Etiket: konuştu

  • (Özel Haber) Yüzüne Tekme Atılan Futbolcu Konuştu

    Aydın’da amatör ligde oynanan karşılaşmada sakat halde yerde yatarken yüzüne kasti tekme atılan Dallıcaspor oyuncusu Kayhan Karakaş, “Tekmeden sonrasını hatırlamıyorum. Allah korudu, ölebilirdim. Savcılığa suç duyurusunda bulundum” dedi.

    Aydın 1. Amatör 1. Grup’un 12. hafta mücadelesinde karşı karşıya gelen Dallıcaspor ile Sanayispor maçında yaşaman tekme skandalı taraflı tarafız herkesin tepkisini çekmişti. İkili mücadele sonrası Sanayispor oyuncusu Mehmet Değirmenci’nin yüzüne tekme atması sonucu hastaneye kaldırılan ve dudağına 9 dikiş atılan Dallıcaspor oyuncusu Kayhan Karakış açıklamalarda bulundu. Görüntüleri izleyerek o anı anlatan Karakaş, hala daha olayın şokunu üzerinden atamadığını belirterek, “1 senesi profesyonel olmak üzere 11 yıldır futbolun içerisindeyim. Şu ana kadar hiçbir futbolcuyla hiçbir müsabakada böyle bir olayla karşılaşmadım. Neden oldu ve nasıl oldu inanın olayın üzerinden geçmesine rağmen hala olayın şokundayım. Ambulans ve hastane bunlar hiç başıma gelmiş şeyler değil. Hiçbir şey diyemiyorum. Görüntüleri de izleyen herkes benimle aynı fikirdedir. Bu olayda insanın canına kastetmek var. Savcılığa suç duyurusunda bulundum” dedi.

    “TEKMEDEN SONRASINI HATIRLAMIYORUM”

    Tekmeden sonra belli bir süre oyunu devam ettiğini fakat şiddetli bir baş dönmesi ve mide bulantısı çektiğini söyleyen Karakaş, “Maçın yaklaşık 15. dakikasında sağ kanatta benim önüme bir top atıldı. Ben topu kontrol ettim ve dripling halindeydim. Karşıma bir oyuncu geldi. Daha sonra kademesine rakip takımdan bir oyuncu girdi. Ona omzumla müdahale ettim. Zaten hakem de orada oyunu durdurmadı devam etti. Ardından kasti bir tekme atarak beni yere düşürdü. Attığı ilk tekme dizime geldiği için ben o acıyla yerde yatıyordum. Dizim acıdı içinde savunmasız bir halde yerde yatıyordum. Daha sonra hakem kırmızı kart çıkarmış bu oyuncuya. Ardından sağlıkçıya el işareti yapmak için hafif kafamı kaldırdığımda suratıma bir tekme yedim. Tekmeden sonrasını hatırlamıyorum. Oyuna belli bir süre devam ettim çünkü Nazilli’de emek vererek mücadele vererek kurduğumuz bir takımda oynuyordum. Arkadaşlarımı yalnız bırakmak istemedim. Buz ve tampon tedavisinin ardından oyuna dönebileceğimi düşündüm. Oyuna döndüm ve önüme top atıldı. Koşmak için hareket ettim fakat baş dönmesi ve mide bulantısı olunca orada yere yığıldım. Ardından ambulans geldi ve beni hastaneye kaldırdılar” diye konuştu.

    “SAVCILIĞA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUM”

    Olayın ardından savcılığa suç duyurusunda bulunduğunu ifade eden Karakaş, “Gerek hakem raporlarıyla gerekse görüntülerle savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Onlar da duyurumuzu dikkate aldılar. Çünkü olayın ne bir özürlük ne de bir affedilmelik bir durumu yok. Allah’a bin şükür o tekme benim çeneme doğru geldi. Yüzüme doğru gelse burnumu kırabilirdi. Gözümü kör edebilirdi. Boynum kırılabilirdi. Şu an hala daha dudağımda 9 dikiş var. Boynumda çok ciddi bir ağrı var. İki gündür hiçbir şekilde uyku uyumuyorum. Doktor uyumamam gerektiğini söyledi. Hala bende bunun travması devam ediyor. Artık olay yasal prosedürler tarafından ilerleyecek” dedi.

    Rakip takım oyuncusunun yaşanan olayın ardından sahaya terk ettiğini belirten Karakış, “Rakip takımın yöneticileri beni arayarak geçmiş olsun dileklerinde bulundu. Rakip takımdan 6-7 tane oyuncu zaten arkadaşımızdı. Takım kaptanları bu olayın yaşandığı an ben bu takımda futbol oynamam deyip sahayı terk etti. Böyle duyarlı insanların olması da acı olayın sevinci tarafı diyebilirim” ifadelerini kullandı.

    KULÜP BAŞKANI ANBARCI: “BÜYÜK PANİĞE KAPILDIK”

    Oyuncusunun yüzüne tekme atıldığını gördükten sonra şoka girdiklerini ve büyük panik yaşadıklarını söyleyen Dallıcaspor Kulüp Başkanı Ajdan Anbarcı ise, olayın sonuna kadar takipçisi olacaklarını ifade etti. Anbarcı, “O anda büyük bir endişe içerisinde kaldık. Olayın yaşandığı an oyuncumuzun boynu da kırabilirdi. Allah göstermesin hayatını kaybedebilirdi. O an ne şampiyonluk ne futbol aklımıza geldi. Büyük panik yaşadık. Futbolcu kardeşimiz için orada bir şeyler yapmaya çalıştık. Şükürler olsun ki korkulan olmadı. Federasyonla gerekli görüşmelere başladık. Bugün hakem raporları da çıkacak. Videonun bir kopyasını federasyona gönderdik. Disiplin kurulunda bunlar tabii ki değerlendirilecek. Gerekli cezanın verileceğine inanıyoruz. Bu niyetle insanların futboldan uzak tutulması lazım” şeklinde konuştu.

    AMBULANS SKANDALI

    Olayın yaşandığı anda statta bir ambulans olmaması ile ilgili olarak da konuşan Başkan Anbarcı, “Bu amatör futbolun kanayan yarasıdır. Aydın Amatör Futbol Federasyonu’na ve Aydın İl Sağlık Müdürlüğü’ne çok defa müracaatlarda bulunduk. Gerekli yazışmaların yapıldığını fakat hala çözüme kavuşmadığını bizi ilettiler. Profesyonel liglerde olması amatör liglerde ambulans olmaması bir ayrımcılıktır ve çok kötü bir durumdur” diyerek sözlerini tamamladı.

  • Soma Davası’nda Aileler Konuştu:

    Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Soma Davası’nda dinlenmeye başlanan aileler, kaza öncesi ve sonrasında yaşadıklarını anlattı. Şehit madenci Ali Kavas’ın eşi Gülten Kavas, “Olaydan bir ay sonra Can Gürkan’ın muhasebecisi evimize geldi. ‘Şikayetçi olmayın ne isterseniz verelim’ dedi” ifadelerini kullandı. Tutuklu ve tutuksuz sanıkların önünde ifade veren aileler, kendi yaşadıklarının aynısını sanıkların da yaşamasını dilerken, bazı madenci yakınları duruşma salonunda fenalık geçirerek sakinleşmek için salon dışına çıktı.

    Soma’da 301 işçinin hayatını kaybettiği faciadan sağ kurtulan maden işçilerinin Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada ifadelerinin alınmasına devam edildi. Duruşmaya katılmayan iki işçinin dinlenmesini 22 Aralık’a erteleyen mahkeme heyeti şehit madencilerin ailelerini dinlemeye başladı.

    “BAŞKA ERGÜNLER OLMASIN”

    Madenden emekli olan Durmuş Sidal, kazanın meydana geldiği ocağa ilk kazma vuranlardan biri olduğunu belirterek, “Oğlum çok baskı olduğunu anlatıyordu. Fazla kömür çıkınca prim, dayıbaşlarının da aralarında bulunduğu madenciler arasında paylaşılıyordu. Çocuğum gözünü açamıyor, yemek yiyemiyordu. Yakında felaket olacak diyordu. O kadar insanı yeraltına koyarsan, hava dayanmaz. Çocuğu babasını göremedi, dedeydim, baba oldum. Sorun olduğunu bile bile insanları katlettiler. Şimdi kapatmaya çalışıyorlar. Acımızın, davamızın peşindeyiz. Hukuka güveniyoruz. Başka Ergünler olmasın diye davaya katılıyorum. İnsan hayatı bu kadar ucuz değil” dedi.

    Madende hayatını kaybeden ve 3 ay sonra emekli olacak olan Dursun Demircan’ın eşi Figen Demircan da eşinin son zamanlarda sıcaklık ve izdihamdan şikayet ettiğini, üretim baskısı nedeniyle yemek yemeye bile fırsat bulamadığını anlattı.

    “EŞİM 4 GÜN ÖNCE ZEHİRLENMİŞTİ”

    Eşinin sürekli olarak gazdan şikayet ettiğini ve başının ağrıdığını kaydeden Figen Demircan, olaydan 4 gün önce de eşinin gazdan zehirlenip tedavi gördüğünü dile getirdi. Demircan, “Eşim, sıcak nedeniyle son zamanlarda farelerin bile madeni terk ettiğini söylüyordu. Gaz, sıcaklık, ihmal yok da bu insanlar niye öldü” şeklinde konuştu.

    Maden şehitlerinden Uğur Çolak’ın annesi Gülsüm Çolak da oğlunun sürekli olarak, “Bu ocak bana mezar olacak” dediğini kaydederek, “Akıllı görüp başkaldırdıklarını düşündüklerini S panosuna çalışmaya gönderiyorlardı. Tutuklu sanık teknik müdür İsmail Adalı, ‘Ben buranın Allah’ıyım’ deyip hakaret edermiş. Ne hayatını ne babalığını yaşayabildi, oğlum 26 yaşında öldü. Çocuğumun çocukları için şikayetçiyiz. Alacağınız karar, gelecekte madenlerde çocuklarımızın ölmemesine yarayacak” dedi.

    Oğlu Yahya Aybak’ı kaybeden Seyit Hüseyin Aybak ise Soma Kömürleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın “ocağın imkanlarıyla dünya birincisi olduğu” sözlerini hatırlatarak, şunları söyledi: “Doğru, birinci ama 301 madencinin öldüğü tek ocak olarak. Kendisi bir kez ocağa inip işçilerle soğan ekmek yese, ‘Yetki verdiğim insanlar, bunları nasıl da kötü kullanmışlar’ derdi. Ben de kazadan 7-8 ay öncesine kadar aynı ocakta çalıştım. Teknik müdür İsmail Adalı geldiği zaman herkes alarma geçerdi. Şalterciydik, bant bir dakika bile dursa savunma alırlardı. 25 yılı aşkın madenlerde çalıştım, bant istediği kadar boşa dönsün, yangın çıkmaz.”

    Aybak, tutuksuz sanıkları kastederek, “Amir değil, hepsi malcıydı. Hepsi başımızda, ‘Haydi’ deyip dururlardı” ifadesini kullanarak, sanıkları görünce moralinin bozulması dolayısıyla söyleyeceklerinin bir kısmını unuttuğunu da sözlerine ekledi.

    Gülten Kavas da eşi Ali Kavas’ın işe başlamasının dördüncü gününde yaşamını yitirdiğini anlatarak, “İşe yeni başlayanların, ilk önce yer üstünde, sonra da Celal Bayar Üniversitesi’nde eğitim aldığını söylüyorlar. Eşimin kemiklerini mezardan getirsinler de Celal Bayar Üniversitesi’ne götürsünler” diye konuştu.

    “ŞİKAYETÇİ OLMAYIN NE İSTERSENİZ VERELİM”

    Soma Kömürleri A.Ş.’nin muhasebecisinin, kendisine şikayetçi olmaması durumunda ne isterse verme teklifinde bulunduğunu da öne süren Kavas, “Olaydan bir ay sonra Can Gürkan’ın muhasebecisi evimize gelerek ’Şikayetçi olmayın ne isterseniz verelim’ dedi. Sanıkların bazıları aynı firmadan maaş almaya devam ediyor” şeklinde konuştu. Kavas, şunları söyledi: “301 kişi öldü de 301 kişinin sırtından şimdi de 4 milyar maaş alıyorlar.”

    Serap Güneş ise kardeşi Serkan’ın sağlık memuru olarak yer altındaki revirde görev yaptığını ifade ederek, “Kardeşim, sargı malzemelerinden ağrı kesiciye, kendi imkanlarıyla ilaç alıp götürüyordu çünkü bir işçiye bir hap verilebiliyordu. Madem hiç kusur yok, kardeşim gaz maskesini de kullanmayı bilir, tüm gereken tedavi imkanlarına da sahipti, peki niye 13-14 kişiyle revirde can verdi?” dedi.

    Personel yetersizliğinden bir sağlıkçı gelmeyince kardeşinin iki vardiya üst üste çalıştığını da dile getiren Güneş, tutuklu sanıklardan işletme müdürü Akın Çelik’in 5 dakika erken çıktığı gerekçesiyle kardeşine tokat attığını iddia etti.

    Kazada hem oğlu hem damadını kaybeden Alaattin Güngör de oğlunun madenin sıcaklığı dolayısıyla “Biz ölürsek, grizu patlamasından öleceğiz” dediğini belirtti.

    Ölen madenci yakınları Recep Coşkun, Mehmet Kilci de şikayetçi olduklarını bildirdi.

    “BENİM ÇOCUKLARIMIN AĞLADIĞI GİBİ ONLARIN DA AĞLASIN”

    Faciada 9 yıllık madenci olan eşini kaybeden ve 3 çocuğuyla baş başa kalan Bircan Yıldırım, “Eşim 9 yıldır madenciydi. İşini bir gün bile aksatmadı. İşten eve gelirken terli olurdu, yorgun olurdu. Vücudunun her yerinde sıcaktan oluşan kızarıklıklar vardı. S panosunda 1. usta olarak çalışıyordu. İsmail Adalı’dan sürekli şikayet ederdi ’baskı yapıyorlar’ diye. Şimdi arkamda duruyorlar. Sinirden elim ayağım titriyor. Adalete güveniyoruz. Çok konuşacak şeylerim vardı ama buraya gelince elim ayağım titredi. 3 çocuğumla kala kaldım. Diyecek bir şeyim yok. Allah benim çektiğim acının aynısını onlara da göstersin. 5 dakika gülüyorsam 15 dakika ağlıyorum hala. Canımı aldılar benden. Ölüsünü bile göstermediler. 19 aydır çocuklarım ‘Baba’ diye ağlıyorsa onların çocukları da öyle ağlasın. Şikayetçiyim, sonuna kadar davamızın peşindeyiz. Adalete güvenimiz sonsuz” dedi.

    Bircan Yıldırım’ın dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti duruşmayı 22 Aralık Salı günü sabah 09.00’a erteledi. Duruşmaya yarın, bugün mahkemeye gelmeyen iki tanığın dinlenmesinin ardından ailelerin dinlenmesiyle devam edilecek.

  • Günay Güvenç, Kaleci Transferi Hakkında Konuştu

    Beşiktaş Kulübü Başkanı Fikret Orman’ın kaleci transferi konusundaki açıklamalarının ardından genç kaleci Günay Güvenç, “Karar ne olursa olsun Beşiktaş’ın menfaatleri, Beşiktaş’ın geleceği için olur” dedi.

    Beşiktaş Yönetim Kurulu Üyesi ve Basın Sözcüsü Metin Albayrak ve Beşiktaşlı genç kaleci Günay Güvenç, Üsküdar’da bulunan Kartal Yuvası’nın açılışına katıldı. Türkiye’de 69. olan en büyük Kartal Yuvası olan mağazanın açılışında basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Beşiktaş’ın 24 yaşındaki kalecisi Günay Güvenç, mağazanın hayırlı olmasını diledi. Beşiktaş’ta gündemde olan kaleci transferi ile başkan Fikret Orman’ın transfer açıklamasının ve kendisinin 3. kaleci durumuna düşmesinin sorulması üzerine genç kaleci, “Ben bu konuya cevap vermem, vermek istemiyorum çünkü önümüzde önemli bir Osmanlıspor maçı var. Ben ona odaklandım, gerisine hocamız, başkanımız ve yöneticilerimiz karar verir. Karar ne olursa olsun Beşiktaş’ın menfaatleri, Beşiktaş’ın geleceği için olur. O yüzden son iki maçımız var biz onlara odaklanalım ve kazanalım. Gerisine yönetimimiz karar verir” dedi.

    “KENDİMİZDEN EMİNİZ”

    Osmanlıspor maçı öncesi takımın son durumu hakkında da açıklamalarda bulunan 24 yaşındaki kaleci, “Osmanlıspor, Galatasaray maçının aynısı. 3 puan var. Galatasaray maçında da 3 puan vardı, burada da 3 puan var. Biz iyi bir hava yakaladık, iyi top oynuyoruz. Bunu sürekli oynamamız lazım. Büyük bir maraton, uzun bir maraton. Biz kendimizden eminiz, burada da 3 puan alacağız. İnşallah böyle devam eder” ifadelerini kullandı.

    ALBAYRAK: “BEŞİKTAŞ FORMASI GİYEN HER OYUNCU ÖNEMLİ VE DEĞERLİDİR”

    Beşiktaş Yönetim Kurulu Üyesi ve Basın Sözcüsü Metin Albayrak ise yaptığı açıklamada, bugün Türkiye’de en büyük Kartal Yuvası’nı açtıklarını ve emeği geçen herkese teşekkür ettiğini belirtti. Albayrak, takımdaki kaleci durumu ve oynayacakları Osmanlıspor maçı ile ilgili, “Beşiktaş’ın formasını giyen her futbolcu, önemli ve değerlidir bizim için. Kim kaleye geçer, Tolga kaptanımız kaleye geçer, o kenarda olduğu zaman Günay ona yardımcı olur, Günay kaleye geçtiği zaman Tolga ona destek olur. Ağabey-kardeşlik havasında gider. Üçüncü bir kaleci gelirse de o üçünün içerisinde rekabet vardır. Kim oynarsa o kaleye geçer. Biz golü yediğimizde, yenildiğimizde de takım olarak yeniliyoruz, yendiğimizde de takım olarak yeniyoruz. Çok iyi bir hava yakaladık, çok iyi bir arkadaşlık ortamımız var. Başkanımızdan, yönetimimize, teknik ekibimizden futbolcusuna, taraftarımıza bir yürek olduk. Bu hedef doğrultusunda Allah izin verirse gidiyoruz, Osmanlıspor’u da yenip lider olarak döneceğiz” diye konuştu.

    Açıklamaların ardından Günay Güvenç, mağazaya gelen taraftarlarla hatıra fotoğrafı çektirdi ve forma imzaladı.

  • Paralel Operasyonda Gözaltına Alınan İşadamının Eşi Konuştu:

    İzmir’de Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin sabah saatlerinde düzenlediği operasyonda aralarında işadamları, bürokratlar ve avukatların da bulunduğu 33 kişi gözaltına aldı. Cumhuriyet Başsavcıvekili Okan Bato’nun talimatı üzerine İzmir Emniyet Müdürlüğü TEM Şubesi ekipleri, sabah saatlerinde 40 adrese eş zamanlı operasyon düzenledi. Operasyonda aralarında işadamları, bürokratlar ve avukatların da bulunduğu 33 kişinin gözaltına alındı.

    GÖZALTINA ALINANLARIN YAKINLARI NÖBET TUTUYOR

    Toplam 57 kişinin bulunduğu operasyon kapsamında gözaltına alınanlar arasında bulunanların yakınları da emniyetin önünde bekliyor. Gözaltına alınan sanayici M. K.’ın eşi T. K. da eşinin cemaatle hiçbir bağlantısı bulunmadığı belirterek, gazetecilere açıklamalarda bulundu.

    “BİR KURBAN PARASI BAĞIŞLADIK”

    Sabah saatlarinde emniyet binasının önüne gelen T.K. ‘Polis sabah saat 06.00’da evimizi bastı. Ne olduğunu anlayamadık. Manisa’da sanayici olan eşim 2012 yılında cemaate bir kurban parası bağışladı. Başka bir şey bilmiyorum’ dedi.

    BAŞSAVCILIKTAN AÇIKLAMA

    İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı da gözaltılarla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:

    “Kamuoyunda FETÖ/PDY (Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması) adıyla bilinen terör örgütüne mensup olduğu iddia edilen kişilerin, örgüt adına himmet, infak, burs, bağış, kurban ve benzeri adlar altında, düzenlenen toplantılarda katılanlardan ikna yada tehdit ve şantaj yoluyla para topladıkları, bu paraları örgüte aktararak örgüte ekonomik kaynak sağladıkları iddiaları ve bu yönde ciddi bulguların bulunması üzerine daha önce Cumhuriyet Başsavcılığımız Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosunca başlatılan ve hali hazırda devam eden soruşturma kapsamında; adamları, avukatlar ve bir bürokratın bulunduğu 57 kişiye yönelik olarak 18/12/2015 tarihi itibariyle gözaltına alınma talimatı verilmiş, 39 kişiye ait 40 adreste arama ve el koyma işlemi Toplanan deliller doğrultusunda haklarında yeterli şüpheye ulaşılan, aralarında iş Konuya ilişkin soruşturma devam etmektedir”.

  • Matso, BAKA İle 2016 Destek Programını Konuştu

    Batı Akdeniz Kalkınma Ajansı (BAKA) Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen Manavgat Ticaret ve Sanayi Oadası ( MATSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş’ı makamında ziyaret etti. Ziyarette BAKA Antalya Koordinatörü Osman Erol Saraydere ve uzman Gözde Bozdağ’da yer aldı.

    Ziyarette 2016 yılı Mali Destek Programına ilişkin desteklenecek konular, öncelikli alanlar, verilecek hibe tutarları ve oranları ile proje değerlendirme kriterleri gibi konuların ele alındı.

    MATSO Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Boztaş, İlçenin ekonomik yapısı ve Oda çalışmaları hakkında bilgiler vererek Manavgat’ın en büyük ilçelerinden biri olduğunu söyledi. Oda olarak ilçe ekonomisinin daha iyi yerlere gelmesi için çaba gösterdiklerini kaydeden Boztaş, MATSO-BAKA iş birliği ile yapılan çalışmaların sürdürmeyi amaçladıklarını kaydetti.

    BAKA Genel Sekreteri Mehmet Sırrı Özen, şehirlerin kalkınmasında sivil toplum kuruluşlarının önemine dikkate çekerek MATSO’nun ilçede yaptığı çalışmaların önemine vurgu yaptı. Özen, BAKA olarak Manavgat’a büyük önem verdiklerini kaydederek ilçenin birçok ilden daha fazla ekonomik potansiyele sahip olduğunu belirtti.