüzgar, toz, güneş gibi etkilere cildin daha fazla maruz kaldığını ve bunlara bir de denizden gelen tuzu, havuzdan gelen kloru ekleyince cildin kış mevsimine göre daha fazla yıprandığını ifade etti.

    Doç. Dr. Ahmet Sönmez sözlerine şöyle devam etti: “Yazın sıcaktan dolayı nemlendirici ve güneşten koruyucu kremler sürmek ihmal ediliyor. Daha fazla desteğe ihtiyaç duyan cilde aslında daha az destek olununca da yaz sonunda ‘bu yaz kırıştım ben’ gibi bir düşünce ortaya çıkıyor”.

    “Cilt tipine ve yaşa bağlı nemlendiriciler kullanmak faydalı olabiliyor”

    Yaz sonu kırışıklık korkusuyla başvuran hastalarına ciltlerini düzgün bir şekilde nemlendirmeleri gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Sönmez, “Yaşlarına ve cilt tiplerine uygun dermo-kozmetik bir ürünle ki aslında çoğunun böyle ürünleri var, iyi bir nemlendirmeleri gerekiyor. Burada asıl sorun bu ürünleri düzenli bir şekilde kullanamamak. Düzenli krem kullanma alışkanlığı olmayanlara ve cildi belli oranda kurumuş, yıpranmış olanlara benim en severek uyguladığım bir tedavi yöntemi ‘nem aşısı’ olarak da bilinen hyalüronik asit enjeksiyonlarıdır. Bu enjeksiyonları uygularken son derece basit bir mantık yürütüyorum. Hyalüronik asit normalde cildimizde olan bir yapı taşı ve ciltteki görevi su tutmak. Ancak yaşla birlikte cildimizdeki hyalüronik asit miktarı azalıyor. Bu yüzden ciltte azalan bu maddeyi ben takviye ediyorum. Böylece cildin su tutma kapasitesi artıyor. Deri daha canlı ve sağlıklı bir görünüme kavuşuyor. Etkiler 1-2 hafta içinde ortaya çıkıyor ve kullanılan ürüne göre 3-10 ay arasında da devam ediyor. Daha uzun etki süreli ürünleri kullanmak hastalar açısından da daha avantajlı ve böylece doktorlarına daha seyrek uğramak yeterli oluyor” şeklinde konuştu.

    Tüm bu işlemlerin kremlerle uyuşturulduktan sonra deri altına küçük iğnelerle yapıldığını vurgulayan Doç. Dr. Ahmet Sönmez, hyalüronik asit hapları ile ilgili de çok soru aldığını ve bu hapların etkisiyle nem aşısının etkisini karşılaştırmanın mümkün olmadığını belirtti.

    “Düzenli uygulama ile yüz güldürücü sonuçlar elde etmek mümkün”

    Doç. Dr. Sönmez, nem aşısının doğrudan enjeksiyonla sorunlu bölgeyi tedavi etmesi için uygulandığını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı: “Aldığınız haplar ise kana geçtikten sonra bizim isteğimize göre değil vücudunuzun ihtiyacına göre yönlendirilir. Bazı kırışıklıklar vardır ki, onlar cildin kuruluğunun yanı sıra mimik hareketlerinden de etkilenirler. Alındaki çizgiler veya gözlerin yan tarafındaki kaz ayağı dediğimiz çizgiler bu türdür. Botulinium toksini uygulamaları bu tür çizgiler için çok yüz güldürücü neticeler verir. Hastaların da gayet yakından bildiği bu uygulama yüzdeki pek çok derin çizginin giderilmesinde önemlidir. Düzenli yaptırıldığı takdirde de ileri yaşlara yönelik koruyucu bir uygulama olabilir. Bu sayede mevcut çizgilerin derinleşmesi engellendiği gibi yeni çizgilerin oluşmasının da önüne geçilmiş olur”.

  • Bıçakla yaralandı, kurtulmak için 25 kilometre araç sürdü

    Adana’da yaralı halde 25 kilometre yol kat eden sürücü polisin ‘dur’ ihtarına uymadı. Polis aracı yakalayıp durdurunca sürücünün bıçakla defalarca yaralandığını fark etti.

    İddiaya göre, 26 yaşındaki Özkan Genç, Karataş İlçesi Tuzla Mahallesi’nde kaynı ile kavga eden kişileri ayırmak istedi. Ancak Genç, kavgaya müdahale edince kimliği belirlenemeyen bir kişi tarafından defalarca bıçaklandı. Genç, hamile eşiyle birlikte otomobiline bindi. Yaklaşık 25 kilometre yaralı halde otomobilini kullanan Genç, Doğankent polis noktasından ‘dur’ ihtarına uymayarak hızla geçti. Bunun üzerine bölgede polisler, Genç’in kullandığı otomobilin önünü kesti. Polisler Genç’i araçtan indirdiklerinde her yerinin kan olduğunu fark etti.

    Daha sonra Genç’in karısı, eşinin bıçaklandığını söyledi. Bu sebepten uygulama noktalarında duramadıklarını polislere belirtti. Polis ekipleri olay yerine ambulans çağırdı. Genç ambulans ile Adana Şehir Hastanesi’ne kaldırılırken durumunun ağır olduğu öğrenildi.

    Olay la ilgili soruşturmayı Jandarma’nın yürüteceği öğrenildi.