Etiket: Köye

  • Bursa’da Her Köye Müze Geliyor…

    Bursa Büyükşehir Belediyesi her köye müze projesini hayata geçirdi. Bursa Kent Müzesi Koordinatörü Ahmet Erdönmez, her köye bir müze kazandıracaklarını ifade ederken, Osmanlı Köyü Cumalıkızık’taki müzenin ayda 12 bin ziyaretçiye ulaştığını söyledi. Aksu Köyü’ne müze kurmaya hazırlanan Büyükşehir Belediyesi, vatandaşlardan bu konuda talep ve destek bekliyor.

    Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kırsal mirasın ayağa kaldırılması yönündeki çalışmalar Tarihi Kentler Birliği’ne üye belediyelere örnek gösteriliyor. YAPEX fuarı kapsamında düzenlenen ‘Kırsal Yaşam Kırsal Miras’ konulu panelde konuşan Bursa Kent Müzesi Koordinatörü Ahmet Erdönmez, Kültür ve Turizm Daire Başkanı Aziz Elbas ile Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü Saffet Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi’nin kırsal mirası ayağa kaldırma yönündeki çalışmalarını örneklerle anlattı.

    KÖYLERE SAHİP ÇIKMA BİLİNCİ ARTTI

    ‘Kırsal Yaşam Kırsal Miras’ Konusunda Bursa Örneği’ konulu panelde ilk sözü alan Bursa Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Turizm Daire Başkanı Aziz Elbas, 2009 yılında kurulan Bursa Araştırmaları Merkezi bünyesinde hayata geçirilen köylerdeki saha çalışmaları hakkında bilgiler verdi. Sözlü tarih çalışmalarından köylerde var olan tarihi değerlerin envanterinin hazırlanmasına kadar geniş bir alanda çalışmaların yürütüldüğünü dile getiren Elbas, sivil mimari açısından önemli bir değer olan köy evlerinin yüzde 80’nin tescil haricinde olduğunu belirterek, tüm varlıkları kayıt altına aldıklarını söyledi. Köylerin yemek kültüründen çocuk oyunlarına, geleneksel mimariden cami, köy konağı, değirmen, demirci dükkanlarının ayağa kaldırılmasına kadar her ayrıntı üzerinde titizlikle durduklarını ifade eden Elbas, “Bu çalışmalarla iki önemli sonuca ulaştık. Birincisi, köylülerde de köylerine sahip çıkma bilinci arttı. İkincisi de onların farklılıklarının farkına varmaları sağladık” dedi.

    HER KÖYE MÜZE KURACAĞIZ

    Bursa Kent Müzesi Koordinatörü Ahmet Erdönmez ise bir taraftan kent merkezindeki müzelere yenilerinin eklenmesi yolundaki çalışmalar devam ederken, şimdi de köylerden gelen yoğun talep üzerine köylere de köy müzesi kazandırma çalışmalarına ağırlık verdiklerini belirtti. 1925 yılında Adliye binası olarak yapılan tarihi yapının Kent Müzesi’ne dönüştürülmesi ile başlayan müzecilik faaliyetlerinin Karagöz Müzesi, Tekstil Sanayi Müzesi, Enerji Müzesi, Göç Tarihi Müzesi ve Bilim Müzesi ile devam ettiğini belirten Erdönmez, “Sırada Osmanlı Tarihi Müzesi, Tarım Müzesi, Vakıf Eserleri Müzesi, Bıçakçılık Müzesi, Kaplıca Kültürü Müzesi ve okul müzeleri var. Biz bu çalışmaları sündürürken önemli tarihi birikime sahip köylerimizden de müze kurulması talepleri geldi. Tarihi Osmanlı köyü olan Cumalıkızık’a bir müze kazandırdık. Bu müzemizi aylık ortalama 12 bin kişinin ziyaret ettiğini gördük. Bu, önemli bir rakam. Yine İpek Yolu üzerinde yer alan Aksu Köyü’ne de müze kazandırılması yönünde çalışmalarımız devam ediyor. Köylülerimizin getirdiği malzemelerle donatılan müzelerimiz öyle açılıp, bırakılmayacak. Koleksiyon düzenlenmesinden, sergileme ve yapılacak etkinlikler bakımından Bursa Kent Müzesi ile destekli bir çalışma yapılacak” diye konuştu.

    2 AYDA 4 MİLYON KİŞİ TIKLADI

    Büyükşehir Belediyesi Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürü Saffet Yılmaz da sunumunda, tarihi eserleri gün yüzüne çıkarmak kadar önemli bir unsurun da tanıtım olduğunu söyledi. Bu nedenle ortaya çıkarılan değerlerin anlatılması ve tanıtılması için önemli bir çalışma içine girdiklerini dile getiren Yılmaz, Bursa’daki 11’i günlük 35 gazete, 30 kadar dergi, 6 yerel televizyon ve yüksek ziyaretçi sayısına ulaşan haber portallarında tarihi miras konusunda çok sayıda haber yayınlandığını kaydetti. 2011-2015 yılları arasında Büyükşehir Belediyesi ile ilgili yayınlanan haber sayıları incelediğinde tarihi miras haberlerinin toplam içinde yüzde 45-50 bandından hiç düşmediğini ifade eden Yılmaz, “Bu da gösteriyor ki bu alanda yapılan çalışmalar toplumun tüm kesimlerinin dikkatini çekiyor. Bunun yanında “Bursa’da her yer plato” sloganıyla kırsal alanda çekilen sinema filmlerine destek veriyoruz. Sosyal medyayı da aktif olarak kullanıyoruz. Bursa’nın tanıtımı için hazırladığımız “Elimde Sazım Bursa’da Gözüm” adlı video klip çalışmamız, sosyal medyaya konulduğunda 2 ay içinde 4 milyon kişiye ulaştı. Sosyal medyanın en iyi şekilde kullanılması yönündeki çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

    ÇEKÜL Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, Tarihi Kentler Birliği Başkanı ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, panelin sonunda Bursa’da hayata geçirilen çalışmalar nedeniyle Bursa Büyükşehir Belediyesi ekibini tebrik etti.

  • Rektör Köye Tiyatro Götürdü

    Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Rektörü Prof. Dr. İlker Çarıkçı’nın öncülüğünde Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü tarafından hazırlanan ’Tasvir-i Temaşa’ adlı orta oyunu Isparta’nın merkez köylerinde sahneleniyor.

    ’Üniversiteyi Halkla Buluşturma Projesi’ kapsamında ’Tasvir-i Temaşa’ adlı orta oyunu SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü tarafından köylerde sahneleniyor. Oyunda ’Kavuklu ve Pişekar’ın komik hikayesi anlatılıyor. Farklı kültürlere sahip insanların bir araya gelişini mizahi bir yaklaşımla seyircisine aktaran oyun, son olarak Gelincik köyünde sahnelendi. Köy kahvehanesinde sahnelenen oyunu Rektör Prof. Dr. İlker Çarıkçı da izledi.

    SDÜ Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Öğretim Üyesi Nil Ünlü Aycıl, “Rektör hocanın köylere tiyatro götürülmesi önerisi üzerine kendi mirasımıza, kültürümüze sahip çıkmak adına da geleneksel Türk tiyatrosunun türlerinden orta oyununu sahnelemeye karar verdik. Öğrencilerimiz, hocalarımız buna sıcak baktı. Tasvir-i Temaşa oyununu bir buçuk ay çalıştık” dedi.

    Köy halkının birçoğunun hayatlarında canlı performans izlemediklerini belirten Aycıl, “Köy kahvehanelerinde oynamak zorunda kalıyoruz. Köyde kadınlar kahvehanelere girmek istemiyor. Ama biz davulla çıkıyor, oyunumuzu ilan ediyoruz. Kapı kapı çalarak onları davet ediyoruz. Hiç tereddüt etmeden geliyorlar. Köyün yaşlı kadınları gelince gençleri de geliyor. Oyunu izledikten sonra da teşekkür ediyorlar. Biz de çok mutlu oluyoruz. Oyunu halkımız beğeniyor. Şu ana kadar 7 köyde sahneledik. Gösteriler 25 Kasım’da bitiyor. İkinci turnemizi de uzak köylere yapacağız. O da 25 Mayıs tarihinde başlayacak” diye konuştu.

    Gelincik Köyü Muhtarı Erkan Sezgin ise, projeden ötürü üniversite yönetimine teşekkür ederek, böyle projelerin sürekli yapılmasını istediklerini söyledi.

    Rektör İlker Çarıkçı da, “Güzel Sanatlar Fakültesi’ndeki arkadaşlarımızla ortak fikrimiz. Onlar her yıl oyun sergiliyorlar. Bu yıl acaba Isparta’nın farklı noktalarına gidebilir miyiz diye düşündük? Onlar da bu turneyi yapmaya başladılar. Bugün Gelincik köyüne misafir olduk. Öğrencilerimiz için de eğlenceli ve önemli bir aktivite. Köylerde de aldığımız tepkiler olumlu. İkinci dönemde de turne devam edecek. Bahar döneminde tüm ilçelerde Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri konser verecek, onun planlaması yapılıyor. Aynı zamanda MYO ve fakülteler arası bir futbol turnuvası düzenlenecek. Buradaki amacımız MYO öğrencilerimizin gelip takımlarını desteklemesini sağlamak” dedi.

  • Köye Düşen Göktaşı Köylüleri Zengin Etti

    Bingöl’ün Sarıçiçek köyüne düşen Göktaşı parçacıkları, köylüleri zengin etti. Her gün ‘bedeli yüksek’ dedikleri taşları toplayan köylüler, gramı 15 ila 60 dolar arasında değişen rakamlarla, Amerikan, Rus ve Alman bilim adamlarına sattıklarını söyledi.

    Bingöl’ün merkez Sarıçiçek köyüne 2 Eylül tarihinde düşen göktaşı parçaları, köylüleri zengin etti. İstanbul Üniversitesi’nden bir akademisyenin sözleriyle harekete geçen köylüler, göktaşı parçalarını arayarak, Amerikan, Rus ve Alman bilim adamlarına gramını 15 ile 60 dolar arasında sattıklarını söyledi. Köylüler, şu ana kadar buldukları en büyük göktaşının 1 kilogram 470 gram ağırlığında olduğunu da belirtti.

    “BÜTÜN BORÇLARIMI SIFIRLADIM”

    Sattığı taşlardan 60 bin TL kazandığını ve bu parayla bütün borçlarını sıfırladığını söyleyen köylülerden Metin Ergün, “2 Eylül’de Göktaşı yağmuru oldu burada. NASA yetkilileri geldi buraya ve beraber 5 gün boyunca gezdik. Topladığımız taşları satın almak için birer hafta arayla iki grup geldi. Birinci grup tahminimize göre mafyaydı ve adamlar gayet güzel paraya satın aldılar. İkinci grup ise Moskova Üniversitesi’nden gelmişti, biri makine mühendisiydi, diğeri ise film yapımcısı olduğunu söylüyordu. Onlar taşları ucuza almak isteyince onlara satmadık ama köydekilerin bazıları onlara çok ucuza sattılar. Amerika’dan da üç gün önce geldiler ve köylüden taşın gramını bayağı bir paraya aldılar yani gramını 60 dolara aldılar. Ben kendim şahsen toplamda üç tane taşımı sattım. Üçtaşım toplamda 300 gramdı. 300 gram taşımı biraz gülünç olacak ama 60 bin TL’ye sattım. Aldığım 60 bin TL ile ne kadar kredi borcum, kredi kartlarım varsa hepsinin borcunu kapattım. Çevre illerden insanları kamyon kasasında getirip bu alana indiriyorlar ve göktaşı arıyorlar” dedi.

    “BU TAŞ GERÇEKTEN ÇOK DEĞERLİ”

    Köylerine düşen göktaşlarının gerçekten çok değerli olduğunu belirten köylülerden Nezir Ergün ise, “NASA ve İstanbul Üniversitesi ile görüştüğümüzde bu taşın çok değerli olduğunu söylediler. Sonradan Ruslar gelince ve taşlar paraya dönüşünce bütün köylüler dağa, taşa, ovaya yıkıldı. Bu taş gerçekten de çok değerli bir taştır. Bu taşın gramajını Ruslar ilk etapta 30-35, hatta 42 dolara kadar çıkarttılar. Daha sonrasında Amerika’dan gelenler, bayağı bir taş aldılar ve gramına 50 dolar ödediler. Ben de bu taştan gereken payımı aldım. Bütün borçlarımı ödedim. Ben buradan Türk yetkililerine seslenmek istiyorum. Bu taşlarımız çok değerli, bu taşlar yurt dışına gitmesin. Bizim üniversitelerimiz var, bilim adamlarımız var ve gelip bu taşları satın alsınlar” diye konuştu.