Etiket: Konforu

  • Havayolu konforu ve güvenliği karayoluna taşındı

    Türkiye’de karayolu ile seyahat etmenin tüm kulları Vivalines ile değişiyor. Uluslararası VİP hava yolculuğu hizmet anlayışı ile seferlerini gerçekleştiren firma havayolu konforunu karayoluna taşıdı. Otobüsler, ekspres seferleri ile hiçbir yerde durmayarak İstanbul-Ankara arasını 4 saat 15 dakikaya indirdi.

    Otobüslerde yolcuların konforu amaçlanarak koltuk sayısı 31 adete düşürüldü. İçinde tuvaleti ve hizmet mutfağı bulunan otobüsler ekspres seferleri ile hiçbir yerde durmayarak İstanbul- Ankara arasını 4 saat 15 dakikaya indirdi. Yolculuk sırasında sağlanan sıcak yemek ikramı, her yolcuya özel tablet bilgisayar ile kesintisiz internet imkanı da veriliyor. Uçak fobisi olan yolcular için tasarlanan firma otobüslerini tercih eden yolcular seyahat saatine kadar özel olarak tasarlanmış VİP Lounge’da ağırlanıyor. Yolcu güvenliğini çok önemseyen otobüs firması kalkış noktalarına gelen yolcularının valizlerini X-Ray cihazlarından geçirerek her yolcunun boarding pass ile otobüse binmesini sağlıyor.

    6 otobüs ile İstanbul Ankara arası 18 sefer gerçekleştiren firma dün ilk seferini gerçekleştirdi. Yalnızca İstanbul-Ankara seferlerini sağlayan firma otobüsleri ilerleyen zamanlarda İzmir, Bursa, Eskişehir gibi büyük şehirlerle beraber ulaşım ağını genişletecek.

    “Uçaktan bir farkı yok gibi”

    İlk seferi deneyimleyen yolcular, seyahatin çok güzel geçtiğini, ilk defa böyle bir yolculuk deneyimlediklerini ifade ederek, “Kalite olarak, hizmet olarak çok farkı var. İçindeki hizmet, servis, Ankara’ya ekspres olarak gelmesi çok güzeldi. Diğer firmalarla 6 saat ama biz 4 saat 15 dakikada geldik. Uçaktan bir farkı yok gibi, o yüzden uçakla kıyaslayabilirim ilk defa böyle bir yolculuk yapıyorum” dediler.

    Beklenenden çok daha iyi bir hizmet aldıklarını vurgulayan ilk sefer yolcuları, lavabo ihtiyaçlarının karşılanabilmesi, sıcak yemek servisinin olması ve uçak fobisi olanlar için iyi bir hizmet olduğunu kaydettiler.

    Özellikle VIP araçlar ile evden otogara kadar bırakılmanın kendilerini özel hissettirdiğini söyleyen yolcular, güvenlik önlemlerinin ise tartışmasız olduğunu vurguladılar.

    “Güvenliği sonuna kadar ciddiye alıyoruz”

    Vivalines Ankara Bölge Müdürü Çağrı Altınışık da, havayolu konseptini vatandaşlara yakışır şekilde karayolunun hizmetine sunabilmek adına havayolu konseptini karayoluna entegre etmeye odaklandıklarının altını çizerek, şunları kaydetti:

    “Kaliteyi hedefliyoruz, premium hizmeti hedefliyoruz ve güvenliği sonuna kadar ciddiye alıyoruz. Havayolu konseptinde bir yolcu geldiği zaman öncelikle güvenlik aşamasından geçer ardından dinlenme alanlarına geçer buna lounge alanlarını örnek verebiliriz ve yolculuk saatini beklemeye başlar ama karayolunda bu işleyiş biraz daha farklıdır, güvenlik biraz daha düşüktür ve ülkemizde yaşanan güvenlik açıklarına nazaran biz burada da eksikliği hissettik, burada da fark yaratmak istiyoruz dolayısıyla lounge alanları oluşturduk bununla ilgili, gelen yolcularımızın premium konfora ulaşması için tüm çabalar gösterildi. Yolcularımız burada kesinlikle güvenli yolculuk yapacaklar çünkü adımlarını attıkları andan itibaren kendileri de dahil olmak üzere, bavulları da dahil olmak üzere X-Ray cihazlarından geçecek ve otobüsümüze bu şekilde binecekler.”

    “Otobüsümüz nonstop durmaksızın 4 saat 15 dakika da Ankara-İstanbul seferini tamamlıyor”

    Ulaşım konusunda ayrıcalık gösterdiklerini belirten Altınışık, “Özellikle İstanbul içinde çok cüzi bir ücret farkıyla İstanbul’un neresinden olursa olsun ulaşımlarını terminale kadar biz sağlıyoruz. Vatandaşlarımız bizi güvenliği için, konforu için, huzurlu bir yolculuk ve her şeyden önemlisi kaliteli bir yolculuk için tercih etmelidirler. 59 lira 50 kuruştan başlayan fiyatlarla hizmet skalamız aktif haldedir, 2+1 şeklinde koltuk sayımız mevcut. Yolcularımız otobüse adım attığı andan itibaren konforu hissedecekler çünkü maksimum 31 koltuk sayısı ile burada konfor ciddi anlamda değerlendirilir. Otobüsümüz nonstop durmaksızın 4 saat 15 dakika da Ankara-İstanbul Ataşehir seferini tamamlamakta dolayısıyla yolcularımızın konforunu düşünebilmek için her şey proje halinde uygulanmıştır araçlarımızda” şeklinde konuştu.

    “Sıcak yemek ikramlarımız bulunmaktadır”

    Altınışık, koltuk aralarındaki mesafenin 35 cm olup, koltuğun geriye yaslanıldığında dahi arkadaki yolcunun rahat edebileceğini kaydederek, “Otobüsümüzde yolcularımızın tuvalet ihtiyacını karşılayabileceği alanımız mevcuttur, dolayısıyla otobüsümüzün durmasına gerek kalmamaktadır. Ayrıca çocuklarımız için, genç ve yaşlılarımız için her yaş grubundan vatandaşımızın huzuru için düşünülmüş bir modeldir. Tabletlerimiz tüm yaş grubu için, çocuklarımız için boyama kitaplarımız, genç ve orta yaş grubumuz için dergilerimiz ve gazetelerimiz günlük olarak araçlarımızda bulunacaktır. Otobüsümüzde ki ikramlar son derece zengindir, gece yolculuğu yapan yolcularımız için kahvaltı ikramlarımız, öğlen yolculuğu veya akşam saatlerine doğru yapılan yolculuklarda da yine sıcak yemek ikramlarımız bulunmaktadır” açıklamasını yaptı.

  • El bileğinden anjiyo konforu

    Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. R. Kerem Temel, kalp damarlarında görülen hastalıklara teşhis koymak için kullanılan el bileğinden anjiyo yöntemini anlattı.

    Günümüzde sigara içme oranının artması, beslenme alışkanlıklarının olumsuz yönde değişmesi, stresli ve hareketsiz yaşam ile birlikte kalp sağlığını da olumsuz yönde etkileniyor. Artık kalp hastalıkları genç yaşlarda da gözlenebiliyor. Kalp hastalıklarının tanı yöntemlerinden en yenisi ve en konforlusu olan el bileğinden anjiyo sayesinde hastalık risklerine karşı önlem alınabiliyor.

    Dr. Temel, anjyonun iki şekilde yapılabildiğini anlattı. Bunlardan ilkinin yıllardır kullanılan klasik anjiyo olduğunu belirten Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. R. Kerem Temel, “Klasik anjiyoda kasık damarlarından içeri kateter sokularak kalp damarlarına ulaşılır. Bu işlemden sonra hastanın kasığındaki plastik kılıf çekilerek yaklaşık 8 saat boyunca kum torbası konulur, baskı uygulanarak olası bir kanama önlenmeye çalışılır. Başka bir deyişle hastanın normal hayatına dönmesi uzun zaman alır. Bu süreçte hastanın sürekli yatar ve işine dönemez. Anjiyonun sonunda bir de stent uygulaması yapılacaksa kan sulandırıcı ilaçların yan etkilerinin geçmesi amacıyla yaklaşık üç saat beklenir. Bu kum torbasının hastanın karnının üzerinde kalması, ağrılı bir süreç yaşanmasına neden olabilir. Kasıkta da bu sürede ağrılar sonrasında ise yüzde 1 oranında şişmeler, kasıkta morarma görülebilir. Kasıktan uygulanan klasik anjiyo yönteminin dezavantajları nedeni ile günümüzde el bileğinden anjiyo uygulanmaktadır” diye kaydetti.

    Bilekten anjiyo nasıl yapılıyor?

    Dr. Temel, “Bilekten yapılan anjiyoda el ve kol kullanılır. İşlemden önce hastanın bileği ince bir enjektör yardımıyla uyuşturulur. Kullanılan damar küçük olduğundan damara da küçük bir kılıf konulur. İşlemden sonra kılıf hemen çekilir hasta da evine yürüyerek gidebilir. Yüzde 90 hastada el bileğinden anjiyo yöntemi kullanılabilir. Anjiyo için damara yerleştirilen kılıflar işlemden sonra hemen çekilir. Basit bir bandajla hastayı 2-3 saat içerisinde evine yollayabiliriz. Hasta ertesi gün işine başlayabilir. Eğer bilekten anjiyo uygulamasından sonra stent takıldıysa hasta bir gün hastanede tutulur, stent takılmadıysa hemen evine gönderilebilir. El bileğinden anjiyoda küçük damara giriş yapıldığı için komplikasyon oranları daha düşüktür” dedi.

    Bilekten anjiyo ve klasik anjiyonun süresi farklı mıdır?

    Bilekten anjiyo uygulaması ülkemizde henüz yaygınlaşmış durumda olmadığını anlatan Kardiyoloji Uzmanı Dr. R. Kerem Temel, açıklamasını şöyle sürdürdü;

    “Biz Acıbadem Eskişehir Hastanesi’nde bu yöntemi kullanıyoruz. Bacaktan yapılan anjiyo 5 dakikada, bilekten yapılan ise 15 dakikada bitiyor, teknik olarak uzmanlık ve tecrübe gerekiyor.

    Kalp hastalıklarının teşhisinde başka yöntemler de kullanılıyor mu?

    Efor testi, sintigrafik yöntemler de kullanılabilir. Bazen bunların sonuçlarına göre anjiyo yapılır, bazen hasta öyküsü koroner arter hastalığını düşündürebilir. O zaman da hastaya koroner anjiyografi yapılır. Acile gelen kalp krizi hastalarında koroner anjiyografi yapılması gerekebilir. Kalp krizi geçiren kişilerde de el bileğinden anjiyo güvenle yapılabilir.

    Bilekten anjiyo uygulaması kimler için faydalıdır?

    Şeker hastaları dahil her hasta grubunda kullanılabilir. Çünkü komplikasyon oranı daha düşüktür.

    El bileğinden anjiyonun önerilmediği durumlar nelerdir?

    El bileğinden anjiyo öncesinde mutlaka hastanın eline giden her 2 damarın sağlıklı şekilde çalıştığının “Allen Testi” ile test edilmesi gerekir. Eğer bu testin sonuçları olumsuz ise hastaya el bileğinden anjiyo yapılamaz. Bunun yanında çok zayıf, yaşlı, kronik böbrek hastaları olan ve kolunda diyaliz için fistül bulunan ve kol damarında yapısal bozukluğu olan hastalara el bileğinden anjiyo yapılması önerilmez.”

  • Bakıma Muhtaç Hastalara Çatalca’da 5 Yıldızlı Otel Konforu

    Bakıma muhtaç ağır hastalara hizmet veren Palyatif Merkezlere bir yenisi daha eklendi. Çatalca Devlet Hastanesi’nde özel olarak dizayn edilen 15 oda, bakıma muhtaç hastalar için ayrıldı.

    Sağlık Bakanlığı’nın bakıma muhtaç ağır hastalar için açmaya başladığı Palyatif Merkezleri’nin sayısı her geçen gün artmaya devam ediyor. Çatalca Devlet Hastanesi’nde özel olarak dizayn edilen 15 oda, bakıma muhtaç hastalar için ayrıldı. 5 yıldızlı otel konforunda hizmet veren merkezde sadece palyatif merkezine özel doktor ve hasta bakıcılar hizmet veriyor. Hastalığının son evresinde yer alan veya bakıma muhtaç hastaların hastane ortamında ve özel ilgi ve alakayla bakımını ifade eden Palyatif merkezleri hastaların yaşam kalitesini de artırıyor.

    Bu merkezlerde yatan hastaların ev ortamında bakılması mümkün olmayan ağır hastalardan oluştuğuna dikkat çeken Kamu Hastaneleri Birliği Çekmece Bölgesi Genel Sekreteri Prof. Dr. İhsan Bakır, “Kanser başta olmak üzere ağır hastalarda hasta ve yakınlarına moral vermek hastaların hayatını kolaylaştırmak için Avcılar Murat Kölük Devlet Hastanesi, Başakşehir Devlet Hastanesi’nin ardından şimdi de Çatalca Devlet Hastanesi’nde Palyatif Bakım Merkezi kurduk. Türkiye’nin en donanımlı ve ferah Palyatif merkezi olmaya adayız. Palyatif merkezimizde 15 personel hizmet verecek” diye konuştu.

    “PALYATİF TEDAVİ, DESTEK TEDAVİSİDİR”

    Çatalca Devlet Hastanesi bünyesinde açılan Palyatif Merkezi’nin hasta kabulüne başladığı bilgisini veren Prof. Dr. İhsan Bakır, “Palyatif bakım üniteleri sıklıkla kanser hastalarına hizmet vermektedir. Aynı zamanda uzun süredir yoğun bakım servisinde tutulan hastalar da bu merkezlerden yararlanabilecek. Verilen hizmet aynı zamanda hasta yakınlarını da kapsamaktadır. Zira bir taraftan hastanın şikayetleri giderilmeye çalışılırken, diğer taraftan hasta ve yakınlarının karşılaşabileceği sosyal ve psikolojik sorunlar topluca değerlendirilmekte ve çözüm üretilmeye çalışılmaktadır. Palyatif tedavi, destek tedavisidir. Hastaların şikayetlerini gidermek, onları rahatlatmak için yapılan tedavilerdir. Örneğin; kansere bağlı ağrısı olan ya da yemek yiyemeyen hastaların sıkıntılarını gidermek için özel bakım ve destek tedavileri uygulamaktayız. Çok sayıda kronik hastalık için bu merkez hizmet verecek” ifadelerini kullandı.

    Palyatif merkez için hastanenin en ferah ve güzel manzaralı katını hizmete açtıklarını anlatan Prof. Dr. İhsan Bakır, “Odalarımızda televiyon, mini buzdolabı, özel banyo ve tuvaletler, panik butonları, klima gibi çok sayıda donanım mevcut. Ailelerin hastayla birlikte zaman geçireceği alanlar hazırladık. Amacımız hem hastaların hem de ailelerin moralini yüksek tutmak. Uzun süren rahatsızlıklarda bazen aileler hasta ile yeterince ilgilenemiyor. İşini bırakmak zorunda kalanlar oluyor. İnsanların günlük hayatlarına devam ederken hastaları için gözü arkada kalmasın istiyoruz” şeklinde konuştu.

  • Saray Konforu Ve İhtişamı Osmaniye’ye Geliyor

    Keten Proje, saray konforunu, ihtişamını ve zenginliğini yapımı devam eden Osmaniye Sarayları projesiyle hayata geçirecek.

    Kentin yaşam stiline yeni bir soluk getirecek olan konsept proje, toplam 7 blokta 160 şanslı ailenin sahibi olabileceği, sosyal donatılarıyla, mimarisi ve konumuyla Osmaniye’de bir ilk olma özelliğini taşıyor. Keten Proje Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Özgür İraöz, Osmaniye Sarayları’nda yaşamın 2017 yılında başlayacağını bildirdi.

    İHTİYACINIZ OLAN HERŞEY BU PROJEDE

    Prestijli projeler üretmek ve yaşanabilir alanlar oluşturmak için çıktıkları yolda çeşitli illerde projeler gerçekleştirdiklerini kaydeden Hüseyin İraöz, Osmaniye’deki kaliteli ve nitelikli yaşam alanı beklentilerini karşılamak için çaba gösterdiklerini dile getirdi. Saray konseptli projede insanların ihtiyaçları olan her şeyi sunacaklarını belirten İraöz, ‘’Osmaniye Sarayları öncelikle üst düzey bir kontrol ve koruma sistemine sahip olacak. 7/24 güvenlik, kontrollü araç tanıma sistemi ve tüm dairelerden izlenebilir iç kamera sistemi bulunacak’’ dedi.

    Konforu ve ihtişamı bir arada sunan Osmaniye Sarayları’nda tüm ayrıntıların düşünüldüğünü söyleyen Keten Proje Mimarı Buket İraöz ise projeyi şöyle anlattı:

    “Osmaniye’de daha önce benzeri yapılmamış sosyal donatılar düşündük. Bunların içinde sitenin içinde yer alacak bir gölet, şelale, su kanalları ve süs havuzları incelikli mimariyle birleşince görsel bir şölen oluşturacak ve bu manzara tüm dairelerden panoramik olacak izlenebilecek. Peyzaj çalışmaları içinde yer alacak olan amfi, kamelya, dinlenme terasları, açık alan satranç site sakinlerine keyifli anlar yaşamaları için imkan sunacak.”

    OSMANİYE’DE LÜKS ALGISI DEĞİŞİYOR

    Osmaniye Sarayları’nın, Keten Proje’nin iz bırakacak çalışmaları içerisinde yerini alacağını dile getiren Buket İraöz, lüks algısını bir üst kademeye taşıyacaklarını da belirtti. Birinci sınıf malzemelerin kullanıldığı yaşam alanlarının yanı sıra, teknolojinin de nimetlerinden faydalandıklarını dile getiren İraöz, “Her blokta çift asansör bulunacak. Tüm sitenin elektrik ihtiyacını karşılayacak şekilde jenaratör, site sakinlerinin güvenlikle ve diğer dairelerle konuşabilmesine uygun görüntülü interkom, çağrı merkezi ve teknik servis gibi imkanlar da insanların hayatlarını kolaylaştıracak’’ şeklinde konuştu.

    Saray yaşamının vazgeçilmez simgelerinden hamamın da 3+1 ve 4+1 dairelerin tamamının banyolarında bulunduğunu söyleyen Hüseyin İraöz, spa ve fitness merkezinde de site sakinlerinin tamamına hitap eden sanuna, hamam ve buhar odasının olduğunu dile getirdi. İraöz, sosyal donatıları da en üst seviyede tasarladıklarını bildirdi.

    ÇOCUKLAR İÇİN SINIRSIZ EĞLENCE VE GÜVENLİK

    Bireylerin günün stresini atabilmeleri için tenis, basketbol ve voleybol sahaları, 4 mevsim kullanılabilen ısıtmalı kapalı havuzun bulunduğu projede çocuklar da unutulmadı. Tasarladıkları yaşam alanlarında konforun ve güvenliğin önemine dikkat ettiklerini belirten Keten Proje Kurucusu Hüseyin İraöz, ‘’Osmaniye Sarayları’nda çocukların rahatça vakit geçirebileceği kapalı ve açık oyun alanları, kreş, top havuzu ve trambolin de bulunacak. Ebeveynler evlere kurulan interkom sistemi ile bu alanlarda bulunan kameraları görebilecek ve çocuklarını kontrol edebilecekler’’ dedi. Hüseyin İraöz Osmaniye Sarayları’nın öne çıkan özelliklerini şöyle sıraladı:

    “Ev sahiplerinin tüm ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri market, keyifli vakit geçirip yemeklerini yiyebilecekleri cafe, görüşmelerini gerçekleştirebilecekleri, özel günlerini de kullanabilecekleri toplantı salonu, cep sineması, kuaför ve mescit projeyi emsalsiz kılan özelliklerden.”

  • Riski Az, Konforu Fazla Ameliyat Adana’da

    Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği tarafından Endoskopik Hipofiz Cerrahisi kursu gerçekleştirildi.

    Adana’da ilk kez gerçekleştirilen Endoskopik Hipofiz Cerrahisi kursu Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Savaş Ceylan, Doç. Dr. İhsan Anık ve Yar. Doç. Dr. Burak Çabuk tarafından verildi.

    Adana, Adıyaman, Gaziantep, Kahramanmaraş gibi çevre il ve ilçelerden Beyin Cerrahi Uzmanlarının katıldığı kursta gerçek ameliyat canlı yayınla hekimlere izletildi.

    Konferans salonunda toplanan hekimlere canlı bağlantıyla izleme olanağı sağlanan ve ameliyatı esnasında yaptığı işlemleri ameliyathaneden salonda bulunan hekimlere anlatan Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Savaş Ceylan, yaptığı açıklamada, “Endoskopik girişimle artık kafa tabanında yerleşen birçok tümör vakası başarıyla yapılmakta olup, bu yöntem giderek artmaktadır. Bu yöntemde hastanın kafatası açılmadan, burundan girilerek, ameliyat edilecek bölgeye ekrandan bakarak yaklaştığımızdan bu yöntemin hastalar açısından daha az riskli ve daha konforlu olmaktadır” dedi.

    Kursu düzenleyen Adana Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin Cerrahi Kliniği Eğitim ve İdari Sorumlusu Doç. Dr. Ali İhsan Ökten, Endoskopik Hipofiz Cerrahisi kursunu Adana’da düzenlemekten çok mutlu olduklarını ifade ederek, “Bu kurstan birçok beyin cerrahi uzmanı meslektaşım faydalandı. Prof. Dr. Savaş Ceylan hocamızın iki hastayı ameliyat ederken salonda bulunan hekimlere aynı zamanda anlatması oldukça verimli oldu. Teorik konularında anlatıldığını bu kursun 17.’sini Adana’da düzenledikleri için Dr. Ceylan ve Kocaeli ekibine çok teşekkür ediyorum. Bu tür ameliyatların artık Adana Numune Eğitim Hastanesinde de yapılacağından çok mutluyum” diye konuştu.