Etiket: kriz

  • Selçuk Belediyesinde mali kriz

    İzmir’deki Selçuk Belediyesi, son zamanlarda maddi sıkıntılarla boğuşurken, belediye taşeron olarak çalışan işçilere maaşlarını ödeyemedi.

    Selçuk Belediyesi’nde geçen yıl baş gösteren mali krizin etkileri sürüyor. Belediye, nakit sıkıntısını çözmek için bazı girişimlerde bulunurken, aradan geçen sürede ise işçilerin maaşlarını ödeyemedi. İddialara göre, taşeron olarak çalışan işçilerin hala 2016 yılına ait maaşları içeride olduğu öğrenilirken, belediye bu sorunun önüne geçmek için borçlanma önergesini meclise taşıdı. Borçlanma yetkisi önerisi ise mecliste bazı tartışmaları da beraberinde getirdi. Muhalefetin eleştiri oklarına maruz kalan Selçuk Belediye Başkanı Dahi Zeynel Bakıcı, işçilerin Kasım ayı maaşlarının ödendiğini ifade ederek, “Bunun sıkıntısını, eziyetini ben yaşıyorum. Gerginlik derseniz, evet gerginlik de yaşıyorum; çünkü bu bir sorumluluktur. Eğer bu gerginlik bende olmazsa doğru olmayacağını düşünüyorum. Şu anda 586 kişinin sorumluluğunu taşıyorum” dedi.

    “150’ye yakın bir işçi fazlalığımız var”

    Belediyede 150 işçinin fazlalık olduğunu anlatan Başkan Bakıcı, “Eğri oturup doğru konuşacağız. Bunu bu şekilde getirmek imkanına sahip değiliz. Evet baştan beri bir yükümüz var, yaklaşık 150’ye yakın bir işçi fazlalığımız var. Bu 150’ye yakın işçimiz ile ilgili ilk düşüncem, bu arkadaşlarımızı ikna ederek bir tarafa yerleştirerek çözebilirsek ne ala. Bu sıkıntımızı yapmak zorundayız. Yani bu yükle böyle devam etmemiz mümkün değil. Keşke şartlar olumlu gitseydi de böyle olmasaydı, daha iyi koşullar olsaydı bunu yaşamasaydık. Ümidin var mı derseniz? O ümidi yine taşıyorum. Geri kalan işçilerin de maaşlarını zamanında ödeyerek mağdur olmalarını önleyeceğiz. Diğer arkadaşlarımızla yolumuzu ayırmak zorunda kalacağız. Yine de bir umutla inşallah o noktaya gelmeyiz. İnşallah bir daha böyle bir borçlanma ile karşınıza gelmeyiz” şeklinde konuştu.

  • Kırgızistan’da kriz derinleşiyor

    Kırgızistan’da koalisyon partilerinin milletvekilleri arasında süren anlaşmazlık sürüyor. Sosyal Demokrat Partisi Başkanı İsa Ömürkulov hükümetten çekilebileceği sinyalleri verdi.

    Kırgızistan’da koalisyonu oluşturan partilerin milletvekilleri arasındaki ipler geriliyor. Kırgız parlamentosunda bugün gerçekleştirilen oturumda yönetim, bakanlıklardaki görevlendirmeler konusunda yaşanan görüş farklılıkları nedeniyle milletvekilleri arasında sözlü tartışma yaşandı. Oturumda Koalisyonun büyük ortağı olan Sosyal Demokrat Partisi Başkanı İsa Ömürkulov, parlamentoda gerçekleştirdiği konuşmasında hükümetten çekilebileceği sinyalleri verdi. Koalisyon ile yönetilen Kırgızistan Parlamentosunun lağvedileceği öngörülüyor.

  • Tatvan’da kriz masası kuruldu

    Bitlis ve ilçelerinde etkili olan yoğun kar yağışı, tipi ve fırtınadan dolayı yollarda mahsur kalan vatandaşların kurtarılması için Tatvan Belediyesi ile Tatvan Kaymakamlığında kriz masası oluşturuldu.

    Fırtınanın başladığı an itibarıyla tüm iş makinelerini seferber ettiklerini kaydeden Tatvan Belediye Başkanı Fettah Aksoy, kar fırtınası ve tipiden dolayı kapanan yolların açılması ve yolda mahsur kalan vatandaşların kurtarılması için Tatvan Belediyesi ile Tatvan Kaymakamlığında kriz masası oluşturduklarını söyledi. Vatandaşların tedbir almaları ve yola çıkmamaları konusunda öğle saatleri itibarıyla anons yaptıklarını belirten Başkan Aksoy, “Çok yoğun bir kar yağışı ve tipi ile karşı karşıyayız. Öğle saatlerinde kar fırtınası başladı ve tipiden dolayı ilçeler arası yollar kapandı. Biz de ilçe merkezinde çalışan tüm iş makinalarımızı sıkıntıların yaşandığı bölgelere yönlendirdik. İş makinalarımız Bitlis-Tatvan ile Tatvan-Ahlat ve Tatvan-Hizan ile Tatvan-Van arasındaki karayollarında çalışma yürütürken, aynı zamanda yollarda mahsur kalan vatandaşları kurtarma çalışması yürütüldü. Aynı zamanda vatandaşlarımıza ve sürücülerimize yola çıkmamaları konusunda uyarılarda bulunuyoruz. Bitlis Valiliği bu konuda basın aracılığıyla, sosyal medya ve bize gönderdiği talimatlarla, yapılan anonslarla vatandaşlarımızın yola çıkmamaları konusunda uyarılarımızı yapmaya devam ediyoruz. İş makinalarımız, araç gereçlerimizle hepimiz sahadayız. Kurtarma operasyonları devam ederken, vatandaşlarımız dışarıda kalmasın diye otellerimiz hazır durumda, alışveriş merkezini de sabaha kadar açık tutuyoruz. Yollar açılana kadar bu imkanlar sunulmuş olacak. Büyük bir görüş mesafesi sıkıntısı var. Görüş mesafesi sıkıntısı biraz geçerse yollardaki iş makinelerimizin işi kolaylaşır. Bununla birlikte kar yağışından dolayı kapanan yollarımızı hemen açacağız ve trafik akışını seyrine almış olacağız. Vatandaşlarımızdan sabırlı olmalarını ve yapılan anonsları, uyarıları dikkate almalarını istirham ediyoruz. Olumsuz hava şartlarından dolayı ulaşamadığımız yerler var ve oralara da ulaşmaya çalışıyoruz” dedi.

    Çalışmalara tüm kurumların destek verdiğini ifade eden Aksoy, “Asker, polis ve doktorlar aynı anda seferber olmuş durumda. Yollarda mahsur kalanlara ulaşmak ve kurtarmak için polis ekipleri ile askeri birlikler de çalışma yürütüyor. Aynı zamanda ilçe çıkışındaki Sorgun Kışlası askeri birliği o bölgeye yakın yerlerde mahsur kalanlar için kapılarını açtı ve vatandaşları sıcak yerlerde bekletiyorlar. Polis ekipleri normal araçların ulaşamadığı yerlere zırhlı araçlarla ulaşarak kurtarma operasyonu gerçekleştiriyor. Aile sağlığı merkezinde görevli doktor arkadaşlar gönüllü olarak durum normale dönene kadar aralıksız sağlık hizmeti verecek” dedi.

    Görüş mesafesinin olmaması ve yolların kaygan olmasından dolayı araçların kayarak yollarda tıkanıklıkların meydana gelmesine sebep olduğunu söyleyen Aksoy, hava şartları normale dönene kadar vatandaşların ve sürücülerin yola çıkmaması gerektiğini belirtti.

  • Rusya ile kriz bitti, Rus işadamları Bursa’ya çıkarma yaptı

    Rusya ile yaşanan krizin bitmesiyle Rus işadamları tekstilin merkezi konumundaki Bursa’ya çıkarma yaptılar. BUTTİM’de incelemelerde bulunan 40’a yakın Rus iş dünyası temsilcisi, iş gezisi sayesinde Bursalı firmaların ürünlerini ve üretim sahalarını yakından görme imkânı yakaladı. Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerden oldukça memnun olan Rus iş dünyası, iki ülke arasındaki dostluğun ekonomiye daha hızlı bir şekilde güçleneceğini ifade etti.

    Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) tarafından hayata geçirilen Ticari Safari Projesi kapsamında Bursa’ya gelen yabancı iş dünyası temsilcileri, BUTTİM Uluslararası Tekstil ve Ticaret Merkezi ile firmaların üretim tesislerini inceledi.

    Tekstil sektöründe tarihi bir geçmişe sahip olan ve sektörün ihracatında lokomotif görev üstlenen Bursa, ürün kalitesi ile tüm dünyanın takdirini toplamaya devam ediyor. ‘Tekstilin Başkenti’ olarak gösterilen kentte, BTSO Ticari Safari Projesi kapsamında Rusya, İran ve Fas gibi ülkelerden gelen 80’e yakın yabancı firma temsilcisi, BUTTİM Uluslararası Tekstil ve Ticaret Merkezi’ni ziyaret etti. BTSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili İsmail Kuş, BUTTİM Başkan Yardımcıları Cemil Güzeldağ ve Güner Dönmez’in de yer aldığı ziyarette, firmalara ilk önce 1996 yılından bu yana hizmet veren, 1.700’e yakın işyerinin bulunduğu merkez hakkında brifing verildi. Heyet, ardından iş merkezlerini gezerek, merkezdeki firmalarla ticari görüşmeler gerçekleştirdi.

    “TİCARİ SAFARİ PROJESİ İHRACATI GÜÇLENDİRİYOR”

    BTSO Yönetim Kurulu Başkan Vekili İsmail Kuş, tekstil sektöründe lokomotif kentlerden birisi olan Bursa’da hayata geçirdikleri Ticari Safari Projelerinin ihracata büyük katkı sağladığını söyledi. Firmaların rekabetini ve ihracatını güçlendirmek için başlattıkları ‘Ticari Safari Projesi’ sayesinde Bursalı firmaların dünyaya açılmasına öncülük ettiklerini dile getiren İsmail Kuş, “Hedefimiz, sektördeki firmalarımızın küresel arenada etkili bir oyuncu olmalarını sağlamak. Çünkü, ülkemiz ve Bursa’mız, rekabetini güçlendiren firmalar sayesinde hedeflerine ulaşacaktır. Bursa’mız için önemli bir ticaret merkezi olan BUTTİM’de gerçekleşen ikili iş görüşmeleri de firmalarımızın yeni iş bağlantıları kurmasını sağladı. Bursa iş dünyası olarak kentimizin ve ülkemizin kalkınmasına liderlik eden çalışmalarımıza devam edeceğiz” dedi.

    FİRMALARIMIZA MORAL VERDİ

    BUTTİM Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cemil Güzeldağ, ziyarette yaptığı konuşmasında merkezin tekstil sektörünün kalbinin attığı bir bölge olduğunu söyledi. BUTTİM’in kent ve ülke ekonomisine büyük güç kattığını dile getiren Güzeldağ, BTSO’ya gerçekleştirdiği organizasyondan dolayı teşekkür ederek, “BTSO, önemli bir alım heyetini Bursa’ya getirerek, BUTTİM’deki firmalarımızla buluşturdu. Misafirimiz olan yabancı firmalarımıza, BUTTİM hakkında bilgiler paylaştık. Firmalarımız ise ürünlerini, yabancı firmalara anlatma fırsatı yakaladı. Bu ziyaretler, firmalarımıza büyük moral verdi” dedi.

    RUSYA İŞ DÜNYASI TEMSİLCİLERİ BUTTİM’DE

    BUTTİM’de incelemelerde bulunan 40’a yakın Rus iş dünyası temsilcisi, iş gezisi sayesinde Bursalı firmaların ürünlerini ve üretim sahalarını yakından görme imkânı yakaladı. Türkiye ve Rusya arasındaki ilişkilerden oldukça memnun olan Rus iş dünyası, iki ülke arasındaki dostluğun ekonomiye daha hızlı bir şekilde güçleneceğini ifade etti.

    “TÜRK ÜRÜNLERİ YÜKSEK KALİTELİ”

    Rusya’nın ev tekstili sektöründeki en önemli markalarından Kazanova firmasının sahibi Yana Kazantseva, Bursa menşeili ürünlerin kalitesinden oldukça memnun kaldıklarını ifade ederek, “Organizasyon bizim için oldukça büyük bir anlam taşıyor. Bursa ile birlikte yıllardır güzel ortaklıklar yürütüyoruz. Benim gözümde Türkiye’nin kalitesi İtalyan ürünleri ile aynı. İki ülke arasındaki ilişkilerin devam etmesiyle ekonomik işbirlikleri daha da artacak” dedi.

    “TÜRKİYE-RUSYA DOSTLUĞU İLİŞKİLERİ GÜÇLENDİRİYOR”

    Rusya’dan gelen NSK İnvest firmasından Olga Bilokhina ise Türkiye ve Rusya arasındaki dostluğun güçlenmesi ile Türkiye ile olan işbirliklerinin daha da arttığını ifade ederek, “Tekstil sektöründe Türkiye’nin kalitesini biliyoruz. Bursa’nın da üretim konusundaki tecrübesine hayran kaldım” diye konuştu. Güney Afrika’dan Bursa’ya gelen Ebubekir Gani ise 20 yıldır Türk firmaları ile ticaret yaptığını belirterek, Bursa’nın tekstilde büyük bir potansiyele sahip olduğunu vurguladı.

  • Demir: “Su, savaşlardan çok daha önemli bir kriz”

    Ondokuz Mayıs Üniversitesi(OMÜ) Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Demir, 2050 yılında 54 ülkede su krizi beklendiğini, dünyanın yaklaşık yüzde 40’ının su kriziyle karşı karşıya olacağını belirterek, “Bugüne baktığımızda su, savaşlardan çok daha önemli bir kriz” dedi.

    OMÜ Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yusuf Demir, Samsun 2. Tarım Fuarı’nın yapıldığı TÜYAP Fuar Merkezi Konferans Salonu’nda ’Su ve Kuraklık’ adlı bir konferansı verdi. Su alanında birçok çalışması olan Prof. Dr. Yusuf Demir, su ve kuraklık hakkında çok önemli açıklamalarda bulundu.

    “Bir ekmek için bin 200 litre su tüketiyoruz”

    Dünyanın ve insanın 4’te 3’ünün su olduğunu söyleyen Prof. Dr. Yusuf Demir, “Su olmadan hayatımızı devam ettirme şansımız yok. Dünyanın yüzde 75’i olan suyun sadece yüzde 3’ü tatlı su. Biz aslında dünyadaki 10 binde 3’ünden tatlı su olarak faydalanabiliyoruz. Bütün kavgalar bu kadar suyun üzerine yapılıyor. 1993 yılında Rio’da Janeiro’da suyun gelecekteki problemlerini tartışanlar; bu hızla dünyadaki suyun tüketimi bu hızla devam ederse 2050 yılında 54 ülkede su krizi bekleniyor. Yine dünyanın yaklaşık yüzde 40’ının su kriziyle karşı karşıya olacağı ifade ediliyor. Bugüne baktığımızda su, savaşlardan çok daha önemli bir kriz. UNESCO’nun geçen yıl yayınladığı rakamlara göre her gün 6 bin çocuk su ve suyun oluşturduğu problemlerden ölüyor. Dünyada yaklaşık içme suyu tüketimi noktasında; 1 milyarın üzerinde sıkıntı yaşayan insan var. Bir litre tereyağı üretilebilmesi için 400 litre su tüketiyoruz. Bir ekmeğin üretilebilmesi için bin 200 litreye yakın su tüketiyoruz. Bu nedenle biz suyun ne kadar önemli bir şey olduğunu ve suyun korunması gerektiğini söylüyoruz” diye konuştu.

    “Yılda 20 milyar metreküp suyu boşa akıtıyoruz”

    Türkiye’de toplam su varlığının 112 milyar metreküp olduğunu ifade eden Demir şöyle devam etti: “98 milyar metreküpü yerüstü, 14 milyar metreküpü yeraltı suyu. Biz bu suyun 45 milyar metreküpünü kullanabiliyoruz. 45 milyar metreküp suyun 33 milyar metreküpünü tarımda kullanıyoruz. Tarımda kullandığımız 33 milyar metreküp suyun doğru sulama yöntemlerin kullanmadığımız için, sulama mühendislerini devreye sokamadığımız için maalesef 20 milyar metreküpünü boşa akıtıyoruz. Yani 80 milyon insanın bir yılda evde ve sanayide kullandığı suyun yaklaşık iki katını boşa akıtıyoruz. Evsel ve sanayide israf var ama sanayideki sorunumuz çok büyük. Türkiye’deki suyun yaklaşık 40 milyar metreküpü Dicle ve Fırat. Dicle ve Fırat üzerinde oynanan oyunları konuşsak o bölgede kimlerin hayallerinin olduğunu görürüz.”

    “Karadeniz Bölgesi’ni turizme açacaksak, doğayı yok etmeden açacağız”

    Küresel ısınmanın dünya için büyük bir sorun olduğunu vurgulayan Demir, “Dünyada küresel ısınma üzerine çalışan örgütlerin raporlarına göre; önümüzdeki 50 yıl içerisinde doğal olarak yeşil kalabilecek 200 tane bölgeden bir tanesi de Karadeniz Bölgesi. Karadeniz Bölgesi, dünyada önümüzdeki 50 yıl içerisinde yaşanabilecek Türkiye’nin yegane bölgesi. Onun için Karadeniz Bölgesi’ni turizme hazırlama çalışmaları var. Samsun’dan Artvin Hopa sınırına kadar yaylalardan geçen bir yeşil yol tartışması başladı. Bunların hepsi Karadeniz Bölgesi’ni turizme hazırlama çalışmasıdır. Yeşil yolu doğru tartışmak lazım. Karadeniz Bölgesi’ni turizme açarken Karadeniz Bölgesi’nin doğal güzelliğini yok etmemeyi tartışmalıyız. Burada ben Karadeniz Bölgesi’nde yapılan HES’lere dikkat çekmek istiyorum. Karadeniz Bölgesi’nde şuanda planlanmış 406 tane HES var. Şu anda aktif olarak kullanılan HES sayısı 152. Proje aşamasında 94 tane HES var. 108 tane proje iptal edildi. 45 tane de fizibilite çalışması var. Biz Karadeniz Bölgesi’ni turizme açacaksak doğayı yok etmeden açacağız. Karadeniz dağlarının tepesine siz 400 tane suni göl yaparsanız 10 sene sonra (meteorolojiden arkadaşlar söylesin) o bölgenin iklimi değişir mi değişmez mi? Çünkü o göllerin yüzeyindeki buharlaşma, o göldeki hidroloji o bölgedeki hidrolojik döngüyü değiştirecek, iklimi değiştirecek. Karadeniz Bölgesi’ndeki yağış rejimi değişecek, Karadeniz Bölgesi’nde ani selleri, ani kuraklıkları birlikte yaşayacağız. Bir de Karadeniz Bölgesi’ne gelecek turist ne için gelecek! Doğal güzelliği için gelecek. Siz o doğayı yok edecek, o güzelim yaylaları yok edecek HES’leri gerekli planlamayı yapmadan yaparsanız o taşların arasına, o HES’lerin olduğu yere turist niye gelsin. HES’i doğru planlarsanız, doğayı yok etmeyecek, doğal güzelliği koruyacak, o bölgenin doğasına katkı yapacak şekilde planlarsanız HES faydalıdır. Karadeniz Bölgesi’nde 100-150’ye yakın HES olmalıdır. Ama siz doğayı tahrip ederseniz o zaman zararlıdır. Gelecekte bu bölge için en büyük problemi HES’lerin plansız yapılmasından kaynaklanan doğal değişimler, iklim değişimleridir. Bu Karadeniz Bölgesi’nin iklimini tehdit eden büyük bir sorun. Devletin son zamanlarda güzel adımları var. Ama bölgeye zararlı işlerden vazgeçmemiz lazım. Ama yararlı ise hep beraber altına imza atalım. Bu günden bunun planlamasını yapamazsak yarın pişman olmamızın bir anlamı olmaz” şeklinde konuştu.