Etiket: konuştu

  • Aydın Ticaret Borsası ve Efeler Ziraat Odası pamuğu konuştu

    Aydın Ticaret Borsası Meclis Başkanı Bahri Erdel, Meclis Başkan yardımcısı Rıza Uyar ve Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Cengiz Ülgen’in Efeler Ziraat Odası yönetimini ziyaret etti Aydın tarımının ele alındığı ziyarette, gündemi pamuk fiyatlarındaki düşüş oluşturdu.

    Efeler Ziraat Odası üyeleriyle Aydın Ticaret Borsası üyelerinin Aydın tarımı için önemli bir yere sahip olduğunu belirten Borsa Meclis Başkanı Bahri Erdel; “Aydın tarım ürünlerinin daha iyi değerlendirilebilmesi için Efeler Ziraat Odası’nın projelerine biz dahil oluruz. Onlar bizim projelerimize dahil olurlar. Ortak hedefimiz Aydın tarım ürünlerini daha fazla değer kazandırmak. Şu anda Aydın’da pamuk hasadı bitmek üzere fakat oluşan fiyatlar, pamuğun gerçek fiyatı değil. Bazı ekonomik sıkıntılardan dolayı iplik tüccarları mal alımına yanaşmıyorlar. Üreticilerimiz de tarım krediye, bankalara olan borçlarından dolayı pamuğunu satmak zorunda kalıyor. Aacil ihtiyacı olmayan üreticimiz elindeki pamuğu satmaz biraz daha dayanabilir ise önümüzdeki günlerde pamuk fiyatları yükselecek ve gerçek değerini bulacaktır” dedi.

    Aydın Ziraat Odaları Koordinasyon Kurulu Başkanı ve Efeler Ziraat Odası Başkanı Mehmet Kendirlioğlu ise, “Bizler iç içeyiz aynı ürünleri işliyor ve pazarlıyoruz. Çiftçimizle ilgili neler yapabiliriz; Borsamız ve diğer sivil toplum örgütleri ile beraber bu çalışma içindeyiz. Aydın ilinin yüzde ellisi çiftçi, yani hepimiz bu geminin içindeyiz. Zaman zaman hep birlikte sorunlarımızı Ankara’da dile getiriyoruz. Son zamanlarda yine pamukta fiyat sıkıntısı yaşıyoruz. Bunu her hasat döneminde yaşıyoruz. Sadece bu senenin sorunu değil. Pamuğun maliyeti 4 TL civarında fakat borsada fiyat 3 lira 300 kuruş ile 3 lira 500 kuruş arasında. Yani maliyetinin altında bir fiyat. Üreticilerimiz zararla karşı karşıya, şu an 80 kuruş olan desteklemelerin daha yukarıları çekilmesi için beklentilerimiz var. Arpa ve buğdayda iki katına çıkarılan gübre desteklerinin, pamuk ürününe verilmesine bekliyoruz. Pamuğun girdi maliyetlerini bu tür desteklerle düşürebiliriz. Eğer pamuk fiyatları bu şekilde kalırsa önümüzdeki yıl olmasa bile gelecek yıllarda pamuk ekim alanlarında azalma olacağı endişesi yaşıyoruz” diye konuştu.

  • Başkan Karabacak Sıfır Atık Zirvesi’nde konuştu

    Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın koordinasyonunda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayesinde geçen yıl hayata geçirilen Sıfır Atık Projesi’nin Türkiye ve dünyadaki mevcut durumu ile etkilerinin ele alındığı, “Sıfır Atık Zirvesi” ne katıldı.

    Sıfır Atık Projesi’nin uygulamalarının geliştirilmesine yönelik çalışmaların ilgili paydaşlarla çok yönlü ele alındığı “Sıfır Atık Zirvesi” ile israfın önlenmesi ve kaynakların daha verimli kullanılması öngörülüyor. Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde yapılan kongreye katılan Darıca Belediye Başkanı Şükrü Karabacak, Sıfır Atık Projesi’nin çevresel, ekonomik ve sosyal açılardan önemli etkilerinin bulunduğunu ifade ederken, “Böylesine önemli bir toplantılarda elde edindiğimiz bilgi ve tecrübeler şehrimizdeki çalışmalarda bizlere yol gösteriyor. Görev süremiz boyunca toplumun değişik kesimlerine verdiğimiz eğitim seminerlerinde, halkımıza çevre ve geri dönüşüm bilinci aşılarken, gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak adına çalışmalarımıza yön verdik. Geçtiğimiz yıl yaklaşık on dönümlük alanda inşasını tamamladığımız Katı Atık Toplama Merkezi’nde birçok atık madde kaynağında toplanarak ayrıştırma işlemine tabi tutuluyor ve yeniden ekonomimize kazandırılıyor. Bugün burada gerçekleştirilen Sıfır Atık Zirvesi’nin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum” dedi.

  • Mantar toplarken ayının saldırısına uğrayan vatandaş konuştu

    Kastamonu’nun Cide ilçesinde Hamitli köyünde ormanlık alanda mantar topladığı esnada ayının saldırısına uğrayarak yaralanan Mehmet Emin Tüfekçi, ayıyla yaklaşık 15-20 dakika mücadele ettiğini ve en son ayının elinden bağırarak kurtulduğunu söyledi.

    Kastamonu’nun Cide ilçesinde Hamitli köyünde mantar topladığı esnada ayının saldırısına uğrayarak yaralanan 38 yaşındaki Mehmet Emin Tüfekçi, Cide Devlet Hastanesinde yapılan ilk müdahalesinin ardından Kastamonu Devlet Hastanesine sevk edildi. Burada tedavisi yapılan Mehmet Emin Tüfekçi, ayıyla ilgili yaşadıklarını anlattı. Ayıyla yaklaşık 15-20 dakika boyunca mücadele ettiğini söyleyen Mehmet Emin Tüfekçi, “Kayınpederim ameliyat olduğu için aracımla Cide’nin Hamitli Köyüne getirdim. Devamında Ahmet Amcamla beraber dedik ki mantar toplayalım. Amcamın da mandaları var hem mandalara bakacaktık. Hem mantar toplayacaktık. Amcam ben aşağıdan gelir mantarlara bakarım dedi. Sende oradaki mantarlara bakarsın dedi. Ayı bir tane mandayı yemiş kemiklerini bırakmış. Boynuzlarını gördüm. Devamında bir tane ufak mandayı almış altına. Ben onu sonradan gördüm. Yani ben orada bir olay oluyor fark ettim. Böyle bir durumla ilk defa karşılaştığım için olay ne değildir, nedir bilmiyorum. Ben ayıya 5-10 metre mesafede yaklaştım. Ben orada kendimce dolaşıyordum. Yaklaşmışım fark etmedim ayının rengi de koyu kahverengiydi. Fark etmedim. Devamında ayı üstüme bağırarak koştu. Yani ben oraya kadar ayının beni ısıracağını tahmin etmemiştim. Belki 15-20 dakika ayıyla mücadele ettim. Ayı boğazıma çok saldırmak istedi. Ben elimi, kolumu ağzına doğru soktum. Sol kolumdan bir parça et kopardı. Ayaklarımı ısırdı. Allaha şükür göğsümde ve organlarımda bir sıkıntı yok” dedi.

    “Bir ara kendimi bırakayım, yesin beni dedim”

    Bir an kendisini bırakarak ölmeyi düşündüğünü anlatan Tüfekçi, şunları kaydetti:

    “Bir ara kendimi bırakayım dedim. Yesin beni dedim. Ne yapayım? Yapacak bir şey yoktu. Ben anlamadım gerçekten çok güçlü bir hayvan. Üstüme çıktı. Biraz çekti beni 3-5 metre. Bebek gibi oynadı benimle. O yana çekiyor bu yana çekiyor. Dedim ki bırakayım kendimi. Bağırmaya başladım Ahmet Amca diye. O sesten dolayı korktu mu, ürktü mü yani kafası benim üstümdeydi. Hep boğazımı ısırma hevesi ile kafamın üstünü ısırdı. Dişlerimi buradan deldi. Ya tırmık attı ya ısırdı. Köylüler diyor ki ısırsa kırardı dedi.”

  • Şehidin organlarıyla hayata tutunan 2 hasta ilk kez konuştu

    Bursa’da 21 Ekim’de geçirdiği trafik kazası sonucu şehit olan polis Hayrettin Yılmaz’ın kalbi, 6 aydır yapay kalple yaşayan Abdullah Toprak’a, akciğeri ise uzun zamandır organ nakli bekleyen 52 yaşındaki Erol Ersoy’a nakledildi. Şehit Yılmaz’ın organlarıyla hayata tutunan ve ilk kez konuşan 2 hasta “Bu şansı bana verdikleri için teşekkür ederim. Şehidimizin anne ve babasına başsağlığı diliyorum” dedi.

    Bursa’da 21 Ekim’de geçirdiği trafik kazası sonucu şehit olan Yunus ekiplerinden polis memuru Hayrettin Yılmaz’ın kalbi 6 aydır yapay kalple yaşayan 21 yaşındaki Abdullah Toprak’ta atacak. Şehit polisin kalbi, Ankara Yüksek İhtisas Hastanesi’ndeki operasyonla üniversiteye hazırlandığı yıl rahatsızlığını öğrenen ve 6 aydır yapay kalple yaşayan Abdullah Toprak’a, akciğeri ise 1 yıldır organ nakli bekleyen 52 yaşındaki Erol Ersoy’a nakledildi. Şehidin organ bağışı ile adeta hayata yeniden tutunan 2 hasta ise başarılı operasyonlar sonrası ilk kez İhlas Haber Ajansı (İHA) ekibine konuştu. Gerçekleştirilen kalp nakli sonrası alındığı yoğun bakımda hayata gözünü açan Abdullah Toprak, “Bu şansı bana verdikleri için teşekkür ederim. Şuan da çok iyiyim. Şehidimizin anne ve babasına başsağlığı diliyorum” dedi.

    “Şehidin kalp bağışından sonra hem sevindik hem üzüldük”

    Yaşadıkları zorlu süreci anlatan Abdullah Toprak’ın annesi Fatma Toprak, “Tam olarak 6 aydır burada bekliyorduk. Bugüne nasip oldu. Şehidin kalp bağışından sonra hem sevindik hem üzüldük. Onun annesi be babası çok zor durumda. Allah rahmet eylesin. Rabbim annesine, babasına sabırlar versin. Mekanı Cennet olsun inşallah. Böyle bir duyarlılık gösterdikleri için binlerce kez teşekkür ediyorum, Allah onlardan razı olsun. Onlarla telefondan görüştük. Biz buradan taburcu olunca yanlarına gideceğiz” ifadelerini kullandı.

    “Bağış bekleyenlerin umududur”

    Oğlu Abdullah’ın durumunun iyi ve daha iyi olacağını belirten gözü yaşlı anne, “Her şey iyi gidiyor. Herkesi bağış konusunda duyarlı olmaya davet ediyorum. Bağış bekleyenlerin umududur. Ben ve çocuklarımda bağış yapacağız. O tarafa çok üzüldüm. Kendi oğluma ise çektiği acıları gördüğüm için sevindim. Anlatması çok zor bir durum. Ayrıca hastane yetkililerine de çok teşekkür ediyorum, 6 aydır buradaydık ve anne, baba gibi sahip çıktılar bize” şeklinde konuştu.

    “Başarılı bir kalp nakli operasyonu gerçekleştirdik”

    Abdullah Toprak’a kalp naklini gerçekleştiren doktorlardan Op. Dr. Sinan Sabit Kocabeyoğlu, “Abdullah bizim daha önce yapay kalp cihazı taktığımız, ritim bozukluğu ve kalp yetmezliği ile acil kalp nakil listesiyle uzun süre hastanemizde yatan bir hastaydı. Çok şükür geçen hafta şehidimiz ve yakınları organını bağışladı. Başarılı bir kalp nakli operasyonu gerçekleştirdik. Hastamızın durumu da çok iyi şuanda. Her şey yolunda giderse birkaç gün içinde yoğun bakımdan çıkarmayı planlıyoruz. Vatandaşlarımız bağış yapmak için duyarlı olursa, kalp nakli bekleyen bir sürü hastamız var. Onlara faydalı olacak ve daha güzel günler geçireceklerini düşünüyorum” diye konuştu.

    52 yaşındaki Erol Ersoy’a akciğer naklini gerçekleştiren başarılı Doç. Dr. Erdal Yekeler ise Ersoy’un KOAH hastası ve 5 yıldır oksijene bağlı olduğunu belirtti. Erol Ersoy’un geçen yıl bu şikayetlerden dolayı hastanelerine başvurduğunu belirten Yekeler, “Biz onu bekleme listesine kaydettik. Bir yıldır organ bekleyen hastamızdı. Ülkemizde binlerce KOAH hastası var. Fakat bu şansa erişen çok az hasta var. KOAH hastalarında tedavilerin ve ilaçların fayda etmediği noktada umut olarak akciğer nakli gündeme gelmektedir. Şehit polisimiz organını bağışladı. Şehidimizden aldığımız akciğer ile başarılı bir akciğer nakli gerçekleştirdik. Hastamız artık uyandı ve kendi gıdasını alabiliyor. En kısa zamanda yoğun bakımdan çıkarılarak hayat kalitesini artıracağız. Oksijen bağımlısı ve cihazlardan onu kurtaracağız” dedi.

    “Organ bağışı, daha çok nefes ve hayat demektir”

    Şehit polis Hayrettin Yılmaz’ın ailesine başsağlığı dileyen Doç. Dr. Erdal Yekeler, konuşmasının devamında şunları kaydetti:

    “Polisimize Allah’tan Rahmet diliyorum. Ülkemizde son 5 yıldır artık yapılabilen akciğer nakli, en zor nakildir. Bu başarının arkasındaki en büyük sır ‘organ bağışıdır.’ Ülkemizde binlerce akciğer nakli olması gereken hasta varken, ülkemizde organ bağışlamanın çok az olmasından kaynaklanan bir kısıtlılık yaşıyoruz. Şehit polisimiz de ve ailesinde olan duyarlılığı artık tüm vatandaşlarımızdan bekliyoruz. Ne kadar organ bağışı olursa, birçok insana nefes ve umut olacağız. Birçok insanın hayat kalitesine artıracağız. En geç gelişen organ nakli belki de akciğer nakliydi. Ülkemizde çok geç başladık ama elde ettiğimiz başarılarla dünya ortalamasını geçtik. Hatta Avrupa’yı yakaladık diyebiliriz. Daha çok organ bağışı, daha çok nefes ve hayat demektir.”

    “Bu şansı bana verdikleri için teşekkür ederim”

    Öte yandan İHA ekibine konuşan 21 yaşındaki Abdullah Toprak, “Bu şansı bana verdikleri için teşekkür ederim. Şuan da çok iyiyim. Şehidimizin anne ve babasına başsağlığı diliyorum” ifadelerini belirtirken, akciğer nakli sonrası yoğun bakımda gözlerini açan 52 yaşındaki Erol Ersoy’da durumunun çok iyi olduğunu belirterek herkese teşekkür etti.

    Şehidin organ bağışından sonra hayata tutunan 2 hastanın ilerleyen günlerde yoğun bakımdan alınarak normal servis odasına geçmesi bekleniyor.

  • MHP İzmir Milletvekili Kalyoncu, Meclis’te Aydın’ı konuştu

    MHP İzmir Milletvekili Prof. Dr. Hasan Kalyoncu, TBMM’de Aydın’daki hava kirliliğiyle ilgili olarak sunulan araştırma önergesi üzerine MHP grubu adına konuştu.

    Çevre kirliliğinin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de büyük sorunlara sebep olduğuna işaret eden Kalyoncu, “Ülkemizde hava, toprak, su kirliliğiyle ilgili çalışmalar son yıllarda artarak devam etmekte ve kontroller sıklaştırılmakta, online izleme istasyonları da kurulmakta ve kurulmaya devam etmektedir. Aydın ilinde 6 adet hava kalitesi izleme istasyonu mevcut olup online olarak izlenmesi sağlanmaktadır fakat 2017 Çevre Durum Raporu’nda Aydın ilinde jeotermal etkiler tam manasıyla irdelenmemiş ve etkileri ortaya konulmamıştır.

    Aydın’da sülfür dioksit ortalama değerlerinin yaz ve kış mevsimleri Türkiye ortalama değerlerinin çok üstünde olmasının sebeplerinden biri de jeotermal santrallerdir. Şu anda Türkiye’de üretimde olan tüm jeotermal santrallerin yüzde 85’i Aydın’da yer almaktadır. Gelecek planlaması içerisinde de yüzde 70 civarının Aydın ilinde olması öngörülmektedir. Bu uygulamalarda gerekli önlemler alınmazsa tarım kenti olan Aydın çok olumsuz yönde etkilenecektir. Bu tespit Çevre Bakanlığı verilerine göre de doğrulanmakta, jeotermal atıkların en fazla toprak kirliliği yaptığı ilk üç il arasında Aydın’da yer almaktadır” dedi.

    “Ülkemiz için enerji gereksinimi göz ardı edilemez fakat enerji temini diğer alanları asgari düzeyde etkilemeli ve sürdürülebilir şekilde devam etmelidir” diyen Kalyoncu, “Çevre ve doğaya zararı engellenmeli ve en düşük seviyeye indirilmelidir. Tarım alanlarına ve yakın bölgelerde faaliyet gösteren tesislerin tarım üzerindeki etkileri ve gelecekte oluşturabileceği etkiler tam olarak belirlenerek önlenmelidir.

    Milliyetçi Hareket Partisi olarak çevre kirliliği konularına bakış açımız oldukça net olup Türk milletine ve vatanına zararlı olan her şeye karşı bir tavır içerisindeyiz. Çevrenin ve doğanın korunmasının hem millî hem de inanç açısından gerekli olduğunu ifade ediyoruz. Vatan sevgisi esası itibarıyla sadece bir sınır çizgisinin içerisindeki toprak parçasına duyulan sevgi değildir. Bizim vatan sevgimiz kurduyla kuşuyla nehriyle gölüyle ağacıyla deniziyle bütün doğal varlıklarıyla bu coğrafyayı sevmektir. Bu sevgi bütün dünyanın doğal varlık ve dengesini korumayı da içine almaktadır. Bu düşünceyle son söz olarak diyoruz ki, milliyetçilik çevreciliktir”