Etiket: Kullanımı

  • Yanlış klima kullanımı yüz felcine yol açabiliyor

    Mimik hareketlerini kontrol eden sinirin fonksiyonunu kaybetmesi sonucunda ortaya çıkan yüz felci; yüzde güçsüzlük, kaslarda hareket azlığına neden oluyor. Hastaların birçoğunda kesin nedeni bilinemese de, kulak iltihapları, tümörler, bazı virüsler ve sinir yaralanmaları da yüz felcine neden olabiliyor. Acıbadem Adana Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Cem Ortaçbayram, klimalardan diyabete, yüz felcine yol açan birtakım faktörleri ve alınabilecek önlemleri anlattı.

    Yüzün bir tarafı etkileniyor

    Kadın ve erkeklerde aynı oranda görülen yüz felcinin en önemli belirtileri arasında, yüz kaslarının çalışmaması nedeniyle özellikle dudak çevresinde ve yüzün bir yarısında kayma oluşması, gözü kapamakta zorlanma, bununla birlikte konuşma güçlüğü çekilmesi ve yemek yiyip içmede zorluk yaşanması yer alıyor. Dr. Cem Ortaçbayram, yüz felci geçiren kişilerde yüzün etkilendiği tarafta göz kuruluğu ve göz yaşarmalarının görülebileceğini söyledi.

    Klima ile direkt temas yüz felcine yol açabilir

    Aşırı soğuk derecelerde çalışan klimaların yüze olan direkt etkileri sonucu o bölgedeki sinirlerin etkilenmesiyle yüz felci oluşabileceğini söyleyen Dr. Cem Ortaçbayram, “Sıcak havalardan bunalan kişilerde ev ve araçlarda hatalı klima kullanımı sonucu çeşitli kas spazmları gelişebilir. Bu nedenle klima ayarlanırken havanın kişinin üzerine doğrudan üflememesi önem taşıyor” dedi.

    Hamileliğin son 3 ayında görülebilir

    Bağışıklık sistemini etkileyen hastalıklar yaşayan kişiler de yüz felci geçirme riski taşıyor. Vücudun direncinin azalmasının yüz felcine yakalanma olasılığını artırdığını belirten Ortaçbayram, hastalıkların yüz felcine yol açması ile ilgili şu bilgileri aktarıyor:

    “Nadiren görülüyor olsa da çocukluk dönemlerinde rastlanılan yüz felcinde çabuk iyileşme olasılığı bulunuyor. Diyabet gibi bazı metabolik hastalıklar sonucunda da yüz felci geçirme olasılığı artıyor. Hamileliğin son üç aylık dönemi de hastalık açısından riskli dönemler arasında kabul ediliyor.”

    Felç boyunca gözler korunmalı

    Rahatsızlığın sıklıkla cerrahi ya da medikal tedavi olmadan da düzelme gösterdiğini anlatan Dr. Ortaçbayram, normale dönmeyi hızlandırmak için medikal tedavi ile birlikte yüz kaslarına masaj uygulanabileceğini söylüyor. Yüz felci görülmesi durumunda yapılabilecekleri açıklayan Dr. Cem Ortaçbayram, “Masajın yanı sıra klimalı ortamlarda ve soğuk günlerde baş-boyun bölgesini sıcak tutmak ve korumak gerekiyor. Rahatsızlık süresince tam olarak kapanmayan gözlerin, antibiyotik, suni gözyaşı ilaçları, göz bandı kullanarak enfeksiyonlardan ve travmalardan korunması önem taşıyor. Hastalığın 3. haftası ile birlikte bir iyileşme görülmediği takdirde EMG testi yapılarak sinirin fonksiyonu ölçülmesi ve olası bir cerrahi girişimin gündeme getirilmesi öneriliyor” diye konuştu.

    Yüz bölgesi haricindeki uyuşukluklara dikkat

    İyi bir tedaviyle bir aylık zaman içinde normale dönülebilen yüz felci durumunda vakit kaybetmeden bir nöroloji ya da fizik tedavi uzmanına gidilmesi gerektiğini belirten Dr. Cem Ortaçbayram, yüz felci sadece yüz bölgesinde görülen bir hastalık olduğundan vücudun diğer bölgelerinde görülebilecek uyuşukluklarda olası başka rahatsızlıkların araştırılması gerektiğinin de altını çiziyor.

  • Aşırı Tuz Kullanımı Kemikleri Eritiyor

    Kardiyolog Prof. Dr. Nuri Kurtoğlu, aşırı tuz kullanımın yaşam kalitesini önemli ölçüde azaltan birçok hastalığa davetiye çıkardığını belirterek, “Tuz kemiklerin erimesine sebep oluyor. Kalsiyumu serbestleştirdiği için aynı şekilde böbreklerde zaman içinde bozulmalara, protein kaçaklarına, astıma ve obeziteye neden olabiliyor” dedi.

    Sultangazi Belediyesi Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü ve İlçe kaymakamlığı işbirliğiyle “Gençler Bilgilenir Toplum Bilinçlenir Projesi” kapsamında gerçekleştirilen “Tuzu Azaltırsak Yaşam Kalitemiz Yükselir” seminerinde gençlere tuz kullanımının zararları anlatıldı. Sultangazi Belediyesi Nikah Salonu’nda düzenlenen Seminere Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay, Kaymakam Ali Uslanmaz, Sultangazi Belediyesi Tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürü İsa Tanrıverdi, Kardiyolog Prof. Dr. Nuri Kurtoğlu, Nefrolog Doç. Dr. Murathan Uyar ve çok sayıda öğrenci katıldı.

    Proje ile toplumda tuz tüketimi konusunda bilinç oluşturarak, tuz kullanımı azaltmak ve tuzsuz beslenmeye teşvik etmek amaçlanırken Sultangazi’deki 33 ortaokulda 31 bin 240 öğrenciye, liselerde 21 okulda 14 bin 982 öğrenciye İlçe Sağlık Müdürlüğü tarafından tuz kullanımının azaltılması konusunda eğitimler verilecek. Okul aile birliği çalışmaları ile de annelerin yemeklerinde daha az tuz kullanmaları konusunda bilinçlenmeleri sağlanacak.

    “TUZU MASADAN KALDIRALIM”

    Tuz kullanımının günümüzde önemli bir sağlık sorunu olduğunu dile getiren Sultangazi Belediye Başkanı Cahit Altunay, “Sadece bireysel koruma yetmiyor, dışarıda yediğimiz yemeklerde, iş yerlerinde ya da toplumda başka mekanlarda tamamen toplumun bilinçli olması gerekir ki tuz tüketiminde oransal bir noktaya getirelim. Eğer sadece evde uygularsak bireysel olarak korunmuş olabiliriz. Ama gittiğimiz yerlerde buna uyulmadığı takdirde bundan kaçınamıyoruz. Tuzu masadan kaldıralım. İnsanın günlük tuz ihtiyacı 1 çay kaşığı yani 5 gram ancak bunun 4 katını tüketiyoruz. Bu başka ülkelerde bu kadar yüksek değil” dedi.

    “OBEZİTEYE NEDEN OLABİLİYOR”

    Tuz tüketiminin arttığı zamanlarda kan basıncının da doğru orantıda yükseldiğini söyleyen Kardiyolog Prof. Dr. Nuri Kurtoğlu, “Tuz kemiklerin erimesine sebep oluyor. Kalsiyumu serbestleştirdiği için aynı şekilde böbreklerde zaman içinde bozulmalara, protein kaçaklarına, astıma ve obeziteye neden olabiliyor. Keşke susadığımız zaman içtiğimiz içecekler su olsa çoğu kere şekerli içecekler oluyor” diye konuştu.

    “TUZU AZALTARAK SAĞLIĞIMA DAHA DİKKAT EDECEĞİM”

    Yemeklerine artık daha az tuz atacağını söyleyen Beste Alkılıç, “Tuzun sağlık açısından bir sürü zararı var, kemik kırılmalarına sebep oluyor. Tuzu azaltarak sağlığıma daha dikkat edeceğim, yemeklere daha az atacağım” diye konuştu.

    Tuzun zararlarını bu seminerde öğrendiğini ifade eden 5. sınıf öğrencisi Emre Kütükçü, “Yemeklere tuz atıyordum ama bu seminerden sonra daha az atacağım. Çünkü tuzun böbreğimize ve karaciğerimize zararları var” şeklinde konuştu.

    Öte yandan seminerde bir insanın 70 yıllık hayatı boyunca 460 kg tuz tükettiğini anlatan bir maket de yer aldı.

  • İl Sağlık Müdürü Taş’tan, Akılcı İlaç Kullanımı Açıklaması

    Adıyaman İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Emin Taş, akılcı ilaç kullanımı ile ilgili Adıyaman genelinde bulunan ilköğretim öğrenci velilerine mektup gönderileceğini söyledi.

    Konu ile ilgili açıklamada bulunan İl Sağlık Müdürü Dr. Mehmet Emin Taş, “Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumunun ‘Akılcı İlaç Kullanımı Ulusal Eylem Planı 2014-2017’ kapsamında ülkemiz genelinde akılcı ilaç kullanımı çalışmalarının başlatıldığını ve akılcı ilaç kullanımının yaygınlaştırılması konusunda paydaşlarımızdan bir olan velilerimizde bilinç ve farkındalık oluşturmak için birçok faaliyet gerçekleştirildiğini’ ifade etmiştir. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de yanlış ve gereksiz ilaç kullanımı, halk sağlığını olumsuz etkileyen, tedavi maliyetlerinin yükselmesine neden olan ve dolayısıyla ülke ekonomisine ek yük getiren ciddi bir sağlık sorun olduğunu, halbuki ilaçların sağlığımızda sorun oluşturması için değil, doğru ve bilinçli kullanıldığında sağlıkta oluşan sorunları yok etmek için kullanıldığını, bu sorunun aşılmasının tek yolunun ilaçların belirli kurallar çerçevesinde bilinçli kullanımıyla mümkün olacak. İlaçların kullanma ve saklama şekline dikkat edilmesini reçetesiz ilaç kullanımından kaçınılmasını, doğru zamanda ve doğru miktarda, doğru alıma şekli ile alınmasını ve kendisine reçete edilmeyen başkası tarafından önerilen ilaçların alınmaması gibi tavsiyelere yer verildi. Akılcı ilaç kullanımı ile ilgili veli ve geleceğimiz olan çocuklarımıza konu ile ilgili gösterecekleri hassasiyetten dolayı teşekkür eder, velilerimizin bundan böyle ilaç kullanımında daha hassas ve daha özenli davranacaklarına inandığını” belirtti.

  • Akılcı İlaç Kullanımı

    20-21-22 Nisan 2016 tarihlerinde Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası’nda “Akılcı İlaç Kullanımı” konusunda eğitim düzenlendi.

    Eğitim toplantısına İl Sağlık Müdürü Dr. Yavuz Akbulut, Kamu Hastaneleri Birliği Tıbbi Başkanı Dr. Mustafa Dönmez, Halk Sağlığı Müdür Yardımcı Dr. Egemen Yavaş, Akılcı İlaç İl Koordinatörü Dr. Mustafa Kiraz, 1. basamakta görev yapan aile hekimleri ve 2. basamak acil servislerde çalışan hekimler katıldı. İlaç kullanımına yönelik yapılan toplantı iki gün sördü. Toplantının il günü 61 hekim, ikinci günü ise 53 hekim yer aldı.

    İl Sağlık Müdürü Dr. Yavuz Akbulut, ilaç kullanımına yönelik yaptığı konuşmada, “Akılcı ilaç ve Akılcı İlaç Kullanımı toplumun genelini etkileyen bir halk sağlığı sorunudur. Ülkemizde de Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ)’nün önerileri doğrultusunda Akılcı İlaç Kullanımı (AİK) programı yürütülmektedir. Bu kapsamda ‘Akılcı İlaç Kullanımı Ulusal Eylem Planı 2014-2017’hazırlanmış ve uygulamaya konulmuştur. Konu ile ilgili olarak, Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile koordineli olarak Akılcı İlaç Kullanımı Tekirdağ İl Koordinatörlüğü tarafından yapılmaktadır. Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de Akılcı İlaç Kullanımı’nın ana teması bağışıklık sistemi zafiyetlerine de sebep olması nedeniyle antibiyotik direncini ve kullanımını azaltmak amacıyla İlimizde de farkındalık oluşturmak için 1. basamak eğitim çalışmaları yapılmaktadır. 2015 yılı verilerine göre; Türkiye antibiyotik kullanımı ortalaması aile hekimi ve uzman hekim bazında yüzde 33,3 iken Tekirdağ’da bu oran yüzde 29,98’dir. Türkiye geneli Aile Hekimliği Antibiyotik Kullanımı Ortalaması yüzde 31,7 iken Tekirdağ ili Aile Hekimliği Antibiyotik Kullanım Ortalaması yüzde 28,5’tir” dedi.

    “TEKİRDAĞ, TÜRKİYE ANTİBİYOTİK KULLANIMI ORTALAMASININ ALTINDA”

    Türkiye geneli Uzman Hekimlerde Antibiyotik Kullanım Ortalaması yüzde 36,6 olduğunu, buna karşılık Tekirdağ’da bu oranın uzman hekimlerinde yüzde 34,6 olduğunu belirten İl Sağlık Müdürü Akbulut, “Tekirdağ ili olarak Türkiye Antibiyotik Kullanımı Ortalamasının altında olsak da, ülke olarak antibiyotik kullanımı ve direnç konusunda ilk sıralardayız. Bu konuda Hekimlerimizin endikasyon dışında antibiyotik yazmamasını ve hastalarımıza bu ilaçların kimyasal bir madde olduğu, kontrollü kullanılmadığında vücuda zarar vereceğini anlatmasını; hastalarımızı daha doğal, sağlıklı besinlerle beslenmeye ve hareketli bir yaşam tarzına yönlendirmelerini istiyoruz. Bu amaçla 19-20-21-22 Nisan 2016 tarihlerinde eğitimlerimiz başlamıştır” diye konuştu.

    İl Sağlık Müdürü Dr. Yavuz Akbulut, konuşmasının ardından toplantıya katılan Prof. Dr. Metin Donma ve Uz. Dr. Bensu Gürsoy’a teşekkür belgesi takdim etti.

    İlaç kullanımına yönelik yapılan toplantı, 19-20 Nisan tarihlerinde Prof. Dr. Metin Donma ve Uz. Dr. Bensu Gürsoy’ un katılımlarıyla Tekirdağ Ticaret ve Sanayi Odası’nda gerçekleştirilirken, 21-22 Nisan tarihlerinde ise Çorlu Devlet Hastanesi Toplantı Salonu’nda devam edecek.

  • NEÜ’de İnternet Kullanımı Ve Güvenliği Anlatıldı

    İnternet Haftası kapsamında Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ) Bilgi İşlem Daire Başkanlığı tarafından tüm personel ile öğrencilere yönelik düzenlenen “İnternet Kullanımı ve Güvenliği” konulu seminer gerçekleştirildi.

    Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Konferans Salonundaki seminerde, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Hacıbeyoğlu katılımcıları bilgisayar, parola, web, e-posta ve mobil güvenliği ile yedekleme konusunda bilgilendirdi.

    Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Adnan Özdemir’in de katıldığı programda Hacıbeyoğlu bilgisayar güvenliği için yapılması gerekenleri sıraladı. Hacıbeyoğlu, işletim sistemi için üretici firmanın yayınladığı güncellemelerin yapılmasının, uzaktan erişim servislerinin kapatılmasının, anti virüs programının yüklü olmasının, firewall/güvenlik duvarı donanım ve yazılımlarının kullanılmasının, verilerin farklı medyalara ve ortamlara periyodik olarak yedeklenmesinin, çok önemli verilerin bilgisayarda şifreli şekilde tutulmasının, hesap şifrelerinin farklı kombinasyonlarla yüksek güvenlikli olacak hale getirilmesinin bilgisayar güvenliği açısından önemli olduğunu ifade etti. Hacıbeyoğlu ayrıca şüpheli e-postaların, reklam ilan sayfalarının açılmaması, şüpheli bağlantıların ziyaret edilmemesine özellikle dikkat edilmesi gerektiğini kaydetti.

    “KİMSE SİZDEN ŞİFRENİZİ İSTEMEZ”

    Hiçbir kurum ve kuruluşun insanlardan kullanıcı bilgileri ile şifrelerini istemeyeceğini vurgulayan Hacıbeyoğlu sosyal medyanın da zararlı yazılımlar ve virüsler konusunda güvensiz olduğunu ifade etti. Her site için aynı şifreyi kullanmanın son derece yanlış olduğuna dikkat çeken Hacıbeyoğlu, önem sırasına göre farklı siteler için farklı şifrelerin oluşturulmasını tavsiye etti ve bu şifrelerin bilgisayarda herhangi bir dosyaya kaydedilmemesini önerdi.

    “EN BÜYÜK GÜVENLİK AÇIĞI İNSANLARDAN KAYNAKLANIYOR”

    “Hiçbir bilgisayar programı ya da işletim sistemi %100 güvenli değildir. Programların bilinen ve bilinmeyen açıkları vardır. Bu açıklar kullanılarak istenmeyen işlemler yapılabilir” diyen Hacıbeyoğlu, Bilgisayardaki en büyük güvenlik açığının insanlar olduğunu anlattı ve hiçbir güvenlik programının insanların yaptığı hataları tamamen engelleyemeyeceği ya da telafi edemeyeceğini belirtti. Hacıbeyoğlu bu anlamda insanların bilinçli olmasının önemine dikkat çekti ve kişisel bilgilerin hiç kimse ile paylaşmamasını söyledi.

    Program soru-cevap bölümünün ardından sona erdi.