Etiket: Korkusu

  • Almanya’yı Erdoğan korkusu sardı

    G-20 Zirvesi için 7-8 Temmuz’da Almanya’ya gidecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Türk halkıyla buluşmak için düzenlenecek etkinlik kapsamında başvurulan salonlardan olumsuz yanıt geldiği iddia edildi.

    Alman basınında yer alan haberlere göre, 7-8 Temmuz tarihlerinde Hamburg’da yapılacak olan G-20 Zirvesi’ne katılacak olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Almanya’da Türk vatandaşlarla buluşmak istedi. Bu nedenle zirve sonrası 9 Temmuz’da bir etkinlik gerçekleştirilmek üzere başvuru yapıldı. Almanya’nın KRV eyaletinde yapılması planlanan etkinlik için Düsseldorf ISS Dome adlı salon toplantı başvurusunu geri çevirdi. ISS Dome Sözcüsü Julia Kaballo, her sene yaz döneminde tadilat ve bakım yapıldığından başvuruya olumsuz yanıt verildiğini belirtti. Kendilerine bu konu ile ilgili başvuruyu kimlerin yaptığıyla ilgili bilgi vermedi.

    Oberhausen kentindeki König-Pilsner-Arena için yapılan başvuruda sonuçsuz kaldı. Dortmund Westfalenhalle Salonu’nda aynı tarihte yapılacak başka bir etkinlik için o gün hazırlık çalışmaları yapılacağı belirtildi. Salon başvurusunu Ankara merkezli bir firmanın yaptığı iddia edildi.

    10 – 14 bin kapasiteli

    KRV eyalatinin bu üç en büyük salonların ortalama 10 ile 14 bin izleyici kapasitesi bulunuyor. Oberhausen kentindeki König-Pilsner-Arena’da Başbakan Binali Yıldırım, Türklere seslenmiş, Düsseldorf ISS Dome’de de ünlü pop sanatçısı Tarkan konser vermişti.

    Henüz başvuru yapılmadı

    Alman basınına göre, Almanya Dışişleri yetkilileri yapılması öngörülen etkinlik konusunda Türk tarafından henüz bir başvuru yapılmadığını belirtti. Ankara’dan ise bu konuyla ilgili de henüz bir açıklama yapılmadı. Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) ise kendilerine bu konuda böyle bir bilginin ulaşmadığını ifade ettiler.

    Kriz çıkmıştı

    Nisan ayındaki Anayasa Referandumu öncesinde, Türk Milletvekillerinin Almanya’da Türklerle buluşma talebi, Ankara ve Berlin arasında ciddi bir krize neden olmuştu. Bu olayın ardından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’da Almanya’nın kararını Nazi dönemi uygulamalarına benzetmişti.

  • Kene korkusu yeniden başladı

    Doğu Anadolu Bölgesinde havaların ısınması ile birlikte kene korkusu yeniden baş gösterdi. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı şüphesiyle Erzurum’da 10’a yakın vatandaş hastanelere müracaat etti.

    Erzurum’da Haziran ayıyla birlikte son günlerde Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı şüphesiyle hastanelere müracaatta artış yaşanmaya başladı. Erzurum’un ilçelerinden Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesine Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı şüphesiyle 10’a yakın hasta ambulanslarla getirilerek tedavi altına alındı.

    “Kırım Kongo Kanamalı Ateşine karşı uyarı”

    Erzurum Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mahmut Uçar, hava sıcaklarının artmasıyla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığına karşı vatandaşları uyardı.

    Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığının mikrobun alınmasından sonraki günler içerisinde ortaya çıktığını kaydeden Halk Sağlığı Müdürü Uçar, şöyle konuştu:

    “Keneler mayıs ayıyla beraber yeniden canlanmaktadır. İlkbahar ve yaz aylarında, pikniği sıkça tercih eden vatandaşlarımız piknik alanlarına gittiklerinde zeminle direk temas etmemelidirler. Oturacakları yere en azından bir örtü sermeliler. Kenelerden insanlara geçen Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı, sadece çiftçilikle uğraşanlar için değil, pikniğe giden vatandaşlar için de tehlike oluşturmaktadır. Hasta insanların veya enfekte hayvanların kan, idrar ve diğer vücut sıvılarına korunmasız temas sonucunda hastalığın belirtileri 5-6 günde, en fazla 13 gün içerisinde ortaya çıkabilmektedir. Hastalık ateş, halsizlik, üşüme, titreme, baş ağrısı, yaygın kas ağrıları, yüzde ve gözlerde kızarıklık, bulantı-kusma ve ishal şikayetleri ile ortaya çıkar. Hangi kenenin mikrop taşıdığı bilinemediğinden tüm keneler hastalık yapabilir. Bunun için bildiğimiz sakırga, kuru budak, mal kenesi gibi isim verilen keneler dahil tüm kenelere karşı dikkatli olunmalıdır. Keneler özellikle bahar ve yaz aylarında tarlada, bağ ve bahçede çalışırken gelir. Vücudunuza tutunurken o bölgede ağrı veya kaşıntıya yol açmaz, dolayısıyla tutunduğu fark edilemeyebilir. O nedenle eve dönüşte çocuklarımızda ve kendi vücudumuzda gözle kene kontrolü yapmak çok önemlidir. Etkinliği kanıtlanmış aşısı ve virüse özel tedavisi bulunmamakla birlikte erken teşhis konulduğunda uygulanacak destek tedavi ile kişinin iyileşme ihtimali artar.” dedi.

    İnsan vücuduna kene yapışması durumunda neler yapılması gerektiğini anlatan Erzurum Halk Sağlığı Müdürü Dr. Mahmut Uçar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Vücuda kene tutunması halinde çıplak elle dokunulmadan bir kene kartı, eldiven, kağıt mendil, bez, naylon poşet veya yaprak ile vakit geçirilmeden, kene ezilmeden, patlatılmadan hemen çıkarılmalı ve çıkarılan yer tentürdiyot ile temizlenmelidir. Kene çıkarılırken kenenin başı deri içinde kalsa bile hastalık açısından bilinen bir risk oluşturmamaktadır. Kene çıkarılamıyorsa hemen en yakın sağlık kuruluşuna giderek çıkarılması sağlanmalıdır. Vücuda tutunan kene ne kadar erken çıkarılırsa hastalığa yakalanma riski de o kadar az olur”

  • Kutay Gözgör, “Piyasaları “Trump” korkusu sardı”

    Geçtiğimiz yılın Kasım ayında piyasaların beklemediği bir şekilde Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Başkanı olan Donald Trump yeniden gündemdeki yerini aldı. Nişantaşı Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Bölümü Öğretim Görevlisi Kutay Gözgör, Trump’ın ekonomiye yönelik söylediği vaatleri yerine getiremeyeceği endişesi piyasaları olumsuz etkilediğini söyledi. Gözgör, Trump’ın aynı zamanda yeni bir politik risk süreciyle karşı karşıya olduğunu ve başta gram altın olmak üzere güvenli varlıkların ön plana çıkabileceğini ekledi.

    Kutay Gözgör değerlendirmelerine şu şekilde devam etti; “Geçtiğimiz yılın Kasım ayında piyasaların beklemediği bir şekilde Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) başkanı olan Donald Trump yeniden gündemdeki yerini aldı. Başta ekonomi olmak üzere birçok alanda önemli vaatler veren Trump, siyasi riskler ile karşı karşıya kaldı. Trump’ın Rusya’yla ilgili önemli bağlantılarının yer aldığı soruşturmanın derinleşmesi ve FBI başkanı James Comey’i görevden almasının yankıları devam ediyor.”

    ABD borsalarında satış hızlandı

    “Trump’ın başta ticaret anlaşmaları ve göçmenlik yasasıyla ilgili söylediği vaatler yargıçlar tarafından anayasaya aykırı olması nedeniyle iptal edilmişti” diyerek hatırlatmada bulunan Gözgör, “Yeni bir politik risk ile karşı karşıya kalan Trump’ın ekonomiye yönelik söylediği vaatlerinde yerine getireceğine artık soru işaretleriyle bakılmaya başlandı. Trump’ın, ABD ekonomisini desteklemek için uygulayacağı mali politikalarının detaylarının henüz daha netleşmemesi ve vergi indirimine yönelik söylemlerinin belirsizliği piyasaları endişelendiriyor. Trump’ın görevden alınma ihtimallerinin bile piyasalarda konuşulmaya başlaması başta hisseler olmak üzere riskli varlıklardan kaçışı gündeme getirdi. Piyasalarda endişelerin ne boyutta olduğunu gösteren ve korku endeksi olan bilenen VİX endeksi hızlı bir yükselişle 16 seviyelerine yaklaştı. Bu gelişmelerin etkisiyle dolar endeksi 2016 yılının kasım ayından bu yana en düşük seviyesi olan 97,30 yakınlarına geriledi. ABD borsalarında ise kayıplar dün yüzde 2 seviyesine yaklaşırken, piyasanın riskli olarak algıladığı gelişmekte olan ülke para birimlerinde de satışlar dikkat çekti. Riskli varlıklarda satış sürecinin devam etmesi halinde BİST 100 endeksi de 94500 – 94000 bölgesini test edebilir. ABD 10 yıllık tahvil faiz oranlarında yeniden yüzde 2,20 seviyelerine geriledi” diye konuştu.

    FED’in politikalarını etkileyebilir

    Gözgör son olarak da, “Trump önderliğinde ABD’de yeni bir politik risk sürecinin fiyatlamaya başlaması halinde piyasalarda güvenli varlık olarak adlandırabileceğimiz ürünlerin ön plana çıkmasına neden olabilir. Bu ürünlerin başında altın geliyor. Altın fiyatları ons bazında dün yüzde 2’ye yakın yükseliş yaşadı. Gram altın fiyatları da hızlı yükselişle 140 seviyelerinden 145 bölgesine ulaştı. ABD’de ki politik risk sürecinin derinleşmesi piyasalarda dengeleri değiştirecek nitelikte olabilir. Aynı zamanda bu gelişmeler Amerika Merkez Bankasının (FED) Haziran ayında faiz yükseltme ihtimalinin azalmasına neden olabilir. Tüm bu gelişmelerin güvenli varlıklara olumlu yansımasını bekleyebiliriz. Bu yüzden başta gram altın olmak üzere tahvil, Japon Yeni gibi ürünler ön plana çıkabilir” diyerek sözlerini sonlandırdı.

  • Selendi’de deprem korkusu devam ediyor

    Manisa’nın Selendi ilçesinde dün saat 14.09 sıralarında meydana gelen 4,9 büyüklüğündeki deprem sonrası evlerinde hasar oluşan vatandaşlar geceyi yağmurlu ve soğuk havaya rağmen AFAD tarafından kurulan çadırlarda geçirdi. Artçı depremlerin yaşandığı Çamköy, Gölbaşı, Zıraman, Dumanlar ve Karakozan Mahallerinde ise korku devam ediyor.

    Depremin ardından bazı mahallelerde AFAD ekipleri çadır kurmaya devam ederken, Selendi Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma Vakfı da vatandaşlara yiyecek yardımında bulunuyor. Özellikle depremin merkez üssü olan Gölbaşı ve Çamköy Mahallelerindeki halk sokaklarda beklerken geceyi de yağmur altında soğuk havada dışarıda geçirdi.

    Belediye ekipleri çalışmalarını sürdürürken İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü okullarda, İlçe Müftülüğü ekipleri de camilerde inceleme yaptı. Artçı depremlerin yaşandığı Çamköy, Gölbaşı, Zıraman, Dumanlar ve Karakozan mahallerinde ise depremler nedeniyle korku devam ediyor.

    Deprem sonrası korku yaşadıklarını belirten Gölbaşı Mahallesinin eski Muhtarı Bayram Yılmaz, “Dün evde oturuyordum bir anda gürültü duyduk sallandık. Hemen evimizi terk ettik. Evimizde hasarlar oluştu” dedi.

    Gölbaşı Mahallesinden 61 yaşındaki 5 çocuk annesi Asiye Yılmaz da, “Evde yatıyordum bir gürültü duydum. Başıma evin sıvaları düştü. Hemen evden kaçtık geceyi dışarıda geçirdik” şeklinde konuştu.

    Rabia Yılmaz isimli öğrenci de deprem sırasında okuldan yeni geldiğini anlatarak, “Okuldan geldim karnım acıkmıştı Buzdolabına gittim büyük bir gürültü duydum. Hemen dışarı kaçtım. O arada bayılmışım çok korktum” dedi.

    Çamköy Mahalle Muhtarı İsmail Karaoğlan ise depremin ardından yetkililerin hemen yardıma koştuğunu ancak mahalle halkının korkudan dolayı geceyi dışarıda geçirdiğini söyledi.

  • Terk edilme korkusu çocukları yalnızlaştırıyor

    Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, her çocuğun yaş aldıkça farklı duygularla tanıştığını, bunlardan birisinin de özellikle 3-4 yaşındaki çocuklarda görülen anne ve babayı kaybetme korkusu olduğunu ifade etti.

    Reem Nöropsikiyatri Merkezi’nden Nörolog Dr. Mehmet Yavuz, çocuklar için anne ve babanın hayatta karşılaştıkları korkular ve zorluklar karşısında güvenilecek tek liman olduğunu belirterek, “Örneğin bir bebek ilk defa gördüğü insanlara yabancılık çektiği için korkarak bakar. Hatta onu kucağınıza alıp sevmek istediğinizde muhtemelen ağlamaya başlayıp anne ya da babasının kucağına gitmek isteyecektir. Çocuklar özellikle okul öncesi dönemde karanlıktan korkarlar. Bu nedenle pek çok ebeveyn gecenin bir yarısında odalarına gelen minik bir misafirle karşılaşmışlardır. Bu da bize çocuklarda belirli korkuların belirli yaş evrelerinde ortaya çıktığını göstermektedir” dedi.

    “Korku belli bir dereceye kadar çocuğunun gelişiminin parçası”

    “Normal gelişimin ve kişisel olgunlaşmanın bir parçası olan korku elbette rahatsız edici ve olumsuz bir histir. Ancak bu his hayatla mücadele ederken çocuğun kendini koruması için öğrenmesi gereken bir duygudur” diyen Dr. Yavuz, şu bilgileri verdi:

    “Bu dönemde çocuğun yaşadığı tüm korkular gelişim sürecinden kaynaklanamaz. Anne babanın ve sosyal çevrenin çocukla iletişim kurarken, yanlış tutum ve davranışları korkuların oluşmasına neden olur. Ebeveynlerin evhamlı olması, evde çalan bir telefon sesine panikleyerek cevap vermesi bile çocukların korkuları üzerinde etkili olabilir. Çocuklar hayatın gerçeği olan ölüm kavramını 3-6 yaş arası dönemde fark ederler ve ölümü sorgulamaya başlayıp bununla ilgili sorular sorabilirler. Anne babayı yitirme korkusunu çocuk çok yoğun olarak hissetmeye başlaması hayatını olumsuz yönde etkiler. Zihninde sürekli olarak anne ve babayı kaybetme korkusu çocuğu sürekli kaygılı ve endişeli bir ruh hali içine sokar. Küçük yaşlardaki çocuklar sevdiklerinin öleceğini ya da onlar tarafından terk edilecekleri duygusuna kapılırlar. Ölüm korkusu çocukta kaygı bozukluğuna neden olabilir. Bu dönemde çocuk annesinin alışveriş yapmak için evden çıktığında gidip bir daha geri dönmeyecek olmasından endişe eder. Okula ya da yuvaya giden bir çocuk annesinin onu okuldan almayı unutacağını düşünerek ’ya annem beni almaya gelmezse’ diye düşünebilir. Çocuk evin içindeyken bile annesini gözünün önünden ayırmak istemez. Evin içinde anne bir odadan başka bir odaya bile geçse onu göremediği zaman çocuk etrafında dört dönmeye ve ağlamaya başlar.”

    Anne baba nasıl bir tutum sergilemeli?

    Ebeveynlerin çocuklarla iletişim kurarken tutum ve davranışlarına son derece dikkat etmeleri gerektiğini belirten Dr. Yavuz, “Araştırmalara göre ebeveynlerin ’çocuk daha çok küçük, unutur gider’ diye düşünerek çocuğu kandırması ya da verdiği sözleri yerine getirmemesi çocuklarda güven kaybına neden olabiliyor. Bazen ebeveynler özellikle yaramaz çocukların hareketlerini kontrol altına almak için korkutarak isteklerini yaptırmaya çalışırlar. ’Beni üzmeye devam edersen hastalanıp ölürüm’, ’sözümü dinlemezsen seni sevmem başka çocukların annesi olurum’ gibi ifadeleri çocuk ciddiye aldığı için her an annesi ya da babasının onu bırakıp gideceği düşüncesiyle daha da kaygılı olurlar. Bu kaygı onların tüm hayat kalitesini olumsuz yönde etkiler. Kendilerini güvende hissetmedikleri için gece uyuyamaz, arkadaşlarıyla oyun oynarken saldırgan bir tutum sergiler, odaklanma sorunu yaşadığı için derslerinde başarısız olabilirler. Ebeveynlerin yapması gereken öncelikle çocuğunun küçük de olsa bir birey olduğunu unutmamasıdır. Onların duygularını hafife almamak, korkularından dolayı onları yargılamamak gerekir. Çocuk ciddiye alınmadığını hissederse duygusal dünyasında telafisi çok zor hasarlar meydana gelebilir. Çocuklar için dünyadaki en önemli şey anne ve babası tarafından ne olursa olsun sevildiğini hissetmektir. Çocuğunuzu korkularından özgür kılmak için empati kurmaya çalışın yalnız kalmaktan korktuğunda yargılamak yerine ’ben de senin yaşındayken yalnız kalmaktan korkardım’ gibi onu anladığınızı hissettirecek cümleler kurun. Çocukların gözünde anne baba her durumda korkmadan kendini ifade edebileceği, sorunlarını paylaşabileceği sevgi dolu bir kucak olmalıdır” dedi.