Etiket: Konferansı

  • Aydın’da ‘Final Öncesi Kendini Modifiye Et’ konulu konferansı

    Türkiye Gençlik Vakfı (TÜGVA) ve Yeni Nesil Gençlik Vakfı tarafından organize edilen Psikohekim Abdulaziz Yılmaz’ın konuşmacı olarak katıldığı “Final Öncesi Kendini Modifiye Et” konulu konferans, ADÜ Atatürk Kongre Merkezi’nde gerçekleşti.

    ‘Yeni Nesil Okuyor’ projesi kapsamında Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından desteklenen konferansa, öğrenciler ilgi gösterdi. İnsanların ilk önce karakter ve kişilik değerlerini oluşturması gerektiğini belirten Abdulaziz Yılmaz, kendisiyle yüzleşerek kendini iyi tanıyan bireylerin hayatta başarılı olacağını söyledi. Gençlerin birbirleriyle olan ilişkilerinde sosyal medyanın önem taşıdığını ifade eden Yılmaz, gençlere tüm vakitlerini bu platformda geçirmeleri yerine, aileleri ve arkadaşlarına da zaman ayırmalarını önerdi. Sosyal medyanın doğru yönde kullanılması konusuna dikkat çeken Yılmaz, öğrencilerin sınav kaygısını ve stresini azaltmaya yönelik neler yapabilecekleri hakkında da bilgiler verdi.

    Konferans sonrası Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan’ı makamında ziyaret eden Abdulaziz Yılmaz, Aydın Adnan Menderes Üniversitesinde gençlerle buluşmaktan keyif aldığını ve ADÜ’deki gelişmeleri yakından takip ettiğini ifade etti.

    Ziyaretten duyduğu memnuniyeti belirten Rektör Prof. Dr. Cavit Bircan ise, kendisine kitabını hediye eden Yılmaz’a teşekkür etti.

  • GAÜN’de “Bu bir Mühendislik Konferansı değildir” söyleşisi

    Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Endüstri 4.0 Mühendislik Topluluğu tarafından düzenlenen Ufer Media Ajansı CEO’su ve Girişimci ve Yatırım Rehberi Ufuk Ayker’in konuşmacı olarak katıldığı “Bu Bir Mühendislik Konferansı Değildir” konulu söyleşi GAÜN Mühendislik Fakültesi Konferans Salonunda gerçekleştirildi.

    Söyleşide, öğrencilere tavsiyelerde bulunan Ufuk Ayker, öğrencilerin hayata birkaç sıfır önde başlamaları gerektiğini belirterek “Öğrencinin iş hayatına daha iyi hazırlanabilmesi için bir takım eğitimler alması gerekiyor. İşinizde daha kararlı olun. Üniversite yıllarında kendinizi geliştirin. Mühendislik sadece hesap yapmak ve beynin sol tarafını kullanmak değildir. Mühendis, hızlı çözümler üretebilen, asla pes etmeyen bir yapısı olması gerekiyor. Bir takım maddi ve manevi sıkıntılarla karşılaşacaksınız fakat bazı altın kurallar var. Bir mühendisin, ne zaman ve nerede ve nasıl arayacağını bilmesi ve iletişimi çok düzgün olması gerekiyor. AR- GE sürecinde zaman kavramı çok önemli. Bir mühendisin projesini tamamladığında pazarlayabilmesi için projesinin mentorü olması yani kendi işini pazarlayabilecek kadar pazarlamacı olması ve özelikle de sosyal medyayı çok iyi kullanması gerekiyor” diye konuştu.

  • Türk Ocakları’ndan “Doğu Türkistan ve Yemen” konferansı

    Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mevlüt Uyanık, Ortadoğu’da Türklere karşı alerjisi olmayan tek devletin Yemen olduğunu belirterek, “Yemen düşerse Mekke ve Medine düşer, Mekke ve Medine düşerse Suriye düşer, Suriye düşerse Anadolu düşer” dedi.

    Türk Ocakları Çorum Şubesi tarafından “Ümmetin Kanayan İki Yarası Doğu Türkistan ve Yemen” konulu bir konferans düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mevlüt Uyanık,

    Yemen’in tarihsel süreci ve bölgede yaşanan olaylar hakkında açıklamalarda bulundu. Doğu Türkistan ve Yemen’in ümmetin kanayan iki yarası olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Uyanık, her iki konuda da daha fazla duyarlılık gösterilmesini istedi. Doğu Türkistan ve Yemen’de yaşananların ekonomik politik bir savaş olduğuna dikkat çeken Uyanık, “Doğu Türkistan aslında Türkistan’ın Kuveyti’dir. Yemen ise enerji ve arz üretimi açısından son derece stratejik önemli bir yer. Son dönemde Akdeniz’de de hareketlilik var. Bu coğrafyaların tamamı ya enerji üretim ya da arz merkezidir. Suriye ve Irak’taki savaşları da enerjinin ulaşımı ve İpek Yolu’nun güney hattı açısından düşünmek mümkün. Şu anda Yemen’de 5 yaşın altında 85 bin çocuk gıdasızlıktan öldü. 2010 yılından itibaren ülkeye taşınan Arap Baharı sonrasındaki çatışmalarda 70 bin kayıp var. Doğu Türkistan’da problem biraz daha net. Çünkü mücadele ettiğiniz taraf Çin. Ancak Yemen’de her iki tarafta kendisinin Müslüman olduğunu, karşıda ölen insanların ise öldürülmesi gerektiğini düşünüyor” dedi.

    Yemen’in Türkiye için öneminden bahseden Prof. Dr. Uyanık, “Bunlar İpek Yolu ile ilgili projeler. Kadim dünyada İpek Yolu medeniyet mihveri, odağı idi. Bu hat yüzyıllarca Türk devletleri tarafından kontrol edilmişti. Önce coğrafi keşifler, yani Ümit Burnu’nun ve Amerika’nın keşfi, ardından bilimdeki yenilikler (Rönesans) ve reform ile Batı yeni medeniyet odağı oldu. Ticaret merkezi elimizden çıktı. O dönemde Portekizliler açık denizlere sahip olduğu için Yemen bizden yardım istedi. Kadim dünyanın kalbinin Anadolu olduğunu düşünürsek o zaman Osmanlı’nın uzak görüşlülüğü ortaya çıkıyor. Osmanlı oraya gitti ve 400 yıla yakın kaldı. Anadolu’da yeni bir devlet kurmaya çalışırken bir tümen askerimizi orada bıraktı. Bölgede Türklere karşı alerjisi olmayan tek devlet Yemen’dir. Neden, çünkü kan kana karışmıştır, can cana karışmıştır. Yemen düşerse Mekke ve Medine düşer, Mekke ve Medine düşerse Suriye düşer, Suriye düşerse Anadolu düşer” diye konuştu.

    Arap Baharı’nın başladığı 2010 yılında bölgede görev yaparken iç çatışmanın devam edeceğini dile getirdiğini anlatan Uyanık, “Kendileri buna ikinci Arap Baharı diyordu. 1. Arap Baharı 1914 yılındaki Osmanlı’ya karşı direnişi diye sunuyorlardı. 1. Arap Baharı’nda küresel emperyalistlerin oyununa geldiler. İkincisinde de muhtemelen böyle olacak. Evet, burada zulüm var. Halk eziyet görüyor. Yemen münbit topraklarıyla tüm Arap dünyasını besleyecek kapasiteye sahipken maalesef halkı en yoksul bir ülke şu anda. Bu kavgaların ana nedeni ne? Ali Abdullah Salih 30 yıla yakın ülkeyi yönetti. O bir Zeydi, ama Zeydilerden bir grup Husiler de, güneydeki Sünniler de onun yönetiminden memnun değildi. Şimdi 8 yıllık çatışmalar sonunda ülkenin kuzeyi Zeydi Husi güçlerin, güneyi Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin başını çektiği koolisyonun elinde. Halkın 16 milyona yakını ciddi bakımsızlık içinde ve hasta. Çatışmalarda sadece Yemen halkı zor durumda kalmıyor, dünyanın en çok silahlanan ülkesi Suudi Arabistan’da ekonomik sıkıntılar var. Husileri destekleyen İran, hem Yemen’e, hem Suriye ve Irak’a gönderdiği silahlara ödediği paralarla halkının ekonomik sıkıntısına neden oluyor. Yani bu savaşın kazananı galiba ekonomik savaş veren küresel güçler, kaybedeni ise bölgede yaşayan Müslümanlar” ifadelerini kullandı.

    Eskiden beri sömürgeci güçlerin gözünün Yemen’in stratejik konumu üzerinde olduğuna vurgu yapan Uyanık, şunları kaydetti:

    “Çünkü günümüzde Ortadoğu petrolünün ulaşımının önemli bir kısmı Yemen üzerinden yapılıyor. Yemen’de petrol ve gaz çok az ama yeni madenler keşfedildiği söyleniliyor. Petrolün dörtte üçü Kızıldeniz ve Süveyş Kanalı üzerinden dünyaya ulaşıyor. Petrolün önemli bir kesiminin Uzak Doğu’ya gittiğini, İpek Yolu’nun güney hattının Pakistan limanından Yemen’in Aden ve Hudeyde limanına ulaşacağını düşündüğümüzde BAE’nin Dubai ve Ebu Dabi şehirlerinin ekonomi merkezi olmaktan çıkacağı da ortada. Onun için ülkenin güneyinde Suudi Arabistan ve BAE de içten mücadele ediyor. Velhasıl istikrarsızlık hali buralarla da sınırlı kalmayarak ’lanetli ve/ya kriz bölgesi’ olarak belirlenmiş Müslüman halkların yaşadıkları coğrafyanın neredeyse tamamını kapsamak üzeredir. Öyle gözüküyor ki Şii-Sünni, daha doğrusu Selefi çatışmalarıyla İslam aleminde sürekli inanç sarsıntıları yaşatılmaktadır. Böylece Müslüman halkların maddi ve manevi potansiyeli, gücü kontrol altında tutulmaktadır. Böyle olunca da ’sınırlandırılmış gelecek tasavvuru’ içinde bırakılmakta, sürekli yarın ne olacak endişesi içinde kalmaktadır. Çoğu İslam ülkesinde temel insan haklarının ihlalinin sıradanlaştığı, her gün onlarca ölüm haberinin geldiği ve Müslümanların Müslümanları öldürdüğü bir medeniyet içi çatışma durumu ortaya çıktı. Önceleri ’medeniyetler arası savaş’ teziyle çatışmalara meşruiyet temin edilmeye çalışılırken, şimdi Müslümanları birbirine kırdıran mezhep içi çatışmalar yaygınlaşmaktadır. Bu nedenle Ortadoğu’da yaşanılanlar ekonomik, politik savaş bağlamında ve dini tasavvurların işlevsel olarak kullanımıyla birlikte düşünülmeli, teolojik dilin kullanımına azami dikkat edilmelidir. Bu bağlamda Türkiye bu çatışma alanını dinsel kavramlar dışında tutma ve oradaki maddi ve manevi etkisini kullanma açısından etkilidir. İnsani yardımlarıyla oluşturduğu pozitif etkiyi şu anda İsveç çıkmaza giren Yemen görüşmelerini daha verimli hale getirebilir. Tarihsel ve kültürel birikimi buna en müsait olan bölge ülkesidir.”

    Türk Ocakları Çorum Şube Başkanı Prof. Dr. İrfan Çağlar ise, Çin’in Doğu Türkistan’da Uygur Türklerine uyguladığı zulüm ve soykırımın ekonomik savaşlara bir örnek olduğunu söyledi. Doğu Türkistan’da 31 yeni maden kaynağının keşfedildiğine, Çin’in toplam petrol rezervinin yüzde 30’u, doğalgaz rezervinin de yüzde 34’ünün Doğu Türkistan’da bulunduğuna dikkat çeken Prof. Dr. İrfan Çağlar, Çin topraklarında çıkarılan 148 madenin 118 çeşidinin Doğu Türkistan’da bulunduğunu, bunun da Çin’in toplam maden ocaklarının yüzde 85’ini oluşturduğunu ifade etti. Son yıllarda yapılan araştırmalarda Doğu Türkistan’da 2 trilyon ton kömür havzasının belirlendiğini anlatan Çağlar, bu oranın Çin’in kömür rezervlerinin yarısına tekabül ettiğinin altını çizdi. Birleşmiş Milletler’e göre 1 milyon civarında Müslüman Uygur Türkü’nün Çin’in eğitim merkezi olarak dünyaya lanse ettiği toplama kampında tutulduğunu anlatan Çağlar, “Müslüman Uygur Türklerini kamplarda topladığı yönündeki suçlamaları reddeden Pekin, Doğu Türkistan’da inşa edilen yapıları dünyaya eğitim veya rehabilitasyon merkezi olarak lanse ediyor. Bir sivil toplum kuruluşunun 39 toplama kampı üzerinde yaptığı uydu görüntüsü analizi bu kampların hacminin son bir yılda 3 kat daha büyüdüğünü ortaya koyuyor” diye konuştu.

  • “Dilimiz Kimliğimizdir” konferansı

    Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü tarafından düzenlenen “Dilimiz Kimliğimizdir” başlıklı konferans, Fen Edebiyat Fakültesi Kutadgu Bilig Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

    Programa; Düzce Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölüm Başkanı Doç. Dr. Recai Özcan, öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.

    Konferansın açılış konuşmasını gerçekleştirilen Düzce Üniversitesi Türk Dili Edebiyatı Bölümü 4. Sınıf Öğrencisi Özgür Başer, düzenledikleri konferansla amaçlarını; Türkçe’nin güncel sorunları ele alarak dilimize giren yabancı kelimelere karşı farkındalık oluşturmak şeklinde açıkladı.

    Türkçe’nin var olan söz varlığının muhafaza edilmesi gerektiğini, dilimizi yabancı dillerin istilasından koruyarak arı ve duru bir Türkçe konuşulmasının bir vatandaşlık borcu olduğunu belirten Düzce Üniversitesi öğrencisi, gerekli özenin gösterilmediği takdirde dilimizin gelecekte yabancı kelimelerin boyunduruğu altına girme tehlikesi yaşayabileceğine işaret etti. Özgür Başer, bu sebeple Türk gençleri olarak yeni nesillere anlaşılabilir ve temiz bir Türkçe bırakmak gayesini taşıdıklarını sözlerine ekledi.

    Konferansın bir diğer konuşmacısı Düzce Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi’nden Dr. Öğr. Üyesi Dilek Herkmen ise Türk dilinin sorunlarının ele alındığında, özellikle batı kaynaklı kelimelerin hayatımızda yoğun bir yer edindiğini ifade etti. Milleti meydana getiren temel unsurun kültür olduğunu ve dilin de kültürün birincil unsuru olduğunu dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Dilek Herkmen, Türk milletinin var olduğu ilk günden itibaren yaşadıklarını, geçmişini, değerlerini bugüne ve geleceğe aktaran vasıtanın Türk dili olduğunu belirtti.

    Milletin devamlılığı için dilin vazgeçilmez olduğunun altını çizen Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Milletler birbirleriyle bilim, teknoloji ve ticaret gibi alanlarda etkileşim halinde olduğundan dolayı bu alanlara ait kelimeler Türkçe’yi önemli ölçüde etkisi altına aldı. Hızla yol alan teknolojinin de kelimelerinin dilimize tek tek yerleştiğini görmekteyiz. Zira takibinde hızına yetişemediğimiz yabancı kelimeler, fikrimizi dahi sormadan dilimizde yerini almaktadır.” şeklinde konuştu.

    Dr. Öğr. Üyesi Dilek Herkmen, Türkçe’ye giren yabancı kelimeler ve bu sürecin yönetilmesi konusunda yön gösterici kuralı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Türk dili zengin, geniş bir dildir. Bütün kavramları anlatma yeteneği vardır. Yalnız onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde işlemek gereklidir. Ülkelerini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarmalıdır.” sözleriyle açıkladı.

  • KARÜNDER’den öğrencilere “Erasmus+Gençlik Projeleri” konferansı verecek

    Kısa adı KARÜNDER olan Karabük Yükseköğretim Üniversite ve Turizmi Geliştirme Derneği tarafından üniversite öğrencilerine yönelik ücretsiz “Erasmus+Gençlik Projeleri” konferansı verecek.

    Kısa adı KARÜNDER olan Karabük Yükseköğretim Üniversite ve Turizmi Geliştirme Derneği Kurulduğu günden bugüne kadar Karabük’te Üniversitenin kurulması ve büyümesi noktasında göstermiş oldukları gayretli çalışmaları, maddi destekleri ve sosyal sorumluluk kapsamında yapmış oldukları faaliyetler ile bir dernek olmanın ötesinde Üniversite gençliği başta olmak üzere Karabük halkına öncülük yapan KARÜNDER Proje eğitimlerine devam ediyor.

    KARÜNDER Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Börekçi yapmış olduğu açıklamada, “Gençlerimize ,Avrupa’da ki gençlerle proje üretebilmeleri ve Avrupa hareketliliği deneyimi kazanmaları amacıyla 9-10 Şubat 2019 tarihlerinde Safranbolu Belediyesi AB Projeleri Koordinatörü Yılmaz Olcay tarafından ‘’Erasmus+Gençlik Projeleri’’ konulu konferans verilecektir’’ dedi.

    Börekçi, ayrıca, Safranbolu Belediyesi bünyesinde BAKKA Projeleri başta olmak üzere bir çok program dahilinde hazırladığı ve kabul edilen projeler ile Safranbolu Belediyesinin Avrupa standartlarına ulaşmasına ciddi katkı sağlayan Yılmaz Olcay’ın katılımıyla gerçekleşecek konferans ve eğitime katılımın ücretsiz olacağını ve konferans sonunda ise katılımcılara ‘’Katılım Belgesi’’ verileceğini de kaydetti.

    Erkan Börekçi, konferansa katılacak öğrencilerin kayıtlarının KARÜNDER tarafından yapılacağını ve iletişim için 0 530 633 78 00 numaralı telefondan gerekli bilgilerin alınacağını da sözlerine ekledi.