Etiket: Kontrol

  • Tunceli’de Polis Kontrol Noktasına Saldırı

    Tunceli’de polis kontrol noktasına el bombası ve silahla saldırı girişiminde bulunan ve hangi örgüte mensup olduğu henüz netleşmeyen 1 terörist, polis tarafından vurularak etkisiz hale getirildi.

    Edinilen bilgiye göre, merkez Atatürk Mahallesi’nde valilik ve adliye binalarının da bulunduğu polis kontrol noktasına saat 08.50 sularında 1 örgüt mensubu tarafından önce silahlı, ardından da el bombalı saldırı gerçekleştirildi. Kontrol noktasında bulunan polislerin karşılık vermesiyle terörist vurularak etkisiz hale getirildi.

    Saldırının ardından olay yerine zırhlı araçlarla çok sayıda özel harekat polisi sevk edilirken, valilik ve adliye binasının bulunduğu alan araç ve yaya trafiğine kapatıldı. Öldürülen teröristin üzerinde patlayıcı bulunması ihtimaline karşı polis ekipleri çalışmalarını titizlikle sürdürürken, olayla ilgili kaçan bir şahsın yakalanması için kent genelinde başlatılan operasyon sürüyor.

  • Telefoncudan Hırsızlığa Adli Kontrol

    Samsun’da cep telefonu tamircisinden telefon çaldığı iddia edilen genç, polis tarafından yakalandı.

    Olay, İlkadım ilçesi Pazar Mahallesi’nde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, tamirciye verilen akrabasının cep telefonunu almaya giden B.Ö.’nün (20) tamir edilen cep telefonunu alırken iş yeri sahibi T.B.’nin (43) 1 adet cep telefonunu çaldı. Olay, polise haber verildi. Samsun Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Hırsızlık Bürosu ekipleri, güvenlik kamerası kayıtlarından yola çıkarak hırsızlık olayını B.Ö.’nün gerçekleştirdiğini tespit etti. Polis tarafından yakalanarak gözaltına alınan B.Ö., Samsun Adliyesi’ne sevk edildi.

    Nöbetçi mahkemeye ifade veren B.Ö., adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

  • Doğum Kontrol Hapları İle İlgili

    Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elif Çınar, doğum kontrol haplarının zararları ile ilgili söylentilerin bilimsel dayanağı olmadığını söyledi.

    Kadınların doğum kontrol hapları ile ilgili pek çok kulaktan dolma yanlış bilgi ile hareket ettiklerini ifade eden Acıbadem Kayseri Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elif Çınar, ‘Doğum kontrol hapları sivilce yapar’, ‘Doğum kontrol hapları kilo aldırır’, ‘Doğum kontrol hapları kullanırken ara vermek uygundur’ gibi söylentilerin gerçeği yansıtmadığını vurguladı. Doğum Uzmanı Dr. Elif Çınar, doğum kontrol hapları ile ilgili 8 yanlış söylenti ile ilgili şu bilgileri verdi:

    “ Bu ilaçlar ile ilgili şüphe uyandıran konuların başında özellikle ergenlik döneminde sivilce oluşumuna neden olup olmadığı geliyor. Ancak bilinenin aksine yeni nesil doğum kontrol hapları akne oluşumunu azaltıyor, cilt üzerinde olumlu etki sağlıyor. Kilo alımı birçok mekanizmalarla ortaya çıkan kompleks bir konu. Kilo almanın birçok nedeni olabiliyor, ancak son dönemde kullanılan doğum kontrol hapları iştah artışına yol açmadığı ve vücutta su ve tuz tutulumunu engellediği için kilo artışına da neden olmuyor. Bütün doğum kontrol hapları farklı içeriklere sahip olmakla birlikte farklı ek yararlar sağlıyor. Bu nedenle kişiye özel doğum kontrol hapı öneriliyor. Doğum kontrol haplarının ani kanamalar dışında fazla yan etkisi bulunmuyor. Görülen yan etkiler hafif düzeyde olmakla birlikte birkaç ay içinde geçiyor. Doğum kontrol hapları korunmanın yanı sıra; akne iyileştirmeye, tüylenmede azalmaya, cilt ve saç güzelliğine, adet öncesi gerginliğin ve ağrıların azalmasına, over kistleri ve myomların azalmasına katkıda bulunuyor. Doğum kontrol haplarının doktor kontrolünde kullanımı öneriliyor. Doğum kontrol haplarını uzun süre kullanmak, rahim kanseri ve yumurtalık kanseri riskini azaltıyor. Bir yıl sonunda, rahim kanseri riski yüzde 50, yaklaşık bir buçuk yıl sonra ise yumurtalık kanseri riski yüzde 40 azalıyor. 10 yıl sonra ise bu risk, normalden yüzde 80 daha düşük oluyor. Doğum kontrol hapları aynı zamanda kolon kanserini de önlüyor. Ancak meme kanserinde bugüne kadar yapılmış araştırmalar henüz bu konuda yetersiz kalıyor. Meme kanseri hastalarının veya daha önce meme kanseri olan kişilerin, hormonların kanser hücrelerini uyarabilecekleri göz önünde bulundurularak, doğum kontrol hapı kullanmamaları gerektiği belirtiliyor.Doğum kontrol hapları kullanıma engel bir durum olmadığı sürece ilk adetten menopoza kadar kullanılabiliyor. Kullanım süresi uzadıkça yumurtalık ve rahim kanseri riski azalıyor. Doğum kontrol hapı kullanırken riskli yöntemlere gerek kalmadığı için cinsel yaşam daha rahat hale geliyor. İstenmeyen gebelik endişesi olmayınca cinsel hayat daha rahat bir şekilde yaşanabiliyor. Doğum kontrol haplarını menopoza girene kadar kullanılabiliyor. Ancak, 35 yaş üstü ve sigara içen, hipertansiyon veya diyabet hastalığı olan, hap kullanımıyla kalp hastalıkları ve felç riski artan kadınların sadece progesteron içeren haplardan kullanması öneriliyor.”

  • Sahte Paraya Adli Kontrol

    Samsun’da bir markette sahte 100 lira ile alışveriş yapmak isteyen genç ile kendisine parayı veren arkadaşı çıkarıldıkları nöbetçi mahkeme tarafından adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

    Olay, Atakum ilçesi Mimar Sinan Mahallesi’nde bir markette meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, markete gelen M.Ç.(26), sigara ve patates alıp kasiyere 100 lira sahte para verdi. Kasiyerin paranın sahte olduğunu fark etmesi üzerine o sırada markette alışveriş yapan sivil polis olaya müdahale ederek M.Ç.’yi yakalayıp Samsun Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerine teslim etti. İfadesi alınan M.Ç., sahte parayı arkadaşı D.P.’den (19) aldığını söyledi. D.P. de gözaltına alındı. Polisteki sorgusu tamamlanan 2 arkadaş Samsun Adliyesi’ne sevk edildi. Nöbetçi mahkemeye ifade veren M.Ç. ve D.P., adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

  • Batuhan Yaşar: “Hangi El PKK Ve Deaş’ı Kontrol Ediyor?”

    İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşesinde Ankara, İstanbul ve Brüksel saldırılarını masaya yatırdı.

    İhlas Haber Ajansı ve TGRT Haber Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar, Türkiye Gazetesi’ndeki köşe yazısında “Hangi el PKK ve DEAŞ’ı kontrol ediyor?”, “Yüksekova neden bu kadar önemli?”, “Baronlar niye Cemil Bayık’ı konuşturdu?”, “Avrupa DEAŞ’ın PKK DHKP-C ile aynı havuzdan beslendiğini niye görmek istemiyor?”, “Batıya yönelin talimatı nereden geldi?”, “Erdoğan’ın sözleri kimi rahatsız etti?”,” Efkan Ala niye hedefte?” sorularına cevap aradı. Yaşar’ın yazısı şöyle:

    “Yazının başlığı aslında Yüksekova’daki son operasyonla çok ilgili. O zaman isterseniz gelin sondan başlayalım. Sur, Cizre, Silopi operasyonları devam ederken birileri araya girip, gelin masaya dönelim, filan hiç dedi mi?.. Koridor açılsın, ateşkes ilan edilsin, lafları edildi mi?

    – HAYIR tabii ki..

    Peki, neden Yüksekova bu kadar önemli?

    Nedeni şu; Yüksekova’daki operasyon, aynı zamanda terör örgütünün finansal kaynağına da büyük darbe indirecek.

    Yüksekova’daki operasyonla PKK’nın uyuşturucu trafiği de ciddi darbe alacak.

    Biraz daha bekleyin evlerden neler çıkacak neler, deniyor!

    Birileri ayıkınca apar topar Cemil Bayık’a, ne yap ya durdur bu Yüksekova operasyonunu, demişler.

    Cemil Bayık’ı uyuşturucu baronları konuşturuyor.

    Belçika, Hollanda ve Almanya’daki uyuşturucu baronlarını kastediyorum.

    Söylenti değil, istihbarat bilgisi bunlar.

    Van’da PKK’nın yönettiği uyuşturucu trafiği durdurulunca, terör örgütü işi tamamıyla Yüksekova’ya kaydırmış.

    Hem PKK hem de baronlar para kaynaklarını kaybedecek..

    Kandil, Sur’un, Cizre’nin ve Silopi’nin bu kadar çabuk temizleneceğini ve sıranın kısa sürede Yüksekova’ya gelebileceğini öngöremedi. Cemil Bayık ve avanelerine göre, devlet bir şekilde pes edecek, buralara kadar hiç gelemeyecekti.

    Hatta, gerekirse halk devletine karşı ayaklandırılacaktı.

    Bırakın ayaklanmayı bölge halkı sokağa çıkma yasağını bile desteklemeye başladı.

    Halk ayaklanacaktı, derken, şu soruyu da atlamayalım:

    – Ne oldu, hani 19 bin kişi Nevruz öncesi toplu saldırıya geçecekti, ayaklanacaktı, devlet binalarına yürüyecekti.

    Bunların hiçbiri olmadı..

    Laf aramızda, HDP’nin Diyarbakır’daki “çok küçük Nevruz topluluğu” Kandil’i iyice çileden çıkartmış.

    O yüzden telsizlerde, ’bitiyoruz artık’ sözleri kaydedilmeye başlanmış.

    Doğu’da, Güneydoğu’da zemin kaybedilince Kandil’den, Şengal’den ‘Batıya yönelin’ talimatı geldi.

    Asker, polis el ele vermiş sahada müthiş bir iş birliği ile gerçek bir başarı hikâyesi yazıyor.

    Peki, bir anda ne oldu da, bölge halkı keskin bir kararla, devletinin, askerinin ve polisinin yanına geçti dersiniz?

    Verilen onlarca şehide rağmen, sivil vatandaşlarının kılına bile zarar gelmemesi için gösterilen yüksek hassasiyet!

    PKK, bu kez kalbinden vuruldu.

    Kullanabileceği bütün argümanlar elinden alındı.

    Türkiye, yıllardır batıdaki stratejik ortaklarına, senin teröristin benim teröristim ayrımının yanlış olduğunu söylüyor.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan belki de her konuşmasında bu vurguyu yapıyor.

    Peki, anladılar mı?

    Hayır tabii ki..

    Geçen Cuma Başbakan Davutoğlu ile birlikte Brüksel’de idik.

    Kafeye de gitseniz, konsey binasına da gitseniz Brüksel’de karşınıza Euronews Kanalı çıkar.

    Son dakika KJ’si şöyleydi:

    “Erdogan warned EU leaders..”

    Erdoğan, Avrupa Birliği liderlerini uyardı..

    Uyar uyar da nereye kadar?

    Cumhurbaşkanının uyarısı yine terör ve Brüksel’in orta yerinde duran PKK çadırı ile ilgiliydi.

    Türkiye ne diyor, bu DAEŞ ve PKK aynı havuzdan besleniyor. Hacivat-Karagöz misali ikisinin de ipini yukarıdan tutan aynı akıl, aynı odak, diyor..

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her sözü, sanki bir GPS sistemi ile direkt adrese teslim ediliyor.

    Hedefini 12’den vuruyor.

    Cuma günü de bu sözler AB Konsey binasının koridorlarında uzun süre yankılandı.

    Gündem oluşturdu.

    Bir zamanlar Erdoğan’a hayranlığını açık açık dillendirmekten çekinmeyen Jean-Claude Junker, bu aralar bu eleştirileri duymaktan pek hazzetmiyor..

    Çünkü, işine gelmiyor..

    Ankara, İstanbul ve Brüksel aynı üst aklın hedefindeydi.

    DAEŞ’le mücadeleyi dostlar alışverişte görsün tarzında sürdüren batılı dostlarımızın, DHKP-C, DAEŞ ve PKK’nın iş birliği ve güç birliğinin farkına varmaları umarız uzun sürmez.

    DAŞE’in içinden PKK veya DHKP-C çıkınca sadece aaaa demek yetmeyecektir bu kez.

    Bu aralar sosyal medyada hedefe konulan bir isim daha var..

    İçişleri Bakanı Efkan Âlâ..

    Terörle mücadelenin her aşamasını yaşamış ve buralara tırnaklarıyla gelmiş bir isim..

    Yeni terörle mücadele konseptinin hazırlayıcılarından..

    Asker-polis iş birliğinin mimarlarından..

    Geri adım atmadığı için.. Temizliğe ara vermediği için Yüksekova’da koridor açılsın önerisini kabul etmediği için hedefte..

    Hem paralel yapı hem de terör örgütü yandaşları acımasızca saldırıyor.

    Demek ki Efkan Bey doğru yolda..

    Bu noktada 2 soru geldi aklıma:

    – Belçika muhalefeti dünkü saldırının ardından Belçika İçişleri Bakanını istifaya mı çağırdı?

    (Hayır, böyle bir şey olmadı. Belçika iktidarıyla muhalefetiyle teröre karşı tek ses verdi.)

    – Belçika ve Fransa polisi gelen istihbaratı neden değerlendiremedi?

    (Terörle mücadelede maalesef hiçbir ülke yüzde 100 başarı sağlayamıyor.)

    CHP Lideri dün aynen şu ifadeyi kullandı:

    “Brüksel ve Paris de dahil bütün terör saldırılarının tek bir sorumlusu vardır; AKP hükümeti.”

    Artık sözün bittiği yer..

    İnsan gerçekten hayret ediyor.”