Etiket: Korkusu

  • Korona virüs korkusu kan bağışını düşürdü

    Korona virüs korkusu kan bağışını düşürdü

    Korona virüs salgını nedeniyle kan ihtiyacı artarken vatandaşlar ise pandemi nedeniyle kan vermekten çekiniyor.

    Kızılay Malatya Şube Başkanı Ramazan Soylu, korona virüs pandemisi nedeniyle hastanelerin kan ihtiyacı arttığını belirterek, insanların yine bu salgın hastalık nedeniyle kan vermek istemediğini kaydetti. Başkan Soylu, özellikle pandemi (Covid- 19 ) başladıktan sonra Türkiye genelinde olduğu gibi Malatya’da da kan konusunda ciddi sıkıntılar yaşadıklarını ve stokların tamamen eridiğini belirterek, “Bu durum nedeniyle ciddi çalışmalar yapmak zorundaydık. Pandemi oldu diye ameliyatlar hiçbir zaman ertelenmedi. Organ nakil ameliyatlarında ciddi kanlar gidiyor. Burada bu ihtiyaçlar karşılamak için Türkiye’de olduğu gibi Kızılay Malatya Şube olarak da özellikle kurum ve kuruluşlarla işbirliğine geçtik. Ramazan ayı olmasına rağmen vatandaşlarımız kan bağışlama konusunda daha duyarlı oldu. Özellikle iftardan sonra Türkiye genelinde Önder İmam Hatipliler Derneği’nin yapmış oldukları kampanya ile Malatya’mızda her akşam bir okulda kan bağışlama kampanyası düzenlendi. Belediyelerimiz ve sivil toplum temsilcilerimiz kan bağışlama konusunda Malatya’mızda yarışa girdiler. Malatya ve bölgemizde sıkıntı olmaması için kan bağışında bulundular” dedi.

    “Kan ihtiyacı her zaman oluyor”

    Kızılay Malatya Şube Başkanı Ramazan Soylu, “Yüze 100’lük bağış oranı pandemi dönemi içerisinde yüzde 20’ lere düştü. Yüzde 80’lik bir kaybımız oldu. Bir aylık süre içerisinde kendimizi toplayarak yüze 80’lere tekrar çıktık. Malatya’daki vatandaşlarımız kan bağışlama konusunda gerçekten çok duyarlılar. Bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmadılar. Hem ferdi hem de kurumsal olarak kan bağışında bulundular. Bu konuda tabi ki bizim bu kanla ilgili olarak sıkıntılarımızı duyurup kan bağışçısının artmasına sebep olan en büyük katkıda basın mensuplarımız oldu. Buradan teşekkür ediyorum. Malatya’mızda kan bağışlama konusunda haberler yapıldı” ifadelerini kullandı.

    Kızılay’ın Malatya’da bölgesinin bulunduğunu hatırlatan Soylu, “ Kızılay Malatya olarak bölge kan merkeziyiz. Malatya’ya, Adıyaman, Elâzığ, Diyarbakır ve Tunceli illerimiz bağlı. Hastanelere kanları gönderiyoruz. Malatya’da toplam 15 hastaneye kan veriyoruz. Hem özel hastaneler hem de üniversite ile devlet hastanelerine kan veriyoruz. Kan sürekli bir ihtiyaçtır. Her gün ve her zaman kana ihtiyaç vardır. Sana bana hepimize kan lazım oluyor” dedi.

    Vatandaş da yanlış bir algı olduğunu, kan verince korona hastalığına yakalanırız düşüncesi olduğunu hatırlatan Soylu, “Şöyle bir sıkıntı görüyoruz. Bilgiler geliyor. Ya da vatandaşlar kendi aralarında konuşuyor. Covid -19 nedeniyle kan verdiğimiz zaman vücudumuzun zayıf düşeceği ya da kan alındığı zaman Covid -19’a yakalanırız korkularını hissediyorlar. Biz buradan vatandaşlarımıza şunu söylemek istiyoruz. Korona virüs kesinlikle kandan bulaşmıyor. Kızılay Malatya Şubesi olarak eski belediyenin önünde ve Malatya Sağlık İl Müdürlüğün alt tarafında Fuzuli Caddesinde kan bağışlama müdürlüğümüz bulunuyor. Mobil araçlarımız var. Kan bağışları alıyoruz. Vatandaşlarımız rahat bir şekilde gelip kan bağışında bulunabilirler. Kan alma esnasında korona virüsle ilgili tedbirleri aldık. Mesafe maske ve hijyen konusuna çok önem veriyoruz. Kan alma esnasında vatandaşlarımızın ateşlerini ölçüyoruz. Sorgulamasını yapıyoruz herhangi bir sıkıntı yoksa kanını alıyoruz. Bir kan veriyorlar 3 can kurtarıyorlar. Bizde kendi adlarına doğaya ağaç dikiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Köylülerin heyelan korkusu

    Köylülerin heyelan korkusu

    Erzurum’un Şenkaya ilçesinin Sarıyar Mahallesi’nde ikamet eden Yeşilyurt ailelerine ait ev ve ahırlarda heyelan nedeniyle küçük obruklar oluştu.

    Şenkaya ilçe merkezine 26 kilometre uzaklıktaki Sarıyar Mahallesi’nde hayvancılıkla uğraşan Tahsin ve Yasin Yeşilyurt, “6 yıldır köy muhtarımıza, Kaymakamlığa, Şenkaya Belediyesine Erzurum Valiliğine dilekçe verdik” diye konuştu.

    Mahalle sakinleri, ev ve ahırların etrafındaki oluşan yarıklara kuzular ve çocuklar düşmesin diye kendi imkanları ile kapatıyor.

    Tahsin Yeşilyurt, “Afat Müdürlüğüne sesleniyorum. Ahırlarımızın üzerindeki toprakları boşalttık kayma anında çöküp hayvanlarımızı telef etmesin diye ahır üzerine çadır çektik” dedi.

    Yasin Yeşilyurt ise “Bizim evlerimizin yerinde heyelan oluyor Şenkaya Belediye Başkanına, Şenkaya Kaymakamına, Erzurum AFAD’a İl encümenlerine, hepsine dilekçe verdim. Ahırlarımızın çatıları söktük heyelan olunca ahırlarımız çöktüğünde hayvanlarımız ölmesin. Bankalardan kredi kullanarak küçükbaş hayvan aldım borçla aldığım hayvanlarımı evlerim büyük tehlike altında. Bu kadar borcun altına girdim hayvancılıkla uğraşıyorum devletime vergimi veriyorum Cumhurbaşkanımız hep söylüyor benim kaymakamlarım hiç odasında oturmayacak benim halkımın köylümün içinde olacak şu ana kadar kapımızı açan olmadı” dedi.

    Seyran Yeşilyurt ise “Evimizden toprak dökülüyor evde yatmaktan korkuyoruz” dedi.

  • Defalarca bıçaklanan genç kızın en büyük korkusu…

    Defalarca bıçaklanan genç kızın en büyük korkusu…

    Erzurum’da platonik aşk yaşadığı genç kızı defalarca bıçaklayarak dehşeti yaşatan sanığın serbest kalma ihtimali genç kızı korkutuyor. Yarın görülecek dava öncesi Canısı T., 5 sayfalık not yazarak sosyal medyadan yardım istedi.

    Olay 13 Ekim 2018’de Erzurum’un Aziziye ilçesi Dadaşkent mahallesinde özel bir markette meydana gelmişti. Murat Y. isimli şahıs çalıştığı marketteki iş arkadaşı Canısı T.ye arkadaşlık teklif etti. İddiaya göre genç kıza cep telefonundan mesajlar göndermeye başladı. Murat Y., markette de genç kızı rahatsız edince market müdürü tarafından önce işten uzaklaştırıldı, ardından işten çıkarıldı. Olay günü markete bıçakla gelen Murat Y., manav reyonu önünde bekleyen Canısı T.’ye saldırdı. Genç kızı bıçaklamaya başlayan Murat Y., kaçmaması için Canısı T.’yi kolundan tuttu. Genç kız sol göğsü ve sırtından olmak üzere üç bıçak darbesi aldı. Yaşanan saldırıda market çalışanları, Murat Y.’ı etkisiz hale getirip elindeki bıçağı aldı.

    Murat Y. hakkında Erzurum 1’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, Elazığ Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesi Başhekimliği tarafından hazırlanan rapora yer verildi. Raporda, sanığın cezai ehliyetinin bulunduğu ancak tam olmadığı yer aldı. Bunun üzerine Canısı T. şahsın serbest kalmasından korktuğu için sosyal medyadan kampanya başlatarak destek istedi. Yarın Erzurum Adliyesinde görülecek olan davada sanığın serbest kalmasından korkan Canısı T. geçtiğimiz günlerde 5 sayfalık bir yazı yayımladı.

    Canısı T. yayımladığı yazıda olay günü Murat Y.’nin ailesinin kendi ailesini arayarak “ Senin kızın yüzünden benim oğlum ceza çekemez parası neyse verelim” dediklerini iddia etti.

    Murat Y.’nin serbest kalması halinde kendisinin şehrini ve ismini değiştirmek zorunda kalacağını ifade eden Canısı T. yazısının son kısmında “ Ben adımı çok seviyorum değiştirmek istemiyorum. Ben Erzurum’u çok seviyorum gitmek istemiyorum” dedi.

    Canısı T.’nin yayımladığı mesajın ardından sosyal medyadan destek ise çığ gibi büyüdü. Birçok sosyal medya kullanıcısı “Perşembe günü Erzurum Adliyesinde olacağız” diyerek genç kıza destek vereceklerini belirtti.

  • Terör örgütünün büyük korkusu: Anneler ve mülteciler

    Terör örgütünün büyük korkusu: Anneler ve mülteciler

    Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, yurt içinde ve dışında düzenlenen operasyonlar sonucunda bitme noktasına gelen PKK terör örgütünün faaliyetlerine başladığı günden beri kullandığı çocukları bir kez daha zorla sahaya sürmeye çalıştığını belirterek, son dönemde çok ciddi kayıplara uğrayan ve militan bulmakta zorlanan terör örgütünün elinde çok sayıda çocuğun bulunduğunun bağımsız kaynaklar tarafından dile getirildiğini söyledi.

    Çocukları canlı bomba olarak satıyor

    Terör örgütü gerek yurt içinde gerekse yurt dışında kaçırdığı bu çocukların bir kısmını henüz olgunlaşmamış dini duyguları üzerinden, bir kısmını kimyasal ilaçlar aracılığıyla, bir kısmını da aileleri üzerinden tehdit ederek kendisine militan yaptığını anlatan Eğilmez, “İşin daha korkunç tarafı ise bu çocukların bazılarını başta DEAŞ olmak üzere diğer terör örgütlerine canlı bomba olarak satıyor olmasıdır. Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Irak ve Suriye misyonlarının raporlarında 9 ile 15 yaşları arasında olan bu çocukların sayısının 1000’in üzerinde olduğu belirtiliyor. PKK’lı teröristlerin özellikle Arap, Türkmen, ve Yezidi ailelerden çocuklarını kaçırıp, DEAŞ terör örgütüne sattığı insan hakları örgütü temsilcilerinin raporlarında defalarca yer bulmuştur. Kaçırdığı çocukları canlı bomba olarak yetiştirip, satmakla yetinmeyen PKK, bu çocukları ayrıca çatışmalarda ön saflarda ölüme de göndermektedir. PKK terör örgütünün Suriye uzantısı YPG tarafından eğitilen ve savaştırılan çocuklar resimlerle, videolarla onlarca raporda yer bulmuştur” diye konuştu.

    Ölüme sürüklenen çocukların üçte birinin cinsel taciz ve tecavüzlere maruz kaldığını ifade eden Asılsız Soykırım İddialarıyla Mücadele Derneği (ASİMED) Başkanı Savaş Eğilmez, “Okul sıralarında olması gereken çocukların kaçırılarak çatışmalara sürüklendiği, uyuşturucuya alıştırıldıkları, üç çocuktan birinin cinsel istismar ve tecavüz vakalarıyla karşı karşıya kaldıkları da defalarca belgelenmiştir. ABD’de bu durumu, PKK’nın gençleri kaçırarak bünyesine kattığı, doktrine ettiği ve silahlı unsurların içinde kullandığı şekliyle resmi belgelerine kaydetmiştir” dedi.

    Terörün Güvenli Bölge ve Mülteci Korkusu

    Son dönemde büyük darbeler alan terör örgütü PKK’nın bu günlerde ki en büyük korkusunun Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da üzerinde ısrarlı ve kararlı bir şekilde durduğu “terörden arındırılmış güvenli bölgenin” tesis edilmesi olduğunu vurgulayan Eğilmez, “Terör örgütünün sözde temsilcileri Amerika’da ve Avrupa başkentlerinde kapı kapı dolaşıp, Suriye’nin kuzeyinde Türkiye’nin kontrolünde güvenli bölge oluşturulmaması için yoğun kulis çalışmaları yapıyorlar. Bu plan içerisinde terör örgütünü en çok endişelendiren ve paniğe sevk eden durum, Sayın Cumhurbaşkanımızın dile getirdiği Suriyeli mültecilerin bir kısmının tesis edilecek güvenli bölgeye yerleştirilecek olmasıdır. Terör örgütü, bu projenin gerçekleşmesi durumunda Suriye’nin kuzeyinde ABD’den aldığı desteğe rağmen alan hakimiyetini kaybedeceğini çok iyi biliyor. Bu nedenle çocuk katili ve çocuk taciri olan bu örgüt, Avrupa ve Amerika’da ki temsilcileri aracılığıyla Türk Devletinin mülteci planının hayata geçmesi durumunda gülünç bir şekilde bölgedeki Kürtleri katledeceği! propagandası yapıyor” diye konuştu.

    Farklı düşüncelerimizi bir kenara bırakıp bir olmalıyız

    Çocukları kaçırılan annelerin Diyarbakır’da başlattığı muazzam eylemin, Türk Devleti’nin kararlı güvenli bölge planı, terör örgütünün militan devşirme ve alan hakimiyeti mücadelesine büyük bir darbe vurduğuna dikkat çeken Eğilmez açıklamasını şöyle sürdürdü;

    “Türk Devleti’nin ve annelerin attığı adımlar, terör örgütünü ve siyasi uzantılarını çaresiz ve hareketsiz bırakmıştır. Bu nedenle siyasi düşüncemiz ne olursa olsun, her birimizin Türk Devleti’nin yanında olması hayati bir sorumluluktur.”

  • Operasyon korkusu teröristlere hendek kazdırıyor

    Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Münbiç’e yönelik askeri sevkiyatlarını arttırmasının ardından teröristler Fırat’ın doğusunda iş makineleri ile hendek kazıyor.

    Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Münbiç sınırına askeri sevkiyatlarının hız vermesinin ardından Fırat’ın doğusunda da hareketlilik yaşanıyor. Bölgeye yönelik fırtına obüsü, tank, topçu bataryaları ve mühimmat sevkiyatı yoğun bir şekilde sürüyor. Bölgedeki ÖSO birlikleri de olası bir operasyona karşı hazırlıklarını tamamladı. Her geçen gün güvenlik çemberini daraltan ÖSO, Münbiç sınırına siperler kazarak hazır bir şekilde bekliyor.

    Operasyon öncesi Amerika’nın desteğini kaybeden ve bölgede adeta yalnız kalan PKK/PYD’li teröristler ise hendek kazıyor. Son günlerde hendek kazmayı hızlandıran teröristlerin Münbiç’e bağlı Dedat bölgesinde iş makinaları ile hendek ve siper kazdığı görüldü. Kameralara yansıyan bu anlarda iş makinaların hendek kazarken teröristlerin ise iş makinalarının etrafında toplandığı görülüyor.