Etiket: kürt

  • (Özel Haber) Kürt Anneden ‘Teröre’ İsyan

    Diyarbakır’da oturduğu mahallede son 6 ay içerisinde 9 çocuğun teröristler tarafından kandırılarak, dağa götürüldüğüne dikkat çeken Kürt anne, kendi çocuklarının da dağa götürülmek istendiğini ve kapısına gelen teröristler tarafından tehdit edildiğini vurguladı. Teröre isyan eden ve çocuklarını kurtarmak istediğini belirten anne, “Ben çocuklarımın terörist olmasını istemiyorum. Çocuklarımı kurtarmak istiyorum” diye feryat etti.

    Son 3 yıl içerisinde yaklaşık 2 bin çocuğu dağa kaçıran terör örgütü PKK, çocukların başına musallat olmaya devam ediyor. Gerçekleştirilen operasyonlar nedeniyle darbe üstüne darbe vurulan örgüt, Diyarbakır’ın yoksul mahallelerinde oturan vatandaşları tehdit ederek, çocuklarını ellerinden almaya çalışıyor. 2 çocuğunu küçükken kaybeden, 1 çocuğu da cezaevinde bulunan 6 çocuk annesi M.E., terörün kıskacında olan çocuklarını kurtarmaya çalışıyor. Yaşadığı merkez Kayapınar ilçesine bağlı Huzurevleri Mahallesi’nde son 5-6 ay içerisinde 9 çocuğun zorla dağa götürüldüğünü, kendi çocuklarının da götürülmek istendiğini anlatan M.E.’nin feryadı yürekleri dağladı.

    “MAHALLENİN GENÇLERİ TEHDİT EDİYOR”

    Artık çocuk acısı yaşamak istemediğini belirten M.E., “Ben evlat acısı gördüm. Artık görmek istemiyorum. Çocuklarımı bunlardan uzak tutmak için hep mücadele ettim. Kaçırdım onları terörden. Yalova’ya, Kıbrıs’a götürdüm. Sırf terörist olmasınlar diye. Ahmet, Mehmet’i öldürmesin diye. Diyarbakır’ın hali ortada. Ancak ne yaptıysam uzak tutamadım çocuklarımı. Geçen gün bir çocuğumun öğretmeni çağırdı beni. Bana, ‘Oğlun birkaç gündür okula gelmiyor’ dedi. Çocuğumu sıkıştırdım. Niye okula gitmediğini sordum. Bana, ‘Anne mahallenin gençleri bizi gelip, tehdit ediyorlar. Polise taş atacaksınız diye’ dedi. AK Parti’ye gittim yardımcı olmalarını istedim. Başbakan televizyonda, ‘Çocuklarınıza sahip çıkın, taş atmasınlar’ diyor. Ben gerekeni yaptım. Artık devletime bırakıyorum” dedi.

    “KAPIMA GELİP TEHDİT ETTİLER”

    Partiye (DBP) de gittiğini anlatan M.E., “Neden böyle yaptıklarını sordum. Sonra yüzlerini kapatan 2 kişi kapıma geldi. Beni de tehdit ettiler. ‘Konuşmayacaksın susacaksın’ dediler. Ama susmayacağım. Başka anneler gibi olmayacağım. Ben iki çocuğumu kaybetmişim. Bir çocuğum da şuan cezaevinde. Başbakandan cumhurbaşkanından yardım istiyorum. Çocuklarımı kaybetmek istemiyorum. Hep mücadele ettim. Başka annelere sesleniyorum. Susmasınlar konuşsunlar. Sustukça bunlar üzerimize geliyorlar. Çocukları dağa götürüyorlar” diye konuştu.

    “NİYE DEVLETE TAŞ ATALIM?”

    Mahallesinde son 5-6 ay içerisinde dağa götürülen 9 çocuğun 14-15 yaşlarında olduğuna dikkat çeken M.E., şunları kaydetti:

    “Bu çocuklar kayboluyorlar. Ne oluyorsa annelerine oluyor. Anneler hep sokakta ağlıyorlar. Benim çocuğum da 14 yaşında. Benim eşim memurdur, kızım engellidir. Eşim devletin maaşını alıyor. Niye devlete taş atalım. Ben sadece çocuklarımı kurtarmak istiyorum. Korkudan hiçbir yere gidemiyorum. Ben çocuklarımı kaybetmişim kaybetmek istemiyorum. Cumhurbaşkanına ve Başbakana sesleniyorum. Duysunlar sesimi, eşimin tayinini başka bir yere çıkarsınlar. Çocuklarımı kurtarmak istiyorum.”

  • (Özel Haber) PKK Tarafından Oğlu Kaçırılan Kürt Baba Çileden Çıktı

    Erzincan’daki birliğine giderken, PKK’lı teröristler tarafından yolu kesilip kaçırılan Müslüm Altıntaş’ın babası Şevket Altıntaş çileden çıktı. Oğlu kaçırıldıktan sonraki 5 ayda psikolojik tedavi görmeye başlatığını belirten Altıntaş, saçını başını yolarak yaptığı konuşmasında, “Her şeyi vurup kırasım geliyor.Üstümü paramparça etmek istiyorum. Oğlumu verin artık” dedi.

    Acemi birliğini tamamladıktan sonra, memleketine izne dönen Asker Müslüm Altıntaş, 2 Ekim’de izinden askerlik yeri olan Erzincan’a giderken, Tunceli’nin Pülümür ilçesinde yolu kesilip, kaçırılmıştı. Daha önce de oğlunun bulunması için medyadan yetkililere seslenen Şevket Altıntaş, yaklaşık 20 gün önce PKK’nın örgüte yakın medya kuruluşları tarafından oğlunun sağlıklı olduğu yönünde görüntüleri yayınladığını ifade etti.

    Oğlu ile ilgili en ufak bilginin kendisiyle paylaşılmasını isteyen baba şevket Altıntaş, kendisinin devletten habersiz bir adım atmak istemediğini kaydetti. 20 gün önce örgüte yakın medyada oğlunun görüntülerinin yayınlandığını ifade eden Baba Şevket Altıntaş, oğluna psikolojik işkence yapıldığını savundu. Görüntülerdeki oğlunun durumuna çok endişelendiklerini belirten Altıntaş, “Lütfen bana, ’bir gelişme olduğunda siz arayacağız’ cümlesini söylemeyin. Bunu yeterince duydum. Bunun dışında, olumlu şeyler duymak istiyorum. Yani hiç mi bir girişimde bulunulmadı. Yani bulunulduysa neden kimse bana bilgi vermedi. Bundan 20 gün önce, oğlumun görüntülerini bir sosyal medya sayfasında paylaşılan bir yerde gördüm. Rahat olduklarını söylemişler. Rahat olduklarını sanmıyorum. Şiddet uygulanmıyor denilmiş ama psikoloji şiddet uygulanmış. Ben çocuğumu gördüm, çocuğumu tanıyorum. Lütfen yetkililere sesleniyorum beni bu ateşin içinden kurtarın. Kim ne yapacaksa, nasıl yapacaklarsa lütfen yapsınlar. Bana bekle sabret demesinler. Şimdi vicdanınıza seslenmek istiyorum” dedi şeklinde konuştu.

    SAÇINI BAŞINI YOLDU

    Açıklamaları esnasında oğlu aklına geldikçe sinirlenen Şevket Altıntaş, kıyafetlerini parçalamamak için ise kendisini zor tuttu. Oğlu kaçırıldıktan sonraki 5 aylık süreçte psikolojik tedavi görmeye başladığını anlatan acılı baba, açıklamaları esnasında ise zaman zaman kendi saçını yoldu. Çocukları duymasın diye banyoya gidip musluğu açarak gizli gizli ağladığını belirten acılı baba Altıntaş, “2 Ekim günü Tunceli’nin Pülümür ilçesinde, sabaha karşı, PKK’lılar tarafından otobüs durdurulmuş. Tam emin değilim ama bir tane asker daha varmış. O bir şekil kurtulmuş. Yalnız bunlar 3 kişilermiş biri de asker olduğunu gizlemiş. Bana söylenenlere dayanarak anlatıyorum. Benim çocuğum aşırı bir şekilde, direnmiş. Çocuğum darp gibi şeylere maruz kalabilir. Bundan da korkuyorum. Her şeyi de söylemekten korkuyorum. Lütfen beni anlayışla karşılayın. Benim gecem gündüzüm belli değil. Odama çekilip ağlıyorum. Çocuklar duymasın diye, musluğu açıp banyoda ağlıyorum. Ben bir babayım, onlar etkilenmesin. Ben ayakta durmalıyım. Bende şu an psikolojik tedavi görüyorum. Her şeyi, vurup kırasım geliyor. Farklı bir şeyler yapmak istiyorum parçalamak istiyorum kendimi. Ama işte babayım. Ben örnek olmalıyım. İnsan bir yerden sonra tıkanıyor” dedi.

    “BU CANDIR KARPUZ KABUĞU DEĞİL”

    5 aydır oğlunun serbest bırakılmaması nedeniyle çok canı yandığını belirten Altıntaş, örgütün oğluna zarar vermesinden de korktuğunu kaydetti. Oğlunun da can taşıdığını ifade eden Altıntaş, “Ben şimdi PKK desem ayrı, gerilla desem ayrı yada terörist desem ayrı abi ben ne yapayım ya. Şimdi siz bana söyleyin şimdi ben ne yapayım. Sesimi herkes duyacak. Onun için birilerinin canı sıkılır. Yapılacaksa bile yapmazlar. Yeter artık babayım bende. Bu candır, karpuz kabuğu değildir. Bu ordunun namusudur. Bu sadece benim sorunum değildir. Ülkenin sorunudur” diye konuştu.

    “SORU SORMAYA KORKUYORUM”

    Soru sormaya dahi korkutuğunu da ifade eden acılı baba, oğlunun kurtarılması halinde kendi canını bile vermeye razı olduğunu kaydetti ve ne isteseler yapacağını söyledi. Yanlış bir adım atmak istemediğini belirten baba Altıntaş, “Soru sormaya korkuyorum. Nerede ne adım atacağımı korkuyorum. Olur ki bir yanlış adım atarım. Beni oğlumla görüştürseler, kurban olurum ben onlara. Kim beni oğlumla görüştürürse, ayaklarının altını öperim. Ben oğlumun yüzünü görsem bana yeter. Ben bu hale düştüm” ifadelerine yer verdi.

    Terör örgütünün kendisini reklam olarak kullanmak istediğini de anlatan baba Altıntaş, “Biz reklam olarak kullanılıyoruz. Biri medyaya çık derken diğeri çıkma diyor. Şimdi siz söyleyin ne yapayım ben. Medyaya çıkma diyorlar. Kamuoyu duymasın diyorlar. 20 gün boyunca bana bu denildi. çıkmadık ama sonuç alamadık. Benden canımı istesinler, beni parça parça etsinler. Ama oğlumu bana geri versinler. PKK mı gerilla mı, terörist mi. Benden ne isterseniz isteyin, ama benim oğlumu verin artık. Üstümü paramparça etmek istiyorum. Oğlumu bana verin kendimi satırla keseyim” ifadelerine yer verdi.

    “BEN KÜRT, EŞİM TÜRK, HEPİMİZ KARDEŞİZ”

    Kaçırılan asker Müslüm’ün annesi Songül Altıntaş da Kürt olduğunu belirterek, oğlunun dağlarda bu soğuk havada dayanamayacağını ifade etti. Oğlunun sağlığından şüphe ettiğini ifade ederek, oğlunu geri istediğini söyleyen anne Songül Altıntaş, “Oğlumu gördüm dünyalar benim oldu. O duyguyu anlatamam. 3,5 buçuk aydır oğlum kaçırıldı. Oğlumu gördüm ama, oğlumun sağlığından şüpheleniyorum. Oğlum dağlarda nasıl sağlıklı olsun. Tek erkek çocuğum, bana oğlumu versinler. Ben kürdüm eşim Türk, hepimiz kardeşiz. Bu soğuk havada, mağaralarda kim dayanır ki. Oğlum, mağarada dayanamaz. Kimse oğlumdan incinmediği gibi, oğlumun karıncayı bile incitmemiştir” ifadelerini kullandı.

  • Bakan Tüfenkçi: “Kürt Halkının Vicdanlarında O Çukurlara Gömülecekler”

    Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkçi, Diyarbakır’ın Çınar ilçesindeki saldırının büyüklüğünü gördüklerinde, hiçbir insan evladının, hiçbir gerekçeyle açıklayamayacağı manzaralarla karşılaştıklarını belirterek, “Ben bugünkü gördüğüm manzarada o açmış oldukları çukurların içerisinde, o yörenin insanlarının, özellikle de Kürt halkının vicdanlarında o çukurlara gömüleceklerini de gördüm” dedi.

    Bakan Tüfençi, bakanlığa bağlı birimlerde bir dizi ziyaret ve incelemelerde bulunmak üzere Mersin’e geldi. İki günlük Mersin programına valilik ziyaretiyle başlayan Bakan Tüfenkçi, Vali Özdemir Çakacak’tan brifing aldı. Tüfenkçi, yaptığı açıklamada, aslında Mersin programının sabah saatlerinde başlayacağını ancak özellikle Diyarbakır’daki şehit cenazesi katıldığından ve akabinde Çınar ilçesindeki ziyaretlerinden dolayı gecikme olduğunu söyledi.

    “İNSANLIĞA SIĞMAYAN, KALEŞÇE YAPILAN BİR SALDIRI VAR”

    Diyarbakır’da özellikle Çınar’da insanlığa sığmayan ve kalleşçe saldırılar yapıldığını kaydeden Tüfenkçi, oradaki sivil halka ve istirahat halindeki emniyet güçlerinin evlatlarına, eşlerine yapılan menfur bir saldırı olduğunu belirtti. Oradaki saldırının büyüklüğünü gördüklerinde, hiçbir insan evladının, hiçbir gerekçe ile açıklayamayacağı manzaralarla karşılaştıklarını vurgulayan Tüfenkçi, “Biz insanların işini büyütmek isterken, aşını büyütmek isterken, ekmeğini büyütmek isterken, birileri buna inat, özellikle barışa, kardeşliğe çukur kazarak gönüllerdeki bu kardeşliği zedeleyecek ve bitirecek faaliyetlerine devam ediyorlar. Ama ben bugünkü gördüğüm manzarada o açmış oldukları çukurların içerisinde, o yörenin insanlarının, özellikle de Kürt halkının vicdanlarında o çukurlara gömüleceklerini de gördüm” diye konuştu.

    Çünkü ’barış, demokrasi, insan hakları, bebek’ diyenlerin, orada ne insanlıkla ne barışla ne de demokrasi ile alakalı olduklarını gösteren hiçbir iz bulunmadığını ifade eden Tüfenkçi, şöyle devam etti:

    “Sadece diktatörlükten, sadece o yöre halkına, Kürt halkına yapmış oldukları zulümlerin, işkencelerin ve bebek katili olmanın izleri vardı. Daha 2 yaşına gelmemiş İrem bebeğin ne suçu vardı? Bunu kamuoyuna izah etmeleri gerekir. Orada evlerini başına yıktıkları halk hangi halktı? Kürt halkı değil miydi? Evsiz kalanlar kimdi? Esnafın dükkanını yıkarken, yağmalarken ve oradaki ticareti öldürürken, ben soruyorum hangi halkın ekmeği ile oynadılar? Tamamen o yöre halkının ekmeği ile oynadılar. Elbette ki, bunun hesabını önce oradaki halkın vicdanında, sonra da Allah’ın huzurunda verecekler. Tabii devlet huzurunda verdikleri hesap ayrı. Orada bir takım yardım yataklık yapanların yakalanması ve faillerine inşallah kısa zamanda ulaşılacak. Devlet olarak oradaki zararları karşılarız, hasarları gideririz, orada tekrar hayatın normale dönmesini sağlarız ama terör örgütünün vicdanlarda açmış olduğu o hasarı nasıl tamir edeceklerini, hangi gerekçelerle izah edeceklerini doğrusu merak ediyoruz.”

    “KURALLARA UYAN İNSANLARIMIZIN ÖNÜNÜ AÇMAK İSTİYORUZ”

    Liman ve Serbest Bölge’nin Mersin ticaretinde önemli yeri olduğunu dile getiren Bakan Tüfenkçi, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Amacımız özellikle ticaret erbabımızın, sanayicimizin, ihracatçımızın önünü açmak, onların işlemlerini gümrüklerde hızlandırmak, aynı zamanda yasal ticaretinin önünü açıp ama bununla beraber güvenli ticareti de sağlamak. Çünkü kurallara uyan insanların önünü açmak istiyoruz ve desteklemek istiyoruz. Bugün bir takım aksaklıklar var mı, yok mu? Bunları inceleyeceğiz. Bugün ve yarın buradayız. Mersin için gerçekten faydalı şeyler yapmak istiyoruz. Buradaki ihracatçılarımızın, tüccarlarımızın önünü açıp, buradaki ihracat ve ithalat rakamlarımızın yükselmesini istiyoruz. Ve buradan Mersin’in kazançlı çıkmasını istiyoruz. Mersin kazançlı çıkarsa Türkiye kazançlı çıkacak, Türkiye kazançlı çıkarsa insanlarımızın işi ve aşı büyüyecek.”

    Tüfenkçi, valilik ziyaretinin ardından Mersin Limanı’na geçerek, Gümrük Muhafaza Müdürlüğü’nün botuyla şamandıra ve akaryakıt platformunda incelemelerde bulundu. Tüfenkçi, incelemelerine liman ve serbest bölge ile devam etti.

  • Başkan Kurt Yeni Yılı Gençlerle Kutladı

    Eskişehir Odunpazarı Belediyesi tarafından Büyükdere Gençlik Merkezi’nde öğrencilere yeni yıl eğlencesi düzenlendi.

    Gençlik Merkezlerinde eğitim gören kursiyerlerin katıldığı yeni yıl eğlencesinde Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt gençleri yalnız bırakmadı. Başkan Kurt, gençlerle bir araya gelerek istek ve şikâyetleri de dinledi. Etkinliğe ayrıca CHP Odunpazarı İlçe Başkanı Akın Sallarel de katıldı.

    Başkan Kurt yeni yıl eğlencesinde yaptığı konuşmasında, Belediye olarak gençlerle iç içe olmak istediklerini dile getirdi. Gençlerin sıkıntılarını, sorunlarını çözmek istediklerini belirten Kurt, konuşmasına şöyle devam etti:

    “Başka şehirden gelen gençlerimize ağabeylik yapmak istiyoruz. Onlar da bize yardım etsin, bizim etkinliklerimize katkısı olsun, Eskişehir’de yabancılık çekmesin istiyoruz. Keşke size yararlı işleri daha fazla üretebilsek hep birlikte. Sadece burası için değil diğer mahallelerimize açacağımız gençlik merkezleri için de sizin desteğinizi istiyoruz. Buralarda öğrendiklerinizi oralarda siz öğretin istiyoruz. Böyle bir aileniz olduğunu kabul edin. İki üniversitesi olan bu şehirde çok farklı işler yapabilmeliyiz. Bu bölgeyi biraz daha canlandırırsak hem ekonomik anlamda hem de sosyal anlamda bir katkı sunmuş olacağız. Odunpazarı Belediyesi kendini geleceğe açmaya çalışıyor. Bizi eleştirin bizim yanlışlarımızı söyleyin. Daha iyi olabilmemiz için neler önerirsiniz bunlara ihtiyacımız var. Bu merkezleri onun için açıyoruz ve Eskişehirli gençlere sizin de katkınız olsun istiyoruz. Umarım bir kaynaşma, arkadaşlık ortamı sağlanır. Biz sizin burada aileniz olmak, sıkıştığınızda sorunlarınızı çözmek istiyoruz. Okulunuzu bitirmeniz için hangi imkan gerekiyorsa biz size sağlayalım. Çalışma ortamı, materyal ortamı, kaynak yaratımı gibi eksiklikleri giderelim. Sosyal anlamda bir belediyecilik yapmak istiyoruz. Bunun partisi olmaz. Sen bizim partiden değilsin demekle yoksulluk ortadan kalkmıyor. Ama bizim de onlara karşı bir görevimiz vardır. Bunu gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Sizden de bize katkı sunmanızı diliyorum. Doğru işler yapın. Eskişehir’i unutmayın. Biz sizleri seviyoruz. Yeni yılınız kutlu olsun.”

  • Zonguldak’ta Yaşar Kurt Fırtınası

    Zonguldak’ta konser veren müzisyen Yaşar Kurt, izleyicilere keyifli anlar yaşattı.

    Müzisyen Yaşar Kurt, Zonguldak Alaborina Restoran’da sahne aldı. Seçkin Organizasyon tarafından düzenlenen etkinlikle Zonguldaklı müzikseverlerle buluşan Yaşar Kurt izleyicilere unutulmaz bir gece yaşattı. Yaklaşık 2 buçuk saat sahnede kalan Kurt, ’Ruhum, Samistal Yaylası, Hadi Baba Gene Yap, Ver Bana Düşlerimi’ gibi sevilen şarkılarının yanı sıra türkü ve halk müziği şarkıları da seslendirdi.

    Konseri izlemeye gelen vatandaşlar da hep bir ağızdan Yaşar Kurt’un söylediği şarkılara eşlik etti.