Etiket: Kullanmak

  • Bakan Işık: “DAEŞ’le mücadelede PKK ve PYD’yi kullanmak yıllar sürecek bir kargaşanın fitilini ateşlemektir”

    Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, DAEŞ ile mücadele ve Türkiye’nin önündeki iki harekat olan Rakka ve Musul’da PKK, PYD ve Şii milislerin kullanılmasının bölgede başka bir belanın fitilini ateşlemek anlamına geleceğini söyledi. Milli Savunma Bakanlığı’ndaki yeni yapılanmalara da değinen Bakan Işık, “Eline silah verdiğimiz kurumu denetlememiz neden yadırganıyor. TSK içinde amacı ne olursa olsun bir daha darbe üreten mekanizmalar oluşturmamaktır bize düşen” dedi.

    Antalya’nın Serik ilçesinde düzenlenen Siyaset Akademesi’nin ilk dersine konuşmacı olarak katılan Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, AK Parti’nin Türkiye’de gerçekten çok iddialı kurulduğunu, AK Parti’yi diğer partilerden ayıran en temel özelliğin AK Part’iyi milletin kendisinin kurması olduğunu söyledi. Bakan Işık, “İsmin belirlenmesi ve tabelanın asılması görevinin kurucu genel başkanımız, şimdiki Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a verilmiş olmasıdır. 2001 şartlarını bilenler bilir, şu Tayyip Erdoğan bir parti kursa da ülkenin başına geçse, bu ülkeyi ancak o ayağa kaldırır cümlesini çok duyuyorduk. Ama AK Parti’nin diğer partilerden en önemli farkı bir kitle partisi olmasına rağmen çok güçlü teşkilatları olmasıdır. Türkiye’de bir handikap var, ideoloji partilerinin güçlü teşkilatları vardır ama kitleselleşemezler, diğer taraftan güçlü partiler de fırtınalar karşısında savunmasızdırlar. Teşkilatı olmayan parti köksüz ağaca benzer, rüzgar şiddetlenirse iyice eğer büker. Artınca da o ağaç devrilir ama ağacın kökleri sağlamsa o çok büyük fırtınaların dışında ayakta kalmayı başarır. Partimizin kuruluşunda liderimizin en çok dikkat ettiği hususlardan biri teşkilat. AK Parti kitle partisi olarak kuruldu ama bizim tarihimizde nadir olarak güçlü teşkilata sahip kitle partisi olarak kuruldu. Sonrasında kasırgaları bile teşkilatımızın gücü ve halkla oluşturduğu dayanışma sayesinde büyüdük. Daha iktidarın birkaçıncı ayında teskere, arkasından darbe planı, Balyoz planı, yok şu yok bu, arkasından Danıştay saldırısı, arkasından e-muhtıra, arkasından partiye kapatma davası açıldı. Seçimden yüzde 46,5 oy almış partiye kapatma davası açılmış, arkasından Gezi olayları, 17/25 Aralık ve en son 25 Temmuz. Bunların hepsinin atlatılmasında bizim en önemli güç kaynaklarımızdan birisi teşkilatlarımızdı. Son 15 Temmuz gecesini düşünün, darbe teşebbüs haberini alır almaz teşkilat bir anda halkımızla bütünleşip halkın sokaklara çıkmasını sağladı. Önce Başbakan, sonra Cumhurbaşkanımızın yaptığı çağrı ile sadece AK Partililer değil milyonların sokağa çıktığına şahit olduk. Güçlü teşkilat kendisini kritik zamanlarda ortaya koyar. Havanın oksijeni gibidir. Varlığında çok kimse farkına varmaz ama azalmaya başladığında ölümcül riskler doğar. Teşkilat ve çalışmaları önemsiyoruz. 15 Temmuz’da ortaya koyduğunuz fedakarlığı iyi biliyoruz. 15 Temmuz gecesi halkımızla kurulan çok güçlü köprü bu ülkenin, hatta pek çok ülkenin de geleceğini kurtardı” dedi,

    Bu ihanet şebekesinin sadece Türkiye’de örgütlenmediğini, pek çok ülkede devleti ele geçirme potansiyeline eriştiğinin altını çizen Bakan Fikri Işık, 15 Temmuz’un sadece Türkiye’nin değil, bölgede pek çok ülkenin de bu ihanet şebekesinin farkına vardığı gün olduğunu söyledi. Bakan Işık, “Şimdi çok güçlü bir mücadele sürüyor, hepimiz ilk anda şaşırdık, şok olduk. İnsanlarımızın vergileriyle, fedakarlıklarıyla yetiştirdiği hainler asker elbisesi giymişler milletin vergileriyle alınan silahları millete doğrulttular, karşılarına çıkan insanları çekinmeden şehit ettiler. Demokrasinin kalbi dediğimiz TBMM’yi bombaladılar, yapmadıkları hainlik kalmadı ve bunu asker elbisesi giyerek yaptılar. Yani FETÖ dediğimiz terör örgütü mensupları. Şimdi bunları öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) temizledik ve devam edeceğiz ama bunları devletimizin bütün kurumlarından temizlemek görevimizdir. Dikkatli olacağız, kurunun yanında yaşın yanmamasına da dikkat edeceğiz ama kimsenin de bu işi sulandırmasına müsaade etmeyeceğiz. Sanki basit bir olay olmuş ta biz büyütüyormuşuz gibi bir imaj oluşturmaya çalışanlara dikkat edeceğiz, mağdur edebiyatları içinde hain çetenin devlet içinden temizlemeye çalışılmasına engel olmaya çalışanlara da dikkat edeceğiz. Geniş mağduriyetler oluşturarak sanki herkes mağdurmuş, darbede görev almış, emir vermiş ben de mağdurum diyor. Peki kim yaptı bu darbeyi cinler mi yaptı. Bunlar biliyorsunuz rüyalara falan çok inanıyorlar, hak ve adalet içinde kalarak sonuna kadar götürmek zorundayız. Teşkilatın dik duruşu önemli” diye konuştu.

    Fırat Kalkanı Harekatı

    Hainler TSK’den temizlendikten sonra son dönemlerin en kapsamlı harekatı Fırat Kalkanı Harekatı’na başlanıldığını hatırlatan Bakan Işık, TSK’nın bugün 15 Temmuz öncesinden çok daha güçlü olduğunun altını çizdi. Işık, “Çünkü içerisinde komutandan değil de abisinden ya da okyanus ötesinden emir alan general, amiral kalmadı. Artık tamamen komutanından emir alan subaylar, generaller ve amiraller var. Bunun dışında özellikle TSK’nın üzerindeki yükleri, gereksiz yükleri tek tek alıyoruz. TSK’yı kendi asli işini daha etkin yapacak şekilde yapılandırıyoruz. Bu birilerini rahatsız etmiş gibi görünüyor. Birileri son dönemdeki yapısal değişiklikleri TSK’ya karşı operasyon gibi göstermenin gayreti içinde. Bizim attığımız her adım TSK’nın hareket kabiliyetini, caydırıcı gücünü, vatanı savunma yeteneğini artırmaya yöneliktir. Bunun dışında hiçbir düşüncemiz olmaz ama bir ordu düşünün tersanesi, dikimevi var, o kadar fazla yükün altına girmiş ki kendi asli işine zaman ayırabilir mi? Yapması mümkün değil. Şimdi diyoruz ki arkadaş sen harekata odaklan, sen askerin eğitimine odaklan, askeri istihbarata, muharebeye, vatan savunması için yeteneğini gücünü artırmaya odaklan, gerisini biz yapalım. Gemiyi biz yapalım, bunu yaparken de ihtiyaç duyduğumuz asker orada çalışmaya devam etsin. Bunların temel amacı asker üzerinde dünyanın her yerinde denetim mekanizması vardır, çünkü eline silah vermişsiniz. Bir otobüse binmişsiniz, elinde silah olan birisi var, tedirgin olur musunuz, sinirli bir hareket yaparsa bütün otobüs alarma geçer mi? Peki milletin vergisiyle eline silah verdiği insanları denetlemesi neden yadırgansın. Biz buna karşıyız. Bizim ordumuz ülkemizi savunmak için lazım, darbe yapmak için değil” diye konuştu.

    Bu mekanizmaların değiştirilmemesi durumunda yarın da darbe teşebbüsüne yeltenilebileceğini ifade eden Bakan Işık, şöyle devam etti:

    “15 Temmuz’da bu ülke için canını veren şehitlerin, gazilerin bizce en açık mesajı bir daha beni sokakta darbeyi önlemek zorunda bırakma mesajıdır. TSK içinde amacı ne olursa olsun bir daha darbe üreten mekanizmalar oluşturmamaktır bize düşen. Birileri FETÖ ile mücadeleyi alkışlarken bir daha darbe yapılmaması için yaptığımız çalışmaları eleştiriyorlar. Türk ordusu demokrasiye bağlı şekilde yoluna devam edecek, hiçbir cunta yapılanmasına müsaade edilmeyecek. Bütün darbe yaşamış ülkelerin ortak tecrübesi gücün dengelenmesidir. Jandarma güvenlik birimi neden Genelkurmay’a bağlı olsun. Şimdi jandarma tamamen İçişleri Bakanlığı’na bağlandı. Böyle olunca başka bir ülkenin jandarması mı oldu, hayır bu ülkeye yine hizmet etmeye devam edecek ama asli vazifesi olan güvenliği sağlama görevini o işin asli sorumlusuna hizmet edecek.”

    Bugün Ankara ve İstanbul’daki son tankların da tahliyesinin tamamlandığını söyleyen Bakan Fikri Işık, Ankara’da ve İstanbul’da zırhlı araç bırakmadıklarını kaydetti. Bakan Işık, “Ne işi var Ankara’nın, İstanbul’un merkezinde tankın. Eğer düşman saldıracaksa o tank birliğini düşmanı engelleyecek şekilde konuşlandırmamız lazım” dedi.

    “Musul ve Rakka’da PKK ve PYD unsurları olmayacak”

    Türkiye’nin önünde iki önemli harekat olduğunu, bunların Rakka ve Musul harekatları olduğunu hatırlatan Bakan Işık, her iki bölgede de mücadelede PYD ve PKK unsurlarının kullanılmaması için Türkiye’nin duruşunu koruyacağını söyledi. DAEŞ karşıtı koalisyonun hazırlandığı iki harekatta Türkiye’nin duruşunun belli olduğunu, DAEŞ’in en çok hedef aldığı ülkenin başında Türkiye’nin geldiğini söyleyen Bakan Işık, “En çok can kaybı olan ülke Türkiye. DAEŞ’in bölgeden atılması Türkiye’nin en büyük önceliğidir fakat bunu yaparken bir başka terör örgütünü kullanmak hiçbir şekilde ahlaki değildir. Başta ABD olmak üzere bütün müttefiklerimize söyledik, bir belayı defederken daha büyük belayı başımıza sarmayın. PKK, PYD terör örgütünü DAEŞ’i temizlemek için kullanmak daha büyük belanın fitilini ateşlemektir. ABD’ i dostlar hangi güçle hareket edeceğiz dediler. Ne oldu, Özgür Suriye Ordusu’na az bir güç verildi hemen ciddi başarılar ele edildi. Başta bu gücü ılımlı muhalefete verseydiniz bugüne kadar çoktan sökülüp atılmış olurdu DAEŞ. PKK, PYD unsurlarını kendi toprakları dışındaki topraklara yerleştirerek bu bölgede yıllar sürecek bir kargaşayı ateşliyorsunuz. Musul’da da aynı. Burada PKK, PYD, Şii milisler kullanılamaz. Musul Sünni şehirdir, Sünni Araplar, Türkmenler, Kürtler yaşar. Buraya kesinlikle Şiileri sokamazsın. Yarın burada çok daha büyük belayı bölgenin başına sarmayın diyoruz” şeklinde konuştu.

    Bölgedeki en önemli tehlikelerden birinin yaşanabilecek göç dalgası olduğunu kaydeden Bakan Işık, 1 milyon insanın Musul’dan göçe zorlanması durumunda bu insanların ya Irak’a ya da Türkiye’ye geleceğini, Türkiye’nin ilave 1 milyon mülteciyi taşıma gücü olmadığını söyledi. Bakan Işık, “İster istemez Avrupa’ya doğru bu akım devam edecek. Şimdiden bu insanları kendi topraklarında mülteci konumuna düşürmeyecek tedbirler alıp, Musul’da PKK, PYD ve Şii milisleri kullanmayın, bölgenin insanları burada savaşsın, kendi toprağını savunsun. İnşallah bu bölgede Türkiye’ye rağmen hiçbir gelişme olmaması için birlikte çalışmayı sürdüreceğiz” dedi.

    Serik Belediyesi’nde düzenlenen programa AK Parti Antalya İl Başkanı Rıza Sümer ve Siyaset Akademisi üyeleri katıldı. Toplantı Bakan Işık’ın konuşmasının ardından basına kapalı olarak devam etti.

  • Alkollü Araç Kullanmak Tarih Olacak

    Bursa’daki THY Bursa Bilim Şenliği’nde hayata geçirilmek için hazırlanan projelerden en dikkat çekeni ise, ‘Alkollü Araba Kullanımına Son’ projesi oldu.

    TÜBİTAK, Uludağ Üniversitesi, Bursa Teknik Üniversitesi, Milli Eğitim Bakanlığı, CLK Uludağ Elektrik, Eker, Emko ve Pırlant tarafından desteklenen “Çevre ve Enerji’’ başlıklarının ana temasını oluşturduğu THY Bursa Bilim Şenliği, insan hayatına değer katan projelere de ev sahipliği yapıyor. Birbirinden ilginç projelerin sergilendiği şenlikte en dikkat çeken ise ‘Alkollü Araba Kullanımına Son’ projesi oldu. Manisa’dan katıldıkları yarışmada ilk 50 projenin arasında yer alan Özel Ülkem Koleji öğrencileri, yaptıkları buluşlarıyla alkol sebebiyle yaşanan trafik kazalarının önüne geçmeyi hedefliyor.

    Özel Ülkem Koleji Fen Bilimleri Öğretmeni Aslı Okçu, “Günümüzde alkollü araç kullanımından kaynaklı kazalar ve yaşanan ölümler var. Bu sistemle sürücü araca bindiği zaman alkol metrenin bulunduğu yere üfleyecek. Kişi alkollü ise araç çalışmayacak. Arka veya yan koltukta yolcu olarak oturanların bu sistemi kötüye kullanmalarına karşı da her koltukta ağırlık sensörlü olacak. Sürücü dışında koltuklarda oturanlar alkol metreye üflemeye kalkarsa araçtaki sensör devreye girecek ve sürücünün kötü niyetini kullanamayacak” şeklinde konuştu.

  • Bisiklet Kullanmak Jinekolojik Kanser Riskini Azaltıyor

    Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer, düzenli olarak bisiklet kullanmanın jinekolojik kanser riskini azalttığını ve insanları birçok hastalıktan koruduğunu söyledi.

    Kadın Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Hakan Çoksüer, her yıl 1-7 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Kanser Haftası nedeniyle açıklamalarda bulundu. Tüm dünyada artış gösteren meme kanseri, yumurtalık kanseri ve rahim ağzı kanserinin Türkiye’yi de etkisi altına almaya devam ettiğini belirten Çoksüer, “Dünyada 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türü rahim ağzı (serviks) kanserleridir. Meme ve akciğer kanserlerinden sonra da kanser ölümlerinde 3. sırayı alır. Dünya çapında 2 dakikada bir, 1 kadın serviks kanserinden ölmektedir. Korunmak için egzersiz önemlidir” dedi.

    “EGZERSİZ BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİYOR”

    Egzersizin, bağışıklık sisteminin var olan kanser hücreleriyle daha etkili mücadele etmesini sağladığını anlatan Çoksüer, “Bisiklet kullanmak kanser oluşma riskini azaltıyor, tümörlerin küçülmesinde etkili ve kanserin tekrarlama riskini azaltıyor. Bisiklet kullandığımızda hızla adrenalin üretilmesini sağlıyor. Adrenalin de doğal öldürücü bağışıklık hücrelerinin hızla tümörlere ulaşmasına yardımcı oluyor. Onun için sağlıklı bir yaşam için bisiklet kullanımı kanser oluşumunu önlemek için önemlidir. Egzersiz, bağışıklık sisteminin var olan kanser hücreleriyle daha etkili mücadele etmesini sağlıyor. Bu bulgu egzersizin hem kanseri önlemede hem de tedavisinde önemli etkisi olduğunu vurgulamıştır” diye konuştu.

    “HAFTADA 3 GÜN EZGERSİZ YAPMAK RİSKİ AZALTIYOR”

    Gençlik dönemlerinde haftada ortalama 1,33 saat egzersiz yapan kadınların kanserden ölüm riskleri yüzde 16 azaldığının ortaya çıktığına dikkat çeken eden Çoksüer, şunları kaydetti:

    “Son yapılan araştırmalar ve Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi, kanser riskini azaltmak için haftanın 3 veya 5 günü orta veya ağır seviyede en az 30 dakika egzersiz öneriyor. Sağlık Bakanlığımız tarafından ‘Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı’ kapsamında fiziksel hareketin arttırılmasına yönelik çalışmalar toplum sağlığını korumak için çok değerli çalışmalardır. Ayrıca jinekolojik kanserleri azaltmak için Sağlık Bakanlığımız, bünyesinde Kanser Tarama Erken Teşhis ve Eğitim Merkezlerini (KETEM) aktifleştirerek erken teşhis konularak kanserden ölüm riskini azaltmada çok önemli katkı sağlamıştır ve bu sayede son yıllarda toplumda kanser görülme oranını önemli derecede azaltmıştır.”

    “DÜZENLİ OLARAK BİSİKLET KULLANIN”

    Sigara ile birlikte alkol alımının kanser riskini arttırdığını da vurgulayan Çoksüer, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Kanserden korunmak için sigara içmeyin. Kanserden ölümlerin yüzde 30’undan, sigaranın sorumlu olduğunu unutmayın. Alkol kullanmayın ya da en kötü miktarını sınırlayın. Özellikle sigara ile beraber alkol almak kanser riskini oldukça artırmaktadır. Hayatınızda düzenli olarak bisiklet kullanmayı ihmal etmeyin. Bisiklet kullanmak bizi kanser gibi birçok hastalık korur. Bisikleti daha fazla kullanan toplumlarda hava kirliliği ve araçların doğaya verdiği zarar azalır. Bu sayede, çevre kirliliğini azaltıp daha sağlıklı bir dünyaya kavuşabiliriz. Her yıl 1-7 Nisan tarihleri arasında düzenlenen Kanser Haftası kanser mücadelesinde halkımızda farkındalık oluşması, bilgilendirme ve bilinçlendirme çalışmaları içermesi açısından önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle kadın kanserleri farkındalığı için bisiklet kullanmak ‘1-7 Nisan Kanser Haftası’ toplumda kanserden ölümleri azaltmak için farkındalık çalışmalarına destek vermek toplum sağlığı için çok değerlidir.”

  • Japonlar Isırgan Otunu Tekstil Sektöründe Kullanmak İstiyor

    Karadeniz’de yoğun bir şekilde yetişen ısırgan otunun hakkında bilgi almak, nerelerde kullanılabileceği konusunda fikir alışverişinde bulunmak ve ısırgan otunun yetiştiği yerleri görmek için Giresun’a gelen Japonlar ısırgan otundan elde edilen yiyecekleri tattılar.

    Hayatlarında ilk defa ısırgan otunu gören ve tadan Japonlar bitkiden elde edilen ürünlerin gayet lezzetli ve sağlıklı olduğunu söylediler. Japon firması Muji’nin temsilcisi olarak Giresun’a gelen Kazuya Tatsutomi, ısırgan otunu ilk defa tattığını belirterek ısırgan otunun çok sağlıklı ve hafif olduğunu söyledi. Tatsutomi, “Isırgan otunu öncelikle tekstilde kullanmak istiyorum. Sonrasında çay olabilir, herhangi bir kozmetik ürün ve yemekte olabilir. Bizim mağazalarımız da ağırlıklı tekstil ama gıda olarak da kullanabiliriz. Özellikle çevreye duyarlı olduğu için ısırganı önemsiyoruz ve mağazalarımızda tekstil dışında kullanmak istiyoruz” dedi.

    Isırgandan yapılan böreği çok beğendiğini belirten Firma yetkilisi Tan Kiahui ise “ısırganı ilk kez deniyorum ve en çok ısırgan böreğini beğendim. Isırgan dünyada çok bilinen bir ürün değil. Biz bu toplantıdan sonra ısırganı daha çok nasıl tanıtabilir ve anlatabiliriz diye eğitim verebiliriz. Bunun için düşüneceğiz ve çalışacağız ve sonrasında değerlendireceğiz” ifadelerini kullandı.

    ISIRGAN GÖRÜCÜYE ÇIKTI

    “Isırganı dünyada görücüye çıkardık” diyen Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Ayan ise “Japonlar ısırgandan elde edilen ürünlerin nasıl mağaza ve pazarlara taşınabilir çabası içerisinde. Firma sahipleri öncelikle tekstil sektöründe ürünü değerlendirmek istiyor. Ayrıca yan ürünler olarak da ısırgan balı, ısırgandan elde edilen kozmetik ve tıbbı aromatik ürünlerle de yakından bilgilendiler. Isırgan Karadeniz Bölgesi’nde özellikle Giresun’un en önemli çıkış noktalarından bir tanesidir. Isırgan tarımı ve elde edilen ana ürünler ve yan ürünleri ile mutlaka ekonomide yerini almalı, kırsal kalkınma ürünü olarak yer almalıdır. Bu konu ile ilgili AR-GE çalışmalarımız çok hızlı bir şekilde devam etmektedir. 19 Mayıs Üniversitesi olarak biz bu konu ile ilgili yaptığımız çalışmalarda elde ettiğimiz verileri ve deneyimleri Giresun’a AR-GE olarak kazandırmaya hazırız. İnşallah ısırgandan yeni bir çıkış yakalarız ve yöre insanını yeni alternatif ürün ve ürünlerle buluştururuz” diye konuştu.

  • Enerjiyi Verimli Kullanmak İçin Doğalgaz Tavsiyesi

    Enerya Genel Müdürü Aslan Uzun, Türkiye’de enerji sektörünün hızlı büyüyen pazarlarından olduğunu ifade ederek Enerji Tasarrufu Haftası kapsamında herkesi, çevre dostu doğalgaz ile ısınmaya davet etti.

    Uzun, doğalgaz kullanımının ev ekonomisi ve enerji tasarrufuna da büyük katkısı olduğunu anımsatarak, “Enerjide küçük önlemler büyük tasarruf sağlamaktadır. Bugünden yapacağımız her tasarrufun geleceğimize katkısı olacaktır. Enerjinin bilinçsiz kullanılmasının insan geleceğine birçok olumsuz etkiyi de beraberinde getireceği konusunda çocuklarımızı da bilinçlendirmeliyiz” dedi.

    Uzun, Türkiye’nin enerjisinin yüzde 85’ini ithal ettiğini, evlerde sağlanacak yüzde 10 enerji tasarrufu ile bile 132 milyon dolar ülke ekonomisine geri kazandırılabileceğini belirtti.

    “TASARRUFLU AKILLI EV YOLDA”

    Uzun, 11 şehirde bugüne kadar 8 bin 200 kilometrelik doğal gaz dağıtım ağı kurduklarını ve bulundukları illerde nüfusun ortalama yüzde 85’ine hizmet götürdüklerini bunu da çevreye zarar vermeden yaptıklarını söyledi. Uzun, Enerya olarak organik ve inorganik büyüme ile abone sayılarını büyütüp, abonelerine kaynağından gaz ve elektrik tedarik edeceklerini belirterek, “Sonunda da hanelerin içine girerek ‘akıllı ev’ denilen tasarruf ve hayatı kolaylaştıran çözümler sunacağız” dedi.

    ‘ENERYA ENERJİ ALANINDA ÖNEMLİ BİR YATIRIMCI’

    “Güneş enerjisinde lisans alan firmaların projelerinde ortak yatırımcı olacağız” diyen Uzun, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’nin güneş enerji potansiyeli halen lisans bekleyen 600 mw’ın çok üzerinde, güneş enerji yatırım maliyetleri ciddi oranda azaldı, dolayısıyla bu büyüyen yenilenebilir enerji alanında Enerya önemli bir yatırımcı olarak yerini alacak. Güneş enerjisi halihazırda dünyanın en temiz enerji kaynaklarından biri olarak biliniyor. Ülkemiz de bu potansiyeli etkili kullandığı takdirde gelecek nesiller doğaya zarar vermeden enerji ihtiyaçlarını karşılayabilecek.”

    Türkiye enerji sektöründe en önemli oyunculardan biri olan Enerya, 2003’ten bu yana Antalya, Konya, Karaman, Ereğli, Erzincan, Denizli, Aydın, Aksaray, Çorum, Niğde ve Nevşehir illerinin doğal gaz dağıtımını yürütüyor. Türkiye’nin 2. en yaygın doğal gaz dağıtım şirketi olarak 11 şehirde bugüne kadar 8200 km’lik dağıtım ağı kurdu. Bulunduğu illerde nüfusun ortalama yüzde 85’ine hizmet götürdü. Enerya ayrıca, 2014 yılından bu yana elektrik ticareti yapıyor.