Etiket: Korkutuyor

  • Köy yolunda oluşan derin ve uzun yarıklar korkutuyor

    Köy yolunda oluşan derin ve uzun yarıklar korkutuyor

    Bilecik’te köy yolunda oluşan derin ve uzun yarıklar sürücüleri korkuturken, bu yarıklara daha önce yama yapıldığı belirtildi.

    Bilecik merkeze 6 kilometre uzaklıkta bulunan Çakırpınar köyüne giden yol üzerinde oluşan derin yarıklar yolun ayrılması durumuna getirdi. Daha önceden bu yol üzerinde oluşan yarıklar, İl Özel İdare tarafından yamalanırken, bu yamaların eskiden daha büyük ve daha uzun şekilde bir kez daha yarıldığı görüldü. Bu yol üzerinden Pelitözü Gölpark’a gidilirken, günde yüzlerce araç yolu kullanıyor. Sürücüler bu yarılar nedeniyle yolun ayrılmasından korkarken, yetkililerden yama değil kesin bir çözüm bulmasını istedi.

  • Hatay’da PTT şubesi önündeki kuyruklar korkutuyor

    Hatay’da PTT şubesi önündeki kuyruklar korkutuyor

    Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde sabah saatlerinden itibaren PTT şubesi önünde oluşan kuyruklar korkutuyor.

    Kırıkhan ilçesinde 3 binin üzerinde korona virüs vakasının çıkmasının ardından PTT şubeleri önünde kuyruk oluşturan vatandaşlar paniğe neden oluyor. Sabahın erken saatlerinden PTT şubesi önünde nakdi yardım ve yaşlılık aylığı almaya gelen vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu.

    Korona virüs tedbirlerini hiçe sayarak işlemlerini yaptırmak için gelen vatandaşların birçoğunun 65 yaş üstü vatandaşlardan oluşması adeta korona virüse davetiye çıkartıyor.

  • Gölcük Depreminin merkez üssündeki yamuk binalar korkutuyor

    Gölcük Depreminin merkez üssündeki yamuk binalar korkutuyor

    Gölcük Depreminde binlerce insanın göçük altında kaldığı Kocaeli’de, görünümü ile İtalya’daki Pisa Kulesini andıran onlarca yamuk bina hem vatandaşları hem de uzmanları korkutuyor.

    Merkez üssü Kocaeli’nin Gölcük ilçesi olan 17 Ağustos 1999’da saat 03.02’de meydana gelen ve yaklaşık 45 saniye süren 7.4 büyüklüğündeki deprem ve çeşitli nedenlerle yan yatan binalarda yaşayan aileler, zemindeki eğriliklere aldırmadan yaşamlarını sürdürüyor. Evlerde bardağa koyulan sular, tabağa koyulan yemekler ve zemine yerleştirilen dairesel cisimler eğime doğru hareket ediyor. Şehir merkezinde birbirine yaslanmış şekilde duran 20 civarında yamuk bina hem uzmanları hem de vatandaşları tedirgin ediyor. Binalarda yaşayan bazı vatandaşlar evlerinin hasarlı olmadığını savunurken bazıları ise endişeli bir şekilde yaşadıklarını söylüyor. Kocaeli’nin yamuk binaları İtalya’da bulunan Pisa Kulesini andırıyor.

    “17 Ağustos Depreminde çok canlar yandı, bizim de canımız yansın istemiyoruz”

    Yüzde 5 yamuk olduğu tescil edilen İzmit ilçesindeki binada yaşayan Emre Nişancı isimli vatandaş, evlerinde endişeli bir şekilde yaşadıklarını ifade ederek, “Bu binanın yamukluğu yüzde 5 olarak belediye tarafından tescil edildi. 17 Ağustos Depreminde çok canlar yandı, bizim de canımız yansın istemiyoruz. Devletten, valilikten, bununla ilgilenecek makamda kim varsa yardım istiyoruz. Bina yıkıldığı zaman 4 kat burada oturacak, 3 kat burada oturacak tarzında yerde istemiyoruz. Sadece bize yardım etmelerini bekliyoruz. Endişe duymak istemiyoruz. Sadece evimizde oturmak istiyoruz. Biz endişeliyiz. İnsanlar sıfır binada otururken tereddüt halinde. Bizim binamız yüzde 5 yamuk. Ben bunu şuna benzetiyorum. Arabanızın freni yok. Arabayla yola çıkmışsınız. Bir deprem olsa hepimiz gideceğiz. Burada yaşamak için mecburiyetimiz var. Çünkü maddi durumumuz buna el veriyor. Yaşıyoruz ama endişeli bir şekilde” dedi.

    “Zeminden kaynaklı olarak eğilmeler meydana gelebiliyor”

    Yamuk binaların yapısal olarak sağlam olsa bile zeminin sağlam olmamasından dolayı depremde büyük hasar görebileceğini ifade eden Kocaeli İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Kahraman Bulut, “Biz sürekli olarak kamuoyunu ayakta tutarak bu binaların yenilenmesi konusunda kamuyu harekete geçirmeye çalışıyoruz. Bu binaların yenilenmesi konusunda çaba sarf ediyoruz. Bulunduğumuz bölge Kocaeli Büyükşehir Belediyemizin mastır planın da var. Zemin olarak depreme en dayanıksız bölge. Bu binalarda yapısal olarak olmasa da zeminden kaynaklı olarak eğilmeler meydana gelebiliyor. Bunu da bir insana benzetirsek, bir insan bir tarafa yatık sağlıklı duramazsa yapılarımız da bir tarafa eğilmiş bir şekilde sağlıklı ayakta kalamaz. Bu binaların da yenilenmesi lazım. Bunlar da depreme dayanıksız binalar diyebiliriz. Maalesef sosyal algı problemimiz de var. İnsanlarımızın birçoğu kendi binalarının sağlam olduğunu düşünüyor. Bu süreçte bu tarz binalarda oturan inşalara yaptığımız müdahalelerde, ‘Babam binamızı çok sağlam yaptı’ gibi söylemlerle karşı karşıyayız. 21 yıl içerisinde yıkıcı bir deprem meydana gelmediği için biz bu binaların deprem karşısında nasıl bir performans saplayacağını görmedik. İnşallah da görmeyiz. Ama insanlarımızın da bu bakış açısını gözden geçirmesi gerekiyor” diye konuştu.

  • İnegöl’de arı ölümleri korkutuyor

    İnegöl’de arı ölümleri korkutuyor

    Bursa’nın İnegöl ilçesin de arı üretimi yapan üreticiler diken üstünde. Son zamanlarda yaşanan arı ölümleri hızla devam ederken, şu ana kadar milyonlarca arının telef olduğu öğrenildi. Bursa Arıcılar Birliği İnegöl Temsilcisi Zeynullah Soylu, son yılların en çok ölümleriyle karşı karşıya olduklarını belirterek zamansız bir şekilde atılan ilaçlarda dolayı ölümlerin yaşandığı söyledi.

    İnegöl genelinde son günlerde yaşanan arı ölümleri hızla yayılarak devam ediyor. İnegöl’de yaklaşık 150 arı üretici hemen hemen aynı ’arı’ ölümlerle karşı karşıya kaldı. Konuyla ilgili açıklama yapan Bursa Arıcılar Birliği İnegöl Temsilcisi Zeynullah Soylu, şunları söyledi:

    “2 yıldan bu yana en kötü sezonunu yaşıyoruz. Özellikler zirai ilaçlarından dolayı arı ölümleri bizleri çok üzüyor. Bizler çiftçilerimizle iç içe olmak durumdayız. Çünkü çiftçi olmasa arıcı olmaz, arıcı olmasa çiftçi olmaz en yakın dostlarımız çiftçilerimizdir. Çiftçilerimizden özellikle ilaçlanma zamanlarında biraz daha duyarlı davranlamalarını istiyoruz. Biraz geç saatlerde ve ruhsatlı ilaçların dışında korsan ilaçlarının kullanılmamasını istiyoruz. Böyle çalışmalar olursa arıcılık daha iyi yerlere gider. Ama böyle giderse aracılık artık yok olacak. Bölgesel olarak Türkiye genelinde olduğu gibi İnegöl’e baktığımızda arı ölümleri daha fazla görülüyor. Özellikle Ortaköy Deydinler, Kulaca, Şiphalı başta olmak üzere İnegöl’de arıcılık yapan 150 kişiye yakın kişi bu durumdan mağdur. Özellikle 50 arı üreticisi daha çok mağdur. Neredeyse İnegöl geneline baktığımızda yüzde 40 oranında arı ölerek telef olmuş durumda. Tek istediğimiz çiftçilerimiz ilaçlama yaptıklarında bizlerle istişare yapmaları, bizle birlikte hareket ederlerse herkes kazançlı çıkacak.”

  • Evlerdeki çatlaklar korkutuyor

    Muş’un Bulanık ilçesine bağlı Aşağıbüklü köyündeki evlerde meydana gelen çatlaklardan dolayı vatandaşlar büyük korku yaşıyor.

    Bulanık ilçesine bağlı Aşağıbüklü köyünde yaşayan köylüler, toprak kayması yaşandığını iddia ederek, çatlak oluşan evlerde her an çökme meydana gelebileceğini söyledi. 4 çocuk annesi olduğunu ifade eden köylülerden Derya Kızılkaya, “4 çocuğum var. Fakir fukara biriyim. Gece korkudan evde yatamıyorum, komşularımda kalıyorum. Bir evim vardı onda da kayma oldu” dedi.

    Köy sakinlerinden Mehmet Altun da tüm köyde toprak kayması olduğunu iddia ederek, “Toprak kayması var, bütün köy kayıyor. 2016 yılında evi yaptım, yine de temel oturuyor. Artık köyde duracak kimse yok. Bütün insanlar göç etti. Birkaç aile köyde kaldık” ifadelerini kullandı.

    “İnsanlar artık burada yaşamaktan korkuyor”

    Köyde ikamet eden Yılmaz Kızılkaya, 1966 yılında meydana gelen Varto depreminin ardından köyün başka bir noktaya kurulduğunu hatırlatarak, “Köyümüz 1966 Varto depreminden dolayı nasibini almıştı. Köyümüz önce aşağı taraftaydı. Daha sonra 1977’de şu anda ikamet ettiğimiz alana kuruldu. Her gün toprak kayması ve sarsıntılardan nasibimizi alıyoruz. İnsanlar ne kadar yeni yapı yapsa bile yapıların çatladığını fark ediyor ve artık burada yaşamak istemediklerini belirtiyor. Köy genelinde bütün evler bu durumda. İnsanlar artık burada yaşamaktan korkuyor. Devletin buna duyarlı kalmasını istiyoruz. Bu toprak kayması gün geçtikçe artıyor ve yıldan yıla fazlalaşıyor. Bu da burada yaşayan insanları psikolojik olarak etkiliyor. Çocuklar sabah kalktığında ‘baba burada da bir şey olmuş, burada da bir yarık var’ diyor. Bizim sonumuz ne olacak? İnsanlar tedirgin. Çocukların psikolojik olarak da sorunları başlıyor. Korkuyorlar” diye konuştu.

    “Bütün köyün her tarafında çökme oluyor”

    Aşağıbüklü Köyü Muhtarı Mustafa İstekli de 1966 depreminde köyde heyelan olduğunu belirterek, “1977’de köyümüz bu tepeye çıktı. Devlet burada konut yaptı. O zaman 50 haneden fazlaydı. Şu anda köyde 20 hane bulunuyor. Bütün köyün her tarafında çökme oluyor. Evler hep çatlak, oturulmaz hale gelmiş. Devletten başka yerde yerleşim imkanı ya da taşınma istiyoruz. Köyümüzde su sorunu da var” şeklinde konuştu.

    “Fen ve sanat kurallarına uyulmamasından kaynaklıdır”

    Köyde inceleme başlatan İl Afet ve Acil Durum (AFAD) Müdürlüğünden yapılan açıklamada ise, “Muş’un Bulanık ilçesine bağlı Aşağıbüklü köyünde inşaat ve jeoloji mühendislerimiz tarafından gerekli inceleme yapılmıştır. Yapılan inceleme neticesinde yapılarda fen ve sanat kurallarına uyulmadığı tespit edilmiş olup, bu kapsamda binalarda çatlaklıklar meydana gelmiştir. Yapıların zarar görmesi, toprak kayması ile alakalı olmayıp, tamamıyla fen ve sanat kurallarına uyulmamasından kaynaklıdır” denildi.