Etiket: Köylülerin

  • (Özel haber) Mezarlarını yerinde bulamayan köylülerin korkunç iddiası

    Diyarbakır’ın Çınar ilçesine bağlı bir köyde, mezarlıklara çok yakın olan ve çimento fabrikaları için kum taşıyan ocağın çok sayıda mezarı da kazıp kamyonlarla götürdüğü iddiası köylüleri ayağa kaldırdı. Kum ocağına yürümek isteyen köylülere jandarma izin vermezken kadınlar çocuklarının kaybolan mezarlarını arıyor. Köylüler mezarlarının artık fabrikalarda çimentoya karıştığını iddia ederek, “Bir iki aylıkken ölen çocukların mezarlarını da arıyoruz ama bulamıyoruz. Herhalde artık çimento olmuşlardır. Götürüp çimento yapıyorlar. Yetkililer bu duruma el atsın” dedi.

    Çınar ilçesine bağlı Görece köyünde bulunan kum ocağının, etrafında çevrili olan mezarlıklara kadar girdiği ve orada bulunan mezarları da iş makineleriyle kazıp kamyonlara yükleyerek çimento malzemesi yaptığı iddiası, kadın erkek bütün köylüleri ayağa kaldırdı. Kum ocağı yakınında toplanan köylüler iş makinelerinin bulunduğu alana yürümek isteyince jandarma izin vermedi. Kimi çocuğunun kimi de yakının mezarını arayan ama bulamayan köylüler, cenazelerinin artık çimentoya karıştığını ileri sürerek, yetkililerden yardım istedi.

    “Mezarlıkların yarısı çimento fabrikasında işlenmiş durumda”

    Köy sakini Adem Özpınar, kum ocağına giden yolun da kendi tapulu tarlalarının içinden geçtiğini dile getirerek, “Ortalama bir 20 dönümlük alanda kocaman bir çukur yapılmış. Bu çukurun içine çocuklarımız düşüyor, hayvanlarımız düşüyor. Dayımın oğlu düştü 2 ay yoğun bakımda kaldı. Ocağın etrafında köylülere ait 3 tane mezarlık var. Bu mezarlıkların yarısı şuanda çimento fabrikasında işlenmiş durumda yetkililerden rica ediyoruz. Anneler gelip çocukların mezarlarını arıyor bulamıyor. Yetkililer duruma bir el atsın” diye konuştu.

    Kadınlar çocuklarının mezarını arıyor

    Kendi çocuklarının da mezarlarının kazılıp götürüldüğünü iddia eden Mevlüde Özpınar ve Nejla Özpınar, halaları ve nineleri dahil bir çok yakınlarının mezarlarını bulamadıklarını söyledi. Mevlüde Özpınar, “Mezarlarımızı kazdılar, herkesin haberi var. Buradan fabrikalara çimento malzemesi taşıyorlar, mezarları arıyoruz bulamıyoruz” ifadelerini kullandı.

    Bu duruma izin vermeyeceklerini ifade eden Mehmet Özpınar ise sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Bağımızı bahçemizi telef ettiler. Biz buna izin vermeyeceğiz. Karakol komutanımız olmasa son birkaç günde kan gövdeyi götürecekti. Bütün Türkiye’ye, meclise sesleniyorum ya bizi bir yere götürsünler ya da bunları durdursunlar.”

    “Metrelerce yukarıdan düştü 2 ay komada kaldı”

    Fahri Özpınar, çoban olan kardeşinin ocağın açtığı çukur nedeniyle metrelerce yukarıdan düştüğünü ve 2 ay komada kaldığını aktararak, “Ayağında ve kolunda platin var ve evden çıkamıyor. Bu kum ocağı devam edecekse ya bizi başka bir köye yerleştirsinler ne olursa olsun bu kum ocağına izin vermeyeceğiz. Önlem falan hiç bir şey almıyorlar. Onlara göre burası sahipsiz bir yer. 1-2 aylıkken ölen çocukların mezarlarını da arıyoruz bulamıyoruz. Herhalde çimento olmuş. Götürüp çimento yapıyorlar” dedi.

    Öte yandan, kum ocağı çalışanlarının güvenlik nedeniyle iş makinelerini bırakıp kaçtığı öğrenilirken, jandarmanın uyarısından sonra köylüler olaysız bir şekilde dağıldı.

  • Aydın’da köylülerin su isyanı

    Aydın’ın Köşk ilçesine bağlı Ilıdağ Mahallesi’nde kaynak suları ellerinden alındığını ve dağıtımda haksızlık yapıldığını ileri süren köylüler köyün su deposu önünde toplanıp eylem yaptı. Eylem sırasında muhtarlarının köyüne sahip çıkmadığını ileri süren köylüler muhtara ve su dağıtımında haksızlık yaptığını ileri süren ASKİ ekiplerine tepki gösterdiler. Yaşanan arbede ve tartışmalar, Köşk Kaymakamının araya girmesi ve ASKİ ekiplerinin 25 gün içinde sıkıntıyı çözecekleri yönünde söz vermesi üzerine sona erdi.

    Aydın’ın büyükşehir olmasının ardından su idaresinin Aydın Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi’ne (ASKİ) devredilmesinden sonra su sorunu yaşadıklarını belirten Ilıdağ Mahallesi sakinleri, önceki gün köylerine gelen kaynak suyunun tamamen kesilmesi üzerine gittikleri depoda, deponun kilidinin kırılıp köye gelen suyun önünün insan eliyle kapatıldığını gördü. Bunun üzerine depo önünde toplanan köylüler eylem başlattı. Kadını erkeği yüzlerce kişinin toplandığı depo önüne ASKİ ekiplerinin yanı sıra, Köşk Kaymakamı Serdar Kaya, Köşk Belediye Başkanı Rıfat Kadri Kılınç, Ilıdağ Mahalle Muhtarı Halil Tok ve aynı kaynaktan su alan Gündoğan Mahallesi’nin Muhtarı Şuayp Çelik geldi.

    Muhtara tepki gösterdiler

    Olay yerine gelen Ilıdağ Mahallesi Muhtarı Halil Tok, eylem yapan köylülerini ‘şov yapmakla’ suçlayınca köylülerin sert tepkisi ile karşılaştı. Köylüler muhtarlarını köyün aleyhine çalışmakla suçlayarak bağırıp çağırdılar. Yaşanan tartışmayı İlçe Kaymakamı Serdar Kaya önlemeye çalıştı. Zaman zaman hararetli tartışmaların yaşandığı Köyde, olayların büyümemesi için Kaymakamın talimatı ile Ilıdağ Mahalle Muhtarı alandan uzaklaştırdı. Güvenlik amacı ile köye jandarma ekipleri çağrıldı. Kaymakam köylülerin taleplerini ASKİ ekiplerine iletti, ASKİ ekipleri de 25 gün sonra kaynak suyun bakımı için söz verince eylem sona erdi.

    Yaklaşık 40 yıldır kullandıkları ve kendi aralarında topladıkları paralarla köylerine kazandırdıkları kaynak suyunun dağıtımında adaletsizlik yapıldığını ileri süren köylüler, su deposunun güvenliğinin de sağlanmadığını ve depodan köye gelen su borusunun birileri tarafından kasıtlı olarak tıkandığını belirttiler. Bunu yapanların köye sabotaj da yapabileceğini belirten köylüler, “Bugün bunu yapan yarın suyumuza zehir de atabilir” diyerek su deposunun anahtarının köydeki görevlilere verilmesini istediler.

    Cazibeyle akan kaynak suları olmasına rağmen gerekli bakımın yapılmaması ve adaletsiz dağıtım nedeniyle Uzundere’den elektrikle basılan sağlıksız suyu içmek ve kullanmak zorunda kaldıklarını belirten köy halkı sorunun çözümü için yetkililerden yardım isteyerek “Aydın Büyükşehir olduktan sonra kanser vaakaları arttı. Köyün yarısı kanser hastası oldu. Kaynak suyumuz varken bize sağlıksız su veriliyor” diye konuştular.

    Köylüler, yaklaşık yarım asır önce yayladan getirdikleri kaynak suyun parasının yüzde 75’inin Ilıdağ, yüzde 25’inin de Gündoğan Mahallesi tarafından karşılanarak satın alındığını, depoya gelen suyun da yüzde 25’inin yaklaşık 110 nüfusu olan Gündoğan Mahallesi’ne yüzde 75’i de yaklaşık 1900 nüfuslu Ilıdağ Mahallesi’ne verilmesi gerektiğini belirttiler.

  • Köylülerin domuz nöbeti faciayla bitti: 1 ölü, 1 yaralı

    Çanakkale’nin Çan ilçesine bağlı Uzunalan köyü ile Bilaller köyü arasındaki buğday tarlarında domuz nöbeti tutan bir kişi, kendisi gibi nöbete gelen köylülere domuz sanarak ateş etti. Olayda 1 kişi öldü, 1 kişi yaralandı.

    Edinilen bilgiye göre, Uzunalan köyünde yaşayan Mehmet Kaya, Enver Güney ve Naci Kıran, tarlalarına dadanan domuzlara karşı nöbet tutmak üzere gece köylerinden ayrılarak Bilaller köyü yakınlarındaki buğday tarlalarına gitmek istedi. Bu esnada, yine tarlasını domuzlardan korumak üzere nöbet tutan R.T., gelen sesleri domuz zannederek tüfekle ateş etti. 54 yaşındaki Mehmet Kaya olay yerinde hayatını kaybetti. Enver Güney ise yaralandı. Yaralı Güney, kaldırıldığı Çanakkale Devlet Hastanesinde ameliyatın ardından yoğun bakıma alındı. Olayda yaşamını yitiren Mehmet Kaya’nın cenazesi, Bursa Adli Tıp Kurumuna gönderildi. Kazayla komşu köylülerini vurduğu öne sürülen R.T. göz altına alındı.

  • Hakkari’de hain tuzak köylülerin haber vermesi sonucu bozuldu

    Türk Silahlı Kuvvetleri, Hakkari/Yüksekova Kamışlı köyü civarında köylülerin haber vermesi sonucunda arazide çoklu el yapımı patlayıcı (EYP) düzeneğinin tespit edildiği ve bölgeye sevk edilen SAS timi tarafından söz konusu düzeneğin etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

    Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından yapılan açıklamada, Hakkari/Yüksekova Kamışlı köyü civarında köylülerin haber vermesi sonucunda arazide çoklu EYP düzeneğinin tespit edildiği belirtilerek, bölgeye sevk edilen SAS timi tarafından söz konusu düzeneğin etkisiz hale getirildiği bildirildi. Düzeneğin muhtemel helikopter inişinde helikoptere zarar vermek maksadıyla bölücü terör örgütü mensuplarınca hazırlandığı değerlendiriliyor.

  • (Özel Haber) Niğde’deki köylülerin maden ocağı endişesi

    Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Toraman köyünde yapılacak kalsit maden ocağını istemeyen köylüler, köyün doğal güzellikleri ve su kaynaklarının kaybolması endişesi içerisindeler.

    Toraman köyünde yaşayan köylüler, köyün üzerine yapılacak kalsit maden ocağının köydeki yeşil alanları, doğada yaşayan hayvanları ve doğal su kaynaklarının yok olma tehlikesi ile karşı karşıya kalacağı için yapılacak maden ocağına karşı çıkıyor.

    Konu ile ilgili açıklamada bulunan Toraman köyü muhtarı Cafer Ünsal, maden ocağının kurulduğu zaman köydeki su kaynaklarının ve doğal yaşamın kaybolacağını söyledi.

    Muhtar Ünsal, ‘‘Köyümüzün nüfusu 80 kişi ve yazın olduğu zamanlarda nüfusumuz iki katına çıkıyor. Maden ocağı kurulduğu zaman bizim köyümüzdeki içme suyumuz tamamen gidecek. Arazilerimizi suladığımız kaynak sularımız maden ocağı kurulduğu zaman yapılan patlamalar neticesinde bunlarda yok olacak. Maden ocağındaki çalışmaların tozu köyümüze gelecek. Yollarımız yeteri kadar dar, Maden ocağının tırları da köyden geçerse köyümüz yaşanmaz hale gelecek. Yetiştirdiğimiz meyvemiz ve sebzelerimiz mahvolacak. Biz bu doğal güzelliklerimizi kaybettiğimiz zaman bizi alsınlar nereye atarsalar atsınlar. Köyümüzün suyu ve doğal havası bozulursa köyün hiçbir anlamı kalmaz bizim de burada yaşamamızın anlamı kalmaz’’ dedi.

    ‘Yapılacak maden ocağındaki patlamalar evleri yıkma riski taşıyor’’

    Muhtar olarak yetkili makamlara yazılar yazdığını söyleyen Muhtar Cafer Ünsal, ‘‘Köylüler çok büyük tepki gösteriyor. Çünkü köyümüze maden ocağı açıldığı zaman yaşama alternatifimiz yok.Köyümüzde yetişmiş olan badem ağaçlarımız , ormanlarımız, dağdaki yabani hayvanlarımızda maden ocağı yapıldığı zaman yok olacaklar.Maden ocağı kurulduğu zaman yapılan dinamitli patlamalar sonucunda kayaların köy üzerine düşme riski de var. Karşı tarafımızdaki köydeki maden ocağında yapılan patlamadan bile köyümüz etkilenirken, buraya yapılacak maden ocağındaki patlamalar sonucunda evlerimizin yıkılma riski ile de karşı karşıya kalma ihtimalide var’’ diye konuştu.

    Yapılacak maden ocağının köyün doğal güzelliklerini bozacağını dile getiren köylülerden Mehmet Yenel, ‘‘Köyümüze maden ocağı inşa edildiği zaman bizim köyümüzdeki bütün doğallığımız kaybolacak. Maden ocağı inşaatının başlayacağı yer ile köyümüze gelen suyun kaynağı aynı yerde. Maden ocağı kurulduğu zaman suyumuz tahrip olacak. Rüzgar estiği zaman kurulacak maden ocağındaki tozların tamamı köyümüze gelecek.’’ dedi.

    ‘Maden ocağının yapılacağı yer arkeolojik olarak incelenmesi gerekiyor’

    Endemik türdeki hayvanların yaşadığı ve maden ocağını kurulacak yerin arkeolojik anlamda incelenmesi gerektiğine vurgu yapan köy sakinlerinden Ruhi Deniz Yalçın, ‘‘Buralar bizim için hafta sonları ve yaz aylarında şehrin stresli ortamından kaçıp gelebildiğimiz yer. Köyümüze yapılacak maden ocağı kırım tesisiymiş. Ocağın yapılacağı bölge köyün içe suyunun ana kaynağı. Burada yapılacak maden ocağındaki patlamaların etkisi ile su kaynaklarının kılcallarında oynamalar olacak ve bunun sonucunda köy susuz kalacak. Su kaybolduğu zamanda köyün başka su ihtiyacını giderebileceği bir kaynak yok. Köyümüzdeki dağlarda yaşayan endemik tür hayvanlar var. Bu maden çalışmaları doğanın habitatını bozacak ve dağdaki hayvanlar yok olacaklar.

    Maden ocağının yapılacağı yer arkeolojik anlamda incelenmesi gereken bir yer. Çok fazla tarihi kalıntılar var. Bütün bunları bir araya getirdiğinizde maden ocağının hem köylülere hem doğaya ve herkese zararı olacaktır’’ diye konuştu.