Etiket: Kullanıyor

  • ’Yeni Nesil Yerli Tohum Kullanıyor Projesi’ hedefine ulaştı

    ’Yeni Nesil Yerli Tohum Kullanıyor Projesi’ hedefine ulaştı

    Aydın’ın Efeler ilçesindeki Ekrem Çifci İlkokulu’nda başlatılan ’Yerli Tohumu Yaşat İnsanlık Yaşasın Projesi’ni inceleyen Efeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Hakan Özcan, projenin hedefine ulaştığına dikkat çekerek “Efeler’de, okullarımızda, öğretmen ve öğrencilerimizin elleriyle hayat değişecek” dedi.

    Sürdürülebilir bir dünya için öğrencileri küçük yaşta bilinçlendirmek, yaşanabilir çevre oluşturmak, geleneksel üretim yöntemlerini yaşatma amacıyla başlatılan ’Yerli Tohumu Yaşat İnsanlık Yaşasın’ projesi hedefine ulaştı. Efeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Hakan Özcan, Ekrem Çifci İlkokulu öğretmenlerinden Şaban Özdemir’in kurucusu olduğu proje kapsamında tarım atölyesini ziyaret ederek, projeyi yerinde inceledi. Atölyede ekili olan ürünleri inceleyen Özcan, olgunlaşmış ürünleri de hasat etti.

    “Genişletme çalışmaları yapacağız”

    Okul bahçesine girer girmez güzel kokuları aldıklarına dikkat çeken Efeler İlçe Milli Eğitim Müdürü Hakan Özcan, “Şeklinden, renginden, kokusundan yerli olduğu belli olan ürünleri görmenin, ellerimle toplamanın üretenlerle birlikte kahvaltı yapmanın mutluluğunu yaşadım. Yerli tohumları dalından toplayıp çoğaltılmak üzere hazırlanmasının heyecanını hissettim. Milli Eğitim Bakanımız Sayın Ziya Selçuk’un tasarım beceri atölyeleriyle bir okulun sıradan bir koridordan bir hayat sahnesine dönüştürüldüğünü, dijital ortamda değil, fotoğraflar da değil, yaparak yaşayarak, tarım atölyesinde üreterek Ekrem Çifci İlkokulumuzda hayatın değişmiş olduğuna tanık oldum. Öğretmenimiz Şaban Özdemir’in sosyal sorumluluk projesi için başlattığı çalışmaya bedenen de destek oldum. Yeni sürpriz projelerin haberlerini aldım. Efeler ilçemizde tarım atölyelerinin kurulması yerel tohum üretme alanlarını genişletme çalışmaları yapacağız. Efeler ilçemizde okullarımızda öğretmen ve öğrencilerimizin elleriyle hayat değişecek” dedi.

    “Dağıtmaya devam edeceğiz”

    Öğrencilerin çalışma planına göre uygulanan proje, Kovid-19 pandemisi dolayısıyla ara verilmesine karşın proje kurucusu öğretmen Şaban Özdemir, bu süreçte her gün okula gelerek projenin devamlılığını sağladı. Öğrenciler ile ortak hedefleri olan dayanışmayı devam ettirdiklerini belirten Şaban Özdemir, “Tarım atölyemizde yetiştirdiğimiz ürünleri ihtiyaç sahibi, veli ve mahalle sakinlerine ulaştırdım. Projemiz içerisinde 100 yıllık olan yerli tohum elde edip dağıtmayı hedefliyorduk. Şu anda tere, marul, ıspanak, dereotu, soğan, barbunya, patates, salatalık, brokoli, domates, biber, patlıcan, maydanoz, ay çekirdeği tohumlarını aldık. Önümüzdeki günlerde karpuz ve kabak tohumları eklenecek. Pandemi süreci bitince öğrencilerimizle birlikte ürettiğimiz yerli tohumları Aydın halkına ücretsiz dağıtacağız. Tarım atölyemizdeki bitkiler çok canlı ve verimli elde ettiğimiz ürünleri ihtiyaç sahibi veli ve mahalle sakinlerine dağıtmaya devam edeceğiz. Üzücü olan öğrencilerle birlikte çalışamamak. Elleriyle ürettiklerini elleriyle dağıtma olanağı bulamadılar maalesef. Bu durumu telafi etmek için tohumlarını aldığımız ürünlerin yerine ve okulumuzun ön bahçesine yeni sebzeler ektik. Okulların açılmasıyla birlikte öğrencilerimizle birlikte dağıtacağız. Projemiz tüm olumsuzluklara rağmen tamamlayarak, hedeflediğimiz her şeye ulaştık” diye konuştu.

    “Okulda hayat değişti”

    Proje kapsamında öğrencilerin üretmeyi de öğrendiklerinin altını çizen Okul Müdürü Mehmet Öztürk, “Okulumuz öğretmeni Şaban Özdemir’in kurucu, Özgül Örükel’in proje ortağı olduğu E-Twinning projesi Mart ayında eğitim öğretime ara verilmesine rağmen devam ettirilerek hedefine ulaştırıldı. Projeyle birlikte öğrencilerimiz de üretmeyi öğrendi. Yerel tohumu çoğalmanın önemini kavradı. Okulumuzun her yerini değerlenme, evlerinin balkonlarında, park ve sokaklarda bitki yetiştirme alışkanlığı kazandılar. Milli Eğitim Bakanımız Ziya Selçuk’un deyimiyle okulda hayat değişti” dedi.

  • Şen: “Kadınların sırrını çözen medya her tür yöntemi kullanıyor”

    Şen: “Kadınların sırrını çözen medya her tür yöntemi kullanıyor”

    Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Vildan Şen, kadınların medyayı doğru okuyup, doğru analiz edebilmeleri kültürün aktarılmasına ve dilin korunmasına fayda sağlayacağını söyledi.

    Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesinde Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Erzurum Şubesi tarafından düzenlenen “Değişen ve Gelişen Dünyada Kadınların Medya Bağımlılığı” konulu programda konuşan Şen, gelişen ve değişen dünyada medyadan uzak kalmanın mümkün olmadığını ifade ederek “Özellikle kadınlar alışverişten, yemek tariflerine, bebek bakımından, sosyal ilişkilerine kadar her şeyi hızlı bir şekilde öğrenip uygulamak istiyor. Merak ve hevesle geliştirdiği yeteneklerini de paylaşıp duyurmaktan geri kalmıyor. Günümüz şartlarında ulaşabileceği en etkili yöntem medya olduğu için medyayla içli dışlı bir bağ kurabiliyor. Kadınların sırrını çözen medya ise albenili renkli dünyasıyla tüketimi artırmak için akla hayale gelmeyen her tür yöntemi kullanıyor” dedi.

    Şen, kadınların medyayı doğru okuyup, doğru analiz edebilmeleri kültürün aktarılmasına yardımcı olacağını belirterek, “İnternet, televizyon, kitap kapağı, sinema, afiş, katalog, reklam panosu veya iletişim ortamı diye tanımlanan medya insan beynini daha da karmaşık hale getirmektedir. İhtiyacımız olmadan aldığımız ürünler gibi tanımadığımız insanlarla yaptığımız derin sohbetlerin de birer medya oyunu olduğunun maalesef farkında değiliz. Geleceğimizin şekillenmesinde ciddi bir role sahip olan kadınların medyayı doğru okuyup, doğru analiz edebilmeleri kültürümüzün aktarılmasından, dilimizin korunmasına değin fayda sağlayacaktır. Yozlaşan, sabır ve tahammül gibi yüksek değerler yerine aceleci, geleneğinden bihaber, paylaşım duygusu zayıf, büyüğünü küçüğünü tanımayan, aklındakini rahatça dillendirebilen bir toplumu inşa etmeye uğraşan medyanın okunması şarttır” şeklinde konuştu.

    Medyanın tanınması gerektiğini, doğru ve işe yarar biçimde kullanılmaya çalışılması gerektiğini vurgulayan Şen, “Değerlerimizi yücelten, tanıtan, anlatan, dünya üzerinde müziğimizden yemeğimize kadar hemen her şeyimizi sunabilmeyi hedefleyen medya yenilenmelidir. Medyayla daha güçlü bağlara sahip olan kadınlar hem medya nedir sorusuyla yüzleşmeli, hem de onu kullanmaktan kaynaklanan her tür tehlikeden haberdar olmalıdır. Siber suç ve yasaları öğrenmeli ve kalkan hazırlayabilmelidir. İstatistik veriler kadınların sosyal medyayı erkeklere nazaran daha çok kullandıklarını göstermektedir. Sosyal medyanın merak ve dedikodu kültüründen beslendiği beğeni ve kabul görme güdülerini artırdığını da bilmelidir. Sorgulamadan yaptığı paylaşım ve yorumların kendisinde de toplum ve aile hayatında da getirebileceği sorunların farkında olmalıdır. Kullandığı her tür internet hesabının ayarlarını tüm ayrıntılarıyla öğrenmeli, sahte ve çalıntı hesapların da olduğunu bilmeli buna dair tedbirleri almalıdır. İnternette geçirdikleri vakitlerin onları nasıl pasifleştirdiğini bağımlı birer gösteriş meraklısı haline getirdiğini ve daha hesapsız harcamalara yönlendirdiğini görmelidir. Hobiler edinmek, yüz yüze iletişim kurmak, sanal ortam yerine sıcak ve samimi iletişim gerçekleştirmek, gelenekten geleceğe sağlam bir köprü olmak için medyadan doğru faydalanabilme becerisi kazanmalıdır” ifadelerini kullandı.

  • PKK, kadın teröristleri motivasyon için kullanıyor

    PKK, kadın teröristleri motivasyon için kullanıyor

    Türk Silahlı Kuvvetleri’ne teslim olan kadın teröristin itirafları kan dondurdu.

    Güvenlik güçlerine teslim olan F.T. adlı terörist, verdiği ifadesinde, örgütte kadın olmanın zorluklarını anlatarak üst düzey örgüt mensuplarının tamamen kendi sapkın istekleri doğrultusunda cinsel ilişki yaşadıklarına birçok kez şahit olduğunu söyledi.

    Özellikle elebaşlarının sürekli örgütteki kadınların peşinde olduğunu, kadınları ve çocukları her fırsatta taciz etmeye çalıştıklarını, sürekli sapkın filmler izlediklerini, bu durumun tüm kadın teröristleri çok rahatsız ettiğini ve bu nedenle de kaçışların giderek arttığını belirtti.

    “Sapıklığa karşı koyanlar cezalandırılıyor”

    Kadın teröristlerin, sözde liderlerin cinsel isteklerine karşı çıkmaları ya da kabul etmemeleri halinde ya ajan olarak suçlandıklarını ya da benzer şekilde ithamlarla teşhir edildiğini ve sonunda cezalandırıldıklarını ifade etti.

    “Ahlaksız motivasyon”

    Cinselliğin sözde liderler için bir ayrıcalık olduğunu anlatan terörist, bu durumun alt düzey erkek teröristler için gizliden bir motivasyon aracı olarak kullanıldığını, bu beklentiyle ve hevesle sağ kalamayacakları eylemlere gönderildiklerini söyledi.

  • Banka müşterilerinin yüzde 48’i mobil bankacılık uygulaması kullanıyor

    Teleperformance CX Lab tarafından gerçekleştirilen 2018 Global CX Araştırması, banka müşterilerinin yüzde 48’inin mobil bankacılık uygulaması kullandığını gözler önüne serdi.

    Teleperformance’ın Müşteri Deneyimi Araştırma Merkezi (CX Lab), 14 ülkede 18 sektörü kapsayan ve yaklaşık 200 bin cevap alınmış bireysel bankacılık araştırmasını sonuçlandırdı. Sonuçlara göre her iki kişiden biri mobil bankacılık uygulaması kullanıyor.

    Müşteri deneyiminin, tüketici bakış açısıyla uçtan uca bir bütün olarak ele alınmasıyla belirlenen Teleperformance Deneyim Puanlamasının (TPXS) 0 ile 10 arasında verildiği araştırmaya göre bireysel bankacılık sektörünün genel memnuniyet puanı 8.0 oldu.

    Finansal teknolojilerin (fintech) yaygınlaşmasıyla kapsamlı bir dönüşüm sürecine giren bireysel bankacılık sektöründe rekabet hızla artarken, araştırmaya katılanların ortalama yüzde 16’sı önümüzdeki bir yıl içinde hizmet aldığı kurumu değiştirmeyi düşündüğünü ifade etti. Marka sadakatinin en yüksek olduğu yaş grubu 1945 öncesi doğumlular olurken, Z kuşağına yaklaştıkça sadakat puanının azalması dikkat çekiyor.

    Katılımcıların yüzde 32’si rakip bankalardan sunulan daha iyi tekliflerin diğer hizmet sağlayıcılara geçmelerinde öncü rol oynadığını belirtirken, her beş kişiden biri müşteri hizmetlerinin yetersizliğini vurguladı. Benzer şekilde, beklentileri karşılamayan hizmetin müşteri kaybındaki rolü de yüzde 22 olarak belirlendi.

    Müşteriler internet bankacılığını seviyor, faiz gelirlerinden memnun değil

    Markaların bütünsel görünümünü ortaya koyabilmek için anket iki perspektifi değerlendirmekte: Bir yandan markalar tarafından sunulan ürün ve hizmetler, kalite, fiyat, güvenilirlik ve iletişim olanakları gibi unsurların müşteri tarafından nasıl karşılandığı araştırıldı. Diğer yandan müşteri hizmetlerine ulaşan kişilerin kullandıkları iletişim kanalları, etkileşim kurma gerekçeleri, yaptıkları son görüşmede sorun çözme ve memnuniyet sağlama gibi konularda edindikleri deneyim değerlendirildi.

    Katılımcılara bireysel bankacılığın hangi bileşenlerinden ne kadar memnun oldukları sorulduğunda, 14 ülke genelinde memnuniyet puanı en yüksek olan unsur 8.1 ile kullanıcı dostu internet bankacılığı hizmetleri oldu. Güvenilirlik 8.0 ve bankayla kurulan iletişimin kalitesi 7.7 puan aldı. Memnuniyet skalasının en alt sırasında ise 6.0 puanla bireysel hesaplar için elde edilen faiz getirileri bulunuyor.

    Banka müşterilerinin yüzde 64’ü müşteri hizmetlerini aradı

    Global CX Araştırması, son 12 ay içinde bireysel bankacılık ile ilgili müşteri hizmetlerini arayanların oranının yüzde 64 olduğunu ortaya çıkardı. Birleşik Arap Emirlikleri’nde bu oran yüzde 93 ile küresel ortalamanın çok üzerine çıkarken, BAE’yi yüzde 82 ile Kolombiya ve Meksika izledi. yüzde 48 ile İngiltere, yüzde 45 ile Hollanda ve yüzde 17 oranla Japonya sıralamanın altlarında yer aldı. Araştırma sonuçlarında kişi başı ortalama görüşme sayısı 2.9, müşteriler tarafından tercih edilen en yaygın iletişim kanalı ise yüzde 65 ile sesli görüşmeler (çoklu yanıt) oldu. Her dört kişiden biri e-posta ve/veya web formu üzerinden bankanın müşteri hizmetlerine ulaşırken, mobil uygulamayı kullananlar yüzde 18, canlı sohbet özelliğini kullananlar yüzde 17 olarak tespit edildi. Bir diğer ilginç sonuç ise müşteri hizmetlerine ulaşanların yüzde 35’inin birden fazla kanal tercih etmesi oldu.

    Müşteri hizmetlerini arayan tüketicinin sanal asistanlara henüz alışamadığı Global CX Araştırması’nın önemli çıktılarından biri: Katılımcıların sadece yüzde 5’i sanal asistan ile görüşmeyi tercih ederken, her beş kişiden dördü ihtiyaç halinde bir uzman ile canlı olarak görüşmeyi tercih ediyor. Bireysel bankacılık için müşteri hizmetlerine ulaşanlar, yaşadıkları deneyimden memnuniyetle ayrılmak için sorunların hızla çözüme kavuşmasını, etkin ve profesyonel bir iletişim kurulmasını bekleniyor. Ayrıca, banka müşterilerinin yüzde 36’sı, kendilerine proaktif olarak ek bir hizmet ya da ürün önerilmesinden hoşlanmıyor.

  • 3 çocuktan 2’si akıllı telefon kullanıyor

    Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, üç çocuktan ikisinin akıllı telefon kullandığını belirtti.

    Nişantaşı Psikiyatri Merkezinden Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, “Ülkemizde 6-15 yaş grubu çocukların neredeyse üçte ikisi akıllı telefon kullanıyor. yüzde 42’si tablete yüzde 44’ü bilgisayara sahip. Bunu bir anlamda çocuklarımız dünyayla, bilgiyle iletişim halinde şeklinde yorumlarken, bir yandan da bunun sonucu iyi mi kötü mü olacak doğrusu aklımızı meşgul etmektedir. Bu konu oldukça tartışılacaktır. Çünkü akıllı telefonun bir tarafı aileyle iletişimi sağladığı gibi, bir kısım olumsuz yanları da vardır” diye konuştu.

    Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, ailelerin neden bu cihazları neden aldığı ve dikkat etmeleri gereken hususlar konusunda şunları söyledi:

    “Herkesin çocuğunda var benim çocuğumun neden olmasın?

    Çocuğuma fazla zaman ayıramıyorum, bari istediğini alayım.

    Eve geldiğimde oldukça yorgun oluyorum, onunla oynama ve zaman geçirme enerjim yok. O tek başına oyalansın.

    Çocuğum çok zeki, telefondan anlıyor. Ona alayım.

    Çocuğum benim her şeyim, onun tüm isteklerini yerine getirmek benim görevim.

    Sürekli istiyor, kafamı şişirdi. Ben de gidip aldım.

    Derslerine çalışsın, sınıfı geçsin diye aldım.

    Ailelerin bu konuda dikkatli etmesi gereken konular:

    Diğer ailelerle yarışmayın.

    Çocuğunuzu tanımaya çalışın, neden zevk alır, neden hoşlanır. İhtiyaçları arasında akıllı telefon ya da tablet var mı anlamaya çalışın.

    Çocuğunuza oyalanması için birşeyler almayın. Onunla zaman geçirin, bu onlara alacağınız pahalı bir akıllı telefondan daha iyi geçirin.

    Çocuklarınıza pahalı hediyeleri rüşvet olarak almayın. Her başarı sağlaması için hediye alırsanız, bunu durduramazsınız. Çocuğunuz hediye almadan bir şey yapmaz hale gelir.

    Çocuğunuzun akıllı telefon, bilgisayar veya tablet kullanırken takip edin. Kullanımı fiziksel sorunlara veya göz bozukluğuna neden olmasın.

    Çocuğunuzun kullandığı telefon, tablet veya bilgisayarla geçirdiği süreyi mutlaka denetleyin. Bu konuda çocuğunuzla anlaşma yapın.

    Çocuğunuza bu cihazları kullanırken örnek olun. Siz başından kalkmıyorsanız, onu ikna edemezsiniz.

    Bu cihazlar arkadaşlarıyla ilişki kurmasını engellemesin.

    Çocuklarınızın kullandığı aplikasyon, oyun ve siteleri denetleyin.

    Çocuklarınızın sosyal medya kullanımını gözlemleyin.”