Etiket: Kullanımı

  • Kütahya’da aile hekimlerine antibiyotik kullanımı bilgisi

    Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Evliya Çelebi Eğitim Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Kliniğinde görevli Dr. Ahmet Özmen ve Dr. Cemile Uyar, aile hekimlerine akılcı antibiyotik kullanımı hakkından bilgilendirmedi bulundu.

    Uyar, “Üst solunum yolu hastalıklarında tanı ve tedavi yöntemleri ile beta mikrobuna yönelik hızlı tanı testinin kullanım eğitimleri veriliyor. Bu eğitimler ile temin edilen hızlı tanı testleri sayesinde hekimlerimiz beta mikrobunu 5 dakikada saptayabilecekler. Test pozitif çıkarsa antibiyotik reçete edilecek, negatif çıkarsa reçete edilmeyecek” dedi.

    Dr. Ahmet Özmen de, “Enfeksiyonların çoğunun nedeni bakteri ve virüsledir. Antibiyotiklerin virüslere karşı etkisizdir. Ülkemizde antibiyotikler çoğu zaman gereksiz biçimde kullanılmakta ve bu gereksiz kullanım nedeniyle bakteriler antibiyotiklere karşı direnç geliştirmektedir. Gelişen bu direnç nedeniyle antibiyotikler hastalıkları tedavi edemez hale gelmektedir. Ayrıca gereksiz kullanılan antibiyotikler vücudumuzda alerjiye, karaciğerde ve böbreklerde hasarlara neden olabilmektedir” iadelerini kullandı. (EFE)

  • Gereksiz antibiyotik kullanımı masaya yatırıldı

    Samsun İl Sağlık Müdürlüğü Akılcı İlaç Koordinatörlüğü tarafından yürütülen “Akılcı Antibiyotik Kullanımı Ulusal Eylem Planı 2014-2017” kapsamında basın toplantısı düzenlendi.

    Samsun Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreterliği’nde düzenlen toplantıya Samsun İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Güney, Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Süleyman Sırrı Kılıç, Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu ve 6. Bölge Samsun Eczacı Odası Başkanı Ecz. Onur Ferhat Karacan katıldı. Gereksiz antibiyotik kullanımının konuşulduğu toplantıda, ilk olarak İl Sağlık Müdürü Dr. Yusuf Güney söz aldı. Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de yanlış ve gereksiz ilaç kullanımının halk sağlığını etkileyen ciddi bir sorun olduğunu belirten Güney, “Akılcı olmayan ilaç kullanımı hastaların tedaviye uyumunun azalmasına, ilaç etkileşimlerine, bazı ilaçlara karşı direnç gelişmesine, hastalıkların tekrarlamasına ya da uzamasına, advers (zararlı) olay görülme sıklığının artmasına, tedavi maliyetlerinin artmasına neden olmaktadır. ’Akılcı İlaç Kullanımı Ulusal Eylem Planı 2014-2017’ kapsamında önceliklendirilmiş faaliyet alanlarından biri de antibiyotiklerin akılcı kullanımının sağlanmasıdır. Antibiyotikler; ateş düşürmez, ağrı dindirmez, virüslere bağlı enfeksiyonları tedavi edemez. Yaygın ve yanlış kullanıldığında ise hızla direnç gelişen antibiyotik, esas etki beklediğimiz bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde de etkisiz hale gelir. Hekim reçete etmedikçe antibiyotik kullanılmamalıdır. Hastaların, daha önceki bir hastalığında kullandığı antibiyotiğin, tekrar benzer hastalığa yakalansa bile hekime danışmadan kullanmaması gerektiği konusunda bilinçli olması gerekmektedir. Özellikle grip ya da nezle gibi virüslere bağlı solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotiklerin tedavide yeri olmadığı unutulmamalıdır. Hekim önerisi sonrası reçete ile alınan antibiyotiğe, enfeksiyonu en etkili biçimde tedavi etmek ve direncin ortaya çıkma riskini azaltmak için antibiyotikler doğru dozda, doğru şekilde ve reçeteye uygun zaman aralıklarında alınarak uygun biçimde kullanılmalıdır. Hasta kendisini iyi hissetse bile tedaviyi hekimin belirttiği süreden önce sonlandırmamalıdır. Aksi takdirde faydadan çok zarar getirecektir. Artmış veya reçetesiz alınmış antibiyotikler yerine her zaman tıbbi reçeteli antibiyotikler kullanılmalıdır” dedi.

    Kılıç: “Antibiyotik ne ağrı kesici, ne ateş düşürücüdür”

    Antibiyotik kullanımı bakımından vatandaşların eğilimlerini iyi bildiğini söyleyen, Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Süleyman Sırrı Kılıç, “Vatandaşlar, ‘Boğazımda hafif bir ağrı var, yarında işim var, antibiyotik alırsam düzelirim’ düşüncesiyle antibiyotiği gereksiz yere kullanıyorlar. Antibiyotiklerin etkili olabilmesi için en azından 48-72 saatlik bir sürenin geçmesi lazım ki antibiyotik mikroorganizmaları öldürebilsin. Antibiyotik ne ağrı kesici ne ateş düşürücüdür. Antibiyotik ya hekim zorlanarak ya da eczaneye gidilip baskı yapılarak alınıyor. 1-2 tablet kullanıldıktan sonra bir kenara bırakılıyor. Maalesef bunlar bizim yanlış alışkanlıklarımız. Bu alışkanlıklarımızdan vazgeçmemiz lazım” diye konuştu.

    Karacan: “Doğru ilaç, doğru doz”

    Vatandaş olarak bir şeyleri yaparken okumadan yapıldığını söyleyen 6. Bölge Samsun Eczacı Odası Başkanı Ecz. Onur Ferhat Karacan, “Bir şeyin altını çizmek istiyorum. Doğru ilaç doğru dozda ve sadece hekim tarafından yazıldıkça eczanelerden temin edilmeli. Bu sadece antibiyotik için değil bütün ilaçlar için geçerli” şeklinde konuştu.

    Kasapoğlu: “Öncelikle antibiyotiğin gerekli olup olmadığı tespit edilmeli”

    Samsun’da hızlı antijen testinin bütün aile hekimlerinde olduğunu söyleyen Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mustafa Kasapoğlu, “Bu aslında bir fırsat. Çünkü gerekli-gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçmek için doğrulayıp ondan sonra ilaca ihtiyacın olup olmadığı kararını veriyor aile hekimleri. Bu hem ülke ekonomisine katkı sağlayacak hem bireyin sağlığına katkı sağlayacak” dedi.

  • Akılcı Antibiyotik Kullanımı Uzman Hekim Eğitimi

    Gereksiz ve uygun olmayan ilaç kullanımının tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de insan sağlığını olumsuz etkileyen ciddi bir sorun olduğu bildirildi.

    Dünya Sağlık Örgütü’nün önerileri doğrultusunda bu sorunun önüne geçilmesi, halkta ve sağlık çalışanlarında akılcı ilaç kullanımı ile ilgili farkındalık, bilgi ve bilinç düzeyini artırarak bu yönde davranış değişikliği oluşturulmasının sağlanması amacıyla Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu tarafından “Akılcı İlaç Kullanımı Programı” yürütülüyor.

    Bu kapsamda, Samsun İl Sağlık Müdürlüğü Akılcı İlaç İl Koordinatörlüğü tarafından, Kamu Hastaneler Birliği Genel Sekreteri Prof. Dr. Süleyman Sırrı Kılıç, Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Fatih Özkan ve İl Sağlık Müdür Yardımcısı ve Akılcı İlaç İl Koordinatörü Dr. Hatice Öz’ün katılımı ile Samsun Eğitim Araştırma Hastanesi konferans salonunda uzman hekimlere (KBB, dahiliye, pediatri, kadın doğum, acil tıp uzmanları ile kamu hastanelerinde çalışan aile hekimi uzmanları ve acilde çalışan pratisyen hekimler) Doç. Dr. Özgür Günal, Dr. Filiz Güneş ve Dr. Teoman Kaynar tarafından “Akılcı Antibiyotik Kullanımı ve Hızlı Antijen Testi” konulu bilgilendirme toplantısı düzenlendi.

    Toplantıyla ilgili yapılan açıklamada, “Akılcı ilaç kullanımı (AİK) kişilerin klinik bulgularına ve bireysel özelliklerine göre; uygun ilacı, uygun süre ve dozda kendilerine ve topluma en düşük maliyetle sağlayabilmeleri olarak tanımlanmaktadır. Bu tanımda yer alan maddelerden birinin veya birkaçının karşılanmaması durumu akılcı olmayan ilaç kullanımı olarak kabul edilmektedir. AİK, ilacın üretiminden atığının imhasına kadar geçen süreci kapsamaktadır. Tanı ve tedavi süreçleri göz önüne alındığında hekim, eczacı, hekim dışı sağlık personeli, ilaç sektörü, halk (hasta, hasta yakını vb.) ve meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları, medya akılcı ilaç kullanımında sorumluluk sahibi taraflardır” bilgisi verildi.

  • Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli: “Antidepresan kullanımı çocuklarda da artıyor”

    Depresyonun bir akıl hastalığı değil, beyin hastalığı olduğunu, belirten Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli, “Uzun vadeli çalışmaların gösterdiği, antidepresanla tedavi edilen ağır depresyonu olan insanların sadece yüzde 15’i tekrarlamadan iyileşme yaşıyor ve uzun zaman iyi kalıyor. Geri kalan yüzde 85’inde tekrarlamalar başlıyor ve depresyonları kronikleşiyor” dedi.

    Türkiye Psikiyatri Derneğine göre ülkemizin 15-55 yaş arasındaki nüfusunda da en yaygın hastalıklar içinde depresyon ve anksiyete bozuklukları ilk beşte yer alıyor. Uluslararası Pazarlama Servisi (IMS) verilerine göre Türkiye’de antidepresan tüketimi 2003 yılında 14 bin 238 milyon kutu iken, 2008 yılında 31 bin 302 milyon kutu ile yüzde 120 oranında arttı. 2014 yılında antidepresan kullanan kişi sayısı 8 bin 179 milyona ulaştı. Ruh sağlığı ile ilgili kullanılan bu ilaçlarda Türkiye’nin önemli ölçüde yurtdışına bağımlı olduğu da dikkat çekici bir diğer nokta.

    Psikiyatrist Dr. Tanju Sürmeli depresyonun bir akıl hastalığı değil, beyin hastalığı olduğunu, kadınlarda erkeklerden iki kat fazla görülen depresyon tedavisi için giderek daha fazla ilaç kullanıldığını söyledi. Dr. Sürmeli antidepresan kullanan hastaların ancak yüzde 15’inde tekrarı olmadan iyileşme görüldüğünü, yüzde 85’inde ilaç kullanılmasına rağmen hastalığın kronikleşerek tekrarladığını ifade etti.

    Dr. Tanju Sürmeli, “Dünya Sağlık Örgütü tahminlerine göre depresyon 2020’de hayat kalitesini bozan ve yeti yitimi oluşturan hastalıklar arasında 1’inci sırayı alacak. Yaşanan savaş, şiddet, yoksulluk, işsizlik, kayıplar, işyerlerinde sorunlar teşhisi arttıran önemli faktörler olarak görünüyor. Türkiye’de SGK ilaç geri ödemelerini teşhis olmadan yapmadığı için hekimler, belirti düzeyinde olanlar için bile tanı yazmak durumunda. Nörolaglar ve aile hekimleri uyum bozukluğu, takıntılı hastalıklarda, romatizmal hastalıklarda, baş ağrılarında antidepresanları tercih edebiliyor. Bu ilaçların son derece yaygın kullanım alanı var ve bu açıdan da fazladan yazılıyor. Getirdiği ekonomik yük bir yana bu ilaçların ciddi yan etkileri de var” şeklinde konuştu.

    Depresyon ilaçları uzun vadeli iyileşme sağlıyor mu?

    “Uzun vadeli çalışmaların gösterdiği, antidepresanla tedavi edilen ağır depresyonu olan insanların sadece yüzde 15’i tekrarlamadan iyileşme yaşıyor ve uzun zaman iyi kalıyor. Geri kalan yüzde 85’inde tekrarlamalar başlıyor ve depresyonları kronikleşiyor.” diyen Dr. Tanju Sürmeli “Psikiyatride kanıtlanmış ilaç tedavilerinin meta analiz çalışmalarının hafif ve orta derece depresyonda istatistiksel olarak plasebodan farklı olmadığı ortaya çıkmıştır. Buna rağmen çok yaygın olarak kullanılmakta ve sigortalar ödemektedir. Amerikan Hükümetinin yaptığı antidepresanların etkinliğini ölçen STAR*D çalışmasının sonuçlarına göre kliniklerde görülen hastalarda kullanılan antidepresanların minimum derecede etkili olduğu ortaya çıktı. Psychiatric Times da çıkan yayında New Directions in Psychiatry (Psikiyatri de Yeni Yöntemler)” psikiyatrik ilaçların etkili olmadığı tekrar ele alınmıştır” diye konuştu.

    “Antidepresan kullanımı çocuklarda da artıyor”

    0-6 yaş grubunda 2012’de 10 bin 406, 2013’te 10 bin 636 çocuğun antidepresan kullandığınına dikkat çeken Dr. Tanju Sürmeli, “Amerikan Hükümetinin yaptığı PATS (okul öncesi Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu) tedavisi çalışmasında 0-6 yaş grubunda 6 yıl sonraki takipte kullanılan ilaçların şikayetleri azaltmadığını tespit ettiler ve yayınladılar. En çok kullanılan ilaçlar amfetamin türü ve antidepresan ilaçlardı .” şeklinde konuştu. Sadece depresyon değil, Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu tedavisinde de ilaç kullanımının 6 yaş üstünde arttığının altını çizen Dr. Tanju Sürmeli Amerikan National Economic Bureau (Ulusal Ekonomik Büro) Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) tedavisinde orta ve uzun vadede amfetamin türü ilaçların etkisinin olmadığından ve ciddi yan etkilerinden bahsedildiğini de sözlerine ekledi. Dr. Sürmeli çocuklardaki yan etkileri ise söyle sıraladı: Çocuklarda nadir de olsa ani ölüm, kalp büyümesi, uykusuzluk, boy atmada gerilik, iştah azalması, kilo kaybı, agresyon, psikoz gibi yan etkiler olabiliyor. Depresyon ilaçlarının yan etkisine bakarsak mide bulantısı, kilo alma, uyku hali, uykusuzluk, isal ve cinsel problemler. Ayrıca bu ilaçlar 24 yaş ve gençlerde intihar riskini arttırabiliyor.

    “Depresyonda ilaç yerine uygun hastalarda kullanılabilecek yöntemler var”

    Hafif derece depresyonda haftada üç gün spor, koşma ve hızlı yürüme gibi egzersiz yapmanın genel durumunu iyi hissetme, uykunun düzelmesi ile depresyonda ilaç kadar etkili bulunmuş. Depresyon tedavisinde Kognitif terapi ilaçlar kadar etkili.9 İlaçsız tedavi yöntemlerinden Neurofeedback de depresyon da etkili.

  • Pratisyen hekimlere antibiyotik kullanımı eğitimi

    Kamu Hastanelerine bağlı Ahi Evran Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesinde görevli pratisyen hekimler antibiyotik kullanımı eğitimi verildi.

    Uzman Dr. Ayşe Ayaydın tarafından verilen eğitimde antibiyotiklerin bakterileri öldüren veya üremesini durduran ilaçlar olduğu anlatıldı.

    Akılcı antibiyotik kullanımı tema ile verilen eğitimde Uzm. Dr. Ayşe Ayaydın, antibiyotiklerin ateşi düşürmediği ve ağrıyı dindirmediğini söyledi.

    Antibiyotiklerin her hastalıkta kullanılamayacağını anlatan Ayşe Ayaydın, “Antibiyotik dozunun yetersiz veya aşırı olmasının yanı sıra doz aralıklarının uygunsuz olmasının da antibiyotik direncine yol açar, antibiyotiğe duyarlı bakterilerin antibiyotiğe maruz kaldıklarında öldükleri halde, dirençli bakterilerin büyümeye ve çoğalmaya devam edebilir, bu dirençli bakterilerin toplumda hızla yayılarak diğer insanlarda enfeksiyonlara neden olabilmektedir.”dedi.

    Uygunsuz antibiyotik kullanımının, antibiyotiklere karşı direnci artırdığını ve antibiyotik kullanımı gerektiğinde yetersiz kalındığını anlatan Uzm. Dr. Ayşe Ayaydın şöyle konuştu:

    “Etkili antibiyotikler olmadan yoğun bakım, organ nakli, kanser kemoterapisi, yeni doğan bebeklerin bakımı kalça ve diz protezi ameliyatı gibi cerrahi işlemlerin uygulanması mümkün değildir. Ülkemizde antibiyotikler en çok ilaçlar listesinde ne yazık ki bunların bir çoğu gereksiz ve yanlış kullanım. Eğer antibiyotik kullanımı kontrol altına alınamazsa kolaylıkla tedavi edilebilecek bir enfeksiyon hastalığının bile, direnç nedeniyle ölümcül olabilecek duruma gelebilir. İnsanlığın antibiyotik öncesi çağa geri dönmek durumu ile karşı karşıya kalabilir. Uygunsuz antibiyotik kullanımının önemli sonucu olarak dirençli mikroorganizmaların vücut florasına hakim olacağını ve buna bağlı enfeksiyon seyrinde, hastanede kalış süresinde ve hastalığa bağlı ölüm oranlarında artış olacaktır. Antibiyotik kullanımıyla ishal gibi yan etkilerin görülebilmektedir. Hekim önerisi ve eczacı danışmanlığı olmadan kullanılan antibiyotikler, sonu ölümlere varabilecek ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.”