Etiket: konuştu

  • Akın Çorap Yeşilgiresun Belediyesporlu Ivanov Umutlu Konuştu

    Spor Toto Basketbol Ligi ekiplerinden Akın Çorap Yeşilgiresun Belediyespor’da hafta sonu oynanacak olan İstanbul Büyükşehir Belediyesi karşılaşması hazırlıkları sürüyor.

    19 Mayıs Kapalı Spor Salonu’nda Başantrenör Aleksandar Trifunovic’in yönetiminde İstanbul Büyükşehir Belediyesi hazırlıklarını sürdüren Akın Çorap Yeşilgiresun Belediyespor’da basketbolcular galibiyete odaklandı. Antrenmanın ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Bulgar basketbolcu Dejan Ivanov, ”Sezonun en önemli maçına çıkacağız. Eğer bu maçı alırsak sıralamadaki yerimizi daha avantajlı bir şekilde kullanmış olacağız. Bu takımda benim ve bir başkasının performansı önemli değil, önemli olan takımın performansıdır. Takım kazanmaya devam ettikçe ben bundan daha fazla mutlu olurum. Yeni koçumuz geldiğinden beri biraz daha toparlandık ve pozitif bir grafik çiziyoruz” dedi.

  • Suriyeli Çocuğu Yere Çarpan Adama Tepki Gösteren Esnaf Konuştu

    İzmir’de seyyar satıcılık yapan bir şahısın yakaladığı Suriyeli çocuğu havaya kaldırıp acımasızca yere vurması anlarına tanık olan esnaflar, şahsın linç olmaktan son anda kurtulduğunu belirterek, olay anını anlattı.

    Olay, bugün öğlen saatlerinde İzmir Kemeraltı Çarşısı’nda meydana geldi. Görüntülerde 5-6 yaşlarında olduğu tahmin edilen Suriyeli bir çocuk koşarak kameranın açısına giriyor. Arkasından yine koşarak gelen ve çarşıda seyyar satıcılık yapan şahıs çocuğu yakalıyor. Çocuğu bütün öfkesiyle havaya kaldıran şahıs minik çocuğu bütün gücüyle yere vuruyor. Olaya şahit olan esnaf ve vatandaşlar ise neye uğradığını şaşırarak şahsa tepki gösteriyor.

    “BİSİKLETİN SELESİNİ TUTMUŞ, SEBEP BUYMUŞ”

    Olay anında orada bulunan ve hemen müdahale ederek çocuğa saldıran adamı köşeye sıkıştırdıklarını anlatan Kemeraltı esnafı, o anları şöyle anlattı:

    “Dükkanda müşteriye bakıyorduk. Çocuğun fırladığını gördük, arkasından bir adam geldi. Bir anda çocuğu kavradığı gibi çocuğu havaya kaldırıp yere çaktı. Sonra bütün esnaflar burada toplandık ve adamı köşede yakaladık. Linç edilecekti, burada esnaflık yaptığı için kurtuldu. Adam bisikletle gidiyormuş, çocuk bisikletin selesini tutmuş. Başka bir sebep yok. Ne olursa olsun çocuk, hırsızlık bile yapsa çocuğa o şekilde vurmaya hakkı yok. Çocuğu yüzüstü çarptı Allah’tan şansıymış, kedi gibiymiş. Yüzüstü düştü, kafa üstü düşse zaten beyin kanaması geçirebilirdi. Allah’ın sevgili kuluymuş. Yüzünde çizikler vardı, arkadaşları aldı çocuğu ara sokaklara kaçtı gitti. Biz esnaflar olarak araya girdik. Adam köşeye sıkıştırdık, ama araya başka esnaflar girdi. Adam gitti.”

    “YÜZÜNDE KIZARIKLIK VE MORLUKLAR VARDI”

    Yapan şahısın pilav satan bir seyyar esnaf olduğunu belirten bir başka görgü tanıdığı da, “Ben buradaydım, sese çıktık. Sanırım motoruyla gelirken arkasına takılmışlar. Motoru bırakmış peşlerine koşturmuş. Yakalamış. Bir kere duygusal olarak bakarsanız çocuk. Suriyeli olabilir ayrı bir ırk olabilir, sonuçta çocuk ve yapılan hareket hoş değil. Yine Allah yardım etti, kafası üzerine düşmedi. Kedi gibi dört ayak üstüne düştü. Ama yüzü gözü kızarıklar morluklar vardı. Bütün çarşı tepki gösterdi, yine olsa yine gösterilir” diye konuştu.

    Esnaf olay anında çocuğun ağlamadığını ve koşarak arkadaşlarıyla kaçtığını sözlerine ekledi.

  • Kadınlar Günü’nde Erkekler Kadınları Konuştu

    8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınların yaşadığı sorunlara erkek bakış açısıyla değinen İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) ‘’Dünya Kadınlar Gününde Erkek Aklıyla Kadın’’ söyleşisi düzenledi. Panelde 4 erkek konuşmacıya, oyuncu-model Eyşan Özhim’in canlandırdığı Hatice tiplemesi eşlik etti.

    İstanbul Aydın Üniversitesi (İAÜ) Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Uygulamaları ve Araştırmaları Merkezi, İAÜ Kadın Araştırmaları Koordinatörlüğü, İAÜ Türkiye Araştırmaları ve Uygulamaları Merkezi işbirliğiyle düzenlenen “Dünya Kadınlar Gününde Erkek Aklıyla Kadın” söyleşisine İAÜ Florya Yerleşkesi ev sahipliği yaptı. Moderatörlüğünü İAÜ Türkiye Araştırmaları ve Uygulamaları Merkezi Başkanı ve İAÜ Kadın Araştırmaları Koordinatörü Öğretim Görevlisi Zeynep Banu Dalaman’ın yaptığı etkinliğin konuşmacıları; Berhan Şimşek (T.C. 24. Dönem Milletvekili, Sanatçı), Eyşan Özhim (Oyuncu, Model), Yalçın Bayer (Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı, Gazeteci), Prof. Mehmet Birkiye (Türk Tiyatro Yönetmeni ve Oyuncusu İAÜ Öğretim Üyesi) ve Yrd. Doç. Dr. Hakan İşözen (İAÜ Öğretim Üyesi, Felsefeci) oldu. Erkekteki kadın algısını ve farklı bakış açılarını açığa çıkarmanın amaçlandığı etkinliğin sonunda ise moderatör Zeynep Banu Dalaman ile Eyşan Özhim tarafından ‘’Eşitlikten Farklılığa Kadın Hareketi’’ isimli bildiri okundu.

    HATİCE KARAKTERİ NASIL DOĞDU?

    Etkinlikte, canlandırdığı Hatice karakteriyle yer alan oyuncu-model Eyşan Özhim bu karakterin nasıl ortaya çıktığını ve amacını ‘Hatice olarak’ şu şekilde anlattı: ‘’Bundan 4 sene evvel Hatice olarak doğdum. Nedeni ise Eyşan ablamın kendisine yapılan zihinsel, fikirsel baskılara dayanamayıp beni ortaya çıkarmasıydı. Ben şiddete ve baskıya karşı eylem yapan Hatice olarak ne söylemek istersem çok kolay bir şekilde ifade edebiliyorum. Ancak bu sözleri Eyşan ablam söylediği zaman sadece çok güzel bir kadın olduğu için dinliyorlar. İnsanlar boyuyla, kilosuyla daha çok ilgileniyorlar. Bu yüzden de söyledikleri bir kulaktan giriyor diğer kulaktan çıkıyor. Ama o sözleri Hatice olarak söylediğim zaman hafızalarda kalıyor. O yüzden bu etkinliğe de Hatice olarak geldim. 4 senedir bütün kadınların arkasındayım ve kadınlarla ilgili bütün eylemlere katılıyorum’’.

    Konuşmaya Eyşan Özhim olarak devam eden ünlü oyuncu, ‘’Kadın hakları, şiddet ve savaşla ilgili her türlü konuşmaya, eyleme Hatice’yi gönderiyorum. Çünkü o dikkat çekmek istediği noktaları herkesi gülümseterek anlatıyor. Onun söyledikleri, dinleyenler tarafından daha fazla sempati ile karşılanıyor. İnsanlar birbirine ön yargı ile yaklaştığı için herkes bir şeyler söylüyor. Ben de böyle bir farkındalık oluşturmak istiyordum o yüzden Hatice karakteri ortaya çıktı. Çıktığı günden beri de ne yapmak, ne söylemek istediğini gayet güzel anlattı’’ ifadelerinde bulundu. Kadınlar Günü ile ilgili de bir mesaj veren Özhim, ‘’8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun. Tüm kadınlarımızın her günü kutlu olsun. Tüm insanlarımızın kadın erkek hiçbir ayrım olmadan bütün insanların, ‘’İnsanlık Günü’’ kutlu olsun’’ dedi.

  • Ünlü Tarihçiler Valide Sultanları Konuştu

    Beyoğlu Belediyesi tarafından düzenlenen lider kadınlar programında ünlü tarihçiler, Prof. Dr. İlber Ortaylı ve Prof Dr. Erhan Afyoncu, Osmanlı Sultanlarını konuştu.

    Tarihçi Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Osmanlı’da kadınların güçlü birer birey olduklarını belirterek, “Osmanlı’da kadınlar her zaman ilgi çeken bir noktadır. Çünkü genelde tarihin akışında kadının rolü ön planda değildir. Ama kadınlar erkeklerin arasında öne çıkmış insanlardır. Birçok erkek hakim topluma rağmen bunu sağlamışlardır” dedi.

    Beyoğlu Belediyesi, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadının hayata yön veren kimliğini öne çıkarmak amacıyla bu sene ilkini düzenlediği “Öncü Kadınlar” isimli bir projeye imzaya attı. Proje kapsamında Cemal Reşit Rey Konser Salonu’nda “Lider Kadınlar Valide Sultanlar” isimli bir etkinlik düzenlendi. Etkinliğe, Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan, ünlü sunucu Pelin Çift, ünlü tarihçiler Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Prof. Dr. İlber Ortaylı ve ünlü sanatçı Kenan İmirzalıoğlu’nun yanı sıra çok sayıda vatandaş katıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kültür Kenti Vakfı’nın işbirliğinde yapılan programda, Hürrem Sultan, Kösem Sultan ve Hatice Turhan Sultan’ın hayatlarına değinilerek, kadınların liderlik vasıflar ve toplum içerisindeki yerine değinildi.  Afyoncu ve Ortaylı’nın gerçekleştirdiği söyleşide tarihe iz bırakan valide sultanlar konuşulurken, tarihte doğru bilinen yanlış hakkında da bilgiler verildi.

    BAŞKAN DEMİRCAN, 8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ’NÜ KUTLADI

    Program öncesi açıklama yapan Başkan Demircan 8 Mart’ın önemine değinerek, “Etkinlikler çerçevesinde bizlerde tarihimize ışık tutacak lider kişilikler üzerinden yanlış anlamalara sebebiyet vermiş konulara işin doğrusunu nasıl ortaya çıkartabiliriz ve kadına bakışta doğru bir algıyı nereden oluşturabiliriz diye bir düşünce geliştirdik. Son dönemlerde gündem harem ve harem hayatında var olan Hürrem Sultan, Kösem Sultan ve Hatice Turhan Sultan’ın siyasi kişilikleri, onların topluma kazandırdıkları ve onlar üzerinden oluşturduğumuz bir lider kadın kişiliğinin altını çizmek ve bugün ki geleceğimize doğru ışık tutmak anlamında anlamlı olur diye düşündük. 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebeti ile bütün dünyada kadınların yaşadıkları sıkıntılar üzüntüler eksiklikler ve horlanmaların yanı sıra saygı görmemeleri hep konuşulan konular. Bizim toplumumuzda kadının gerçek yerine bunu anlatırken bir yandan da ona verilen kıymeti kendi siyasi tarihimiz açısından ortaya koyabilmek ve umut yaratabilmek ve bu çerçevede işte böyle bir etkinlik yaptık” dedi.

    “OSMANLI KADINLARININ ÖN PLANA ÇIKMASINDA DİZİLERİN ROLÜ VAR”

    Söyleşiyi gerçekleştiren Prof. Dr. Afyoncu, kadınların Osmanlı döneminde hep horlanmış ve dışlanmış olarak bilindiğini söyleyerek, “Burada onların öyle olmadığını toplumda kadınların gerçek rolü neyse bunların anlatımını yapacağız. Bunlar çünkü özellikle, Turhan Kösem Sultan devleti ayakta tutan ve 17 yüzyılda Osmanlı Devleti’nin devamlılığını sağlayan kişilerdi.  Osmanlı’da kadınlar her zaman ilgi çeken bir noktadır. Çünkü genelde tarihin akışında kadının rolü ön planda değildir. Ama kadınlar erkeklerin arasında öne çıkmış insanlardır. Birçok erkek hakim topluma rağmen bunu sağlamışlardır. Bu açıdan kadınlar daha çok ilgi çekiyor. Kadınların ön plana çıkmasında Osmanlı kadınlarına ait dizilerin ön plana çıkmasının önemli bir rolü var” diye konuştu.

    Program sonunda Başkan Demircan tarafından Erhan Afyoncu’ya ve Pelin Çift’e ödül takdim edildi.

  • Çaturoğlu, Plan Ve Bütçe Komisyonu’nda Konuştu

    AK Parti Zonguldak Milletvekili Faruk Çaturoğlu, Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık bütçesi üzerine konuşma yaptı. Çaturoğlu, “Cumhurbaşkanımız kendini topluma adamış bir insandır” dedi.

    Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Plan ve Bütçe Komisyonu, Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlık bütçesini görüşmek üzere toplandı. AK Parti Zonguldak Milletvekili ve TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi olan Faruk Çaturoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik söylenen sözlere sert tepki gösterdi.

    Çaturoğlu, konuşmasına şöyle başladı:

    “Bütün arkadaşlarımızın kurumların daha etkin çalışması ve denetlenmesi, ihtisas komisyonlarının çalıştırılması, yasama kalitesi ve sorulan sorulara tatminkar cevap alabilmeleri noktasındaki haklı taleplerine katılmamak mümkün değil ve biz bu Komisyondaki bütün arkadaşlarımızın, büyüklerimizin, küçüklerimizin hepsinin tecrübelerinden de istifade ediyoruz. Burada hem siyaseti hem de devleti derinlemesine öğrenme imkanımız oluyor. Ancak bu değerlendirmeler yapılırken bazen işin şirazesinden çıkıp eleştiri dozajının hakarete varan şekilde olmasını da tasvip etmiyoruz ve burada konuşulan bazı konulara da katılmadığımı ifade etmek istiyorum.”

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kendini topluma adamış bir insan olduğunu ifade eden Çaturoğlu, “Şimdi siz Cumhurbaşkanımız için sabahtan akşama kadar ’Sizi oradan alacağız. Sonunuz Adnan Menderes’ten daha beter olacak’ ya da sabahtan akşama kadar Sayın Cumhurbaşkanımıza ’Seni alaşağı edeceğiz. Sonun Adnan Menderes’ten daha beter olacak’ denilirse, ya da sabahtan akşama kadar Sayın Cumhurbaşkanına ve makamına küfre varan hakaretler yapılırsa Cumhurbaşkanı da elbette buna siyasi bir karşılık verecektir. Bundan daha normal, bundan daha değişik bir şey olamaz. Cumhurbaşkanımız kendini topluma adamış bir insandır. Bugüne kadar hangi makamda bulunduysa o makamları da dönüştürmeyi başarmış bir insandır. Bu açıdan çok başarılıdır. Dolayısıyla Sayın Cumhurbaşkanımızın bu memleketin idarecilerinden olan sayın kaymakamları, sayın muhtarlarımızı ve diğer sivil toplum kuruluşlarını Külliye’de misafir edip onlarla fikirlerini, Türkiye üzerindeki görüşlerini paylaşması, onlardan fikir alması gayet doğal ve gayet normal bir hadisedir” diye konuştu.

    Çaturoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

    “Sayın Cumhurbaşkanımız, kaymakamlara ’Siz gerekirse mevzuatın üstüne çıkın’ demiş, mevzuatı vatandaş için yorumlayın demiş. Bizim zaten uzun yıllardan beri şikayet ettiğimiz konu bu değil mi arkadaşlar? Biz zaten kanunların katı şekilde uygulanmasından, vatandaşın lehine yorumlanmamasından şikayetçi değil miyiz? Mesela bir örnek vereyim. Sosyal yardımlaşma vakıflarımız var. Ben bunu geçen sayın bakanımıza da söyledim. Burada teoride bir gelirden bahsediliyor, diyor ki; ’Şu kadar gelir olursa bu vatandaşa, bu aileye yardım yapılmaz.’ Ama bakın, bu işin teori kısmı, bir de bu işin pratiği var. Adamın maaşı var, yeterli, o gelir sınırını da geçiyor ama ne yapmış? Bankaya borçlanmış, maaşının tamamını bankaya veriyor ya da icra gelmiş, maaşının tamamı icraya gidiyor, gelirinin tamamı. Yahu, hadi adam kalsın sokakta, aç da kalsın, efendime söyleyeyim, soğuktan da donsun ama evde bu insanın çoluğu var, çocuğu var, ailesi var. Yani teoride böyle söylüyor diye bu insanlar aç mı kalsın, açık mı kalsın, sabaha kadar donsun mu? Kardeşim, orada tabii ki, kaymakam pratiği uygulayacak, diyecek ki; ’bunun geliri var ama bu insan borçlu, bu insanın icradan eline gelir geçmiyor, buna tabii ki kömür yardımı da gıda yardımı da diğer yardımlar da yapılacak.’ İşte söylenmek istenen şey budur. Yani kanunun milletin lehine uygulanmasıdır, başka bir şey değildir. Buna başka bir mana yüklemeye gerek yoktur. Cumhurbaşkanını, kaymakamları, muhtarları, sivil toplum kuruluşlarını Köşk’te ağırlıyor diye şikayet edenler acaba 28 Şubat sürecinde neredelerdi? Genelkurmay Başkanı bütün savcıları, hakimleri, yüksek yargı organlarını, Danıştay’ı, Sayıştay’ı hepsini bir salonda toplayıp onları hükümetin aleyhine kışkırttığı zaman, ’rejim elden gidiyor’ teraneleriyle o insanları bağımlı davranmaya teşvik ettiği zaman hiç kimsenin gıkı çıkmadı. Ayrıca değerli arkadaşlar, çelik çomak oynamadık biz, biz öteki mahalleden geliyoruz, biz de acılarla geldik. Öteki mahallenin de ne olduğunu biliyoruz. Basın özgürlüğü, ifade özgürlüğü, hakaret ve küfür etme özgürlüğü değildir. Teröre, kana sebep olanlara hiçbir şey demeden bu ülkenin bir parçasını canı pahasına savunanlara hiç kimse katil diyemez ve şiddetle ve nefretle kınıyorum. Silahlı mücadele yürüten terör örgütlerini kutsamak, devleti, hükümeti ve AK Parti’yi katil olarak nitelendirmek fikir özgürlüğü değildir. Bunları da aydın olarak kabul etmiyorum. Sanki doğuda ve güneydoğuda bahar var, bayram var, her şey güllük gülistanlık, bizim orada emniyet kuvvetlerimiz de askerimiz de operasyon yapıyor. Böyle bir şey yok, böyle bir algı oluşturulmaya dikkat ve özen gösteriliyor, ama hepimizin bildiği bir şey var; burada bir çözüm süreci vardı ve bu süreç de maalesef kötü kullanıldı. Orada PKK terör örgütü yol kesmek, haraç toplamak, sözde mahkemelerde oradaki insanları yargılamak, kendi fikrinden olmayanları imha etmek gibi Stalinist ve Pol Potçu bir zihniyetle oraları kan gölüne çevirdi. İşte, Türkiye ve emniyet güçlerimiz bu olaya müdahale ediyor. Oradakileri ’eli silahlı birer çocuk’ diye nitelendirmek de değerli arkadaşlar, ihanetle eş değerdir. Elinde silah kim olursa olsun masum olamaz, o silahı o insanların eline kim verdiyse onlardan da hesap sormak bu milletin borcudur. Şimdi de orada en fazla zarar gören Müslüman, mütedeyyin, milletine, devletine sahip çıkan, bağlı olan Kürt kardeşlerimiz orada zarar görüyor, bütün milletimizin gördüğü gibi. Orada bir güç mücadelesi var. Orası sadece Cizre’yle, Şırnak’la, Hakkari’yle sınırlı değil, orada yedi düvelle mücadele yürütüyor Türkiye Cumhuriyeti Devleti ve buna da alet olan insanlar var ve en garibi de bu mecliste onlara destek olanlar var. Yani HDP’yi anlıyoruz da bir de çakma HDP’liler var, onları anlayamıyoruz.”