Etiket: Korkan

  • (özel haber) Hırsızlarından korkan arkadaşlar, güvercinlerini saklamaya başladı

    Diyarbakırlı Yaşar Tektaş ve Muharrem Dinç, daha önce iki kere çalınan güvercinlerini korumak için ilginç bir yönteme imza attı. Güvercin meraklısı iki arkadaş, değerleri neredeyse sıfır araç fiyatını bulan kuşlarını, kimsenin bilmediği bir yerde gizlice beslemeye başladı.

    Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde yaşayan Yaşar Tektaş ve Muharrem Dinç, küçük yaşlarda güvercinlere merak salmaya başladı. İlk başlarda sadece meraktan ibaret olan güvercin, ileriki dönemlerde ikili için birer tutkuya dönüştü. Güvercin yarışmalarına katılan ve birincilikleri bulunan iki arkadaş, zaman içerisinde hatırı sayılır çoklukta güvercin sahibi oldu. Küçük yaşlardan beri birlikte hareket eden Tektaş ve Dinç, çevrede bulunan güvercin hırsızlarından iki kere nasibini aldı. Güvercinlerini iki kere hırsızlara kaptıran arkadaşlar, çareyi, hayvanlarını gizli gizli beslemekte buldu. Tektaş ve Dinç, neredeyse sıfır otomobil alacak değere sahip güvercinlerini hırsızlardan korumak için, kimseye söylemedikleri bir teras katını kiralayarak burada saklamaya başladı.

    “İyi paralara satıldığı için hırsızlık çok oluyor”

    Güvercin hırsızlığının Diyarbakır’da çok daha fazla olduğunu ifade eden Muharrem Dinç, “Bunlar yıllardır beslediğimiz kuşlar. Hepsi bizim için değerli. Aslında bu bir merak, küçüklüğümüzden beri hep böyle alıştığımız için biz de devam ettiriyoruz. Bu nesilleri üretmeye, çoğaltmaya çalışıyoruz ve nesillerinin tükenmemesi için elimizden geleni yapıyoruz. Aynı zamanda da paylaşıyoruz. Hırsızlık birçok yerde oluyor ama Diyarbakır’da biraz daha fazla oluyor. İyi paralara satıldığı ve meraklısı çok olduğu için hırsızlıklar da çok oluyor. Bugün 15 bin liraya kadar satılan kuşlar oluyor. Ortalaması 500 lira ile 5 bin lira arası. Kuşuna göre değişiyor, iyi kuş her zaman iyi para ediyor ve alıcısı da çok oluyor. Bu nedenle de hırsızların dikkatini çekiyor” dedi.

    “Kimsenin bilmediği bir yerde kuşlarımızı besliyoruz”

    Güvercinlerin çalınmaması için çok özel kümesler yapıldığını dile getiren Dinç, “Daha doğrusu kimsenin bilmemesi için gizli besleniyor. Çünkü görüldüğü zaman hırsızlık olayları daha çok oluyor, bu yüzden gizli besleniyor. Güzel kuşlarımız da az olduğu için herkes üzerinde yoğunlaşıyor. Yoğunlaşma olunca da haliyle hırsızlık da oluyor. Benim iki kere kuşlarım çalındı. Yılların emeği vardı. İçinde 5 bin liraya da verebileceğim kuşlarımız vardı. Bazı meraklılar araba almak yerine kuş alıyor. Güvercin ne kadar iyiyse fiyatı da o kadar artıyor” diye konuştu.

    “Bu kuşlar sadece Diyarbakır ve çevresinde bulunuyor”

    Bazı güvercinlerin Diyarbakır’a has olduğunu dile getiren Yaşar Tektaş ise “Diyarbakır’a has, sadece Diyarbakır ve çevresinde bulunan kuşlarımız var. Kökenleri surların tarihi kadar eskidir. Aynı zamanda sigortacılık yapıyorum. Hobi olarak da güvercin besliyorum. Beslediğimiz ırklar orijinal ırklardır. Türünün son örnekleri diyebiliriz. Şu an toplamda 60 taneye yakın güvercinimiz var. Tanesi 500 liradan 10 bin liraya kadar güvercinlerimiz var. Bu kuşları dünyanın hiçbir yerinde bulamazsınız. Sadece Diyarbakır’da bulunur. Her gelen medeniyet kendisiyle beraber bu kuşlardan getirmiş ve o kuşlarda Diyarbakır’da kalmış. 18 ırk mevcut. İki ırkın nesli tükenmiş. Onlarla beraber 20 ırktı. Maddi olarak bu kuşların değerleri çok yüksek. Mesela Kürenk ve Gogala ırklarının çiftinin 25 bin liraya kadar da satıldığı olmuş. Teki 15 bin liraya satılan bile var. Benekli olması, şapkasının mavi olması, donunun orijinal olması, dibinde beyaz olmaması gibi kriterler o güvercinlerin değerini o oranda arttırıyor” şeklinde konuştu.

  • Gripten korkan vatandaş hastalanmamak için aktarların yolunu tuttu

    Kış aylarının gelmesi ve hava sıcaklıklarının düşmesiyle soğuk algınlığı ve gribe karşı vatandaşlar hasta olmamak için aktarların kapısını çalmaya başladı. Afyonkarahisar’da aktar esnafı olan Soner Çakır, özellikle kışın bitkisel çayların evde eksik edilmemesi gerektiği yönünde uyardı.

    Oldukça soğuk bir iklime sahip Afyonkarahisar’da hava sıcaklıkları hissedilir derecede düşünce soğuk algınlığı ve gribe karşı vatandaşlar hasta olmamak için aktarların yolunu tuttu. Soğuk algınlığı ilaçları yerine çareyi bitkilerde arayan vatandaş özellikle bitki çayları ile bağışıklık kazanmanın derdinde.

    Kent merkezinde aktarlık yapan Soner Çakır, bu yılda ıhlamurun pahalı olması nedeniyle hatmi çiçeğinin revaçta olduğunu söyledi. Çakır, “Kış ayında hemen akla ıhlamur gelir ama ıhlamur fiyatları yine bu sene çok yüksek. Çünkü çabuk yandı ıhlamur. Ihlamurun alternatifi hatmi. Hepimiz çocukluktan beri biliriz ibibik yaptığımız, normal yüzümüze yapıştırdığımız bir çiçek vardır. O çiçeğin en büyük özelliği, özellikle öksürük, astım, bronşit, nefes darlığı gibi, grip gibi rahatsızlıklarda kullanılır. Genellikle 1 yaşından beri çocuklara da 6 yaşına kadar soğuk algınlığında 1 bardak süte 2-3 tane çiçek atıp demlemesini tavsiye ediyoruz” dedi.

    Kasımdan Mart’a kadar aktar sezonu

    Soğuk algınlığına karşı etkili olan bitki çaylarını da sıralayan Çakır, “Kış çayı hazırlarken de zencefil, zerdeçal, halıca, özellikle ıhlamur, adaçayı, papatya gibi karışımları harmanladıktan sonra demleyip içebilirler. Ayrıca bu çeşitlilik arttırılabilir. İçerisine, çarkıfelek, kakule, yenibahar da atılabilir. Bu hastalığın durumuna göre değişir. Geçen hafta soğuktu hava ve birde gerçekten grip salgını vardı. Bir hafta boyunca çok hızlıydı ama bu hafta güllük güneşlik yine. Bizim gelende ayımız şöyle başlar; Kasım ayında bir başlar, Kasım’dan Mart’a kadar devam eder” diye konuştu.

    “Çocuklarınıza mutlaka polen yedirin”

    Herkesin evinden zerdeçalı ve zencefili eksik etmemesi gerektiğine dikkat çeken Çakır, “Gerekirse yoğurda, gerekirse çorbalara karıştırıp içecek. Hasta olmak istemiyorlarsa, bağışıklıklarını yükseltmek istiyorlarsa bunları kullanır. Ama şu var biz memleket olarak karbonhidrat ağırlıklı besleniyoruz, protein ağırlıklı besleniyoruz. Biz arı ve arı ürünleri tüketimini çok az yapıyoruz. Mutlaka çocuklarına polen yedirsinler bağışıklık sistemini yükseltmek için kendileri günde bir kaşıkta yiyebilir” diye konuştu.

    “Artık eskisi gibi değil her şey rahatlıkla bulanabiliyor”

    Aktarlarda bitki çeşitliliği noktasında artık sıkıntı olmadığının altını çizen Çakır şu ifadelere yer verdi:

    “Belki Ege’deki en fazla çeşide sahip işletmeyiz. Halkımız isteği bitkiyi bulabiliyorlar. Eskiden bulunmuyordu, çok zorlanıyorduk bizler de. Yaklaşık 3-4 yıldır tarımları da yapıldı bitkilerin. Bugün aynı sefa çiçeği tarım halinde geliyor, ekinezya ekilip biçiliyor, Amerika’da yetişen bir bitkiydi. Artık eskisi gibi değil her şey rahatlıkla bulanabiliyor.”

    Çakır yaptığı açıklamalarının ardından şifalarını anlattığı bitkilerden çay demlemeyi de ihmal etmedi.

  • Darp edilmekten korkan sürücü yaralıyı bırakıp karakola gitti

    Şanlıurfa’da otomobilin çarptığı yaya yaralanırken, sürücü ise darp edilme korkusuyla yaralıyı olay yerinde bırakıp karakola giderek teslim oldu.

    Edinilen bilgiye göre kaza, Şanlıurfa’nın Haliliye ilçesine bağlı Yunus Emre Mahallesi Selimiye Caddesi üzerinde yaşandı. Yolun karşı tarafına geçmeye çalışan Necati E., plakası ve sürücüsü öğrenilemeyen otomobilin çarpması sonucu yaralandı. Kazayı gören vatandaşlar sağlık ekiplerine haber verirken, kaza yapan sürücü ise olay yerinden ayrılarak karakola gitti. Yaralı, olay yerine gelen sağlık ekiplerinin ilk müdahalesinin ardından ambulansla Mehmet Akif İnan Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Burada tedavi altına alınan yaralının sağlık durumunun iyi olduğu öğrenilirken kazayla ilgili soruşturma başlatıldı.

  • IŞİD saldırısından korkan Suriyeliler RAİ bölgesine geliyor

    Türkiye’nin, Suriye’nin Halep şehrine bağlı Cerablus bölgesindeki terör örgütü IŞİD hedeflerine yönelik operasyon başlatması üzerine IŞİD saldırısından korkanlar, Çobanbey kasabasının bulunduğu RAİ bölgesindeki köylere sığınıyor.

    Geçen hafta Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Suriye’nin Cerablus kentine yönelik operasyonları sürerken, Cerablus bölgesine yakın köylerdeki Suriyeliler, IŞİD saldırısına karşı güvenli gördükleri Kilis’in Elbeyli ilçesinin karşısındaki RAİ bölgesine bağlı köylere geliyor. Zeytin bahçelerindeki ağaç gölgelerinde bekleyen Suriyeliler, 45 dereceyi aşan sıcakta mücadele ediyor. Türk Silahlı Kuvvetleri sınır hattında devriye geziyor.

  • Ameliyat Olmaktan Korkan Bel Fıtığı Hastası Libyalı Kadına Lazer Tedavisi

    Bel ve boyun fıtığı nedeniyle ameliyat olmaktan korkan Libyalı Halimaa Yousef, Türk doktor Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Soner Büyükkınacı tarafından lazer yöntemiyle narkoz ve bıçak kullanılmadan tedavi edildi.

    Henüz 53 yaşında olan, uzun yıllar bel ve boyun fıtığı ağrısı çeken fakat korkusundan ötürü bir türlü ameliyat olmayan Halimaa Yousef, lazer tedavisiyle tüm ağrılarından kurtuldu. Libya’da yaşayan Halimaa Yousef, ameliyat olmaktan korktuğu için Türkiye’yi tercih etti. Çok şiddetli ağrılarla Türkiye’ye gelen ve hiçbir şekilde hareket edemeyen Yousef, Medicana Bahçelievler Hastanesi, Beyin ve Sinir Cerrahi Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Soner Büyükkınacı tarafından lazer yöntemi ile tedavi edildi. Halimaa Yousef un, hastaneye ilk geldiğinde şiddetli ağrıdan duramadığını, kolunu bile kıpırdatamadığını söyleyen Dr. Soner Büyükkınacı, ameliyat yerine alternatif olarak kullanılan lazer tedavisi hakkında şu bilgileri verdi: “Yeni Lazer ile bel fıtığı tedavisinde narkoz, bıçak veya dikiş kullanılmaz. Bölgesel uyuşturma ile tedavi uygulanır. Böylece hasta ağrı duymaz. İşlem hasta yüz üstü yatarken uygulanır. Tedavi süresi ortalama 5-15 dk arasındadır. İşlem sonrası hasta direk olarak taburcu edilebilir. Sadece seçilmiş vakalara uygulanabilir. Ancak başlangıç safhasında diye tarif ettiğimiz vakalara uygulanabilir. Fıtık eğer omurilik kanalına doğru çıkmışsa lazer uygulaması yapmak sonuç vermeyebilir. Lazer ile bel fıtığı tedavisi hastaların ancak yüzde 10 un da uygundur. İyi vaka seçimi başarılı sonuç sağlar. Tedavi uygulanan 3 bel fıtığı hastasından ikisi iyileşmektedir. Lazer tedavisinin hastaya olabilecek yan etkisi çok düşüktür. Bu sebeple ameliyat yerine öncelikle tercih edilmesi doğru olabilir. Ancak kliniğimize müracaat eden hastaların hemen tüme yakını lazerle tedavi olmak istemektedirler. Bu durum lazer ameliyatının büyük ölçüde su istimal edilmesinden kaynaklanmaktadır. Lazer tedavisi uygulandığı halde iyileşmemiş vakalar endoskopik veya mikrocerrahi yöntemi ile tedavi edilebilir. Günümüzde fıtık artık tedavisi kolay hastalıklar grubunda yer almaktadır. Hastaların bu bilinçle hareket etmeleri onları rahatlatacaktır”.

    Halimaa Yousef ise çok mutlu olduğunu belirterek, Büyükkınacı’ya teşekkür etti.