Etiket: “Kontrolsüz

  • Sağ Şeride Kontrolsüz Geçmeye Çalışınca Kaza Yaptı: 3 Yaralı

    D-100 Karayolu Kocaeli geçişinde sağ şeride kontrolsüz bir şekilde geçmeye çalışan ticari taksi, arkasından gelen aracı görünce direksiyon hakimiyetini kaybederek kaza yaptı. Kazada, 3 kişi yaralandı.

    Kaza, Kocaeli-Kartepe ilçesi geçişinde meydana geldi. Alper Aknaz idaresindeki 41 T 4054 plakalı taksi, sol şeritte ilerlediği sırada sağ şeride geçerek Sapanca yoluna dönmeye çalıştı. Bu sırada sağ şeritte ilerlemekte olan Sezai Yılmaz idaresindeki FF-429-TT İngiliz plakalı aracı aynadan gören Aknaz, direksiyonu aniden sola kırarak önce yolun solundaki bariyerlere daha sonra İngiliz plakalı araca çarptı. Kazada, iki araç yol kenarındaki sulama kanalına düşerken, araç içerisindekiler yaralandı.

    YARALILAR HASTANEYE KALDIRILDI

    Kazayı gören diğer sürücülerin haber vermesi üzerine olay yerine polis, itfaiye ve 112 Acil Sağlık ekibi sevk edildi. İtfaiye ekipleri araçları içerisinde sıkışan taksi şoförü Alper Aknaz ve İngiltere’den gelen Sezai Yılmaz ile Nazire Yılmaz’ı bulundukları yerden çıkartarak 112 Acil Sağlık ekiplerine teslim etti. 112 Acil Sağlık ekipleri yaralıları olay yerinde yaptıkları ilk müdahalenin ardından ambulansla çevre hastanelere kaldırdı.

    Polis, kazayla ilgili soruşturma başlattı.

  • Antmen: “Kontrolsüz Suriyeli Göçü Ve Ekonomik Koşullar Davaları Patlattı”

    Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen, hem ekonomik koşulların ağırlaşmasının hem de yüz binleri aşan kontrolsüz, kimliksiz en fazla Suriyeli göçü almasının Mersin’de ceza ve icra davalarını patlattığını söyledi.

    Mersin Barosu Başkanı Antmen, yaptığı açıklamada, Mersin’de son dönemde hukuki sorunların ve ihtilafların arttığını, bunun da Mersin Adliyesi’ne çok fazla iş yükü bindirdiğini belirtti. Mersin’in iyi yönetilmediğini, bunun bu kentte yaşayan herkesin suçu olduğunu öne süren Antmen, Türkiye’nin geneli itibariyle en çok Suriyeli misafir göçü alan kentin Mersin olduğuna dikkat çekti. Antmen, “Yüz binleri aşan rakamlarda kontrolsüz, kimliksiz, nasıl geçindiğini, daha sonra ne olacağını bilmediğimiz kişiler Mersin’de cirit atıyor. Akşamları Çamlıbel, Silifke Caddesi, Atatürk Parkı, hafta sonları ise Adnan Menderes Bulvarı, Mezitli artık Mersin’in dokusunu yansıtmayan ve Mersin’de yaşayan diğer insanları buradan uzaklaştıran bir yapıya sahip olmaya başladı. Bu çok önemli” dedi.

    “TÜRKİYE’NİN HATALI SURİYE POLİTİKASI NEDENİYLE MERSİN’İN EKONOMİSİ BİTMİŞTİR”

    “Bu kentin iyi yönetilmesi lazım” diyen Antmen, Mersin’in trafik başta olmak üzere Suriyeliler sorunu ve ekonomik sorunları olduğuna işaret etti. Mersin’in daha sanayi kenti mi, turizm kenti mi olduğunun bile belli olmadığını dile getiren Antmen, “Akkuyu Nükleer Santrali’nden mi bahsedelim veya çevreyi kirleten sanayi yatırımlarından mı bahsedelim? Eğer burada turizm istiyorsanız, doğa istiyorsanız, buraya nükleer santral yapamazsınız. Bunların hepsi birbirini tetikliyor. Türkiye’nin hatalı Suriye politikası nedeniyle Mersin’in ekonomisi bitmiştir. Ne Irak ile ne Suriye ile artık ticaret yapamıyoruz. Burası bir liman. Yabancı ülkelerden gelecek malların karayoluyla Suriye’ye, Irak’a gönderilmesi gerekiyor. Bunu yapamıyoruz, çünkü Suriye bir bataklık” diye konuştu.

    “MERSİN’DE CEZA VE İCRA DAVALARI PATLADI”

    Mersin’de bir taraftan ekonomik koşulların ağırlaşması, bir taraftan yoğun Suriyeli göçü nedeniyle hukuki sorunların ve ihtilafların da arttığına dikkat çeken Antmen, “İnsanlar mutsuz. Evde kavga, sokakta kavga, aile içi şiddet artıyor. Onun dışında insanlar arasındaki uyuşmazlıklar artıyor ve bu adliyenin iş yükünü artırıyor. Mutsuz insan karşısındakileri de mutsuz eder ve ceza davaları patlıyor. Onun yanında zaten esnafımızda para kalmadı, ticarette iş yapılamıyor, sanayicimiz kan ağlıyor. Bu nedenle iş davaları arttı, işçi ve işveren arasındaki uyuşmazlıklar arttı. İcra davaları arttı. Çek-senet tahsil edilemiyor ve bu bir kartopu olarak, birbirini daha çok etkileyerek adliyede de büyük sıkıntı veriyor” ifadelerini kullandı.

    Şu an için Mersin Adliyesi’nin fiziki şartları iyi olduğunu, ancak özellikle icra daireleri için personelin yetersiz kaldığını kaydeden Antmen, “Ama mahkeme adedi, hakim ve savcı adedi anlamında iş yükünü karşılayacak durumda. Bu arada, hakim ve savcıların tam bağımsız olmaları, hiç kimseden emir, talimat, tavsiye almadan işlerini yapmalarını gerekiyor. Avrupa’da bir hakim ağır cezada yılda 30 dosyaya bakıyorsa, burada belki 600 dosyaya bakıyor. Biz hakim ve savcıları kendi hallerine bıraksak tayin ve terfi korkusuyla karar vermeyecekler. Hiç kimseden ürkmeyecekler. Gerçekten üzerlerine ne kadar yük yüklerseniz yaparlar ama yeter ki, rahat bırakalım onları” şeklinde konuştu.

    “BU KADAR BÜYÜK ÇEZAEVİ YAPILMASININ CEVABI POLİTİK”

    Tarsus ilçesine yapılmakta olan Türkiye’nin en büyük cezaevini de değerlendiren Antmen, suç ve suçlu olduğu sürece, suçlunun ıslah edilmesi için cezaevlerine ihtiyaç olduğunu vurguladı. “En büyük cezaevi Mersin’in imajını etkiyecek” kaygılarına değinen Antmen, şunları söyledi: “Niye bu kadar çok cezaevi var ya da niye bu kadar büyük cezaevleri yapılıyor? Onun cevabı da politik, toplumsal eğitim eksikliği ve aslında siyasi iktidarlar. Siyasi iktidarlar genel olarak buna çözüm bulmak zorunda. Tarsus’a bir bölge cezaevi yapılması Mersin’in imajı anlamında ‘Bu kadar çok suç mu işleniyor ki, bu kadar büyük cezaevi yapılıyor?’ diyebilirsiniz. Ama tutuklular hariç, hükümlüler Mersin’de yargılandıktan sonra Türkiye’nin her yerinde başka illere de gönderilebilir veya başka illerden de Mersin’e gelebilir.

    “TARSUS CEZAEVİNİN EN BÜYÜK EKSİĞİ KADIN HAPİSHANESİ OLMAMASI”

    “Tarsus’a yapılan cezaevinin en büyük eksiği, bir kadın hapishanesi olmaması” diyen Antmen, bunun kadın tutuklular açısından olumsuzluklar oluşturacağına işaret ederek, şöyle devam etti: “Siz eğer yargılama safhasında Mersin’de yargıladığınız bir kadını, Adana’nın Karataş ilçesinden 120-130 kilometre öteden getirirseniz, bu onun yorgun bir halde hakim karşısına çıkmasına ve kendisini iyi ifade edememesine neden olur. Bu doğru değil. SEGBİS ile elektronik ortamda dinlerseniz bu da olmaz. Çünkü yargılamada yüzyüzelik ilkesi vardır.”

    Toplumda, Tarsus’a bu kadar büyük cezaevi açılmasının ekonomiyi canlandıracağı yönünde bir beklenti de oluşturduğunu belirten Antmen, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanlar, ‘Cezaevi açıldığında buraya insanlar gelip gidecek, sanki bir cezaevi turizmi gibi bölgeye para akacak’ diye düşünüyor. Evet, ona da varız. Fakat bunlar devlet politikası olarak çözümlenmesi, önleyici suçla mücadelenin yapılarak cezaevlerini en az gerektirecek hale getirilmesi gerekiyor. Mesela Silivri Cezaevi gibi bir zindanın Türkiye’de olmaması lazımdı.”

  • Metin Feyzioğlu: “Hatay Kontrolsüz Bir Göç Saldırısı Altında”

    Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Hatay’ın kontrolsüz bir göç saldırısı altında olduğunu belirterek, “Hatay düşerse Türkiye düşer. Hatay düşerse Kıbrıs düşer” dedi.

    Hatay Barosu’nun kuruluş yıl dönümü etkinlikleri için Hatay’da bulunan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, İskenderun ilçesinde bir dizi ziyaretler gerçekleştirdi.

    Alevi Kültür Merkezi Cemevi’nde sabah kahvaltısı yapan Feyzioğlu, daha sonra İskenderun Güney Eğitim Vakfı’na ziyarette bulundu. Burada kendisini karşılamaya gelenlere bir konuşma yapan Feyzioğlu, Hatay’da Alevi, Sünni ve Nusayri depremi beklendiğini kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

    “Bu ülkenin çok büyük bir eğitim sorunu var. İşin kökü eğitimdir. Eğitimden Türkiye’nin bana göre büyük sorunu yarın çok büyük bir sorunu haline getirilecek ve Hatay’dan patlayacak olan Alevi, Sünni ve Nusayri depremi bekliyor. Böyle bir fay hattı derinleşiyor sürekli. Diğer yandan Türk ve Kürt fay hattı derinleşiyor. Ve orada da bizi büyük bir felaket bekliyor. Fakat bu ikisi ayrı ayrı planlanmıyor. Bu ikisi aynı anda iç içe geçmiş ve öyle iç içe geçirilmiş ki içinden çıkınılması imkansız hale getirilecek şekilde. Hatay aynı zamanda şu anda kontrolsüz bir göç saldırısı altındadır. Bu göçle Hatay’ın demokratik yapısı zaman içerisinde ama pek bir hızlı değiştirilmek istenmektedir. Hatay’daki hoşgörü ortamı başa çıkılamayacak yükseklikteki sayıların yerleştirilmesiyle hızla aşınmaya elverişlidir. Buradan eminim biliyorlardır ama Türk hükümetinin yetkililerine de bizimde bildiğimizi seslenmek isterim. Hatay düşerse Türkiye düşer. Hatay düşerse Kıbrıs düşer. Ve mesele Doğu Akdeniz’de demir yatağı ve diğer iki doğalgaz sahasının bulunması ve işletmeye açılmak üzere olmasıyla doğrudan ilgilidir. Bir tarafından Kıbrıs diğer tarafından Hatay’ın münhasır ekonomik bölge sahası doğalgaz yataklarını ya kapsamakta ya da çerçevelemektedir”.

    Feyzioğlu’nun konuşmalarının ardından İskenderun Güney Eğitim Vakfı Başkanı Şefik Uyar tarafından Feyzioğlu’na günün anısına bir plaket takdimi yapıldı. Feyzioğlu, gün içerisinde İskenderun Ticaret ve Sanayi Odası ile Aziz Nikola Ortodoks Kilisesi’ne de ziyaretlerde bulundu.

  • Manavgat’ta Kontrolsüz İki Kavşak Trafiğe Kapatıldı

    Antalya Büyükşehir Belediyesi, vatandaşların talebi üzerine sık kazaların meydana geldiği iki kontrolsüz kavşağı kapattı.

    Antalya Büyükşehir Belediyesi Manavgat Hizmet Birimi, Demokrasi Bulvarı’nda bulunan, Güllük Caddesi ile Eski Hisar Caddesi’ni birbirine bağlayan kontrolsüz kavşağı araç trafiğine kapattı. Sık sık kazaların meydana geldiği kavşakta son olarak 2 otomobil çarpışmış, şans eseri kaza hafif yaralanma ile atlatılmıştı. Bu kazanın ardından vatandaşlar kazaların önüne geçilebilmesi için kavşağın araç trafiğine kapatılmasını istemişti.

    YENİ DÜZENLEME YAPILDI

    Talebi inceleyen Büyükşehir Belediyesi, kontrolsüz kavşakta refüj düzenlemesi yaparak kavşağı araç trafiğine kapattı. Manavgat Koordinatörü İbrahim Büküş, “Önümüzdeki günlerde Manavgat genelinde gerçekleştirilecek trafik düzenlemeleri kapsamında bu kavşakta da çalışma yapılması planlanıyordu. Ne var ki meydana gelen kazaların ardından vatandaşlarımızdan gelen talepleri göz önünde bulundurarak bu düzenlemeyi öne çektik” dedi.

  • Kavşağa Kontrolsüz Giren Minibüs Otomobille Çarpıştı: 4 Yaralı

    Bolu’da kavşağa kontrolsüz giren minibüs ile otomobilin çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında 4 kişi yaralandı.

    Edinilen bilgiye göre kaza, saat 10.30’da D-100 karayolu Dağkent Kavşağı’nda meydana geldi. Uğur Genç yönetimindeki 14 VS 595 plakalı minibüs, kavşaktan karşıya geçerken Düzce istikametinden Bolu istikametine giden 54 DY 677 plakalı otomobille kafa kafaya çarpıştı. Otomobilin ön kısmının paramparça olduğu kazada otomobil sürücüsü Mehmet Memiş, oğlu Burak Memiş ve babası Mehmet Memiş ile minibüs sürücüsü Uğur Genç yaralandı. Yaralılar özel araçlarla ve olay yerine gelen 112 sağlık ekipleri tarafından İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Yaralıların sağlık durumlarının iyi olduğu belirtilirken, polis kazayla ilgili inceleme başlattı.